A. O. Vet. Fak. Derg.
35 (I): 368-378, 1987
TORKM'DE İLK CNEMlDOCOPTES PILAE (LAV01PmRRE and GRIFFlTHS,
1951) BULGUSU VE NEGUVON'LA TEDAvtsi
Şükran Dinçer
lYaşar Şeker
2The first report on Cnemidocoptes pilae (Lavoipierre and
Griffiths, 1951) in Turkeyand the treatment with Neguvon.
Summary: Cnemidoeoptie mange, caused by Cnemidocoptes pilae
(Lavoipierre and Griffiths,
ı
95
ı)
has bem reported on budgerigar from
all
parts of the world. As the first
ease in Turkey, C. pilae was identified from
the mange lesions of one parrot and one budgerigar iııvestigated at the
Depart-ment of Parasitologı,
Ankara
Veterinaı)' FaeullJ'.
The lesions were most eommonly seen on the faee,
legs and surroıınding
of the cloaea of budgerigar, and were only seeıı on the head ıif parrot.
}\1icros-eopie exarr:.inationof deep skin seraping, eleared in
LOper cent KOH
revealcd
female
and larval mites.
The 0.2
%
aqueous solution of neguvon [(2, 2, 2-
triehlor-
ı
-h)'droxy
aethyl) -phosphor acid dimeth)'lester] was used for the treatment of the birds.
The drug was applied to the affeeted areas on the faee, legs and around eloaea
with a eoUon applieator and, the dead epithelial seabs was removed as far as
possible. The applieation was repeated at inten'als one week for two times on
bııdgerigar and three times on panot. After parasitologieal cure the aflected areas
were stil! featherless and wrinkled. But eomplete restitution developed without
further treatment within 1-6 weeks.
Özet:
ı
986 yılında
A.
Ü.Veteriner Fakültesi Para<.itoloji Anabilim
Dalına tüy dökülmesi ve deride kalınlaşma şikayeti ile getirilen bir muhabbet
kuşu ve bir papağandan alınan deri ka<.ıntılarının mikroskobik muayenesinde 10'/1<'
etkenleri görüldü ve Cnemidoeoptes pilae
(Laüoipierre
ve Griffiths,
ı
95
ı)
olarak idantifiye edildi. Dünya'nın birçok yerinde bulunan acar'ın Türkiye' den
ilk bildirilişidir.
1 Doç Dr. A.D. Veteriner Fakültesi, Parazitoloji Anabilim Dalı, Ankara 2 Vet. Hek. s.D. Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Bilim Dalı, Konya
TÜRKİYE'DE iLK CNEMIDOCOPTES PILAE 369
Enfeste j)apağanın bo.;'undan itibaren, başındaki bütün lüyler, muhabbet kuşunun ise gaga te güz çevresi ile )'anaklarındaki tüyler tamamen dökülmüş, deri kalınlaşmış ve üzerinde bC)'azınısı-gri bir kabuk teşekkül etmişti. Bu kabuğun üzeri )'akından bakıldığında sünger gibi delikli gö'rünüyordu. Muhabbet kuşunda gaga diforme olmuştu. Kloaka ve ayaklar da lezyonlu idi. Papağanda genel görünüm normalolduğu halde muhabbet kuşu zayi ve durgundu,. hafif kaşıııtı vardı.
Her iki kuşun tedavisi amacıyla
%
0.2
lik neguvon solusyonu kullanıldı. İlaç birer hafta ara iıe muhabbet kuşunda 2,papağanda3
kez tatbi~ edildi.Tedaviden sonraki ilk günlerde bumşuk ve ıüysüz olan deri,
4-6
hafta so-mmda tamamen iyileşti ve tii)'leı-)'eniden çıktı.Giriş
Kanatlılarda
knemidokoptik
uyuz önemli bir ektoparaziter
has-talıktır. Ayak, vücut ve başta olmak üzere üç farklı
şekilde
görüle-bilir
(9).Tavuk
ve hindilerde,
ayak uyuzuna
Cnemidocoptes mutans,ötücü kuşlardakine
C.jamaicensisneden olduğu halde, süs kuşları
özel-likle
Psittacidaeailesi türlcrinde
(papağan
ve muhabbet
kuşu)
etken
C.
pilae'dir(3, 4, 7, 9, 12). Papağanlarda
ayak uyuzu
önemli
değil-dir, fakat
baş uyuzu
en çok görülen
ektoparaziter
hastalıklardan
biridir (3, 5, 9). Muhabbet
kuşlarında
ise papağanlardan
da
yaygın-dır (1 1).
C. pilaeK uzey - Güney Amerika,
Afrika,
Avrupa
ve
muh-temelcn dünyanın
her tarafında
yaygındır
(4). Anglo-Sakson
litera-türde scaly-face olarak
bilinir
(S).Zaire (I O) ve Tunus
(8) gibi
ül-kelerden ilk kez bildirilmiştir.
Parazit,
konakçıda
önce gaga yarığının
başlangıç
kısmına
yer-leşir, oradan
gaganın
basisine, boynuzumsu
kısma, gaga
etrafındaki
deri, göz etrafı ve başın diğer kısımlarına
yayılır. Yoğun
enfestasyon-larda boyun, kloaka etrafı ve ayakenfestasyon-larda
da bulunur
(2, 3, 9). Fakat
yalnız başına ayak uyuzu gözlenmemiştir
(2,5,9). Beach (2),
enfeste
bulduğu
8 muhabbet
kuşundan
7' sinde Iczyonların
yalnız başta
gö-rüldüğünü,
i'inde ise ayak, kloaka çevresi ve kanatlardada
bulundu-ğunu, 3'ünde
gaganın
deforme olduğunu
bildirmektedir.
Freytag
ve
Bendheim'a
(5) göre de, gaganın
basisindeki
deri lezyonları
sık sık
gaganın hipertrofisine
ve üst gaganın çok uzamasına
neden olur.
En-. fcste hayvanlarda,
özellikle baştaki lezyonlar, gri-beyaz-sarımsı
renkli,
toz veya granülcr
kitleli olup, yakından
bakıldığı zaman
bal
peteği
370 ŞÜKRAN DİNÇER - YAŞAR ŞEKER
veya kalbur gibi delik dqik ve tüneller ~eklindedir (I, 12). Ayaklar-da pullanma vardır. Tırnağın üstünden ba~lar, ayakların tüysüz kı-sımlarına, sonra kloakaya yayılır (I, 12). Amall'a (I) göre, ayak eklemleri üzerindeki fazla birikmelerde yürüme ve tünerne hareket-lerinden dolayı kanamalar olabilirse de bacak lıareketlerinde kısıt-lanma ve topallık önemsizdir. Baştaki lezyonlarda da her zaman ka-~ıntı görülmez (I, 12). Ryan (IL), stres, genetik ve yetersiz beslenme gibi çeşitli faktörlerin
Cnemidoroptes
enfestasyonlarına predispozisyon hazırladığını, enfCstc kuşların hepsinde kaşıntı görülmediği halde, pullanma ve lıiperkeratosisin başlıca klinik belirtileri olu.şturduğunu ileri sürmekte aynı kafCste bulunan kuşların bazısının enfeste olma-dığını bildirmektedir.Konu ile ilgili literatür incelendiğinde çok az araştıncının (7, 8,
ı
3) parazitin morfolojik özelliklerini açıkladıkları, bazılarının da(ı,
2, 5, IL, 12) çeşitli ilaçlarla yaptıkları tedavi sonuçlarını bildir-dikleri görülmektedir.Parazitoloji Anabilim Dalına muayene için gdirikn bir papağan ve bir muhabbet kuşuna yapılan mikroskobik bakıda C.
pilae
idantifiye edilmiş, ülkemizde papağan ve muhabbet kuşlarında uyuz lıastalığı ilc ilgili bir yayına raslanmadı,ğından, süs kuşları yetiştirilmesinin halk arasında hobi olarak yaygınlaşması ve hastalığın Cinemi düşünülerek bulgunun yayınlanması uygun görülmüştür.~ateryaı ve ~etot
Çalışmanın mat<~ryalini 1986 yılında Parazitoloji Anabilim Da-lına teşhis için getirilen bir papağan ve bir muhabbet kuşu teşkil etti. Her ikisinin de lezyonlu bölgelerinden bir bistüri yardımıyla kazıntı alınıp,
%
lO'Iuk KOH'1e muamele edildi ve laın Iamel arasında mik-roskobik bakısı yapıldı. Acar görülmesi üzerine, kazıntı materyalin-den stereo mikroskop altında kanada balınasına batırılmış bir iğne yardımıyla acar'lar toplandı ve lam-Iamcl arasında kanada balsamına monte edildi. Mikroskopta morfolojik özellikleri incelenerek idanti-fikasyonu yapıldı. Acar'ın dişi ve lan'al formlarının mikrofotoğrafları çekildi.Uyuz Iczyonlarının tedavisi amacıyla
%
0.2 lik neguvon solus-yonu kullanıldı. Ba~, kloaka ve ayaklar ilaçlı suya batırıldıktan son-ra, lezyonlu bölgeler ilaca batırılan bir pamukla iyice tampone edildiTÜRKİYE'DE İLK CNEMJDOCOPTES PILAE 371
ve yumu~ayan kabuklar mümkün olduğu kadar düşürülmeye çalı!;aldı. ilaçlama bir hafta arayla, papağaııda
:-1,
muhabbet kuşunda 2 kez tekrarlandı. Konakçıların tedaviden önce ve sonra fotoğrafları çe-kildi.Bulgular
Enfestc papağanm boyundail itibaren tüm başı gri-beyaz kalın kalkerimsi bir kabukla örtülüydü. Tüyler tamamen dökülmüştü. Gözler yarı kapalı idi (Resim 2). Deri üznindeki kabuğa dikkatli bakıldığında bir sünger gibi delikli olduğu görüldü. Gagada belirgin hir deformasyon vardı (Resim 3). Vücut, ayaklar ve kloakada hi(;bir deri değişikliği saptananıadı. Papağ"anın genel durumu normaldi. Sahibi huzursuz olduğunu ve zaman zaman ba~ını kaşıdığını bildirdi. Sahibinin ver-diği bilgiye göre, papağan () ay CHeI Hindistan'dan gelmişti ve o günden sonra başka bir papağarıla beraber olmamıştı. Hindistan' dan birlikte getirilen ikinci papağanda hiçbir uyuz belirtisi olmadığı öğrenildi.
Muhabbet ku~ıında
ise
baştaki Iczyon boyuna kadar yayılmamıştı. Gaganm ıMsisinden gözlerin hemen arkasına kadar olan bölge beyazım-sı-gri, kireç benzeri ve pul pul görünümde idi. Çok sayıda küçük delikResim
ı.
Deri kazıntısında C.pilae. A. dişi, B. larva.372 ŞÜKRAN DINÇER - YAŞAR ŞEKER
vardı. Tüyler
tamamen
dökülmüştü
(Resim ıl). Hayvanın
genel
du-rumu bozuktu. Sahibi kaşıntıdan
bahsetmedi.
Kloaka (;evı'csi ve
ayak-ların tüysüz kısımayak-larında
beyazımsı kabuklanma
barizdi.
(Resim
S).Alt ve üst gaga tamamen
deforme olmuştu ve alt gaganın ucu kesik bir
görünümdeydi
(Resim ~l). En!"cste kw,;un 4 aydır aynı ka!"este yaşadığı
diğer muhabbet
kuşunda hi\~ bir kzyon olmadığı gibi gencl durumu
da çok iyi idi (Resim 6). Hem papağan,
hem ele muhaubet
kuşunun
Resim 2. C. jıilac ilc enfes(e ınıpağan (The parrol enfestccl C. liilac)
lczyonlu
bölgelerinden
yapılan
dcrikazıntısının
ınikroskobik
muaye-nesinde
görülen
acar'lar
morfolojik
özelliklerine
göre
CnemidocojJtes pilae(Lavoipierre
ve Grif!"iths,
19:J1) olarak idantifiye celileli. Bunların
bir kısmı larva, çoğunluğu
eli~i idi, erkcklere rasJanamadl.
Dişiler
or-talama 311
[1.uzun, 262
iJ.genişlikte ölçüldü. Acar'ın dorsal yüzü çok
kitinize, sınırları belirgindi.
DiğTr morfolojik özellikleri dc
literatür-de verilen
bilgilerlcaynı
idi.Larvalar
ortalama
148 p.uzun,
126
[ı,genişlikte
ölçüldüler.
Olgunlarında
çok kısa olan ayaklara
karşılık,
larvaların
ayakları
uzun ve hareketleri
süratli idi
(Rcsim
1 A, B,).
TÜRKiYE'DE ILK CNEMIDOCOPTES P1LA[
• Jr"
373
Resim 3. Aynı papağaı))lı teda,.iden (jhafıa sonraki gi:r.inümü. (Th •. Siııııe P"ITot "fler the the ".cek Ldlm'ing the treatment)
Resim 4. C.Iıiiııc ilc enfeste muhabbet kuşunun başı. (The head of ılıe uudgl'rigar ".jıh Illarkl'd nıangy changes).
~H ŞÜKRAN DiN(FR - YAŞAR ŞEKER
Resim :,. :\.fulı"bb<:t kıı~ıııııııı 8yaklarında C. Iıi/ae'den ikıi geicil 1I)'ILZ kz)'onları. (Sealy
kg of ıb,: bl1dgerig,,1 caııscd by C. pila<:).
Resim G. !\ynı kaf(-slı.ki A. cııli:stc Ini.ılı"blıct kıı~ıı. B. sağlıklı mulıabbet k\l~u. CA. Iııfcsıecl budgcrigaı, B. hcaltlıy lJtıdgeıigar whiclı Jin:d six moıııhs iıı tlıe saıııc cage belaıe tlıe
TÜRKiYE'DE iLK CNEMIDOCOPTES PIlAE 375
Her iki konakçıya ııygıılanaıı :\1'gU\'on tedavİsİnden tam bir iyileşme elde edildi. Lezyonlu kısımlardaki deri tedavidcn sonra bir süre Imruşuk ve tüysüz kaldığı halde 4-() hafta sonra yapılan kontrol-de kontrol-derinin normal görünümünü kazandığı tüylerin yeniden çıktığı görüldü, gaga ise deforme kaldı (Resim 3).
Tartışma ve Sonuç
Cnemido{o/Jtes IJilae ilk kez ]<)51 yılmda ingilllTe'de Lavoipierre ve Gritriths tarafından bir muhalıbcı kıışunda ayaklarda pilllanmaya neden olan bir vaka'ada Lırif edilmiştir (14). Daha sonra değişik ül-kelerde muhabbcı kuşu \l' papağanlarda pullu yüz (seıly faee),
pullu bacak (scaly leg; olaylarında etken Cııemidoco/Jtcs Iıi/ac olarak gösterilmiştir (1, 5, 9, iJ-I :)).Cilkemizde ise, şimdiye kadar papa-ğangillcrde hiçbir uyuz vak'ası bildirilmediği gibi, yerli literatür ve klasik kitaplarda C.
pitae
hakkında bir bilgiye de ras!aıınıanııştır. Her iki konak<;ıda uyıız nedeni olan C.pitac
bu <;a!ışma ik Türkiye'den ilk kez bildirilmektedir.Pandey ve Shukia'ya (I
O)
giire,C. /Jilae
knnak<;ıc1an konakçıya kontak yolla geçer. Buna karşın Wiclımann ve Vinecnt (I 2) kontak yolla bulaşmanın erişkin kıışlar arasında denevselolarak gerçcklq-tirilcmediğini, bu iş için uzun hir zamana ihtiyat,: oldıı.~ıınu, ancak ana ilc yavru birarada olduğıı zaman besleme sırasındaki temasla geçişin mümkün olduğunu ileri sürmektc, bir arada barındırılan 80 kuştan ancak ~2'sinin enr;'kte ııı,lu,ı(hı,~unu, Y<l\TlJ!arıIJ<l da ancak 16 ayda ge<;ti{~ini bildirmektedirln. Frost'aiG)
gi)re de aylarca tck ola-rak bcslcn<~n genç kuşlarda hastalık gdişerek semptomları ortayaÇl-kabildiği gibi, bazan da uzun süre birlikte barındtrılan iki kuştan biri bastalandığı halde, diğeri Iıastalanmayabilir. ~itd,iIl1 Frl'ytag ve Bencibeim (5), Blackmorc'a (lllli:';) atfcn, nı~ sağlıklı kıışu enfi~ste ilc birlikte tutmakla, nc de paLızitiıı bütün gelişme sal'lıaLırınl ihtiva eden deri kazıntısmı, vitanıin A'dan yetersiz beslenen m\ılıabbet kuşlina transplante etmekle paraıitiiı nakledilemediğinİ vurgulamaktaclır. Bizim bulgularımız da Pandey \Oe Slıukia (I O) dışındaki araştırıcı-ların (5,
G,
12) giizlemlerine ııyınaktadır. Kuş s:ı1ıiplerinil1 \'Crdiği bilgiye güre, papağanJ-lindistandaıı Türkiye'ye g-dclikten sOiira Iıi<;-bir kuşla teması olmamış ve IliilClistaıı'dan aYiOl1kafestc g-ctirildiği ikinci papağancla cla hiçbir enrestasyon belirtisi görülmcmiştir. ı\hıhabbet kuşu da ağ-ır uyuz semptomları gösterdiği haıcle, aynı kaks içincle 6376 ŞÜKRAN DİNÇER - YAŞAR ŞEKER
aydır birlikte ya~adığı ikinci mulıabbet kuşu çok sağlıklı idi (Re-. sim 6). Bu da diğer ara~tırıcıların ilcri sürdüğü gibi, sadece birarada barındırılmanm parazitin naklinde yeterli olmadığını göstermektedir. !\itekim Ryan'a (II) göre, genetik dispozisyon, kötü ve yetersiz bes-lenme, stres gibi çeşitli faktörler C.
pitac
enfestasyonuna predispozis-yon hazırlamaktadır.Bazı ara~tırıcılara (I, 3, 1, 9, i i, 12) göre, enkstasyon önce gaga yarığından başlayıp, gaganın basisi, boynuzumsu kısım, gaga ve göz etrafı ile tüm başa yayılır. Daha sonra kloaka ve bacaklar gibi vü-cudun tüysüz kısımlarına da geçebilir. Frcytag ve Bendlıcim (5) ise, hastalığın ilk olarak göz bölgesinde toplu iğne başı büyüklüğünde bir kabarcıkla ba~layarak büyüdüğünü, sadece ba~a lokalize olmayıp, genellikle kloaka çevresi ve bacağın tüysüz bölgelerine de yayıldı-ğını ileri sürmektc, muayene ettikleri i56 kuşun lıic,~birinde kanat ve göğüste herhangi bir Iezyona raslayaınadıklarını bildirmektedirler. Halbuki Pandey \T Shukia (LO), Zaire'den ilk kez rapor edilen vak'ada lezyonların gaga, göz, baş, boyun, ayak ve kanatlara kadar yayıldığını ileri sürmektc, Real'lı (2) de C.
pitae'li
B ku~un hepsinde Iezyonların baş bölgesinde sınırlandığını, yalnız birinde bacak, kloaka ve kanatların da etkilendiğini bildirmektedir. Aynı şekilde Wiclı-mann ve Vincent (I 2) da bir vak'ada kanatların ucu ve göğüs derisi-sinde de etkenleri görmüştür. Bizim bulgularıınızda, papağanın sa-dece baş bölgesi enfeste olduğu halde, muhabbet kuşunun kloaka çevresi ve bacaklarında da etken bulundu. Fakat hcl' iki kuşun da kanatları ve göğüs bölgesinde hiçbir lezyona raslanmadı. Hasta kuş sayımız 2 ilc sınırlı olduğu ic,:İn enfestasyonun kanallara da yayılıp yayılmayacağı hakkında bir fikir ileri sürmemiz mümkün değildir. Ancak tüm araştırıcıların bulguları birleştirildiğindc, parazitin baş-tan başlayıp, ilerlemiş vakalarda seyrek de olsa barak, kloaka, hatta kanallarm tüysüz kısımlarına yayılabildiği anlaşılmaktadır.Ryan'a (ll) göre, hastalık klinik olarak hiperkeratosis belirtileri ilc tqhis edilir. Diferensiyel tqhisde dermatofitosis, kuş papillo-lomu, gaga karsinomu ve ötü cü kuşların çiçeği göz önünde bulundu-rulmalıdır. Aynı şekilde Freytag ve Bendheim (5) da hastalığın baş-langıçta kuş çiçeği ilc karıştırılabilcceğini vurgulamaktadırlar. 1,ez-yonların yapısı tipik olarak gözeneklidir (5). Gri-beyaz, sarımsı renkli toz veya granülcr kitldi olup yakmdan bakıldığı zaman yüzeyinin bal peteği veya kalbur gibi delik de~ik, gözenekli olduğu ve tünellcrin bulunduğu görülür (I, 5, 12;. Bizim materyalimiz papağan'ın baş
böl-TÜRKiYE'DE iLK CNFMlDOCOPTES PJLAE 377
g-esi boyuna kadar tamamen gri-beyaz kalker gibi kalın bir kabukla örtülü olup, diğer araştırıcıların (I, 5, i
~n
bildirdiği gibi yüzeyi ddik dcşikti, kalın kabuk nede:rıiyle gözleri }wmen hemen kapalı idi.::Vlu-
/
habbet kuşunun başında lezyonlar sınırlı olmasına rağmen aynı kal-burumsu görüntü onda da vardı. Freytag ve Bendhcim(,ı)'ın
ayak-larda uzun süren durgunluk nedeniyle kısa sürede gangrcn gclişc-bileceğini bildirmesine karşı, Arnall (I) ayak eklemleri üzerindeki fazla birikmelerde yürüme ve tüneme hareketlerinden dolayı kanama olabileceğini, fakat baeak hareketlerinck kısıtlanma ve topallığın önem-siz olduğunu ileri sürmektedir. Bizim materyalimiz muhabbet kuşunun bacaklarının tüysüz kısımları tamamen enfekte idi, fakat tipik uyuz görüntüsünün dışında herhangi bir kanama veya değişiklik tesbit eck-medik. Sahibi de topallıkla ilgili bilgi veremedi. ArnaIl'a (I) göre baş-taki lezyonlarda her zaman kaşıntı görülmez. Nitekim Wichmann ve Vineent (I 2) da acar'ların kuşu irrite etmediğini, kaşınmanın na-diren görüldüğünü, bunun sebebinin de, acar'ın dcriye ilk girişinde yangı yapması, sonra bütün ömrünü epidermis içinde geçirmesi ol-duğunu bildirmektedirler. Aynı şekilde bizim materyalimiz muhabbet kuşunun sahibi d(~ kaşıntıdan bahsetmediği halde, papağanın sahibi huzursuz olduğunu ve zaman zaman başını kaşıdığ"ını bildirdi. Bu da, az da olsa kaşıntının varlığından bahseden yazarlara uymakta-dır. Bazı (2, 5, i 2) araştırıcıların bildirdiğine göre, gaga basisindeki lezyonlar genellikle gaganın hi pertrofisine, deformasyona ve aşan gaga şekline neden olur. Biz de her iki kuşun gagasında deformasyon tesbit ettik. Hatta muhabbet kuşunun alt gagası kesik bir görünüm almış ve üst gaga onu çok aşmıştı (Resim 4).Hastalığın tedavisi için çoğu araştırıcılar değişik ilaçlar kullan-mışlardır. Frost (6) tedavide benzyl benz'in haftada i ve 2 kez uygu-lanması iIc vakaların hepsinin iyileştiğini; Wichmann ve Vincent (I 2) ise, aynı ilacı günlük tatbikIcr şeklinde iO gün süreyle kullanarak iyi so-nuç aldığını bildirmekte,
%
60'lık mcsulphene ve tetraethyl thiuram monosulficIe tatbikierinin de iyi sonuç verdiğini ilave etmektedirler..:\1'-naIl (I) da tetraethyl tlıiuram monosulfıdc'in tedavide yararlı olduğun-dan bahsetmektedir. Freytag ve Bendlıcim.
(,'»)
değişik ilaçlar denedi k-lerini%
O. i5'lik neguvon tatbikierinden iyi sonuç aldığını, fakat ody-icn'in keratolitik etkisinden dolayı daha tesirli olduğunu bildirmck-tedirler. Buna uygun olarak Ryan (ll) da tedavi de hyperkeratitik dokunun kaldırılarak akaristlerin kullanılmasının uygun olduğunu ve etkilenmemiş bile olsa bütün vücudun ilaçlanması gerektiğinibil-.~711 ŞÜKRA~ Di]\;(ER - YAŞAR ŞEKER
direrek bu hastalığa karşı kullanılan (;qitli ilaçlardan ivcrmeetin'İn diğ-cr ajanlara giire daha etkili vc dalıa az toksik olduğunu vurgula-maktadır. Boch ve Suppcrer (3) parazitic istila edilmiş vücut kısım-larının organik fos/orlu bir akarisİ! sürmcklc tedavi edilebile-ceğini ileri sürım~kıedirkr. Biz her iki kuşu cla tedavi amacıyla
%
O.2'lik neguvon solüsyonu kullandık. Ryan'ın (ll) da belirttiği gibi keratinize dokuyu düşürmeye çalışarak, lezyonlu bölgelere ilaç tatbik ettik ve l1eguvon'ılıı parazitlere etkili oldu,~ııııu tesbit ettik. Kuşlarcia belirgin bir yan etki saptayarnadık.Sonuç olarak denebilir ki, C. pitae'den ileri gelen u.yuz lezyon-ları iyi seçilmiş bir akarisitil' dikkatle yapılacak uygulamalar sonucu kısa sürede tedevi edilebilir.
Kaynaklar
ı,
Arnall, L. (I'F,S:,: FXjICliCIII:f' u;iıh wgc-iJirds, V~t. R~c" 70 (ii): 120-128.'2. Beaeh, J.E. (I'l(i'2): Disease of /JlIdgcrigms ıııuf oıhrr w~r lihds. ii ,lıruC)' oljHJlI morımı
fiıı-diııgs. Pml flf. Vet. Rcc., 74 (:"ı): 134.140.
3. Boch, J. und Sapperer, R. (ı <)B3): Veıcril1iirmcdi:iııisrc ['ıırasil%gic. i
ı ı
AlIrı<ı~e. Ver-l;ı~e. Vnlag I'aııl Par"y, Berlin lInd ı-r<ımbıır~. ';33 pp.4. Flynn, R. (I ')73): Pıırasiles of /ıılimııl",)' ııııimal". T!ıe 10"'<1 SI<lI" Uni,'ersiıy. Pr~s/Am('s, lowa :;0010, BB'! 1'1'.
5. Freytag. U. und Bendheim, U. (19(;:): S)'mlılomaıolog)' (ııır! l>erılmeııl of cl1emidocolııic mmıge ojbudgeıiglIls. Vet. l\lt:d. Rev., 2: 1'2:') 131.
6. Frost, C. (191"): J"XllClicııcc wiıh jıcl bııdgCligars. Yet. Rec., 73 (25): 621 ..()2G. 7. Hiepe, Th. (I 'J!l2): Leh,bııch r/" Pllrtl,iıologie. Bane! 1. Veıerİnarmcdizinisclıe
Araclıno-Entoınologic. Cııs!a\' Fischer \'crlag Stutıgard, 438 pp.
8. Juminer, B. et Ben Osman, F. (ı 9(9): Cııemir/oco/)loSe ci Cııiıııidocojıles jıilııe !-IllJoil,ielTc
1'1 Gri[j/ıhs, 19') i "b.ıenee chez 111 ptrrtlche (1I1eiojHiIIIıC/l.' Iıl1dlıllıllı( SH'l Hi). Ex!raiı des Arcıı. l'lns!. I'aslertır
uc
Tun;s. 47: 333-33(;.<). Kutzer, E. (191,:;): FI:loparasilen /iei Vögchı Iıl1d ihre lidıımNilııg. Ti~r<ırz!. \Voc!ıensehrirt, 7'2 (I): i')-i!J.
iO. Pancley, V.S. and, Shukia, R.R. (I <)77): S"ab iıı/IIlITOIS (1\1e/ojlSillııcus w/dıdalııs) caıı,ed b)' Kııcmir/ocojılcs ııiıııe iıı LlIblımbachi, (Ref.: Rc\\'. App. Entomo!., Ser. B, 66, 12, Abs!. 3037, 1978).
i I. Ryan, T. (19ill,': Cııemidow/)ıic milr iıı/eslali"" iıı (([ge birds. I\olodern Vet. l'ractice, 67 (ü): 52'i-526.
12. Wiehmann, R. W. and Vineent, D.J. (ı 958): Cııemir/liwpıic mııııge iıı ıhe bııdgerigar (.\le/oIHillacus IlııdlılıııııS) . .1.A.V.;\oI.:\., ı ı: :"ı22-:"ı'24.
13. Yunker, C.E. (19:').'»): AN!II'eul rxl,ill.l'ir ıariıııioıı iıı g'ııeıııidııkolıles jJi!ae Lauoiııpiene aııd r;'ij[iıhs, 19')1 (Acariııa: Sanopıijimııes) ..l. Parasi!., 41: 64'2.643.
14. Yunker, C.E. and ıshak, K.G. (19:',7): f!islO/lIllıılogiclıl obsemalioııs 011 ıhe seqıımce of
iJilaıilılı iıı li"ııemir/ocolılic ıııaııge ol bııdgeriga,s (ll1eilı/)siııacuS wır/ıılaııo). J. Parasit., 43, 6(i4 (ili8.