• Sonuç bulunamadı

Çağdaş felsefe ve kaybettiğimiz Prof. Ülken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çağdaş felsefe ve kaybettiğimiz Prof. Ülken"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ

L

/J

Değerli düşünür Hilmi Ziya Ülken, çağımız

felsefesinin tamamen değiştiğini çok iyi bi­

liyordu. Felsefe yapmak, masa başında

oturup, edebiyat ve spekülâsyon yapmak

değildi. Felsefe yapabilmek için, herşeyden

önce bilim i çok iyi bilmek gerekliydi. Bu

nedenle, “ Yirminci Asrın Filozofları,, adlı

kitabını, sosyoloji, fizik, biyoloji ve mate­

matik bilimlerinde büyük hamleler yapmış

ünlü düşünürleri tanıtma çabasıyla kaleme

almıştı. Ancak Prof. Ülken kupkuru bilime

sarılmanın da karşısındaydı. Bilim yapan

bir kişinin o bilimin öteki bilim dalları ile

olan İlişkisini araştırması ve böylece bütün

b o yu tla rını bilm esi gerekeceği kanısın­

daydı.

1

9

I

Çağdaş felsefe ve kaybettiğimiz

i

O

RD. Profesör Hilmi Ziya ülken, arkasında, yüzlerce kitap ve bil­ diri ve binlerce de öğrencisini bı­ rakarak, bilinmeyen âleme göçtü.

Oysa, hayatı boyunca, “Bilinen Evren” ile “Bilinmeyen Evren” arasındaki ilişki­ leri incelemiş ve son yılla­

rında da, bu ikisinin “Zıt kutuplar hâlinde birbirinin karşıtı, fakat birbirini ta­ mamlayıcı” bir durumda olduğunu belirtmeye uğ­ raşmış, kısaca “Diyolojik yapıda bir evrenin varol­ duğunu” anlatm ak is te ­ mişti.

Prof. Ülken

i

Y A Z A N

:-Dr. Toygar AKMAN

[Yönetici]

adlı eserin-Hilmi Ziya Ülken, şimdi,

bu dyadolojik yapının, bi­ zim için “ Bilinmeyen Y ö­ nü” nde...

Yakın dostları ve arka­ daşları, onun kişiliği, sa­ natçı yapısı, titiz çalışması­ nı, ayrıntılarıyla belirterek, genç kuşaklara anlatmaya çalışacaklardır. Ülken için, kesin bir düşünceye ulaş­ mak, çok zor bir iş. Kendisi daima, büyük bir alçak gö­ nüllülükle, "Ben yıllarca, o, ne dedi, bu, neyi söyledi, şu, nasıl düşündü, bunları inceledim ve bunları yaz­ dım. Bu arada, sahilde do­ laşan ve denize girmeye çe­ kinen bir insan gibi davran­ dım. Zaman, zaman elimi ya da ayağımı suya sok­ tum. Ama, hemen çekip çıkardım. Ben, ancak “ Var­ lık ve Oluş” da yüzmeye başladım” derdi.

"A şk Ahlâkı” de:

“ .. Felsefe ruhun sporu; oyun bedenin felsefesidir. Z aten, âlem (Evren) bir bütün halinde iken, nasıl olur da siz, onları ayırabi­ lirsiniz?.. (1) diye sorunu ortaya k o y u y o r ve “ İki Yapılı Bir Tek Bütün” ü işaret etmeye çalışıyordu.

FELSEFEYE DÖŞEN

Gerçekten de 1968 yılın­ da yayınladığı, “ Varlık ve Oluş” adlı büyük eserinde, Hilmi Ziya Ülken, en son bilimsel gelişmeleri izleye­ rek felsefesini açıklıyor ve “ Dyadoloji Felsefesi” ni, sunuyordu. Yıllar boyu a- raştırdığı, ince eleyip sık dokuduğu “ İnsan” , “ T op­ lum” , “ Biyolojik Yapı” ve “ E vren ” ilişk isin i, bu “ Dyad” yapısı içinden dile g etiriyord u . H ocanın , bu görüşleri, çok önce yazmış olduğu kitaplarında da par­ ça p arça görü lm ek teydi. 1931 yılın da ya yın la d ığı,

“ Şeytanla Konuşmalar” adlı eserinde ise, şeytan ile konuşmayı, şu cümleler ile bitiriyordu:

“ .. Akıntılar, daima kar­ şı karşıyadır. Birine mey­ dan okumak için, ötekine takılm ak gerek, suların karşılaştığı yerde, kayıklar, alabora olur. Çarpışanlar, kırılanlar, girdaba karışan­ lar vardır. Hakikî kahra­ man, tek başına akıntıya kürek çeken değil, çarpışan akıntıların başında, büyük yolu açacaklar için şehit olandır..” (2)..

Hilmi Ziya Ülken, işte bu büyük yolun

açılabilme-FATMA YAYCIOĞLU (Ö ğretm en) C E N G İZ Ç I T I R I K (E cz a c ı) N işanlandılar 25.6.1974 20.30 Osm aniye M illiyet: 7634 Xk'

Direksiyonla

güreşm eyin

Takın vasıtan ıza

ALEX HAVALI Dİ R EKSİVONLARINI

rah at edin

ALEX

Her m arka kamyon ve otobüse takılabilen kom ple direksiyon takım ları

ALEX TÜRKİYE GENEL Satıcısı : TEVEİK YILMAZ Mü s s ş m s sI Baş bayii: OLPAK OTO TİC. LTD. ŞTİ. Tarlabaşı Cad. No 62

Tal : 44 03 01-49 90 77

si için, kendisini bilim ve felsefey e adayarak, şehit düşmüştür.

Çağımız felsefesinin ta­ mamen değiştiğini çok iyi biliyordu. Felsefe yapmak, masa başında oturup, ede­ biyat ve spekülâsyon yap­ mak değildi. Felsefe yapa­ bilmek için, önce, bilimi çok iyi bilmek gerekliydi. Bu nedenle, “ Yirminci A s ­ rın Filozofları” (3) adlı ki­ tabını, sosyoloji, fizik, bi­ yoloji ve matematik bilim­ lerinde büyük ham leler yapm ış ünlü düşünürleri tanıtma çabası ile kaleme almıştı. “ Bilim” ile “ Felse­ fe” arasındaki ilişkiyi ise 1957 yılında yazdığı “ Fel­ sefeye Giriş” adlı eserinde şöylece belirtmişti:

“ .. Felsefe’ ye özenen (Te- felsüf eden) bilim eserlerine çok rastlanır. Bunların bi­ lim temelleri zayıf ise “ te- felsüf” le büsbütün zaafa düşer, acınacak hâle gelir. Bilim temelleri kuvvetli ise “ tefelsüf” orada yalnız he­ ves ya da fantezi hâlinde kalmıştır. Çiddî zekâlar bu eserlerin, iki manzarasını tamamen ayırmalı ve yalnız birincilere değer verm eli­ dir” (4).

BİLİMLERİN İLİŞKİSİ

reçleri geliştikçe kurtulur. Tecrübe ve akıl; gerçek ve ideal; tabiat ve tarih; me­ kân ve zam an; fert ve bütün; teori ve pratik; v.b. zıt ritmlerin ayrı gelişmele­ ri, objeleşme ve süjeleşme süreçlerinin gelişm esin e b a ğ lıd ır, ö y l e görü n ü yor ki, bu gelişmeler, kökteki “ Dyade Birliği” nin, “ Açıl­ m a” sından d oğm u ştu r. Düşünce de, bir varlık de­ recesi olarak iki yapılı bir bünyede olmasıydı, onun krizinden kurtulmak için, bütün bu iki zıt yöndeki düşünce ritmleri, doğmaz­ d ı..” (5).

«EVRENLE VARIZ»

Hilmi Ziya Ülken, “ Var­ lık ve Oluş” adlı eseri ile, fizikçiye, kimyacıya, mate­ matikçiye, sosyolog, psiko­ log ve nörologa, bir “ Bilim­ sel Araştırmaları Değerlen­ dirme A ç ıs ı” sunm uştur. Olayları izleyecek “ Yeni bir Mercek” vermiştir. Düşü­ nen kafaların ufuklarına, “ Yepyeni Bir Boyut” kat­ mıştır.

Prof. Ülken, “ Felsefeye Giriş” adlı eserinin ikinci cildinde, “ İnsan, varoluşu­ nu kendi başına kazanmı­ yor. Şuur, daim a, “ Bir Şeyin Şuuru” dur. Yine kendi başımıza değil, ancak “ Evrende Varız...” (6). felsefesi üzerinde duruyor­ du. Sanırım şimdi göçtüğü yeni âlemde, “ Evrenin Bu Y a p ısın ı” da tanım anın hazzını duymaktadır.

Hilmi Ziya Ülken, kup­ kuru bilime sarılmanın da karşısındaydı. Bilim yapan bir kişinin o bilimin öteki bilim dalları ile olan ilişkile­ rini araştırması ve böylece bütün boyutlarını bilmesi gerek eceği k an ısın daydı. Bu boyutlar bilinebildikten sonra felsefe yapılabilirdi. “ Bilim olm adan yapılan Felsefe Acınacak Bir Du­ rum” idi. Bu nedenledir ki, ça ğım ızd a, bir “ B iy o lo ji Felsefesi” bir “ Fizik Felse­ fesi” bir “ Astro-Fizik Fel­ sefesi” nin hızla gelişmekte olduğunu görüyor ve bu konudaki çalışmaları adım, adım izliyordu. Modern Fi­ ziğin kurucularından, Niels B oh r, L ou is de B rog lie, Einstein ve Heisenberg'in Fizik ve Matematik görüş­ lerini ve Modern Fizik ve B iy o lo ji F elsefelerin i, en

(1) ÜLKEN Hilmi Ziya, "Aşk Ahlâ­ kı” İstanbul. 1931. Sa: 21

(2) ÜLKEN Hilmi Ziya, “ Şeytanla ... ... „ ya.

Asrın Filozofları” İstanbul, 1944 Konuşmalar" İstanbul

(3) ÜLKEN H ilm i Ziya, 219.

Yirminci (4) ÜLKEN Hilmi Ziya, “ Felsefeye G iriş" Ankara. 1957. Sa: 35.

(5) ÜLKEN Hilm i Ziya, “ Varlık ve Oluş” , Ankara, 1968. Sa: 494.

. (6) ... ..

-Sa? 282*

ÜLKEN Hilm i Ziya, “ F e ls e f e Giriş", (İkinci Kısım), Ankara. 1S

küçük ayrıntılarına dek bi­ len en büyük Türk düşü­ nürlerinden biriydi Hilmi Ziya Ülken...

Kendi felsefesini ise, bü­ yük bir alçak gönüllülük içinde gizlerdi.

“ Eflâtun, iyice okunur, bu dyadolojik görüşün o- nun felsefesinde yer almış olduğu görülür. Ben, yeni bir görüş ortaya koymuyo­ rum ...” derdi.

“ V arlık ve O lu ş” adlı eserinde, "Dyade Krizleri ve Dyadoloji" başlığı altın­ da, şöyle yazmıştı:

Dyade deyince, dok­ trin alternatiflerini doğu­ ran zıt ve tamamlayıcı kay­ nağı anlıyoruz. Süje-Obje zıt ve tamamlayıcı bütünü, bunların başında gelir. İn­ san Şuuru, bu krizden, ob ­ jeleşme, ve süjeleşme

Referanslar

Benzer Belgeler

Felsefenin bilginin bilgisi veya refleksif bir düşünce faaliyeti Felsefi düşüncenin bir diğer özelliği, bilimsel düşünce ile ortak olarak paylaştığı kavram ve

İlk yaratıcı Arap filozofu ve bilim insanı olarak anılan Kindî’nin, İslam dinsel bildirilerine referansla felsefe ve bilimle uğraşmanın caiz olduğunu gösterdikten sonra,

Teizm perspektifinden bakınca doğal olarak düşünülecek şey, ye- teneklerimizin aslında çoğunlukla güvenilir olduklarıdır, en azından onların operasyon alanlarının

olan. bir :ınl:ımd3 ~endi başına v:ırol:ııı. eşi ve ~nıeıi bıılunmııy:ın bır varlık mcvcuınır. Doğuşııın varolan fann fıkrını dıişunmek, O'nun ''arlığınd:ın enıin

 Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir..  Eğitim, insanları belli amaçlara

Felsefi düşüncelerini genel olarak insan durumu, Tanrı ve Hıristiyan dini üzerine yaptığı çalışmalardan çıkardığımız Pascal 'ın aklı

Ayrıca kitabın ismi (Önce Söz Vardı) hepimizin sözün yeriyle ilgili tartış- mada sözü üstün tutan bir tavrı benimsediğimiz anlamına gelmemeli -isim, daha

Bu propaganda, yani Türkçenin Farsça ve Arapça karşısında yetersiz ol- duğu veya bu diller gibi bilim ve sanat dili olamadığı iddiası, asırlarca miras gibi, bazı tarikat