•A SIM BEZİRCİ
Ölümünün
25
. yıldönümünde
ORHAN V ELİYE GEN EL BİR BAKIŞ
Orhan Veli'nin şiiri "birörnek" değildir. Değişmezliğe, durukluğa karşıt bir şiirdir. Çeşitli aşamalardan geçen, belirli bir evrimi olan bir ş i i r . . . Bu evrimi göz önünde tutmadanO. V e lî'y i toptan yargılamak doğru olmaz. N itekim ,yalnızca ilk dönemindeki şiirlerine bakarak onu Ahmet Hamdi/Ahmet Mu hip çizgisine yakın "eski" bir şair gibi görmek haksızlık olur. Aynı şekilde, "Garip" dönemindeki şiirlerine bakarak onu ol dum olası "biçimci , bireyci" bir şair saymak nasıl eksik bir yargı ise,yalnızca son dönemindeki şiirlerine bakarak oldum bittim "özcü, toplumcu" bir şair saymak da öyle eksik biryar- gıdır.
O . Veli tek türlü şiir yakmamış,değişik aşamalardan geç miştir. Durmadan aramış,kendini yenilemiş,kısa zamanda b ü yük bir şiir serüveni yaşamıştır. Arkadaşı Oktay Rıfat'ın de - diğî gibi, O . Veli "Fransız şairlerinin birkaç nesillik mace - rasını kısacık ömründe yaşadı.Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı," Bu söz, O . Veli'nin şiir gelişimi kadar, fikir gelişimi için de doğrudur. Belki O . Veli tam anlamıyla bir devrim şairi ol mamıştır, ama tam anlamıyla birşiîr devrimcisi olmuştur. Yalnız ca bir şair olarak değil.bir aydın olarak da hem kendini,hem de şiirimizi ileriye götürmüştür. Şiirimize yeni konular, söz -
cükler, görüşler, duyuşlar, biçimler getirmiştir. Erken ölmeseydî daha da getirecekti. O yalnızca bir ye n ilikçi, bir öncü değil, bir savaşçıydı da. Nitekim,yeniyi getirmekle kalmamış, eski - nin ortadan kalkması,yozlaşmış değerlerin yıkılması için de örnek bir çaba göstermiştir. Bu yüzden Hececilerin ve eski zevke .bağlı kişilerin ağır saldırılarına,alaylanna, eleştirile rine uğramış ama yılmamış, direnmiş ve savaşı kazanmıştır .
O . Veli eskiye duyduğu tiksinti ve yalınlığa duyduğu tutkunlukla şiirden imgeyi, ölçüyü, uyağı, edebî sanatları kov muş, "geçmiş edebiyatların bize öğrettiği herşeyi, bütün ge - leneği atmak" istemiştir.Daha çok başlangıç yıllarında kes kinleşen ve sonraları yumuşayan bu aşırı istek şiirin teknik o- lanaklarmı daraltmıştır. Buna karşılık, şair işlediği konularla , canlandırdığı kişilerle,kullandığı sözcüklerle şiirin alanını genişletmiştir. A lışılm ış ve aşınmış tem leri,deyişleri, kuru - luşiarı kaldırıp atmış,alanı yeni ve değişik ürünlerle doldur muştur. Şiiri şairanelikten, yapmacıktan, süsten, fazlal ıktan, klişeden temizlemiştir. Hasta, romantik duyguculuğun yerine doğal,ussal bir duyarlık getirm iştir.A yrıca,şiir dilini kitabilik ten kurtarmış, ona konuşma d ilinin, hatta-az da olsa-argonun cani ılığ ın ı, gülümseri iğini, genişliğini aşılamıştır. Süslü, kalıp laşmış, özentili anlatımı yıkmış, basit, yal ın,açık, yoğun an - lafımın temelini atm ıştır.Öyleyken,yalınkatlığa düşmemiş, çoğun sadelik içinde derinliğe varmanın, çarpıcı olmanın yolu nu bulmuştur.. .
O . Veli şiirimize yalnızca halkın (şehir halkının) dilini sokmakla yetinmemiş,onun önce kişilerîni,sonra da hayatını çoğu eserlerinin konusu yapmıştır. Şiirin fildişi kulesinden so kağa inerek günlük hayata ve halk arasına karışmasını, " mü reffeh e k alliye f'e değil, "fakir ekseriyete" seslenmesini di lemiştir. İlk döneminde şiirin toplum sorunlarıyla ilgilenmesini iyi karşılamamış,ama son döneminde bu kanısından gitgide
u-zaklaşmıştır. Halktan insanlara ve onların di line, hayatına, zevkine duyduğu yakınlık zamanla onu halkçı,hatta toplumcu denecek bir çizgiye yöneltmiştir. Gerçi bu çizginin tümüyle popülizmden kurtulduğu,eylem,öğreti ve düşünce düzeni açı - sından-N. Hîkmet'te olduğu gibi-gereken derinlik ve genişliğe vardığı öne sürülemez. Fakat hızla oraya doğru gittiği de söz götürmez. Ayrıca,şu nokta da söz götürmez:0. Veli halka gi derken "beylik"e ve toplumculuğa giderken "nutuk"a düşmek ten korunmasını . bilmiş, bazı ülkücüler gibi şiiri yitirmemiş - tir.
O . Veli şiirimizde önemli bir çığırın açılmasına önayak olmakla, önderlik etmekle kalmamış, birtakım şairleri de bu yolda etkilemiştir.
Ge!gelelim,bu yaygın etkinin-yararları dışında-bazı za rarları da olmuştur: Garipçilerin koydukları sınırlayıcı ilkeler yalnızca teknik olanakların kısıtlanmasına yol açmakla kalmaz lar, şiirin birtakım ellerde iyice sığlaşmasına, kolaylaşmasına, kalıplaşmasına da yol açarlar.O kadar ki,gün gelir, O . Veli dahi bu sonuçtan yakınmak gereğini duyar.Gerçekten de vak tiyle eski şiirin yıkılmasında büyük yararı dokunan Garipçi ilkeler zamanla işlevlerini yitirirle r. Gitgide kalıplaşarak şii rin ayağına dolaşmağa ve açılıp serpilmesini kösteklemeğe baş larlar. İkinci Yeni hareketi bu sıkıcı duruma bir tepki olarak doğar. Birinci Yeni'nin şiire koyduğu ağır yasakları kaldırır.
Öte yandan, Cumhuriyet döneminde şiirimizin geçirdiği yenilikleri O .V e li'y le başlatmak ve sınırlamak da haksızlık olur. (İkinci Yeni hareketine katılan şairler yazık ki böyle bir haksızlığı işlemişlerdir: Garip akımına Birinci Yeni, kendi ha reketlerine de İkinci Yeni adını takmışlardır'.îNeden derseniz, ondan önce N . Hikmet- başka bir görüş ve yöntemle-şiirimizde en büyük devrimi gerçekleştirmiş, A . Haşim ve Hece şiirine en büyük darbeyi indirmişir. Bu bakımdan O .V e lî'y e (ve arkadaş larına) yolu onun açtığı söylenebilir. Nitekim, N . Hikmet hap se atılıp da ardılları susturulunca,meydan enikonu boş ka lır. Dolayısıyla, O . Veli'nin işi azçok kolaylaşır. Hatta,önceleri , egemen çevrelerden bu yolda anlayış bile görür: Politik bir tavra bağlanan toplumcu gerçekçilerin yerini, N . Hikmet'in şiirine karşı çıkan ve başlangıçta politikaya karışmayan ga - ripçilerin alması yararlı sa y ılır.(O kadar ki,CH P'nin gedikli üyesi ve gayrı resmî eleştirmeni N .A taç'ın dahi Garipçileri desteklemesinde böyle bir anlayışın da payı olduğu düşünüle b ilir.)
Bunlara karşın, bir yenil iğ i tutturup sürdürmek zorduryi- ne de. Eğer Garipçîler güçlü kişiler olmasalard ı, bir " kuşak" hareketi yaratmasalardı Birinci Yeni akımı da başarıya ulaşa mazdı. Bu başarıda O .V e li'n in payı büyüktür.Gerçi bu payın sınırları bîr yere değin şiirimizin yararına olmuştur,ama bir yerden sonra da O . Veli şiirinin zararına olmuştur.Çünkü ku ruculuk hareketi ve apansız gelen ölüm,onun kendi şiirini kur ma zamanını daraltmıştır. Neyse k i, O . Veli bu kısa zamanı dahi çok iyi kullanmasını bilmiştir: Y ık ıc ılık şiirlerinin ardı- sıra kuruculuk şiirleri de vermiştir. Bunlar, onun Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Nâzım Hikmet,Cahit Sıktı gibi seçkin şairler arasında yer almasını sağlıyacak yeterliktedir.
V.
•S E L İM İLERİ
bütün yönleriyle Orhan Veli
"BÜTÜN ŞİİRLERİ,,
/ \
Orhan V e li, Bütün E s e rle ri - 2 - "Bütün Ş i ir le r i " Bilgi Yayınevi, 297 sayfa, 20 lira
V _____________________________________________________S
orhan
V0lÎi¥n”-2
Orhan Veli'nin adı anıldı mı, edebiyatla -şiirle az çok ilgilenmiş herkesin söyle yeceği bir çift söz, ezberden okuyacağı dizeler var.Yined e Orhan V eli'yi tanıdığımız, Türk şiirine getirdiği yeniliği kavradığımız söylenemez. Or - han Veli ezbere bildiğimiz di zileriyle gündelik edebiyatı yansıtıyor bir bakıma. Şiirden uzak kalmak istemeyenlere ses yöneltebilmiş ender sanatçılar dan b iri. "Ağlasam sesimi du - yar mısınız, " dizisini anımsa - mayan pek az şiir okuru var - dır sanımca.
Gerçek Orhan Veli ise bu gündelik şiir tutkusunun dışın da kalan bir şair. Üzerinde du rulmamış, ezberlenmemiş şiirle , rinde büyüyor Orhan V e li. "An latamıyorum" kuşkusuz çok gü ze l, çok iç li bir şiir.H attâ Or han V e li'yi açıklayan ürünler den. Buna karşıl ık, sözgelimi
"Gemilerim"pek bilinen bir şiir değil. "Gemilerim" de en az "Anlatamıyorum" ölçüsün
-de önemli.Yaşamla duygula - nımlar arasındaki bağlantıyı bu şiirde de bulabiliyoruz.Ço cuksu duyarlıkları benimseyen bir ses, çocuksu özlemlerden doğan vurgusuz im geler.. .
Orhan Veli'deki dönemeç leri, değişimleri, aşamaları kav ramak, her şeyden önce şiirle - rin yayımlanış tarihleriyle o- kunmalarını gerektiriyor. Bugü- ne dek böyle bir basımına rast lamıyorduk şiirlerin. Amaç, O r han Veli'nin şiirlerini yan yana toplamaktı eski baskılarda. Bil gi Yayınevi,Asım Bezirci' nin hazırladığı bir yapıt sunmuş . Baştan belirteyim, öbür baskı - larla oranlanamayacak bir ç a lışma Bezirci'ninki. İlk kez oku run eline özenli bîr Orhan V e li şiiri sunuluyor. Bezirci, "Ga- rip"în önsözlerini de yapıta a l mış. Orhan V e li, Garip olayını başlatırken neler düşünmüş, e -
reklerini nasıl açıklam ış.. . bunları öğreniyor günümüz o- kuru. Şairlerin, hikayecilerin yapıtlarına ekledikleri önsözle ri, nedense, birtakım yapımcı - lar tarafından kırpılır , a tılır zamanla. "Garip" varsa, Ga - rip olayı edebiyatımızda bir dönemeçse, okur , gerçekleyici- nin,yani Orhan V eli'nin düşün çelerini de öğrenmek ister. B il mem-kaç yıl Türk okurunu bu önsözlerden yoksun bırakma - ya kimin hakkı olabilir ?
Orhan Veli'nin günümüz deki yeri ne olabilir ? Bugün çok sesli, uğultulu, dinamik bir
şiirin ardından gidiyor genç so inatçı. Genç şairlerin pek azı
kitap yayımladı, çokluk dergi lerden izliyoruz onları.Orhan '-eli konusunda ne düşündükle rini, eleştirilerini,duyumsayış- lar m ı bilmiyoruz. Oysa Orhan Veli tanınmışlığıyla büyük bir önem taşıyorjayrıca kıyıda-kö- şede kalmış şiirleriyle başka açılardan da incelenmesi gere ken bir şair.l950'de "Cevap''ı yayımlamış Yaprak dergisinde. Ciğercinin kedisinden sokak kedisine bir yanıt bu: "A çlık - tan bahsediyorsu n; Demek ki sen komünistsin./Demek bü tün binaları yakan şendin./İs— tanbul'dakilerî sen/Ankara'da- kileri se n .. . "Arayı açıyor Or han V e li,ayırıyo r son dizeyi: "Sen ne domuzsun, sen', " işte tek başına bu şiir Orhan V eli' nin bilmediğimiz, üzerinde dur madığımız niteliklerini yansı tıyor.
Bezirci, Orhan V e li'yi in çelerken bu niteliklere değin mişti : "Orhan V e li" .. . Günü - müz şairinin de incelemesine, eleştirisine ihtiyaç duyan bir Orhan Veli'nin varlığı yadsı - namaz.
"Kapalı^arşı"yı, "Güzel Havalar"ı, "İstanbul'u Dinliyo- rum"u çok seviyoruz, Türk
şîir-rinin en içten dizilerine onlar da da bulabiliyoruz. Bir "Ta - hattur" roman ölçüsünde zengin boyutlar taşıyor. Şiirin öbür e- debiyat türlerinden üstünlüğü- nü-üstünlüğünü dememeli bel' ki-kanıtlayabiliyor.
Ölümünün yirmi beşinci yı lında Orhan Veli için yeni şey ler söylemeli.Şairin alaycı, Süleyman Efendili şiirleriyle yetinmemeli. Düşünen,yaşamın incelikleri karşısında coşan , acıyı çok iyi bilen bîr ses Orhan Veli:"Sevdiğim insanla- ra/Kızabilirdim ,/Eğer sevmek bana/ Mahsun durmayı/öğret- meseydi,"
"Gemiler geçer rüyalarım d a ,/ A llı pullu gemi ler, damla rın üzerinden;/Ben z a v a llı,/ Ben yıllardır denize hasret. " Bu yal ın dizelerde hem şiiri, hem de herkes gibi konuşan, iri iri sözler etmeyen birini ta nıyoruz.
Orhan V e li, konuşkan şiiri getirdi edebiyatımıza. İn ce gülmeceyi,gündeliğin al -• tında tomurcuklanan acıları ; karmakarışık, iç içe,ama düze yinden hiçbir şey yitirme -
y e r e k . . .
Kısa bir ömürde şiiri döne meçlerle kuşatmak oldukça güç bir çaba. Koşulları mı Orhan V eli'yi dönemece sürükledi, yoksa şair mi koşulları zorla - dı;edebiyat tarihlerinde soru muz yanıtsız kal ıyor. "Bütün Şiirleri"ni şiirden söz etmek isteyen herkesin tekrar oku - ması gerekiyor: "Sonbahar;/İz mit sokakları yaprak için d e y d i."
ORHAN VELİ İÇİN SÖYLEYİŞLER
"Şunu bir daha tekrar e- deyim ki Orhan Veli ve Oktay benim bir eski prensibi şeklen inkişaf ettirdiler. Ben de bir a- raştırmada o eski prensibi son haddine kadar ulaştırd ım. H er- hangi bir prensip son haddine kadar ulaştırıldığı zaman zıd - dına döner, saçma olur. Onlar
saçmalamakta devam ediyorlar ve bu şekilde kaldıkları müd detçe, muhtevaları böyle kal - dıkça, devam edecekler. Ben
bir sağdan geri ettim, şimdi yo lumda yürüyeceğim. Bu mesele üzerinde ısrarım,yarınki serbest hayatımızda Oktay, Orhan Ve.-' li vesairelerle, onlar bu muhte vada kaldıkça,bu şekilde kala cakları için iki düşman safta bulunacağımız içindir"
| Nâzım Hikmet ("Kemal Tabire Mahpushane - den Mektuplar)
"Orhan Veli yaşasaydı daha çok şeyler verebilirdi. Günden güne olgunlaşıyordu; . hem olgunlaşıyor,hem de sa - natfaki devrimciliğinden ayrıl- makstzın,özüne hiyanet etmek sizin değişiyordu. Yaşlandıkça uslanan, şu içsiz, sevgisiz, i - nansız, kendi kendilerine araş tırmalara girişmekten korkan yerleşmiş kanılara bağlanıpsağ- lıklarında yok oluveren kimse lerin uslanmak dedikleri pisi
-rıklığa düşecek insanlardan de ğildi o. Yaşasaydı düşüncesi günden güne zengini eşecek,ge- nişliyecekti"
| Nurullah Ataç (Sözden Söze'den) "Tek insan hallerinden ir»' sanlığın haline doğru: Orhan Veli'nin şiirinde gittikçe be - liren yöneliş buydu. Bu yöneliş, onu bir yandan yerli şiir kay - naklarına, bir yandan da dünya şiirine bağlıyordu. Onunki ka dar memleket kokan şiir az bulursunuz ; bununla beraber dünya şairleri arasına en ko lay katılabilecek şairlerimiz - den biri de Orhan V e li'd ir.R u meli Hisarında yeniden türkü söylemeye başlayan bu garip ki şi Türkçeyi insanca söylemesi ni biliyordu".
B Sabahattin Eyuboğlu (Sanat üzerine Deneme- ler'den)
"Orhan Veli'nin asıl yaptığı şey, 1910'dan sonra do
ğanların şiirlerinde gördüğü - müz hususiyetleri bir sınıfın a- damında toplamasıdır.Onun hiç bir romanesgue'i olmayan ve yalnız nasırlarından şikâ - yet ederek yaşayan ve ölen kahramanı Süleyman Efendi , her türlü İdealisme'in ve değer hıürarchie'sinin dışında ilk doğmuş insan yahut bilinmeyen ameiiyelerden geçmiş ve trans- cendantal'le her türlü alâkası nı kesmiş bir mahluk gibi sa - dece var olmakla y e tin ir(x .. . ) Şair ilk denemelerinde bir ne vi muhakeme ile dıştan birşey gibi kabul ettiği bu tipi yavaş yavaş içten de benimseyecek, ona temessül edecektir. Son şiir lerinden biri olan çok doku - nakli İstanbul Türküsü'nde ken di ferdî hayatını doğrudan doğ ruya ona söyletecektir. Şu şiir için yapılabilecek en ciddî tenkid fazla şakada kalması , okuyucunun hayretini fazla is tismar eden bir safderunluğu hemen hemen tek vasıta gibi kullanmasıdır"
£ Ahmet Hamdi Tanpınar , (Edebiyat üzerine Ma -
kaleler'den)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi