• Sonuç bulunamadı

O devirde su meselesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "O devirde su meselesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T 7 - 50/.t) ı

geçmiş zam an o lu r ki...

\ ____

Odevirde

^

m eselesi

>

A

RASIRA tekrarlıyorum. “O de­ vir" demekle bundan 75-100 se­ ne evvelini kastettiğimizi *,Eyle­ dikten sonra, İstanbul’da halkın su ihtiyacını nasıl giderdiğini bilmeyenlere anlatmak isterim.

Bütün devirlerde ve bütüıı dünya memleketlerinde su, insanlar için ilk ve mübrem ihtiyaç maddesi olmuş, bunun için şehirlerde ve kasabalarda, bir hayırlı hizmet telâkki edilerek yer yer güzel çeşmeler yapılmıştır. Ne var ki, meselâ güzel çeşmeleriyle meşhur Ro- ma’daki çeşmelerin suyu içilmezken, bizim çeşmelerimizin suyu, kirlenmeden evvel içilirdi. Ve Büyükdere sırtlarında­ ki Bentler’in suları, İstanbul tarafın­ daki bu çeşmeleri sulardı.

Şehire bir yabancı (galiba Fransız veya Belçikalı) şirket tarafından Terkos suyu, Anadolu yakasına da Elmalı suyu akıtılmadan evvel İstanbul halkı yıkan­ ma ve temizlik için evlerinin bahçe­ lerindeki kuyuların sularını kullanır, çeşjne suyu veya eskiden beri mevcut - olan menba sularını türlü vasıtalarla getirterek onu içerlerdi. Benim çocuk­ luğumda evimizde Terkos suyu yoktu. Bahçemizde iki kuyu vardı. Buralardan çıkrık veya makaralı iple ve kovalarla su çekilir, helâların musluğa bağlı su küplerine doldurulurdu. Evin mühim iş­ lerinden biri de buydu.

İçme suyunu küçük fıçılar içinde Çamlıca’dan sucular getirirdi. Yemek­ lerde ve içilecek yerlerde ya sakaların getirdiği çeşme suyu veya içme suyu kullanılırdı. Bu çeşme suları çok eski zamandan beri şehire döşenmiş olan hemen hemen hepsi vakıf, yani hayrat olan muhtelif şebekelerle temin edilirdi. Bunların İstanbul tarafındaki çeşmele­ re yukarda söylediğim gibi Bentler’den su gelirdi. Bentler ormanlık yerlerdeki küçük vadilerin ağzına yapılmış güzel ve taş barajlardı. Bunlardan benim bil­ diklerimin isimleri: Büyük Bent, Kirazlı Bent, Sultan Mahmud Bendi vesaire.

Bu bentlerin suları “şehire gelirken şebekede veya yerinde bulaşıyor” diye­ rek İstanbul Çeşmeleri kapatıldı. Bazı­ larına Terkos suyu verildi. Ama güzelim çeşmelerin muslukları sökülerek bakım­ sız ve uyuyan birer âmâ gibi bırakıldı. Yazık. Bunlar için vakfedilmiş iratlar ne oldu?

Çeşmeler ve şehre su isalesi İstan­ bul’da her biri birer şaheser sanat âbidesi olan büyük çeşmelerin yapıl­ masına da yol açmıştı. Ayasofya arkasındaki Sultan Ahmet Çeşmesi, Üsküdar’da iskele başındaki çeşme, Azapkapı’daki çeşme, Tophane Çeşme­ si. daha aklıma gelmeyen ne güzel eserler sularının kesilmesiyle sadece birer taş yığınından ibaret kalmıştır.

İstanbul'da Bizans zamanından baş­ layan su derdi, . fetihten sonra da aynı şekilde mesele olmaktan çıkmamış­ tır. Tarihte okuduğumuza göre, Kanuni Sultan Süleyman, şehirde su sıkıntısı hissedilince, sadrazamı (adını hatırla­ mıyorum) çağırıp:

—Bir bent daha inşa ettir! Tâ ki, ahali su sıkıntısı çekmesin! diye emret­ miş. Sadrazam da:

— Başüzerine sultanım! demiş ama. padişah bakmış ki. hâlâ bent inşasından bir ses yok. Sadrazama sormuş:

— Ne oldu bent?

—Ustası olan kâfiri aratıyorum, bulunca başlatacağım.

İradesinden tam üç sene sonra hâlâ bendin yapılmadığını gören padişah bu sefer kendisi hendin kalfası olan bir Rum ustasını aramış, aratmış, adamı hapishanede bulmuş. Sordurmuş.

— Sadrazamın emriyle hapsedildi... demişler. O zaman sadrazamı çağırtıp:

— Nedir bu? Neden bu adamı hapset­ tirdin ve bendi inşa ettirmedin?

Sadrazam etek öptükten sonra: — Sultanım! Şehirli bu haliyle henüz su sıkıntısı çekiyor. Eğer yeni bir bent yapılıp şehirde su bollaşırsa Anadolu’­ dan çifti bozanlar, köylerinden ayrılıp N şehire gelecek ve şehir hem su sıkıntısı­ na, hem de zahire tedarikinde müzaya­ kaya giriftar olacaklardır. Anın için kal­ fayı hapsettirdim ki, arayanlar bulama­ sın ve yeni bent inşa edilmesin.

Sultan Süleyman, sammam ki, sad­ razamın köyden şehire akım durdurmak için aldığı bu tedbiri tasvip etmiş olsun. Ama o zaman dahi su meselesinin şimdi “kentleşme” dediğimiz köyden şehire akına bir çeşit teşvik olarak görüldüğü muhakkaktır.

• k

Terkos bizim eve ben çocuk yaşımda iken geidi. Fakat bugünkü gibi’ helâ ve banyolara tesisat yaptırmadık. Sadece mutfak ve gusülhaneye, bir de abdest- hanelere kadar boru döşettikti. Abdest- hanelerde musluklara bağlamamıştık. Musluğa bağlı arkada kalan pişmiş topraktan mamûl su kaplannın ağzına kadar gelen boruya bir musluk taktır­ dık. Küpte su boşaldıkça musluğu açıp doldururduk. Gusülhaneve mutfakta da birer musluk Terkosu eve getirirdi.

Terkos suyu o zamanlar çok ucuzdu. Metreküpü birkaç kuruştu. Ama o para da zamanına göre mühim olduğu için bizim gibi aileler —maalesef— sayacı işletmeden su almanın, yani açıkçası suyu çalmanın yolunu arardık. Bu da tecrübe ile bulunmuştu. Musluğu damla damla akar bırakırsak saat işlemezdi. Yahut, biz öyle sanırdık. Bunu da asla ayıp saymazdık. Hayret değil mi?

Anadolu yakasının Elmalı suyu , karşının, yani İstanbul'un suyundan daha tatlı ve daha hafifti Benim bildiğime göre o zaman Anadoluhisa- n ’nın sırtlarındaki Küçük Elmalı Ben- di’nden gelen Elmalı suyunun derecesi 6 idi. Çamlıca gibi menba sularının derecesi 1 iken Terkos un sanırım lk idi. Yani bu rakam büyüdükçe suyun kireç miktarı artardı. Ama meselâ Londra gibi. Paris gibi yerlerde su bizimkinden daha kireçlidir. O kadar ki, bazen bardakta kuruyan su onu buzlu bir hale getirir. Çocuklara vaktiyle:

— Kurtları öldürür! diye kuyu suyu içirirlerdi. Aslında meskenlerden uzak kuyu suları temiz olurdu. Ancak bunlar umumiyetle acı yani kireci ve madenî tuzları çok sulardı. Soğuk olduğu için içilirken pek acılığı hissedilmezse de, alelâde hararette içilemezdi ve bun­ ların sulan ile sabun köpürmediğinden çamaşır da yıkanamazdı.

Çeşme sularının. şehir içindeki şebe­ kesini “su yolcuları” adıyla vakıftan aylıklı memurlar idare ederlerdi. Bu şebekelerin şehir içinde yer yer yüksek ve kalın bacalar şeklinde “terazi"leri vardı. Bu teraziler, sular tazyikli gelmediğinden, yani tulumba ile basıl- mayıp kendi akıntısı ile geldiğinden onu çeşmelere gelinceye kadar çukura dü­ şürmemek için yapılmış yüksekçe kule­ lerdi. Bunların bedeninde çakılmış kalın demir çivilerle su yolculan çıkarlar ve tepedeki kapaklı küçük su haznelerine gelen ve giden borularla suyu tıkaçlarla açıp kapayarak ayarlar ve idare ederler­ di. Eski evlerde vakıfça satılmış ve tapuya geçirilmiş sular da vardı. Eskiden suyun ölçüsü, bugünkü gibi borunun kalınlığı ve parmak [ = inç] hesabıyla değil, lüle, masura tabir edilen ölçülerle ölçülüyordu. Bunların bugünkü ölçülerle muadilleri nedir bil­ mem. Eski konaklarda ve evlerde böyle akan sular da vardı.

O devirde evlerde su meselesini .halletmek yolunda bir de sarnıç suları vardı. Bu sarnıç suları evlerin damların­ dan gelen yağmur sularından ibaretti. İstanbul'a yağmur düşme nispeti nek

c

yüksek olmamakla beraber bu sarnıçlar da işe yarardı. Ne var ki, Terkos suyu geldikten sonra bu sarnıçlara rağbet edilmez olmuştu. Ancak yapıldığı sıra­ da Terkos suyu bulunmayan binalarda mutlaka bir sarnıç yapmak oraya yağmur sularını toplamak âdetti. Nite­ kim bizim Altunizade’de, sonradan Polis Prevantoryumu’na sattığımız bi­ nada 30 tonluk güzel bir sarnıç vardı ve dört katlı binanın temiz damından gelen yağmur suları bu sarnıcı doldurur, tatlı su ihtiyacını tamamen kurtarırdı.

Üsküdar’da îhsaniye’deki eski evi­ mizde de mutfakta iki büyük küpün bir duvar içine alınmasından oluşan bir sarnıçımız vardı. Ev yıkıldıktan sonra biz o küpleri bir müddet kul­ landıktan sonra bahçemize çiçeklik olarak koymuştuk. Bu küpleri bugün ne yapan, ne yapabilen var. Artık antika oldu. Zaten iyi ve işe yarayan ne varsa antika oldu ya!

O devirde gerçi şehirde kanalizasyon ve evlerde sıhhî mecra tesisatı olma­ makla beraber, gecekondu ve emsali kontrolsuz meskenler bulunmadığından suların mikrop alma vakıası olmazdı. Yani pis suların temiz su şebekesine karışması varit değildi. Çeşme suları gerçi toprak künklerle ve şüphesiz ek yerleri iltisaksız bağlanmış olmasına rağmen toprak altından mikrop almaz­ dı. Bu tehlike de ancak bundan 30 sene kadar evvel —var mı bilmem— doğdu ve çeşme sularına kirli su karışmaya başlayınca bunları kapattılar. Aynı tehlike şimdiki şehir şebekesi için de zaman zaman doğmaktadır. Çünkü onun şebekesi sağlam demir veya beton borulardan oluşmasına rağmen zaman zaman türlü sebeplerle boşalan şebeke­ de hasıl olan vakumun kuvvetli emmesi sırasında topraktan geçen kirli suların içeriye sızması ihtimali kabul edildiğin­ den Terkos suları şimdi klorlatılmakta, hatta hâlâ Anadolu yakasında olduğu gibi kaynatılmadan içilmemesi tavsiye edilmektedir.

Bütün bu macera, maalesef iyi bir kanalizasyon ve sıhhî bir yerleşme politikası ve tatbikatı olmamaktan doğan aksaklıklardır. Bunlar düzelme­ den bu hastalıklar da ortadan kalkmaz.

l

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

• Adhezyon ve kapilar kuvvet ile yerçekimi kuvveti denge durumuna ulaştığı zaman topraklarda tutulan su miktarına, tarla kapasitesi veya toprağın su.. tutma

Şu anda doğal olarak seçim sürecine kilitlenen İstanbullular, 23 Temmuz itibarıyla susuz bir İstanbul'a uyanabilir.. İstanbul'a su sağlayan barajlarda altı aylık su kalması

balıkların denizden taşanı kaptanların denize bakanı sürek avına dönüşende kaygılar büyümüş adımların kül rengi tozunda bu bakış sana bana bizedir. bardaklarda

Bu noktalarda toplam klor miktarlarının TS 266 sınır değerlerinin üstünde olduğu bu durumun şebeke standartlarının sağlanması nedeniyle kullanılan yüksek

Sayfa 6 / 11 KTÜ Makine Mühendisliği Bölümü ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünün 2015 yılında “Yağmur Suyu Geri Kazanım Sistemi

İzmir tulum peyniri, Ezine peyniri, tam yağlı beyaz peynir, örgü peyniri, tereyağı, cherry domates, salatalık, köy kırma zeytin, siyah zeytin, süzme bal, kaymak, 2 çeşit

Yağmur suyu toplama ve kullanımı için tasarlanan projelerde öncelikli olarak toplanan yağmur suyu ile kullanılacak olan yerin su tüketimi karşılaştırılması

Bahçelievler, Zeytinlibahçe, Akkent, Karaduvar, Viranşehir, Davultepe, Tece semtlerinden toplanan toplam 44 adet içme suyunun beşinde (%11,36) (Şekil 1), Karaduvar ve Bahçelievler