• Sonuç bulunamadı

Adana Ulu Camii

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Adana Ulu Camii"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Adana Ulu Camii

A.Osman UYSAL

SBi ünümüzde artık iyice gelişerek o|gunlaş-maya başlayan Anadolu Türk Mimarisi anştvmahrında; Türklerin doğudan getirdikleri mimarf' bbiklmler, Anadolu'ya geklikten sonra Bizans, Ermeni, güneydeki islâm sanat çevrele­ rinden aMikları biçim ve süsleme öğelerinin neler oidukhn aşağı-yukan tamamen bilinmekte ve çevre kültürlerden gelen bu unsuriarın, Anadolu'ya ulaşırken geçtiği yollar; tarihi bilinen somut ör­ neklerle ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bu arada, eMeki verilerin yeterszliği nedeniyle tam açricianamayan; fakat, ister mimari' biçimlenişte, ister ddcorasyonda olsun hissedilen etkileşimle­ rin; somut ömdcIer verilmeden ve sağlam mesnet-lere dayandrıbnadan etki kaynağı olan bölgenin sadece ismi verilerek geçiştirikiiğine de şahit olu­ yoruz. Türk Sanatı Tarihi araştırmalarmda zaman zaman karşıtaştiğımız bu tür yuvarlak ifadeler, SzelEkle; henüz herşeyiyle incelenmemiş olan "Beyfikler Devri Sanatı" söz konusu edildiğinde karşınıza çıkmaktadr.

Anadoki Selçuklu Devleti'nin, Kösedağ Sava-şı'nı müteakip çökmeye başlaması üzerine kuzey, batı, güney, orta ve güneydoğu Anadolu bölgele­ rinde kurulan ç o k sayıdaki beyfiklerin mimarlık uygulamaları; —getirdikleri yenilik ve değişiklik­ lerin yanı sıra- Selçuklu g e l e n ^ i n i n bir devamcısı olarak, Türk MimaiTsi'ndeki gelişmenin önemli bir halkasmı okıştururtar.

13. yy. ikinci yarısından itibaren Anadolu Sel-çukkı Devletinden kopmaya başlayan bu beylik­ lerden Karamanoğulları (1256-1483) ve Eşrefoğul-bn'nm (13. yy. ikind yarısı - 1327) yapı sanatı büyük ölçüde Selçukhi geleneğini devam ettirmiş-leıdir.d) Hamitoğlulları Beyliği'nin de Selçuklu-hr'ın mimirf anlayışından kopamadığı, mevcut örneklerden anlaşılmaktadır. Mekân anlayışının değişmeye başlaması, revaklı avlunun cami bünye­ sine katılması, son cemaat yeri, portallerdeki sa­

deleşme eğilimi ve mermer kaplamaların kullanıl-ması(2) . . . v.b. gibi y e n i l i k l e r i n ; "daha ç o k , Ana­ d o l u ' n u n batı bölgelerinde hüküm sürmüş olan Saruhan (1300-1410), A y d m (1300-1403), Men­ teşe (1300-1425), Germiyan (1300-1428) ve Os-manoğullaıı'nın kurmuş oldukları cami ve med­ reselerde gerçekleşmiş görürüz."(3)

Adana ve çevresinde 1353'den 1608'e kadar hüküm süren ve çoğunlukla Memluklere t â b i ola­ rak yaşayan Ramazanoğulları ile, Maraş-Elbistan civarında, 1339'da Memlûklerin onayıyla beylik kuran Dulgadıroğullan'nm (1339-1521 )(•») mi-mârîlerinde ise; Selçuklu Sanatı'ndan ziyâde, Su­ riye ve Mısır etkilerinin ağır bastığı bilinen bir gerçektir. Yalnız, hiç bir zaman gözden ırak t u ­ tulmaması gereken önemli bir nokta var k i ; o da, bu etkilerin biçimsel olmaktan ç o k , dekoratif ka­ rakterli oluşlarıdır.

Fakat "Suriye ve Mısır p a t e n t l i " unsurların Anadolu'ya ilk girişler, 14 y y . gibi geç bir dö­ nemde değildir. Daha erken devirlere bir göz atıldığında; " 1 2 ve 13. yy.larda Anadolu Mimâri-si'ni etkileyen bölgeler arasında Irak, Suri>e ye M ı s ı r " l 5 ) ı n da olduğu görülecektir. Bu ytizyıllar-da, Artuklularla sıkı kültürci-politik ilişkiler kur­ muş olan Zengî ve Eyyubî Devletlerinin egemen­ likleri altındaki Suriye ve Mısır; Selçuklulardan al­ dıkları m i m a r i unsurlar ve motiflerle, Fatımi

Sa-(1) A s l a n a p a . O . , T ü r k S m a t ı , R e m z i K i t a b e v l . l i t a n h u i . 1 9 8 4 . s. 2 0 4 ; Y e t k i n . S . K . , Tirk. M i m a r i » . A n k a r a . 1 9 7 0 ( 1 ) . s. 1 5 5 . (2) Y e t k i n , S . K . . a - R . c , s. 1 5 5 . (3) Y e t k i n , S . K . , a.R.c., s. 1 5 5 .

(4) R a m a z a n o ğ u l l a r ı ve Duloaöjriıiar icın t)Kz.: U.'urt,^r. 51lı. İ . H . , A n a d o l u B e y l i k l e r i vc . \ k k ( i \ unlu-Karakcı-y u n l u D r v l c l i r v i . T u r k l a ı ı h K u ı u n ı u H.ıtnı.vvı, A n ­ k a r a . 1 9 6 9 , s . 1 76 - 1 79 ; 1 6 9 - 1 7 5 .

(5) K u D a n , D., . \ n a d o l u imi. M i m a h » i n i n > v a > ı u i vr S o r u n l a n , 1st. 1 9 6 5 . s. 5 9 .

(2)

278

natrndan kalan repertuarı uyumkı bir tarzda yoğu­ rarak, geliştirme yolundadr. Kuzeydeki komşu kültütün, böylesine bir sentezden faydalanmak is­ temesi ve etki altında kalmasından daha tabii bir şey olamazdı. Gerçekten de; Artuklu cami ve med­ reselerinin cephelerine, avhı ve portallerine biçim veren dilimli kemer; Suriye Z e n ^ Mimârfsi'yle yakın benzerlikler içindedir.(6) Suriye ve Mısr'm renkli taş uygulamalannın Anadolu'ya taşıyıcısı olarak kabul edilen Artuklubr; en fazla bu özellik­ leriyle, Güneydoğu Anadolu, Orta ve Batı Anado­ lu'da etkili oiabilmişlerdir.(7)

Artukluların 1409, Hasankeyf EyyubtIerinin 1S24te tarih sahnesinden çekilmelerine kadar ge­ çen süre içerisinde güneyden gelen etkilerin Ana­ dolu'ya aktarılmasında; Artukkılar kadar, -Mem­ luk tâbiyetindeki- D u ^ ı r i ı ve Ramazonoğuila-rının da rolleri vardır.

Biz, bu kısa araştrmamızda; yukarıda zikret­ tiğimiz son iki beylikten Ramazanoğullannm Adana Ulu Camii'ndeki, Memlûk yoluyla gelen Suriye ve Mısır etkilerine değinmeye çalışacağız. Bu arada Irak'tan, Anadolu'da ise Selçuklu ve Osmanlı'dan kaynaklanan unsurlara da yer ve­ receğiz.

*

Kendi adıyla anılan külliyenin camii olan eser; Ulu Cami Mahallesi'nin o r u kısmlarmda yer alır.O) Üzerindeki kitabelerden anlaşıMığı kadarıyla, 913 H. (1513 m).-948 H. (1541 m.) yıl­ ları arasında inşa edilmiştir.(9) Yapımına 1513 M.-de Ramazanoğlu Halil Bey tarafından başlanan cami ,-(10) daha sonra Halil Beyin oğlu PirT Paşa tarafından 926 H. (1520 M.) ve 948 H. (1541 M.) yıllarındaki) y ^ t r ı l a n çalışmalarla son şeklini almıştır.

Adana Ulu Camii, batıda esas kütleden dışa doğru çıkıntı yapan bk>k dikkate alınmazsa kare­ ye yakın ölçülerdedir ve enine d i k d ö r ^ n avkı ile bunun güneyindeki harim ve tiirbeden meyda­ na gelir (Resim: 1).

Batı kenarından bir ve kuzeyden iki sıra re-vaklarla kuşatılan avluya, doğu cephesindeki ve batıya doğru çıkıntı yapan bfoğun batı cephesin­ deki portallerden geçilmektedir. "16. yüzyıMa yapılmış olan batı portali, üç kubbeli ve iki oda-I ı " ( i 2 > kuruluşuyla değişik bir giriş mekânı düzeni gösterir. Batı revağına geçit veren bu kuleli blok tuğla malzemesi ve değişik üslubuyla ayrı bir yapı olduğunu gdstermektedir.d^) Doğu por-Uli, avlunun kuzeyini kuşatan revaklardan dışta-kinin, doğu duvarıyla birleştiği yerde kurulan minarenin güneydoğu köşesinde bulunmaktadır.

Enine dikdörtgen plânlı harim, kuzey cephe­ sindeki üç kemerli açıklıkla (Resim: 2) avluya

açıl-makU olup; kıble duvarına paralel sıralanan d ö r t sütun üzerine hafif sivri kemerlerle beş bölümlü iki sahna ayrılmıştır.!ı*) Sahınların üzeri çapraz tonozlarla; mihrab önü ise, oniki kenarlı bir tambur üzerinde yükselen bir kubbe ile örtülmüş­ tür.

Buna karşılık üst yapmın dış biçimlenişinde daha değişik bir görünümle karşılaşıyoruz. Ş ö y l e ki; içten tonozla örtüldüğünü söylediğimiz h a r i m , dıştan kırma çatılı bir kuruluş gösterir ( R e s i m : 3 ) . Kırma çatıdan yukarıya doğru f r l a y a n poligona! tamburun her bir kenarına birer pencere açılmış­ tır. Tamburun üstünde yükselen kubbe, Mısır kubbelerinin esinlendiğini belli eder bir b i ç i m d e yüksek sivri kemer kesitten hareketle elde edilmiş soğanvari bir form gösterir. Harimin b i t i ş i ğ i n d e k i türbenin kubbesi de aynı özelliktedir. M i h r a b önü kubbesi ile türbe kubbesi, Osmanlı m i m a r i s i n ­ de okluğu gibi kurşunla kaplanırken; revak kubbe­ leri, Antalya Yivli Minare ya da Balat llyas B e y ' i n kubbelerini a n d r r bir biçimde oluklu k i r e m i t l e kaplanmıştır (Resim: 4). Oluklu kiremit, hemen hemen bütün Akdeniz bölgesi ülkeleri için karak­ teristiktir.

Harimin doğusunda kalan 1540 t a r i h l i kare plânlı türbeye, çapraz tonozkı ve mihrabiyeli bir ön mekân ile, harimdeki kapı çıklıklarından geçile-bilmektedir. İçerisinde Ramazanoğullarına ait üç çinili lahit vardr. Türbe duvarlarını zeminden i t i ­ baren 2 metreye kadar olan kısımlarını kaplayan çiniler 18-19. yüzyıl İstanbul i m â l â t ı d ı r . d s ) Tür­ benin altında beşit tonozlu bir mumyalık yer alır.

Ulu Camiin genel şemasını kısaca v e r d i k t e n sonra, dışa-ıdan başlamak üzere ç e ş i t l i y a p ı

ele-(6) Altun, A . , Anadolu'da Artuklu Devri Türk Mıma-rifi'nin Gelişmcti, Kültür B a k a n l ı ğ ı V a y ı n l a r ı : 1 6 4 , TOrk Sanat Eserleri S e r i s i : 3 , İ s t a n b u l . 1 9 7 8 , s . 3 0 0 . (7) A l t u n , A . , a . g x . , s . 3 0 1 .

(8) TürMye'de Vakıf Abidekt ve î i k i Eserleı, 1, A n k a r a . 1972, s. 2 .

(9) öztOrk, Ş., Adana tünde Ramazanoğullarına Ait Ak­ ça MeıdtUlu Camfi ve Yağ Camii, A . ü . D . T . c . F a -kOltesi, Sanat Tarihi B ö l ü m ü ( Y a y ı n l a n m a m ı ş ö ğ r e n ­ ci lisans tezi). A n k a r a . 1 9 6 6 , s . 8 ; Y ı l d ı z , F . , Adana Kentindeki Cami-Mesciticr ve Bunlann Dekorasyonu, A . O . D.T.C.FakOltesi, S a n a t T a r i h i B ö l ü m ü ( Y a y ı n ­ lanmamış öğrenci lisans t e z i ) , A n k a r a . 1 9 7 3 / 7 4 , s. 5 .

(10) GOndoğdu H . , Türk Mimarisinde Figüriü T a ş Plastik,

I. O . E d . Fakültesi, S a n a t T a r i h i B ö l ü m ü ( Y a y ı n l a n ­ mamış doktora t e z i ) , 1st. 1 9 7 9 . s . 3 6 4 .

(11) Aslanapa, O . , T ü r k S a n a t ı , C . I I , İ s t a n b u l . 1 9 7 3 , s . 2 4 1 i Y ı l d ı z , F . . » . g . e . , ı . 6 ; ö z t ü r k , Ş . , a . g . e . , s. 8 . (12) GOndoğdu, H . , i.gje., s . 3 6 4 .

(13) DIlaver, S . , Osmanlı öncesi Anadolu Türk Mimarisin­

de Av*ı Gdijimi, K . T . O . Inşaat-IVlimarlık F a k ü l t e s i , Mimarlık Bölümü ( Y a y ı n l a n m a m ı ş D o ç e n t l i k t e z i ) , T r a b z o n . 1 9 7 6 . s . 1 0 9 .

(14) GOndoğdu, H . . a.g.e., s . 3 6 4 .

(3)

A D A N A U L U C A M İ İ

279

nunlarını mukayeseli olarak incelemeye geçebi-Eriz:

Uhı Camiin biraz masif bir görünüm arzeden doğu cephesi hariç, diğer cepheleri bol sayıda pencerelerle hareketlendirilmiştir. Pencerelerin du-varlara oturtuluş biçimleri ve renkli mermer işçi-Bkleri, Mısır'daki Memluk yapılarında sık karşı­ laştığımız bir düzenin uzantıları olduklarını açık­ lıkla ortaya koyarlar. Özellikle türbenin cephele­ rindeki ve eski yapı oMuğu ileri sürülen bölümün kuzey cephesindeki pencereler Memlûk etkilerini hissettirirler. Türbenin pencereleri, Kahire'deki Sultan Baybars Camii (1226)'nin p o r u l cephesin­ deki nişler, Sancar el-Gavli Medresesi, Sultan Hasan Medresesi (1356/1362) gibi yapıların pencere kompozisyonlarıyla akrabadır. Türbeyi aydınlatan, düşey dikdörtgen çerçeveli üç pence­ reden her biri; temeklen saçağa kadar yükselen ve tela derin olmayan nişlerin alt yanlan içine yerfeştirilmişlerdir. Yatay kuşaklar halinde üstüste alternatifli olarak sıralanan mermer kaplamaların çerçevelediği pencerenin sağında ve solunda birer sütuncc yer almaktadır. Geometrik düğüm-fi prodüğüm-filleriyle Zengî Sanatı'ndan etkilendiği belG olan sütuncelerin basit başlıkları vardır. Pencere lentosunun üzerindeki memıer geçmeleri (chveaux) Suriye yapılarında, örneğin, Eyyûbi-ler tarafından büyük ölçüde yenilenen Halep Ka­ lesi (1223) cephesindeki pencere açıklıklarında gö­ rebiliyoruz. Aynı geçmelerle. Kahire Berkuk Med­ resesi kapı açıklıklarının üstündeki düz atkıların yüzeylerinde karşılaşmak mümkün.

Burada nişin üst kenarını hareketlendiren mukamaslı frizin orijini ise, doğrudan Memlûk Mimâft dekorasyonuna dayanmaktadır.d^) Fatı-mîlerin El-Akmer Camii'nden çok şey aklığı an­ laşılan Suttan Baybars Camii'nin portal cephelerin­ deki difimE kemerli nişlerin dikdörtgen çerçevele­ rinin üst kenarında ve Sultan Hasan Medresesi tür­ be cephesindeki nişlerde, pencere kompozisyo­ nunda çok tutulan mukamaslı frizi görebiliyoruz. Sultan Hasan'daki pencereler, tıpkı Adana Uhı Ca-mn'ndeki pbi yüksek, fakat derin olmayan bir niş içerisine açılmışlardR-. Şu farkla ki;Sultan Hasan'-da her nişte altta ve üstte olmak üzere ikişer pence­ re açdcbğı mevcuttur. Ayrıca, hemen hemen saça­ ğa kadar ulaşan nişin üst kenan, Adana'da olduğu gi>i, düz değil, üç dilimli bir sağır kemer biçimin­ dedir.

Anadolu'da Memlûk Sanatı'ndan ilham alına­ rak mukarnaslı olarak yapılmış pencere çerçeve­ lerine; Anadolu Selçuklularının Çay Taş Medre­ sesi (1279) gibi yapılarında ve Beylikler Dönemi'n-de Selçuk isa Bey (1374) Camii'nDönemi'n-de rastlıyoruz. Bu bakımdan, Anadokı'nun en uzak köşelerine

kadar uzanan bu memlûk kompozisyonunun Adana Ulu Camii'nde görülmesini yadırgamamak gerekiyor.

İ l k yapıya ait olduğu zannedilen ve cami bün­ yesinden dışa d o ğ m taşıntı yapan kütlenin kuzey cephesindeki pencere kuruluşu ise daha değişik­ t i r . Burada, yine çok yüksek verilen niş, düşey dikdörtgen bir çerçeve içine yerleştirilmiş dilimli i k i sağır kemerden oluşmaktadır. Nişin alt kıs­ mına açılan pencerenin pervazları, polikromik taşların nöbetleşe dizilmesinden meydana gelmiş­ t i r . Pencere lentosunun hemen üzerindeki mermer kaplama, türbe cephesindekilerle aynı özelliği gösterir. Pencerenin iki yanına gelecek şekilde nişin köşelerine yerleştirilen sütuncelerde Zengi üslubundaki düğümler göze çarpar. Burada gördü­ ğümüz dilimli kemerle doğu portali kavsarasmda tekrar karşılaşacağız. Anadolu'da özellikle Artuklu medreselerinin portal kavsaralarında karşımıza çıkan d i l i m l i kemerin geçmişi Samarra'ya (9. yy.) kadar gitmektedir. Samarra yapılarında üç ya da beş dilimli olarak yer alan dilimli kemer, buradan İspanya Emevilerine kadar ulaşmış ve Kurtuba Ulu Camii'nin I I . Hakem ilâvelerinin destek sis­ teminde taşıyıcı eleman olarak en son kullanım imkânlarıyla ve büyük bir ustalıkla denenmiştir. Mısır'daki Memlûk yapılannm portallerinde sık karşılaştığımız kemer formunun A r t u k l u yapılarını etkilediğini söyleyemiyoruz. Çünkü bu tip kemer f o r m u Mısır'a Eyyûbiler tarafından taşınmış olma­ lıdır. Suriye'deki Eyyûbî yapılarında gördüğümüz dilimli portal kemerleri A r t u k l u portallerinde de ortaya k o n u l m u ş ; sonra Anadolu'ya atlamış olma­ lıdır.

Eski yapının batı cephesindeki panelin kütlesi beden duvarlarından daha yüksek tutulmuştur. Dü­ şey dikdörtgen portal çerçevesinin ortasına açılan niş, kaş kemerli bir dış çerçeve içine yerleştirilmiş Bursa tipi kemer ve mukamaslı kavsara ile kadcmc-lenmiştir. Bursa kemerli girişin iki yanında mukar­ naslı mihrabiyelcr ve nişin köşelerinde birer sülün­ ce vardır. Sadeliğiyle Selçuklu porıallcrindcn ayrı­ lan batı portalindeki Bursa tipi kemer ve mukar-naslardan sarkan plastik sarkıtlar Osmanlı Mima-risi'nden gelmektedir. P o r u l i Uçlandıran bitkisel karakterli dişli mazgallar ise, Memlûk yapılarının hemen hepsinde beden duvarlarını taçlandıran kla­ sik bir motiften başka birşcy değildir. Orijini Pcrs ve Sasaniler'e kadar inen dişli mazgalları; Darius Sarayı'nda ( M . ö . 6 - 5. y y . ) , M.ö. 4. yüzyıldan Sus Sarayı'nda ve M.S. 5 - 6. yüzyıldan kalma Sarvistan

(16) " B u nişlerin İlk örneği E l - A k m e r C a m i i ' n i n ( 1 1 ? 5 ) portalinin iki y a n ı n d a k i nişler o l m a k l a d ı r . " O d e k a n .

A . , Osmanlı ör\cc»i .\nadolu l'urk Mimari*i'ntlr .Mu-kamatlı Portal örtüleri, I . T . ü . Mimarlık r a k u U e J l .

(4)

280

Sarayı gibi yapılarda bulabiiiyoruz.(i') Bundan Emevilere geçen mazgallar, İslam oıduhıiyb bir­ likte EndfilOs (İspanya)'e kadar ulaşmış; ll.yOzyıi başlannda tamamlanabilen Kurtuba UluCunii'nin cephelolni süslemiştir. Mısır'da Tolunoğlu Ca-mii'yle birlikte buMuğumuz bu motif, El-£zher Camii'nde de göriHdOgü gibi Fatımî Dönemi mima­ risinde unutulmamış; Eyyfflıiler'in ardından Mısır^ ve Suriye'ye hâkim olan MemhıkB mimari uyguh-malannın aynimaz bir parçası olmuştur. Bu neden­ le mazgal motifinin Memlûkluiar'dan devredilerek Adana Ulu Camii'nde tekıarlandığını söyİeyebili-Adana Ulu Camîi'nden başka, yine bir Ramaun-oğhı eseri olan A d a u Yağ CamH (1558) portalin-de portalin-de mazgal uygulamasına rastbyonız.

Portal kOtleanin hemen gerisinden yiScselen külevari iri mukamaslı örtOnOn Anadolu'da ikinci bir ö m ^ i yoktur. Kökeni çok nicen dönemlere inen ve iran kökenli olduğu sanılan mukamasın 11. yözyıldan itibaren islam dOnyasındat^s), doğu­ dan batıya doğru bir yayılma çizgisi doğrultusun­ da kullanılmaya başlandığı bilinmektedir. İrak'taki mukamashrm öncüsü Samarra'daki Beytü'l-Hali-fe'nin ardından; yine Samarra yakınlarındaki 1094 tarihli imam Dur (Müslim ibn Kureyş) Türbesi'n-de, islam dünyasında yapılmış ilk mukamaslı kub­ beyle karşılaşıyoruz.(i9) Kübik alt yapının üzerin­ de bir kule gibi yükselen bu örtü sistemi Irak'ta birçok tOriıede kullanılmaya devam edilmiştir. Bu türbeler arasında 13. yüzyıla tarihlenen Sitte Zübeyde<20)-yi, Irak'ta Cezire, Musul ve Şeyk Adi"deki tiiri)eleri sayabiliriz.

Kulevari mukamaslı örtüye diğer İslam ülkele­ rinde tesadüf edemediğimize göre; Adana Ulu Ca­ mii'nin batı portalini taçlandıran bu kuruluşun Irak kökenli okluğunu kabul etmemiz gerekiyor. Ancak, örtüyü taşıyan poligonal kasnağı çepeçevre kuşatan; mukanas nişleri arasındaki bir hayat ağa­ cı k^artmasına doğru uzanan simetrik ejder mo­ tiflerinin Anadolu'lu olduğu kesindir (Resim: 5).

Kayseri Tuz Hisan Sultan Hanı (1326) Köşk Mescidi'nin(2i> kemer yüzeyinde bir benzerine rastladığımız karşılıklı ejder kompozisyonuna; bundan önce, Selçuklular'ın Suriye'deki uzantısı olan Zentlilerden Nureddin Zen^ ^1146 -1174) döneminde büyük ölçüde tamir edileni^^) Halep Kalesi'nin içi kale kapısında ve Selçuklu nesîhiyle yazılmış kitabesinden 1221 tarihinde yapıldığını anladığımız Bagdad Kalesi Tılsımlı Kapısı'nda orta­ ya konmuştu.<23> Selçuklular'ın Suriye'deki tem­ silcisi Zen^erin sanatında, gördüğümüz çifte ejder motifi; Tılsımlı Kapı'yla hemen hemen aynı tarihli Konya Kalesi'nde (1220 dvan) ve adasından Tuz Hisarı Sultan Hanı'nda uygulanmıştır. Bunların dışında Anadolu Selçuklu Mimaıîdekorasyonunda çeşitli kompozisyonlar içerisinde verilmiş ejder

motiflerini; Çankırı Darüşşifa'sından (1235) Bur­ dur Susuz Han'a (13. y y . ortası); Ani Kalesi'nden Diyariıakır Kalesi'ne ve Erzurum Çifte Minareli'-den Akşehir Kiled Mescidi'ndeki ahşap kapı ka-natiarına kadar Anadolu'nun birçok bölgesinde, çok d ^ i ş i k yapı tiirierindeki farklı malzemeler üzerinde görmek mümkündür.«24)

Yukarıdaki örneklerden de anlaşıldığı g i b i . Adana Ulu Camii'ndeki ejder çifti; Selçuklu gele-n ^ r a gele-n bu 16. yüzyıl yapısıgele-nda hatrlagele-nmasmdagele-n başka birşey değildir.

Doğu cephenin kuzey köşesine yakın bir yer­ de, minarenin güneyine bitişik olarak yükselen d o ­ ğu portalin'ın çerçevesi, hafifçe dışa doğru taş­ maktadır (Resim: 6). Düşey dikdörtgen portal cep-heânin ortasındi yüksek sivri kemer çerçeveli niş yer almaktadır. Cephe, mukarnaslı kavsara ve k i t a ­ be hariç tamamen renkli mermerle kaplanmıştır. Yatay kuşaklar halinde cephedeki kornişe kadar nöbetieşe dizilen siyah, açık kahverengi ve açık renk mermer kaplamalar Suriye etkisini yansıtır. Suriye'den Mısır'a kadar uzanan; Endülüs'te bile karşımıza ıçıkan; sözün kısası Akdeniz'li bir karak­ ter arzeden düzenlemenin Anadolu'daki uzantıla­ rından birisi de Adana Ulu Camii'dir. B u özellikle­ rin Anadolu'ya Zengî-Eyyûbi ve Memlûk y o l u y l a girdiği şüphesizdir.

Portalde, dikdörtgen giriş açıklığının üstünde­ ki atkının yüzeyi kilim motifini andırır bir biçimde geçmeli menner kaplamalarla süslenmiştir. B u n u n hemen üzerindeki yatay bordürün yüzeyini kapla­ yan kitabe; dört taraftan beyaz mermerle kasetlen-miştir. Kitabe bordürünün portal cephesindeki uzantısında da siyah-beyaz kontrastıyla verilmiş kasetlemeyi görüyoruz. Kavsaranın içindeki m u

-(17) B k z . : O n a l . B . , Mimari Tarihi, I . Y . T . O . Y a y ı n l a r ı ,

S a y ı . 5 3 , 1 s t . 1 9 6 7 , s . 2 0 4 , R a s . 1 8 3 ; s . 2 0 7 , R e s . İ 9 1 ; S . 2 2 4 . R e s . 2 1 2 .

(18) ö d e k a n , A , . a^x., s . 1 6 .

(19) ö d e k a n . A . , »jg*., s . 2 7 .

(20) SItte Zllbeyde T O r b e s r n l n planı ve ö r t ü s i s t e m i i c i n bkz.: R u m p l e r , M., La Coupole D a n s L ' A r c h i t e c t u r e Byzantine et Masabnaiie, S t a r a s b o u r g 1 9 5 6 , p . 4 6 ; R u m p l e r , m u k a m a s l ı ertOnQn i l k h o m o j e n u y g u l a m a ­ sı olarak, Bağdad y a k ı n ı n d a İnşa e d i l e n ve 1 3 . y u z y ı i ba$larınatarihlenen Sitte Z a b e y d e V i g ö s t e r m e k t e d i r : m«x., P. 4 7 .

(21) Oney, G., Anadofaı Selçuklu Mimarisi'nde Süsleme ve ElS^natün, TOrkiye i$ Bankası KOitUr Y a y ı n l a n , A n ­ kara. 1 9 7 8 , s . 4 5 , R e s . 3 1 .

(22) e o n d o ğ d u , H., a.g.e.,s. 1 1 3 . (23) GOndoğdu, H.,a,g.e., s . 1 1 5 - 1 1 6 .

(24) A n a d o l u Selçuklu Ç a ğ ı ejder figürleri h a k k ı n d a a y ­ rıntılı bllsl İçin bkz.:öney, G . , " A n a d o l u S e l ç u k S a -natı'nda Ejder Figürleri", Belleten, C . X X X I i l . S a y ı . 130, T . T . K u r u m u Basımevi, A n k a r a . 1 9 6 9 , s . 1 7 1 -1 8 4 ; yine a y n ı y a z a r ı n , Anadolu Selçuklu M i m a r i ­ si'nde Sfiıleme ve E l Sanatları, A n k a r a . 1 9 7 8 , s. 4 9 - 5 4 .

(5)

A D A N A U L U C A M İ İ sıralan tepede dilimli bir yarım kubbecikle

1 ulaşmaktadır. Portol çerçevesinin üst kena-1 iki a r a halinde dizilmiş palmet kabartmaları,

didli bordOrler arasına alınmıştır. Bitkisel bu saçak kornişi. Kahire Sultan Hasan â'nin cephderini boydan boya kateden ve de taçlandıran mukamaslı saçak kornişini

Birçok bakımdan Anadolu S e l -İ î î portallerinden etkilendiği belli olan Sultan

ı f a ^ n Medresesi portalinin Ost kenarındaki mukar-^- 'âasiı açak kornişi, Ramazanoğullan'ndan başka

281

Aidcoyunlular'i ve Karamanoğullan'nı da etkilemi-«e foennyiEMr. Mardin'de 15. yüzyıl sonlannda^^s) '^ckoyuıilular tarafından inşa edildiği ileri sürülen,

5yffert

khabesi bulunmayan Kasımiye Medresesi

^ ' ' Î ^ H t a i cephesinin üst kenarındaki silmenin hemen ahtnda gorOlen tek sıra mukamas korniş; ancak 14 - 15. yüzyıllarda Suriye'de güçlü bir biçimde kendini hissettiren Memluk kültürüyleC^e) açıkla-r labiIiaçıkla-r.Aynı şekilde Kaaçıkla-ramanoğlu Ali Bey'in 1 4 0 9

' tarihG Niğde A k Medrese'si portalini süsleyen ımdamaslı kornişin orijini araştırılırken; Karaman­ lılarla MemlGk'lar arasındaki sıkı kültürel ve poli­ tik ilişkiler hatırdan çıkarılmamalıdır.

- Ulu CamFı doğu portalinin kavsarası ise tam ' lilr sentez teşkil eder. Mukamasların sarkıtları i ç i n ,

Oananlı - Türic Sanatı'ndan başka bir etki kaynağı verebilecek durumda değiliz. A m a , sivri U ş k ı n ke-merformlu portal kemerinin sınırladığı kavsaranın, ımdanas dizilerini ve yarım kubbeciği içine alan dlfimli kemer ve dilimli yanm kubbecik için birkaç şeysSylenebîfir:

Herşeyden once, dilimli kemerin orijini konu­ sunda daha evvel söz ettiğimizi belirtelim. F a k a t , bunun portal kompozisyonu içinde uygulanışına bir göz atmak gerekirse; Eyyûbi medreselerinde hissedilen bu form. Sultan Hasan Medresesi'nin (1356/1362) portalinde, 1420 tarihli El-Müeyyed ' Cam» portalinde ve 1474 tarihli Kayıtbay

Camii'n-de karşmıza çıkar. B u arada, 138S'Camii'n-de Artuklular tuaAndan inşa edilen Mardin Zindriye Portalinde ve Akkoyunlular'ın Kasımiye'sinde dilimli kemeri buiabiliyonız.

Mukamasların üzerinde yükselen ve " c o n c a " tatm-edilen dilimli yarım kubbeciğe ilk olarak 1 3 . yüzyıl EyyCbi yapılarında rastlıyoruz. 1223 tarihli Şam Adiliye Medresesi, Halep Zahiriye (1220) Medresesi ^ b i yapılarında sekiz veya oniki dilim-S(27) olarak denenen ''conca" Eyyûbiler vasıtasıy­ la Memlûklara geçmiş olmalıdır. Gerçekten de eski reprodöksiyonlanndan anlaşıldığına göre ilk olarak Suhan Bayfoars Medresesi'nde (1262/63) rastlanan mdcamaslı yarım kubbeler, genel kompozisyon-hnyla Suriye portallerine benzerler.(2 8 ) Yapıların kavsaralan dilimli kemer formu gösterir. B u tarza,

Zeyneddin Y u s u f (1298),EmirSungurSadi (1315); Kayıtbay ve El-Müeyyed Camii'leri ile Sultan Ha­ san portalleri örnek verilebilir.

Portal kavsarasındaki dilimü yarım kubbeci-ğin, Anadolu'nun en batısındaki tek örneği Selçuk İsa Bey (1374) portalindekidir. Renkli taş işçiliği, mukarnaslı pencere kuruluşları, yüksek beden du­ varları ve portalindeki geometrik düğümlü geçme­ lerle Suriye ve Mısır mimarilerinin özelliklerini yansıtan Selçuk İsa Bey Camii, İjeylikler dönemi cami mimarisinin ilgi çekici eserierinden birisidir.

Adana Ulu'nun doğu portalinin polikromik iş­ çiliğine gelince; hiç şüphesiz, yine Suriye ile işe başlamak gerekecek. Fakat, orijini -İslam Sana­ tı'nda- 6-7. yüzyıllara kadara inen polikromik iş­ çiliğin çok yaygın olarak, geniş bir coğrafya üze­ rinde uygulandığını unutmayalım. Zengllerin ve Eyyûbilerin dinî, askerî yapılarının portal, pencere, mihrap gibi öğelerini; aynı şekilde Memlûk ca-mi-medrese, tirbe binalarının —mihrap, portal, mi­ nare, cephe, pencere... g i b i - çeşitli elemanlarını renkli mermer veya taş kaplamalar dekore ediyor­ du.

Anadolu'da daha Selçuklular devrinde Konya Alaeddin (1220) Camii Karatay Medresesi (1250) ve Sahip Ata Külliye«'nde geometrik Zengî düğü-müyle birlikte; ayrıca yine Selçukluların Zazadtn Han'ında (1237) kendini gösteren polikromik kap­ lamalarıma) Artuklu yapılarında uygulandıktan sonra batıya kaymış ve Selçuk Isa Bey'in poruline konu olmuş; arkasından 1522 tarihli Çoban Musta­ fa Paşa Külliyesi'nden İstanbul'a sıçrayarak Top-kapı Sarayı Harem Dairesi'ne kadar ulaşmayı başarmıştır.

Adana Ulu Camii'nde doğu portalinden başka,' pencere pervazlarında, harimin avkıya bakan cep­ hesindeki kemer yüzeylerinde (Resim: 7), mihrap önü kubbesinin kasnağında ve minarede renkli taş ve mermer işçiliğine yer verilmiştir. Aynı malzeme ve teknijc, yapmm mihrabında ve türbe mihrabiye-sinde de uygulanmıştır.

Doğu portaline bitişik olarak inşa edilen mi­ narede (Resim: 8) kare kaide üzerine poligonal olarak yükselen gövde, mukarnaslı şerefe altlığıyla

( 2 5 ) G a b r i e l . A . , Voyagc» Archcologiquci Dam La

Turquie Oricntalc, Paris. 1 9 4 0 , p. 3 7 ; S 6 z * n , M .

Anadolu'da AJıkoyunlu Mimaıifi, T ü r k i y e T u r i n g ve O t o m o b i i K u r u m u Y a y ı n ı , U t a n b u l . 1 9 8 1 . « . 1 1 9 . ( 2 6 ) M ü l a y i m , S . , Anadolu Türk Mimansindc Gramrtıik

Süslcmelcr-Sclçuklu Çağı-, Kültür ve T u r i z m B a k a n l ı ­ ğı Y a y ı n l a r ı : 5 0 3 , Sanat Eserleri D i z i l i . 1, A n k a r a . 1 9 8 2 , 5 . 6 2 . ( 2 7 ) ö d e k a n . A . , a.t5.e^ 5. 2 9 - 3 0 . ( 2 8 ) ö d e k a n . A . , a - g * . , s . 3 3 . ( 2 9 ) M ü l a y i m , S . , a . g . e . , i . 6 4 .

(6)

kesilir. B u ı t ^ soması ise; I . .

sdc lorsiiaşıbn bir küfulu$ ortaya koyar:* Altı îö-tuncenin taşıdığı kOlah kısmı, impinafnr â ^ i ı f h ı andıran bir tepelikle sona erer. Minarenin kaklesîn-deki yuvarlak profilli madalyon içine açılan dilimfi dairevi pencereyi ve dairevi madalyonu biz. Bay-bars Camii'nde (1266) de buluyoruz. Bundan baş­ ka gövdedeki kSçÜk penceıeakier, profilfi yüzeysel sağır kemerler Memlfik minareleri İçin karakteris-tiktir. Gövdede görittendOğCmHi bordörier veZengt dîgöma. oluşturan koner profilleri, Kayıtbay minaresinde daha değişik bir tarzda işlenmiştir. Minare gövdelerini, profilIcMen oluşan yOzeysel dilimli kemerterie sOsleme geleneği Hatep Ulu Camii minaresinden (1090/1094) Hasankeyf ve Mardin minarelerine; bir bölgede hakimdir.

Yapınm mihrabı söz konusu edildiğinde, form itibariyle. Memlûk mihraplarıyb doğrudan bir ilişki kuramıyoruz. Ancak, belki mermer kap­ lamaları bir d«eceye kadar Memlûk Sanatı'm akla getirir. Bu arada kenar bordüriindeki döğüm» kompozisyon, sadece Zengf dekorasyonuna.bağla-nabilir. Mihrap alınlığındaki çini süslemeler ise, h-nik'ten getirtilmiş çinilerden oluşur. 1520'de y ^ tınlan minber için de ZengT etkileri söz konusudur. "Sade fakat zarif minber, ımıkamaslı kapısı, mtîi kabartmalı ve siyahİMHdGriö üçgenlerle çevrili yan kanatlarıyla Z e n ^ Osiubüna yaklaşır."(30)

Eserde duvar yüzeyleri ve türi>eyi süsleyen çini purolar ise, çoğunluMa 16. yüzyıldan kalmadır. Ancak geç dönemde de çini panoların eklendiği biliniyor.

GöriildOğü gibi,b!r 16. yü;^ıl eseri olan Adana Ulu Camii, her ne kadar Osmanlı Mimarisi'nin zir­ veye ulaşarak ağıriiğım Iriitün ihtişamiyle ortaya koyduğu bir dönemde yapılmış da olsa; adeta bu gelişmelerden h^ersiz bir çevrede yapılmışcasına değişik bir düzen göstermektedir. Yapı, plan özel­ likleri açısından, daha çok güneydağu Anadolu'da sık uygulanan bir düzen içerisinde, mihrap önü kubbeli şemayı ortaya koyar. Bunun yanı sıra Arap cami gelen^ini de çağrıştırır. Aynı durum hadm biçimlenişinde de göze çarpar. Adana Uhı Camii'nde Osmanlı dini yapılarının yOkselTd karak­ terini bulamıyoruz. T^ıkı, Suriye, Mısır ve Mağrip camilerinde okluğu gibi yatay bir yöneEş hissedil­ mektedir. Mihrap önü kubbesi ve türbe mekânmn kubbesinin yOkseEci zoriamahrı bu etkiyi biraz hafifletmektedir.

Eser, türt)eyle harimin aynı yapı içinde kay­ naştırılması, kubbeleri, minare, pencere kompozis­ yonları bakımından; polikromik işçilik ve bazı mi­ marî elemanlar nedeniyle SuriyeWisir; dolayısıyla ZengT-EyyÛbi ve Memlûk etkilerini bünyesinde top­ lamaktadır. Bu arada Irak bölgesinden, Anadolu

Sâçırida ve Osmanlı Mimarisi'nden gelen unsurlara

da y » ^Irm'itir. Böylesine değişik bölge etkileri­

ni yiıöitması açısından; Anadolu Türic

Mimarisi'n-d^'İSÜk bir örnek olarak bilinen Adana Ulu

Ca-riiS'nde, sözkohusu sanat çevrelerinden alınan

unsuriaria bir "sentez oluşturulmuştur" denile­

mez. Burada, sadece; Irak, Suriye, Mısır, Anadolu'­

da Selçuklu ve Osmanlı'dan devşirilen bir takım

öğeler; bir bütünlük ya da harmoni kaygusu

duyul-malcMzın bir araya getirilmişlerdir.

B İ B Ü O G R A F Y A : K U B A N . D . , A n x d o h i T ö r k M î m a m i ' n i n K a y n a k v e S o -m ı k n , i s t . 1 9 6 5 . M O L A V İ M . S . , A i t t d U t t T f i t k M i m a t i s i ' n d e G e o m e t r i k Sfidemeier S d ç a k l u Ç a ğ ı . KOltOr v e T u r i z m B a -tcsnlıSı Y a y ı n l a n : 5 0 3 , S a n a t E s e r l e r i D i z i s i : 1, A n k a ­ ra. 1 9 8 2 . O t S E K A N , A.I O m a n h O n c e f i A n a d o l u T ü r k M i m a r i s i ' n ı f e Mnlounadt P o r t a l O r t n l c r i , I . T . O . M i m a r l ı k F a k ü l -, ^ l j 1 s . 1 9 7 7 . O N E V . G . , " A n a d o l u S e l ç u k S a n a t ı ' n d a E j d e r F i g ü r l e r i " B d l e t o ı i , C . X X X I I I . S a y ı . 1 3 0 . T . T . K . B a s ı m e v i , A n ­ kara. 1 9 6 9 . s . 1 7 1 - 1 8 4 . O N E Y , Q., A n a d o l u S e i ç n k l n M i m a ı i r i ' n d c S ü s l e m e v e E l Sanattan. T O r k l y e İ ş BankaS4 KOltDr Y a y ı n l a n , A n k a ­ r a . 1 9 7 8 . O Z T O R K , 5 . . A d a n a İ B n d e R a m a z a a c ^ u l l a n n a A i t A k ç a İ M c K i t U I n CanıH v e Y a ğ C a m n . A . O . D . D . c . F a k ü i -> ttoSI S a n a t T a r i h i BeithnO ( Y a y ı n l a n m a m ı ş ö ğ r e n c i , T e z i ) , A n k a r a . 1 9 6 6 . R U M P L E B î M.. L a C o n p o l e D a n » L ' A ı c h i t e c t u r e B y z a n -^ e t iMusabnanc, S t r a s b o u r g . 1 9 5 6 . s b İ Z E N , M., A n a d o l u ' d a A k k o y u n l u M i m a r i s i , T ü r k i y e f T u r i n g v e O t o m o b i l K u r u m u Y a y ı n ı , 1st, 1 9 8 ı . TBdâye'de V a k ı f A b i d d e r v e E s k i E s e r l e r . I, V a k ı f l a r G e n e l MfldOrlOSO Y a y ı n l a n , A n k a r a . 1 9 7 2 . U Z U N Ç A R Ş I L I , I. H . , A n a d o l u B e y l i k l e r i v e A k k o y u n -' h h l C a n k o y n n h ı D c ^ e ı i , T . C . A t a t ü r k K ü l t ü r . D i ı ve T a r i h YOHsek K u r u m u T . T . K , Y a y ı n l a r ı V l t l . O i z l ^ 8 J İ , T . T . K , Basımevi, A n k a r a . 1 9 8 4 ( 3 ) . O L K E N , H.Z., t l a m S a n a t ı , I . T . O . M i m a r l ı k F a k . Y a y ı n ­ larından N o . 1 4 0 , T e k n i k O n i v e r s l t e M a t b a a s ı , 1st. 1 9 4 8 . O N S A L , B . , Mimari T a ı i l ü , İ . Y . T . O . Y a y ı n l a r ı , S a y ı . 5 3 , İ s t a n b u l . 1 9 6 7 . Y E T K İ N , S . K . , İslam M i m a r i s i , A . O . I l a h i y a t F a k . T ü r k ve İslam Sanatları T a r i h i Enstitüsü Y a y ı n l a r ı : 2 , D o ğ u ş L t d . Ş i r k e t i Matbaası, A n k a r a . 1 9 5 9 ( 2 ) . Y E T K İ N , S . K . , T i r k M i m a r i s i , A n k a r a . 1 9 7 0 ( 1 ) . Y E T K İ N , S . K . , İslam O i k e i e r i n d e S a n a t . J s t . 1 9 7 4 . Y I L D I Z , F . , A d a n a K e n t i n d e k i C a m i M e s d t l e r v e B u n l a -ı m D e l c o -ı a s y o n a , A . O . D . T . C . F a k ü l t e s i S a n a t T a r i h i BOlOmO ( Y a y ı n l a n m a m ı ş ö ğ r e n c i L i s a n s T e z i ) , A n k a ­ ra. 1 9 7 3 / 7 4 . A L T U N , A . , A n a d o l u ' d a A r t u k l u D e v r i T ü r k M i m a r i s i ' n i n G c E j m e s i , KDltOr B a k a n l ı ğ ı y a y ı n l a r ı : 2 6 4 , T U r k Sanat Eserleri S e r i s i : 3 , i s t a n b u l . 1 9 7 8 . A S L A N A P A , O . , T S r k S a n a t ı , C . 11, B a ş b a k a n l ı k K ü l t ü r MOsteşarlığı Y a y ı n l a r ı , M . E . B a s ı m e v i , 1st. 1 9 7 3 ( l ) . A S L A N A P A , O . , T ü r k S a n a t ı . R e m z i K i t a b e v i , 1st. 1 9 8 4 (1). (30) Asianapa, O . , T ü r k S a n a t ı , C . I I , s . 2 4 2 .

(7)

A D A N A U L U C A M İ İ 283

D İ L A V E R .

s

Osmanlı öncesi Anadolu Türk Mimarisi

n-de Avlu Gehşımi. K . T . O . Inşaat-MImarlık Fakültesi M i m a r l ı k BöiamO ( Y a y ı n l a n m a m ı ş D o ç e n t l i k T e z l i T r a b z o n . 1 9 7 6 .

G A B R I E L , A . , Voyages Archeologiqucs Dans La Tunniie

Orientale. Paris. 1 9 4 0 . ^ V

-©•-i f t g r -©•-i j q n p j :

T. R E S İ M : 1 A d a n a U l u C a m i i Planı ( T O r k l y e ' d e V a k ı f A b i d e l e r .... I'den.

G O N D O Ğ D U . H . . Türk Mimaıisi'nde Figüriü Taş Plastik,

I. O . E d . Fakültesi S a n a t T a r i h i Bölümü ( Y a y ı n l a n ­ m ı ş D o k t o r a T e z i ) , 1st. 1 9 7 9 .

K A R T E K İ N , E . , RamazanoguUar. Bcyüği Tarihi, A l p a y Basımevi, 1st. 1 9 7 9 . < f y R E S İ M : 2 Avlu ve l u r i m c e p h e s i n d e n bir görünüş. R E S İ M : 3 Ortü S i s t e m i R E S İ M : 4

Revak kubbelerinin Minareden görünüşü.

R E S İ M : 5 K a s n a k t a k i ejder kabartmaları

(8)

Referanslar

Benzer Belgeler

Obtained data from Konya Sugar factory set at different transfer function and number of neurons were used to train, test and validation the artificial neural network

Dini ve kamusal yapılarda en çok çini mozaik ve tek renk sırlı çiniler kullanılmış, saraylarda ise sıraltı, lüster ve minai teknikleri ön plana çıkmıştır.. Diğer

Bu çalışmada geleneksel çini tekniğinde kullanılan sıraltı dekor yönteminin geliştirilmeye ve farklı uygulamalara açık bir teknik olarak suluboya resim

Kağıt üzerine renkli linol baskı tekniği ile yapılan çalışmanın kompozisyonunda İznik çini motiflerinde sıkça kullanılan lale motifi birim tekrarı olarak

Osmanlı Dönemi İznik çinilerini kullanım alanlarına göre duvar çinileri ve günlük kullanım kapları olarak iki kısımda incelediğimizde; duvar çinilerinin mimari

İncelenen genotiplerde iç rengi, 7 genotipte açık sarı, 53 genotipte sarı, 40 genotipte esmer ve 4 genotipte koyu renkli olarak tespit edilmiştir.. Bütün

Türk çini ve seramik sanatında önemli bir yere sahip olan Kütahya çiniciliğinin ürünleri XIV.. sonlarında kırmızı hamur yapısına

We sequenced all 12 coding exons of the recently described X linked NYS gene FRMD7, which was located in the critical region in two affected male individuals of the family,