• Sonuç bulunamadı

Kent Gelişimine Konut Arayüzünden Bakış Ve İstanbul’daki Rezidans Konut Tipi Örneğinde Gelecek İçin Tasarım Öngörülerinin Üretilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kent Gelişimine Konut Arayüzünden Bakış Ve İstanbul’daki Rezidans Konut Tipi Örneğinde Gelecek İçin Tasarım Öngörülerinin Üretilmesi"

Copied!
221
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ĠSTANBUL TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ  FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Ender ÇERÇĠ

Anabilim Dalı : Mimarlık A.B.D.

Programı : Mimari Tasarım Programı

HAZĠRAN 2010

KENT GELĠġĠMĠNE KONUT ARAYÜZÜNDEN BAKIġ VE ĠSTANBUL’DAKĠ REZĠDANS KONUT TĠPĠ ÖRNEĞĠNDE GELECEK ĠÇĠN TASARIM ÖNGÖRÜLERĠNĠN ÜRETĠLMESĠ

(2)
(3)

HAZĠRAN 2010

ĠSTANBUL TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ  FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Ender ÇERÇĠ

(502991197)

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 07 Mayıs 2010 Tezin Savunulduğu Tarih : 07 Haziran 2010

Tez DanıĢmanı : Öğr.Gör.Dr. Çiğdem EREN (ĠTÜ) Diğer Jüri Üyeleri : Prof. Dr. Nur ESĠN (ĠTÜ)

Prof. Dr. Handan TÜRKOĞLU (ĠTÜ)

KENT GELĠġĠMĠNE KONUT ARAYÜZÜNDEN BAKIġ VE ĠSTANBUL’DAKĠ REZĠDANS KONUT TĠPĠ ÖRNEĞĠNDE GELECEK ĠÇĠN TASARIM ÖNGÖRÜLERĠNĠN ÜRETĠLMESĠ

(4)
(5)
(6)
(7)

ÖNSÖZ

Pozitif enerjisi ve güncel literature olan hâkimiyetiyle tezimin Ģekillenmesinde büyük emekleri olan değerli tez danıĢmanım, sevgili hocam Dr. Çiğdem Eren‘e, 1999 senesinde o zamanki adıyla Bina Bilgisi olan programa ilk kaydımdaki tez danıĢmanım Prof. Hülya Yürekli‘ye, hep daha iyisini baĢarmam konusundaki yüksek motivasyonlarını benden esirgemeyen ve hayatta olduğum yere gelmemde büyük emekleri bulunan sevgili annem ġengül Çerçi ve sevgili babam Burhanettin Çerçi‘ye, analitik bakıĢımın geliĢmesinde katkıları büyük olan sevgili teyzem Dr. Günnur Dikeç ve merhum eniĢtem Prof. Dr. Feridun Dikeç‘e, af neticesinde eğitimime devam etmem konusunda beni destekleyen genel müdürüm Sayın Mustafa Elçi‘ye teĢekkürlerimi sunuyorum.

Mayıs 2010 Ender Çerçi

(8)
(9)

ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ÖNSÖZ ... v ĠÇĠNDEKĠLER ... vii KISALTMALAR ... ix ÇĠZELGE LĠSTESĠ ... xi

ġEKĠL LĠSTESĠ ... xiii

ÖZET ... xvii SUMMARY ... xix 1. GĠRĠġ ... 1 1.1 Tezin Amacı ... 3 1.2 Tezin Yöntemi ... 4 2. KAVRAMSAL ĠNCELEME ... 5

2.1 Kent ve Konut Kavramlarının Ġrdelenmesi ... 5

2.2 Metropol ve Kent Kimliği Kavramlarının Ġrdelenmesi ... 6

2.3 Küresel ġehirlerin Analizi ... 12

2.3.1 Büyüklük ... 12

2.3.2 Hız ... 14

2.3.3 Form ... 16

2.3.4 Yoğunluk ... 17

2.3.5 ÇeĢitlilik ... 19

3. REZĠDANS KONUT TĠPĠNE BAKIġ ... 21

3.1 Rezidans Modelinin Ortaya ÇıkıĢı, Sebep ve Ġlk Örnekler ... 21

3.2 Ġstanbul ve Rezidans ... 27

3.3 Ġstanbul‘daki Rezidans Projeleri ... 35

3.3.1 Ġstanbul ili ölçeğinde varılan sonuçlar ... 45

4. GELECEK ĠÇĠN TASARIM ÖNGÖRÜLERĠNĠN ÜRETĠLMESĠ ... 55

4.1 Dünya GeliĢiminde Yeni BakıĢ Açıları ... 56

4.2 Yeni BakıĢ Açılarının Tasarıma Yansıması ... 59

4.2.1 Çevre ve kaynaklar ... 62 4.2.2 KüreselleĢme ... 71 4.2.3 Sosyal Psikoloji ... 76 4.2.4 Politika ve siyaset ... 84 4.2.5 Teknoloji ... 90 5. SONUÇLAR ... 97

5.1 Günümüze Yönelik Sonuçlar ... 97

5.2 Geleceğe Yönelik Öngörü Sonuçları ... 99

KAYNAKLAR ... 103

(10)
(11)

KISALTMALAR

BREEAM : Building Research Establishment Environmental Assessment Method

CoR : The Club of Rome

DPT : TC. BaĢbakanlık Devlet Planlama TeĢkilatı MüĢteĢarlığı ECOSAN : Ecological Sanitation

GYODER : Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği IT : Internet Technologies

ĠBB : Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi

ĠMP : Ġstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi LEED : Leadership in Energy and Environmental Design

MĠA : Merkezi ĠĢ Alanı TDK : Türk Dil Kurumu

TKGM : Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü TOKĠ : TC. BaĢbakanlık Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı

TÜĠK : TC. BaĢbakanlık Türkiye Ġstatistik Kurumu USGBC : United States Green Building Council

(12)
(13)

ÇĠZELGE LĠSTESĠ

Sayfa Çizelge 2.1 : Ocak 2010 verilerine göre nüfusu 10 milyonu geçen dünya kentleri

sıralaması (Brinkhoff, 2010). ... 13 Çizelge 3.1 : Proje seçim çizelgesi ... 43 Çizelge 3.2 : Rezidans projelerinin proje özelliklerine göre değerlendirmesi ... 50 Çizelge 4.1 : EĢdeğer hanehalkı kullanılabilir gelire göre sıralı %20‘lik gruplar,

2006-2007 (TÜĠK, 2009). ... 72 Çizelge 4.2 : Türkiye gayrimenkul sektöründeki büyüme verileri (Gürlesel, 2009). 72 Çizelge A.1 : Ġstanbul‘daki 100 rezidans projesinin listesi ... 113

(14)
(15)

ġEKĠL LĠSTESĠ

Sayfa

ġekil 1.1 : Levent‘ten boğaza doğru bakıĢ (Url-101). ... 1

ġekil 1.2 : Kent silüetinde değiĢim (Url-102). ... 2

ġekil 1.3 : Akasya Projesi (Url-2)... 3

ġekil 2.1 : Dünyanın gece görünüĢünün uydu fotoğrafı (Alberti ve diğ., 2003) ... 7

ġekil 2.2 : Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi mozaik plan çalıĢması (Ġ.B.B. Planlama Müdürlüğü, 2005) ... 8

ġekil 2.3 : SinpaĢ Ottomanors Projesi (Url-103). ... 10

ġekil 2.4 : Ġstanbul Sapphire Projesi cephe detayı (Url-44) ... 11

ġekil 2.5 : Küresel Ģehirler Ģeması ... 12

ġekil 2.6 : Kıtalara göre dünya kent nüfusu dağılımı, 1950-2007-2050 (United Nations, 2008). ... 13

ġekil 2.7 : Dünyanın kır ve kent nüfusu 1950-2050 (United Nations, 2008). ... 14

ġekil 2.8 : Hızlarına göre iĢaretlenmiĢ dünya kentleri (Url-104). ... 15

ġekil 2.9 : Türkiye yüzölçümünün nüfus yoğunluğuna göre eĢit dağılım haritası (Worldmapper, 2009)... 18

ġekil 2.10 : Türkiye New York Manhattan‘daki yüksek yoğunluktaki yerleĢim ve ortasında yer alan Central Park‘tan görüntü (Url-105). ... 18

ġekil 2.11 : Batı AtaĢehir ve Barbaros mahallesinden görünüm (Url-106). ... 20

ġekil 3.1 : Sultanahmet meydanı ve altında Roma-Bizans hipodrom duvarı (Url-107)... 21

ġekil 3.2 : Ġstanbul Sapphire Projesi iç mekan tasarımı (Url-44). ... 22

ġekil 3.3 : Elit Residence (Url-26). ... 24

ġekil 3.4 : Ataköy 9. Kısım (Url-109). ... 25

ġekil 3.5 : Süzer Plaza & Residence (Url-86). ... 26

ġekil 3.6 : Üsküdar‘dan Ġstanbul boğazı ve kent silüeti (Url-110). ... 27

ġekil 3.7 : Luigi Piccinato‘nun Önerisi (1957-1967) (Kortan, 1999)... 30

ġekil 3.8 : Esentepe‘den Levent‘e bakıĢ (Url-111). ... 30

ġekil 3.9 : Önde Selenium Twins Residence , Arkada Polat Tower Residence ve Selenium Residence (Url-112). ... 31

ġekil 3.10 : Trump Tower dıĢ mekan ve spor alanı (Url-93)... 32

ġekil 3.11 : Anthill Residence açık havuz modeli (Url-6)... 33

ġekil 3.12 : Andromeda Residence fuaye (Url-5). ... 33

ġekil 3.13 : Anthill Residence dıĢ cephe modeli (Url-6). ... 34

ġekil 3.14 : Ġstanbul Ġli Ġdari Sınırları Haritası (Ġ.B.B., 2008) ... 36

ġekil 3.15 : Ġstanbul Ġli Ġdari Sınırları içerisindeki 100 adet rezidans projesi haritası ... 37

ġekil 3.16 : Rezidans projelerinin kıtalara ve ilçelere göre dağılım Ģeması ... 40

ġekil 3.17 : Rezidans projelerinin kümeleĢme gösterimi haritası ... 41

ġekil 3.18 : Seçilen rezidans projelerinin kente dağılım haritası ... 44

ġekil 3.19 : Ġstanbul ili ölçeğinde varılan sonuçlara iliĢkin alt baĢlıklar ... 45

(16)

ġekil 4.2 : KentleĢmenin ekolojik ve insani hizmetlerle iliĢkisi

(Alberti ve Marzluff, 2004). ... 63

ġekil 4.3 : Binaların Kullanım Amacına Göre Dağılımı (Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, 2006). ... 64

ġekil 4.4 : Enerji Tüketiminin Sektörlere Göre Dağılımı (Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, 2006). ... 64

ġekil 4.5 : ―Solstice on the Park‖ projesi cephe detayları (Url-116). ... 65

ġekil 4.6 : qr5 v1.3 düĢey akslı rüzgar jeneratörü ve uygulamaları (Url-117). ... 66

ġekil 4.7 : Pekin‘deki SIEEB (Solar Energy-Efficient Building) binası (Domenicali, 2007). ... 67

ġekil 4.8 : Chicago‘da 2008 yılında ―Green Roof Award of Excellence‖ ödülünü alan Hoerr Schaudt Landscape Architects grubuna ait proje (Url-118). ... 67

ġekil 4.9 : Evsel atıksu fraksiyonlarının ayrı halde toplanması (Werner, 2006). ... 68

ġekil 4.10 : Evsel atıksu fraksiyonları (Beler Baykal, 2006). ... 68

ġekil 4.11 : Evsel atıksu bileĢenleri (Beler Baykal, 2006). ... 69

ġekil 4.12 : New York‘da ―The Dragonfly‖ projesi (Url-120). ... 74

ġekil 4.13 : ―The Dragonfly‖ projesi iç mekan tasarımı (Url-120). ... 75

ġekil 4.14 : 31.12.2009 itibariyle erkek ve kadın nüfusunun yaĢlara göre dağılımı (TÜĠK, 2010a). ... 76

ġekil 4.15 : Studio Gang tarafından tasarlanan ―Aqua Tower‖ projesi (Url-121). .... 78

ġekil 4.16 : Arch Group tarafından tasarlanan ―Sleepbox‖ projesi (Url-122). ... 79

ġekil 4.17 : Design Studio S tarafından tasarlanan ―Nine Hours‖ projesi (Url-123). 79 ġekil 4.18 : Atelier Van Lieshout tarafından tasarlanan 6 üniteli ―Mini Capsule‖ projesi ve tek üniteli ―Maxi Capsule‖ projesi (Url-124). ... 80

ġekil 4.19 : ÇeĢitli güvenlik sistemi cihazları (Url-125). ... 81

ġekil 4.20 : Atlantis Premium Residence projesinde standart sunulan rezidans hizmetlerine iliĢkin tanıtım kitapçığından bir görüntü (Url-9). ... 83

ġekil 4.21 : ĠMP tarafından 2006 yılında hazırlanan Ġstanbul Ġl Çevre Düzeni Planı (ĠMP, 2010) ... 87

ġekil 4.22 : Burj Dubai Projesi (Url-131). ... 90

ġekil 4.23 : Zaha Hadid tarafından tasarlanan Kartal Projesi (Url-132). ... 91

ġekil 4.24 : Nano teknoloji uygulanmıĢ ve uygulanmamıĢ yüzeylerdeki su tutuculuk ve kirlenme durumlarına iliĢkin karĢılaĢtırmalar (Url-133). ... 92

ġekil 4.25 : Ġstanbul mevcut raylı sistem Ģeması (Url-134). ... 93

ġekil 4.26 : Ġstanbul mevcut ve planlanan raylı sistem haritası (Url-135). ... 93

ġekil 4.27 : Swissmetro projesi (Url-136). ... 94

ġekil 4.28 : OfficePOD projesi (Url-138). ... 95

ġekil B.1 : Akasya (Url-2). ... 119

ġekil B.2 : Andromeda Residence (Url-5). ... 120

ġekil B.3 : Anthill Residence (Url-6). ... 121

ġekil B.4 : Atlantis Premium Residence (Url-9) ... 122

ġekil B.5 : Bellevue Residence (Url-12). ... 123

ġekil B.6 : Canan Residence (Url-16). ... 124

ġekil B.7 : Dilman Towers Residence (Url-17). ... 125

ġekil B.8 : Dumankaya Vizyon (Url-24). ... 126

ġekil B.9 : Eltes Gold Residence (Url-27). ... 127

ġekil B.10 : Fantasia Elite Residence (Url-31). ... 128

ġekil B11 : Ġstanbul Sapphire (Url-44). ... 129

ġekil B.12 : Levent Loft (Url-49). ... 130

(17)

ġekil B.14 : Pelican Hill Residence (Url-65)... 132

ġekil B.15 : Polat Tower Residence (Url-67). ... 133

ġekil B.16 : Selenium Twins (Url-75). ... 134

ġekil B.17 : Skyport Residence (Url-80). ... 135

ġekil B.18 : ġiĢli Plaza (Url-79). ... 136

ġekil B.19 : Trump Towers (Url-93). ... 137

ġekil B.20 : Varyap Meridian (Url-98)... 138

ġekil C.1 : Akasya Projesi vaziyet ve kat planları... 139

ġekil C.2 : Andromeda Residence Projesi katlanları... 147

ġekil C.3 : Anthill Residence Projesi kat planları ... 150

ġekil C.4 : Canan Residence Projesi kat planları ... 153

ġekil C.5 : Dilman Towers Residence Projesi kat planları ... 156

ġekil C.6 : Eltes Gold Residence Projesi kat planları ... 157

ġekil C.7 : Fantasia Elite Residence Projesi vaziyet ve kat planları ... 161

ġekil C.8 : Ġstanbul Sapphire Projesi kat planları ... 170

ġekil C.9 : Levent Loft Projesi kat planları ... 174

ġekil C.10 : Papatya Residence Projesi kat planları ... 180

ġekil C.11 : Pelican Hill Residence Projesi kat planları ... 182

ġekil C.12 : Polat Tower Residence Projesi kat planları ... 187

ġekil C.13 : Trump Towers Projesi kat planları ... 188

(18)
(19)

KENT GELĠġĠMĠNE KONUT ARAYÜZÜNDEN BAKIġ VE ĠSTANBUL’DAKĠ REZĠDANS KONUT TĠPĠ ÖRNEĞĠNDE GELECEK ĠÇĠN TASARIM ÖNGÖRÜLERĠNĠN ÜRETĠLMESĠ

ÖZET

Kent geliĢiminin önemli göstergelerinden olan konut oluĢumları incelendiğinde rezidans konut tiplerinin, küreselleĢen dünyanın kurallarına uyum sağlamak adına metropollerde ortaya çıktığı ve kent yaĢamının içerisindeki durumlara yanıt vermeyi hedeflediği görülmüĢtür. Günümüzün popüler konut tipi olan ve yeni projelerin pek çoğuna adını veren rezidans konut tipi belirli bir yaĢam tarzının da simgesi haline gelmiĢtir. Önceleri elit kesim düĢünülerek tasarlanan ve pazarlaması yapılan rezidans projeleri zamanla diğer kesimlerin de ilgisini çekmiĢ ve kent geneline yayılmıĢtır. Böylece kent konut tipolojisinde yerini alan rezidans projeleri buna rağmen tanımsal zafiyeti sebebiyle kavramsal karĢılığını henüz tam anlamıyla dolduramamıĢtır.

Bu tez çalıĢmasında kent ve mekan bağlamında incelenen konut tipi, kendini oluĢturan kavramlar doğrultusunda ele alınmıĢ ve Ġstanbul kenti ölçeğinde vaat ettiği yaĢam tarzının ihtiyaçlarını karĢılayıp karĢılayamadığı değerlendirilmiĢtir. Bu kapsamda yapılan tez çalıĢması beĢ bölümden oluĢmuĢtur.

ÇalıĢmanın ilk bölümünde problemin tanımı yapılarak araĢtırmanın amacı ve kapsamı ifade edilmiĢ, tezi oluĢturmada kullanılan yöntemler belirtilerek kavramsal altyapısı netleĢtirilmiĢtir.

Ġkinci bölümde, tezin temelini oluĢturan ‗kent‘, ‗konut‘, ‗metropol‘ ve ‗kent kimliği‘ kavramları irdelenmiĢ ve birbirleri arasındaki karĢılıklı etkileĢimleri açıklanmaya çalıĢılmıĢtır. Özellikle tez kapsamında üzerinde sıklıkla durulan ‗küreselleĢme‘ konusu kent boyutunda analiz edilerek teze hangi yönleriyle yansıtıldığı üzerinde durulmuĢtur.

Üçüncü bölümde rezidans konut tipinin ortaya çıkıĢ sebepleri örneklerle açıklanmıĢtır. Ġstanbul ölçeğinde kentin rezidans tipini üretmesi ve bu tipin kente sağladığı avantaj ve dezavantajlar üzerinde durulmuĢtur. Daha sonra Ġstanbul il idari sınırları içerisinde yapılan bir alan çalıĢmasına yer verilerek kentteki rezidans projeleri kentsel, mimari, ekonomi, iĢletme, çevre ve sosyal açıdan detaylı olarak değerlendirilmiĢtir.

Dördüncü bölümde kentin ve konutun geleceği için yapılacak öngörülerde dünya geliĢiminde yeni bakıĢ açıları ve bu bakıĢ açılarının tasarımdaki karĢılığı üzerinde durulmuĢtur. Çevre ve kaynaklar, küreselleĢme, sosyal psikoloji, politika ve siyaset ile teknoloji baĢlıkları olmak üzere toplam beĢ bölüme ayrılan inceleme ve değerlendirmede gelecekte kenti ve konutu bekleyen geliĢmeler örneklerle öngörüler halinde aktarılmıĢtır.

BeĢinci ve son bölümde tez çalıĢmasının genel değerlendirmesi yapılmıĢ; Ġstanbul ölçeğinde konutun geldiği en üst nokta olan rezidansın ilerisinde gelecekte konutu bekleyen yeni geliĢmelerle ilgili sonuçlara varılmıĢtır.

(20)

Anahtar Kelimeler: Kent, konut, metropol, kent kimliği, küreselleĢme, küresel Ģehirler, rezidans, gelecek konutu.

(21)

PERSPECTIVES OF CITY DEVELOPMENT FROM A HOUSING INTERFACE AND GENERATING FUTURE DESIGN FORESIGHTS VIA RESIDENCE TYPE HOUSING MODEL IN ISTANBUL

SUMMARY

The housing process is an important indicator of urban development and when analyzed it is found that the concept of ―Residence‖ housing first arised in metropolitans to meet the globalizing world‘s standards and the needs of urban life. Today‘s popular housing concept ―Residence‖ has become the symbol of a particular lifestyle and it is noticed that many of the recent projects use the label ―Residence‖ in their project names. Initially they were designed and marketed in consideration of the elite section of the population but over time they had attracted the attention of the whole population and spread across the entire city. Although they took a place in urban housing typology the conceptual definition of ―Residences‖ could not be fullfilled yet.

In this thesis, the house concept that was studied in the context of city and space; was being handled and studied through the concepts that was building itself and the capability of satisfying the needs of life style is being evaluated by the scale of Ġstanbul city. In this context, this thesis consists of five chapters.

In the first chapter of this study, problem was identified, purpose of the research was explained, ways of study were determined and therefore lays down the theoretical substructure.

In the second chapter, city, housing, metropolitan and urban identity concepts forming the basis of this thesis are studied and the interaction between these concepts are stated. The often-mentioned term in the thesis, ―Globalization‖ is analyzed by the aspects of the city and sides that are involved with the thesis are emphasized.

In the third chapter, the emergence reasons of the ―Residence‖ housing type are explained with examples. The exposure of ―Residence‖ by the city itself in Ġstanbul scale and the advantages and disadvantages of this type over the city are discussed. Then a case study, within the administrative boundaries of the city Ġstanbul, is handled and the ―Residence‖ projects are being considered in details by means of urban life, architecture, economics, administration, environment and social.

In the forth chapter, a new vision for the world‘s development is defined for the provisions of the city with housing future and the vision‘s equivalent meanings in architecture are focused. Environment and resources, globalization, social psychology, policy and politics and technology titles five chapters devoted to review and assess the future urban and residential developments with examples provided. In the fifth and final chapter, a general assessment for the thesis is made and conclusions over the future housing developments are mentioned considering the beyond of ―Residence‖ concept, which is said to be the highest point of housing perception in Ġstanbul city scale.

(22)

Keywords: City, housing, metropolitan, urban identity, globalization, global cities, residence, future housing.

(23)

1. GĠRĠġ

Konut, teknolojik, fiziksel, sosyolojik, psikolojik gibi farklı disiplinlerdeki nedenlerin etkisiyle karĢıt tepkiler oluĢturarak zaman içerisinde farklı karakterler sergilemektedir. DeğiĢim ve dönüĢümlerin zamansal sürecinde bireyler aynı zamanda kendi ifadeleri kapsamında kültürlerinden ve yaĢam tarzlarından katkılar yaparak yeni konut örnekleri ortaya koymakta ve medeniyeti biçimlendirmektedirler. Küçülen dünya olgusu, sınırlar kavramının zayıflaması, kültürlerin karĢılıklı iletiĢimi, ortak tüketim anlayıĢının geliĢmesiyle birleĢik dünya görüĢünün ortaya çıkmasını, ulusal kimliklerin bütün içerisinde erimeye baĢlamasını ve yeni hâkim benlikleri yaratmıĢtır. Konut, bu bağlamda kendini yeniden yapılandırmıĢ ve güncel yaĢam birimleri haline dönüĢmüĢtür. Zamanın hızlı ilerleyiĢi içerisinde sürüklenmek zorunda kalan kültürel yapılar yaĢam mekanizmasının içinde yer alırken ülkeler kendi öz benliklerini bir biçimde farklı alanlarda korumuĢlar fakat ilerleyiĢe de doğal biçimde ayak uydurmuĢlardır. Neticede pek çok yaĢam tarzı, tüketim alıĢkanlıkları, bunlardan mesnet alan yapı modelleri, tüm dünyayı saran bilgi ağının yoğun etkisindeki metropollerde evrensel bir kültür çatısı oluĢturmaya baĢlamıĢtır. YaĢam tarzları, çoğalan ihtiyaçlar neticesinde değiĢim içine girip teknolojik geliĢmeleri de arkasına alarak ġekil 1.1‘de ve ġekil 1.2‘de örneği görülen yeni yapılaĢmalar ortaya çıkarmıĢtır. Bu değiĢimin bir kolu olarak oluĢan rezidanslar yeniliklere ve değiĢimlere kapılarını açarak kendini kendi istekleri düzeyinde ifade edebilen sosyo-kültürel ve ekonomik güçteki kesimin ihtiyaç ve talebini karĢılayabilecek Ģekilde tasarlanmaya baĢlanmıĢtır.

(24)

ġekil 1.2 : Kent silüetinde değiĢim (Url-102).

Ġçerisinde bulunduğumuz yüzyılda ilk örneklerini vermeye baĢlayan rezidanslar, iĢ ağırlıklı yaĢam biçimlerinin önem kazanmasıyla yaygınlaĢmıĢlardır. ÇıkıĢ prensibinde gayrimenkul sahibinin bina yönetimini konutunu kullanmadığı zamanlarda kiraya vermek üzere yetkilendirmesi bulunmaktadır. Bu Ģekilde müĢteri profili genelde yabancı ve yerli iĢadamı olan kiracılara otel konforunu aratmayan mobilyalı bir konut teslim edilerek ve iĢletim masrafları kiradan düĢülmek suretiyle bina imkânlarından da faydalanması sağlanmaktadır. Böylece sistemden iki taraflı bir fayda elde edilmektedir. Bir tarafta konut sahibi kullanmadığı zamanlarda yapmıĢ olduğu gayrimenkul yatırımından hem gelir elde etmekte hem de iĢletim masraflarının yükünden kurtulmaktadır, diğer tarafta ise kiralayan tercihleri doğrultusunda konut rahatlığına sahip fakat otel rahatlığını da sunan bir sisteme dâhil olmaktadır (Zengel, 2007). Ġlk örnekleri, tanımladığı belirli bir yaĢam biçiminden ve kısa dönemli kiralama ihtiyacından ortaya çıkan rezidanslarda daha sonra tercihler yerleĢik bir yaĢama kaymıĢtır. Belirli bir sosyo-kültürel seviyeye ve ekonomik güce sahip kesimin güvenli, hizmetler sunulan ve pek çok ihtiyaca cevap verebilen sistemlere olan talebi gerek kent içerisinde gerekse kent dıĢında yeni oluĢumlara neden olmuĢtur. Metropol hayatının devinimi içerisinde kentin yoğun yaĢamından kaçıĢa imkân tanıyan yeni konut kuleleri aynı zamanda belirli sosyal tabakaların kendini özel ifade etme isteklerine de simgesel anlamda cevap vermiĢtir (ġekil 1.3). Bu nedenle rezidans konut tipini anlamak amacıyla kent ve konut kavramlarının irdelenmesinin ardından metropol ve kent kimliği kavramlarının üzerinde durulmuĢtur. KüreselleĢmenin merkezini oluĢturan metropoller için küresel Ģehir tanımı yapılmıĢ ve rezidans konut tipinin ortaya çıkıĢ sebepleri araĢtırılmıĢtır. Ġstanbul metropolünde rezidans kavramı ortaya konulmuĢ ve değerlendirmesi yapılmıĢtır. Yeni yaĢam tarzları içerisinde zamanın daha hızlı tüketildiği gerçeğiyle

(25)

gelecekte konutun geliĢim seyrini etkileyecek yeni öngörüler yapılarak konuta ve kente etkileri yorumlanmıĢtır.

ġekil 1.3 : Akasya Projesi (Url-2). 1.1 Tezin Amacı

Bu çalıĢma:

Kavramsal bağlamda kent, kent kimliği, metropol ve konut kavramlarını irdeleyerek birbirleri arasındaki iliĢkileri ortaya çıkarmayı,

DeğiĢen ve dönüĢen konut çözümlerinin sebeplerini çözümlemeyi, Yeni ve popüler konut tiplerinden ―Rezidans‖ tasarımlarını incelemeyi, Ġstanbul‘daki rezidans projeleri üzerine bir alan çalıĢması yaparak mevcut durumun ve tasarım kriterlerinin ortaya konulmasını sağlamayı,

Metropol içinde konutun geliĢim sürecinin devamına yönelik gelecek öngörüleri ortaya koyarak rezidans modelinin ilerisine ıĢık tutmayı amaçlamaktadır.

Özetle bu tez çalıĢması kapsamında kent ve konut kavramlarının değiĢim geçirerek günümüzün rezidans konut tipini nasıl yarattığı, bu konut tipinin karĢılığının çok boyutlu değerlendirildiğinde ne olduğu ve değiĢimin gelecekte nasıl devam edebileceği sorularına cevap aranmaktadır.

(26)

1.2 Tezin Yöntemi Bu çalıĢmada:

Mimarlık, kentsel tasarım, yapı mühendisliği, sosyoloji, psikoloji, ekonomi gibi farklı fakat konuyla ilgili disiplinlerde yerli ve yabancı kaynaklı süreli ve süresiz yayınlara ve internet sitelerine iliĢkin araĢtırması yapılması,

ÇalıĢma ile ilgili konferans ve seminerlere katılarak bildirilerin ve konuĢmaların takip edilmesi,

Konuta yönelik hazırlanmıĢ ders notları, çeĢitli üniversitelere ait hazırlanmıĢ tez ve akademik yayınlar taranarak kavramsal yaklaĢımın incelenmesi,

Ġstanbul kenti kapsamında yapılacak alan çalıĢmasına yönelik: - Projelerin internet sitelerinin ve tanıtım yayınlarının taranması, - Yerinde proje incelemeleri,

- Konut piyasasında söz sahibi olan uzman kiĢiler, kurumlar (mimarlar, inĢaat firmaları, pazarlama Ģirketleri, yatırım Ģirketleri, vb.) ve müĢteriler ile görüĢmeler yapılması yöntemleri kullanılmıĢtır.

(27)

2. KAVRAMSAL ĠNCELEME

―Kent ve Konut‖, modern yaĢamın iç içe geçmiĢ ve kiĢilerin yaĢam biçimlerini doğrudan etkileyen kavramlarıdır. Birinin değiĢimi bir diğerini de değiĢtirmekte ve yeni bir noktaya taĢımaktadır. Toplumsal boyutta değiĢim ve dönüĢümlerin sahnesi olan kentler, barındırdıkları toplumun kaynakları çerçevesinde kültürel ve sosyal biçimlenme süreci içerisindedirler. Bu süreç kentleri meydana getiren mekansal kurguların baĢında gelen konut oluĢumlarında ise genelde bireysel boyutta temel ihtiyaçları etkilemektedir. Bu anlamda kent ve konutun toplum ve birey boyutlarındaki karĢılıklarının ifadesi ve döngüsel yapılarının analizi, günümüzdeki mevcut durumun çözümlenmesine ve tarihsel akıĢtan gelerek günümüz rezidans tiplemesinin mimari literatürde yer almasına ıĢık tutacaktır.

2.1 Kent ve Konut Kavramlarının Ġrdelenmesi

Kent, tanımının yapıldığı zaman ve görüĢ açılarına göre farklı yönleri ile yorumlanmıĢtır. Genel tanıma göre kent, tarımsal olmayan tüm üretimin yapıldığı ve denetlendiği, dağıtımın koordine edildiği, belirli bir seviyedeki teknolojinin beraberinde getirdiği yoğunluk, heterojenlik ve bütünleĢme düzeylerine varmıĢ yerleĢme türüdür. U. Radcliff kenti mal ve hizmetlerin; üretim, dağıtım ve tüketim sürecinde, toplumun sürekli olarak değiĢen gereksinmelerini karĢılamak için ortaya çıkardığı ekonomik bir mekanizma olarak; Luis Writh ise kenti, toplumsal bakımdan benzerlik göstermeyen bireylerin oluĢturduğu, nispeten geniĢ, yoğun nüfuslu, mekânda süreklilik niteliği olan yerleĢme ve istatistik değerlerden oluĢan olguların toplamı olarak tanımlamaktadır. Emil Durkheim kenti, iĢbölümü ve dayanıĢmanın esas olduğu ve bunun sonucunda yapının meydana geldiği bir oluĢum olarak resmetmiĢtir. Sorokin‘in kent tanımı ise kümelenmiĢ gruplardan oluĢan bir varlık biçiminde olmuĢtur (Karakaya, 2007).

Kent, tarımsal olmayan üretimin egemen olduğu, hem tarımsal hem tarım dıĢı üretimin dağıtım ve denetim iĢlevlerinin toplandığı, örgütleĢme, bütünleĢme, ayrı

(28)

cinstenlik derecelerinin yüksek düzeyde bulunduğu yoğun bir nüfus odağıdır (Kartal, 1983).

Görüldüğü üzere kent tanımında önemli düĢünürler farklı tanımlamalara ulaĢmıĢtır. Bütün bunların dıĢında genel bir tanıma ulaĢmak istersek Kent; sürekli toplumsal geliĢme içerisinde bulunan ve toplumun yerleĢme, gidiĢ-geliĢ, çalıĢma, dinlenme gibi ihtiyaçlarının karĢılandığı, pek az kimsenin tarım kesiminde çalıĢtığı, köylere bakarak nüfus yönünden daha yoğun olan yerleĢme biçimidir (TDK, 1998).

Kentlerin genelde sağlık ve altyapı hizmetleri, arazi kullanımı, konut, ulaĢım ve benzeri konularda ileri sistemleri bulunmaktadır. Bununla birlikte kentlerin geliĢmiĢlik konsantrasyonu, içerdiği toplum ve iĢ olanaklarının karĢılıklı etkileĢimini her ikisinin de yararına olacak Ģekilde kolaylaĢtırmaktadır.

2.2 Metropol ve Kent Kimliği Kavramlarının Ġrdelenmesi

Konut çözümlerinin rezidans modelini yaratma sürecinde toplumun geçirdiği sosyal, kültürel ve ekonomik değiĢimler büyük rol oynamaktadır. Bu değiĢimler özellikle insan yoğunluğunun yüksek olduğu metropollerde gözlenmektedir. Ġstanbul metropolünün kent kimliği kapsamındaki modern hayat görüĢünün rezidans yapılarına ihtiyacı ve bu yapıların kente artı eksi katkısı rezidansların analizinde önemli verilerdir. Bu nedenle rezidans tipini anlamada öncelikle metropol ve kent kimliği kavramları üzerinde durulmalıdır.

ÇeĢitli iletiĢim ağlarıyla birbirine bağlı olan dünyada ülkeler arası etkileĢim kültürleri, yaĢam biçimlerini, tüketim alıĢkanlıklarını ve bunlara bağlı olarak konut tasarımlarını değiĢtirmektedir. Bu değiĢim kent kimliğini de etkilemekte ve ortaya dönüĢüm içerisinde olan bir metropol yapısı çıkmaktadır. Metropol alanlardaki çeĢitli ve fazla sayıdaki değiĢkenden dolayı bu alanların basit, kesin ve tüm dünyada kabul görmüĢ tek bir anlamı yoktur. Tanım farklı parametrelere göre değiĢmekle beraber bazı temel kavramları içerisinde barındırmaktadır.

Bunlar arasında sayılabileceklerden bazıları:

- Nüfus: Metropoliten alanların merkezi nüfus yoğunluğu yüksek olan kentsel yerleĢim bölgeleridir (ġekil 2.1).

(29)

- Çoklu merkez: Merkez Ģehir ve banliyölerden oluĢan metropoliten alanda bölgelerden biri olan merkez Ģehir yoğun nüfusa sahiptir. Ekonomik, idari ve sosyal açıdan kentin merkezini oluĢturur. Banliyö bölgeleri ise merkez Ģehre göre ikincil derecede önem taĢırlar. Bununla beraber merkez Ģehir ve banliyölerin birbirleriyle ciddi boyutta sosyal ve ekonomik bağlantıları bulunmaktadır. Bu iliĢkiler yumağı ortak gereksinimler çerçevesinde geliĢmekte ve merkez Ģehirle banliyölerin iç içe birbirine geçmiĢ ve birbirlerinden ayrılamaz yapısını oluĢturmaktadır. Metropol kentlerde her bölgenin kendine özgü önem kazanması çoklu merkez kavramını beraberinde getirmiĢtir.

- Bölümlenme: Nüfusun çok merkezli dağılımı idari birimlerin de çok merkezli olmasını ve tek bir noktadan değil bu merkezlere göre bölümlenmiĢ bir organizasyonu gerektirmektedir. Bu durum aynı Ģekilde barınma, çalıĢma, üretim gibi iĢlevlerin de çok merkezli dağılımına sebep olmuĢtur. Merkez Ģehre yakın alanlar genelde iĢ ve ticaret, dıĢa doğru ilerledikçe de barınma ve endüstri alanları bölümlenmiĢtir.

ġekil 2.1 : Dünyanın gece görünüĢünün uydu fotoğrafı (Alberti ve diğ., 2003) Metropoliten alanlarla ilgili yapılacak doğru analizler, genel anlamda metropol planlamasında (ġekil 2.2) ve yapısal oluĢumlarda kentlere kendi kimlikleri ile uyumlu yaĢam mekanları kazandırılmasında etkili olacaktır. Bu sebepledir ki metropoliten alanlarda çok hızlı büyüme, plansız ve kontrolsüz geliĢme, kırsal

(30)

alanlarla iliĢkilerin kesilmesi, trafik ve ulaĢtırmadaki zorluklar, olanakların adil kullanılmayıĢı, farklı gelir seviyesindeki sosyal sınıfların oluĢması ve yerleĢmelerindeki ayrıĢımlar kentsel faaliyetlerin yüksek maliyetli olmasına sebep olmaktadır. Bu sorunlar metropol hayatına uyumlu planlamaların oluĢturulmasına ve tasarlanacak mekanların dinamik kent yaĢamındaki iĢlevsel ve altyapısal durumlarına da ıĢık tutabilir. Toplumsal değiĢimin ve geliĢimin bir aracı olan planlama gelecek hedeflerinin belirlenmesi ve uygulamasında vazgeçilmez bir yöntemdir.

ġekil 2.2 : Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi mozaik plan çalıĢması (Ġ.B.B. Planlama Müdürlüğü, 2005)

Metropoliten planlama bu açıdan iki aĢamalı bir yapı sergiler: 1. a. Ekonomik ve sosyal koĢullar

b. Arazi ihtiyacı ve yer seçimi

c. Fiziksel çevrenin yapısı kriterlerini kapsayan gelecekteki durum modelinin tasarımı

2. Tasarlanan duruma ulaĢmak için gerekli koordinasyon ve faaliyetlerin programlanması

Fiziksel, ekonomik, sosyal ve idari olarak baĢlıca dört yönü olan metropoliten planlamanın esasları ise:

1. Planlama kapsamlı olmalı ve bütün sosyal gruplar ile her tip iĢlevi içine almalıdır.

(31)

2. Düzen ve hiyerarĢi, planlamada bütün iĢlevleri, birbirine bağlı faaliyetlerden meydana gelen koordine bir sistemin parçaları haline getirebilmek için vazgeçilmez iki faktördür.

3. Geleceğin Ģehrinde değiĢme ve geliĢme çok büyük olacaktır. Bu durum dördüncü bir boyut olan zaman boyutuna daha çok önem verilmesini gerektirecektir.

4. Geleceğin Ģehirleri çeĢitli ölçeklerde yapılacaklardır. Eskiden Ģehirler yalnızca insanlar için insan ölçeğinde idi, Ģimdi ise insan ve araç ölçeğinde olmak zorundadırlar. Belki de bu ölçeklerin sayısı zamanla artacaklardır (Ankara Devlet Planlama TeĢkilatı, 1997).

Metropoliten bölgenin kimliği yukarıda sayılan esaslar ile ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel bileĢenler tarafından oluĢturulmaktadır. Bu çerçevede kent planlaması, bütünün yerleĢim kurgusunu belirlediği gibi bir yandan da içinde barındırdığı kiĢilerin birbiri ile olan iliĢkilerinin sınırlarını çizen, toplumun organizasyonuna kaynak oluĢturan ve yaĢam tarzları ile tüketim alıĢkanlıklarını belirleyen bir karakter sergilemektedir. Ekonomik geliĢmelerin bir ürünü sayılabilecek metropoller, barındırdıkları kültürleri, kendine özgü sosyo-ekonomik ve kolektif yapılarını yansıtırlar. Bununla birlikte küreselleĢen dünyada teknolojik geliĢmelerin, iletiĢim ve bilgi ağlarının yoğunlaĢtığı yerlerdir. Bu nedenlerden bulundukları ülkelerin önemli bölgeleri oluĢturan metropoller, ulusal ekonomiden çok uluslararası ekonominin bir birimi halini alırlar. Barındırdıkları toplumun ekonomik yapısı aynı zamanda kendi geliĢimlerinin göstergesidir. GeçmiĢ kentleri günümüz metropollerinden en önemli özellik farklılaĢan ekonomileridir. Ülkedeki tüketimin en yüksek seviyede olduğu yerler olan metropoller bu tüketimi karĢılamak amacıyla üretimin de yüksek olduğu ve para ekonomisinin döndüğü bölgelerdir. Dünya ile durmaksızın bağlantı kurulan metropoller pek çok iĢleve kapılarını açtığı ve verimliliği ön plana çıkardığı için pek çok farklı kültürü de bünyesinde toplamaktadır. Bir kentin metropol olabilmesi için gerekli koĢulları sıralayacak olursak:

Sosyo-kültürel açıdan kozmopolit kimlik içermesi

Organik bir bütünlük içermeyen fiziksel ve toplumsal anlamda çeĢitlilik göstermesi

(32)

Büyük kent ve nüfus yoğunluğunun olması

Dünya kentleri, devletlerin ve onların biçimlendirdiği enerji merkezleri olması

Kapital ve insan gücü birikiminin endüstride kullanılması

Kimlik kavramı, metropolü oluĢturan koĢullar arasında önemli bir yere sahip olmasından dolayı hem metropolün hem de çevresindeki kentlerin planlanmasında geniĢ anlamda ele alınmalıdır. Tek bir yapı bağlamında yapılacak kimlik değerlendirmesinde bile bu geniĢ perspektiften yararlanılmalı ve o yapının kent ile olan iliĢkisi irdelenmelidir. Toplumsal ve ekonomik verilerin de katkısıyla çok boyutlu hale dönüĢen kimlik kavramı sadece fiziksel özelliklerle yapıya veya kente kazandırılacak bir özellik değildir (ġekil 2.3). Gerçek kimlik kavramı bütünün değerlendirilmesiyle doğru olarak ortaya konulabilecektir.

ġekil 2.3 : SinpaĢ Ottomanors Projesi (Url-103).

Popüler bir kavram haline dönüĢen bazen bir yapıyı, bazen bir bölgeyi, bazense tüm bir kenti kapsayan yeni kimlik kazandırma konusu kentleĢmenin dinamik bir süreç olmasından ötürü yapay yapısından sıyrılamayarak kente ve topluma yabancı görüntüler oluĢturmaktadır. Kimlik kente enjekte edilecek yapay bir kavram değildir. Tarihsel süreç ve o sürecin içerisinden gelen verilerle Ģekillenen kimliğin çözümlemesi yapılmadan, ekonomik, sosyal, psikolojik, kültürel alt sistemler incelenmeden, kente veya çevresine bir yapıdan hareketle kimlik önerisinde bulunmak baĢarı sağlamayacaktır. Kent kimliği karmaĢık ve çok boyutlu bir kavram olup doğal bir süreç içinde kentin dönüĢümü sonucu ortaya çıkar. Kent dönüĢümleri, insanların sosyo-ekonomik ve kültürel yapılarının değiĢimlerinin bir sonucu olarak

(33)

sindirilmiĢ bir gerçeklik olup, yaĢam alıĢkanlıklarının ve tüketim kültürünün olağan bir uzantısıdır. Tek bir yapı düzeyinde ise kimlik olgusu; yaĢam tarzlarının değiĢimi sonucu oluĢan çevre gereksinmelerinin çeĢitliliği, yeni yapı teknolojileri, çevre koĢulları ve yeni iĢlevlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Taklit etmeden, talep ve kaynakları doğru kullanarak yapıları inĢa etmek ve bu biçimde kentleri planlamak ―kimlikli‖ fiziksel mekânlar yaratmanın en doğru yoludur (Simmel, 2002).

Konut mimarisi üzerinden bir okuma, aslında metropol insanının etken olduğu bir alanı keĢfetmeyi sağlamaktadır. Konut, yalnızca değiĢen barınma örüntülerinin, kültürel talep ve beklentilerin dıĢavurulduğu bir nokta olduğu için aktif insanı görmeyi sağlamamakta; aynı zamanda da, bir karĢılaĢmalar alanı tanımlamaktadır. Orada modernleĢme süreçlerinin baĢlamasıyla birlikte kamu otoritesinin etkinlik alanıyla çeĢitli toplumsal grup ve sınıf değerleri, giderek kiĢisel, bireysel tercihler kesiĢmekte, dolayısıyla, evin bir mikrokozmos olduğu söylenebilmektedir (Tanyeli, 2004). Tek bir birim Ģeklinde düĢünülen yapı kavramı aslında metropol ve planlaması ile ilgili koĢulların analizi sonucunda çok yönlü bir hal almaktadır. Dolayısıyla yaĢama mekânlarının kent ile olan iliĢkisinin anlaĢılmasının, sağlıklı bir yapılaĢmanın meydana gelebilmesinde oldukça büyük bir önemi vardır.

Bu çalıĢma için örnek model seçilen rezidans konut tipi için metropol yaĢamı ve kent kimliği kavramları bazı sorunsalları da beraberinde getirmektedir. Bunlar arasında, altyapısı, kullanıcılarının toplum içindeki sosyoekonomik durumları ve buna bağlı olarak oluĢan kent içindeki yaĢam biçimleri ve tüketim alıĢkanlıkları (ġekil 2.4), metropol kavramı içinde kentin kimliğinin yapıyı ne kadar kabul edebileceği, toplumsal iĢ bölümü açısından ele alındığı zaman kentin hangi bölümlerinde yer almasının kullanıcı ve kent için doğru olacağı sayılabilir.

(34)

2.3 Küresel ġehirlerin Analizi

Ülkelerin yaĢadıkları küreselleĢme sürecinde, kentleĢme deneyimleri, izledikleri ekonomik geliĢme stratejileri ile siyasal rejim ve yönetimlerinin niteliklerine göre farklılıklar göstermiĢ, her dönem kendine özgü bir kent tipini yaratmıĢtır. Günümüz kent tipi olan küresel Ģehirlerin analizi kent kaynaklı ama aynı zamanda kente etki eden faktörlerin incelenmesiyle olabilecektir. Yapılan analizde kullanılan, büyüklük, hız, form, yoğunluk ve çeĢitlilik olmak üzere, beĢ baĢlık Tate Modern‘in 20.Haziran– 27.Ağustos.2007 tarihleri arasında düzenlediği ―Küresel ġehirler‖ sergisinden seçilmiĢtir (ġekil 2.5) (Tate, 2007).

ġekil 2.5 : Küresel Ģehirler Ģeması 2.3.1 Büyüklük

ġehirler artan biçimde küresel insan, sermaye, kültür ve enformasyon akıĢının odağındadırlar (ġekil 2.6). Geçtiğimiz 30 yıl boyunca sahip oldukları finansal komuta merkezleri rolü, kentsel yığınlar halinde, çoğu zaman çok merkezli yeni tip bir yayılım yaratarak geniĢlemiĢtir.

ġu anda 10 milyondan fazla nüfusa sahip 26 mega-Ģehir bölgesi bulunmaktadır (Çizelge 2.1) (Brinkhoff, 2010). Ayrıca yaklaĢık 450 Ģehir bölgesinde de nüfus 1

milyonun üzerindedir. Hepsi birlikte toplam 1 milyardan fazla insanı görece olarak küçük bir dünya yüzeyinde barındırmaktadır. 50 milyondan fazla sakini olan kentleĢmiĢ alanlara doğru daha da geniĢledikçe halen yaĢamakta olan ve yeni gelenlerin kapladığı alanın iklim değiĢikliğine ve dünyanın ekolojik dengesine doğrudan etkisi olacaktır.

KÜRESEL ġEHĠRLER BÜYÜKLÜK HIZ FORM YOĞUNLUK ÇEġĠTLĠLĠK

(35)

ġekil 2.6 : Kıtalara göre dünya kent nüfusu dağılımı, 1950-2007-2050 (United Nations, 2008).

Çizelge 2.1 : Ocak 2010 verilerine göre nüfusu 10 milyonu geçen dünya kentleri sıralaması (Brinkhoff, 2010).

1 Tokyo Japonya 34,000,000

2 Canton Çin 24,200,000

2 Seul Kore (Güney) 24,200,000

4 Mexico City Meksika 23,400,000

5 Yeni Delhi Hindistan 23,200,000

6 Bombay Hindistan 22,800,000

7 New York Amerika BirleĢik Devletleri 22,200,000

8 Sao Paulo Brezilya 20,900,000

9 Manila Filipinler 19,600,000

10 ġanghay Çin 18,400,000

11 Los Angeles Amerika BirleĢik Devletleri 17,900,000

12 Osaka Japonya 16,800,000 13 Kalküta Hindistan 16,300,000 14 Karaçi Pakistan 16,200,000 15 Jakarta Endonezya 15,400,000 16 Kahire Mısır 15,200,000 17 Pekin Çin 13,600,000 17 Dakka BangladeĢ 13,600,000 17 Moskova Rusya 13,600,000

20 Buenos Aires Arjantin 13,300,000

21 Istanbul Türkiye 12,800,000

21 Tahran Ġran 12,800,000

23 Rio de Janeiro Brezilya 12,600,000

24 Londra Ġngiltere 12,400,000

25 Lagos Nijerya 11,800,000

26 Paris Fransa 10,400,000

Afrika Asya Avrupa Latin Amerika Kuzey Amerika Okyanusya Ve Karayipler

(36)

2.3.2 Hız

Büyümekte olan Ģehirlerin hızı sosyal ve fiziksel yapılarını dramatik bir Ģekilde etkilemektedir. ġehirler büyüme hızını farklı derecelerde deneyimlemekte ve değiĢik biçimlerde özümsemektedir. Bazı Ģehirler yukarıya doğru büyürken bazıları da dıĢarıya doğru büyümektedirler.

Kentsel değiĢimin hızı doğal nüfus artıĢından olduğu kadar kırsaldan kente göç, iĢ arayanların Ģehirlere akın etmesi ve sosyal imkânlardan da beslenmektedir (ġekil 2.7). Bazı Ģehirler bu değiĢimi büyümeye yönelik görüĢe sahip planlanmıĢ stratejilerle yönetirken diğerleri ölçeğini, dokusunu ve karakterini tamamen değiĢtiren geliĢi güzel bir geliĢim süreci içerisinde yakalanmaktadır.

ġekil 2.7 : Dünyanın kır ve kent nüfusu 1950-2050 (United Nations, 2008). Bu Ģehirlerin sosyal ve kentsel peyzajları birçok örnekte, spekülatif ticari geliĢim içerisinde iĢ alanlarına, ticari bölgelere, alıĢveriĢ merkezlerine ve kuĢatılmıĢ konut yerleĢimlerine hızla dönüĢmektedir. Bu değiĢimler mevcut toplumun ve yeni kent sakinlerinin yaĢamlarını doğrudan etkilemektedir.

Ġstanbul dünyada en hızlı büyüyen 18. Ģehir olup her saat nüfusu 19 kiĢi artmaktadır. Son 50 yılda Ģehir %900, son 10 yılda %27 büyümüĢtür. Gelecek 10 yılda ise nüfusun 1.5milyon artması beklenmektedir. Günümüzde küresel sermaye ve kültür akıĢı ile Ģehirde büyük altyapı düzenlemelerine giriĢilmiĢtir. Bunlar arasında iki kıtayı birbirine bağlayan Marmaray projesi, kent merkezini yenilemeye yönelik kentsel dönüĢüm programları ve kıyı Ģeridi için dönüĢüm projeleri sayılabilir.

(37)

Ġstanbul ekonomisi için endüstri artık önemli çarklardan biri olmamasına rağmen yine de kent nüfusunun üçte biri endüstride çalıĢmaktadır. Türkiye‘nin üretim tesislerinin üçte biri de hala Ġstanbul‘dadır. Endüstri tesisleri Ģehrin varoĢlarına taĢındıkça çok sayıda ihtiyaç dıĢı endüstri alanı (özellikle Ġstanbul‘un kıyı Ģeridi boyunca) geliĢim alanları haline gelmektedir.

Kentteki bir diğer hız olgusu da kentin yaĢam hızıdır. Kentin yaĢam hızı, tüketimde yaĢanan hızla benzerlikler göstermektedir. FragmanlaĢan hayatta olaylar sindirilmeden es geçilebilmektedir. Kentin içinde eskinin yerine yeninin geçiĢi ve sürekli buna zorlaması görülmektedir. Yeninin Ģık albenisi ve görkemi, çevresi ile iliĢkisi algılandığında ortaya çıkan bir ―ikilik‖ çıkmaktadır. Yeninin çoğu zaman taklit oluĢu ve derme çatmalığı, toplumda yeninin Ģimdiden eskimiĢ ve yıpranmıĢlığına dair bir imge oluĢturmaktadır. ġehircilik planları, mimari düzenlemeler, mesnetsiz eklemeler, sürekli yamalanan binalar ve bitmeyen hafriyat çalıĢmaları bu zihniyetin göstergesidir (Gürsoytrak, 2004).

Fast Company Magazine dergisinin Carnegie Mellon Üniversitesi‘nden Doç. Kevin Stolarick yaptığı çalıĢmaları temel alarak 2007 senesinde seçtiği 30 hızlı kent içerisinde Ġstanbul‘da bulunmaktadır (ġekil 2.8). Kenti hızlı yapan kriterler arasında fırsatların bolluğu, alınan patent sayıları, ileri teknoloji sektöründe geniĢleme, yaratıcı insan çokluğu gibi çok sayıda madde sayılmaktadır. Fiziksel, kültürel ve entelektüel altyapıya yatırım yaptığı ifade edilen bu kentlerin büyümeyi sağlayacağı öngörülmektedir (Url-137).

ġekil 2.8 : Hızlarına göre iĢaretlenmiĢ dünya kentleri (Url-104).

(38)

YaĢamın hızlı akıĢına dair Lafayette Koleji‘nden William Berkowitz tarafından yürütülen bir çalıĢmada metropollerde yaĢayan kiĢilerin yürüme hızları araĢtırılmıĢtır. Küçük ve orta boyutlu kasabalarla New York ve Boston gibi metropollerde yürütülen çalıĢmada, yürüme hızı ile kent büyüklüğü arasında anlamlı doğrusal bir iliĢki bulunmuĢtur. %10‘luk bir oranda değiĢen hız metropollerde daha yüksektir (Milgram, 1983).

YaĢamın akıĢ hızındaki bu farklılık ve artıĢ kentin yapılanmasında ve konutun organizasyonunda metropole özgü özellikleri doğurmaktadır. Rezidansların çıkıĢ nedenleri arasında bulunan kentsel yaĢam hızına uyum da bu noktadan kaynaklanmaktadır. Hızlı yaĢamın içerisindeki bireyler kiĢisel veya sosyal anlamda ihtiyaç duydukları hizmetlere aynı hızda ulaĢmak istemektedirler.

2.3.3 Form

Uydu fotoğrafları incelendiğinde de görüldüğü gibi insan etkisinin çeĢitliliği ve karmaĢıklığı Ģehirleri Ģekillendirmektedir. Pek çok küresel Ģehir merkezde planlanmıĢ alanlar içerse de aynı zamanda düzensiz ve organik Ģekilde geliĢmiĢ alanlar da içermektedir. Bu fiziksel strüktürler her Ģehrin coğrafi ve çevresel koĢullarını aynı zamanda Ģehrin kültürel, sosyal ve ekonomik sistemleriyle uyumlu hale getirmek üzere ortaya çıkmıĢtır. Kent formu günlük yaĢamı Ģekillendiren akıĢların ve güçlerin izlerini taĢımaktadır.

Kent formu ve Ģehir yaĢamı arasındaki karmaĢık ve yerine özgü iliĢkiler düĢünüldüğünde, mimarlar ve Ģehir plancılar bu büyüklükteki ve tarihi geçmiĢteki Ģehirlerde pozitif değiĢim yaratmak için pek çok zorlukla karĢılaĢmaktadır. Bu durum kimi Ģehirlerde ortaya çıkan, büyük sayıdaki düzensiz yerleĢimler için yeterli altyapıyı sağlamak, potansiyel doğal afetlerden Ģehri korumak ve atıl altyapı ve endüstri alanlarından Ģehre miras kalan geliĢim alanlarının değerlendirilmesi gibi görevleri içermektedir. Birçok Ģehir kendi özelliklerini ve bireysel strüktürünü gözardı eden türdeĢ ve küresel modellerin saldırısına uğramaktadır. Planlama politikalarının ve gelecekteki geliĢimlerin kalıcı baĢarısı kent formunu oluĢturan dokuya yapılan müdahalelerin hassasiyetinde yatmaktadır.

Balkanlar‘ın en büyük Ģehri olan Ġstanbul, Asya ve Avrupa‘yı Ġstanbul boğazı boyunca birleĢtiren köklü fakat hızla büyüyen bir Ģehirdir. Genel anlamda iç göçün ezici konut ihtiyacına cevaben Ġstanbul‘un %95‘i kentleĢmiĢtir. Resmi Ģehir

(39)

1.839km² olup Londra‘dan biraz büyük fakat %30 daha kalabalıktır. Bunun yanında gayriresmi sınırlar Ģehrin, banliyö yayılımı ve artan iç Ģehir yaĢamı neticesinde durmaksızın geniĢlemektedir.

GeçmiĢ yıllarda kent ihtiyacının baskısı çoğunlukla gayriresmi yollarla karĢılanmıĢtır. Bu durum özellikle konut sektöründe, Ģehrin sınırlarında bulunan gecekonduların meĢrulaĢtırılmasıyla meydana gelmiĢtir. Buna karĢın daha yeni konut projeleri güvenlikli kapalı siteler Ģeklinde planlanmaktadır.

Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi yakın zamanda daha kapsamlı planlama yapma ihtiyacına yönelik olarak Ġstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi departmanını kurmuĢtur. Bunda amaç proje müzakerelerinin yapısal sürecini tek bir noktada toplamakla beraber bayındırlık iĢlerine ait projelerin daha etkin yönetilmesidir.

Anahtar rollerden bir diğeri de koordine edilmiĢ yolcu taĢımacılığıdır. Ġstanbul‘daki günlük seyahatlerin üçte ikisinden fazlası hali hazırda çok fazla yüklenmiĢ toplu ulaĢım sistemi ile, üçte birinden azı da özel araçlarla yapılmaktadır. Toplu ulaĢım altyapısı durmadan artan nüfusun ağırlığı ile zorlanmaktadır. Bu sebeple özel araçlar dıĢındaki alternatif seyahatleri teĢvik edilmekte, mevcut ulaĢım sisteminde de iyileĢtirmeler planlanmaktadır.

2.3.4 Yoğunluk

Yoğunluk, genelde kilometrekaredeki insan miktarı olarak ifade edilen, belirli bir alanda yaĢayan insan sayısı olup Ģehirlerin gelecekteki büyümeleri üzerine kurgulanan toplumsal tartıĢmaların merkezinde yer almaktadır (ġekil 2.9). Küresel Ģehirlerin en belirgin özelliklerinden olan yüksek yoğunluk metropollerde insanların yığınlar halinde yaĢamasıyla sonuçlanmaktadır. DeğiĢen iĢ tanımı neticesinde ve kente dönüĢ senaryolarının getirisi olarak artmaya devam eden yoğunluk metropolün parçası olarak konut ihtiyacına da yansımakta ve tasarımların bu yönde yapılması gerekliliğini doğurmaktadır. Özellikle metropolün merkezinde yer alan rezidans projelerinde bu gerekliliğin tetikleyici rol olarak tasarımlara yansıdığı görülmektedir. KüreselleĢen kentte yabancı sermayenin etkisiyle artan iĢ imkanı özellikle beyaz yakalı çalıĢan grubuna yönelik ihtiyacı çoğaltmıĢ, sosyo ekonomik seviyesi yüksek olan bu grubu diğer kentlerden metropollere çekmiĢ, bu durum da üst gelir seviyesi için konut talebi yaratmıĢtır.

(40)

ġekil 2.9 : Türkiye yüzölçümünün nüfus yoğunluğuna göre eĢit dağılım haritası (Worldmapper, 2009)

Yüksek yoğunluklu konutlar özellikle geliĢmekte olan ülkelerin yoksul mahallelerinde fakirlik ve aĢırı kalabalıkla özdeĢleĢtirilebilmektedir. Buna karĢın Londra, Paris ve New York gibi metropollerde açık alanlara eriĢim ve yaygın ulaĢım imkanları sağlanarak yoğun geliĢim dengelenmekte ve rağbet edilen çevreler oluĢturulmasına katkıda bulunmaktadır (ġekil 2.10).

ġekil 2.10 : New York Manhattan‘daki yüksek yoğunluktaki yerleĢim ve ortasında yer alan Central Park‘tan görüntü (Url-105).

Planlama aracı olarak kullanıldığında yoğunluk bilinci, aĢırı geliĢme ve kalabalıklaĢmayı azaltmaya yardım etmekte ya da değerli kent alanının, özellikle toplu ulaĢım Ģekillerinin iyi olduğu bölgelerde ve nitelikli sosyal alanlarda, yetersiz Ģekilde kullanılmadığından emin olunmasını sağlamaktadır. Yüksek yoğunluk çoğu

(41)

zaman yüksek kat ile beraber anılsa da çok sayıda kiĢinin kompakt ve verimli bir Ģekilde az katlı binalarda barınabilmesi ve sosyal açıdan samimi ortamlar yaratılabilmesi mümkündür.

Hedefe yönelik tasarım yoğun geliĢmeyi, açık alanlara eriĢim ve iyi ulaĢım sağlayarak dengeleyebilmekte ve küresel Ģehirlerde tercih edilen çevreler oluĢturulmasını sebep olabilmektedir. Yoğun kent çevreleri sürdürülebilir Ģehirler yaratılmasına da olanak tanımaktadır. Dağınık geliĢim daha çok arazi kullanımı, daha fazla altyapı demek olup bu boyutta çevreye olumsuz etkileri daha fazla olmaktadır. 2.3.5 ÇeĢitlilik

Kentsel bağlamda çeĢitlilik –bir Ģehirdeki farklılıklar seviyesi- genellikle Ģehrin etnik ve ırk kompozisyonu olarak yorumlanmaktadır. Fakat çeĢitlilik, yaĢ ve gelirin dağılımı, eğitim seviyeleri, istihdam sahaları ve o Ģehirde doğan insanlara karĢın yeni gelenler gibi daha geniĢ bir sahada göstergeler içermektedir. Metropollerin kozmopolit yapıları ve yaĢamsal çekim alanı olmaları içerdikleri çeĢitliliği zenginleĢtirmektedir. Tarihin en eski çağlarından itibaren kıtalararası en önemli geçit yerlerinden birinde olan Ġstanbul'daki çeĢitlilik de hem bu jeopolitik konumundan hem de metropol yapısından kaynaklanmaktadır.

ġehirler yeni nüfusu barındırmak için büyüdüğünde, ister yakın çevre kırsalından ister dünyanın herhangi bir noktasından gelmiĢ olsun, yeni gelenlerin bir arada var olma kapasitelerini test etmektedirler. ÇeĢitlilik Ģehrin sosyal bağlılığını farklı yollardan etkilemekte, anlayıĢ ve bir arada yaĢamı destekleyerek çeĢitli geçmiĢe sahip insanlar arasında bir dereceye kadar bütünleĢmeyi teĢvik etmektedir. Diğer taraftan muhtelif grupların ayrı ayrı var olup, sosyal çatıĢma ve karĢıtlık potansiyeli oluĢturarak toplumsal ayrıĢmaya yönelmesine de eĢit ölçüde neden olabilmektedir. Kentsel ayrıĢma güvenliği güçlendirilmiĢ kapalı konut alanlarından kuĢatılmıĢ ticari bölgelere kadar çeĢitli fiziksel formlarda olabilmektedir (ġekil 2.11). Kentsel bütünlük ise toplumun kültürel, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarına hizmet eden canlı ve karma semtlerden beslenmektedir. Daha bütünleĢik Ģehirler, kamuya açık parklar veya eriĢilebilir toplu ulaĢım sistemleri gibi paylaĢılan olanaklar çerçevesinde ve toplumu ayırmaktansa daha devamlı ve birleĢtirici kentsel doku ile oluĢturulmaktadır.

(42)

ġekil 2.11 : Batı AtaĢehir ve Barbaros mahallesinden görünüm (Url-106). Tüm dünyaya büyük bir hızla yayılan neo-liberal politikalar baĢa gelen yerel yönetimler vasıtasıyla Ġstanbul‘da da son 20 yıldır yaĢanmaktadır. Sermaye sürecinde yaĢanan dönüĢümler toplumsal ve kentsel açıdan da dönüĢümleri tetikler boyuttadır. Kentin küreselleĢmeden etkilenen yapısı kentin dinamiklerinin de son yıllarda bunla Ģekillendiği gerçeğini gözler önüne sermiĢtir. Ayrıca sanayi toplumundan enformasyon toplumuna geçiĢle ulus devletin yapısında beliren değiĢiklikler de küreselleĢme sürecinin odağındadır. Toplum bu dönüĢüm evresinde sınıfsal ayrımlara daha fazla maruz kalmaktadır.

Kentte yaratılan sosyal eĢitsizlik, sosyal ve mekansal ayrıĢmalara neden olurken bu ayrıĢmalar kentlerin örüntüsünü de etkilemektedir. Çöküntü bölgeleri artık kent yönetimleri ve küresel sermaye odakları için birer tehdit oluĢtururken bu bölgeler hızlı bir yıkım süreci içersine girmiĢlerdir. Türkiye gibi geliĢmekte olan ülkeler bu dönüĢüm sürecine geç girmiĢ olsalar da özellikle metropoller ‗soylulaĢtırma‘ denilen bu dönüĢümlerin merkezi olmaktadırlar (Laçin, 2008).

SoylulaĢtırma, en basit ve sınırlı tanımıyla, dar gelirlilerin yaĢadığı, kent içerisindeki köhneleĢmekte olan konut alanlarına, daha üst sınıfların yerleĢmeye baĢlaması süreci olarak ifade edilebilir. DeğiĢimin gerçekleĢtiği mahallelerde, bir taraftan eski ve bakımsız kalmıĢ konutların yenilenmesiyle gözle görülür fiziksel iyileĢmeler yaĢanırken; diğer taraftan eski sakinlerin, yerlerini biraz da gönülsüz olarak sonradan gelenlere bıraktığı, literatürde yerinden edilme (displacement) olarak adlandırılan bir süreç yaĢanmaktadır(Ciravoğlu ve Ġslam, 2006).

(43)

3. REZĠDANS KONUT TĠPĠNE BAKIġ

3.1 Rezidans Modelinin Ortaya ÇıkıĢı, Sebep ve Ġlk Örnekler

Kentte yaĢayanların tüm güncel ve gelecek hayat etkinlikleri için nesnel uygulama alanı kentin kendisidir. Bu etkinlikler kenti durmaksızın bir değiĢim ve güncellenme içinde olmasını sağlar. Tarih boyunca özellikle metropoller, içinde yaĢayanın sosyal yapısının her değiĢiminde, kimi zaman öncekini yok ederek ya da terk ederek yeniden ĢekillenmiĢtir (ġekil 3.1). Ancak içinde bulunduğumuz ―ilerleme‖ sürecinin de miladi sayılabilecek Fransız devrimi ve yansımaları, kentlerin hem bütün hem de birim mekânlara ayırmıĢ ve kendi sürekliliği içinde devinen birbirinden koparılmıĢ kontrol merkezlerine çevirmiĢtir (Asiliskender, 2004).

(44)

Bu kontrol merkezine göre kamusal alanlar otoritenin merkezi haline gelmiĢtir ve birey bu kontrol altında her türlü ihtiyacı karĢılanarak daha az üreten varlıklar haline getirilmeye çalıĢılmıĢtır. Bu felsefenin altında yatan mekân anlayıĢıyla bireylere zaman kavramının sınırlılıklarından dolayı belli yapılardaki konfor ile sahip çıkılma yoluna gidilmiĢtir. Bu amaçla mekânın toplum üzerindeki etkisini arttırmak için sosyolojik ve coğrafi deneyimlerin bütünleĢtirilmesi anlayıĢı geliĢtirilmiĢtir. Bu da siyasi otoritenin toplumun kendisi olabilmesi ve yaĢam deneyiminin tasarıma aktarılmasıyla mümkündür. BaĢka bir deyiĢle mekânı evrenselleĢtirmek onu tüketmek ve yok etmektir. Mekân mantığın sınırlarını zorlayacak biçimde hız ve aklın mimarisine dönüĢecektir (Deleuze, Guattari,1990) (Asiliskender, 2004).

Mekân kendi yerelliğini yaratarak otoritenin baskısından dolayı içinde özel donanımlarıyla bir cennet vaat ederken bu çeĢitliliği insanlara kabul ettirecektir. Teknolojinin ve zamanın değiĢimi sonucu gereksinimler artacak ve ihtiyaçları karĢılayan bir yaĢamsal etmen haline gelen konfor olgusu farkındalık düzeyini azaltarak, insanların günlük yaĢam tarzları içinde onları ağırlayacak zenginlikler içinde yumuĢak yataklar haline gelecektir. Bu mantığın en güzel örneklerinden biri de rezidans içinde yer alan fonksiyon zenginliğinin insanlara sağladığı rahatlıktır (ġekil 3.2). Mekân olarak tanımlanan bireyin yaĢam alanı konut esas olmak üzere alıĢveriĢ merkezinden, ofis... vb tüm iĢlevlere sahip olabilen yapılar kapsamında kullanıcı eylemleri kontrol altında tutulacak ve özlenen konfor onlara sağlanacaktır (Asiliskender, 2004).

ġekil 3.2 : Ġstanbul Sapphire Projesi iç mekan tasarımı (Url-44).

Temelde barınma gereksiniminden ortaya çıkan ve bir takım yan iĢlevlerle günümüz yaĢam tarzını kabullenen kullanıcının ihtiyaçlarına cevap veren rezidans yapı tipi

(45)

kentteki toplumsal yaĢamı bir ölçüde kontrol altına aldığından kent yaĢantısını ve planlamasını olumlu ve olumsuz etkilemektedir. Kent ve toplum yaĢamını etkileyen rezidansların, olumlu yönlerini geliĢtirip olumsuz yönlerini de göz önünde bulundurmak, ilerici bir mimari dönüĢümü beraberinde getirecektir. Bu anlamda rezidansların kent ölçeğinde baĢlıca avantajları:

Kullandığı arazi ve barındırdığı kiĢi sayısı kıyaslandığında kentden az alan talep etmesi

Arsadan maksimum kazanç sağlaması

DüĢeyde yer alan düzenlemesi sayesinde maksimum insan barındırması

Kentin hızlı yaĢamına uyum sağlaması

Ġçerisindeki barınma dıĢı iĢlevleri sayesinde kent yaĢamını 24 saat canlı tutabilmesi

Kentin hemen hemen her bölgesine yayılarak maddi ve sosyal alanda eĢitlikçi konut bölgeleri yaratması, zengin kesimin belirli bölgelerde gruplaĢmasını ve kentin kozmopolit yapısının bozulmasını engellemesi

Her yaĢta insanın fonksiyonlara güvenli ve kolay ulaĢımını sağlaması AlıĢveriĢ, çalıĢma, eğlence spor fonksiyonları ile konut birimlerini desteklemesi ve bu alanlarda her çeĢit kullanıcı tipine kentsel faaliyetlerden yararlanma olanağı sunması

Kentlerin merkez bölgelerini istenen canlılığa kavuĢturmanın ve yaĢanabilir kılmanın etkili bir yolu, bu bölgelerde rezidansların bir özelliği olan iĢlevsel çeĢitliliği desteklemek ve çeĢitliliği olan ama dengelenmiĢ bir nüfus yaratmaktır. UlaĢım ile ilgili ilke ise iĢlevler arasında büyük mesafelerin en aza indirgendiği "kolay eriĢilebilir kent" hedefine yöneliktir. Bu noktada kentin pek çok sorunu üst üste çakıĢmaktadır. ġöyle ki, kentin otomobil kullanımı esas alarak yaygın bir geliĢme göstermesi, yalnızca büyük kayıp/sahipsiz alanların ortaya çıkmasına neden olmaz; bu durum sürdürülebilir ya da çevreyi geliĢtirici kent kavramı ile de çeliĢir. 21. Yüzyılda artık çok daha bütüncül ve demokratik, toplumdaki insanları birbirine yakınlaĢtıran bir kent resmi çizilmektedir (compact city). Bu bağlamda, otomobile

(46)

olan bağımlılığı en aza indiren, yaya hareketini ve bisiklet kullanımını artıran, hava kirliliğini ve enerji harcamalarını en aza indiren geliĢmiĢ bir toplu ulaĢım modeli ile kolay eriĢebilir, her Ģeyi bir araya getiren, endüstriyi değil ama konutu ve çalıĢma yerlerini, alıĢveriĢ alanlarını, toplumsal, rekreatif ve eğitimle ilgili iĢlevleri yakınlaĢtıran çözümler beklenmektedir. Ne var ki, kentsel yoğunluk ile ilgili kararlar alınırken, doğaya ve yeĢile olan gereksinme göz ardı edilmemelidir. Doğa ile bütünleĢme, ekolojik sürdürülebilirliğin en önemli bileĢenidir. Yeni binaların yeni çevreleri biçimlendirdiği gerçeği özellikle tümüyle yeni alanlarda açıkça gözlemlenebilmektedir. Bazen de geleneksel bir kent bölgesinde yeni yapılan bir bina, çevre dinamiklerini tamamen değiĢtirebilmektedir (ġekil 3.3). Örneğin, Paris'te eski bir kent dokusu içinde son derece aykırı ve ĢaĢırtıcı bir düĢüncenin ürünü olarak tanımlanan bir takım binalar, gelecekte çevresindeki önemli kent mekânlarını birbirine bağlamıĢ ve çeĢitli rekreatif kullanımları kapsayan iĢlevsel zenginliğiyle bölgenin yeniden yaĢam bulmasını sağlamıĢtır.

ġekil 3.3 : Elit Residence (Url-26).

Kent bağlamında çıkarılacak ders ise, kamuya yarı açık binaların çok amaçlı ve "esnek" kutular olarak tasarlanması ve böylece ana iĢlevleri dıĢında kentlilere ve konut sahiplerine günlük yaĢamlarını zenginleĢtirecek ek iĢlevler sunabilmesidir. Bunun sonucunda hem bina ile çevresi arasında olumlu bir etkileĢim doğacak, hem de binaların ana iĢlevlerinin kullanım potansiyeli artacaktır. Ülkemiz kentlerindeki

(47)

söz konusu binaları çevresiyle ve kentle barıĢtırmak için bu tür yöntemlerden mutlaka yararlanılmalıdır.

Modernizm sonrasında 20–30 yıl boyunca kent ve bina planlamasında doğaya sırt çevrilmiĢ, doğal çevre yüksek binalar arasında uzanan, iĢlev ve kullanımdan yoksun tanımsız yeĢil alanlara indirgenmiĢtir (ġekil 3.4). Bu dönemde ortaya çıkan "mega kent" düĢüncesi de artık geçmiĢte kalan bir yaklaĢımdır. Geleceğin kentinde binalarla ilgili en önemli iki soru insan-ölçeğinin yani insanın etkinliklerine uygunluğun nasıl elde edilebileceği ve fiziksel çevre duyarlılığının nasıl sağlanacağıdır. Bu bağlamda yüksek yapı ya da alçak yapı seçimi yapmak çok da anlamlı değildir. Yoğunlukla ilgili kararlar alırken yerel sosyal dinamikler ve çevresel değerler dikkate alınarak, o bölge ve kullanıcıları için olumlu ve olumsuz etkileri belirlenmeye çalıĢılmalıdır. Fiziksel çevre denetimi açısından, kendi kendine yeterli, doğal kaynaklardan daha çok yararlanan ve çevresine daha az zarar veren binalar hedeflenmelidir. Bu hedeflerin söz konusu olduğu bina tasarımlarında mutlaka geleneksel mimari örüntülerin kullanılması gerekmez; çağdaĢ tasarımlarla da bu ilkelere koĢutluk sağlanabilir (Oktay, 2001). Kentlerde var olan çevre ve mekânın fiziksel anlamda en önemli varoluĢ ilkesi ‖bütünlük içinde çeĢitlilik‖tir. Bu ilke ıĢığında bir yapıya enjekte edilmesiyle oluĢan yapıda çeĢitlilik kavramı zaman içinde önemli hale gelmeye baĢlamıĢtır. Gökdelenler bu anlamda konut kapsamı içinde özde büyük bir kentsel ters dengeleyici olarak kullanılmıĢtır. Fakat önemli olan nokta iĢlevlerin, kullanıcı gereksinimleri doğrultusunda yapı içine empoze edilmesidir (Url-108).

(48)

Günümüzde rezidanslar, pahallı yatırım olmaları ve yatırımcılarına getirdikleri finansman yükünün de sebebiyle bir takım ters etkiler yaratabilmektedirler. Özellikle metropol alanlarında, çıkıĢ nedenlerinin uzağında, rant kaygısı, kullanıcı talepleri, maksimum kazanç istemi sonucu birçok faktör göz ardı edilerek ve yapay bir kent kimliği oluĢturarak belirli ekonomik seviyenin üzerindeki kesime hitap eden bir bina tipi olarak kendini gösterebilmektedirler (ġekil 3.5). Bu anlamda gerçekte yeni Ģehircilik akımı (new urbanizm) ve sürdürülebilirlik gibi birçok kavramı bünyesinde barındıran yapı tipi bir takım avantajlarının yanında dezavantajlarıyla da kent düzenlemesinde kendini göstermektedir.

ġekil 3.5 : Süzer Plaza & Residence (Url-86). Bunlara örnek Ģunlar sayılabilir:

YanlıĢ yer seçimi ile kent siluetini bozma

(49)

Çevresel düzenleme eksikliği ile yalıtılmıĢ bir hapis mekân oluĢturma eğilimi ile kentten soyutlanması

ĠĢlev çeĢitliliği ile kullanıcıyı kentten kopartarak kent ile iletiĢimini sınırlı boyutlarda kurması

Teknolojik veriler eĢliğinde kullanıcıyı yeĢilden kopartarak mekanikleĢmiĢ bir yaĢam standardı sunma

Çevresiyle iliĢkileri kapsamındaki alınan kararlar neticesinde ayrıĢtırılmıĢ bölgeler yaratması

Alt yapı eksikliği

Formları ve yükseklikleri ile kente itibar sağlayabilen, içerdiği iĢlevler sayesinde kente canlılık ve hareket getiren rezidanslar birçok olumsuz faktörü olumlu bir girdi olarak kente kazandırma potansiyeline de sahiptirler.

3.2 Ġstanbul ve Rezidans

Dünyanın üretimden çok tüketime ve dıĢ borçlara dayalı olarak kalkınmaya çalıĢan ülkelerinin azmanlaĢarak büyüyen kentleri, bu yarıĢta yer kapabilmek ve uluslararası sermayeyi kendilerine çekebilmek adına amansız bir rekabete girmiĢ bulunmaktadırlar. Özellikle az geliĢmiĢ dünya metropolleri, New York, Londra, Tokyo, Frankfurt gibi ―dünya kenti‖ olabilmek adına her türlü imkânı koz olarak ileri sürerek tüketme ve kontrolsüz ve plansız bir büyüme ile karĢı karĢıya kalmaktadırlar. Dünya Bankasının raporlarına göre 2030 yılına kadar dünya nüfusuna katılacak olan 2 ila 3 milyar kiĢinin % 97‘ sinin yaĢayacağı ve var olan nüfus ve kentsel yoğunluklarının ikiye katlanacağı ön görülen bu mega-kentler arasında Ġstanbul da yer almaktadır (Yapıcı, 2005) (ġekil 3.6).

Referanslar

Benzer Belgeler

13 Temmuz 1998 Kıbrıs Gazetesinde belirtildiği gibi konutta doyuma ulaşılmış olması 1997 yılı sonrası sert düşüş yaşanmasına neden olmuştur. Gönyeli

• İkametgâh memnuniyeti, birey veya hane halkının, oturdukları konut ve konut çevresinden (ikametgâh demeti) bir bütün olarak memnun olma durumudur. • Bu bütünlük,

(kompak kompleks yapısının içinde, genelde bir daire şeklinde olan fakat projeye göre değişen, genelde rezidans alanlarının alt bölümünde, bazılarında ise üst ve ara

Ülkede gerçekleştirilen toplam konut üretimi içerisinde önemli bir paya sahip kamu kurumu olarak Toplu Konut İdaresi’nin ürettiği sosyal konut çevrelerinde hayata

Bu bölgenin güneybatısında belediyeye ait kamusal bir alan bulunmaktadır. Bu alan çevredeki farklı yerleşimler- den insanların kullanabileceği spor alanlarını, peyzaj

kazanmaktadır. Orta ve üst gelir grubu hane halkları bir taraftan kendi sosyo-ekonomik ve yaşam özelliklerine sahip benzer bireylere yakın olma gereksinimi duyarken

Duraklamadan, kendisinin yüce fikirli harika şiirini anında söylediği zaman halkın zenginliği ona altın gibi dökülüp onu ışıldatmıyor mu?" Muhtar Evezov'un, ulu

This can be considered as a pleasant development; because rather than using such fish like anchovy which has an important role in the human nutrition as fish meal and fish oil, it