• Sonuç bulunamadı

Başlık: Bilgi Tabanlı Ekonomi ve Yeni Bir e-İş Modeli Olarak B2B: Firmadan Firmaya e-TicaretYazar(lar):KIYAN, ZaferCilt: 3 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Iltaras_0000000035 Yayın Tarihi: 2005 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Bilgi Tabanlı Ekonomi ve Yeni Bir e-İş Modeli Olarak B2B: Firmadan Firmaya e-TicaretYazar(lar):KIYAN, ZaferCilt: 3 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Iltaras_0000000035 Yayın Tarihi: 2005 PDF"

Copied!
30
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Zafer Kıyan

özet

1980'lerden sonra bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) hızlı bir şekilde gelişme gösterdi. "Bilgi tabanlı ekonomi" ve "B2B' (business to business) kavramları bu gelişmenin bir sonucu olarak ortaya çıktılar. Günümüzde bir çok gelişmiş ülke, ekonomilerini bilgi ekonomisi olarak tanımlamakta ve B2Byi küresel ekonomide yeni bir e-iş modeli olarak kullanmaktadır. Buna göre gelişmiş ekonomiler, bilginin üretimi, dağıtımı ve kullanımında günden güne uzmanlaşmaktadır. Diğer taraftan, gelişmekte olan ülkeler sahip oldukları birçok engele rağmen, bu sürece ayak uydurmaya çalışmaktadırlar. Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye de özellikle alt yapı konusundaki engellere rağmen bilgi ekonomisinde rol almak istemektedir. Bu gelişmelere rağmen gelişmekte olan ülkelerin bilgi ekonomisine verimli bir şekilde entegre olup olmayacakları tartışma konusudur. Bu çalışma BİT'teki hızlı büyümeyi, bilgi ekonomisi ve B2B kavramlarını incelemeyi amaçlamaktadır.

Kttoıvledge Based Economy and B2B As A New e-Business Model: E-Commerce Frotn Business to Business

Abstract

After the 1980s, information and communication technologies (ICT) have developed steadily. "knov»ledge-based economy" and "B2B' (business to business) concepts have emerged as a result of this development. Nowadays, many developed countries describe their economy as knowledge economy and use B2Bas a new e-business model in the global economy. Accordingly, advanced economies have become progressively specialized in the production, distribution and use of information. On the other hand. developing countries try to keep up with this situation altough they have several obstacles. As one of the developing countries. Turkey also wants to play a role in the knowledge economy despite the obstacles. in particular lack of infrastructure. İn spite of these developments. vıhether viable integration of developing countries to the information led global economy is somewhat guestioned. This study aims to analyze the rapid grovvth of ICT, knovvledge economy and B2B consepts.

(2)

Bilgi Tabanlı Ekonomi ve

Yeni Bir e-İş Modeli Olarak B2B:

Firmadan Firmaya e-Ticaret

1980'lerden sonra bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) alanında hız kaza-nan gelişmelerle birlikte Sanayi Devrimi'nin mal üretimine dayakaza-nan ekono-misinin değiştiği yönünde genel bir kanının ortaya çıktığı görülmektedir. Buna göre çözümlemesini Marks, VVeber ve Durkheim gibi sosyolog ve ikti-satçıların yaptığı klasik sanayiciliğin temel özellikleri ortadan kaybolmakta ve yeni bir küresel ekonomik işleyiş biçimi egemen olmaya başlamaktadır.

BİT temelinde değişmeye başlayan dünya ekonomisinin bu yeni işleyiş biçimi, bilgi tabanlı ekonomi (knozvledge-based economy) veya bilginin motor görevi gördüğü ekonomi (knoıvledge-driven economy) gibi kavramlarla tanım-lanmaktadır.

Bilginin hâkim olduğu bu türden bir ekonomide faaliyetler yeniden şe-killenirken, BİT'in de devreye girmesiyle dünya küresel bir pazar olarak tas-vir edilmekte ve internet temelli B2B (business to business) e-ticaret siteleri iş-letmeler açısından ticaret yapmamn yeni araçları olarak gösterilmektedir.

BİT alanında yaşanan baş döndürücü gelişmeler, ekonomik yapılanma-daki değişim süreciyle bağlantılı olarak gelişme-kalkınma kuramlarında da yeni açılımların yaşanmasına neden olmaktadır. 1980'lere kadar önemini ko-ruyan gelişme-kalkınma kuramlarının modernleşmeye dönük açıklamaları, BİT'in devreye girişiyle yerini enformasyon teknolojileri paradigmasına bı-ı

"Yeni küresel ekonomi" kavramının kullanılmasından kasıt, enformasyonel ekonominin küresel olduğunu belirtmektir. Bu bağlamda yeni küresel ekonomi, dünya ekonomisinden farklı, tarihsel bir gerçeklik olarak düşünülür. Bu konunun ayrıntılı tartışması için bakınız Castells (2000:101-135).

(3)

rakmaktadır. Böylece, D. Lerner, W. Schramm ve E. Rogers gibi araştırmacı-ların gelişme iletişimi çalışmaaraştırmacı-larında kitle iletişim araçaraştırmacı-larına yüklenen rol, teknolojiye verilerek, teknolojinin kendisi, "determinist" bir bakış açısıyla, değişimi belirleyen temel öğe ve büyümenin kaynağını oluşturan yenilikler olarak yeni gelişme-kalkmma kuramlarına dahil edilmektedir.2

Bu gelişmeler ışığında, M. McLuhan, D. Bell, A. Toffler gibi toplum ku-ramcıların kavramsallaştırmasını yaptıkları enformasyon toplumu (informa-tion society) söylemi de yine BİT'in toplumsal yapının bütünü üzerinde yapa-cağı etkilere dayandırılmaktadır.

Bununla birlikte bu çalışmanın odaklanacağı nokta, başta da belirtildi-ği gibi, bilgi ekonomisi (knoıvledge economy) ve bu ekonomide yeni bir e-iş yöntemi olarak ortaya çıkan B2B, diğer adıyla firmadan firmaya e-ticaret modeli olacaktır. Bu bağlamda, hem BİT'in kendi alanları dışındaki yapılan etkileyen jenerik özellikleri nedeniyle küresel ekonominin bütünü üzerinde yapacağı etkiler, hem de küresel ekonominin yeni işleyiş biçimiyle gelişmek-te olan ve az gelişmiş ülkeler açısından küresel ekonomiye engelişmek-tegre olma ve genişleyen küresel ticaret hacminden pay almaya dönük stratejilerde deği-şiklik yapma zorunluluklarının ortaya çıkması, bu çalışmanın üzerinde du-racağı temel noktalar olacaktır.

2

İletişim teknolojileri ve gelişme-kalkınma kuramları arasındaki ilişki konusunda yapılmış çalışma için bakınız Başaran, Funda (2005). "Telekomünikasyon Alanmda Yaygınlaştırma Politikalan." İletişim Ağlarının Ekonomisi: Telekomünikasyon, Kitle Üetişimi, Yazılım ve İnternet. Funda Başaran ve Haluk Geray (der.) Ankara: Siyasal Kitabevi. 107-138.

(4)

164 • iletişim : araştırmaları

Bilgi Tabanlı Ekonomi

Bir girdi olarak bilginin ekonominin işleyiş biçimindeki rolü ve önemi arttıkça, soyut bir kavram olarak çağrışımlarını hayatımızın her alanında sık-lıkla duyumsayabileceğimiz küreselleşmenin, BİT temelinde kendi ekonomi-sini yeniden yaratma yolunda hızla ilerlediği görülmektedir.

Castells, yeni olan bu ekonomiyi "enformasyonel, küresel ve ağ temelli" olmak üzere üç temel özellik üzerinden somutlaştırmaktadır. Castells'e göre yeni ekonomi enformasyoneldir, çünkü bu ekonomide üretkenlik ve rekabet gücü temel olarak bilgiye dayalı enformasyon üretme, işleme ve uygulama potansiyeline dayalıdır. Küreseldir, çünkü üretimin, tüketimin ve dolaşımın temel bileşenleri küresel ölçekte örgütlenmiştir. Ağ temellidir, çünkü üretim ve rekabet ağlar üzerinde yaşanmaktadır (77-78).

Bununla birlikte Castells'in özelliklerini sıraladığı yeni ekonomi, yukarı-da yukarı-da vurgulandığı gibi, genel olarak bilgi tabanlı ekonomi veya bilginin mo-tor görevi gördüğü ekonomi gibi isimlerle kavramsallaştırılmaktadır.3 Bu

pa-ralelde M.U. Porat, F. Machlup, Y. Masuda ve D. Bell gibi toplum kuramcıla-rın yeni bir ekonominin doğmakta olduğunu ayaklakuramcıla-rını yere vurur tarzda an-latma çabalarını bir tarafa bırakırsak, bilgi tabanlı ekonomi kavramının ulus-lararası kuruluşların hazırlamış oldukları raporlarda da sıklıkla yer aldığım görebiliriz.'Örneğin bilgi tabanlı ekonomi kavramıyla ilgili tanımlamalardan biri, Dünya Bankası'nın Turkey, Informatics and Economic Modernization (1993) başlıklı raporunda yapılmaktadır. Raporda bilgi tabanlı ekonomi, enformas-yon arzının, işlem kapasitesinin yüksek düzeylere ulaştığı, ağlar sayesinde enformasyonun yayılma hızının en yüksek düzeye çıktığı, kamu ve özel ke-simin enformasyon ağları üzerinden, BİT odaklı olarak yeniden örgütlendiği ekonomilere verilen genel ad olarak tanımlanmaktadır.

Enformasyon ve bilgi kullanımının doğrudan dağıtımı ve üretimine da-yanan bu türden bir ekonomide temel unsur bilgi olarak görülmektedir. Bil-gi, üretimden pazarlamaya bütün ekonomik faaliyet alanlarında yapısal dö-3

Bilgi tabanlı ekonomi based economy) ve bilginin motor görevi gördüğü ekonomi (knomledge-driven economy) kavramlan arasındaki farkın ayrıntılı açıklaması, Avrupa Komisyonu'nca hazırlatılan Innovation Policy İn A Knowledge-Based Economy (2000: 9-11) başlıklı çalışmada yapılmaktadır.

(5)

nüşümü sağlayan güç ve küresel pazarın temel bileşeni olarak kabul edil-mektedir.

Drucker (1994: 184), bilgideki bu değişime vurgu yaparak, bilginin yük-sek ya da düşük teknolojili olsun sanayinin bütününde ekonominin dinamik-lerine katkıda bulunan birincil güç, ekonominin temeli ve gerçek sermayesi haline geldiğine dikkat çekmektedir. Nitekim hem Machlup'un The Production and Distribııtion of Knozvledge in the USA (1962) hem de Porat'ın The Information Economy: Sources and Methods for Measııring the Primary Information Sector (1978) ABD'yi bilgi tabanlı bir ekonomi olarak nitelendiren çalışmalarında, bil-ginin çeşitli ölçümlemeler sonucunda ekonomik üretim içindeki artan payı üzerinde odaklanılmıştır.4

UNCTAD (United Nations Conference on Trade and Development)'m E-Com-merce and Development (2003) ve Dünya Bankası'mn Information and Communi-cation for Development (2006) başlıklı raporlarında da, benzer şekilde bilginin rolünün değiştiği varsayımından yola çıkılarak, özellikle 1980'lerden sonra bilginin ekonomik performans içinde en önemli öğe haline geldiği üzerinde durulmaktadır. Yine Dünya Bankası'mn Türkiye için hazırlamış olduğu Knoıvledge Economy Assessment Study (2004) başlıklı çalışmasında, bilginin ye-ni bir üretim faktörü olarak ortaya çıktığı değerlendirmesi yapılmaktadır (4).

Bununla birlikte bilginin, ekonomik üretim içindeki değişen rolü ve öne-mi hakkındaki ayrınülı tartışmalardan biri Avrupa Koöne-misyonu tarafından ha-zırlattırılan Innovation Policy In A Knoıvledge-Based Economy (2000) isimli çalış-mada yapılmaktadır. Söz konusu çalışçalış-mada, yeni ekonomide bilginin rolü-nün ve öneminin ekonomik aktiviteler için bütünüyle değiştiğine ve bilgiye dayalı bir ekonomiye geçtiğimize dair vurgu yapılmaktadır. Bu durum, bilgi-nin günümüzde tarihsel olarak ekonomibilgi-nin her alanında hiç olmadığı kadar artan önemine dayandırılmaktadır. Çalışmada üzerinde durulan temel nok-ta, bilginin her dönemde var olduğudur. Taş devrinde, sanayi dönemi ekono-misinde, kısaca her dönemde bilgi varlığım sürdürmüştür. Bu açıdan tarihsel olarak bakıldığında, bütün ekonomilerin bilgiye dayalı olduğu söylenebilir. Ancak günümüzde bilginin rolü ve önemi değişmiştir. Çalışmaya göre bilgi-4

(6)

166 • iletişim : araştırmaları

deki bu değişiklik, onun ekonominin dinamiklerine yaptığı katkının büyük-lüğünün bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır (9-11).

Bilgi ekonomisini açıklamaya dönük bu türden değerlendirmelerde öne çıkan vurgu, bilginin günümüzde üretimden tüketime uzanan sürecin her kademesinde geçmişteki etkisiyle kıyaslanamayacak derecede etkili olduğu noktasında toplanmaktadır. Bilgiye atfedilen bu rol, sanayi toplumunun ana değişkenleri olan "emek" ve "sermaye"nin yerini alan yeni bir değer olarak görülmesinden kaynaklanmaktadır. "Bilgi, artık son hızla üretimin tek faktö-rü haline gelmekte ve hem 'sermayeyi', hem de 'emeği' bir kenara itmektedir" (Drucker, 1993: 34).

Bu bağlamda bilgi, A. Smith, D. Ricardo ve K. Marks gibi iktisatçılar ta-rafından tanımlanan "emek-değer" kurammm yerine geçirilerek, "bilgi-de-ğer" kuramı şeklinde yeni ekonominin temel değişkeni olarak gösterilmekte-dir. Kumar, bu görüşün en ateşli savunucularından biri olan D. Bell'den alın-tıladığı bir pasajda, bu görüşü şu şekilde somutlaştırmaktadır:

"Benim temel öncülüm, bilgi ve enformasyonun sanayi sonrası toplumun stra-teji kaynağı ve dönüştürücü aracısı haline geldiğini belirtir... tıpkı enerji, do-ğal kaynaklar ve makine teknolojisi bileşiminin geçmişte sanayi toplumunun dönüştürücü araçları olması gibi" (22).

Bu bölümde toparlayıcı bir giriş olması açısından, "yeni" ekonomik ya-pının özelliklerini, "eski" ekonomik yapıyla Tablo l'deki gibi karşılaştırmak yerinde olacaktır.5

"Eski" ve "yeni" ekonomi kavramlarını biraz daha somuta indirgersek, iki kavramın gerçekte fordizm (eski) ve post-fordizm (yeni) üretim modelle-rine vurgu yaptığı görülür. Bu bağlamda iki kavram arasındaki farkın, basit bir vurgu meselesinden öte, kapitalizmin yeniden yapılanması sürecinde, ka-pitalist üretim biçiminde var olan radikal değişikliği gösteren farklı bir süre-ce işaret ettiğini söyleyebiliriz. Tablo l'de de görülen bu değişiklikler arasın-• arasın-• arasın-• arasın-• arasın-•

5

Genel kaynakça için bakınız: Progressive Policy Institute (1998). "Nevv Economy Index." Technology, innovation and New Economy Project.; Aktan, Can C. ve İstiklal Y., Vural (2003). "Bilgi Toplumu, Yeni Temel Teknolojiler ve Yeni Ekonomi", (Yayınlanmamış Çalışma).; Söylemez, S. Alev (2001). Yeni Ekonomi. İstanbul: Boyut Kitapları.; Oktay, Ertan vd. (2004). "Bilgi Toplumunda Yeni Ekonomi ve e-Dönüşüm Stratejileri." Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi Bildiriler Kitabı. Eskişehir: Osmangazi Üniversitesi, İ.I.B.F. Kasım 2004:155-166.; Törenli (2004:62).

(7)

ESKİ YENİ

Durağan Pazar Dinamik Pazar

Standart Bireyselleşmiş

Tarım ve Sanayi Sektörü Ağırlıklı Hizmet Sektörü Ağırlıklı Ulusal ölçekte Üretim ve Rekabet Küresel Ölçekte Üretim ve Rekabet Hiyerarşik-Bürokratik Organizasyon Ağ Temelli Organizasyon

Kitlesel Üretim Esnek Üretim

Büyüme için Temel Unsurlar: Sermaye, işgücü Büyüme için Temel Unsurlar: Yenilik. Bilgi Teknolojiyi Yönlendiren Temel Unsur:

Makineleşme

Teknolojiyi Yönlendiren Temel Unsur: Dijitalleşme

Ölçek Ekonomileri, Düşük Maliyet Kapsam Ekonomileri, Yenilik ve Kalite Düşük, Orta Ar-Ge Çalışmaları Yüksek Ar-Ge Çalışmaları

Tam istihdam Yüksek Reel Ücret ve Gelirler

Mesleğe Yönelik Eğitim Yaşam Boyu öğrenme

Çalışan-Yönetim ilişkileri: Muhalif Çalışan-Yönetim ilişkileri: işbirlikçi

istikrarlı istihdam Riskli istihdam

Üretim Odaklı Müşteri Odaklı

Kalifiye Değil veya Belirli Bir Alanda Uzman işgücü Yenilikçi, Yaratıcı işgücü

Tablo 1. Eski ve Yeni Ekonomi Karşılaştırması

da, küresel bir pazarın ve çok uluslu şirketlerin (ÇUŞ) yükselişi, ulus-devlet modelinden vazgeçilmesi, kitlesel üretim ve pazarlamadan esnek üretim ve esnek uzmanlaşmaya doğru gidilmesi, ekonomide adem-i merkeziyetçiliğin belirginlik kazanması, örgütsel yapılanmalarda komutanın yerini iletişimin alması, bilgi, tecrübe ve çok yönlü beceri sahibi, yenilikçi, yaratıcı işgücünün ortaya çıkması türünden varsayımlar sıralanmaktadır.

Öne sürülen değişiklikler bütün olarak ele alındığında, gelinen noktanın post-fordizm temelinde, sanayi ekonomisindeki üretim biçimlerinden farklı dinamiklerin ortaya çıktığı, dolayısıyla da emek, sermaye ve enerji üzerine yoğunlaşan üretim modelinden, bilginin üretilmesi ve dağıtılması modeline doğru bir sürecin başlamış olduğunun vurgulanmaya çalışıldığı

(8)

görülmekte-168 • iletişim: araştırmaları

dir. Buradan hareketle, bilginin hakim olmaya başladığı küresel ekonomi te-melinde değişmeye başlayan yeni iş yapma modellerine geçebiliriz.

Küresel Ekonominin Yeni İş Yapma Biçimi: e-Ticaret

Küresel ekonominin yeni işleyiş biçiminde bilginin üretim ve dağıtımda gittikçe artmaya başlayan önemiyle bağlanülı olarak, "geleneksel" iş yapma modellerinin adımn ve niteliğinin de değişmeye başladığı gözlenmektedir. BİT alanındaki gelişmelerle ticaret artık "enformasyon otobanları" olarak ta-nımlanan ağlar üzerinden yapılabilir olma özelliğine kavuşmaktadır. Bu ye-ni iş modelleri genel olarak e-ticaret adı altmda formüle edilmektedir.

Daha açık bir tanım yapacak olursak, e-ticareti genel olarak mal ve hiz-metlerin üretim, tanıüm, satış, sigorta, dağıüm ve ödeme işlemlerinin yar ağlan üzerinden yapılması olarak tanımlayabiliriz. Telefon, faks, bilgisa-yar, elektronik ödeme, para transfer sistemleri, elektronik veri değişim sis-temleri ve internet gibi iletişim mekanizmalarını ise e-ticaretin günümüzdeki temel araçlan olarak görebiliriz.

Bununla birlikte e-ticaret; B2B (busirıess to business), B2C (business to cus-tomer), C2C (customer to cuscus-tomer), C2B (customer to business) ve B2G (business to government) gibi oldukça geniş bir yelpazeye yayılan elektronik iş yapma modellerini içermektedir.6 Ancak günümüzde B2B olarak bilinen firmadan

firmaya e-ticaret, ulaştığı ticari kapasite anlamında, yeni ekonominin en be-lirgin e-iş modeli olarak ortaya çıkmaktadır (Goldstein ve O'Connor, 2000).

UNCTAD'm Building Confidence, Electronic Commerce and Development (2000) adlı e-ticaret raporunda B2B e-ticaretinin diğerlerine göre (B2C, C2B, C2C, B2G ve benzeri) gelecekte en etkin e-iş modeli olacağı tahmininde bulu-nulduğu dikkat çekmektedir (9). Aym kuruluşun hazırlamış olduğu son yıl-lara ait raporyıl-lara bakıldığında, bu tahminin gerçekleştiği görülmektedir. Ör-neğin bu kuruluşun Information Economy Report (2006) adlı bilgi ekonomisi ra-porunda dünya ölçeğinde B2B e-ticaretinden elde edilen ticaret hacminin di-ğer online ticaret modelleriyle karşılaştınlamayacak kadar fazla olduğu belir-• » belir-• belir-• belir-•

6

e-Ticaret kategorileri için bakınız Building Confidence: Electronic Commerce and Deoelopment Report (2000: 9); Morgan Stanley Dean VVıtter, The B2B İnternet Report. (2000: 23-24); Bozkurt (1999: 50).

(9)

tilmektedir. Raporda verilen ABD ve Avrupa örneği, B2B e-ticaretinin büyük-lüğünü kanıtlar niteliktedir. Buna göre, 2004 yılında ABD'de internet aracılı-ğıyla yapılan tüm ticaretin % 93'ü B2B üzerinden gerçekleşirken, Avrupa'da da aym yıl, işletmelerin hemen hemen yarısının aralarındaki satın almaların B2B yoluyla yapıldığı ve bu ticaretin hızla büyüdüğü kaydedilmektedir (14-15). Öte yandan yine aynı kuruluşun Information Economy Report (2005) adlı raporunda da 2004 yılında B2B e-ticaretinin Kanada'da tüm internet ticareti-nin % 75'ini oluşturduğu ifade edilmektedir (18).

Bu gelişmelere ek olarak, B2B sitelerinin dünya çapında artan önemini belirtmek için, Yahoo'nun, Ekim 2005 tarihinde 1 milyar dolar karşılığında ali-baba.com'un7 % 40'lık bölümünü satın alarak, stratejik ortaklık kurduğunu ve

yahoo.com.cn sitesiyle hizmet verdiğini belirtmemiz gerekir.

Alibaba.com'un yaklaşık 200 ülke üzerinde 3 milyonu aşkın kayıtlı kulla-nıcısı olduğunu düşündüğümüzde, ki bunun anlamı 3 milyon firmanın de-taylı bilgileriyle birlikte, sanal bir site üzerinde muazzam genişlikte bir e-pa-zar alanı oluşturmasıdır, B2B e-iş modelinin diğerlerine kıyasla, artan önemi de daha anlaşılır olmaktadır. Bu noktada, gelecekte daha da etkin olacağı var-sayılan B2B e-ticaret modeline biraz daha yalandan bakmamız gerekiyor.

B2B: Firmadan Firmaya e-Ticaret

B2B e-iş modeli genel olarak, KOBİ adım verdiğimiz küçük ve orta boy işletmelerin ürettiği mal ve hizmetler açısmdan birçok aha ve satıcıya (çok noktadan çok noktaya) araalık eden internet temelli e-pazaryerleri olarak ta-nımlanmaktadır. Bu yönüyle B2B ; firmadan müşteriye ticaret olan B2C, müş-teriden müşteriye ticaret olan C2C, müşmüş-teriden firmaya ticaret olan C2B ve firmadan devlete ticaret şeklinde tammlanan B2G'den farklı bir modeldir. • • • • •

7

Alibaba Group adıyla kurulan şirket, alibaba.com sitesiyle birlikte, Çin'e yönelik kurulan alibaba.com.cn, alipay.com ve alisoft.com gibi sitelerle de hizmet vermektedir. Aynı grubun bünyesinde kurulan toabao.com ise C2C ve C2B olarak Asya genelinde hizmet vermektedir. Bunlardan alipay.com etkili bir online ödeme mekanizması olarak dikkat çekmektedir. Sitenin verilerine göre, alipay.com'ım 2006 yılı Aralık ayı itibariyle sahip olduğu 33 milyon kullanıcısı günlük 460 binden fazla işlem

gerçekleştirmekte, bu işlemler neticesinde sitenin günlük hacmi 12,8 milyon doları aşmaktadır. Bununla birlikte alibaba.com.cn ve toaboa.com sitelerinin toplam 46 milyon kayıtlı kullanıcısının olduğu belirtilmektedir. Diğer taraftan alisoft.com ise, Çin'deki işletmelere web tabanlı yazılım hizmeti vermektedir (detaylı bilgilere www.alibaba.com adresinden ulaşılabilir).

(10)

170 • iletişim : araştırmaları

B2B B2C

işlem Miktarı Ortalama 75,000 S Ortalama 75 $

Katılımcılar Birçok firma ve çalışan Müşteri doğrudan firmayla karşı karşıya Fiyatlama Anlaşma usulü, uzun dönemli sözleşmeler,

açık artırma ve katalog alımları

Çoğunlukla katalog, tek fiyat

Karar Verici Firma yönetimi, ticari kuralların geçerli olduğu karar alma mekanizmaları

Tek müşteri Satın Alma Süreci Doğrudan satın alımda talep zinciri tarafından

yönlendirilir; dolaylı satın alımlarda yerini doldurma

Rastlantısal satın alım; söylenti ve reklam etkisi e-Pazaryeri

ya da Portal Seçimi

Firmanın üretim değeri, üretim sürecinde ortaklık ve hisse belirleyici oluyor

Marka, söylenti, fiyat, reklam belirleyici oluyor Ödeme Kredi kartları ve banka kredileriyle

bağlantılı diğer değişik ödeme şekilleri

Bütün kredi kartları Altyapı Yerel, firmalara göre özelleştirilmiş

katalog, iş akışı kuralları

Internet erişimli tarayıcı

Tablo 2. B2B ve B2C Karşılaştırması {Morgan Stanley Dean Witter, B2B Internet Report, Nisan 2000/23)

B2B, bu modellerden işlem miktarı, katılımcılar, fiyatlama, karar vericiler, sa-tın alım süreci, e-pazaryeri ya da portal seçimi, ödeme ve altyapı gibi yönler-den ayrılmaktadır. Bu farklılığı daha da somutlaştırmak için Tablo 2'de yer alan B2B ve B2C karşılaştırmasına bakılabilir.

B2B e-iş modeli bu türden özellikleriyle, bilgi tabanlı ekonomide işlet-melerin "geleneksel" ticari yapıdan farklı olarak, elektronik ortamda ticaret yapmalarına olanak sağlayan yeni bir iş yapma yöntemidir. Dolayısıyla bu yapının motor görevi gören aktörleri, alıcı-satıcı işletmeler olarak düşünülür. Bilginin hâkim olduğu yeni küresel ekonomide, özellikle gelişmekte olan ülke işletmeleri açısından bu modelin önemi, ticari hacimlerini genişlet-mek için birçok avantaja sahip olacakları gibi iyimser diyebileceğimiz varsa-yımlara dayanmaktadır.

Dünyanın önde gelen B2B sitelerinden dibaba.com sitesinde yer alan bir çalışmada,8 firmaların B2B modeliyle elde edeceği avantajlar genel olarak

(11)

şöyle sıralanmaktadır: i) Satış ve kar oranlarında artış, ii) İç pazarda rekabet üstünlüğü, iii) Küresel pazarlardan pay kapma, iv) Pazar çeşitliliğinde artış, v) Parça başı maliyetlerde düşüş, vi) Talepler açısmdan zaman sınırının orta-dan kalkması, vü) Şirket büyümesi açısmorta-dan fırsat, viii) Yeni bilgi ve dene-yim edinme fırsatı.

IDC bu avantajları, yeni pazarlara giriş ve daha düşük işlem-işletme ma-liyeti şeklinde özetlemektedir. UNCTAD, Electronic Commerce Strategies For Development: The Basic Elements of An Enabling Environment For e-Commerce (2002) adlı çalışmasında, yüksek işlem maliyeti ve başka erişim engelleri ne-deniyle girilmesi zor olan yeni pazarlara girme olanağının yanmda, işletme-lerin daha ucuz ve daha kaliteli ticari bilgilere (örneğin finans ve iş bilgileri) ulaşma avantajının olacağını da belirtmektedir (7). Goldstein ve O'Connor (2000) ise, tüm bu avantajları göz önünde bulundurarak, genelde e-ticaretin, özelde ise B2B modelinin gelişmekte olan ülke firmalarına (gelişme-kalkınma açısından) gerçek fırsatlar sunacağını vurgulamaktadırlar.

WTO, WB, OECD ve IMF gibi diğer uluslararası kuruluşlar da, yayınla-dıkları rapor ve istatistiklerde, gelişmekte olan ülkelerin bu model sayesinde elde edecekleri avantajları sıralayarak bu ticareti cazip hale getirmeye çaba-lamaktadırlar.

Öne çıkan bu türden varsayımlarda, gelişmekte olan ülkelerde varolan telekomünikasyon altyapı eksikliğinin ve BİT'in yaygınlaşmasında yaşanan sorunların göz ardı edildiği kolayca görülmektedir. Ayrıca bu tür ülkelerin, "Know-how" ve "Knoıv-ıvho" gibi tecrübeyle edinilmiş örtük bilgiye (tacit knoıvledge) sahip olmamaları da yine tartışılmayan konular olarak dikkat çek-mektedir. Oysa Göker'in (13) de üzerinde durduğu gibi, bilgi tabanlı ekono-mide her ne kadar bilginin kendisi önemli olsa da, asıl önemli rol örtük bilgi-dedir. Küresel pazar ekonomisinin yoğun rekabetin yaşandığı bir arena oldu-ğunu, bu arenada söz sahibi olmanın en önemli koşulunun BİT alanında yet-kinlik olduğunu, bu yetkinliğin ise örtük bilgiyle mümkün olabileceğini dik-kate alırsak, bu türden bilgilerin açık, kodlanmış bilgilere (codified knoıvledge) oranla ne kadar önemli olduğu da ortaya çıkmaktadır.

• • • • • 8

(12)

172 • iletişim: araştırmaları

Diğer taraftan Humphrey ve diğerlerinin gelişmekte olan ülkelerdeki e-ticaretin gerçek durumunu ortaya koymaya çalıştıkları The Reality of E-Com-merce With Developing Countries (2003) başlıklı çalışmada öne çıkan söz konu-su varsayımlar iyimser bakış açısı (optimistic view) başlığı altmda değerlendi-rilmektedir. B2B e-ticaret modelinin gelişmekte olan ülke firmalarına özel avantajlar sağlayacağı düşüncesini barındıran bu iyimser bakış açısı, mode-lin coğrafik uzaklığın neden olduğu etkileri azaltacağı, pazarlar hakkında da-ha iyi bilgiler sunacağı ve dada-ha düşük maliyetlerle pazarda var olmayı sağla-yacağı gibi, ağırlıksız ekonomi (ıveightless economy) söyleminden de beslenen varsayımlara dayandırılmaktadır. Aym çalışmada yer alan başka bazı göz-lemcilerin bir adım daha ileriye götürdükleri bu yaklaşımda, gelişmekte olan ülkelerdeki üretici firmaların, kurbağa sıçrayışıyla geçecekleri bilgi iletişim çağında, bu tür araçları kullanarak alıcı-satıcı ilişkilerini daha da güçlendibilecekleri, böylece küresel piyasada önemli miktarlarda karlar sağlarken, re-kabetteki güçlerini de artıracakları gibi dozu bir hayli artırılmış bir iyimser-lik göze çarpmaktadır (1).

Kocacık (8), Bilgi Toplumu ve Türkiye adlı makalesinde bu konuyu tartı-şırken, sanayi toplumunu (kurbağa sıçrayışıyla) atlayarak bilgi toplumuna geçmenin olanaksız olduğu üzerinde durmaktadır. Zira ona göre bilgi ekono-misi, temelini sanayi toplumunun kendine özgü kurum ve kuralları ile geliş-tirdiği ekonomik-sosyal-teknolojik görüntü üzerinde şeklini bulmaktadır. Dolayısıyla, Sanayi Devrimi sürecini yaşamamış gelişmekte olan ve az geliş-miş ülkeler, bilgi ekonomisinin gerektirdiği teknolojik alt yapı konusunda ye-tersiz olduklarından, yeni ekonomik yapıya adapte olmakta zorlanacaklardır.

Bununla birlikte başka bazı çalışmalarda ise (Törenli, 2003: 207; Webs-ter, 2000), yeni ekonomik modelin, gelişmekte olan ülke firmalarına sağlaya-cağı avantajlar bir yana, varolan ekonomik yapıda eşitsiz ilişkileri pekiştiren, bunları sürekli kılan koşullan yeniden ürettikleri üzerinde durulmaktadır. Bu çalışmalarda vurgulanan nokta, yeni toplum veya ekonomik modelin ortaya çıktığı söylemlerinin arkasına gizlenmiş olan kapitalizmin son yıllarda geçir-diği yapısal krize çıkış kapılan araması ve dolayısıyla da bunun zaten hali hazırda var olan kapitalist ekonomik sistemin yeniden güçlenerek devam et-mekte olduğu gerçeğinin görülmesi gerektiği üzerinedir.

(13)

Üzerinde düşünülmeye değer bu görüşler, 1970'lerden sonra kapitaliz-min yeniden yapılanma sürecinde hizmetler sektörünün GATT anlaşmaları-na dahil edilerek serbestleştirilmeye dönük çabalarla birlikte düşünüldüğün-de daha da anlam kazanmaktadır.

1986 yılında başlayıp 1993 yılına kadar süren Uruguay Yuvarlak Masa Toplantıları'nda hizmetler sektörünün GATT anlaşmaları içerisine yerleştiril-mesi kararı alınırken, teknolojik alt yapıdan yoksun olan gelişmekte olan ül-keler, serbestleşmenin kendi çıkarlarına ters düşeceğini belirterek karara kar-şı çıkmışlardı. Bu karkar-şı çıkış, gelişmekte olan ülkelerin, yeterli teknik donanı-ma sahip oladonanı-madıkları için oluşacak küresel ticaretin dışında kalacaklannın farkında olduklarını gösteriyordu. Ancak ABD, bu ülkelerin birçoğunu, orta-ya çıkacak ticari hacmin kendi çıkarlarına uygun olacağmı anlatarak ikna et-meyi başardı, olmayanlar ise ödül-ceza yöntemi kullanılarak yola getirildi9

(Geray, 2005: 41). Böylece, kapitalizmin yeniden yapılanma sürecinde en önemli aşamalardan biri gerçekleştirilerek, hizmetler sektörü GATT anlaşma-ları çerçevesinde ele alınmaya başlandı.

Hizmetler sektörünün GATT çerçevesine sokulmasıyla uluslararası öl-çekte pazarlanabilir olmasının ardından yoğunlaşan çalışmalar, gelişmekte olan ülkeler açısından telekomünikasyon alt yapılarının geliştirilmesi, ser-bestleştirme politikalarının devreye sokulması, plansız özelleştirmelerin ya-pılması gibi birtakım çalışmaları beraberinde getirdi. Bu durum aynı zaman-da, hizmetler sektörüyle birlikte etkinliklerini büyük oranda artıran ÇUŞ'le-rin çevre ülkelerde etkin olmalarına engel olarak görülen ulus-devlet kontro-lünün azaltılması tartışmalarıyla paralellik göstermektedir.10

• • • • • 9

Dünya Ticaret Örgütü tarafından 12 Nisan 2007 tarihinde yayımlanan ve 2006 yılma ilişkin küresel ticaret istatistiklerini yansıtan basın duyurusuna göre; dünya ticareti reel bazda %8 oranında artış kaydetmiştir. Nominal bazda ise, hizmet ihracatı %11 artarak 2,71 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Hizmetler sektörüne ait bu rakamlar düşünüldüğünde, bu alanda serbestleştirmeye dönük politikaların neden bu denli yoğun şekilde işlediği daha iyi anlaşılmaktadır.

Öte yandan, serbestleştirmeye dönük bu politikalar, özellikle 1980'lerden sonra, İngiltere'de Thatcherizm ve ABD'de Reaganizm politikalarının ortaya çıkmasından sonra, Yeni Dünya Düzeni söylemleri ve neo-liberal politikaların hız kazanmasıyla paralellik göstermektedir. Nitekim ABD temsilcisi Clayton Yeutter, Urugay Yuvarlak Masa Toplantılarının sonucunu, "Başkan Reagan yönetiminin belli başlı zaferlerinden biri" olarak değerlendirmiştir (Aho'dan aktaran Geray, 2005: 41). 10

(14)

174 • iletişim : araştırmaları

BİT yoluyla, erişim ve esneklik özelliklerini genişleten, kaynak ve üre-tim yerine bağımlı olmaktan kurtulan ÇUŞ'ler, bu gelişmeler ışığında teleko-münikasyonun düzenleyici çerçevesinin kendi lehlerine serbestleştirilmesini istemektedirler (Audenhove vd.'den aktaran Başaran, 2004: 16). Zira teleko-münikasyon alanı, bu tür büyük ekonomik kuruluşlar için, karın en çoklaştı-nlması hedefi açısmdan yatırım yapılabilecek ve önemli kazançlar sağlanabi-lecek bir iş alanı olarak görülmektedir.

Bu açıdan gelişmekte olan ülkelerde son yıllarda telekomünikasyon ala-nına yapılan yatarımlar ve uygulamaya sokulan düzenlemeler, ÇUŞ'lerin bu türden ihtiyaçlarını karşılamaya dönük olmuştur. Bu gelişmenin temelinde, küresel ekonomide önemli olan sıcak para akışının ve yabancı sermayenin ül-keye çekilmek istenmesinde, gelişmiş bir iletişim altyapısı ve bu alanın küre-sel ekonomiye uyumlu hale getirilmesinin gelişmekte olan ülkelere önkoşul olarak öne sürülmesi olduğu söylenebilir (Başaran, 2004:18).

Günümüzde birçok gelişmiş ve az gelişmiş ülke, uygulamaya koyduk-ları özelleştirme politikakoyduk-ları sonucu olarak halen büyük gelirler elde etme beklentisi içindedirler. Oysa teknolojik alt yapılarını tamamlamış olan geliş-miş ülkeler, ulus aşırı şirketlerini de devreye sokarak, bilgi tabanlı ekonomi-de ticari hacimlerini her geçen gün daha da fazla artırmaktadırlar.

Gartner Group tarafından 2002 yılında yapılan araştırmalar, B2B e-ticare-tinin bir önceki yıla oranla kademeli olarak arttığını göstermektedir. Grafik l'deki veriler bunu açıklar niteliktedir. Bununla birlikte, B2B e-ticaretinden en büyük payı gelişmiş ülkelerin aldığını söyleyebiliriz (Balanız Grafik 2). Bu

ül-7000000

1

o

- • 1

1999 2000 2001 2002 2003 2004

(15)

1000 • 87 6 104.9 ' 7,6 91 0,5 _ 246.3 264.8

1 1

ş I I g s M

Grafik 2. Ülke Gruplarının e-Ticaret Hacimleri (Kaynak: IDC, 2002)

kelerin coğrafi dağılımı, Kuzey Amerika, Avrupa (Batı ve Kuzey Avrupa) ve Uzakdoğu-Pasifik ülkeleri (Japonya, Çin, Singapur ve Avustralya-Yeni Zelan-da) şeklinde sıralanmaktadır. Nitekim 2002 verileri, dünyada gerçekleştirilen e-ticaretin %80 civarında bir bölümünün ABD'de, %10'luk bir bölümünün Avrupa ülkelerinde, %5'inin ise Asya ülkelerinde yapıldığını ortaya koyarak bu sıralamayı destelemektedir (OECD verilerine dayanarak aktaran Kaya, 2002: 5).

Buna karşın gelişmekte olan ülkelerin altyapı, Ar-Ge çalışmaları, strate-ji ve politika gibi önemli alanlardaki eksiklikleri nedeniyle, yeni ekonomik yapıya, dolayısıyla da e-ticarete entegre olamadıkları ve bekledikleri karşılı-ğı alamadıkları anlaşılmaktadır. Grafik 2'den de anlaşılacakarşılı-ğı üzere, e-ticaret faaliyeti oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmış durumdadır.

Buna rağmen, gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş olanları çok gerilerden takip ettikleri görülmektedir. Bu durum, e-ticaretin, ticaret hacmi büyüklüğü açısından, teknolojiyi üretebilir ülkelerin toplandığı coğrafi bölgelerle büyük oranda paralellik göstermektedir.

(16)

176 • iletişim: araştırmaları

Kuşkusuz B2B e-ticaret siteleri, gelişmiş ülkelerin elde ettikleri bu pay-larda büyük rol oynamaktadır, zira dünyada yapılan e-ticaretin yaklaşık %80'lik kısmının B2B siteleri aracılığıyla gerçekleştirildiği tahmin edilmekte-dir (OECD verilerine dayanarak aktaran Kaya, 2002: 6). Tablo 3'te dünya ça-pında bilinen önemli B2B e-ticaret siteleri yer almaktadır. Bu tablodan da an-laşılacağı gibi, B2B siteleri, BİT alanında üstünlüğü elinde bulunduran ABD, Almanya, Fransa ve Kanada gibi ülkelerde toplanmaktadır. Çin'in de bu alan-da etkin olduğu görülmektedir. Nitekim yukarıalan-da alan-da belirtildiği gibi, Çin kö-kenli alibaba.com, dünya genelinde kayıtlı firma sayısı en fazla, dolayısıyla da en çok bilinen B2B sitelerinin başında gelmektedir.

SİTE ÜLKE SİTE ÜLKE

Globaltradevillage A.B.D. Europeges-The Europen Business Directory Fransa Marble Institute of America A.B.D. Spg Media Limited ingiltere

Mfg.com, ine A.B.D. Sourcingparts.com Sa isviçre

Textileweb A.B.D. World Trade Point Federation isviçre Petrolplaza.com Almanya International Network For Small

and Medium Sized Enterprises

italya

Psionline.de Almanya Eceurope.com Kanada

Te&B Business Consultancy Services Gmbh

Almanya Golden Bridge Trade Center Kanada Tecdoc Informations

System Gmbh

Almanya Textilesource Kanada

Techpilot

Dynamicmarkets Gmbh

Almanya Worldbid.com Kanada

Alibaba (Global Trade) Çin Emarket Services Norveç

Buytop.net Çin Stoneezpozone.com Portekiz

Texindex.com Çin Openrussia Rusya

Kompass Fransa Rusbiz.Com Rusya

Texmondo.com Fransa Global Sources Singapur

The swensee Fransa Tradeeasy.com Hong-Kong

Tablo 3. Uluslararası ffiBe-Ticaret Siteleri ve Faaliyette Oldukları Ülkeler

(17)

Çalışmanın bu bölümüne kadar, bilgi tabanlı ekonomi sürecinde, yeni bir e-iş faaliyeti olarak ortaya çıkan B2B modeli ve bunun dünya genelindeki hızlı gelişim süreci incelenmeye çalışıldı. Bu amaçla Tablo 3'te verilen bilgi-lerle, B2B modelinin oldukça geniş bir coğrafyada etkin olduğu gösterilmek istendi.

Kuşkusuz yapılacak daha detaylı araştırmalar, bu ülkelerde çok daha fazla sayıda B2B sitesinin kurulduğunu ortaya çıkaracaktır. Bu çalışmada, bu tür sitelerin sadece önemli olanlarına yer verildi. Bununla birlikte, çalışmanın Türkiye bölümü için yoğun bir internet taraması yapıldı. Yaklaşık üç aylık bir tarama sonucunda, Türkiye'de 40 ile 50 arasında değişen B2B sitesinin oldu-ğu görüldü. Ancak bunlardan 39 tanesi önemli görülerek çalışmaya dâhil edildi. Çalışmanın bundan sonraki bölümünde, hem Türkiye'nin bilgi toplu-mu yolunda geçirdiği dönüşüm süreci, hem de B2B e-iş modelinin gelişimi ve mevcut durumu irdelenecektir.

Türkiye'de Genel Durum

Dünya Bankası'nm, Turkey, Informatics and Economic Modemization (1993) başlıklı raporunda, Türkiye'de kesin bir enformasyon politikası ve aksiyon planının olmadığından söz edilmekte ve bu durumun Türkiye'nin diğer ül-kelerden geri kalmasına yol açtığı belirtilmektedir. Raporda ayrıca, bilginin kalkınmanın temelini oluşturduğuna dikkat çekilerek, Türkiye'nin bilgi ta-banlı ekonomi olma yolunda önde gelen OECD ekonomilerinin saflarına ka-tılma ve Avrupa'yla ekonomik bütünleşmeyi gerçekleştirme hızını belirleyen unsurun büyük ölçüde ülkenin küresel bilgi pazarına katılması olacağı üze-rinde durulmaktadır (III-XIX).

Yine Dünya Bankası'nm Knoıvledge Economy Assessment Study (2004) isimli çalışmasmda, ülkemizin göreceli olarak bilgi ekonomisi olma yolunda güçlü bir pozisyona sahip olduğu, ancak yapılması gereken birçok şeyin ol-duğundan (Ar-Ge çalışmaları, BİT alanında gelişme, eğitim ve benzeri) söz edilmektedir (5).

Öte yandan, Dünya Ekonomik Forumu'nun (World Economic Forum) 2006-2007 yılı için hazırlamış olduğu ve Danimarka, Singapur, Finlandiya, İs-viçre, Hollanda, ABD ve Norveç gibi ülkelerin başı çektiği "Ülkelerin Bilgi

(18)

178 • iletişim: araştırmaları

SIRA ÜLKE PUAN

1 Danimarka 5,71 2 isveç 5,66 3 Singapur 5,60 4 Finlandiya 5,59 5 isviçre 5,58 6 Hollanda 5,54 7 ABD 5,54 8 İzlanda 5,50 9 ingiltere 5,45 10 Norveç 5,42 52 TÜRKİYE 3,86 Toplam 122 ülke

Tablo 4. Ülkelerin Bilgi Toplumuna Hazır Olma Durumu (e-Readiness) 2006 - 2007 (IVorld Economic Forum. 2006-2007)

Toplumuna Hazır Olma Durumu" (The Networked Readiness) başlıklı sırala-mada, Türkiye toplam 122 ülke arasında 52. sırada gösterilmektedir."

Bununla birlikte uluslararası alanda yaşanan genel eğilim doğrultusun-da, 2000'li yılların başından itibaren, özellikle Avrupa'daki gelişmelerle bağ-lantılı olarak, Türkiye'de bilgi toplumuna dönüşme yolunda çeşitli çabaların olduğu gözlenmektedir. Bu amaçla ilk somut adımlar, 23 Mart 2000'de Liz-bon'da yapılan Avrupa Konseyi toplantısı sonrasında atılmaya başlanmışta. Lizbon toplantısı, Avrupa'nın gelecek on yılda dünyadaki en rekabetçi ve di-namik bilgi tabanlı ekonomisi haline gelme stratejisini belirleme amacıyla ya-pıldı. Bu strateji doğrultusunda, "eAvrupa 2002" ve "eAvrupa 2005" eylem planlan hazırlanmış, 2005 yılında ise "İ2010" adıyla Lizbon Stratejisi tekrar-dan gözden geçirilmiştir.

• • • • • ıı

Dünya Ekonomi Forumu'nun yapmış olduğu bu sıralamalarda, ülkelerin teknik altyapı göstergeleri, hizmetlerin sunumu ve geliştirilmesindeki durumu, teknoloji üretme yetenekleri, insan sermayesi, hukuki düzenlemeleri gibi pek çok kriter göz önünde bulundurulmaktadır.

(19)

Türkiye bu gelişmeler paralelinde, 2001 yılında AB'ye aday ülkeler için tasarlanan "eAvrupa+ Girişimi"ne taraf olarak, 2003 yılında "e-Dönüşüm Türkiye Projesi"ni devreye sokmuştur. Bu projenin genel koordinasyon göre-vi Devlet Planlama Teşkilatı'na (DPT) verilmiştir. Bu süreçte bilgi toplumuna doğru yoğunluk kazanan çalışmalar, "Türkiye'nin Bilgi Toplumuna Dönü-şüm Politikası" belgesini ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte, "e-DönüDönü-şüm Türkiye Projesi" kapsammda, ilki 2003-2004 dönemini, ikincisi de 2005 yılını kapsayan eylem planları hazırlanmış, 2005 yılında ayrıca, Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojilerinden etkin olarak yararlanması ve bilgi toplumuna dönüşümün gerçekleştirilmesine yönelik orta ve uzun vadeli strateji ve he-defleri belirlemek üzere, 2006-2010 dönemini kapsayan "Bilgi Toplumu Stra-tejisi" ve buna ilişkin eylem planı hazırlık süreci başlatılmıştır.

Bilgi Toplumu Stratejisi'nde; işletmeler ve bilgi ve iletişim sektörünün mevcut durumu, kamu sektörü, vatandaşlar ve Türkiye'nin 2010 yılında bil-gi toplumuna dönüşüm potansiyeli değerlendirilerek, belirlenen stratejik ön-celikler çerçevesinde 2010 yılı için hedefler ve bu hedeflere ulaşmak için atıl-ması gereken adımlar tespit edilmektedir.

Bu çalışmalarla bağlantılı olarak, Türkiye'de kamu kurum ve kuruluşla-rında da yeni yapılanmalara gidilmektedir. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) bünyesinde kurulan "Bilgi Toplumu Dairesi Başkanlığı" ve "Elektronik Tica-ret Koordinasyon Kurulu" bu anlamda yeni yapılanmanın sonucu olarak ku-rulmuşlardır. Aym amaçla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde kurulan "Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı" (KOSGEB) ve DTM bünyesinde kurulan "İhracatı Geliştirme ve Uygulama Merkezi" (İGEME) pratiğe dönük diğer yapılanmalardır. Bu kuruluşların, e-ticaretin geliştirilmesine dönük, bilgiye dayalı küresel ekonomide firmalara ihracat yapabilmelerini sağlamak amacıyla bilgi ve donanım desteği sağlaya-cak uygulamacı kuruluşlar olarak yapılandırıldıkları görülmektedir. Bu bağ-lamda KOSGEB'e bağlı KOBİNET ve İGME denetimindeki Ankara Ticaret Noktası12 (Ankara Trade Point), firmaların küresel pazara açılmada

kullanabi-lecekleri B2B e-ticaret siteleri olarak hizmete sokulmuşlardır. • • • • •

12

Ankara Ticaret Noktası, Dünya Ticaret Noktaları Federasyonu (WTPF) kapsamında 93 ülkede faaliyet gösteren 147 ticaret noktalarından birisidir. Bu ticaret noktalan 1992 yılında özellikle gelişmekte olan ülkelerde uluslararası ticaretin verimliliğini ve etkinliliğini artırmak amacıyla UNCTAD tarafından başlaülmıştır.

(20)

180 • iletişim : araştırmaları

ankaraticaretnoktası kobiturkiye.com eiectrexnet.com birebiriietisim.com main.globalmt.net turkishsellers.com tekstilticaret.com remexport.com textilexnet.com.tr

ekobazaar.com smtec.com eximinter.com

e-pazaryeri.net turkexport.net textileturkey.com textileonly.com turkbusinesscenter.com turkticaret.net expoturkish.com turkishexporters.org tekstilnet.com globalticaret.net tekstilci.com.tr.tc commerceturkey.com

ifuar.com turkiyebayi.com steelorbis

Turkisexporter.net kiireselpazar.com turkfreezone.com izto.org.tr turkishtextiie.com worldtradexnet.com.tr kentpazari.com turktradecenter.com tekstilportal.com kobinet.org.tr Turkishtradeguide.net boyex.com

Tablo 5. Türkiye'de Faaliyet Gösteren fi^fle-Ticaret Siteleri

Yaptığımız araştırmalar, Türkiye'de KOBİNET ve Ankara Ticaret Nokta-sı gibi benzer özellikler gösteren birçok B2B e-ticaret sitesinin kurulduğunu ortaya koymaktadır. Tablo 5'te bu sitelerin isimleri gösterilmektedir.

İşletmelerin bilgi tabanlı ekonomide, ekonomik büyüme, verimlilik ve rekabet edebilirliklerini hızla BİT temelli ticaret yöntemleriyle geliştirmeye yöneldikleri düşünüldüğünde, söz konusu B2B e-ticaret sitelerinin önemi da-ha iyi anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, bu türden sitelerin öneminin elde edilen faydayla doğru orantılı olduğunu, bu faydanın elde edilmesinin ise birbiriyle ilişkili üç koşula bağlı olduğunu belirtmemiz gerekir. Bunlar sıra-sıyla, i) B2B e-ticaret sitelerinin alıcı-satıcı işletmeler arasındaki ticareti verim-li ve etkiverim-li şekilde gerçekleştirebilecek özelverim-liklere sahip olmaları, ii) KOBİ'le-rin e-ticaretin gerçekleştirilmesini sağlayacak teknik bilgi ve beceri seviyele-rinin yeterli düzeyde olması ve iii) Devletin gerek B2B e-ticaret siteleri gerek-se de KOBİ'ler açısmdan düzenleyici ve destekleyici bir faktör olarak etkin ol-ması.

(21)

Bundan sonraki bölümde, bu üç koşulun Türkiye açısından mevcut du-rumu, ileriye dönük hedefleri ve sonuçlan tartışılacaktır. Bu tartışmayı ya-parken, büyük oranda 2006-2010 hedeflerini içeren Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesi' nden yararlanılacaktır.

B2B e-Ticaret Siteleri

Tablo 5'te görülen B2B e-ticaret sitelerindeki nicel çokluk dikkate alındı-ğında, bu ticarete dönük bir bilincin Türkiye'de hızla gelişmekte olduğu ken-dini göstermektedir. Kuşkusuz bu durum, firmaların e-ticarete yönelmeleri açısmdan önemli bir gelişmedir. Ancak, B2B e-ticaret sitelerindeki nicel çok-luğa rağmen, Türkiye'de henüz bu türden sitelere dönük düzenleyici bir çer-çeve, teknik alt yapı ve hukuki düzenlemenin olmaması dikkat çekicidir. Ge-rek yasal geGe-rekse de kurumsal düzenlemelerdeki boşluklar, bu türden sitele-rin alıcı-satıcı firmalara karşılıklı güven ortamı sağlayamadığı şüphesini uyandırarak, firmaları bu tür sanal ortamlarda ticaret yapmamaya itmekte-dir. Nitekim var olan uygulamalar firmalann bu düşüncelerini doğrular nite-liktedir. Tablo 5'te yer alan B2B siteleri ziyaret edildiğinde, birkaç istisna dı-şında, hemen hepsinin bilgi-içerik hizmetlerinin istenilen düzeyde olmadığı görülebilir. Bundan başka, bu sitelerin kayıtlı firmalar üzerinde herhangi bir denetim mekanizması işletemedikleri, bu nedenle firmalann gerçekte var olup olmadıklan hakkında detaylı bilgiler sunamadıkları, ayrıca sitelerde e-ticaret hakkında yeterli bilgilerin bulunmadığı ve hangi ülke firmalarıyla ti-caret yapmanın daha faydalı ve güvenli olacağı konusunda firmaları bilgilen-dirmedikleri kolayca anlaşılmaktadır. Tüm bunların yanında, bu sitelerden bazılarının güncellemesinin uzun süredir yapılmadığı, halen 2000 yılma ait haberler ve alım-satım taleplerinin yer aldığı, buna paralel olarak da çok sa-yıda firmanın (adres değişikliği olsa bile) kendi bilgilerini yenilemedikleri göze çarpmaktadır.

Bütün bu olumsuzluklar bir arada düşünüldüğünde, firmalann söz ko-nusu siteleri neden birer e-pazaryeri olarak değil de sadece reklâm panosu şeklinde düşündükleri ve bu doğrultuda ücretsiz kayıt yöntemine başvura-rak yabancı firmaların kendilerini arayıp bulmalannı beklemekten öteye ge-çemedikleri açıklığa kavuşmaktadır.

(22)

182 • iletişim: araştırmaları

Oysa B2B modeli açısından en başarılı uygulamalardan biri olan ahba-ba, com, firmalara sağladığı güven ortamı yanında, sunduğu zengin bilgi-içe-rik hizmetiyle alıcı-satıcı firmalar açısından ticaret yapmanın birinci adresi olarak görülmektedir. Örneğin sitede, Türkiye için hazırlanmış, general infor-mation, market access, economic indicatiors, doing business, taxes-accoıınting, labo-ur market, popular products gibi linklerden gerekli bilgilere ulaşılabilmektedir. Dolayısıyla, siteyi ziyaret eden her işletme, ticaret yapmak istediği ülke hak-kında detaylı bilgileri kolayca edinebilmekte ve o ülke firmalarıyla ticaret ya-pıp yapmayacağına karar verebilmektedir.

B2B sitelerinde var olan bu eksiklikler doğrultusunda Türkiye'de, ulus-lararası standartları yakalama amacıyla e-ticaretin geliştirilmesine dönük çe-şitli eylem planları hayata geçirilmektedir. Bu bölümde (2010 hedeflerini içer-mesi nedeniyle) yer alması gerektiğini düşündüğümüz, yukarıda da adı ge-çen Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesi'ne detaylı olarak bakabiliriz.

Söz konusu çalışma, DTM'nin "Bilgi Toplumu Stratejisi ve ek'i Eylem Planı" adı olarak 11/07/2006 tarihli ve 2006/38 sayılı Yüksek Planlama Ku-rulu Kararı'yla onaylan ve 28/07 /2006 tarihli ve 26242 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Bilgi Toplumu Stratejisi ve eki Eylem Planı (2006-2010) belgelerinden oluşmaktadır. Bu belgeler, bilgi toplumu çağında ileriye dönük oluşturulması gereken politika kararlarını belirleme girişimleri olarak değerlendirilebilir. Bununla birlikte, her iki belgede de e-ticaretin ge-liştirilmesine yönelik politika hedeflerinin olduğu görülmektedir.

Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesi'nde e-ticaretin geliştirilmesine dönük 2010 yılı hedefleri şu şekilde sıralanmaktadır: a) e-ticaretin önünde engel teş-kil eden güvenlik problemi giderilmeye çalışılacak, b) e-imzanın yaygınlaş-ması ve diğer mevzuat düzenlemeleri yapılacak, c) e-ticaret yapan firmaların yetkilendirilmiş kuruluşlarca belirlenmiş standartlara uygunluk açısından denetlenmesini esas alan bir sertifikasyon mekanizması kurulacak, d) İşlet-melerin bu konudaki farkındalığı artırılacak, e) İşletİşlet-melerin e-ticaret yapma-larını teşvik edecek programlar oluşturulacaktır (29).

Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı'nda ise, e-ticaretin geliştirilmesine yönelik bölümde, "Güvenli e-Ticarei için uygulanması gereken standartların belir-lenerek e-ticaret yapan firmaların yetkilendirilmiş kuruluşlarca bu standartlara

(23)

uy-gunluk açısından denetlenmesini esas alan bir sertifikasyon mekanizması kurularak İnternet üzerinden yapılan alışverişin güvenli ve güvenilir olması için uygun ortam oluşturulacaktır" şeklinde eylem politikası belirlenmiştir (14). B2B e-ticaret si-telerine yönelik bu genel değerlendirmeden soma, ikinci aşama olan KO-Bİ'ler konusuna geçebiliriz.

KOBİ'lerin Mevcut Durumu

Türkiye'de KOBİ'ler toplam işletmelerin % 99,8'ini, istihdamın ise % 76,7'sini oluşturmaktadır. Bununla birlikte, Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesi'ne göre, KOBİ'lerin GSMH içerisindeki payı % 26,5 seviyelerinde kalmaktadır. Belgede bu durum, işletmelerin teknik bilgi ve beceri seviyelerinin, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişim fırsatlarının ve bu teknolojilerin sağladığı avan-tajlardan faydalanma kabiliyetlerinin sınırlı olmasıyla açıklanmaktadır (10). Strateji Belgesi'nde yer alan, KOBİ'lerin bilgi ve iletişim teknolojilerindeki mevcut durumu bu değerlendirmeyi destekler boyuttadır (Balanız Tablo 6).

Temel Göstergeler Mevcut Durum (%)

Elektronik kanallardan sunulan kamu hizmetlerinden yararlanan işletme oranı

- Bilgi alma

-• Form indirme

-• Çevrimiçi Form Doldurma

-• işlemin tamamlanması

-Bilgisayarı olan işletme oranı 61

İnternete bağlı bilgisayarı olan işletme oranı 50 Genişbant internet erişimine sahip işletme oranı 20

e-Ticaret satışlarının toplam ciroya oranı 0-3

Kurumsal kaynak planlaması kullanan işletme oranı 0-3 Tedarik zinciri yönetimi kullanan işletme oranı 0-1 Müşteri ilişkileri yönetimi kullanan işletme oranı 0-0,5

(24)

184 • iletişim : araştırmaları

UNCTAD'ın 2006 tarihli Information Economy raporunda, internet ve ge-nişbant kullanımının bilgi tabanlı ekonomide işletmeler açısmdan vazgeçil-mez iki önemli araç olduğuna vurgu yapılmaktadır (9-14). Buna rağmen Tab-lo 6'da yer alan % 50 internet ve % 20 genişbant kullanım oranlan Avrupa or-talamasının bir hayli gerisinde kalmaktadır. Information Economy raporunda bazı Avrupa ülkelerinde işletmelerin internet kullanım oranları şu şekilde sı-ralanmaktadır: Danimarka: % 97.4, Finlandiya: % 97.1, Belçika: % 96, Alman-ya: % 94.1, Hollanda: % 88.5, İtalAlman-ya: % 87.4, Yunanistan: % 87.4, İspanAlman-ya: % 87.4, Fransa: % 82.9 (8).

Yine aynı raporda bazı Avrupa ülkelerindeki işletmelerin genişbant kul-lanım oranlan ise şöyle: Danimarka: % 82, Finlandiya: % 81, Belçika: % 78, İs-panya: % 75, Hollanda: % 71, Almanya: % 62, İtalya: % 58, Yunanistan: % 44 (12).

Tablo 6'da aynca, elektronik kanallardan sunulan kamu hizmetlerinden yararlanmanın henüz gerçekleşmediği, bilgisayar kullanımı, kurumsal kay-nak planlaması, tedarik zinciri ve müşteri ilişkileri yöntemlerinin ise oldukça düşük oranlarda olduğu dikkat çekmektedir. Bu eksikliklerle doğrudan iliş-kili olarak da, e-ticaret gelirinin bu tür işletmelerin cirolanna % 0-3 şeklinde yansıdığı görülmektedir.

Bu noktada vurgulanması gereken, BİT'in bilgi tabanlı ekonomide ve e-ticaretin gerçekleştirilmesinde motor görevi gördüğüdür. Nitekim uluslara-rası kuruluşların son yıllarda hazırlamış olduklan raporlarda BİT konusuna geniş yer ayırdıkları görülmektedir. Bu raporların hemen hepsinde öne çıkan vurgu, BİT'in bilgi ekonomisinde gelişmeyi sağlayan temel etken olduğu üze-rinedir. Bu açıdan, işletmelerin BİT adaptasyonu önündeki güvenlik kaygısı, çalışanlann BİT yetkinliğinin düşüklüğü, mevcut yazılım ve benzeri teknolo-jilerin yetersiz olması, BİT maliyetlerinin çok yüksek olması türünden olum-suzlukların giderilerek, bu işletmelerin e-ticareti verimli şekilde yapabilecek duruma getirilmeleri gerekmektedir.

Bu noktada uygulamacı kuruluş olan KOSGEB'in 2003 yılı sonunda uy-gulamaya koyduğu KOBİNET Projesi, KOBİ'lerin bu türden engelleri aşarak e-ticarette etkin olmalannı sağlayacak önemli bir adım niteliğindeydi. Bu proje, dört bölümden oluşuyordu: 1) Bilgi Ağlan ve e-İş Desteği, 2)

(25)

e-Tıcare-te Yönlendirme Dese-Tıcare-teği, 3) Bilgisayar Yazılım Dese-Tıcare-teği, 4) e-KOBİ Kredisi Pro-jesi.

KOSGEB, KOBİ'lere yönelik desteğini kendi bünyesinde kurmuş olduğu havuz yoluyla e-tedarikçiler üzerinden gerçekleştiriyordu. Gerekli kriterleri yerine getiren tedarikçiler önce bu havuza alınıyor, sonrasında ise havuzda yer alan tedarikçiler firmalara birtakım destekler veriyordu. KOSGEB'in bu-radaki görevi, e-tedarikçilerin aldığı ücretin % 80'lik kısmını firmalara geri ödemek şeklindeydi. Bu modelleme 2003 yılında bitirildi, 2004'ün sonuna ka-dar da aktif olarak uygulandı. Bu süre zarfında toplamda 700 firma bu des-tekten yaralandı. Ancak uygulama aşamasında projenin istenilen şekilde yürümediği fark edildi. Sonuçta, e-tedarikçilerin bu projeyi sadece teşvik boyutunda düşünmeleri, firmalann ise sadece web sitesi kurarak, tanıtım aşamasından ileri gidememeleri gerekçe gösterilerek proje askıya alındı.13 Bu

açıdan Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesi'nde, KOBİ'lere dönük hedeflerin yer alması önem kazanmaktadır.

Strateji Belgesi'nde temel olarak işletmelerin bilgi ve iletişim tek-nolojilerini kullanarak verimliliklerinin artınlacağı noktasında toplanan hedefler şu şekilde sıralanmaktadır: 1) İşletmelerin verimliliklerinin bilgi ve iletişim teknolojileri desteğiyle artınlması, 2) Mikro ölçekli işletmeler hariç tüm KOBİ'lerin % 61 olan bilgisayar oranmın % 95'e çıkarılması, 3) Bu işlet-melerin % 20 olan geniş bant internet erişiminin % 70'e çıkarılması, 4) e-ticaret satışlannın toplam ciroya oranının % 0-3'ten % 15'e çıkanlması, 5) İş-letmelerin en az % 15'inin kurumsal kaynak planlaması, % 12'sinin tedarik zinciri yönetimi gibi bilgi çağının gerektirdiği modern iş uygulamalarını kul-lanır hale getirilmesi (26-27).

Devletin Rolü

Buraya kadar, hem B2B e-ticaret siteleri hem de bu sitelerden yararlanan işletmeler üzerine genel bir değerlendirme yapıldı. Türkiye açısından, her iki alanda da eksiklikleri olduğu, bununla birlikte bu eksiklikleri gidermeye yönelik eylem planlarının hayata geçirildiği belirtildi. Çalışmanın bu • • • • •

13

(26)

186 • iletişim : araştırmaları

bölümünde, son koşul olan, devletin gerek B2B e-ticaret siteleri gerekse de KOBİ'ler açısından düzenleyici ve destekleyici bir faktör olarak etkin olması konusu tartışılacaktır.

Aslmda hem B2B siteleri hem de KOBİ'ler konusu değerlendirilirken, Bilgi Toplumu Stratejisi Belgesi'nden yola çıkılarak, devletin etkinlik derecesi de gösterilmiş oldu. Ancak günümüzün küresel ölçekli ekonomisinde, bu et-kinliğin yeterli olup olamayacağı tartışmalıdır. Diğer taraftan yukarıda da görüldüğü gibi, KOBÎNET gibi projelerin uygulamaya sokulması, daha son-ra da verim alınamadığı için askıya almması devletin düzenleyici ve destek-leyici aktör olarak kendi durumunu gözden geçirmesini zorunlu kılmaktadır. Bu noktada küresel ekonominin yeni işleyiş biçiminde devletin görevinin ne olacağı sorusu önem kazanmaktadır. Yapılan araştırmalar hem Amerika, hem Avrupa ve hem de Asya ülkelerinde var olan başarılı politikalarının arkasın-da, devletin düzenleyici ve destekleyici bir aktör olarak yer aldığını göster-mektedir.

Bu noktada Ulaştırma Bakanlığı'nm koordinatörlüğünde geniş bir katılıma grup tarafından hazırlanan TUENA (Türkiye Enformasyon Alt-yapısı Ana Plam) Projesi'nde (1999: 7-10) bilgi ekonomisi yolunda çeşitli ül-kelerin (ABD, Almanya, Avrupa Birliği, Avustralya, Çin, Filipinler, Finlan-diya, Fransa, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İsrail, Japonya, Kanada, Malezya, Portekiz, Singapur, Tayvan, Yeni Zelanda ve benzeri) belge ve ey-lem planlarının incelenmesi, bu ülkelerde devletin etkinliğinin hangi boyut-larda olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

Söz konusu ülkelerin belge ve eylem planlan şu dört başlık altında in-celenmiştir: 1) Enformasyon altyapılan, 2) Eylem planlan, 3) Yönetimde en-formatik teknolojilerinin kullanımı, 4) Telekomünikasyon alanının düzenlen-mesi, enformatik sanayi politikalan ve yapılanmalan. Bu inceleme sonucun-da, ülkeler arasında farklılıklar olmasına rağmen, genel olarak ülkelerin şu konularda ortak özellikler gösterdiği görülmektedir: a) Altyapım gerekliliği ve parasal kaynaklann ayrılması konusunda toplumda ve siyasal partiler arasında ortak görüşün oluşturulması, b) Hükümetin gerekli fonlan ayırması konusundaki kararlılığın ve eşgüdümün sürdürülmesinin sağlanması, c) Bakanlıklann ve diğer devlet organlannın bütünün kabul ettiği, özel sektörü de kapsayacak şekilde amaçlann belirlenmesi, d) Amaçlan uygulamak için

(27)

merkezi bir çerçeve içinde ve zaman sının genel olarak konmuş belirli politikalar üretilmesi, e) Prestijli ulusal firmalann başı çektiği kampanyalar yapılması, f) Toplumun en geniş kesimlerinin tartışmalara katılmasının sağ-lanması, g) Pilot projeler, Ar-Ge, deney yataklan (test-bed), politika oluştur-ma, çeşitli sektörlerdeki uygulamalar için kamu ve özel sektörün katılımıyla yapıların ve fonların oluşturulması.

Bu türden belge, eylem planları ve var olan uygulamalar, sanayi ekonomisinde olduğu gibi, bilgi ekonomisinde de devletin destekleyici, düzenleyici ve kontrol edici etkisinin sürdüğünü ortaya koymaktadır. Bu açıdan, bilgi tabanlı ekonomide rol almak için, Türkiye'de de bilgi ekonomisine giden yolda, devletin destekleyici ve düzenleyici aktör olarak devrede olması zorunlu hale gelmektedir.

Çalışmanın başında da belirtildiği gibi, BİT alanındaki gelişmeler, sos-yal, kültürel ve ekonomi gibi alanlar üzerinde küresel ölçekte değişiklikler meydana getirmektedir. Ülkemizde de bu değişiklikler yakmdan hissedil-mektedir. Dolayısıyla, Türkiye'de devletin enformasyon altyapısını kul-lanacak şekilde yeniden yapılandınlması, teknik ve yasal düzenlemelerin yapılması, uluslararası standartların izlenmesi ve altyapının bu standartlara uyumlu hale getirilmesi uygulanacak politikalar açısmdan öne çıkmaktadır. Bu politikalann yanında, ticaret noktalarının oluşturulmasıyla e-ticaret açısından gerekli bilgi donanımının sağlanması, B2B e-ticaret sitelerinin daha fonksiyonel hale getirilmesi ve KOBİ'lerin BİT donanımının yeterli düzeye çıkarılması diğer önemli konular olarak gözükmektedir. Bu noktada strateji belgesinde öne çıkan 2010 yılı hedefleri, Türkiye'nin küresel ekonomiye en-tegre olması açısından devreye sokulması gereken politikalar olarak önem kazanmaktadır.

Bununla birlikte, eylem politikalan çerçevesinde uygulamaya sokulan KOBİNET gibi projelerin verim alınamadığı için askıya alınması, bu tür ey-lem planlannda öne çıkan iyimser hedeflerin ne oranda hayata geçirildiği tar-tışmalarını da gündeme getirmektedir. Bu nedenle, uluslararası alanda birçok ülkenin uygulamaya koyduğu modele benzer şekilde, devletin ve özel kesimin ortak bir eşgüdüm içinde harekete geçme zorunluluğu kendisini göstermektedir.

(28)

188 • iletişim : araştırmaları

Sonuç

Son yıllarda teknolojide yaşanan baş döndürücü gelişmeler, küresel ekonominin işleyiş biçimi yaranda, sosyal ve kültürel alanlarda da büyük değişikliklerin yaşanmasına neden olmaktadır. Günümüzde dünyanın gel-diği bugünkü durum, birçokları tarafmdan enformasyon ya da bilgi çağı olarak adlandırılmaktadır. Bu paralelde, gelişmiş ülkeler de ekonomilerini bilgiye dayalı ya da bilginin motor görevi gördüğü ekonomiler olarak tanım-lamaktadırlar. Kuşkusuz bu ülkelerin değişen toplumsal ve ekonomik yapıyı kendi avantajlarına çevirmeleri, bu tanımlamada etkili olmaktadır.

Öte yandan Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler, çeşitli eylem politikalarını hayata geçirerek bu sürece dâhil olmada yoğun çaba harcamaktadır. Ancak Türkiye örneğinde de görüldüğü gibi, bu politikalar, gelişmiş ülkelerin etkin olarak rol alıp hazırladıkları belgelere ya taraf olma ya da onlara uygun başka belge ve eylem planları hazırlama şek-linde oluşturulmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin kendi ekonomik, kültürel ve sosyal yapılarından farklılık gösteren bu politikalara uymaları ise hem özelleştirme, serbestleştirme, kuralsızlaştırma ve teknoloji transferi gibi zorunlulukları beraberinde getirmekte, hem de istedikleri verimi elde edememeleriyle sonuçlanmaktadır.

Mansell ve Wehn, bu noktada, enformasyon ve iletişim teknolojilerinden yararlanmanın iki önemli koşula bağlı olduğunu belirtmektedir. İlki, enfor-masyon alt yapısına sahip olmaktır. İkincisi ise, bu alt yapıdan yerel ihtiyaç-ları gidermek üzere yararlanabilecek uygulamaihtiyaç-ları geliştirme ve bunu müm-kün kılacak bir yaratma ve yönetme yeteneğine sahip olmaktır (Mansell ve VVehn'den aktaran Başaran, 2004: 15). Bu da, çalışmanın bütünü üzerinde durulan devletin destekleyici ve düzenleyici aktör olarak etkin olmasını zorunlu kılmaktadır. Teknolojik üstünlüğün günümüzde rekabetin yaşandığı dünya ekonomileri arasında ayakta kalmanın önemli bir koşulu haline gel-diği düşünülürse, bu zorunluluk kendisini daha fazla hissettirmektedir. Bunun dikkate alınması ve çalışmaların bu doğrultuda gerçekleştirilmesi, bütün gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin dikkate almaları gereken temel noktadır.

Öte yandan, BİT temelinde yaşanan değişimin sadece ekonomik boyutuyla değil, sosyal boyutuyla da ele almması gerekmektedir. Bozkurt'un

(29)

(53) dikkati çektiği gibi, aslında bu türden teknolojilerin oluşturacağı sosyal boyutu değerlendirmek için vakit çok erkendir, dolayısıyla akademide bu konuda yapılmış çalışmalara da çok sık rastlanılmamaktadır. Ancak yine de, ekonomik ve sosyal kalkınmanın ortaklaşa hareket edeceği araştırma ve projelere gereksinim vardır.

Örneğin Castells (125-126), bilimin küresel olmasına rağmen, hayat koşullarının düzeltilmesine dönük çalışmaların yapılmadığı üzerinde dur-maktadır. Yapılan Ar-Ge çalışmalannda Dünya Sağlık Örgütü'nün projelerine ayrılan kaynağın çok az olduğuna dikkati çeken Castells, etkili bir sıtma aşısının on milyonlarca insanın, özellikle de çocukların hayatını kur-tarabilecekken, HIV vakalarının hemen hemen % 95'inin gelişmekte olan ül-kelerde ortaya çıkmasına rağmen, Batı'da geliştirilen AİDS ilaçlarının çok pahalı olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla, hem gelişmiş hem de gelişmek-te olan ülkelerde hayata geçirilen bilim ve gelişmek-teknoloji gelişmek-temelli çalışmaları, Ar-Ge araştırmaları, ekonomik kalkınmayla birlikte, sürdürülebilir insani kalkın-mayı da dışlamayan politikalan (sağlık, eğitim, sanayi, istihdam ve benzeri) içermesi gerekmektedir.

Kaynakça

Başaran, Funda (2004). " Enformasyon Toplumu Politikalan ve Gelişmekte Olan Ülkeler." İletişim Araştırmaları 2(2): 8-31.

Bozkurt, Veysel (1999). "Elektronik Ticaretin Sosyal ve Ekonomik Boyutu." Bilgi ve Toplum (2): 49-58. Castells, Manuel (2000). The Rise of the Netmork Society: The information Age, Economy, Society and Culture.

London: Blackvvell Publishers.

Drucker, F. Peter (1994). Yeni Gerçekler. Çev., Birtane Karanakçı. Ankara: İş Bankası Kültür Yayınlan. Drucker, F. Peter (1993). Kapitalist Ötesi Toplum. Çev., Belkıs Çorakçı. İstanbul: İnkılap Kitabevi. Geray, Haluk (2005). "Birikim Düzenleri, Yeniden Yapılanma ve Küreselleşme." İletişim Ağlarının

Ekonomisi: Telekomünikasyon, Kitle İletişimi, Yazılım ve İnternet. Funda Başaran ve Haluk Geray (der). Ankara: Siyasal Kitabevi. 35-57.

Goldstein Andrea ve David, O'Connor, (2000). E-Commerce for Development: Prospects and Policy Issues. Technical Paper No. 164. Paris: OECD Development Centre.

http://www.oecd.org/dataoecd/37/61/1922730.pdf . Erişim tarihi: 05.05. 2007.

Göker, Aykut (2001). "Bilim ve Teknoloji Politikalanna Giriş İçin 'Enformasyon Toplumu' Üzerine Kavramsal Bir Yaklaşım Denemesi." Mülkiye Dergisi XXXV (230): 1-24.

Humphrey, John; Mansell, Robin; Par£, Daniel; Schmitz, Hubert (2003). The Reality of e-Commerce with Developing Countries Report. http://www.gapiesearch.org/production/Report.pdf. Erişim tarihi: 10.05.2007.

(30)

190 • iletişim : araştırmaları

Kaya, H. Gazi (2002). Tartm Sektöründe E-Ticaret Fırsattan ve Potansiyel Sorunlar. Ankara: Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Bakanlığı.

www.dtm.gov.tr/etik/E_Kutuphane/e_tarim.pdf. Erişim tarihi: 03.07.2007. Kocacık, Faruk. (2003). "Bilgi Toplumu ve Türkiye." C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 27 (1): 1-10.

Kumar, Krishan (1995). Sanayi Sonrası Toplumdan Posl-modem Topluma: Çağdaş Dünyanın Yeni Kuramları. Çev., Mehmet Küçük. Ankara: Dost Yayınevi.

Robin Cowan; Gert, van de Pal (der.) (2000). Innovation Policy In A Knomledge-Based Economy, AMerit Study Commisioned By The Europen Commision Enterprise Directorate General, Luzembourg. http://cordis.europa.eu/innovation-policy/studies/gen_study4.htm. Erişim tarihi: 19.02.2007. Törenli, Nurcan (2004). Enformasyon Toplumu ve Küreselleşme Sürecinde Türkiye. Ankara: Bilim ve

Sanat Yayınları.

Törenli, Nurcan (2003). "EİT Dolayımında Kapitalist Üretim İlişkilerinin Yeniden Yapılandırılması: Enformasyon Toplumu ve Düşündürdükleri." SBF Dergisi 58 (2): 190-219.

TUENA (1999). Sonuç Raporu. Ankara: Ulaştırma Bakanlığı. http:/ / www.tuena.tubitak.gov.tr/. Erişim tarihi: 12.04.2006. UNCTAD (2000). Building Confidence: Electronic Commerce and Development.

http://www.unctad.org/ecommerce. Erişim tarihi: 06.02.2007

UNCTAD (2002). Electronic Commerce Strategies For Development: The Basic Elements of An Enabling Environment For e-Commerce, Background Paper. Geneva.

http://www.unctad.org/ecommerce. Erişim tarihi: 05.09.2007.

UNCTAD (2004). E-Commerce and Development Report. United Nations Publication: New York and Geneva. www.unctad.org/ecommerce. Erişim Tarihi: 14.03.2007.

UNCTAD (2005). Information Economy Report. United Nations Publication: NewYork and Geneva. http://www.unctad.org/ecommerce. Erişim tarihi: 07.07.2007.

UNCTAD (2006). Information Economy Report. United Nations Publication: NewYork and Geneva. http://www.unctad.org/ecommerce. Erişim tarihi: 26.04.2007.

Webster, Frank (2000). "Information, Capitalizm and Uncertanity." Information, Communication & Society 3 (1): 69-90.

VVorld Bank (1993). Turkey: Informatics and Economıc Modernization Report. Washington D.C. http://www.worldcatlibraries.org/oclc/44954237. Erişim tarihi: 22.06.2007.

VVorld Bank (2004). Turkey Knmvledge Economy Assesment Study. Washington D.C.

http:/ /www.bilgitoplumu.gov.tr/yayin/WB_KEAS_Turkey.pdf. Erişim tarihi: 06.04.2007. World Bank (2006). Information and Communication for Development: Global Trends and Policies.

Şekil

Tablo 1. Eski ve Yeni Ekonomi Karşılaştırması
Tablo 2.  B2B ve B2C Karşılaştırması {Morgan  Stanley  Dean Witter,  B2B Internet  Report,  Nisan 2000/23)
Grafik I.  O e T i c a r e t Hacminin Yıllara Göre Dağılımı (Kaynak:  Gartner  Group,  2002)
Grafik 2. Ülke Gruplarının e-Ticaret Hacimleri (Kaynak:  IDC,  2002)
+5

Referanslar

Benzer Belgeler

51b High Energy Physics Institute, Tbilisi State University, Tbilisi, Georgia 52. II Physikalisches Institut, Justus-Liebig-Universität Giessen,

126 Czech Technical University in Prague, Praha, Czech Republic 127 State Research Center Institute for High Energy Physics, Protvino, Russia 128 Particle Physics Department,

Stepanov Institute of Physics, National Academy of Sciences of Belarus, Minsk, Republic of Belarus 92 National Scientific and Educational Centre for Particle and High Energy

158b Department of Physics and Astronomy, York University, Toronto ON, Canada 159 Institute of Pure and Applied Sciences, University of Tsukuba, Ibaraki, Japan 160 Science

Çünkü, eski Türk geleneğinde Gök Tanrı tarafından seçilen bir ailenin tüm erkek üyeleri egemenlik hakkına sahip olmaktadır ve bu üyelerin tümünün (ve tabii kağanın)

Buna göre burada gerekli düzenleme; vergi veya sosyal güvenlik kuruluşlarına borcu sebebiyle takibata uğrayan gerçek veya tüzel kişilerin 3289 sayılı Gençlik ve Spor

Ģekilde inzal edilebileceğini savunmaktadır: ―a) Melek, ilk sûreyi ezberler, sonra Allah‘ın emriyle onu elçilerine inzâl eder. Burada elçilere inzal edilen kelam, ihdas

(Yine) bilinmektedir ki, o, BuI:ıan ve Taben gibi Sünnı müfessirler tarafından kullanılmıştır.56 Bütün bunlardan dolayı, Aşma'ı'nin durumu tam anlamıyla kişiselolduğu