KİTAP TANITIMI
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERLE YÖNETMEK Derleyen: A. Argun AKDOĞAN
Alter Yayıncılık , 2012
Birgül AYMAN GÜLER
Yetki Kanunu – 6223: Genel Özellikler Üzerine Bir Değerlendirme
Süheyla GÖKALP ALICA
Anayasa Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Kanun Hükmünde Ka-rarnameler ile Yetki Kanunları
A. Argun AKDOĞAN
Kanun Hükmünde Kararnameler: Karşılaştırmalı Bir Analiz
Can Umut ÇİNER
Planlama İşlevi ve Kalkınma Bakanlığı Üzerine Bir Değerlendirme
A. Gürhan FİŞEK
KHK’ler Kervanı ve Sosyal Politika
Ferhunde HAYIRSEVER TOPÇU
636, 644, 645, 648, 657 ve 658 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ve Çevre
İpek ÖZKAL SAYAN & Aytül GÜNEŞER DEMİRCİ
GİRİŞ
6223 sayılı Yetki Yasası 2011’in Mart ayında gündeme gelip altı ay içerisinde sosyal politikalardan sağlığa, bakanlık örgütlenme-sinden personel sistemine kadar getirdiği köklü değişikliklerle bi-lim İnsanlarının, meslek odalarının ve sendikaların dikkatini çekti. Çeşitli kurum ve kuruluşlar kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile ilgili bildiriler ve araştırma raporları yayınlayarak, toplantılar düzenleyerek kamuoyunu aydınlatmaya çalıştılar. Yerel Yönetimler Araştırma, Eğitim ve Yardım Derneği (YAYED) de meslek odaları-nın, sendikaların ve sosyal bilimcilerin katıldığı bir KHK çalıştayını Kasım 2011’de düzenledi.
Bu Çalıştay’da dile getirilen görüşlerin bir makale forma-tında kitaba aktarılması fikri de bu Çalıştay sırasında ortaya çıktı. KHK’lardaki düzenleme alanları esas alınarak konular belirlendi. Çalıştay’a katılanlar başta olmak üzere bu konuların uzmanlarına kitaba katkı vermeleri için teklif götürüldü. KHK’larla düzenlenen afet yönetimi, eğitim, denetim, uluslararası ilişkiler ile gençlik ve spor konuları, bu alanda çalışanların iş yoğunlukları nedeniyle ki-tapta yer almadı. Öte yandan, KHK’ların Türk personel sistemi, ba-kanlık yapılanması, sosyal politikalar, hukuk, siyaset, su ve çevre alanında getirdiği değişiklikler bu çalışmada yer buldu.
KHK’larla ilgili bu kitabın yazarlarının ortak olarak vurgula-dığı ilk özellik yapılan düzenlemelerin ivedi nitelikte düzenlemeler olmadığıdır. Dokuz yıldan beri tek başına iktidarda olan bir partinin KHK’ların en önemli parçası olan bakanlık örgütlenmelerini acil bir iş olarak değerlendirmesi tutarlı değildir. Gökalp Alıca’nın be-lirttiği gibi 06.04.2011 tarihinde kabul edilen Yetki Yasası, 14 gün TBMM’de bekletildikten sonra Cumhurbaşkanlığı’na 19.04.2011 tarihinde sunulmuştur. Bu bekleme süresi KHK’larla yapılan düzen-lemelerin “ivedi” olmadığının göstergesi olarak görülebilir.
KHK’lar seçim öncesinde yeniden iktidara geleceğini varsayan AKP’ye geniş manevra alanı sağlamayı amaçlamaktadır. KHK’lar ile getirilen hükümler ivedi değildir, ancak KHK’lar gerçekten acil bir şekilde hazırlanmıştır. 8 Haziran 2011 tarihinde 636 sayılı Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girmiş; Haziran 2011 tarihinde 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 645 sayılı Or-man ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Ka-nun Hükmünde Kararname yayımlanmıştır. Böylece AKP iktidarı 20 gün içerisinde kurduğu bakanlığı ortadan kaldırarak muhteme-len Türkiye Cumhuriyet tarihinin en kısa süren bakanlık teşkilatını kurmuştur. Özkal Sayan ve Güneşer Demirci’de 644 sayılı KHK’da devlet bakanlarına atıfta bulunulmasına rağmen 643 sayılı KHK ile devlet bakanlarının yerini artık başbakan yardımcılarının aldığını belirterek KHK’ların ne kadar büyük bir savrukluk ve acele hazır-landığına bir başka örnek sunmaktadır.
Yazarların birçoğunun vurguladığı bir ikinci özellik ise KHK’ların kapalı kapılar ardında, tartışılmadan, dar kadrolarla oluş-turulduğudur. KHK’larla getirilen bakanlık örgütlenmesi ve perso-nel sistemi gibi değişiklikler Özkal Sayan ve Güneşer Demirci’nin belirttiği gibi uzun ve dikkatli çalışmayı ve açık tartışmayı gerektirir.
Bu kitaba katkı verenleri biraraya getirdiği söylenen üçüncü ortak özellik ise AKP iktidarının geçmiş dönemlerde Kamu Yöne-timi Temel Kanunu Tasarısı’nda olduğu gibi gerçekleştiremediği düzenlemeleri KHK’lar ile kısa yoldan gerçekleştirme arzusudur. 2004 yılındaki tasarıda da bakan yardımcılığı konusu yer almış ve müsteşarların bakan yardımcısı yapılması öngörülmüştür. Çiner ise DPT ile ilgili 2000’li yılların başında Stratejik Araştırma ve Plan-lama Kurumu Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı’nı gün-deme getirerek Kalkınma Bakanlığı’nın da rafta kalan bu kurum gibi finansal ve dış ticaretteki liberalizasyon gerekçeleriyle yeniden yapılandırıldığını, Bakanlığın büyük ölçüde bir Bölgesel Kalkınma Bakanlığı’na dönüştürüldüğünü göstermektedir.
Yalnızca Kalkınma Bakanlığı’nın değil, KHK’larla yeniden ör-gütlenen tüm bakanlıkların liberal ekonominin gerekliliklerine göre yapılandırıldığı, bu kitaba katkı veren yazarların bir başka ortak görüşü olarak değerlendirilebilir. 1980’lerde başlayan ve AKP hü-kümetleri döneminde hız kazanan neoliberal piyasalaşma sürecinin somut bir yansıması olan KHK’lar, Fişek’in belirttiği gibi küresel pazar ekonomisi sistemi ile uyuşma adına topluma yönelik hizme-ti arka plana iterek “kar” güdüsünü ön plana çıkarmaktadır. Çevre konusunda yetkili otoriteyi, yatırımcı kuruluşlarla içiçe hale getiren KHK’lar, Hayırsever Topçu’ya göre orman alanlarının, kültür ve
ta-biat varlıklarının, tarım topraklarının, meralar ve su kaynaklarının sanayi, turizm, enerji, ulaştırma ve konut yatırımları ve projeleri karşısında elden çıkarılabilecek varlıklar haline getirmektedir.
Yaşanan tüm dönüşümler KHK’ların Fişek’in son derece isa-betli ifadesi ile Cumhuriyet’in anıt kurumları olarak niteleyeceği-miz yapıların yıkılmasının hedeflediğini göstermektedir. KHK’larla yapılan bakanlık düzenlemeleri ile belli bir standardı olan, kurallara bağlı, birbirine benzeyen, doğrudan kamu hizmeti sunan bakanlık örgütlenmesi Özkal Sayan ve Güneşer Demirci’nin belirttiği gibi son bulmuştur. Ayman Güler, yeni bakanlıkların örgütlenmesinde 3046 sayılı Kanun’da öngörülen üçlü ayırıma (anahizmet-danışma/ denetim-yardımcı hizmet) uyulmadığını göstermektedir. Yeni kuru-lan ve yeniden yapıkuru-landırıkuru-lan bakanlıklarda “Teftiş Kurulu” yapısına da yer verilmemiştir.
KHK’larla getirilen bu köklü değişikliklere karşı açılan dava-larda verilen yargı kararlarını inceleyen Gökalp Alıca, dönüşümün yalnızca yürütmede değil, yargıda da olduğunu göstermektedir. Anayasa Mahkemesi’nin KHK’larla ilgili daha önce verdiği iptal kararları ile yeni kararlarının nasıl çeliştiği çarpıcı bir şekilde gözler önüne serilmektedir.
Sonuç olarak, 1973 yılında çıkarılan KHK’ların bile henüz Meclis’de görüşülmediği, 1982 Anayasası ile yasamanın yürütme erki karşısında ciddi bir şekilde geriletildiği Türk siyasal sisteminde KHK’larla devlet örgütlenmesi ve işleyişinde radikal değişikliklerin yapılması demokratik meşruiyet açısından sorunludur. TBMM’nin farklı görüşleri ve talepleri olan toplumsal kesimlerin temsilcilerinin eşit haklara sahip olarak biraraya geldikleri, tartışarak, birbirlerini ikna ederek, uzlaşarak genel kamu yararını sağlayacak politikalar oluşturmaya çalıştıkları bir yer olmaktan çıkarılarak yürütmenin iradesinin dayatılmasının ciddi sorunlara yol açabileceği bu kitapta vurgulanmaktadır. KHK’ların hangi nedenlerle gündeme geldiğini, KHK’larla ne tür yasal düzenlemelerin ne şekilde yapıldığını ele alan bu kitapta, tüm yazarlar KHK’larla yönetmenin siyasi, idari ve hukuki boyutlarını eleştirel bir biçimde incelemektedir.
AÇIKLAMALI YÖNETİM ZAMANDİZİNİ 1919 – 1928 Editör: Nuray ERTÜRK KESKİN
Ankara Üniversitesi Basımevi – KAYAUM 2343 sayfa
Nuray E. KESKİN
Yirmili Yıllarda Yönetim
Nuray E. KESKİN
1919: İşgal Yönetimi ve Kurtuluş Örgütlenmesi
Nuray E. KESKİN
1920: Bağımsız ve Halka Doğru Yönetim
Fatma Eda ÇELİK
1921: Savaş Yönetimi ve Yönetimin Merkezileşmesi
Fatma Eda ÇELİK
1922: Yeni Türkiye’yi Kuracak Zafer İçin Beşeri ve Mali Kaynakların Yönetimi
Recep AYDIN
1923: Savaşın Sonu ve
Yeni Rejimin İlanı: Cumhuriyet
M. Burcu BAYRAK
1924: Rejimin Güvence Altına Alınması ve Anayasal Kuruluş
Aslı YILMAZ
1925: Karşı Devrimciliğin Tasfiyesi ve Cumhuriyet’in Yönetsel Kuruluşu
Aslı YILMAZ
1926: Devrimin Toplumsal-Ekonomik İlişkilerinin Hukuki Kuruluşu ve Yönetsel Omurgası
Esra DİK
1927: Yönetsel Örgütlenme
Esra DİK
1928: Harf Devrimi ve Laikliğin İlanı
KİTAP TANITIMI
SUNUŞ
Türkiye Cumhuriyeti İdare Tarihi Araştırması kısaca TİDA-TA adlı bu çalışma, 2004 yılında tasarlanmıştı. İlk adım, ülkemizin otuzlu yıllarında kamunun yönetimini irdelemekti. Araştırma Anka-ra Üniversitesi Bilimsel AAnka-raştırma Projeleri Müdürlüğü’ne önerildi. İlgili birimin öneriyi uygun görmesi üzerine, çalışma 28 Haziran 2005 günü başladı. TİDATA -30’lar çalışması Siyasal Bilgiler Fa-kültesi bünyesinde kurulu bulunan Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin programına alınarak yürütüldü ve öngörül-düğü gibi bir yıl içinde tamamlandı. Araştırma grubu, ortaya çıkarıp geliştirdiği yöntemi ikinci aşamada kırklı yıllar için uygulamanın yararlı olacağı sonucuna vardı. TİDATA-40’lar çalışması aynı bi-rimlere önerildi. Önerinin kabul edilmesi üzerine ikinci aşama 10 Temmuz 2007 günü başladı ve 2008 yılı sonunda tamamlandı.
Açıklamalı Yönetim Zamandizini çalışması yapma düşünce-miz, gerçekte 1919-1949 dilimi için doğmuştu. Çalışmanın ilk dili-mi 1919-1928 olmalıydı. Ne var ki bu yıllar, kaynakların Osmanlıca yazıldığı yıllardır. Araştırma grubunun ilk dilimi çalışabilmek için Osmanlıca okurluğu bilgisine sahip olması gerekiyordu. Araştırma-nın daha ilk aşamasında karşılaşılacak yöntem sorunlarıyla birlikte dil güçlüğünü de yaşamak, çalışmanın sonuçlandırılmasını tehlike-ye düşürecekti. Bu nedenle araştırma TİDATA için tasarladığımız dönemin ikinci dilimiyle, 1929-1939 dönemini kapsayacak biçimde başladı ve 1940-1949 yılları arasını kapsayan üçüncü dilimiyle de-vam etti. Otuzlu ve kırklı yılları çalıştığımız 2005-2008 döneminde Osmanlıca boşluğunu giderdik. Osmanlıca kaynakları kullanabile-cek bir araştırma grubu oluşturduk ve Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Müdürlüğü’ne önerimizi yaptık. İlgili birimin olumlu değerlendirmesi üzerine, TİDATA’nın üçüncü araştırması fiilen 1 Nisan 2009 günü başlamış oldu. Elinizdeki kitap, yirmili yılları, 1919-1928 dönemini kapsıyor. Böylece TİDATA için tasarla-dığımız geniş dönemin son parçası da tamamlanmış oldu.
TİDATA, 1919-1949 döneminde Türk kamu yönetiminin karar ve olaylarını açıklamalı zamandizin yöntemiyle ortaya koyan bir başvuru kaynağı üretme amacıyla gerçekleştirilmiş akademik bir ça-lışmadır. Başka bir deyişle araştırmanın okuyucu bakımından hedef kitlesi kamu yönetimi alanındaki araştırmacılardır.
Kronoloji-zamandizin, tarihsel olayları zaman sıralamasına göre gösterme olarak tanımlanır. Her zamandizin tarih ve olay baş-lıklı iki sütun üzerine kurulur. Ancak daha doyurucu olan, bu ça-lışmanın açıklamalı yapılmasıdır. “Açıklamalı”lık, belirli bir olayın anlam ve önemini saptama çabasına girişmek demektir. Bu birkaç türlü gerçekleştirilebilir: Açıklama olaya ilişkin ek bilgi olabilir; ne-den belirtilerek verilebileceği gibi bağlam belirtilerek de verilebilir; olayın sonuçları ile etkisi gösterilerek yapılabilir; nihayet açıklama bir başka olay hatırlatması da olabilir. Çalışmanın zamandizin bo-yutu yoğun emek sarfetmeyi, açıklamalı olma özelliğiyse dönemin çözümlenmesi için kapsamlı tartışmaların yürütülmesini gerektir-mektedir. Bunun, her iki boyutuyla sabır ve dikkat gerektiren bir iş olduğu söylenebilir. Gerçekten de tüm verilere erişme güçlüğünün yanı sıra, çalışılan alanın ‘olay’larını geniş bir yığının içinden atla-madan doğru bir biçimde seçip çıkarmak ve bunun neden, sonuç-etki, bağlam bakımından doğru açıklamasını yapmak, ciddi sabır, dikkat ve donanım gerektiren işlerdendir.
TİDATA 1929-1939 araştırması, çalışma grubu için yeni bir çalışma yöntemi geliştirmenin heyecanını yaşamak anlamına gel-mişti. Bu aşama tamamlandığında, araştırmanın araçları artık yalın biçimde sınıflandırılmış, araştırma aşamaları yeniden sıralanmıştı. Ortaya çıktı ki, yönetime ilişkin dönemsel bir çalışmanın başlangıç adımı döneme ilişkin araştırmalar, yazılar, anılar dünyasında genel ve geniş bir gezintidir. İkinci adım TBMM Tutanakları ile Resmi Gazete’nin taranması, üçüncü adım dönemin günlük gazeteleriyle dergilerinin incelenmesi, dördüncü adım ise Cumhuriyet Arşivleri çalışmasıdır. Dört aşamalı çalışma tamamlandıktan sonra, her aşa-manın ortaya çıkardığı belirgin işaretler izlenerek bu araçlara bir kez daha dönmek zorunluluğu doğmaktadır. TİDATA 1940-1949 araştır-masında iki nokta üzerinde ayrıntılandırmaya gidilmiştir. Birincisi, zamandizin çizelgelerinde “olay” sütunu olaya ilişkin en temel bil-giyi sunmak koşuluyla kısa; “açıklama” sütunu ise gerekli bilgilen-dirmeyi içerecek biçimde mümkün olduğunca dolu alanlar haline getirilmiştir. İkincisi, bu kitabı başvuru kaynağı olarak kullanacak başka araştırmacılar için kitaba giriş kapısı kitabın “içindekiler” sayfası değil, “dizin” sayfalarıdır. Bu nedenle dizin ikiye ayrılmış, genel dizinden ayrı olarak bir de “kişi adları dizini”
hazırlanmış-tır. Kişi adları dizini, Türk kamu yönetiminin söz konusu yılların-da yetki kullanmış siyasal ve yönetsel kadronun listesidir. Böylece yönetsel kişiler üzerine çalışma yapmak isteyen araştırmacılar, bu listeyi araştırma alanını tanımak için ilk araç olarak kullanabilecek-lerdir. TİDATA 1919-1928 çalışma yöntemi, hem konunun tanımı hem açıklamalı yönetim zamandizini hazırlamanın adımları bakı-mından otuzlu ve kırklı yıllar çalışma düzeniyle aynıdır. Bununla birlikte TİDATA 1919-1928 araştırmasında, ilk iki çalışmadan farklı olarak, iki kaynak gün gün taranmış ve tüm ayrıntısıyla zamandizine işlenmiştir: TBMM Tutanakları ve Hakimiyeti Milliye Gazetesi. Bu iki kaynak 20’li yıllarda kamu politikalarının oluşum sürecini tüm dinamikleriyle görebilme olanağı sağlamıştır. Daha önce bir bütün olarak kapsamlı bir irdelemeye tabi tutulmamış TBMM Zabıt Ceri-deleri Cumhuriyet yönetim yapısına ilişkin yeni gerçeklere ulaşma şansı vermektedir. Zabıt ceridelerinin her yıl için eksiksiz taranma-sıyla tasarı ve teklifler, yasa görüşmeleri, tartışmalar, açıklamalar, siyasetçilerin ve yöneticilerin konuşmaları, TBMM’nin işleyişi, TBMM -Bakanlar Kurulu ilişkisi, TBMM kararları, soru önergeleri, gensoru önergeleri, komisyon çalışmaları görüş alanına çekilmiştir. İkincisi, Heyeti Temsiliye’nin sözcülüğünü yapmak ve milli irade-yi hakim kılmak amacıyla 10 Ocak 1920’den itibaren Ankara’da yayımlanmaya başlayan Hakimiyeti Milliye Gazetesi’dir. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının -BMM açıldıktan sonra hükümetin hareket hattı, fikirleri ve yönelimi Hakimiyeti Milliye aracılığıyla halka ulaştırılmıştır. Bu iki zengin kaynağı akademik sorgulamaya tabi tutmak, yönetim bilimleri bakımından, yerleşmiş ancak kanıtla-namamış çok sayıda genellemenin sorgulanması demektir.
İlk iki kitapta olduğu gibi, bu kitapta da yer alan zaman sıralı olaylar, yönetsel nitelik taşıyanlardır. Bir başka deyişle yapılan iş ‘iktisadi’, ‘siyasi’, ‘mali’, ‘dış ilişkiler’ değil, ‘yönetim’ zamandizi-nidir. Araştırmanın kapsamını belirleme bakımından yönetsel olay devlet örgütlenmesinin genel-sivil, askeri, adli, akademik yönetim alanlarına ait olan karar ve olaylardır. Sayılan alanlarda alınan ka-rarların özelliği, sayılabilecek bütün diğer toplumsal boyutları ya ne-den ya sonuç olarak içermeleridir. Yönetim zamandizininde bunlar, kendilerini yasa, genelge gibi hukuksal araçlarda, seçim bildirgeleri, hükümet programları gibi siyasal belgelerde, raporlarla
görüş-ince-leme gibi bürokratik kurumsal metinlerde gösteren kamu politika-sının unsurları olarak yer alırlar. Çoğu zaman yönetsel olanla özdeş sayılan örgütsel olaylar, çalışmanın görüş alanı içinde önemli bir yer tutar. Bunlar devlet kurumları, yönetsel kademelenme müdahaleleri, personel atama ve görevden alma kararları, devlet bütçesi, yargı ka-rarları olarak belirir. Yönetim zamandizini, kamu politikası ile kamu örgütlenmesi olaylarını birlikte kapsayacak biçimde tasarlanmıştır.
***
TİDATA-20 çalışması, en genel düzlemde, yeni bir yönetsel sistem kurma sürecinin tanımlayıcı özellikleri nelerdir; yeni yönet-sel sistem kurmayı mümkün kılan koşul ve mekanizmalar nelerdir; yeni bir sistem kurmanın başlıca sınırlılıkları nelerdir? sorularına açıklık getirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç, Türkiye’nin Cumhuri-yet rejiminin kuruluş yılları “örnekolay” olarak kullanılarak gerçek-leştirilmiştir. Dolayısıyla çalışmanın ikincil amacı, 1920’li yıllarda Cumhuriyet yönetiminin kuruluşuna ilişkin olayları sistematik bir biçimde günışığına çıkarmaktır. Birinci amaç doğrultusunda yeni bir yönetsel sistemin kuruluş mantığını, genellenebilir özellikler bakı-mından açıklayabilmek, 21. yüzyılda sürekli ve kapsamlı bir politi-ka haline gelmiş bulunan reform olgusunu yönetme gücü politi-kazanmak demektir. İkincil amaç doğrultusunda Cumhuriyetin 1920’li yılları siyasal-anayasal boyutlar bakımından görece bilinen yıllardır. Buna karşın, dönemin yönetsel kuruluşu ve işleyişine ilişkin özgün araş-tırmalar yoktur. Eldeki bilgiler bölük-pörçük ve gerçekten oldukça yetersizdir. Çalışmanın, bu açıdan önemli bir veri ve bilgi eksikliğini dolduracağını düşünüyoruz. TİDATA-20 araştırması, 20’li yıllarda kamu yönetiminin yönetsel kuruluş ve işleyiş mekanizmalarını çe-şitli boyutlarıyla açıklamaktadır. Araştırmada tüm yönetsel olgulara, bunların nasıl bir yapıya sahip olduğunu ve yapının iç bağlantıları, dinamikleri ve işleyiş biçimini ortaya çıkarmak amacıyla yaklaşıl-mıştır.
***
Çalışma Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Hukuk Fakültesi kütüp-haneleri, Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, TBMM Kütüphanesi, Milli Kütüphane ve Cumhuriyet Arşivleri’nde ve temel olarak dört tür kaynak üzerinden yürütülmüştür. Bunlardan birinci öbeği Res-mi Gazete, Tutanak Dergisi (Zabıt Ceridesi), Bulmaç; ikinci
öbe-ği Cumhuriyet Arşivleri’nde kullanıma açılmış bulunan belgeler; üçüncü öbeği günlük gazeteler ile dergiler; dördüncü öbeği içinde zamandizin çalışmaları da bulunan araştırma yayınları oluşturmuş-tur. Resmi Gazete, yalnızca kural koyan mevzuat belgelerini değil, atama ve görevden alma, yönetsel bağlantı kurma ya da değiştirme, kurumsal yapılanma, imtiyaz gibi iktisadi ve vatandaşlığa alma ya da çıkarma gibi siyasal alanlarda hak tanıma – izin verme – hak kaldırma işlemlerine ilişkin veriler sunan bir belgedir. Cumhuriyet Arşivleri’yse, Resmi Gazete’de kurala dönüşüp sonuçlanan işlem-lerin geri planını görmeyi sağlayan kaynaklardan oluşmaktadır. Bu malzeme üzerinde çalışmanın oldukça heyecan verici olduğunu be-lirtmek gerekir. Günlük gazetelerle dergiler, yönetsel yaşamın ka-muoyu gündemine girmiş boyutlarını yakalamaya çok yardımcı olan kaynaklardır. Genel yazına gelince, incelenen dönem bakımından bu dünyanın sanıldığından çok daha zengin olduğu söylenmelidir. Araştırma sırasında bu kaynakların tüketildiğini söylemek olanak dışıdır. Araştırmacılar, ileride yapacakları işler için nasıl geniş bir çalışma malzemesine sahip olduklarını görmeyi ve araçları tanımış olmayı edinilen kazanımlardan biri olarak değerlendirmektedirler.
Zamandizin sayfalarında “olay” ve “açıklama” sütunlarını, kul-landığımız kaynağın dilini koruyarak oluşturduk. “Ziraat Vekaleti”, “Dahiliye Vekaleti” gibi eski dilde kullanımları, özellikle özel ad ol-dukları sürece güncel Türkçe ile yazmadık. Ancak bazı durumlarda anlamayı kolaylaştırdığını düşündüğümüzde, konuyu güncel Türk-çe ile yazdık. Bununla birlikte, 1920’li yılların bir özelliği vardır. 1920-1922 yılları ikili iktidar yıllarıdır. Bu dönemde olay sütunu-na Osmanlı Hükümeti kararları [Osm], Ankara Hükümeti kararları [Cmh] kısaltması eklenerek işlenmiştir. Böylece zamandizinden ya-rarlanacak araştırmacılar için kararların kaynağı açıkça gösterilmiş-tir. Zamandizin çizelgesinin son sütunu olan “kaynak” sütununu ise, kitabı kullanacak başka araştırmacıların bir olayla ilgili kaynaklara erişmelerini hızlandıracak biçimde mümkün olduğunca ayrıntılı iş-lemeye özen gösterdik.
TİDATA 1919-1928 çalışmasını, kitabın sonundaki listeden haklarında bilgi edinebileceğiniz akademisyenler gerçekleştirmiş-tir. Araştırma grubu üyeleri kamu yönetimi-yönetim bilimi alanın-da çalışmaktadır. Altı kişiden oluşan grubun beş üyesi Osmanlıca
kaynakları kullanabilmekte ve okuyabilmektedir. Projeye tarihçi bir öğretim üyesinin danışmanlık katkısı sağlanarak, dile ilişkin gerekli olabilecek uzmanlık desteği hazırlanmıştır. Her araştırmacı üstlendi-ği yıla ilişkin verileri “açıklamalı zamandizin veritabanı”na işlemiş, bu veritabanları temel kaynak olmak üzere her yıla ait bir makale üretilmiş, gerektiğinde grup çalışmaları yapılmış, editörlük çalışma-sı ile bireysel araştırmalar grubun ortak araştırmaçalışma-sına dönüştürül-müştür. Grup çalışması sürekli etkileşim içinde yürütülmüş olmakla birlikte, her araştırmacının incelediği yıla kendi uzmanlık alanının rengini ve doğal olarak kendi üslubunu taşıdığını söyleyebiliriz. Sanırız okuyucu bölümleri irdelerken bu farklılıkları hissedecektir; ancak ilgi ve biçem (üslup) renklerinin araştırmanın bütünlüğünü etkilemediği görüşündeyiz.
***
TİDATA Açıklamalı Yönetim Zamandizini, piyasa esaslı ticari amaçlı yayıncılığın amaçlarına uygun bulmakta zorlanacağı türde bir yayındır. Kitap, araştırmacılar dünyasına seslenen bir başvuru kaynağıdır. Genel okuyucunun ilgisini çekeceğini düşünmek pek kolay değildir. Bu tür araştırmalar ve yayınlar, ancak kamusal esas-lı bilimsel amaçesas-lı yayıncıesas-lık anlayışına sahip kurumların desteğiyle yapılabilir. Elinizdeki kitap da, Ankara Üniversitesi’nin sağladığı mali olanaklar sayesinde gerçekleştirilebilen bir çalışmadır. Öneri-mize verdiği destek için kurumumuza ve Bilimsel Araştırma Proje-leri Müdürlüğü görevliProje-lerinin destekleyici çabalarına teşekkür edi-yoruz.
TİDATA 1919-1928 araştırması, TİDATA-30 ve TİDATA-40 projelerini de yürüten Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’in yöneticili-ğinde başlamıştı. Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Haziran 2011 genel seçimlerinde 24. Dönem İzmir Milletvekili olarak seçilmesi üze-rine proje yürütücülüğünden ayrıldı. TİDATA Açıklamalı Yönetim Zamandizini 1919-1949 çalışmasının tasarlanması, ortaya çıkması, geliştirilmesi ve tamamlanmasında Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’in büyük emeği vardır. Kendisiyle çalışmaktan büyük onur duyduğu-muz Hocamıza çok şey borçluyuz; sabrı, desteği ve katkıları için çok teşekkür ediyoruz.
Ankara Üniversitesi SBF ve Hukuk Fakültesi kütüphaneleri, TBMM kütüphanesi, Milli Kütüphane, Türk Tarih Kurumu
kütüp-hanesi ve Başbakanlık Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivleri çalışan-larına; çalışmanın akademik danışmanlığını gerçekleştiren Gazi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Cenk Reyhan’a, araştırmanın son sekiz ayında proje yürütücülüğü görevini üstlenen AÜ SBF öğretim üyesi Doç. Dr. Koray Karasu’ya ilgi ve yardımları için teşekkürü zevkli bir borç sayıyoruz. Meclisi Mebusan, Meclisi Ayan ve TBMM tutanakları ile Düstur’un Latin harflerine çevrilmiş olması, TİDATA-20 araştırmasına büyük kolaylık ve hız sağladı. Bu iki kaynağı Osmanlıca asıllarından Latin alfabesine çevirmiş olan değerli uzmanlara ise çok şey borçluyuz.
***
Kamu yönetimi araştırmacıları 1950 ve sonrasını da açıklama-lı zamandizin yöntemiyle araştırmaya karar verirse, Cumhuriyet’in yönetimi bu kitaplarda geliştirerek kullandığımız yöntemle günü-müze dek irdelenmiş olacaktır. Elde edilen sonuçların, Türkiye’nin devlet geleneğine ilişkin tartışmalara yeni açılımlar getireceğini umuyoruz. Son değerlendirme, elbette kitabı kullanacak olan okur ve araştırmacılara aittir.
TİDATA Çalışma Grubu 30 Nisan 2012