255 13. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Kongresi - Doktor Poster Bildiriler
Istanbul Faculty of Medicine Department of Cardiovascular Surgery, Istanbul, Turkey
Giriş ve Amaç: Torasik aort anevrizmalarında endovasküler stent
imp-lantasyonu, torasik aort anevrizmalarında sıklıkla kullanılan bir tedavi modelidir. Stent implantasyonu sonrası nörolojik, vasküler, iskemik ve enfeksiyöz komplikasyonlar görülebilir.
Yöntem: İnen torasik aortada ve infrarenal abdominal aorta
anev-rizması tanısıyla 7 sene önce endovasküler stent greft implantasyonu uygulanmış 75 yaşında erkek hasta polikliniğimize hemoptizi disfaji, göğüs ağrısı ve subakut ateş ile başvurdu. İleri tetkik ve tedavi amacıyla servisimize yatırlıldı.
Bulgular: Çekilen BT anjiyografide anevrizma kesesinde hava
görül-dü. Kese duvarında endoleak saptanmadı ama torasik aortada apse ve özofagus komşuluğundaki duvarda bütünlük kaybı gözlendi. Oral kontrast kullanılarak çekilen BT ile özofagus lümeninden anevrizma kesesi içine kontrast sızdığı gösterildi. Gastroskopi ile özofagus orta bölümünde aortoözofageal fistül varlığı onaylandı ve perkütan endos-kopik gastrostomi yerleştirildi. Ciddi komorbiditelere bağlı olarak hasta açık cerrahi tedaviyi reddetti. Septik durumu düzeltebilmek amacıyla BT rehberliğinde enfekte anevrizma kesesine perkütan drenaj kateteri yerleştirildi ve pürülan materyal drene edildi. Hasta klinik olarak medikal ve perkütan tedavilere yanıt vermedi ve açık cerrahiyi kabul etti. Cerrahi sırasında aortoözofajeal fistül ile birlikte sol bronşa açılan aortobronşiyal fistülde görüldü. hasta erken postoperatif dönemde kanamaya bağlı kaybedildi.
Tartışma ve Sonuç: Stent implantasyonu sonrası uzun dönem
komplikas-yonlarn en ölümcül olanları anevrizmanın rüptürü, aortoözofageal fistül, aortobronşiyal fistül veya her ikisine de yol açabilen stent greft erozyon-larıdır. İnen aort anevrizmalarında kese çapının büyük olması ilerleyen dönemde özofagusa bası yaparak çeşitli komplikasyonlara yol açabilir.
[P-318]
ross prosedürü sonrası gelişen otogreft dilatasyonu ve aort yetmezliği tedavisinde david ve Yacoup prosedürleri
Mehmet Salih Bilal1, Özgür Yıldırım1, Mustafa Kemal Avşar1,
Şener Demiroluk2, Cenap Zeybek3, Yalım Yalçın3
1Medicana İnternational Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü, istanbul 2Medicana İnternational Hastanesi, Anestezi ve Reanimasyon Bölümü, İstanbul 3İstanbul Bilim Üniversitesi, Çocuk Kardiyolojisi Anabilim Dalı, İstanbul
Giriş ve Amaç: Ross operasyonu sonrasında gelişen pulmoner otogreft
dilatasyonu bu hastalarda önemli reoperasyon nedenlerinden biridir.
Yöntem: Kliniğimizde Ross veya Ross-Konno ameliyatı uygulanan
42 hasta içinde bir vakada otogreft dilatasyonu nedeniyle reoperas-yon gerekli olmuştur. Ayrıca başka merkezlerde Ross ameliyatı olan 3 hastaya da kliniğimizde otogreft reoperasyonu gerçekleştirildi. Reoperasyona alınan hastalardan ikisinde aort kapağını koruyucu pro-sedürler tatbik edildi.
Olgu 1: 23 yaşında erkek hasta 10 yıl önce Ross operasyonu ve VSD
onarımı geçirmişti. Pulmoner otogreft dilatasyonu (6.5cm), ileri aort yetersizliği (AY) ve pulmoner konduit stenozu nedeniyle reoperasyona alındı. Hastaya 28 mm Hemashield greft ile Yacoup prosedürü ve sağ koroner cusp serbest kenar plikasyonu ve suspansiyonu uygulandı. Pulmoner homogreft ile daralmış konduit replase edildi. Peroperatif TEE ile aort yetersizliğinin hafif dereceye gerilediği saptandı. Hasta şu anda postoperatif 6.5 yılında ikinci derece AY ile semptomsuz olarak izlenmektedir.
Olgu 2: 31 yaşında bayan hastaya, 7 yıl önce AY ve asendan aort
anev-rizması tanısıyla Ross prosedürü ve asendan aortun prostetik greft ile replasmanı uygulanmıştı. Son zamanlarda efor ile nefes darlığı şikayeti olan hastaya yapılan EKO kontrollerinde pulmoner otogreft çapı 4.3 cm ve 3. derecede AY saptandı. Operasyonda 28 mm Vascutek greft ile aortik reimplantasyon prosedürü uygulandı. Peroperatif TEE ile eser AY saptandı. Halen 14. ayda NYHA klas I olarak izlenmektedir.
Tartışma ve Sonuç: Aort kapağını koruyucu yöntemleri
karşılaştırdı-ğımızda reimplantasyon yönteminin özellikle AY fazla olan olgularda remodeling yöntemine göre daha iyi sonuç verdiğini ve uzun dönem sonuçlarının da daha iyi olduğunu görmekteyiz. David reimplantasyon tekniği mükemmel uzun dönem sonuçları ve antikoagülasyon gerektir-memesi nedeniyle genç erişkin hastalarda uygun tedavi seçeneği olarak gözükmektedir.
[P-319]
An alternative way of constructing proximal anastomosis during off pump coronary artery bypass operations in patients with significantly atherosclerotic aortas
İbrahim Duvan, Ümit Pınar Sungur, Murat Kurtoğlu Department of Cardiac Surgery, Guven Hospital, Ankara, Turkey
Introduction-Objective: Performing OPCAB and aortic no touch
technique together reduce the main risks of atheroembolism by eliminating the manipulation of the ascending aorta via excluding cannulation, decannulation and total or partial clamping maneuvers. But in some OPCAB cases, ascending aorta requires to be clamped partially during the construction of proximal anastomosis. Existence of heavily calcified ascending aorta seems to be one of the main causes of postoperative cerebrovascular accidents (CVA). For this reason, avoiding partial clamping during the construction of proximal anastomosis is essential in these cases.
Method: After a meticulous palpation aiming to identify a non calcified
region free from atherosclerosis, a small incision by a surgical scalpel blade No.11 is made into the non calcified region of the aortic wall. A hole of 4X2 mm on the wall of ascending aorta is achieved via an aortic punch. Hegar dilator size 4 is inserted to the aorta gently and bleeding is prohibited in this way. It is preferred to pass as many sutures as possible during the Hegar dilator is inserted.
Results: This technique provides safety about CVA risks because there
is no need for partial clamping of the aorta.
Conclusion: Furthermore it is not a novel method for us to use Hegar
dilator while constructing proximal anastomosis to a region free from atherosclerosis on the ascending aorta with heavily calcification during OPCAB. We perform this method safely and easily without any significant morbidity and mortality results concerning CVA for a long time.
[P-320]
Takayasu olgusunda nadir görülen tutulum: İnfrarenal aort stenozu
Ozcan Gur1, Selami Gürkan1, Demet Özkaramanli Gür2, Gunduz Yumun1,
Okan Donbaloglu1
1Namik Kemal University, Cardiovascular Surgery Department, Tekirdag 2Tekirdag State Hospital, Cardiology Department, Tekirdag
Giriş ve Amaç: Takayasu arteriti nabızsızlık hastalığı, okluziv
trom-boartropati ve martorell hastalığı olarak adlandırılmaktadır. Takayasu hastalığı sıklıkla aort ve dallarını tutan kronik inflamatuar bir hasta-lıktır. Damar inflamasyonu. Duvar kalınlaşması ve thrombus oluşumu bu hastalık açısından tipik bulgulardır. Semptomlar darığa bağlı olarak