takvimden
bir
yaprak
u
L :
îijö j'p
¡m
Mevlânâ,,nın milliyeti
ULUNAY
C on zamanda bir İran gaze-^ tesl, Mevlâna’nın Iranb ol duğunu İddia eden bir yazı neş retmiş; bu yazının hülasasını okuduk, tranlı refikimizin Uerl sürdüğü delilli «Mevlftna» nın pederi, «Sııltan-UI-ülcma» naml- le anılan Bahaeddln Velld’ln Bel hl olmasıdır Halbuki (Belli) bir Türk şehridir, «Sultan-ül-lUema» | nın (Belkiden hicret buyurması I da Iranlı gazetenin dediği gibi, hastttlardan bizar olmasından değil (H&rezml) lerln zulmün den uzaklaşmak içindir.
Nasıl zulüm ve adaletsizlik, memleketlere belâ getirirse (Hftrezm) İmparatorluğu da Cengiz İstilâsına uğramış ve taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmamıştır. Büyük mutasavvıf lardan «Necmüddlnl Kllbrâ», i «Ferldeddlnl Attar» bu İstilâda \
şehit edilmişlerdir.. «Mevlâna Ce I lftleddln-1 Bumt» BelhS’dlr. Bclh | Türktllr, «Mevlâna» da doğum j itibarlla TUrktür.
Fakat Mevlâııa kadar büyük adamın milliyeti etrafında de di kodu yapılır mı? Bu çapta | adamlar, beynelmilel kıymetler- j
dlr. Onların milliyeti, İnsanlık | dünyasıdır. «Mevlftna» İle yalnız biz Türkler değil, bütün İlim dünyası İftihar eder. îlmln mil liyeti olur mu 7
«Mevlâna» nın tranlı olduğu nu İddia eden yalnız İranlılnr değildir. Türkler arasında da böyle İddiada bulunanlar olmuş tur. Buna sebep olarak da şiir lerini Farsça yazmış olmasını Uerl sürerler.
MUtekâmU adamlar, lisanı, bir milliyet delili telâkki eyle mezler. Fikirlerini hangi lisan Ue daha vazlh surette İfade ede çeklerini anlarlarsa o lisan Uo yazarlar, «tbn-1 Slnft» da Tttrk- tür. Faltat asarım Arapça yaz mıştır. Fuzuli)
Ol sebebten farlsl lftfzlle çoktur nazm kim
Yâni «HInduca» söylüyorum a- ma, aslım TUrktür» dor. Farsça söylüyorum dememiş; zira o a- sırda Hindlstanm şiir lisanı Farsça imiş. Nice büyük şair - Ier ITIndistana hicret ederek I «Ekber Çfth» gibi hükümdarla j rın talidir ve iltifatlarına nail j olmuşlardır. O kadar kİ, Hindu- j ca denildiği zaman, Farsça anla şılırmış.
«Mevlâna» nm nasıl bir cev - j
her olduğunu memleketlinizde anlayanlar olduğu gibi onu lılç anlamıyan, tanımıyan cühelft dn pek çoktur. îşln kötüsü, Mevlft- na’yı anlayanlar susarlar; anla- yamıyan cahiller İse bUIr b il mez öterler. Bunlardan biri Mevlftna Ue Yunus Emre arasın da bir mukayese yapıp t
«Yunus'Emre Mevlâna’dan btt yüktür; çünkü o Mevlftna gibi tarikat kurmamıştır.» diyecek kadar hamakat göstermedi mİ?
Bir Sft’dl, bir ö rfi, bir H ay- yftm, bir Ebülalâ, bir tbnl Slnft, bir Fftrabl, bütün dünyanın ma lıdır.
Bu muazzam ndamlar hakkın da Garplılar dldlerle eserler ya* mışlar ve onları benimsemişler dlr.
İran gazetesinin bu iddiasına aslft kızmadık. Gazetenin Türk Mevlftna’yı benimsemek isteme si yine bizim için bir falıru gu rur vesilesidir.
Nazm-ı nâzik lehce-1 tllrk Ue pek dlşvftr olur diyor. Halbuki’ «Mevlâna»; Aslen Türkest eğer kİ Hindû
cû-yem
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi