• Sonuç bulunamadı

10. Tarihi Türk Evleri Haftası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "10. Tarihi Türk Evleri Haftası"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

GELENEKSEL MİMARİMİZE GÖNÜL VEREN DOSTLARIM

Kentlerimizin kültürleri tümüyle yok edilmeden bu bilincin kamu­ oyunda benimsenmesi dileklerimle sözlerime başlamak istiyorum. Ve bu bilincin "Geçmişimiz için bir gelecek" umudunu düşünerek gelecek kuşaklara neler bırakacağımızın muhasebesini yapmamız­ daki önemi belirtmek istiyorum. Derneğimizin amacı doğrultusun­ da yıllardır yaptığımız çalışmalarımızı, X. Tarihi Türk Evleri Haf- tası'nda bir başka Anadolu kentinde sürdürüyoruz. Tarihi ve do­ ğal güzellikleriyle ün yapmış bu kıyı kentinin belediye başkanlığı­ nın daveti üzerine, bu yıl Antalya'dayız. Korumaya önem veren bir belediye ile çalışmak bizler için büyük bir zevk, bu tarih dolu kenti tanımak ve tanıtmak ayrıca bir görev...

Sanırım, Antalya'yı bilmeyen yoktur. Bizlerle birlikte gelen mimar­ lık öğrencileri de, bu vesileyle, bu kenti tanıma fırsatını bulacak­ lardır. Gittiğimiz kentlerdeki öğrenci çalışmaları ayrıca sergilen­ mektedir. Genç nesillere geleneksel mimarimizi tanıtmak ve sev­ dirmek görevini üstlenmekle guaır duymaktayız.

O n yıldır Tarihi Türk Evleri Haftalarında bizlerle birlikte olan tüm arkadaşlarımıza, misafirlerimize, öğrencilerimize, konuşmacılarımı­ za, dost belediyelerimize ve bizi unutmayan değerli basın ve TRT mensuplarına teşekkür, sevgi ve saygılarımla bir dahaki senede bir başka kentte buluşmamız dileğiyle...

PERİHAN BALCI

Türkiye Tarihi Evleri Korama Demeği Başkanı

(4)

TARİH, KÜLTÜR, DOĞA VE ANTALYA

Antalya, tarihi derinliği, kültürel birikimi ve etkileyici doğal yapısı ile kendine özgü karakteristik kentlerimizdendir. Akdeniz kıyıla­ rında Çukurova'dan sonra en büyük düzlüktür. Kuzeyini çevrele­ yen Toros sıradağlarının heybetli ve bir o kadar da güzel yükselti­ leri, denizden bakılınca kente fon oluşturur. Batı yönünde Bey Dağları denize daha yakın düşmektedir. Doğuya doğru daha uzak siluet veren Toroslann uzantısı yıl boyu hep yeşil kalır. Bu yeşile kış aylarında dağların kar beyazlığı eklenir. Kıyıda, dünyada ben­ zeri ender bulunan 25-30 m. yüksekliğindeki dik falezler doğanın güzelliğine başka bir dinamik, başka bir heyecan vermektedir. Antalya'nın bilinen yazılı tarihinin İ.Ö. 2500 yıllarında Hititlerle başlatılmasına rağmen kültür tarihinin, Karain Mağarası bulgularıy­ la çok daha eskilere uzandığı kanıtlanmıştır. Paleolitik (Eski Taş), Mezolitik (Orta Taş), Neolitik (Yeni Taş), Kalkolitik ve Bronz çağ­ larına ait bulgularla Anadolu araştırmalanna konu olan 4 000 ma­ ğara içinde en geniş zaman diliminde açıklık getirmesi bakımın­ dan Karain Mağarası önem taşımaktadır.

Hititlerden sonra Dorlar, Helenizm'in egemenliğine kadar çeşitli bağımsız kent devletleri gelip geçmişlerdir. Helenizm kültürü yö­ reye belli bir süre etkin olmuşsa da köklü geçmişi olan yerel kül­ tür daha sonra gücünü korumaya devam etmiştir.

Antalya adının kaynağına konu olan çeşitli efsaneler içinde, İ.Ö. 151-138 yıllarında Bergama kralı olan II. Attalos'un ülkesini doğu­ ya doğru büyütmek amacıyla düzenlediği saldırılarda bugünkü es­ ki limanı üs olarak kullanmış olmasından ötürü, onun adının ken­ te verilmiş olduğu savı benimsenmektedir. Kronolojik sıralamaya göre İ.Ö. 700 yılından sonra Lidyalılar, Persler, Helenler, Pamfilya- lı korsanlar dönemlerinden sonra İ.Ö. 65 yılından İ.S. 395 yılına

(5)

kadar Roma, bu tarihten 1085 yılına kadar Bizans uygarlığı Antal­ ya yöresinde egemenliklerini sürdürmüştür.

Süleyman Şah'ın Antalya'yı BizanslIlardan almasıyla Türklerin eli­ ne geçmişse de bir ara tekrar BizanslIlarla el değiştirmiştir. 1207 yılından sonra kesin olarak Selçukluların hakimiyeti başlamıştır. Selçuklulardan sonra Teke Beyliği (1308), Kıbrıs Krallığı (136i) dönemleri yaşanmış ve 1426 yılında Osmanlı topraklarına katılmış­ tır. 29 Nisan 1919'da Mondros Silah Bırakışmasına göre İtalyanlar- ca işgal edilmiş, ama 1 Haziran 1921 yılında kent tekrar kurtarıl­ mıştır.

Eskiliği ellibin yıl öncesinden başlayarak mağara dönemlerinden bu yana uzun bir tarih süzgecinden geçen Antalya yöresi kültür birikimlerine Selçuklular, denizcilikle ilgili liman, tersane, ticaret tesisleri, kervansaray gibi tesislerle canlılık getirmişlerdir.

lOsmanlılar dönemini anlatan Evliya Çelebi kentin, üç yönü bahçe, .bir yönü denize çevrili bir kale ve içinde dar, gölgeli sokakların (varlığından söz eder. Çarşısı kalenin dışında kurulmuş olan Antal­ ya, Selçuklulardan sonra da önemli bir ticaret merkezi olma konu­ munu korumuş olmakla kalmamış, 11 cami, 7 medrese, hanlar, hamamlar ve dış sofalı evleri ile aynı zamanda mimari kültürümü­ zün en güzel örneklerini vermiştir.

Antalya Kaleiçi yerleşim dokusunu, faydalı rüzgarları evlere ilete- bilen gölgeli dar sokakların üzerinde sıralanmış dış sofalı evler be­ lirlemektedir. Bu evlere sokaklardan develerin ya da atların geçe­ bileceği büyüklükte kapılardan girilir. Bu kapılardan ulaşılan me­ kân ya avlu, ya taşlık, ya da meyve ve sebze bahçeleridir. Taşlık, bahçenin zemin katta ev içine giren bölümüdür. Evlerin iç mekân düzeni çoğunlukla dış sofa (açık sofa)'dır. Üst katta yer alan ve taşlıktan bir merdivenle ulaşılan sofa, odalara geçişi sağlayan, aya­ ca köşk, eyvan, seki gibi yerden biraz daha yükseltilmiş özel kö­

(6)

şeler oluşturularak manzara seyredilen, dinlenilebilen önemli bir mekândır. Evin arsasının biçimine, manzaraya bakan cephenin ge­ nişliğine, ailenin büyüklüğüne, yaptıranın ekonomik gücüne ve zevkine göre sofa, büyük ya da küçük olabilir. Şekli "I", "L" ya da "U" biçiminde olabilir. Sofalar genellikle bahçeye yöneliktir. Soka­ ğa bakan bölümü varsa duvar ve pencere ile kapatılır. Odalar İŞe> Türk evlerinin çeşitli bölgelerde de rastlanılan düzenine sahiptir. Yatma, oturma, yemek yeme, dinlenme gibi insan yaşamıyla ilgili kullanımların çoğunu karşılayabilmektedir. Yine de yazlık oda, kışlık oda, haremlik, selamlık, konuk odası gibi özel kullanımlar için ayrılan odalar vardır.

Yerleşim dokusu, sokaklar, bahçeler, evler ve iç mekânlar hep in­ san yaşamını kolaylaştırmayı, insanı rahat ettirmeyi ve mutlu kıl­ mayı amaçlayan ilkeler oluşturmuştur. Geleneksel evlerimizi bi­ çimlendiren bu ilkelerin çoğu çağdaş yaşamda da geçerlidir. Her ne kadar toplumsal yapı değişiyor olsa da, geçim için balıkçılıkla, ipekçilikle, küçük ticaret ile yetinilmiyor ise de bugünün koşulları­ nın ortaya koyduğu yeni iş alanlarının gereği olarak daha çok ka: zanma ve daha çok harcama geçerli ise de, insanın günümüzde de mutlu yaşamaya hakkı vardır. İşte bu nedenle geleneksel evle­ rimizin oluşumunda geçerli olan ilkeler yaşatılmaktadır.

Günümüzün ekonomik düzeni Antalya'nın Kaleiçi'ne de yansı­ makta ve evleri hızla "ev" olmaktan çıkmaktadır. Restorasyon ve yenilemelerle çoğunlukla otele dönüştürülmekte, bahçelere doğru eklentiler yapılmakta, mekânlar büyütülürken bahçeler küçültül- mektedir. Turistlerin ilgisini oldukça fazla çeken eski Kaleiçi yerle­ şiminde belki de ev sahipleri ile turistleri bir araya getirerek sıcak ilişkilere olanak tanıyan pansiyon kullanımı Antalya evlerinin gele­ ceği için daha yerinde bir çözüm olabilir.

(7)

'd ! : ^

¡T^§v

JM

I V . J h ,

(8)

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sağlık Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı Arasında Hastanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İşbirliği Protokolü 07 Ocak 2015 tarihli Protokolün amacı;

Sağlık Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı Arasında Hastanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İşbirliği Protokolü 07 Ocak 2015 tarihli Protokolün amacı;

Sağlık Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı Arasında Hastanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İşbirliği Protokolü 07 Ocak 2015 tarihli Protokolün amacı;

Bu çalışmada İyi Bir Eğitim Ortamı İçin Yedi İlkenin İşbirlikli Öğrenme Modelinin Grup Araştırması (GA) ve Öğrenci Takımları Başarı Bölümleri (ÖTBB) yöntemleriyle

Eski adı Sirkeci Gar Lokantası olan .bir süredir ise Orient Express olarak hizmet veren lokantanın dış görünüşü.. • Fotoğraf: Kutup

Tarihi Türk Evleri Haftası; geleneksel mimarimiz “ Tarihi Türk Evleri ’ ni korumak ve yaşatmak için kamu oyu oluşturma amacıyla düzenlenmektedir.. Tarihi Türk

Türkiye’de ve ABD’de yönetmen, genel sanat yönetmeni ve öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürdü.. Türkiye’de ve yurtdışında çok sayıda klasik ve çağdaş

Ülkeler için en kritik yeteneklerden birinin bil- mek ve bildi¤ini kullanabilmek oldu¤unu söyleyen Yetifl, bu amaçla bir “Ulusal Bilim ve Teknoloji