• Sonuç bulunamadı

Doğadan toplanan kamışsı yumak (Festuca arundinacea schreb.) genotiplerinde morfolojik çeşitliliğin belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğadan toplanan kamışsı yumak (Festuca arundinacea schreb.) genotiplerinde morfolojik çeşitliliğin belirlenmesi"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

DOĞADAN TOPLANAN KAMIġSI YUMAK (Festuca arundinacea Schreb.)

GENOTĠPLERĠNDE MORFOLOJĠK ÇEġĠTLĠLĠĞĠN BELĠRLENMESĠ

Fazilet KALE YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Tarla Bitkileri Anabilim Dalını

Ağustos-2019 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)

i

TEZ KABUL VE ONAYI

FAZĠLET KALE tarafından hazırlanan “Doğadan Toplanan KamıĢsı Yumak (Festuca arundinacea Schreb.) Genotiplerinde Morfolojik ÇeĢitliliğin Belirlenmesi” adlı tez çalıĢması 26/08/2019 tarihinde aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkleri Anabilim Dalı‟nda YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.

Jüri Üyeleri Ġmza

BaĢkan

Unvanı Adı SOYADI ………..

DanıĢman

Unvanı Adı SOYADI ………..

Üye

Unvanı Adı SOYADI ………..

Üye

Unvanı Adı SOYADI ………..

Üye

Unvanı Adı SOYADI ………..

Yukarıdaki sonucu onaylarım.

Prof. Dr. Mustafa YILMAZ FBE Müdürü

(3)

ii

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

Ġmza Fazilet KALE Tarih:26/08/2019

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DOĞADAN TOPLANAN Festuca arundinacea Schreb. GENOTĠPLERĠNDE MORFOLOJĠK ÇEġĠTLĠLĠĞĠN BELĠRLENMESĠ

Fazilet KALE

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

DanıĢman: Doç. Dr. Mehmet Ali AVCI 2019, 44 Sayfa

Jüri

Prof. Dr. Ercan CEYHAN Doç. Dr. Mehmet Ali AVCI

Dr. Öğr. Üyesi Medine ÇOPUR DOĞRUSÖZ

Bu çalıĢma Türkiye doğal florasından toplanan Festuca cinsinin Festuca arundinacea Schreber türüne ait genotiplerinde morfolojik iliĢkilerin belirlenmesi amacıyla yürütülmüĢtür. 2014 yılında 16 farklı ilden toplanan materyaller sera Ģartlarında yetiĢtirilerek 2015 yılında SÜ. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Uygulama arazisine dikilerek deneme kurulmuĢtur. 2018 yılında genotiplerin çim tipi ve ot tipi ıslah amacına yönelik 15 adet morfolojik ve tarımsal özellikleri belirlenmiĢtir. Bu özellikler çim kalitesi, mevsimsel renk

değiĢimi, yaprak dokusu, yoğunluk, salkım oluĢturma eğilimi, sonbaharda büyüme Ģekli, bitki boyu (cm), yaprak eni (mm), yaprak boyu (cm), yaprak alanı (cm2), salkım boyu (cm), son boğum uzunluğu (cm), bitki baĢına tohum verim (g), 1000 tohum ağırlığı (g), yeĢil ot verimi (g/bitki), dir. Morfolojik ve tarımsal özelliklere ait varyans analizi tabloları oluĢturularak genotipler arasında önemli farklılıklar olduğunu ortaya konmuĢ ve genotipler arasında yüksek derecede fenotipik çeĢitliliğin bulunduğu gözlenmiĢtir. KamıĢsı yumak soğuk ve kuraklığa dayanıklıdır. Ġnce dokulu, çim kalitesi yüksek, orta boylu, yaprak eni ve alanı dar, iri tohumlu ve tohum verimi yüksek birçok genotipe sahip olması ile çim tipi değerlendirilebilecek genotiplere sahiptir. Ancak kalın yaprak dokusu, uzun boylu ve yeĢil ot verimi en yüksek tür olması sebebiyle öncelikle yem tipi amacıyla değerlendirilmesi daha uygundur.

(5)

v ABSTRACT

MS THESIS

DETERMINATION OF MORPHOLOGICAL DIVERSITY IN TALL FESCUE (Festuca arundinacea Schreb.) GENOTYPES COLLECTED FROM THE NATURE

Fazilet KALE

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE FIELD CROPS IN AGRICULTURAL ENGINEERING

Advisor: Doç. Dr. Mehmet Ali AVCI 2019, 44 Pages

Jury

Prof. Dr. Ercan CEYHAN Assoc. Dr. Mehmet Ali AVCI

Assoc. Dr. Medine ÇOPUR DOĞRUSÖZ

In the study, some agricultural characteristics in terms of usability as a green area and feed plant in the tall fescue (Festuca arundinacea Schreb.) Genotypes collected from nature have been determined. Genotypes superior to these characteristics were selected. The selected genotype are the genotypes of s different tall fescue with in the scope of TÜBĠTAK project numbered 113O919. This specie is Festuca arundinacea Schreber.. By evaluating the obtained data, the genotypes of the pasture and forage crops were investigated and their potential for use in the green field was investigated and genetic materials with basic data for breeding studies were obtained. In these plants, herbal and agricultural properties for two purposes including grass and forage plants were examined. Observations and measurements were made in 2018. In fescue (Festuca arundinacea Schreb..) genotypes collected from natüre: grass quality (1-9 scale), change of color by season (1-9 scale), leaf texture (1-9 scale), density (1-9 scale), cluster tendency (1-9 scale), growing type in autumn (1-9 scale), plant height (cm), length of leaf (cm), width of leaf (mm), Re-growth time in the spring (1-9 scale), Cluster Length (cm), Last internode Length (cm), Seed yield per plant (g / plant), 1000 Seed Weight (g), green yield (1-9 scale) features's have been acquire datas.Relations between these properties were determined by correlation analysis. Tall fescue is cold and drought resistant. With its fine texture, high grass quality, medium length, narrow leaf width and narrow area, coarse seed and high seed yield, it has genotypes that can be evaluated as grass type. But the thick leaf texture, tall and green grass must have the highest species yield.

(6)

vi ÖNSÖZ

AraĢtırma konumu belirleyen ve her aĢamasında maddi manevi desteğini esirgemeyen danıĢman hocam Doç. Dr. Mehmet Ali AVCI ve arazi çalıĢmalarımda bulunduğu yardımlarıyla doktora öğrencisi olan Rabia KOYUNCU ya teĢekkürlerimi bir borç bilirim.

Fazilet KALE KONYA-2019

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi 1. GĠRĠġ ... 1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 9 3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 14 3.1. Materyal ... 14

3.2.Deneme Yerinin Genel Özellikleri ... 16

3.2.1. Ġklim Özellikleri ... 17

3.2.2. Toprak özellikleri ... 18

3.3. Yöntem ... 18

3.4. AraĢtırmada Yapılan Gözlem Ve Ölçümler ... 19

3.4.1. Çim kalitesi (1-9 skalası) ... 20

3.4.2. Mevsimsel (Yaz ve Sonbahar) Renk DeğiĢimi (1-9 skalası) ... 21

3.4.3. Yaprak Dokusu (1-9 skalası) ... 21

3.4.4. Yoğunluk (1-9 skalası) ... 22

3.4.5. Salkım OluĢturma Eğilimi (1-9 skalası) ... 22

3.4.6. Sonbaharda Büyüme ġekli ... 22

3.4.7. Bitki Boyu (cm) ... 23

3.4.8. Yaprak Eni (mm) ... 23

3.4.9. Yaprak Boyu (cm) ... 23

3.4.10. Yaprak Alanı (cm²)... 24

3.4.11. Salkım Boyu (cm) ... 24

3.4.12. Son Boğum Uzunluğu (cm) ... 24

3.4.13. Bitki BaĢına Tohum Verimi (g/bitki) ... 24

3.4.14. 1000 Tohum Ağırlığı (g) ... 24

3.4.15. YeĢil Ot Verimi (1-9 skalası) ... 24

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 25

5.SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 29

KAYNAKLAR ... 31

(8)

viii ÇĠZELGE LĠSTESĠ

Çizelge 3.1. 2014 yılında toplanan Festuca arundinacea Schreb. genotiplerinin lokasyonları, enlem, boylam ve yükselti verileri ... 15 Çizelge 3.2. 2015yılında toplanan Festuca arundinacea Schreb. genotiplerinin lokasyonları, enlem, boylam ve yükselti verileri ... 16 Çizelge 3.3. Konya ilinin 2018 yılı ortalamalarına ait bazı

meteorolojik değerler ... 17 Çizelge 3.4. AraĢtırma yeri topraklarının bazı fiziksel ve kimyasal

Özellikleri ... 18 Çizelge 4.1. Festuca arundinacea Schreb. subsp. arundinacea Schreb. genotiplerinde incelenen özelliklerin ortalama, en yüksek, en düĢük, standart sapma (sd) ve değiĢim katsayısı (CV) değerleri ... 25 Çizelge 4.2. Festuca arundinacea Schreb. subsp. arundinacea Schreb. incelenen

(9)

ix ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil.2.1. KamıĢsı yumağın (Festuca arundinacea Schreb.) Türkiye üzerinde

Dağılımı ... 5

ġekil 3.1. Farklı bir lokasyondan genotiplerin tespiti ve köklü olarak Toplanması ... 14

ġekil 3.2. Genotiplerin serada çoğaltılması ... 14

ġekil 3.3. Damla sulama sistemi kurulmuĢ arazi genel görünüĢü ... 16

ġekil 3.4. Araziye ĢaĢırtılacak genotipler ... 17

ġekil 3.5. Damlama sistemi kuruluĢ arazide genotiplerin genel görünüĢleri ... 19

ġekil 3.6. Damlama sistemi kuruluĢ arazide genotiplerin genel görünüĢleri ... 19

ġekil 3.7. Hasat zamanı gelen genotiplerin ölçümlerinin alınması ... 20

ġekil 3.8. Arazi ölçümleri tamamlanan genotiplerin sınıflandırılması ... 20

ġekil 3.9. Hasat zamanında genotiplerin genel görünüĢü ... 21

(10)

1. GĠRĠġ

Giderek artan teknolojik geliĢmeler henüz dünyada gelecek neslin beslenme sorununu çözebilmiĢ değildir. Önümüzdeki yüzyılın sonlarına doğru petrol, elektronik ve mekanik sanayi yerine, tarım ürünlerinin üretimi ve geliĢtirilmesi bugüne oranla daha fazla tartıĢılacak ve ülkeler arasındaki stratejiyi belirleyecektir. Artan nüfus karĢısında ihtiyaç duyulan gıdanın sağlanması için yeni alanların tarıma açılması ve üstün çeĢitlerin kullanılması gerekmektedir. Ülkemiz tarımsal üretim açısından kendisine yeter durumdadır. Buna karĢılık, nüfus artıĢı ileri ülkelere göre çok fazladır (Eser, 1990).

Günümüzde hala hızla artan nüfus problemiyle karĢı karĢıyayız. Artan nüfus karĢısında ihtiyaç duyulan gıdaların sağlanması için yeĢil alanların tarıma açılması ve üstün çeĢitlerin kullanılması giderek artmaktadır. Konu ile ilgili otoriteler, bütün çalıĢmalarını nüfus artıĢı ile tarım ürünleri artıĢı arasındaki iliĢkileri düzenleme yönünde yoğunlaĢtırmaktadır.

Ülkemizin, genetik çeĢitlilik ve gen kaynakları yönünden çok zengin olduğu bilinen bir gerçektir. Sahip olduğumuz bitki genetik kaynakları, çevresel ve diğer baskılarla genetik erozyona uğramakta ve yok olma tehlikesi ile karĢı karĢıya kalmaktadır (Budak ve Yılmaz, 2015). Özellikle, tarımı yapılan türlere ait bitki genetik kaynaklarındaki çeĢitliliğin korunması, bitkisel üretimin sürdürülebilirliği bakımından son derece önemlidir. Bir bölgede doğal vejetasyonun korunması ve geliĢtirilmesi, bitki ıslah materyalinin sağlanması ve çeĢitlendirilmesi, bitki gen kaynaklarının korunması gibi bilimsel çalıĢmaların sürdürülebilmesi için öncelikle bölgenin florasının belirlenmesi gerekir. Çünkü geçmiĢte ülkemizin değiĢik yerlerinden toplanmıĢ olan genetik kaynakları gelecekte gerekli olduğunda doğada bulamayabiliriz (ġehirali ve Kaymak, 2005). Tüm bu durumlar göz önünde tutulursa, doğal floramızda bulunan çim bitkilerini kullanarak yeni çeĢitler ıslah etmemiz ve gen kaynaklarımızı kendimize kullanarak ekonomiye değer kazandırmamız gerekmektedir. Meralarda hem hayvanlarımızı besleyecek hem de toprağı koruyabilecek, kuvvetli geliĢen, toprağı örtüp, kökleriyle toprağı tutan ve çok iyi kalitede yem verebilen bir bitki kaynağına ihtiyaç vardır. Meraları çok iyi durumda olan ülkeler dahi böyle bir bitkinin peĢindedir.

Kullanım alanına göre yem veya çim bitkileri olarak adlandırabileceğimiz bu bitkilerin ıslahı yine faydalanılacak duruma göre yeĢil alan ve yem bitkisi olmak üzere baĢlıca iki amaç için yapılır. Bu amaçlara göre de bitkide aranan özellikler değiĢmektedir. Yem bitkilerinde yeğlenen fazla yaprak oluĢturma ve hızlı boylanma gibi özellikler, çim alanlarda sık sık biçime gereksinim gösterme ve bitkilerin topraktan fazla besin maddeleri almalarına sebep olacağından uygun değildir (Yazgan, 1991).

(11)

Çim bitkilerinde ıslah amaçlarını genel olarak kurağa, soğuğa, hastalık ve zararlılara yani çevre stres koĢullarına dayanıklılık oluĢtururken, çim alanlar için; genel çim kalitesi, renk, rengini muhafaza edebilme, ilkbaharda yeĢillenme, doku (yaprak tekstürü), tesis olma hızı, yoğunluk, çiğnenmeye dayanıklılık dikkate alınmakta, yem bitkisi için ise; yüksek verim potansiyeli, hızlı geliĢme, sindirilebilirlik, ham protein miktarı, suda çözünebilen karbonhidrat miktarı, besin maddeleri içeriği (Frame, 1994.; Hannaway, 1999; Huylenbroeck ve ark., 1999; Connolly, 2001; Arslan ve Çakmakçı, 2004; Orr ve ark., 2004; Morris, 2005; Smit ve ark., 2005a; Smit ve ark., 2005b) ön plana çıkmaktadır.

Dünyada hızlı nüfus artıĢı nedeniyle Ģehirlerin hızla geliĢmesi ve yoğun yapılaĢma, Ģehirlerin yeĢil alanların ve özellikle yüzey etkisi oluĢturan çim alanların önemini daha da artırmıĢtır. Özellikle yapı teknolojisindeki geliĢmelerle Ģehir içinde büyük binaların hızlı yapılaĢmanın içinde boĢ olan alanların çim alanı olarak düzenlenmesi önem kazanmıĢtır. GeliĢmiĢ ve sürekli göç alan Ģehirlerin çoğunda nüfus artıĢı ile birlikte yapılaĢma artmakta, oluĢan barınma gereksinimleri plansız bir Ģekilde giderilmekte ve çarpık arazi kullanımında yanlıĢlar yapılmaktadır. Bunun sonucunda da Ģehirlerimiz, doğadan uzak, insan yaĢamı için sosyal, kültürel, biyolojik anlamda yetersiz bir çevre haline gelmekte ve böylece fiziksel, sosyal ve hijyenik yönden önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır (Altan, 1989).

Doğada bulunan çayır ve meralar, hayvansal ürün üretimi için ihtiyaç duyulan kaliteli ve bol miktarda kaba yemin en kolay ve ayrıca da en ucuz üretebildiği alanlardır. Ancak bu alanlar, gerekli ilginin gösterilememesi, bakımsız bırakılması ve uzun yıllar bilinçsiz kullanılarak hukuksal önlemlerin alınmaması nedeniyle verimden düĢerek niteliklerini kaybetmiĢlerdir. Bu alanlarla ilgili yeterli yasaların bulunmaması, mevcut yasalara dayanılarak çok çeĢitli kurumlara görev verilmesi ve kurumlar arası koordinasyonun da olmaması nedeniyle, söz konusu çayır ve meraların ıslahı için bilimsel ve teknik önlemler yeterince alınamamıĢtır.

Ülkemizdeki çayır-mera alanları, 1940 yılında 44.2 milyon hektar olup toplum araziye oranı %56.8 ve 1 BüyükbaĢ Hayvan Birimi (BBHB)‟ne düĢen mera alanı 2.16 ha iken, sosyal, ekonomik ve politik nedenlerle geniĢ çapta baraj ve gölet yapımı ile birlikte, mekanizasyonun hızla geliĢmesi sonucu giderek azalmıĢ, 1950‟li yıllarda 37.9 milyon ha ve toplam araziye oranı da %48.7‟lere gerilemiĢtir.

1991 yılı tarım sayımı sonuçlarına göre çayır-mera alanları 12.3 milyon ha, toplam araziye oranı %15.9 ve 1 BBHB‟ne düĢen alan ise 1.12 ha olarak bildirilmiĢtir (Çerekçi, 2003).

(12)

Yem üretimindeki asıl amaç, kaliteli ve yeterli miktarda ürün sağlamaktır. Yem bitkileri, çayır ve mera alanlarında ot verimlerinin artırılmasında, organik veya kimyasal gübreleme en çok kullanılan ve özellikle yağıĢı yeterli ve sulanan yerlerde olumlu sonuçlar veren bir yöntemdir. Yem bitkilerinden beklenen verimin alınabilmesi için, bitkiler ihtiyaç duydukları dönemde, uygun çeĢitte ve miktardaki gübrelerle gübrelenmelidir. Ancak yurdumuzda gübreleme veya diğer bakım uygulamaları, yem bitkileri ve diğer kültür bitkilerine istenilen düzeyde uygulanmadığı gibi çayır ve meralarımızın gübrelenmesi de araĢtırma aĢamasında olup, yetiĢtiricilerimizce uygulaması az ve pratik haline gelmiĢ değildir (Çerekçi, 2003).

Meralarımızın alan ve kalite olarak yetersiz ve bu alanlarda otlayan hayvanlarımızın da verimsiz ve alana göre çok sayıda olması hayvansal üretimin düĢük olmasına neden olmaktadır. Özellikle Orta Anadolu Bölgesi de yıllardan beri sürdürülen aĢırı otlatma ve bilinçsiz kullanım, çayır – mera vejetasyonlarında bulunan arzulanan türlerin yok olmasına ve biyolojik çeĢitliliğin hızlı bir Ģekilde daralmasına neden olmaktadır. Doğada bulunan yerli genotipler; aĢırı otlatma, çayır ve meraların tarıma açılması gibi etkilerin yanı sıra, bu alanların yerleĢim alanlarına dönüĢtürülmesi ve en büyük tehlikelerden olan çevresel kirlenme sonucunda yok olma tehlikesi ile karĢı karĢıyadır. Yabancı kökenli ticari çim çeĢitleri genellikle ülkemiz koĢullarına iyi adapte olmadıkları için ömürleri kısa olabilmektedir. Ülkemizde çayır – meraların bir kısmında bitki örtüsü önemli ölçüde azalmıĢ, örtü özelliğini yitirdiği için bu alanlar erozyona açık duruma gelmiĢlerdir. Diğer bir kısım çayır – mera alanlarında da kaliteli otlar az miktarda bulunmakta, mevcut bitkilerin çoğunluğunu yabancı ot karakterinde ve hayvanlar tarafından değerlendirilmeyen otlar oluĢturmaktadır. Meralarla ilgili diğer önemli bir sorun da doğal karıĢım dengesinin ve yapının bozulmasıdır. Buna karĢılık yem bitkileri tarımında ve çayır-mera ıslahında kullanılabilecek doğal vejetasyondan seçilip çoğaltılmıĢ ve test edilmiĢ bitki materyali yoktur. Bunun için doğal florada bulunan yem bitkisi türlerinin belirlenmesi ve toprak yapısına, iklime uygunluğunun tespit edilmesi Ģarttır.

Çiftlik hayvanlarının kaliteli ve bol kaba yem gereksinimlerinin karĢılanmasında önemli bir kaynak olan yem bitkileri tarımı, ülkelerin toprak varlıkları açısından da vazgeçilemez bir öneme sahiptir. Bugün tarımda ileri olan ülkelerde hayvansal üretim için yem bitkilerine gereken önemi vermiĢ ve ekilebilen tarla topraklarının en az % 25 – 30‟unda yem bitkileri tarımı yapılarak özellikle hayvancılık ve hayvansal üretiminin artması ve de toprak erozyonunu önlemek açısından önemli baĢarılar elde edilmiĢtir. (Özbay, 2007).

(13)

Ülkemiz doğal florası pek çok buğdaygil yem bitkisinde olduğu gibi yumak genotiplerince de zengin bir çeĢitlilik göstermektir (Güner ve Aslan, 2012).

Yumaklar yeĢil alan bitkisi, yeĢil veya kuru ot üretimi, silo yemi, mera bitkisi olarak kullanılan, yetiĢtiriciliğinin kolay, farklı gövde geliĢimleri, verimi yüksek, ot kalitesinin yüksek olması, otunun lezzetli olması, lezzetliliğini ve besleme değerini biçildikten sonra da koruması gibi özelliklere sahip türleri içeren geniĢ bir doğal kaynağımızdır. Yumaklar Antarktika hariç her kıtada yetiĢebilen, kozmopolit an bir dağılım gösteren ve 10 – 200 cm arasında boylanabilen bitkilerdir. Festuca L. yıllarca çıplak zemin üzerinde kolaylıkla yetiĢebilen, diğer bitkilerle rahatlıkla rekabet edebilen ve sık sık erozyon kontrol programlarında kullanılabilen bitkilerdir.

KamıĢsı yumak serin mevsim yem bitkisidir. Derin köklü, çok yıllık uzun ömürlü çok sayıda koyu yeĢil yapraklara sahiptir. Bununla birlikte kısa rizomları, otlatılıp biçilse dahi çim kapağını oluĢturabilir. Baklagillerle iyi karıĢım oluĢturur. Sıkça otlatılabilir. Nitrojenli gübreyle iyi sonuç verir. YağıĢı bol, drenajı zayıf olan yerlerde yetiĢebilecek en önemli yem bitkilerinden birisidir. Toprakta ph 4.7-9.5 olduğu zaman çok rahat yaĢayabilen varyeteleri bulunmaktadır (Manga, 1988; Açıkgöz, 1991). F. arundinacea Schreb. arazi ıslah çalıĢmalarında 1930‟ dan beri kullanılan bitkilerdendir. F. arundinacea Schreb. ot kalitesi orta düzeyde olmasına karĢın uygun Ģartlarda yetiĢtirildiğinde en yüksek verim sağlayan buğdaygil yem bitkilerindendir.

Sonuç olarak; ülkemizde özellikle yeĢil alan bitkilerinde ıslah çalıĢmalarının yetersiz olduğu her geçen gün daha da iyi anlaĢılmaktadır. Doğadan toplanmıĢ Festuca arundinacea Schreb. genotiplerimizde ıslaha yönelik kullanımlarında diğer bitkilerin ıslahında olduğu gibi morfolojik özelliklerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalıĢmayla kamıĢsı yumak genotiplerinde morfolojik özelliklerin belirlenerek, ileride yapılacak ıslah çalıĢmalarında kullanılması amaçlanmaktadır.

Festuca türü içerisinde, dünyanın serin ve ılıman bölgelerinden kökenini almıĢtır. YaklaĢık olarak 300 kadar tür ve alt türü bulunmaktadır. Bu türlerin bazısı çok yıllık, çoğunluğu tek yıllıktır. Tek yıllık olanlar, yabancı ot özelliği gösterir ve tarımsal açıdan önemsizdir. Çok yıllık olan yumak otu türleri ise yaygın Ģekilde çayır-mera, yem bitkisi ve yeĢil alan çim bitkisi olarak kullanılmaktadırlar.

(14)

Tarımsal açıdan önemli olan ve sıklıkla kullanılan baĢlıca bazı yumak otu türleri aĢağıdadır. • KamıĢsı yumak - Festuca arundinacea Schreb.

• Kırmızı yumak - Festuca rubra L. • Koyun yumağı - Festuca ovina L. • Çayır yumağı - Festuca pratensis Huds.

Festuca türlerinden en yaygın ve önemli olanı, üzerine en çok araĢtırmanın yapıldığı kamıĢsı yumaktır (Festuca arundinacea Schreb.).

KamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.) (syn. Lolium arundinaceum Schreb.) anavatanı Avrupa ve Asya‟nın serin, ılıman iklimli ve nemli bölgeleri ile Kuzey Afrika‟dır. Sonraki yıllarda Amerika‟ya Avrupalı göçmenler tarafından götürülmüĢ yumak cinsine ait önemli bir türdür. Tanınıp tarımının yapılması 19. Yüzyılda ABD‟de baĢlamıĢ, ancak 20. yüzyılda yaygınlaĢmıĢtır. KamıĢsı yumağın doğal yayılma alanı Avrupa, Kuzey Afrika, Kuzey ve Güney Amerika, Yeni Zelanda ve Avustralya‟nın ıslak, nemli, serin iklimli bataklık çayırlarıdır (Hoover, 1948,). Ülkemiz doğasında ise çoğunlukla görüldüğü yerler 300-2100 m gibi geniĢ bir yükseklik aralığında Ġstanbul, Hakkari, Afyonkarahisar, Ankara, Kars, Artvin, Bursa, Çorum, Erzincan, Erzurum, Ġzmir, Kayseri, Aksaray, Niğde ve Yozgat illerinde dağılım gösterdiği ġekil 2.1. de gösterilmektedir.

ġekil 2.1. KamıĢsı yumağın (Festuca arundinacea Schreb.) Türkiye üzerinde dağılımı (Tubives, 2017)

(15)

KamıĢsı yumak aĢırı Ģartlara toleranslı olduğundan her türlü toprakta geliĢimini sağlar ancak genellikle orta ve ağır tekstürlü yapıda topraklara adapte olmuĢtur. Bunun yanında, su yolu muhafazasında da ideal bir bitki olarak kabul edilmektedir (Ha ve Ec, 1949; Eraç, 1985; Manga, 1988)

KamıĢsı yumak yapı olarak dayanıklı olmasına rağmen olumlu özelliklerinin yanında diğer buğdaygil yem bitkilerine göre daha az lezzetli olması nedeniyle hayvanlar tarafından daha az tercih edilir. (Eraç, 1985; Manga, 1988)

KamıĢsı yumak kuraklığa da ıslak ve nemli alanlarında iyi geliĢim gösterdiği gibi toleranslıdır. Ancak lezzet azlığı olmasına rağmen serbest otlatma, birçok gözlem ve onlarca demonstrasyonlar büyükbaĢ hayvanların çoğu buğdaygil ve baklagil karıĢımı içinde Festuca arundinacea yı otladıklarını göstermiĢtir (Ha ve Ec, 1949; Açıkgöz, 1991). Bu yumak türünde geliĢme evreleri boyunca bitkide selüloz oranı artar, sap fiziksel olarak kalınlaĢır, yapraklar da zamanla kalınlaĢır sonuç olarak otun lezzeti düĢer. Bu sebeple otunun kalitesi biraz düĢüktür. Kaliteli ot üretimi için selüloz oranı artmadan erken biçim veya otlatma yapılmalıdır (Manga, 1988; Açıkgöz, 1991).

Mera bitkisi olarak, ot üretiminden daha etkili olarak yetiĢir. Otun kuvvetliliği, yüksek verimliliği, geniĢ adaptasyon yeteneği, sonbaharda oldukça iyi geliĢmesi gibi değerli özelliklerinin yanında yem kalitesinin düĢük ve lezzetsiz olması, kamıĢsı yumak tarımında önemli bir sorundur. Bitki hızla geliĢtiği için kısa zamanda kabalaĢır. KamıĢsı yumak merasının, 5-10 cm anız bırakarak otlatılması tavsiye edilmiĢtir (Manga, 1988; Açıkgöz, 1991).

KamıĢsı yumakta çabuk kabalaĢmanın yanında bir diğer önemli sorun ruminantlarda hazmetmeyi engelleyen alkaloid olan perloline bulunmaktadır (Bush ve Buckner, 1973). Bu alkaloid otun fazla tüketimine bağlı olarak hayvanlarda “Fescue foot (yumak ayağı)” denilen ve fizyolojik düzensizlik ve bozukluğa neden olan bir problem bulunmaktadır. Bu rahatsızlık fusarium nivale mantarıyla birleĢince kendinikasılma, hızlı soluma, ateĢ, tüylerin dikleĢmesi ,topallık sertleĢme , kangren , kuyruk düĢmesi , toynak düĢmesi gibi belirtilerle gösterir (Balasko, 1986; Manga, 1988, ). Derinlere inen kök sistemi, kuvvetli yumak oluĢturması ve değiĢik koĢullara dayanıklılığı sebebiyle çok iyi bir toprak koruyucu ve erozyon önleyici bitkidir. Erozyona müsait alanlar, oyun alanları, refüjler, spor pistleri, hava alanları, parklar, yol kenarları ve dayanıklı yeĢillendirme istenen yerlerde yaygın olarak kullanılabilir.

(16)

KamıĢsı yumak, farklı toprak reaksiyonlarına, drenaj bozukluğu olan, direk güneĢ ve gölgeye maruz kalan alanlarda, hastalıklara, zararlılara, kuraklığa ve su basmalarına kendi türü içindeki veya diğer ince yapraklı örtü bitkilerine göre daha dayanıklı olduğundan, çok iyi bir yeĢil alan oluĢturur. Ancak, kısa rizomlu, kuvvetli yumak yapısı oluĢturması ve geniĢ yaprak ayası nedeniyle çok ince bir çim dokusu oluĢturamaz. YeĢil alanlar ve çim sahalar gibi görsel olarak da önemli alanlar için kaba bir görüntü vermektedir. Bu sorunu ortadan kaldırmak için, bu gibi görsel yeĢil alanlarda karıĢıma alınacak kamıĢsı yumak oranı düĢük tutulmalıdır. Bu bitki daha çok sorunlu alanlarda, az bakım ve harcamayla veya ıslah etmek amacıyla yeĢil alan oluĢturmak istenen yerler için en uygun buğdaygil yem bitkilerindendir.

KamıĢsı yumağın son yapılan çalıĢmalarda yeĢil alanlara uygun, daha ince doku oluĢturacak Ģekilde ıslah edilmiĢ ve edilmekte olan pek çok çeĢidi bulunmaktadır (Avcıoğlu, 1997). Ayrıca kamıĢsı yumak derin köklü, çok yıllık, ömrü uzun, kuvvetli yumak yapısı ve kısa kök saplar oluĢturan bu sebeple de her alanda yetiĢmeye müsait, toprak ıslah edici özellikte bir yem bitkisidir (Ayan ve Acar, 2009).

Sıcaklık isteği olarak çıkıĢ sonrası geliĢmesi için ortalama 20-25 °C yeterlidir. Aynı zamanda 5-30 santigrat derecede de geliĢmesine devam edebilir. ABD nin Tennessee eyaletinde yapılan bir denemede, sıcaklık 1.1 °C uykuya geçmeden sıcaklık 4 °C geldiğinde geliĢimine devam ettiği görülmüĢtür (Leasure, 1952).

Basılmaya da gölgeye dayanıklılığı kadar iyidir. AĢırı sıcak ve uzun yaz günlerinde kamıĢsı yumak tek yıllık bitki gibi davranır (Manga, 1988, ). Ot kalitesi ve veriminin artması için verimli, nemli, orta ağır tekstürdeki topraklarda yetiĢtirilmesi tavsiye edilir. Killi ve yüzlek topraklarda mecbur kalınmadıkça tercih edilmemelidir, fazla verimli değildir. Nemli ve yaĢ topraklarda yüksek verim sağlar.

KamıĢsı yumak derine giden kökleri ve kök-sapları yardımıyla kuraklığa, drenajı zayıf topraklara, yüksek taban suyuna ve su basmalarına dayanıklıdır. Bu tip topraklarda yetiĢtirilebilecek en iyi yem bitkilerinden biridir.

Su isteği fazla olmadığından genel olarak 450 mm‟den fazla yağıĢ alan yerlerde sulama yapılmadan yetiĢebildiği görülmüĢtür (Kernick, 1978; Buckner, 1982). En yüksek kalitede nitelikli ve lezzetli ot alabilmek için, biçim salkımların görülmeye baĢladığı devrede yapılmalıdır. Biçim geciktirilirse, bitkide selüloz oranının artmasıyla hızla kartlaĢma ve lezzet azalmasına neden olmaktadır. Ot üretimi amacıyla uygun baklagillere karıĢık ekilebilir.

(17)

Kentucky tarımsal deneme istasyonunda yapılan araĢtırmada, tek yıllık çim ve kamıĢsı yumak ıslah çalıĢması sonucunda bu melez bitkinin; tek yıllık çimden dolayı lezzetli, kamıĢsı yumağın geniĢ adaptasyon ve dayanıklılığı sebebiyle de üstün verimlilik yeteneği kazandığı bildirilmektedir (Bush ve Buckner, 1973).

Ha ve Ec (1949), yapmıĢ oldukları serbest otlamada birçok gözlem ve onlarca demonstrasyonlarda, birçok buğdaygil ve baklagiller yerine ineklerin kamıĢsı yumağı tercih ettiği görülmüĢtür.

Açıkgöz (1991) kamıĢsı yumağın kıraç topraklarda ve özellikle sulu koĢullarda, biçimden sonra hızla geliĢtiğini belirtilmesine rağmen, OMÜ Ziraat Fakültesi kıraç deneme alanında 3 yıl yürütülen çalıĢmalarda bir üretim yılı içinde ancak tek biçim alınabilmiĢtir. Bu çalıĢmada 3 yılın ortalaması yılda 1020.4 kg kuru ot verimi alınmıĢtır (Aydın ve ark., 1994). Çukurova‟da sulak koĢullarda yapılan bir denemede ise, yılda 2 biçim alınmıĢ ve yıllık yaĢ ot verimi dekara 3075 kg olmuĢtur (Sağlamtimur ve ark., 1986). Sulanan koĢullarda yıl içinde 2-4 kez biçim yapılabilmekte ve dekara verim 2 tona ulaĢabilmekte (Kernick, 1978) ve ortalama verim ise 700-900 kg/da kadardır (Buckner, 1982). Ot üretimi içinse, taban suyu sorunu olmayan, iyi drenajlı alanlarda yonca ile, taban suyu sorunu olan, zayıf drenajlı yerlerde ise sarı çiçekli gazal boynuzu ve melez üçgül ile çok iyi karıĢım oluĢturmaktadır (Açıkgöz, 1991).

Ph nın 4.7-9.5 kadar geniĢ olduğu toprakta, tekstürü orta, ağır ve bir miktar humus içeren toprakta geliĢmesini devam ettirebilmektedir. Eğimli, kurak ve yüzeyi aĢınmıĢ toprakları korur böyle yerlerde yaĢamaya muvaffak olabilir. Çok az sayıda serin mevsim buğdaygilinin yaĢabildiği zayıf drenajlı yerlerde çok elveriĢli ürün vermektedir.

KamıĢsı yumağın doğrudan biçerdöverle doğrudan hasatı mümkündür. Bitki olgunlaĢırken erken dönemde tohumlar dökülmeye baĢlar. Bu nedenle biçerdöverle yapılan hasat-harmanda, dökülme nedeniyle tahminen %35-40 tohum kaybı olur. Tohum verimi ise dekara ortalama 30-50 kg kadardır (Açıkgöz, 1991).

(18)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Avcıoğlu (1992,), Bornova koĢullarında yaptıkları çalıĢmada, kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.)‟ ın taban arazilerde baĢarıyla yetiĢip, geliĢtiği, aynı zamanda çok iyi kardeĢlenme ve boyluluk gösterdiğini tespit etmiĢtir. Caskey (1982), A.B.D.‟ nin Tuscon Bölgesinde çim bitkileri ve kaplama alanlarının tespiti için yaptığı araĢtırmasında; buğdaygilleri doku ve yeĢil alana uygunluğuyla 5 e ayırmıĢtır. Yaprakçık eni 1 mm den az olan çok ince (1), 1-2 mm arasında ince (2), 2-3 mm arasında orta (3), 3-4 mm arasında ise kaba (4) ve 4 mm den fazla ise çok kaba (5) olarak gruplandırmıĢtır.

Avcıoğlu (1997), Bornova koĢullarında yeĢil alana uygunluk bakımından yürütülen çalıĢmada; kamıĢsı yumağın iki çeĢidiyle köpek diĢinde bazı özellikler incelendiğinde, kamıĢsı yumak ve köpek diĢinde bitki dokusunu; 5.2-6.2 mm çok kaba ve 2.1 mm orta, bitki boyunu; 21.1-21.9 cm ve 19.0 cm, 1-5 ölçeğine göre yeĢil alan uygunluk değerini; 2.9-3.2 ve 4.1 Ģeklinde saptamıĢlardır.

Avcıoğlu (1997), Ege sahil kuĢağında kamıĢsı yumak ve narin tavusotunda yeĢil alan oluĢturma ve erozyon kontrolünde kullanılabilecek buğdaygil yembitkilerini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalıĢmada; sırasıyla 1-5 ölçeğine göre tekdüzelik değerlerini; 3.0 ve 2.0, düzlük değerlerini; 3.0 ve 3.0, yeĢil ot verimini; 1266.5-1642.4 kg/da (narin tavusotunda verim yok), kuru ot verimini; 377.9-463.2 kg/da (narin tavusotunda verim yok), 1-5 ölçeğine göre yeĢil alana uygunluk değerlerini ise; 2.7 ve 4.0 olarak tespit etmiĢlerdir.

Razmjoo ve ark. (1997), kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.)‟ın renk ve bitki yoğunluğunun tüm mevsim boyunca azaldığını yaptıkları bir çalıĢmada göstermiĢlerdir. AraĢtırıcılar 6 adet kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.) çeĢidinde besin maddelerini ve karbonhidrat seviyelerini incelemiĢler ve çeĢitler arasında belirgin farklılıklar tespit etmiĢlerdir. Bunun sonucunda, mevsimlere göre besin maddeleri ve karbonhidrat seviyeleri değiĢiklik gösterdiği ortaya çıkmıĢtır.

AraĢtırıcılar kıĢın düĢük sıcaklık altında bitki besin maddelerinin elveriĢliliğinin azaldığını N, Ca, Mg, P, Mo, Zn ve Cu gibi bitki besin elementlerini bitkinin ihtiyacının altında bulunduğunu belirtmiĢtir. Ancak bu besinlerin eksiklik belirtileri dönem içerisinde bitkilerde görülmemiĢtir. Volterrani (1997), bir golf alanında, 12 serin mevsim çim bitkisi türüne ait 108 çeĢidin performanslarını denediğinde, kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.)‟ın en iyi görünümü verdiği ve yaz boyunca tatmin edici bir kalite ve renk yoğunluğu sergilemiĢtir.

(19)

Uyaroğlu (1999), Bornova koĢullarında yürüttükleri çalıĢmada; biçim sıklıklarının bazı yeĢil alan buğdaygilleri üzerinde fizyolojik ve morfolojik etkilerini inceledikleri çalıĢmalarında; tam çimlenme sürelerini kamıĢsı yumak da 33 gün, stolonlu tavusotunda 44 gün ve standart olarak hazırlanan % 70 çok yıllık çim (Lolium perenne L.) + % 10 narin tavusotu (Agrostis tenuis Sibth.) + % 10 çayır salkımotu (Poa pratensis L.) ve % 10 kırmızı yumak (Festuca rubra L.) karıĢımında ise 27 gün olarak tespit etmiĢtir. Bitki örtüsü yüksekliklerini mevsimlere göre incelediklerinde ilkbahar döneminde en düĢük, yaz döneminde daha uzun ve sonbaharda ise en uzun değerde saptamıĢlardır. Buna göre, ortalama bitki örtüsü yüksekliği değerlerini; stolonlu tavusotunda 2.41-7.83 cm aralığında, kamıĢsı yumakta 5.08-6.36 cm aralığında ve standart karıĢımda ise 5.35- 6.92 cm aralığında tespit etmiĢlerdir. Bitki dokusu, renk ve tekdüzelik değerlerini sırasıyla; stolonlu tavusotunda 2.53 mm orta, 5.00 ve 5.27, kamıĢsı yumakta 4.77 mm çok kaba, 6.57 ve 8.06, standart karıĢımda 1.95 mm ince, 7.20 ve 7.60, köpek diĢinde ise 1.94 mm ince, 7.33 ve 8.08 olarak tespit etmiĢtir.

Yılmaz ve Avcıoğlu (2002), Tokat ekolojik Ģartlarında Eylül 1996-Haziran 1999 arasında yürüttükleri çalıĢmada; Agrostis, Lolium, Poa, Festuca, Agropyron, Dactylis ve Bromus cinslerini kapsayan 12 türe ait 17 çeĢitte yeĢil alana uygunluk ve tohumluk verimlerini incelemiĢlerdir. AraĢtırmada incelenen özellikler bakımından elde edilen değerler stolonlu tavusotu, narin tavusotu, çok yıllık çim, çayır salkımotu, rizomlu kırmızı yumak, rizomsuz kırmızı yumak ve kamıĢsı yumak sıralamasına göre ortalama verim ve uygunluk değerleri aĢağıdaki gibi sıralanmıĢtır. Narin tavusotu ve kamıĢsı yumakta tek çeĢit kullanıldığı için bir tane değer verilecektir. Buna göre, 1-9 ölçeğine göre araĢtırmada elde edilen tekdüzelik değerleri; 7.56-7.59, 7.56, 8.72-8.97, 6.82-8.66, 7.88-8.48, 8.48-8.48 ve 8.88 eklinde, bitki dokusu değerleri; 3.12-3.20 mm kaba, 3.13 mm kaba, 3.29-3.62 mm kaba, 2.98-3.00 orta, 2.10-2.17 mm orta, 2.08-2.10 mm orta ve 4.71 mm çok kaba Ģeklinde, 1-9 ölçeğine göre düzlük değerleri; 8.44-8.44, 8.65, 8.72-8.97, 8.72-8.97, 8.51-8.63, 8.51-8.63 ve 8.97 Ģeklinde, renk değerleri; 8.43-8.43, 8.63, 8.69-8.72, 8.66-8.66, 8.28-8.29, 8.28-8.28 ve 8.75 Ģeklinde, bitki ile kaplı alan değerleri; % 96.88-98.0, % 97.88, % 90.50-92.88, % 90.38-97.0, % 90.13- 90.38, % 89.50-90.88 ve % 89.50 Ģeklinde, yeĢil ot verimi değerleri; 1932.6-2486.5 kg/da, 2277.1 kg/da, 4107.6-4410.7 kg/da, 1684.1-2054.6 kg/da, 2148.4-2326.8 kg/da, 1859.5-2196.6 kg/da ve 5053.5 kg/da Ģeklinde elde edilmiĢtir. AraĢtırma sonucunda, Agrostis, Poa, Lolium ve Festuca cinslerine giren bu araĢtırma çeĢitlerin çoğunluğu çim alanlarda aranan agronomik ve vegetasyon özellikler açısından olumlu özellikler içermiĢtir.

(20)

Öztürk (2004), Çukurova koĢullarında 4 serin mevsim çim bitkisi ile köpek diĢinde ve bunların 3‟lü karıĢımlarında yürüttükleri çalıĢmalarında; bitkilerin ortalama çimlenme sürelerini, bitki örtüsü yüksekliklerini, bitki ile kaplı alan değerlerini, 1-5 ölçeğine göre renk değerlerini, yoğunluğunu, görünümlerini, yeĢil ot verimlerini ve kuru ot verimlerini incelemiĢlerdir. Bu sıralamaya göre; çok yıllık çimde 9 gün, 11.2 cm, % 49.2, 4.1, 3.6, 203.4 kg/da ve 53.26 kg/da, kamıĢsı yumakta 10 gün, 13.9 cm, % 61.1, 4.3, 3.7, 134.40 kg/da ve 38.32 kg/da, olarak tespit etmiĢlerdir.

Gençkan (1983), kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.) „ın boyunun 200 cm e kadar boylanabildiğini, yaprak ayasının orta geniĢlikte ve kuvvetli bir Ģerit oluĢturduğunu, bin dane ağırlığının ise 2 g kadar sahip olduğunu bildirmektedir.

Davis (1985), yaptığı araĢtırmada Festuca arundinacea'da bitki boyunun 30-150 cm, yaprak ayası geniĢliğinin 5-10 mm, salkım uzunluğunun 10-20 cm arasında değiĢtiğini belirlemiĢtir.

Öztan ve Okatan (1985), ise kamıĢsı yumağın bitki boyunun oldukça uzun olduğu, 100-150 cm olduğunu belirtmektedirler.

Edward (1993, ), Festuca arundinacea'nın bitki boyunun 122 cm, yaprak boyunun 10 – 61 cm, yaprak ayası eninin 0.3-1.27 cm arasında değiĢtiğini ve istendiği gibi koyu yeĢil renkli yapraklara sahip olduğunu belirtmektedir.

Serin Y. ve Tan (1998), kamıĢsı yumakta bitki boyunun yine uzunca olup 100-150 cm, salkım uzunluğunun 15- 30 cm ve 1000 tane ağırlığının ise 2.48 g olduğunu bildirmektedirler.

Hannaway (1999) , kamıĢsı yumağın (Festuca arundinacea Schreb.) salkım boyunun 10 – 35 cm, baĢakcık boyunun 10 – 19 mm, tohum boyunun 1 – 4 mm, yaprak boyunun 10 – 60 cm ve yaprak eninin de 3 -12 mm arasında olduğunu tespit etmiĢlerdir. (Açıkgöz, 2001), kamıĢsı yumakta (Festuca arundinacea Schreb.) bitki boyunun 100- 150 cm, salkım boyunun 15-30 cm ve 1000 tane ağırlığının ise 2 g olduğunu belirtmektedir.

Dzyubenko N. I. and Dzyubenko E. A. (2011), yaptığı araĢtırmada kamıĢsı yumağın bitki boyunun 100-160, salkım boyunun 18-24 cm, 1000 (bin) tane ağırlığının ise 2.2 – 2.49 g arasında değiĢtiğini belirtmektedir.

Buckner ve ark. (1967) Kentucky de yürütülen ıslah programı içerisinde tek yıllık çim ve kamıĢsı yumak melezinin; tek yıllık çimden dolayı besin ve lezzetlilik, kamıĢsı yumaktan dolayı adaptasyon ve verimlilik yeteneği kazandığı görülmüĢtür.

(21)

Ayan ve ark. (2011), Karadeniz bölgesinden toplanan kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.) materyallerinde, bitki boyunun 63 - 170 cm, boğum arası uzunluğunun 10-35 cm, boğum arası geniĢliğinin 2.22-6.77 mm, boğum sayısının 2-5 adet, bayrak yaprak ayası uzunluğunun, 5.5-24.5 cm, bayrak yaprak ayası geniĢliğinin 0.25-0.95 cm, salkım boyunun 11.4-39.5 cm, baĢakcık sayısının 16-223 adet, fertil kardeĢ sayısının 1-220 adet, kardeĢ sayısının 17-220 adet, bitki baĢına tohum veriminin 1.77-52.75 g, bitki baĢına kuru ot veriminin 25.6-362.5 g, çıkıĢ hızının 10-13 gün, kıĢa dayanımın 7-9, yaprak renginin (ilkbahar ve yaz) 5-7, yaprak renginin (sonbahar) 7, yatma durumu hepsinde 1(dik), yeniden büyüme 1-3 ve bin tane ağırlığının 1.55-2.77 arasında olduğunu bildirmektedirler.

Salman ve ark. (2011), yaptıkları araĢtırmada 7 farklı çeĢit kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.) da yaptıkları çalıĢma sonucunda ortalama renk değerinin 6.4 – 8.6 (1-9 skalası), çim yapısının 4.5 – 5.1 (1-9 skalası) ve çim kalitesinin 3.7 – 8.5 (1-9 skalası) arasında değiĢtiğini belirtmiĢlerdir.

Çınar (2012), kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.) üzerine yaptığı bir çalıĢmada, 5 çeĢitte ortalama kuru madde verimini 570.4 kg/da olduğunu ve ortalama ham protein verimi (%), ADF (%), NDF (%), sindirilebilir kuru madde oranı (%) ve nispi yem değeri sırasıyla 11.95, 32.0, 60.3, 64.1ve 98.7 olduğunu tespit etmiĢlerdir.

Açıkgöz (2001), ham protein oranının yetiĢme dönemlerine göre değiĢmekle birlikte kamıĢsı yumakta (Festuca arundinacea Schreb.) % 11.8-19.3 arasında değiĢtiğini belirtmiĢtir.

Avcı (2000), kamıĢsı yumakta (Festuca arundinacea Schreb.) yaptığı çalıĢma sonucunda ham protein, ADF ve NDF oranlarını sırasıyla % 11.2, % 44.1 ve % 74.3 olduğunu belirtmiĢtir.

Sheaffer ve Marten (1986), yaptıkları çalıĢmada kamıĢsı yumakta (Festuca arundinacea Schreb.) ham protein, NDF ve sindirilebilir kuru madde oranını sırasıyla % 13.9, % 59.6 ve % 67.1 olarak belirtmiĢlerdir.

BaĢka bir araĢtırmada (KuĢvuran A., 2003), kamıĢsı yumakta (Festuca arundinacea Schreb.) ham protein oranını % 15.8 olarak bildirmiĢlerdir.

Evers ve ark. (1994), kamıĢsı yumakta (Festuca arundinacea Schreb.) ham protein oranının % 7.7 – 16.8 olduğunu belirtmiĢlerdir.

Bu bilgiler ıĢığında ham protein oranındaki bu değiĢikliğin farklı yetiĢme dönemlerinde değiĢtiğini söylemek mümkündür.

(22)

EraĢık (2014), Akdeniz ekolojisinde kontrol olarak Hawkeye çok yıllık çim (Lolium perenne L.) çeĢidinde çim kalitesini belirlemek amacıyla, 7 farklı (Eldorado, Millenium, Rebel Pro, Regiment-2, Tahoe, Tomat, Turbo RZ) kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.) çeĢitleri ile çalıĢma yürütmüĢtür. Elde edilen bulgulara göre, kamıĢsı yumak çeĢitlerinde ortalama kıĢa dayanıklılık 7.86 – 8.14 (1-9 skalası), çıkıĢ hızı 10.75 – 16.25 (gün), kaplama hızı 37.25 – 45.75 (gün), yaprak dokusu 4.11 – 6.97 (1-9 skalası), renk 6.47 – 6.90 (1-9 skalası), yenilenme gücü 2.25 – 2.88 (1-9 skalası), çim kalitesi 6.94 – 8.36 (1-9 skalası) ve seyrekleĢme 7.93 – 8.98 (1-9 skalası) olduğunu belirtmiĢtir. Ayrıca bu araĢtırmada kamıĢsı yumak (Festuca arundinacea Schreb.) çeĢitlerinin hepsinin soğuğa ve kurağa adaptasyonunun çok yıllık çimden (Lolium perenne L.) daha iyi olduğu görülmüĢtür.

Çukurova‟da yapılan bir çalıĢmada kamıĢsı yumak bitkisinden dekardan ortalama 30 kg tohum verimi alınmıĢtır (Sağlamtimur ve ark., 1986).

Niemelainen ve Niskanen (2007) Finlandiya‟nın kuzey enlemlerinde bu bitkiden tohum veriminin, ilk yıl 12-15 kg/da, ikinci yılda ise 64-79 kg/da arasında değiĢtiğini belirlemiĢlerdir. Ġlk yıl yazlık arpadan sonra yetiĢtirdiklerini de not düĢmüĢlerdir.

(23)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

ÇalıĢmada kullanılan materyaller, Doç. Dr. Mehmet Ali AVCI tarafından yürütülen TÜBĠTAK 113O919 nolu “Doğal Florada Bulunan Çim ve Yem Olarak Kullanılabilecek Bazı Buğdaygil Yem Bitkilerinin Toplanması ve Islah Amaçlı Kullanılması” adlı proje kapsamında, 2014 yılının Nisan – Temmuz ayları arasında toplanan 128 adet Festuca

arundinacea Schreb. cinsine ait genotiplerdir. Hem köklü bitki hem de tohum olarak

toplanmıĢ olan Festuca genotipleri Ankara, Çankırı, Çorum, Yozgat, EskiĢehir, Konya, Kayseri, Mersin, Antalya, Adana, Osmaniye, Bursa, Bolu, Kastamonu, Denizli, Muğla illerinden de genotipler toplanmıĢtır. Toplanan il sayısı 16‟ dir. 2014 yılında köklü bitki ve tohum toplama gezisi 103 gün sürmüĢtür.

ġekil 3.1. Farklı lokasyondan genotiplerin tespit edilerek köklü olarak toplanması

(24)

Yapılan gezilerde vejetasyon oluĢum süreleri takip edilmiĢtir. 2014 yılında yapılan gezilerde toplanan bitkilerin lokasyonları, enlem, boylam ve yükseltileri Çizelge 3.1‟ de verilmiĢtir. 2015 yılında yapılan gezilerde toplanan bitkilerin lokasyonları, enlem, boylam ve yükseltileri Çizelge 3.2‟ de verilmiĢtir.

Çizelge 3.1. 2014 yılında toplanan Festuca arundinacea Schreb. genotiplerinin lokasyonları, enlem, boylam ve yükselti verileri

Toplanan Bitki Adeti

Alınan Bitki Durumu

Lokalite (Alınan Yer) Enlem Boylam Yükselti

1 Köklü bitki Aladağ- Adana 37°32.405K 035°25.318D 560m

1 Köklü bitki Gülek-Ġçel 37°15.989K 034°45.639D 1138m

3 Köklü bitki Akçatekir- Eski Konacık Köy Mezarlığı-Pozantı

37°23.820K 034°50.962D 905m

1 Köklü bitki Osmaniye 37°12.288K 036°11.400D 66m

1 Köklü bitki Karatepe Köyü Sağlamerler Mahallesi Adana-Kadirli

37°16.532K 036°13.608D 239m 1 Köklü bitki Kadirli-Karatepe Köyü

Sağlamerler Mahallesi Adana

37°16.025K 036°13.276D 305m

1 Köklü bitki Osmaniye yolu 37°12.288K 036°11.400D 140m

1 Köklü bitki Çamalan Çamlıyayla Mersin-Tarsus

37°10.370K 034°48.889D 630m

1 Köklü bitki Korkuteli- Antalya 36°31.892K 029°59.445D 1043m

3 Köklü bitki Korkuteli-(Çobanisa) öküzgözü 2.köprüsü-Antalya 36°53.255K 030°02.478D 1188m

1 Köklü bitki Alanya 75km 36°46.098K 032°27.314D 1299m

1 Köklü bitki Kayseri- Bünyan- Tuzla Gölü 38°57.658K 035°45.614D 1324m

5 Köklü bitki Eber Gölü-AkĢehir 38°36.577K 031°07.646D 984m

2 Köklü bitki EskiĢehir- Alpu Mihalıççık 39°49.776K 031°12.510D 986m

2 Köklü bitki Mihalıççık- Obruk köyü 39°57.120K 031°29.809D 970m

1 Tohum Mihalıççık- Obruk köyü 39°57.120K 031°29.809D 970m

4 Köklü bitki Bursa- Uludağ 40°08.120K 029°01.498D 956m

2 Tohum Yozgat- milli çamlık parkı

Cevdet Dündar Gölet‟i 39°48.633K 034°49.281D

1439m

2 Tohum Çulhalı Köyü-Yozgat 39°39.736K 035°57.534D 1654m

1 Tek tohum Kızılcahamam-Ankara 40°40.534K 032°19.500D 1251m

1 Köklü bitki Bolu Kartaltepe 40°41.402K 031°45.865D 1520m

3 Köklü bitki Bolu Kartaltepe zirvesi 40°35.476K 031°48.407D 2002m

2 Tohum Bolu Kartaltepe zirvesi 40°35.476K 031°48.407D 2002m

8 Tek tohum Konya Kent Ormanı 37°53.351K 032°12.581D 1530m

6 Tohum SeydiĢehir-BeyĢehir Cevizli 37°12.169K 031°46.334D 1111m

12 Tek tohum Derbent- Konya 38°02.071K 032°05.107D 1319m

2 Tohum Kastamonu- Ilgaz 41°06.732K 033°44.978D 1355m

3 Tohum Yozgat 39°51.607K 034°55.494D 1285m

1 Tohum Çankırı 40°36.000K 33°36.600D 75m

(25)

Çizelge 3.2. 2015 yılında toplanan Festuca arundinacea Schreb. bitkilerin lokasyonları, enlem, boylam ve yükselti verileri Toplanan Bitki Adeti Alınan Bitki Durumu

Lokalite (Durak) Enlem Boylam Yükselti

3 Tohum Akçatekir-Eski konacık köyü mezarlığı 37°23.776K 034°50.670D 939m

3 Tohum Çorum 40°34.745K 035°01.948D 1028m

5 Tohum Zirve Tesisleri KarĢısı 37°16.321K 031°55.097D 1742m

7 Tohum SeydiĢehir 37°16.321K 031°55.097D 1742m

2 Tohum Korkuteli-Fethiye 38°96.473K 035°24.332D 1480m

3

Tohum Denizli-Cumali köyü Kırkbudak geçidi 37°47.302K 029°07.518D 1500m

18 Tohum Konya-Kampüs civarı 38°36.577K 031°07.646D 984m

7 Tohum Bolu- Kızılcahamam 40°35.107K 032°33.662D 1198m

2 Tohum SeydiĢehir 52.km 37°41.281K 032°01.438D 1456m

4 Köklü

bitki

Gurbet taĢı yaylası- Bolu 40°52.484K 031°41.423D 1654m

3.2.Deneme Yerinin Genel Özellikleri

Doğadan toplanan Festuca arundinacea Schreb. genotiplerinde morfolojik çeĢitliliğin belirlenmesi amacıyla yürütülen bu araĢtırma, Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykubat Kampüsü Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü uygulama ve deneme tarlasında

2017-2018 yılında yürütülmüĢtür. AraĢtırmanın yapıldığı yer, deniz seviyesinden yaklaĢık

1128 m yüksekliktedir.

(26)

ġekil 3.4. Araziye ĢaĢırtılacak genotipler

3.2.1. Ġklim Özellikleri

Konya ilinde denemenin yürütüldüğü, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü uygulama alanının 2018 yılına ve uzun yıllar ortalamasına ait sıcaklık, yağıĢ ve nispi nem değerleri Çizelge 3.2‟de verilmiĢtir.

Çizelge 3.3. Konya ilinin 2018 yılı ortalamalarına ait bazı meteorolojik değerler Ay Aylık Ortalama

Sıcaklık (°C)

Aylık Maksimum

Sıcaklık (°C) Aylık Minimum Sıcaklık(°C)

Aylık Ortalama Nem (%)

Aylık Toplam YağıĢ (OMGĠ) (mm) 1 -0.2 17.6 -28.2 68.3 37.6 2 1.4 23.8 -26.5 59.3 28.5 3 5.6 28.9 -16.4 50 28.9 4 11.1 31.5 -8.6 39 31.9 5 15.8 34.4 -1.2 52 43.6 6 20.1 37.2 1.8 41 25.5 7 23.5 40.6 6.0 33.9 6.3 8 23.2 39.9 5.3 36.2 4.6 9 18.5 36.2 -3.0 34.1 12.3 10 12.5 31.6 -8.4 48.4 30.0 11 6.3 25.4 -20.0 53.2 32.0 12 1.7 21.8 -26.0 76.2 42.1

(27)

3.2.2. Toprak özellikleri

AraĢtırmanın yapıldığı S.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü deneme arazisine ait toprak analiz sonuçları çizelge 3.1‟ de verilmiĢtir. Çizelge 3.1‟de görüldüğü gibi toprak killi-tınlı bir yapıda olup, organik madde muhtevası 0-30 cm derinlikte orta seviyede (% 2.40), 30-60 cm derinlikte ise düĢük (% 1.48) seviyededir. 0-30 ve 30-60 cm derinliklerden alınan örneklere bakıldığında kireç muhtevası bakımından yüksek olan topraklar (% 35.5- 33.3), alkali reaksiyon göstermekte (pH 8.10- 8.03) olup, tuzluluk sorunu yoktur. Toprakta yarayıĢlı fosfor (1.80- 1.31 kg/da) ve çinko (0.43- 0.52 ppm) seviyesi miktarı azdır. Analiz sonuçlarına göre, deneme alanı demir (14.13- 9.11 ppm), bakır (1.63- 1.75 ppm) ve mangan (6.95- 5.46 ppm) açısından yeterli seviyededir.

Çizelge 3.4. AraĢtırma yeri topraklarının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri

Toprak Derinliği (cm) pH Elektriki Kon. EC25x10-3 Organik Madde (%) Kireç (CaCO3) (%) Bünye Sınıfı 0-30 30-60 8,10 8,03 0,88 0,79 2,40 1,48 35,5 33,3 61 (Killi Tın) 60 (Killi Tın) Toprak Derinliği (cm) Fosfor (kg/da) Zn (ppm) Fe (ppm) Cu (ppm) Mn (ppm) 0-30 30-60 1,80 1,31 0,43 0,52 14,13 9,11 1,63 1,75 6,95 5,46 3.3. Yöntem

Materyaller fide halinde 2015 yılı Temmuz-Ağustos ayları içerisinde 0.5m x 0.5m aralıklarla S.Ü. Ziraat Fakültesi deneme tarlasına dikilmiĢtir. Bitkiler salkım oluĢturdukları zaman tür ve alttür ayrımları yapılmıĢtır. Dikim yapılmıĢ olan bitkiler için sulama, gübreleme, yabancı ot mücadelesi ve biçim gibi normal çim bakım teknikleri düzenli olarak uygulanmıĢtır. Bu bitkilerde çim ve yem bitkisi olmak üzere iki amaca yönelik bitkisel ve tarımsal özellikler incelenmiĢtir. Gözlem ve ölçümler 2018 yılında yapılmıĢtır.

(28)

ġekil 3.5. Damla sulama sistemi kurulmuĢ arazide genotiplerin genel görünüĢleri

3.4. AraĢtırmada Yapılan Gözlem Ve Ölçümler

Yapılan ölçüm ve gözlemler International Union For The Protection Of New Varieties Of Plants (UPOV) kriterleri, Tamkoç ve ark. (2009, 2013) „nın kullandığı yöntemler esas alınarak uygulanmıĢtır.

(29)

ġekil 3.7. Hasat zamanı gelen genotiplerin ölçümlerinin alınması

ġekil 3.8. Arazi ölçümleri tamamlanan genotiplerin sınıflandırılması

3.4.1. Çim kalitesi (1-9 skalası)

Çim kalitesi renk, yoğunluk, üniformite, doku (tekstür), hastalık ya da çevresel streslere tepkimesinin bir kombinasyonu görsel olarak değerlendirilmiĢtir. Skala değerleri:

1= En zayıf/kötü 6= Kabul edilebilir 9= Üstün veya ideal.

(30)

3.4.2. Mevsimsel (Yaz ve Sonbahar) Renk DeğiĢimi (1-9 skalası)

Bitkilerin renkleri belirlenirken mevsimlere göre ayrı ayrı belirlenmiĢtir. Bu 1araĢtırmada yaz ve sonbahar dönemlerinde renk gözlem ve ölçümleri yapılmıĢtır. Ġncelenen mevsimlerde renk hastalık ya da böceklerin zararlarını, besin maddelerinin eksikliği ya da çevresel streslere bağlı olarak renk farklılıklarını baĢarılı bir Ģekilde ayırt etmede kullanılabilmektedir. Rengini muhafaza edebilme; mevsim değiĢtikçe rengini koruyabilme kabiliyetidir.

Görsel olarak, 1-9 skalası kullanılmıĢtır ve skala değerleri: 1= Saman sarısı-kahverengi

9= Koyu yeĢil olarak değerlendirilecektir.

ġekil 3.9. Hasat zamanında genotiplerin genel görünüĢü

3.4.3. Yaprak Dokusu (1-9 skalası)

Yaprak dokusu, yaprak geniĢliğinin görsel ölçümüdür. Değerlendirme salkım teĢkil edebilecek bir gövdenin geliĢmiĢ yaprağı dikkate alınarak yapılmıĢtır.

Skala değerleri: 1= Dar/narin 5= Orta

(31)

3.4.4. Yoğunluk (1-9 skalası)

Çim yoğunluğu birim alandaki sürgün miktarının görsel olarak tahmin edilmesidir. Sürgün yoğunluğu yılın farklı zamanlarına göre değiĢir. Yoğunluk gözlemleri, ilkbahar, yaz ve sonbaharda yapılarak iklimsel farklılıklar gözlemlenmiĢtir. Görsel olarak 1-9 skalası kullanılmıĢtır: 1= Çok seyrek 3= Seyrek 5= Orta 7= Sık 9= Çok sık

3.4.5. Salkım OluĢturma Eğilimi (1-9 skalası)

Bitkilerde en az üç salkım görüldüğünde her bir genotip için kaydedilmiĢtir. Skala değerleri: 1= Yok ya da zayıf 3= Zayıf 5= Orta 7= Güçlü 9= En Güçlü

3.4.6. Sonbaharda Büyüme ġekli

Sonbaharda büyüme Ģekli ekim yılında gözlemlenmiĢtir. Gözlemler bitki habitusunun toprak yüzeyi ile yaptığı açı dikkate alınarak ġekil 1 ‟deki gibi görsel olarak yapılmıĢtır. Skala değerleri:

1= Dik 3= Yarı dik 5= Orta 7= Yarı yatık 9= Yatık

(32)

ġekil.3.10. Çim bitkilerinin görünüĢlerine göre sınıflandırılması.

3.4.7. Bitki Boyu (cm)

GeliĢmesini tamamlamıĢ en az 3 saptan alınmıĢ olan bitki boyu, sapların toprak yüzeyi ile en uç noktası arası arasındaki mesafenin cm cinsinden ölçülmesi ile bulunmuĢtur.

3.4.8. Yaprak Eni (mm)

Bitki boyu ölçülen saplarda geliĢmesini tamamlamıĢ yaprağın eni ölçülerek mm cinsinden kaydedilmiĢtir.

3.4.9. Yaprak Boyu (cm)

Yaprak eni ölçülen yaprakların yaprak boyu da cetvel yardımıyla ölçülerek cm cinsinden kaydedilmiĢtir.

(33)

3.4.10. Yaprak Alanı (cm²)

Yaprak eni ve boyunun çarpımı sonucunda cm² cinsinden hesaplanacaktır.

3.4.11. Salkım Boyu (cm)

Her bir genotip için bitki boyu ölçülen 3 sapta, salkım üzerindeki en altındaki baĢakçığın çıktığı yer ile en üstteki baĢakçığın arasındaki mesafe cm cinsinden ölçülerek belirlenmiĢtir.

3.4.12. Son Boğum Uzunluğu (cm)

Bitki boyu ölçülen sapların, bayrak yaprağın çıktığı boğumdan ilk baĢakcığın çıktığı yere kadar olan mesafenin cm cinsinden ölçülmesi ile tespit edilmiĢtir.

3.4.13. Bitki BaĢına Tohum Verimi (g/bitki)

Bitkiler tohum hasadı olgunluğuna geldiğinde her bitki ayrı ayrı hasat ve harman edildikten sonra elde edilen tohumlar 0.01 hassasiyetteki terazide tartılarak belirlenmiĢtir.

3.4.14. 1000 Tohum Ağırlığı (g)

Her bitkiden ayrı ayrı elde edilen tohumlardan sağlam olanların 4 x 100 Ģeklinde sayılması, ortalamalarının alınması ve 10 ile çarpılması sureti ile hesap edilmiĢtir.

3.4.15. YeĢil Ot Verimi (1-9 skalası)

Çiçeklenme baĢlangıcında (otlatma olgunluğuna geldiği zaman) görsel olarak 1-9 skalası kullanılarak her genotip için belirlenecektir.

1=En düĢük sürgün 5=Orta

(34)

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA

113O919 no‟lu TÜBĠTAK projesi kapsamında 2014-2015 yıllarında Festuca arundinacea SCHREBER subsp. arundinacea SCHREBER türüne ait tohum ve köklü bitkiler toplanmıĢtır. Toplanan genotiplere ait lokasyonlar Tablo 3.1. ve 3.2.‟ de verilmiĢtir. Toplanan genotiplerin teĢhisleri yapılmıĢtır.

Doğadan toplanmıĢ Festuca arundinacea Schreb. e ait genotiplerde, 2017-2018 yıllarında incelenen morfolojik ve tarımsal özelliklere iliĢkin ortalama, en küçük, en büyük, standart sapma (SD) ve değiĢim katsayıları (CV) Çizelge 4.2‟ de gösterilmiĢtir.

Çizelge 4.1. Festuca arundinacea Schreb. Genotiplerinden Alınan Bazı Özelliklerin Ortalama, En Küçük, En Yüksek, Standart Sapma (SD) ve değiĢim katsayısı (CV) değerleri

Çizelge 4.1 e göre kamıĢsı yumağın 50 adet genotipinde çim kalitesi, mevsimsel renk değiĢimi, yaprak dokusu, yoğunluk, salkım oluĢturma eğilimi, bitki boyu ve yaprak eni ve boyu gibi özelliklerine iliĢkin gözlem ve ölçümler alınmıĢtır. Genotiplerin çim kalitesi ve mevsimsel renk değiĢimi gözlemleri 5.00 – 9.00 ve 1.00 – 9.00 arasında değiĢmiĢ ve ortalama değerleri 7.90 (iyi) ve 6.75 (yeĢil) olarak gözlemlenmiĢtir. Yaprak dokusu ve yoğunluk özelliği 1.00 – 8.00 arasında değiĢmiĢ ve ortalama değerleri 5.03 (narin-orta) ve 6.89 (orta yoğunluk) olduğu tespit edilmiĢtir.

Yaprak geniĢliğinin görsel bir ölçümü olan yaprak dokusu kamıĢsı yumak türünün kalın yapraklı bir buğdaygil yembitkisi olduğunu ortaya koymuĢtur. Bu tür bünyesinde çim tipi ve özellikle de ot tipi bireyleri bulundurmaktadır.

Özellikler Örnek sayısı Ortalama En küçük En büyük SD CV (%)

Çim Kalitesi 50 7.90 5.00 9.00 0.83 12.09

Mevsimsel renk değiĢimi 50 6.75 1.00 9.00 1.29 22.50

Yaprak dokusu 50 5.03 1.00 8.00 1.13 37.41

Yoğunluk 50 6.89 1.00 8.00 1.53 25.90

Salkım oluĢturma eğilimi 50 5.43 1.00 9.00 2.38 53.68

Sonbaharda büyüme Ģekli 50 5.60 3.00 9.00 1.72 30.69

Bitki boyu (cm) 50 48.81 20.00 95.00 13.10 36.59

Yaprak eni (mm) 50 2.79 0.60 10.00 1.57 56.42

Yaprak boyu (cm) 50 9.52 4.00 21.00 4.09 48.00

Yaprak alanı (cm2) 50 2.63 0.10 12.60 2.36 89.69

Salkım boyu (cm) 50 6.99 4.00 15.00 1.98 33.08

Son Boğum Uzunluğu (cm) 50 18.54 6.00 39.00 6.32 34.11

Bitki baĢına tohum verim (g) 50 1.85 0.95 3.40 0.67 36.47

1000 tohum ağırlığı (g) 50 1.64 0.82 3.24 0.58 35.52

(35)

KamıĢĢı yumak genotiplerinde salkım oluĢturma eğilimi ve sonbaharda büyüme Ģekli 1.00 – 9.00 ve 3.00 – 9.00 arasında değiĢmekte ve ortalama değerleri 5.43 ve 5.60 (orta) olarak belirtilmiĢtir. Türlerin büyüme Ģekli incelendiğinde kamıĢsı yumak genotiplerinin dik bitkileri ihtiva ettiğini görülmektedir. Bitki boyu ölçümlerinde en yüksek genotipe (95 cm) sahip olan kamıĢĢsı yumak türünün ortalaması 48.81 cm ve değiĢim aralığının 20.00 – 95.00 cm arasında olduğu belirlenmiĢtir. Yaprak eni ve boyu ortalama değerleri ve değiĢim aralığı sırası ile 2.79 mm ve 0.60 – 10.00 mm, 9.52 cm ve 4.00 ve 21.00 cm‟ dir.

KamıĢsı yumak türüne ait 50 adet genotipin salkım boyu ve son boğum uzunluğu ölçüm sonuçları sırası ile 4.00 - 15.00 ve 6.00 – 39.00 cm arasında değiĢmekte olup ortalama değerleri 6.99 ve 18.54 cm olmuĢtur. Bitki baĢına tohum verimi ve 1000 tane ağırlığı özellikleri tohum bağlayan 50 adet bitkide değiĢim aralığı 0.95 – 3.40 g ve 0.82 – 3.24 g, ortalama değerleri 1.85 ve 1.64 g olarak belirlenmiĢtir (Çizelge 4.1.).

Yine çizelge 4.1 e göre yaprak alanı en geniĢ (12.60 cm2) olan bitki kamıĢsı yumak içinde yer alması türü yem tipi ve çim tipi olarak seleksiyonda ön plana çıkmaktadır.

Görsel olarak (1-9 skala) 50 genotipte belirlenen yeĢil ot verimi 3.25 ile yüksek bir ortalamayla öne çıkmıĢtır.

KamıĢsı yumak ile yapılmıĢ çok sayıda çalıĢma bulunmaktadır. Bunlardan, bazıları (Davis, 1985) bitki boyunu 30 – 150 cm, yaprak enini 5 – 10 mm, salkım boyunu 10-20 cm, (Edward, 1993, ) koyu yeĢil renkli, bitki boyunu 122 cm, yaprak boyunu 10 – 61 cm ve enini 0.3 – 1.27 cm, (Avcıoğlu, 1997) yaprak dokusunu kaba, bitki boyunu 21.9 cm ve çim kalitesini 2.9 – 3.2, (Karakoç ve Avcıoğlu, 1996) çim kalitesini 2.7, yeĢil ot verimini 1266.5 – 1642.4 kg/da, (Serin Y. ve Tan, 1998) salkım boyunu 15 – 30 cm ve bin tane ağırlığını 2.48 g, (Hannaway, 1999) yaprak boyunu 10 – 60 cm, yaprak enini 3 – 12 mm ve salkım boyunu 10 – 35 cm, (Yılmaz ve Avcıoğlu, 2000) yaprak dokusunu 4.21 mm ile çok kaba, renk 8.75 ve yeĢil ot verimini 5053.35 kg/da, (Açıkgöz, 2001) bitki boyunu 100 – 150 cm salkım boyunu 15 – 30 cm, bin tane ağırlığını 2 g ve ham protein oranını % 11.8 – 19.3, (Romani ve ark., 2002) çim rengini 5.4 ve çim kalitesini 5.8, (Martiniello ve D‟Andrea, 2006) çim kalitesini 7.6 ve çim rengini 7.4, (Demiroglu ve ark., 2010) çim rengini 7.7 ve çim kalitesini 8.3, (Ayan ve ark., 2011) bitki boyunu 129.88 cm son boğum uzunluğunu 22.78 cm, yaprak uzunluğunu 13.12 cm, yaprak enini 0.51 cm, salkım boyunu 27.45 bitki baĢına tohum verimini 13.55 g, yaprak rengini 5.94, yeniden büyümesini 1.83 bin tane ağırlığını 2.10 ve yatma durumunu 1.00, (Dzyubenko N. I. and Dzyubenko E. A., 2011) bitki boyunu 100 – 160 cm, salkım boyunu 18 – 24 cm ve bin tane ağırlığını 2.2 – 2.49 g, (Salman ve ark., 2011) rengini, 6.4 – 8.6, yoğunluğunu 4.5 – 5.1 ve çim kalitesini 3.7 – 8.5, (EraĢık, 2014) yaprak dokusunu 4.11 –

(36)

6.97, rengini 6.47 – 6.9, yenilenme gücünü 2.25 – 2.88 ve çim kalitesini 6.94 – 8.36, (Balekoğlu, 2015) yaprak dokusunu 1.75 – 2.92, rengini 7.10 – 7.21, yenilenme gücünü 5.52 – 7.86 ve çim kalitesini 6.90 – 8.07, (BaĢer, 2015) bitki boyunu 69.1 – 97.3 cm, (Varoğlu ve ark., 2015) yaprak dokusu 3.6 ve yaprak rengini 7.1, (Yönter, 2016) çim kalitesini ve çim rengini 3.3 – 8.6 olduğunu bildirmiĢlerdir.

ÇalıĢma sonucunda elde edilen veriler ile araĢtırmacıların verileri arasında benzerlik olmasına karĢılık farklılıklarda bulunmaktadır. Bu farklılıkların nedenleri arsında ilk sırada bitkilerin genetik yapısı ve doğal gen kaynakların kullanılması gelmektedir. Ayrıca bu farklılıklar araĢtırma yerinin toprak ve iklim özellikleri ve bakım iĢlemlerinde yapılan farklılıklarda önemli ölçüde etki yapmaktadır.

Çizelge 4.1‟ de yaprak dokusu (% 37.41), salkım oluĢturma eğilimi (% 53.68), bitki boyu (% 30.69), yaprak eni (% 36.59), yaprak boyu (% 48.00), yaprak alanı (% 89.69), salkım boyu (% 33.08), son boğum uzunluğu (% 34.11), bitki baĢına tohum verim (% 36.47), Mg (% 50.30), yeĢil ot verimi (% 63.38) ve 1000 tohum ağırlığı (% 35.52) özelliklerinin varyasyonu katsayısı yüksek olmuĢtur.

Çizelge 4.2. Festuca arundinacea SCHREBER subsp. arundinacea SCHREBER incelenen özellikler arasındaki korelasyon katsayıları (r)

ÇK MR YD YO BB YE YB SB ÇA ĠB BE BBY SBU TV

ÇK 1 MR 0,131* 1 YD -0,012 -0,106 1 YO 0,165** 0,105 0,053 1 BB 0,187** -0,002 0,191** 0,293** 1 YE 0,057 -0,09 0,617** 0,107 0,393** 1 YB 0,250** 0,095 0,257** 0,256** 0,542** 0,323** 1 SB 0,08 0,04 -0,041 0,129 0,101 -0,125 0,025 1 ÇA 0,05 -0,97 0,228* 0,072 0,406* 0,303* 0,305* 0 1 ĠB -0,14 - -0,059 - 0,09 -0,079 -0,067 0,002 0,067 1 BE - 0,03 -0,124* - 0,129* -0,1 -0,071 0,078 0,004 0,699* 1 BBY 0,05 0,04 -0,14 0,165 0,310* -0023 0,14 0,215 0,115 0,201* 0,176 1 SBU 0,08 0,00 0,004 0,173 0,613* 0,381* 0,244* 0,09 0,256* 0,186* 0,178 0,501* 1 TV - 0,06 - - 0,002 - 0,001 0,074 -0,132 0,122 0,141 0,088 0,02 1

** Korelasyon 0.01 düzeyinde önemlidir. * Korelasyon 0.05 düzeyinde önemlidir. ÇK: Çim Kalitesi (1-9), MR: Mevsimsel renk değiĢimi (1-9),YD:Yaprak dokusu (1-9), YO:Yoğunluk (1-9), BB:Bitki boyu (cm), YE:Yaprak eni (cm), YB:Yaprak boyu (cm), SB:Sonbaharda büyüme Ģekli (1-9), ÇA:Bitki Çapı (cm), ĠB:Ġlkbaharda yeniden büyüme zamanı (1-9), BE:BaĢaklanma eğilimi (1-9), BBY:BaĢak boyu (cm), SBU:Son boğum uzunluğu (cm), TV:Tohum verimi (gr)

(37)

Festuca arundinacea Schreb. genotiplerinde incelenen bitkisel özellikler arasındaki ikili iliĢkiler Çizelge 4.2.‟de görülmektedir. Çizelge 4.2. incelendiğinde görüleceği gibi çim kalitesinde 0.05 düzeyinde mevsimsel renk değiĢiminde olumlu baĢaklanma eğilimiyle negatif yönde iliĢki vardır. Ayrıca 0.01 düzeyinde çim kalitesiyle yoğunluk, bitki boyu ve yaprak boyu ile olumlu ve önemli iliĢki söz konusudur. Çim kalitesi yeĢil alanlarda kullanılabilme imkanları araĢtırılan çim bitkileri için önemli bir özelliktir. Ayrıca bitkinin tohum verimi de çim kalitesiyle negatif önemsiz bir iliĢkiyle ortaya çıkmıĢtır.

(38)

5.SONUÇLAR VE ÖNERĠLER

Bu çalıĢmada Doç. Dr. Mehmet Ali AVCI tarafından yürütülen TÜBĠTAK 113O919 nolu “Doğal Florada Bulunan Çim ve Yem Olarak Kullanılabilecek Bazı Buğdaygil Yem Bitkilerinin Toplanması ve Islah Amaçlı Kullanılması” adlı proje kapsamında, 2014-2015 yıllarında toplanan 129 adet Festuca arundinacea Schreb. türüne ait genotipler kullanılmıĢtır. KamıĢsı yumak genotiplerinde gözlem ve ölçüm yapılan bitki sayıları 50‟dir. 2014 ve 2015 yıllarında toplanan tohumlar ve köklü bitkiler sera Ģartlarında çoğaltılmıĢ ve elde edilen klonlar araziye dikilmiĢtir.

Yumak cinsi içinde yer alan bu önemli tür için geniĢ bir gen havuzu (genetik kaynak) oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. Eldeki materyalde ot üretimi veya yeĢil alan oluĢturmada kullanıma uygun olanlar tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır.

Festuca cinsi içerisinde yeĢil ot verimi ile ilk sırada olan kamıĢsı yumak türü ham protein oranı ve besin içerikleri yönünden de meralarda ve yem bitkisi yetiĢtiriciliğinde ot tipi kullanılabilecek bitkilerin (yumak otu cinsi) en baĢında gelmektedir. Nitekim, soğuğa ve kurağa oldukça dayanıklı olduğu bilinen kamıĢsı yumağın ince dokulu, çim kalitesi yüksek, orta boylu, yaprak eni ve alanı dar, iri tohumlu ve tohum verimi yüksek birçok genotipe sahip olması ile çim tipi değerlendirilebilecek genotiplere de sahiptir. Ancak genel olarak kalın yaprak dokusu, uzun boylu ve yeĢil ot verimi en yüksek tür olması sebebi ile ilk olarak yem tipi amacı ile değerlendirilmesi daha uygun görülmektedir.

Varyasyon kat sayısının yüksek olması amaç doğrultusunda istenilen bitkinin kolay bir Ģekilde doğrudan seçimini sağlamıĢtır.

Bu projede elde edilen değerler çalıĢmaların uzun süreli yapılmasıyla daha sağlıklı olacaktır. Çünkü projeyle incelenen çok yıllık bitkilerin bitkisel özellikleri her yıl farklılık gösterebiliyor. Burada önemli olan verim ve kaliteyi uzun yıllar devam ettirebilmektir.

BaĢarılı bir çim ıslah programı için ihtiyaç duyduğumuz Festuca arundinacea genotipleri ülkemiz topraklarında mevcuttur. Bu genotipleri ve diğer yem bitkisi, çim bitkisi veya kombine (hem çim hem de yem bitkisi) olarak kullanılabilecek buğdaygilleri toplama çalıĢmalarının ülke genelinde yapılması gerekmektedir. Bitki toplamayı takiben bitkisel özelliklerinin belirlenmesi, ıslahta kullanılması ve yerli çeĢitlerin geliĢtirilmesi zaman kaybetmeden tamamlanması gereken bir süreçtir.

Üzerinde çalıĢılan kamıĢsı yumak bitkilerinden üstün özelliklere sahip olan genotiplerin ıslahına, ülke ve bölgemiz koĢullarına uygun çeĢit geliĢtirilmesi çalıĢmalarına

(39)

devam edilmesinin gerekliliği görülmüĢtür. Bu tür çalıĢmaların artırılması ile gen kaynaklarının depolanmasının yanında kullanılarak da korunması sağlanmıĢ olacaktır.

Bu projede elde edilen değerler çalıĢmaların uzun süreli yapılmasıyla daha sağlıklı olacaktır. Ġncelenen bitkilerin çok yıllık olması sebebiyle bitkisel özellikleri her yıl farklılık gösterebilir. Önemli olan verim ve kaliteyi uzun yıllar devam ettirebilmektir. Ot üretimi veya yeĢil alan oluĢturma kullanımına uygun, üstün özellikli çeĢitlerin geliĢtirilmesi için ıslah çalıĢmalarına baĢlanmalıdır.

Sonuç olarak morfolojik çeĢitliliği belirlenmiĢ bu türe ait genotiplerin ileride yapılacak ıslah çalıĢmalarına zaman ve iĢ gücü tasarrufu ile katkı sağlayacağı düĢünülmektedir.

Şekil

ġekil 2.1. KamıĢsı yumağın (Festuca arundinacea Schreb.) Türkiye üzerinde dağılımı  (Tubives, 2017)
ġekil 3.2. Genotiplerin serada çoğaltılması
Çizelge  3.1.  2014  yılında  toplanan  Festuca  arundinacea  Schreb.  genotiplerinin  lokasyonları,  enlem,  boylam ve yükselti verileri
ġekil 3.3. Damla sulama sistemi kurulmuĢ arazinin genel görünüĢü
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Silo kabına konmadan önce silajlık materyal doğranır. Doğranan materyalde en uygun parça büyüklüğünün büyük baş hayvan grubu için 10-20 mm ve

Çiçekler terminal ve küremsi umbella şeklinde, Kaliks 5 loblu, petaller serbest 5 adet, triangular, geriye kıvrık, yeşilimsi beyaz renkte.. Meyve üzüme benzer, küremsi, olgun

Sufi müziğin ve ney'in ustası Kudsi Erguner, Londra Filarmoni Orkestrası'nın davetlisi olarak 6 Şubat'da Londra Royal

Likidite performansına dayalı teknik başarısızlık riskinin ölçümüne yönelik parametrik ve parametrik olmayan model önerilerinin ortaya konulduğu bu çalışmanın ana

• Hakan Kumbasar, (Ankara Üniversitesi, Türkiye) Ivan Bodis-Wollner, (New York Eyalet Üniversitesi, USA) • İbrahim Balcıoğlu, (İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp

Kamu kesimi sağlık harcamalarındaki bu yükseliş; kamu kurumları arasındaki koordinasyon eksikliği, sosyal güvenlik siste- mindeki yetersizlikler veya eksiklikler ile

Biz de bu çalışmamızda ataerkil bir toplum olan Hindistan toplumunda ağır ekonomik koşullar altında ezilen kadınların çektikleri sıkıntıların bir kadın gözüyle

42 CHEN, Claude, Osmanlılardan Önce Anadolu’da Türkler, (Çev.. üyeleri hükümetlerin zayıf oldukları dönemlerde güçlü, güçlü oldukları dönemlerde gene var