• Sonuç bulunamadı

Sosyal medya kullanımı ve yalnızlık arasındaki ilişki: Üniversite öğrencileri üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sosyal medya kullanımı ve yalnızlık arasındaki ilişki: Üniversite öğrencileri üzerine bir araştırma"

Copied!
129
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

HALKLA ĠLĠġKĠLER VE TANITIM ANABĠLĠM DALI

SOSYAL MEDYA KULLANIMI VE YALNIZLIK ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠ: ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠ ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA

Melis KARAKUġ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DANIġMAN

DOÇ. DR. AHMET TARHAN

2019 KONYA

(2)
(3)
(4)

ÖZET

İletişim teknolojilerinin insan hayatında önemli bir yer kaplaması, internetle birlikte zirveye ulaşmıştır. İnternet teknolojisindeki gelişmeler, toplumun her kesimden insanın hayatında değişikliklere yol açmıştır. İnternetin getirdiği yeniliklerden biri de sosyal medya araçlarıdır. Sosyal medya araçları günümüzde her yaştan, cinsiyetten, eğitim ve gelir durumundan insanın hayatında yer almaktadır. Bu durum, insanların ilişki şekillerine de etki etmiştir. Yeni ilişki şekilleri, yüz yüze iletişimden elektronik ortamda gerçekleşen iletişime doğru kaymıştır. Sosyal medya araçlarının her bir kişiye göre değişen ilgi alanına karşılık getirdiği tatmin ve sosyalleşmeye imkan sağlaması kullanımını artırmaktadır. Sosyal medyanın ilişkilerdeki dönüşüme sebep olmasıyla, endüstrileşmeyle başlayan ve giderek artan yalnızlık durumunun sosyal medya araçlarından beslendiğini söylemek mümkündür. Yalnızlık sosyal medya kullanımının hem sebebi hem de sonucu olmaktadır. Bu araçların kullanımı sonucunda, yalnızlık gelişebilmektedir. Yalnızlık çeken bireylerin çözüm arayışları yine sosyal medya araçlarının kullanımı olmaktadır. Bu anlamda, sosyal medya kullanımı ve yalnızlık ilişkisine açıklık getirmek adına sosyal medyayı diğer yaş gruplarına oranla daha yoğun kullanan gençler üzerinde araştırılması gereken bir konu olarak önümüzde durmaktadır.

Araştırmanın sonuçlarına göre, araştırmaya katılanların sosyal medya kullanım süreleri en az 45 dakika en fazla 600 dakika olduğu, kadınların erkeklere oranla sosyal medyada daha fazla zaman geçirdiği ve katılımcıların %78.5 oranında orta derecede yalnız oldukları görülmektedir. Orta derece yalnızlık çeken katılımcılar arasında kadınların erkeklere oranla daha yalnız oldukları bulgulanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Sosyal Medya Kullanımı, Yalnızlık, Yeni Medya, Sosyal

(5)

ABSTRACT

The fact that communication technologies started to occupy an important place in human life reached the peak with internet. Developments in internet technology have led to changes in the lives of people in every segment of society. One of the innovations of the internet is social media. Nowadays social media tools include people of all ages, sexes, education and income level. This has also influenced the way people relations. The new forms of relationship shifted from face-to-face communication to electronic communication. The use of social media tools increase as to satisfy each individual's interests and to provide socialization opportunities. It is possible to say that the loneliness that started with industrialization and gradually increased due to the transformation of relations on social media and feeds from social media tools. Loneliness is both the cause and the result of the use of social media. As a result of using these tools, loneliness can develop. The solution of individuals who are lonely is the use of social media tools. In this sense, in order to clarify the relationship between the use of social media and loneliness, it is a topic that needs to be investigated in the youth who use social media more intensively than other age groups.

According to the results of the study, it was seen that the social media usage period of the participants was at least 45 minutes and at most 600 minutes, women spent more time on social media than men and 78.5 % of the participants were moderately lonely. Among the participants with moderate loneliness, it was found that women were more lonely than men.

(6)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

(7)

ÖNSÖZ

„Sosyal Medya Kullanımı ve Yalnızlık Arasındaki İlişki: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma‟ adlı bu çalışmada sosyal medya kullanımı ile yalnızlık arasında nasıl bir ilişki olduğunu incelenmekte ve üniversite öğrencilerinin bu bağlamda sosyal medya kullanım süreleri ve yalnızlık durumları ölçülmektedir. Çalışma yalnızlığın ve sosyal medya kullanımının farklı yönleri ile incelenmesi ve bu konuyla ilgili bir sentez sağlaması açısından önem taşımaktadır.

Çalışmanın ortaya çıkmasında her türlü desteği sağlayan çok değerli tez danışmanım Doç. Dr. Ahmet Tarhan‟a, akademik hayattaki yönlendirmelerinden dolayı bölüm başkanım Prof. Dr. Başak Solmaz‟a, fakülte dekanım Prof. Dr. Ahmet Kalender‟e ve tüm hocalarıma teşekkürü bir borç bilirim.

Başta annem olmak üzere, tüm eğitim hayatım boyunca bana maddi ve manevi anlamda ellerinden gelen tüm imkanı sundukları için aileme çok teşekkür ederim…

Melis KARAKUġ KONYA- 2019

(8)

ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... i ABSTRACT ... ii TEZ BĠLDĠRĠMĠ ... iii ÖNSÖZ ... iv ĠÇĠNDEKĠLER ...v

TABLOLAR VE ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... vii

GĠRĠġ ... 1

BĠRĠNCĠ BÖLÜM YENĠ BĠR ĠLETĠġĠM TEKNOLOJĠSĠ OLARAK SOSYAL MEDYA 1.1. Yeni İletişim Teknolojileri ...7

1.2. Kavram ve İçerik Olarak Sosyal Medya ...8

1.2.1. Sosyal Medyanın Kullanım Özellikleri ...13

1.3. Sosyal Ağlar ...16

1.3.1. Öne Çıkan Sosyal Ağ Platformları ...18

1.3.1.1. Facebook ... 18

1.3.1.2. Twitter ... 20

1.3.1.3. Youtube ... 21

1.3.1.4. Instagram ... 23

1.3.1.5. Whatsapp ... 25

1.4. Türkiye‟de Sosyal Medya Kullanımı ...27

ĠKĠNCĠ BÖLÜM YALNIZLIK VE SOSYAL MEDYA 2.1 Yalnızlık Kavramı ...32

2.1.1. Yalnızlığa Yol Açan Durumlar ... 36

2.1.2. Yalnızlık Türleri ... 37

2.1.3 Yalnızlıkla İlgili Bazı Teorik Yaklaşımlar ... 38

2.2. Yalnızlık ve Sosyal Medya Kullanımı ...41

(9)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SOSYAL MEDYA KULLANIMI VE YALNIZLIK ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠ: ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠ ÜZERĠNE BĠR SAHA ARAġTIRMASI

3.1. Araştırmanın Metodolojisi ...68

3.1.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi ... 68

3.1.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ... 68

3.1.3. Araştırma Soruları ... 68

3.1.4. Sınırlılıklar ... 69

3.1.6. Araştırmada Kullanılan Verilerin Analizi ve Kullanılan Testler ... 70

3.2. BULGULAR VE YORUM ...72

3.2.1 Katılımcıların Sosyo-Demografik Özellikleri ... 72

3.2.3. Katılımcıların Yalnızlık Durumlarına İlişkin Oranlar ... 80

SONUÇ VE ÖNERĠLER ...95

KAYNAKÇA ...100

(10)

TABLOLAR VE ġEKĠLLER LĠSTESĠ

Tablo 1. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Yüzdelik Dağılımı ... 72

Tablo 2. Katılımcıların Yaşlarına Göre Yüzdelik Dağılımı ... 72

Tablo 3. Katılımcıların Fakültelere Göre Yüzdelik Dağılımı ... 73

Tablo 4. Katılımcıların Sınıflara Göre Yüzdelik Dağılımı ... 73

Tablo 5. Katılımcıların Konaklama Durumlarına Göre Yüzdelik Dağılımı ... 74

Tablo 6. Katılımcıların Aylık Gelirlerine Göre Yüzdelik Dağılımı ... 74

Tablo 7. Katılımcıların Günlük Sosyal Medya Kullanım Sürelerine Göre Yüzdelik Dağılımı ... 74

Tablo 8. Katılımcıların Instagram Kullanım Sıklıklarına Göre Yüzdelik Dağılımı .. 75

Tablo 9. Katılımcıların Facebook Kullanım Sıklıklarına Göre Yüzdelik Dağılımı .. 75

Tablo 10. Katılımcıların Twitter Kullanım Sıklıklarına Göre Yüzdelik Dağılımı .... 76

Tablo 11. Katılımcıların Swarm Kullanım Sıklıklarına Göre Yüzdelik Dağılımı ... 76

Tablo 12. Katılımcıların Whatsapp Kullanım Sıklıklarına Göre Yüzdelik Dağılımı 77 Tablo 13. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Sosyal Medya Kullanım Sürelerindeki İlişki (Ki-Kare Testi Sonuçları) ... 78

Tablo 14. Katılımcıların Günlük Sosyal Medya Kullanım Sürelerinin Betimleyici İstatistikleri ... 79

Tablo 15. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Sosyal Medya Kullanım Sürelerindeki Farklılık (Mann-Whitney U Testi Sonuçları) ... 80

Tablo 16. Katılımcıların Yalnızlık Ölçeği İçin Betimleyici İstatistikleri ... 81

Tablo 17. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Yalnızlık Ölçeği Arasındaki Farklılıklar (Mann-Whitney U Testi Sonuçları) ... 82

Tablo 18. Katılımcıların Ortalama Yalnızlık Dağılımı Tablo 19. Katılımcıların Yalnızlık Derecelerine Göre Dağılımı ... 86

Tablo 20. Cinsiyetlere Göre Yalnızlık Ölçeğinin İncelenmesi (Mann-Whitney U Testi Sonuçları) ... 87

Tablo 21. Fakültelere Göre Yalnızlık Ölçeğinin İncelenmesi (Kruskall-Wallis H Testi) ... 87

(11)

Tablo 22. Fakültelere Göre Yalnızlık Ölçeğinin İncelenmesi (Mann- Whitney U testleri)

Tablo 23. Sınıflara Göre Yalnızlık Ölçeğinin İncelenmesi (Kruskall-Wallis H Testi) ... 91 Tablo 24. Sınıflara Göre Yalnızlık Ölçeğinin İncelenmesi (Mann-Whitney U Testi) ... 91 Tablo 25. Yalnızlık İle Aylık Gelir Arasındaki İlişki (Korelasyon Analizi) ... 94 Tablo 26. Yalnızlık İle Sosyal Medya Kullanım Süreleri Arasındaki İlişki

(Korelasyon Analizi) ... 94 Tablo 27. Konaklama Durumuna Göre Yalnızlık Ölçeğinin İncelenmesi (Kruskall- Walis H Testi)

Tablo 28. Konaklama Durumuna Göre Yalnızlık Ölçeğinin İncelenmesi (Mann- Whitney U Testi)

Tablo 29. Yalnızlık İle Aylık Gelir Arasındaki İlişki (Korelasyon Analizi) Tablo 30. Yalnızlık İle Sosyal Medya Kullanım Süreleri Arasındaki İlişki (Korelasyon Analizi)

(12)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

Şekil 1. Türkiye‟de İnternet ve Sosyal Medya Kullanım Oranları ... 27

Şekil 2. Türkiye‟deki İnternet ve Sosyal Medya Kullanımının Yıllık Dijital Değişim İstatistikleri ... 28

Şekil 3. Türkiye‟de Elektronik Cihaz Kullanım İstatistikleri ... 28

Şekil 4. Türkiye‟de Sosyal Medyada Harcanan Zaman Dilimleri ... 29

Şekil 5. Türkiye‟de İnternet Kullanım Oranları ... 30

Şekil 6. Türkiye‟de İnternete Giriş Yapılan Araçların Kullanım Oranları ... 30

Şekil 7. Türkiye‟de En Çok Kullanılan Sosyal Medya Platformları ... 31

(13)

GĠRĠġ

Web 2.0 teknolojisinin gelişimiyle beraber, kullanıcıların da aktif hale geldiği yeni bir web teknolojisi insanların hayatına girmiştir. Bu yeni teknoloji sayesinde insanların içerik üretme imkanı doğmuş ve bunun sonuçlarından biri olarak sosyal medya kavramı ortaya çıkmıştır. İnternetin önceleri kullanıcılar için edilgen yapısı yön değiştirerek kullanıcıyı içerik üreten ve daha fazla içerik tüketen bir pozisyona taşımıştır.

Bireyler, interneti temelde bilgi edinme amacıyla kullanmaktayken sosyal medya araçlarının gelişimiyle kendi zevklerini ve ihtiyaçlarını tatmin etmek amacıyla da kullanmaya başlamışlardır. Günümüzde teknolojinin gelişmesine ve yaygınlaşmasına bağlı olarak yaşam stillerinde, gereksinimlerde, eğlence anlayışında ve zamanı değerlendirme biçimlerinde değişmeler oluşmuştur. Gençlerin dikkatini çeken ve zamanlarının büyük kısmını uğraşarak geçirdikleri televizyon, cep telefonları gibi araçlara son dönemde internet ve bilgisayar kullanımındaki artış dahil olmuştur. Asıl önemli yenilik ise bilgisayarların birbirine bağlanması ile ortaya çıkan ağlardır. Bu ağlar sayesinde insanlar yalnızlıklarından kurtulabilmekte, birçok kişi ile iletişim kurabilmekte ve bilgi akışı sağlayabilmektedir (Gürcan ve Hamarta, 2013: 100).

Her bir bireyin sosyal medyaya yüklediği anlam farklı olduğu için, farklı kullanım amacı ve şekilleriyle gelişen bir yapı meydana gelmektedir. Kimileri bilgi ve içerik üretmek, kimileri bilgiye ve içeriğe ulaşmak, kimileri boş zamanlarını değerlendirmek, kimileri ise hayatlarında eksik kalmış bir şeyleri tamamlamak için bu ağlara yönelmektedir. Burada, insanların tercihleri devreye girmektedir. Her kullanım bir amaca yönelik gerçekleşmektedir. Toplumsal hayattaki dönüşüm iletişimden ekonomiye, siyasetten sosyal hayata kadar birçok alanda etkili olmaktadır. Bu sebeple tüm kullanıcılar kendi kullanım hedefleri doğrultusunda yoğun biçimde sosyal medya araçlarına yönelmektedir. Kullanıcılar aktif bir şekilde her konuda yer alarak iletişimlerinin ve ilişkilerinin sayısını ve derinliğini artırmaktadır.

İnsanların sosyal medyayla kurdukları ilişki bir çeşit çıkar ilişkisidir. Bu ilişkinin kapsamını tüm insanlar kendi çıkar ve ihtiyaçları doğrultusunda belirlemektedir. Kimileri

(14)

sosyal destek için bu araçlara bağlanmakta, kimileri ise içinde bulundukları yalnızlık gibi ruh hallerinin negatif sonuçlarından kaçınmak için bu araçlara yönelim göstermektedir. Fakat bu durum insanların psikolojik rahatlamasını ve tatminini sağlarken bazı olumsuz sonuçlar da doğurabilmektedir.

Tüm medya araçlarında olduğu gibi sosyal medya araçları da bireyler üzerinde farklı etkilere sebep olabilmektedir çünkü her medya aracının kendine ait bir kültürel ortamı vardır. Bu kültürel ortam, kullanıcıların kullanım amaç ve şekillerini etkilemektedir. Dolayısıyla bireyler üzerinde de etkileri olmaktadır. Kullanımda sadece kültürel kodlardan bahsetmek sosyal medyanın ekonomik, siyasi yönlerini görmezden gelmek anlamına gelmektedir. Sosyal medya araçları, bireyler, toplumlar ve insanlığın tamamı üzerinde inkar edilemez bir değişime sebep olmuştur. Kullanım amaçları, sadece kişisel ilişkilerde bireysel tatmini sağlayabildiği gibi ekonomik, siyasal amaçlara da hizmet edebilmektedir. Bu açıdan, sosyal medya çok boyutlu bir yapıya işaret etmektedir. Bu yapı, birçok sahayı da kendi kuralları çerçevesinde dönüştürmektedir. Sosyal medyanın bu kadar fazla imkanı bir arada barındırması farklı sosyal medya araçlarıyla mümkün olabilmektedir.

Sosyal ağ türlerinin çok fazla çeşidi içinde barındırması tüm kullanıcılara hitap edecek ve tercih edilebilecek bir fırsat sunmaktadır. Bu fırsat içerik üretme, takip etme ve etkileşimsellikle birleşince insanların karşısına dev boyutlarda iletişim olanaklarının yer aldığı bir mecra çıkmaktadır. Kullanıcı bu mecrada video izeleyebileceği gibi, kendi çektiği videoları da yayınlayabilmekte, görselleri ve metinleri hem tüketebilmekte hem de üreticisi durumunda yer almaktadır. Bu anlamda sosyal medya kendine has bir toplumsal iletişim yolu olarak kendi kültürünü oluşturmuştur. Sosyal medyanın, anındalık, zamanı ortadan kaldırma, mekanların anlamını yitirmesi gibi özellikler sunması kullanıcıyı ayrıca cezbetmektedir.

Sosyal medya tarafından geliştirilen bir başka özellik ise kimliksiz birey kavramını ortaya çıkarmasıdır. Sosyal medyada ortaya çıkan kimlikler, çevrimdışı kimliklerle örtüşmeyebilmekte ya da kullanıcı kimliğini gizleyebilmektedir. Bu da bireye kullanım konusunda özgürlük ve rahatlık sağlamaktadır. Kullanıcı, gerçekte hangi kişilik

(15)

özelliklerine sahip olursa olsun tasarladığı kimliği ile sosyal medyada bambaşka bir kişilik ile kendini temsil edebilmektedir.

Bu durum çekingen, yalnız ve toplumda kabul görememiş kişilerin rahatça iletişim kurmasına imkan sağlamaktadır. İnsanlar, sosyal varlıklardır bu yüzden sosyal ilişkiler kurmaya ve arkadaşlık bağlantılarına ihtiyaç duymaktadırlar. Yalnızlık genel olarak, bireyselde yaşanan ve hissedilen kimi zamanda bilinçli olarak tercih edilen ruhsal bir durumdur. Gönüllü yalnız kalma durumu hariç çoğu zaman insanlar yalnızlıktan kaçınmaktadır çünkü hayatın özünde toplumsal ilişkiler vardır. Bu toplumsal ilişkiler ağında yalnızlaşan birey çevresine karşı kaygı ve güvensizlikle bağlanmaktadır. Birey kendini güvensiz hissetmekte ve bir çeşit kimliksizleşme yaşamaktadır. Kapitalizmin maddeci ve bireyselci yaklaşımı bireyi bu süreç içerisinde yalnızlığa itmektedir.

Fiziksel yalnızlık bir yana duygusal yalnızlık durumlarının hissedildiği hallerde, bireyler daha çok sosyal medya araçlarına yönelerek bu yalnızlıklarını yok etme çabasına girmektedir çünkü yalnızlık niteliksel bir durumdur. İnsanlar, çevresinde ya da sosyal ağlarda sahip oldukları ilişkilerden tatmin olmuyorsa yalnızlık durumu devam etmektedir ve bu durum bireyi yine sosyal medyanın kullanılmasıyla sosyal ilişkilerin ve sosyal desteğin sağlanması biçimindeki çabalara yöneltmektedir.

Tez üç bölümden oluşmakta olup, birinci bölümde „Yeni Bir İletişim Teknolojisi Olarak Sosyal Medya‟ kısmı yer almaktadır. Bu bölümde yeni medyanın gelişimi, öne çıkan sosyal ağ platformları, sosyal medyanın kullanım özellikleri ve Türkiye‟de sosyal medya kullanım oranları yer almaktadır. Tezin ikinci bölümü „Yalnızlık ve Sosyal Medya‟ başlığı altında yalnızlık kavramı ve bu kavramın sosyal medya ile ilişkisi üzerine kuruludur. Bu bölümde yalnızlık sebepleri, türleri ve sosyal medya kullanımı ile yalnızlık arasındaki ilişki açıklanmaya çalışılmış ayrıca sosyal medya kullanımı ile yalnızlık arasındaki ilişki konusunda önceki yapılan çalışmalar yer almaktadır. Çalışmanın son bölümünde ise yalnızlık kavramının, sosyal medya kullanımı ile ilişkisini ortaya koymak amacıyla yapılan alan araştırmasının sonuçları analiz edilmiş elde edilen veriler tablolar halinde sunulmuştur.

(16)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

1. YENĠ BĠR ĠLETĠġĠM TEKNOLOJĠSĠ OLARAK SOSYAL MEDYA

Ağ, kişileri ve örgütleri içerebilen bir kaynak içerisinde birbirine bağlı bir dizi devre olarak karşımıza çıkmakadır (Stevenson, 2008: 361). İnsanlık tarihinin beş bin yılda ürettiği bilgiyi, teknolojinin gelişimine bağlı olarak son otuz yılda üretildiği düşünülen bu çağda, bahsi geçen bu teknolojinin iletişim araçlarının, insan hayatında yeri ve önemi giderek artmaktadır. Bu değişim ve gelişimi başlatan bilişim teknolojileri artık zamanı ve mekanı ortadan kaldırmakta, iş hayatı, ekonomi, eğitim, üretim ve tüketim süreçlerinde farklılaşmaya neden olmaktadır (Karaduman, 2005: 141).

Toplumsal etkileşimin bu kadar büyük bir çapta gerçekleşmesine kaynak sağlayan teknolojilerin, çok hızlı bir şekilde yayılması, telekomünikasyon ve enformasyon teknolojilerinde ve toplumsal ve kültürel boyutlarda büyük gelişmelere sebep olmuştur. Web 1.0 teknolojisinden, Web 2.0 teknolojilerine geçişle ile beraber, kullanıcı kitlenin eskiye oranla daha etkin bir biçimde yer aldığı yeni bir web anlayışı görülmeye başlanmıştır. Bu yeni gelişmenin ortaya koyduğu kullanıcının etkileşime girebildiği web sayfalarıyla, kullanıcıların bilgiye ulaşması, paylaşması ve bu konuda konuşması çok daha rahat bir hale gelmiştir. Bu gelişmelerle insanların bilgi ve düşüncelerini paylaşabildikleri bir ağ ortamı olan ile sosyal medya ortaya çıkmıştır. Günümüzde sosyal medya, gözle görülür bir şekilde her gün büyüyen, toplumun gündemini belirleyen, ülkelerin yönetimini değiştirebilen, kararları etkileyen, toplumsal yaşamı tümden değiştiren bir güç haline gelmiştir (Tuncer, 2013: 3).

Web 2.0 kavramı, web teknolojisinin Web 1.0‟dan sonraki ikinci aşamasını belirtmek için geliştirilmiş bir kavramdır. Bu kavramın içeriği, ilk dönemde yer alan web araçlarından daha gelişmiş, karşılıklı ve çift yönlü bir paylaşımın olduğu özellikteki araçlara işaret etmektedir. Web. 2.0 ile beraber zaman ve mekanla ilgili sınırlar yok olmuş, kullanıcıların içerik üretebildiği ve kendi medyasını yaratabildiği bir ortam oluşmuştur (Biçer, 2013: 52).

Web 2.0 öncesi Web 1.0 kullanımda çoğu zaman web sitesi sahipleri tarafından içerikler oluşturulmakta ve kullanıcılar tarafından sadece izlenmekteydi. Gelişen

(17)

teknoloji ve Web 2.0 ile birlikte kullanıcılar artık sadece internetteki başkalarının ürettiği içeriği okuyan değil aynı zamanda kendi içeriklerini üreten ve paylaşan bir duruma gelmişlerdir. Ek olarak, reel hayatta sosyalleşmenin temel adımlarından olan paylaşma Web 2.0 teknolojisi sayesinde artık sanal ortamda da değer kazanmaktadır. Sanal ortamlarda beğenilen, takip edilen web sayfalarının içeriklerin diğer kullanıcılar ile paylaşılması çok daha kolay bir hale gelmiştir (Genç, 2010: 482).

İnternet ve sosyal ağlar toplumsal yaşama etkileri ve konumları sebebi ile oldukça önemlidir. Bu nedenle de hem sosyolojik anlamda hem de iletişim araştırmaları açısından önemli bir etki yaratmıştır. Ancak yarattığı bu etki sebebi ile internet ve ağlarını tamamen bir güç olarak kabul etmek yerine, konuya eleştirel bir bakış açısı ile bakmak yararlı olacaktır (Atabek, 2005: 65).

Bütün bu teknolojik gelişmelerin tüm dünyayı tehlikeye atma kapasitesine sahip olduğunu ve dünyada güçlü bir şekilde geliştiğini söylemek mümkündür. İnsan, yalnız bireysel özellikleriyle değil, toplumsal özellikleri ile de tanımlanan bir varlıktır. Bu açıdan bakıldığında teknolojinin sosyal etkileri ile toplumun teknoloji üzerindeki etkisi, teknolojinin asıl tanımını yapmada ve ne gibi sorunlara sebep olacağını kestirebilmede büyük önem taşımaktadır. Teknoloji ve insan birlikteliği karşılıklı etkileşimleri, konuya bütünüyle bakıldığında genel olarak teknolojik belirlenimcilik ve sosyal belirlenimcilik adı altında iki ana kavram etrafında anılmaktadır. Fikir anlamında birbirleri ile kutuplaşmış bu ters düşen görüşlerin her ikisi de kendi kuramları içerisinde konuya farklı açılardan yorum katmaktadır. Yine de insan ve teknoloji birlikteliği, gün geçtikçe daha da karmaşıklaşan bir boyut haline gelmeye devam etmektedir (Artut, 2014: 41-42). Teknolojik belirlenimcilik, iletişim araçlarını basit birer iletişim aracı görmenin yanı sıra bu araçların insan hayatında hayati önemde değişikliklere neden olduğunu savunmaktadır (Al, 2017: 51). Sosyal belirlenimcilik ise, bireyin istek ve iradesini her zaman içinde bulunduğu toplumun şartlarına bağlamakta ve bu şartların bireyi zorlamasıyla insanın iradesi ve isteği belirlendiğini vurgulamaktadır (www.felsefe.gen.tr.).

Her bir teknolojik yenilik, kayda değer bir etki oluşturmadığı zamanlarda bile, getireceği değişimler ve sonuçlar sebebi ile çeşitli öngörülerin oluşmasına neden olabilmektedir. İletişim teknolojisinin ise başta çok büyük ve önemli kuşkular yarattığını

(18)

söylemek mümkün olmasa da olumsuz bir takım etkilere sebep olduğu bir gerçektir (Sartori, 2006: 22-23). Örneğin, yalnızlığın ortaya çıkardığı boş anları değerlendirmeye yardımcı olmak veya rutin ve monoton görevlerin yerine getirilmesi için ya da ruh hallerine ve psikolojik durumlarının baskılanması için bireyler sosyal ağlara yönelmektedir (Cardoso, 2006: 284).

Bu yeni teknoloji yalnızca yayın ve dağıtım alanını değil siyasal ve ekonomik alanı da yeniden biçimlendirecek pek çok değişime liderlik etmektedir. Kullanıcı veya izleyiciyi pasif bir halden aktif bir hale getiren bu teknoloji kamusallaşmada da birçok yeniliğe sebep olmaktadır. Yeni medya teknolojileri yurttaş katılımını arttırmış ve toplumsal hayatta daha katılımcı bir halk ortaya çıkarmıştır (Akca, 2014: 17). Bu gelişmelere ek olarak, vatandaşlar her türlü bilgi, haber ve görüntüye bu ağlar aracılığıyla erişebilmekte ve paylaşabilmektedir. Bu durum esasen kaynağın belirli olmadığı çok sayıda bilgi ve haber ortaya çıkarmaktadır. Bu da doğru olmayan veya doğruluğu değiştirilmiş bilgilerin yayılmasına dolayısı ile yanlış bilgi edinilmesine ve kargaşaya yol açabilmektedir (Erdoğan, 2014: 81). Bunca karmaşıklık ve muğlaklık arasında, bireylerin bu yeni kitle iletişim araçlarına neden katıldığı da merak konusu olmaktadır. Yine de kitle iletişimini kavrayabilmek ve daha iyi anlayabilmek adına, iletişim teknolojisini ve iletişim sürecini toplumsal sistemden soyutlayarak ele almak mümkün değildir. Bu nedenle kullanımı giderek yoğunlaşan kitle iletişim araçlarına bağımlı konumdaki insanların toplumsal yaşamda realiteyi kendi toplumsal konumları açısından algılayamamasını ve bu algılayamayışın da giderek artan nedenlerini bulmak gerekmektedir (Oskay, 2010: 332).

Geleneksel olan her şeyin anlamını kaybettiği, kavramların içinin birer birer boşaltıldığı, yeni olanın ise gündemde olma süresinin yoğun bir oranda kısaldığı dijital bir çağda yaşanmaktadır. Sosyal medya, teknoloji dünyasında internetten sonra gelen en büyük devrim olarak kayıtlara geçmiştir. Bu yeni sanal platformlarla beraber bulunulan yerin, yaşamakta olunan zamanın veya gerçekte kim oluşun hiç bir önemi kalmamakta ve bu mecrada yapabilecek olan şeylerin sınırı net bir şekilde çizilememektedir (Öksüz, 2013: 14).

(19)

1.1. Yeni ĠletiĢim Teknolojileri

İletişim, herkesin aşina olduğu fakat az insanın doyurucu biçimde tanımlayabildiği bir insani etkinliktir (Fiske, 2014: 71). İletişim, kişiler arasındaki yüz yüze konuşma veya hareketlerle anlaşma olarak tanımlanabildiği kadar aynı zamanda, enformasyon akışını sağlayan, eğlendiren ve bilgilendiren bir iletişim ortamı olarak kitle iletişim araçlarının kullanımı ile daha geniş bir ifade alanı bulmaktadır.

Kitle iletişimi, psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi ve ekonomi gibi diğer sosyal ve davranış bilimlerine kıyasla daha geç gelişen ve farklı bilim dallarının kesişiminde gerçekleşen disiplinlerarası bir alandır (Türkoğlu, 2004: 42). Kitle iletişimin gelişimi, bir dizi yeni aracın ortaya çıkışının tarihidir. Bu araçlar, kitaplar, dergiler, gazeteler, filmler, radyo ve televizyondan oluşmaktadır. Günümüzde, bu kitle iletişim araçlarındaki gelişmeler, uluslararası çapta medyayı yeniden şekillendirmektedir (Jensen ve Rosengren, 2005: 57). Son yıllarda, yeni iletişim teknolojileri olarak sınıflandırılan internet ve sosyal medya gibi kavramlar da konuya dahil olmuştur. Bu anlamda medya, her türden yazılı, basılı, sözlü, işitsel, görsel metinler ve imgeleri barındıran iletişim araçlarını içine alan bir kavramdır (İlhan, 2014: 9).

Medya çalışmaları yaklaşık yüzyıl önce ortaya çıkmıştır. On dokuzuncu yüzyılın sonları, yüksek satış oranlı gazetelerin, aynı zamanda reklamların artışına, sinema ve bir ortama kaydedilen müziklerin başlangıcına ve diğer medyayla ilgili gelişmeler olarak radyo ve telefonun icadına tanıklık etmiştir (Laughey, 2010: 20).

Medyanın mesajlarına maruz kalmakla başlayan, medya etkilerinin ilk aşaması „haberdar olma‟ aşamasıdır. Bireyler, etraflarında ve dünyada gerçekleşen olayları kitle iletişim aracılığıyla öğrenmektedirler. Bu aşamadan sonra ayırdına varılan konu veya sorunla ilgili daha fazla bilgi edinilmeye başlandığında „bilişsel etkiler‟ aşamasına geçilmektedir. Sonrasında ise, „tutum ve davranış değişikliği aşamaları‟ ile zincir tamamlanmaktadır (Yüksel, 2001: 22).

(20)

Örnek olarak, siyasetçiler ya da bir konuda hedef kitlesini ikna etme çabasında olan reklamcılar, gazete, televizyon, radyo ve sosyal medya gibi kitle iletişim araçlarının mümkün olan en fazla sayıda vatandaşa ulaşacak şekilde kullanırlar. Burada, medya seçimi önem kazanmaktadır çünkü her medyanın kendine has özellikleri vardır (Turam, 1994: 45). Bu medya alanlarının her biri, farklı amaçlarla izleyicilerine yönelik bilgilendirme ve tutum değişikliklerine yol açma gibi fonksiyonlarını yerine getirmektedir. Dolayısıyla da etkiler farklı biçimde oluşabilmektedir. Kitle iletişim araçlarının konulara verdiği öncelikler izleyiciler tarafından öğrenilmektedir (Erdoğan ve Alemdar, 2005: 180). Bu açıdan, her bir kitle iletişim aracının kendine ait özelliklerinin olması ve medyanın kendince öncelikler belirleyerek içeriklerini hazırlaması, medya tüketicilerini farklı açılardan etkileyebilmektedir.

Kişiler, yabancılaşma ve bunun gibi daha birçok değişik konuda kitle iletişimin etkileriyle, olayları farklı biçimde algılayabilmektedir. Medya alanında yapılan çalışmaların yakın geçmişine bakıldığında ise, medyanın etkilerini hafifleten ortak bir görüş birliği başlamıştır. Medyanın, insanların fikirlerinin oluşumunda fark yarattığını fakat bunun aşırı derecede abartılacak bir etkisinin olmadığı yönünde görüşler oluşmuştur. Öncülleri olan radyo ve televizyon ile benzer şekilde, internet de akademik camiayı ikiye bölmüştür. Bir taraf bunu güçlü ve istismar etme eğilimine sahip bir toplumsal değişim aracı olarak kabul ederken, diğer taraf interneti bilgi ve eğlence karışımına dönük bir ek olarak görmüştür (Laughey, 2010: 21).

1.2. Kavram ve Ġçerik Olarak Sosyal Medya

Sosyal medya kavramı, bilgi ve iletişim teknolojisinin hızla yaygınlaşması ile beraber yaşamımızda önemli bir alanı kaplamaktadır. Sosyal medya, bir Web 2.0 teknolojisidir ve bu teknolojinin getirdiği imkanlar sayesinde çok sayıda kullanıcıya ulaşma şansı olmuştur. Kullanıcıların daha rahat bir şekilde kullanabileceği bu ortam ve uygulamalar kullanıcılara herhangi bir konuda içerik oluşturabilmek için fırsat tanımaktadır. Bu bağlamda kullanılan teknoloji göz önüne alınarak, sosyal medya Web 2.0 teknolojisinden beslenen ve kullanıcılarına kendilerine ait içerikleri oluşturabilmesine, bu içerikleri paylaşabilmesine fırsat veren internet temelli araçlar biçiminde karşımıza çıkmaktadır (Uzun vd., 2016: 143). İnternetin ilk kullanımı

(21)

Amerika‟da askeri amaçlar dahilinde gerçekleşmiştir. ABD Savunma Bakanlığı tarafından ortaya çıkarılan ve Arpanet adı verilen bu sistem 1970 yılında uygulamaya geçirilmiştir. Başlangıçta Arpanet, sadece az sayıda bilgisayarın kendi aralarında bağlandığı bir ağ olmuş ve dış kullanıma açık olmayan bir biçimde kullanılmıştır. Bu sistem en başlarda askeri işlevleri yerine getirme amacıyla kullanılmış olsa da 1990‟lı yıllar itibarıyla durum değişmeye başlamış ve yayın hızı artmıştır. Üniversitelerin bu ağa dahil olmasıyla ağ büyümüş ve iletişim amacıyla hizmet veren bir ortam haline dönüşmüştür (Mutlu, 2010: 66).

İnternetin hızla yayılması ve kullanımının da kolaylaşması ile birlikte sosyal medya hayatımızda önemli bir yere sahip olmuştur. Özellikle gençler tamamen olmasa da dünyayı geleneksel medya yerine, sosyal medya kanalı ile izlemeyi tercih etmektedir. Bu durumda 21. Yüzyılın egemen kitle iletişim ortamının sosyal medya olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır (Çağlar, 2017: 43).

Sosyal medya, son zamanlarda üzerine çokça araştırma yapılan ve hakkında sayısız teori üretilen bir araştırma konusu olmanın yanı sıra bireylerin günlük yaşamlarını geçmişe göre oldukça farklı biçimde etkileyen elektronik, sanal, görsel ve yazınsal bir iletişim mecraları bütünü olarak gözlemlenmektedir (Aktan, 2018: 149).

Sosyal medya ortamlarını tanımlamak için iki kavramdan zorunlu olarak bahsedilmektedir. Bunlar, Web 2.0 teknolojisi ve kullanıcının ürettiği içeriklerdir. Web anlayışının yeni bir döneme girdiği 2000‟li yıllarda Web 2.0 kavramı ortaya çıkmıştır. Sosyal medya kavramı, Web 2.0 ve kullanıcının ürettiği içerik kavramları ile birlikte yine kullanıcının değiştirip, paylaşabildiği bir grup internet temelli uygulama olarak tanımlanabilmektedir (Özer, 2016: 169- 170). Sosyal medya ortamlarını, kullanıcıların bilgilerini ve ortak ilgi alanlarını internet teknolojisini kullanarak ile paylaştıkları toplumsal platformlar olarak tarif etmek mümkündür (Eröz ve Doğdubay, 2012: 134). Sosyal medya, kullanıcılarının online mecralarda kendilerini anlatma, ifade etme, başka kullanıcılar ile iletişime geçme, ortak ilgi duyulan bir konu hakkında toplanmış insan gruplarına katılma, bu ortamlarda fikir alışverişi yapma ve yorumda bulunma imkanı sağlamaktadır (Köksal ve Özdemir, 2013: 325).

(22)

Sosyal medya, geleneksel medya ile bazı konularda benzeşse de aslında geleneksel medyadan farklıdır. Sosyal medyanın içerisinde tüketiciler aynı zamanda üretici konumuna gelmiştir ve hem üretici hem de tüketicilerine geniş içerik sunmuştur. Sosyal medyayı kullanan kişiler medya içeriklerini de üreterek birçok kişiye ulaşabilmektedirler.

İletişim kavramı, insanlık tarihi boyunca var olmakla birlikte sosyal medya bu kavrama farklı bir boyut katmıştır. Teknolojinin hızla gelişmesi ve bununla birlikte artan her ihtiyaç ve istekler, bazı iletişim araçlarının oluşmasına ve gelişmesine sebep olmuştur. İhtiyaç ve isteklerden doğan bu araçlar, çağımızda çok fazla kullanılan ve beğenilen ağlar olarak sosyal medya ortamlarıdır. İnsanlar bu ortamlar aracılığıyla yeni iletişim olanaklarını keşfetmiştir. Sosyal medya araçlarının kullanımı hızla büyüyen alana işaret etmektedir. Sosyal medya, bireylere, fikirlerini paylaşabilecekleri fırsatlar oluşturmakta, paylaşımın ve etkileşimin temel olduğu bir ortam vermektedir. Dahil olunan sosyal medya mecrası, kullanıcı merkezlidir. Ayrıca, insanların ve sosyal grupların kendi aralarında olan iletişimi arttırdığı için oldukça önemli olmaktadır (Solmaz vd., 2013: 23).

Sosyal medya, internet teknolojilerinde yaşanan gelişmelere paralel olarak hayatımıza girdiği kabul edilse de kullanımın yoğunluğu açısından bakıldığında 2000‟lerden sonra artışa rastlanmaktadır. İnsanlar bugünlerde, neredeyse günlük hayatlarının tümünde sosyal medyaya ihtiyaç duymakta ve kullanmaktadır (Köseoğlu ve Al, 2013: 110).

Bireyler, sosyal medya üzerinden, kendi ürettikleri içerikleri, bir ya da daha fazla kişiyle paylaşabilmekte ve bir ya da daha faza kişiyle gerçek zamanlı iletişime geçebilmektedir. Sosyal medya, paylaşım yapabilme, sınırsız bağlantı kurabilme ve keşfetme fırsatları ortaya koyan bir platform oluşturmuştur (Telli, 2012: 67).

Sosyal medya, kullanıcıların içerik üretmesini ve bu içerikleri değiştirmesini sağlayan internet uygulamalarıdır. Bu yüzyılın iletişiminde, bireysel web sayfalarının yerini bloglar ve sosyal ağlar almıştır. Teknoloji ile gelişen bu yeni araçlar, internet üzerinden insanlar kolayca bilgiye ve iletişim kaynaklarına erişimine imkan sağlamıştır. Çok sayıda kişinin hayatında bu ağların çok kısa bir zaman içinde yer alması, dünyada

(23)

yaygın olan bu ağ sisteminin erişim ve kullanımın kolay olmasından kaynaklanmaktadır (Avcı, 2016: 643).

İletişim teknolojileri, bireylerin ve toplumun iletişim tarzında birçok değişikliğe neden olmuştur. Çünkü sosyal yaşamda önemli bir yer kaplayan yeni medyanın eşzamanlılık, etkileşimsellik, ve kitlesizleştirme özellikleri artık bireylerin fiziksel olarak bir araya gelme gerekliliğini ortadan kaldırmıştır. İnternet ve bağlantılı teknolojiler ile sosyal medya ve akıllı telefon teknolojilerindeki gelişmeler insanların birbirleriyle internet aracılığıyla gerçek zamanlı iletişimine ve çift taraflı paylaşımına tanıdığı imkan kullanımını artırmış ve yaygın hale getirmiştir (Sayımer, 2014: 97-98). Video ve fotoğraf paylaşım siteleri, sosyal ağlar, podcastler, bloglar, microbloglar ve sosyal medya araçlarını göstermektedir (Köksal ve Özdemir, 2013: 326).

Bireylerin internette birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımlar sosyal medyayı oluştururken, sosyal ağlar, bloglar, mikro bloglar, anlık mesajlaşma programları, sohbet siteleri, forumlar gibi insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde internet kullanıcıları aradıkları ve ilgilendikleri içeriklere ulaşma fırsatına erişmektedir. Görünüşte kişiler veya az sayıda kişinin oluşturduğu gruplar arasındaki ilişki gibi görünse de paylaşılan içerikle ilgili kişi sayısı yüksek hızla ve yoğun biçimde artmaktadır (Öztürk ve Talas, 2015: 108).

İkinci nesil internet teknolojisi, Web 2.0‟den önce Web 1.0 teknolojisi vardı. İlk dönemki internet teknolojileri olan Web 1.0‟de, kullanıcılar web sayfalarını sadece ziyaret edebilirlerdi ve bu şekilde bilgi edinirlerdi. Herhangi bir yorumda bulunamazlar, içerik üretemezler ve katkı sağlayamazlardı. Web 1.0 teknolojisinin yetersizliği, Web 2.0 teknolojinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Web 2.0 teknolojisi, Web 1.0‟in yetersizliklerini ve eksikliklerini gidermiş kullanıcılara yorum yapma ve katkıda bulunabilme imkanı tanımıştır (Korkmaz, 2014: 15).

Web 2.0 teknolojisi ile kendi içinde çok büyük bir değişim gösteren sosyal medya her defasında ilgi çekici içeriklere sahip olmuştur. Sosyal ağların kullanıcı sayısının artmasıyla beraber sosyal medya da önemli konuma gelmeye başlamıştır. Her geçen gün yeni bir sosyal ağı bünyesine katan sosyal medya sürekli büyümüş ve çıkan yeni ağlar

(24)

sayesinde de tazeliğini korumuştur. Web 2.0 teknolojisi günümüzde yerini Web 3.0 teknolojisine bırakmıştır.

Web 3.0, kendisini oluşturabilen bir web evrenidir. Bunun sebebi, var olan bilginin tıpkı insanların işlediği gibi makineler tarafından da işlenerek uygun olanların ve öne çıkanların sunulması yoluyla dolaşımda yer almasıdır. Süreç, yapay zekanın teknolojilerde önemli bir yer edinmesi dolayısıyla da veri tabanlarından gelen bilgilerin işlenerek anlamlı sonuçlar elde edilmesi ve bağımsız uygulamaların birbiriyle etkileşim halinde olması gibi gelişmelerle sonuçlanmaktadır. Semantik web veya anlamsal web olarak da adlandırılan bu gelişme, kendi başına öğrenen ve kişilere özel akıllı robotik bir sistem olma yolunda ilerlemektedir. Bu ilerleyiş, insanların kontrol edemeyeceği bir noktaya doğru gitmektedir (Kutup, 2011: 13-14).

Web 3.0 bir bilgi devrimi niteliğindedir, bunun sebebi daha önce birbirleriyle ilişkili olmayan veriler Web 3.0 ile ilişkili ve anlamlı hale gelebilecektir. İnsanların ihtiyacı olan bilgilere ulaşımı bu yolla daha basit olacaktır ve bu bilgi her ne kadar insanlar tarafından üretilmiş olsa da bunu işleyerek sentezleyecek olan makineler ve sistemler olacaktır. Bu durum ise Web 3.0‟ın bilginin bir düzen dahilinde tanımlanmasını ve web aracılığıyla global ağa entegre olmasını sağlayacaktır (Yağcı, 2011:138).

Web 3.0 online bir sistem olarak hizmet vermekte ve sayısal verilerin anlamlı biçimde kendi aralarında ilişkili olma hali üzerine kurulmaktadır. Web‟in bir anlam dahilinde topladığı veriler, kullanıcıların kullanımı kadar makinelerin de anlam verebileceği bir duruma gelmektedir. Bu da diğer tüm kullanıcıların içeriklerinin, anlamlı bir bütün dahilinde ilişkilendirilerek işlenmesi anlamına gelmektedir. Bu anlamda bağlantılı veri kavramı ön plana çıkmaktadır. Bu kavram paylaşılan içeriklerin arasında ilişki olma durumuna işaret etmektedir (Yengin, 2015: 49-50).

Bu durum sosyal medya içeriklerinin de birer veri olarak işlenmesi, dolayısıyla bu verilerin diğer insanlara makineler tarafından işlenerek ulaşması ve kullanıcıların kendi kullanımlar sebebiyle oluşan bilginin sonucunda web üzerinden veya sosyal medya araçları üzerinden görünürdeki kullanım tercihleri dolayısıyla içerik teklifleriyle karılaşmalarıyla sonuçlanmaktadır. Bir konu üzerinde arama yapan veya belirli konu

(25)

başlıklarını takip eden sosyal medya kullanıcısı, ilerleyen süreçte gerçekleştirdiği kullanım doğrultusunda içerik teklifleriyle daha yoğun biçimde karşılaşmaktadır.

Kendi kültürel çerçevesini yaratan yeni medya, Web 1.0, Web 2.0 ve 3.0 şeklindeki gelişimiyle kişilerin aslında sırasıyla bireysel eğlence, bireysel yayıncı olma ve online olarak bireysel yaratıcılık süreçlerini yaşamasına da imkan sağlamıştır (Yengin, 2016: 108). Daha önceleri sadece içeriğin pasif tarafında yer alan kullanıcı, zaman içinde üretim süreçlerindeki gücünü artırmıştır. Web 3.0 ile ürettiği tüm içerikler, sistem dahilinde işlenerek diğer kullanıcılar ve kendisi için geri bildirimli süreçler yaratmaktadır.

İnternet teknolojisi ile sosyal medya kendi dilini yaratmıştır. Bu alana yönelik çok sayıda tanımın, kavramın, şekillerin ve sembollerin ortaya çıkmasına sebep olurken, aynı zamanda da ortak kültürel değerleri oluşturmuştur. Sosyal medyanın bütün insanlar tarafından kullanılması, yapılacak tanımların ve kullanılacak kavramların çok çeşitli olmasını sağlamış ve kavramsal çeşitliliği geliştirmiştir (Avcı, 2016: 642).

Sosyal medya her zaman olumlu kavramları taşımamaktadır. Toplumdaki iletişimin dönüşümünde olumlu iletişim ögeleriyle birlikte olumsuz olanlar da iletişime dahil olabilmektedir. Bazı durumlarda, sosyal yapının kabullenmediği hareket tarzları sosyal medyada yer alabilmektedir. Örnek olarak toplum tarafından istenmeyen bir hareket tarzı olarak şiddet herhangi bir engelleme olmadan diğer insanların maruz kalmasına sebep olabilmektedir (Yengin ve Bayrak, 2017: 381).

1.2.1. Sosyal Medyanın Kullanım Özellikleri

Sosyal medya yoğun olarak paylaşımlarının yapıldığı, çevrimiçi medyanın yeni bir çeşidi olan yeni düşüncelerdendir ve şu özellikleri barındırmaktadır (Mayfield, 2010: 7).

Katılımcılar: Sosyal medya ilgilenen tüm bireyleri katılım sağlama ve geri bildirim verme konularında cesaretlendirmektedir. Bu da izleyici ve medya arasındaki ayrımın belirsizleşmesine neden olmaktadır. Başka bir deyişle izleyici de artık gönderici olabilmektedir (Çağlar, 2017: 49).

Açıklık: Sosyal medya faaliyetlerinin çoğu, beğenmeyi, yorum yapmayı, paylaşımı geri besleme ve katılımı teşvik etmektedir (Bat ve Vural, 2014: 110).

(26)

Konuşma: Geleneksel medya tek taraflı olup içerik iletimi ya da izleyiciye bilgi aktarımı üzerine kurulu iken, sosyal medya iki yönlü konuşmaya olanak tanımaktadır.

Toplum: Sosyal medya, insan gruplarına hızlı ve etkin bir faaliyet için imkan sağlamaktadır. Gruplar bu şekilde, beğendikleri fotoğrafları, siyasi fikirlerini, televizyon programlarını ve ilgilendikleri konularla ilgili şeyleri paylaşabilmektedir.

Bağlantılılık: Sosyal medya araçlarının çoğu bağlantılılığa imkan vermektedir. Bu araçlar, bağlantılı olma özellikleri ile farklı web sitelerine, değişik kaynaklara ve kişilere link sağlayarak aralarında bağlantının gelişmesini sağlamaktadır (Çağlar, 2017: 49).

Erişim: Gerek sosyal medya araçları gerekse geleneksel medyaya ait teknolojiler genel halk ve izleyici kitlesine erişime imkan sağlamaktadır.

Erişilebilirlik: Yayın ve içerik üretmek için daha büyük yatırımlar gerektiren geleneksel medya araçlarının sahipliği konusunda özel şirketler ve devletler öne çıkarken, sosyal medya araçlarında herkesin neredeyse maliyetsiz biçimde yayın yapma ve içerik paylaşma imkanı bulunmaktadır. Bütün okullar, halka açık kütüphaneler ve kafeler ve şehirlerin belli noktalarında kablolu ya da kablosuz internet erişimi sağlanmaktadır. İnternet bir erişilebilirlik harikasıdır. Erişilebilir medyalar, nüfusun büyük bir kısmının mesaj gönderip alma becerisine sahip olduğu ağlar ortaya çıkarmıştır (Poe, 2014: 360).

Kullanılırlık: Geleneksel medyada yapılan program üretimi için eğitimli ve uzman bir kadroya ihtiyaç bulunmaktadır. Sosyal medya için bu biçimde bir uzmanlık ve eğitim şart değildir. Sıradan kişiler de sosyal medyayı kolayca kullanabilmektedir.

Yenilik: Sosyal medyanın olaylara tepkisi son derece hızlıdır. Bir olay meydana geldikten hemen sonra bu konu sosyal medyada yer bulabilmektedir fakat geleneksel medyanın olaylara tepkisi ve bunun medya organlarında yer alması için daha uzun süreler geçmektedir. Bu durum geleneksel medyanın sosyal medya araçlarına uyumlanmasıyla sonuçlanmaktadır.

Kalıcılık: Geleneksel medya içerikleri sonradan değiştirilemez. Örneğin basılı bir gazete dağıtıma çıktıktan sonra tekrar üzerinde değişiklik yapılamaz. Sosyal medyadaki

(27)

tüm yayınlar ve içerik anında değiştirilmeye uygundur. Fakat görünürde değişiklik yapılsa da içerik depolanmaya ilk haliyle de devam edecektir. İnternet geçmişin hiç olmadığı kadar büyük bir kısmını korumanızı sağlayacaktır. Diğer yandan her kullanıcının dev ve kalıcı bir kaydını yaratarak kitlesel gözetim kapasitesini de arttıracaktır (Poe, 2014: 389).

Gizlilik: Gerçek dünyada kişinin kim olduğunu herkes bilebilse de sosyal medya asla böyle değildir. Sosyal medyada kim olduğuna kişi kendisi karar vermektedir. Sosyal medya aracılığıyla kişiler, ufak bir çaba ile kim olduğunu ve ne söylediğini çok sayıda aldatma ve güvenlik katmanı arkasına gizleyebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında kullanıcıların çevrimdışı benliği gizli kalırken, çevrimiçi profilini, herkes görebilecektir. Sosyal medya ağlarının bu gibi özellikleri aracılığıyla kişiler olmak istedikleri bir insana bürünebilmekte veya yaşamak istedikleri hayatı yaşarmışçasına sanal kimlikler oluşturabilmektedir (Poe, 2014: 365). Sosyal medyada kurgular ve gerçek birbirine geçmiş durumda yer almaktadır. Bireylerin çevrimiçi sunumları ve gerçekte ne oldukları farklılaşabilmektedir. Fakat sosyal medyada kişiler istedikleri kadar ve istedikleri şekilde kendilerini açık etmektedir. Bu da gizlilikle ilgili olarak, sosyal medyada kurgusal bile olsa bir gizlilik ve açık olma tercihinin yer alabildiğini göstermektedir. Bireyin kamusal alandaki paylaşımları, neyi açıklayacağını neyi gizleyeceğini konusundaki seçimlerini göstermektedir (Uyanık, 2013: 2).

Hız: İnternet yüksek hızlı bir medyadır. Mesajlar çok hızlı bir şekilde üretilebilir ve aktarılabilir hale gelmektedir. Yüksek hızlı medyalar diyalojik ağlar, noktalar arasında hızlı ve kolay şekilde mesaj alışverişinin yapılabileceği ağlar yaratırlar. İnternet milyonlarca diyalojik ağlardan oluşan ver bir diyalojik ağdır (Poe, 2014: 378).

Eş Zamansızlık ve Etkileşim: Eş zamansızlık, bir iletişim sisteminde kontrolün kaynaktan alıcıya doğru değişmesinin boyutlarından biri olmaktadır. Kişi mesajı kendisi için en uygun zamanda almayı belirleyebilmektedir. Etkileşimlilik ise genel olarak iki nesne arasındaki ilişkiyi belirlemektedir. Burada önemli olan katılımcıların iletişimin birer parçası ve yönlendiricisi olabilmeleridir (Genel, 2015: 22-23).

Yukarıda sıralanan özellikler sosyal medyanın kullanıcılarına sağladığı bütün imkânları açıklamaktadır. Bu özellikler, sosyal medyanın basit bir yapısı olduğunu,

(28)

geleneksel medyadan farklarını, tüketicilerin aynı zamanda üretici konumunda olduğu vb. gibi özellikleri açık bir şekilde ifade etmektedir.

Sosyal medya ve araçları günlük hayatın ayrılmaz bir parçası olarak, insanların hayatına, sosyalleşme, bilgi edinme, iletişim kurma ve eğlence gibi konularda değişik bir boyut katmakta ve bireylerin hayatını zenginleştirmektedir (Uzun vd., 2016: 143). Aynı zamanda, gelişen iletişim teknolojilerinin bir sonucu olarak sosyal medya insanların yaşamlarının her anında önemli bir role sahiptir. Bu ortam, bireylerin iletişim kurdukları, bilgi paylaşımı yaptıkları, sosyal çevre oluşturdukları, deneyimlerini paylaştıkları bir ortam haline gelmiştir (Yıldız ve Demir, 2016: 34). Sosyal medya profillerimizin, giderek daha değerli hale geldiği bir dünyada yaşamaktayız. Sabah gözümüzü ilk açtığımızda Instagram takipçilerimizle günaydınlaşmakta, gece uyumadan önce de Facebook arkadaşlarımızla vedalaşıp uyumaktayız (Saruhan, 2018: 10).

1.3. Sosyal Ağlar

Sosyal ağ siteleri, insanların belirli bir sistem dahilinde açık ya da kısmi olarak açık bir profil yaratmalarını, bağlantıları paylaştığı diğer kullanıcıların bildirilerine ve görüntülemelerine imkan veren web bazlı hizmetler olarak tanımlanabilir (Boyd ve Ellison, 2008: 2011).

Küreselleşme ile birlikte çehresi hızla değişen dünyada internet teknolojisine bağlı olarak ekonomik, sosyal, teknolojik ve kültürel konularda büyük değişimler olmaktadır. Sosyal ağlarda yer almak, sanal ortamda mesajlaşmak, ses ve görüntü paylaşımları yapmak, online oyun oynamak insanlar için sıradan bir hale gelmiştir. Şüphesiz ki ağlar arası ağ adı da verilen internetin meydana getirmiş olduğu hizmetlerinin artması ve abonelik ücretlerinde medyana gelen düşüş sanal ortam ve sosyal medya dediğimiz yapıyı hızlı bir şekilde biçimlendirmiştir (Kırık, 2012: 1017).

Sosyal medya, insanların ürettikleri içerikleri, düşünceleri, gösterdikleri yaklaşımları ve anlama biçimlerini paylaşmak için kullandıkları araçlardır ve bu araçlar insanların arasında konuşmaları daha kolay hale getirmektedir (Erbaşlar, 2013: 6). Sosyal ağlar, sosyal medya olarak sosyal alanlarda benzerlikleri olan kişilerin bir araya gelerek sanal ortamlar oluşturmasına verilen ad olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bir internet

(29)

kullanıcısının internette Facebook, Twitter, Instagram gibi platformlar, kullanıcıların görüşlerini paylaşabilmesine olanak sağlayan bir çeşit sosyal ağlar olmaktadır (Telman ve Uzunkoca, 2018: 120).

Nasıl ki internet bilgisayarların birbirine bağlanmasına yarayan bir imkan sağlıyorsa aynı biçimde sosyal ağlar da insanları birbirine bağlaması için bir imkan sağlamaktadır. Facebook, Twitter, Youtube gibi sosyal ağlar günümüzde çoğu bireyin gün içerisinde sıkça ziyaret ettiği siteler haline gelmiştir. Bu ağlar bireyler arası iletişimin güncel kalmasını ve bireylerin kendilerini farklı yöntemlerle ifade edebilmelerini sağlamaktadır. Bu ağ kullanıcılarının kullanım amaçları farklılık gösterse de temelde tümünün ortak bir amacı bulunmaktadır. Bu da sosyal olmak, görülebilir, keşfedilebilir ve var olduğunu gösterebilmek, etkileşim kurabilmektir (Erbaşlar, 2013: 1-3).

Sosyal ağlar, yeni iletişim araçlarının sosyalleşme amacıyla kullanıldığı, bireysel ve sosyal iletişimi sağlamak için kullanılan ağlardır. Bu ağlarda, var olan ilişkileri devam ettirmek, yeni ilişkiler geliştirmek, ortak ilgi alanlarıyla ilgili bilgi paylaşımı yapabilmek, yeni ilgi alanları bulabilmek, bireysel iletişimi sağlamak gibi çok farklı amaçları gerçekleştirme imkanı bulunmaktadır. Sosyal ağlar, insanların bir araya gelebilecekleri, grup halinde bulunabilecekleri, online altyapıları belirleyebilecekleri ve iletişimlerini devam ettirebilecekleri bir ortam olarak dizayn edilmiştir (Altunay, 2015: 421).

Toplumsallaşma mekanları teknolojinin de etkisiyle zaman içinde dönüşmüştür. Bu durum, yüz yüze iletişime olan ihtiyacı azaltmıştır. Bu sebeple sosyal ağlar, insanlara zamana ve mekana bağlı olmadan sanal ortamlarda bir araya gelerek iletişim kurma imkanı sağlamaktadır (Karagülle ve Çaycı, 2014: 2).

Sosyal ağlar, kişilerin kendi içeriklerine göre profil oluşturarak, oluşturdukları bu profiller ile ilişkilerini sürdürebildikleri, aynı anda kişisel veya grup üyesi biçiminde iletişim kurabildikleri, kişisel ve toplumsal iletişim ortamını kullanıcılarına sunmaktadır. Sosyal ağların bu kadar fazla kullanılması, son yirmi yılın en önemli iletişim araçlarının sosyal ağlar olmasıyla sonuçlanmıştır. Türkiye, sosyal ağların en yoğun biçimde kullanıldığı ülkelerden biridir. Sosyal ağların bu denli çok ve yoğun kullanımı, sosyal ağlarda kullanıcıların içeriği oluşturmasıyla açıklanabilir. Bu ağların yapılarına göre,

(30)

kullanıcılar kendi istekleri doğrultusunda bu ağları kullanabilir ve ağları istedikleri anda kamusal, istedikleri anda ise kişisel bir alan gibi kullanabilmektedir (Altunay, 2015: 423).

1.3.1. Öne Çıkan Sosyal Ağ Platformları

İnternet, neredeyse dünyanın her yerine ulaşmıştır, teknolojik açıdan geri kalmış insanlara ulaşması ve herkesin erişebilir hale gelmesiyle sosyal ağlar ve ilgili hizmetler hızla artmıştır, bu şekilde kişilerin daha zengin; konuşma, tartışma ve ilgi paylaşma fırsatları açılmıştır. Youtube, Twitter, Facebook, LinkedIn, gibi sosyal medya araçları farklı yaştan kişilerin ilgi alanlarına göre iletişim kurmasına ve paylaşım yapmasına olanak sağlamaktadır (Poynter, 2012: 1).

Sunulduğundan bu yana, MySpace, Facebook, gibi sosyal ağ siteleri günlük uygulamalarına entegre etmiş olan milyonlarca kullanıcıyı cezbetti. Birçok teknolojik ilişkilere sahip, çok çeşitli ilgi alanlarına ve uygulamalara destek veren yüzlerce sosyal ağ siteleri vardır. Kilit teknolojik özellikleri oldukça tutarlı olsa da, bu ağlar birden fazla kültürü de ortaya çıkarmakta ve bünyesinde barındırmaktadır. Bazı siteler farklı topluluklara seslenirken, diğerleri ortak dile veya paylaşılan ırk, cinsiyet, din veya milliyet temelli kimlikleri temel alan kişileri çeker. Siteler, mobil bağlantı, bloglama ve fotoğraf, video paylaşımı gibi yeni bilgiler ve iletişim araçlarını ne ölçüde kullandıklarına da göre değişiklik göstermektedir (Boyd ve Ellison, 2008: 2010).

1.3.1.1. Facebook

2004 yılında Harvard Üniversitesi öğrencisi olaran Mark Zuckerberg ve arkadaşları tarafından kurulan Facebook ilk kurulduğunda sadece Harvard Üniversitesi öğrencileri tarafından kullanılabilmekteydi. 2006 yılında bu iletişim ortamı tüm kullanıcılara açık hale getirildi (Bostancı, 2015: 67). Son zamanlarda iletişim alanında meydana gelen birtakım teknolojik değişme ve gelişmelerin sonucu olarak Facebook, kişilerin hayatlarının önemli bir parçası olmaya başlamıştır (Karacı ve Piri, 2017: 1548).

Facebook, Türkiye‟nin en popüler sosyal medya mecrası olarak kabul görmektedir. Hem yapısı, hem de uzun zamandır Türkçe dil desteğini bulundurması sebebiyle her kesimden birey vaktini Facebook‟ta geçirebilmektedir. Bu ortamı Türkiye‟de muhtemelen diğer sosyal medya araçlarından ilgi çekici ve farklı kılacak olan

(31)

temel özellik Facebook‟un rakiplerine oranla daha çok görsel paylaşımı barındırmasıdır. Türkiye‟de bireylerin okuma alışkanlığının fazla olmaması, medya araçlarını izleme oranlarının diğer toplumlara oranla ortalamalarının üstünde olduğu bir ülke durumundadır. ComScore‟un aktardığı araştırma sonuçlarına göre Türkiye, internet kullanımı ve internette geçirilen süre bakımından Avrupa ülkelerine oranla oldukça fazla veriler göstermekte ve üçüncü sırada yer almaktadır. Ülkemizde otuz milyon üzerinde Facebook kullanıcısı bulunmaktadır ve insanlar vakitlerinin büyük bir bölümünü bu mecrada geçirmektedir (Irak ve Yazıcıoğlu, 2012: 32).

Facebook‟un en popüler sosyal ağlardan birisi olmasının bir başka nedeni de şüphesiz kullanıcılarına zengin araç seçeneği ile çoklu bir ortam sağlamasıdır. Her yaştan kullanıcıya hitap etmekle birlikte benzer ilgiye sahip kullanıcıları grup veya sayfa özellikleriyle de bir araya getirmektedir (Bostancı, 2015: 67).

İletişim alanındaki gelişmeler McLuhan‟ın da belirttiği gibi zaman ve mekanı ortadan kaldırmakta ve mekanın anlamını kaybetmesine veya bir ortam anlayışını yok ederek büyük bir küresel köyde yaşamaya sebep olabilmektedir. Facebook, diğer sosyal ortamlarda olduğu gibi uzaklıkları yok etmekte ve kullanıcıları için kendilerini rahat biçimde ifade edebilecekleri bir imkanı vermektedir. Facebook‟ta geçirilen süre uzadıkça bireylerin günlük yaşamlarındaki iletişim prosesleri de farklılaşmaya başlamıştır (Kaya, 2013: 170).

Facebook kullanıcıları çoğunlukla reel hayatta karşılaştığı bir olayla ilgili hızlı bir biçimde reaksiyon gösterme yöneliminin olduğu, bu gibi olayların toplulukları ilgilendiren politik ve iktisadi bir durum olabileceği gibi mikro grupları ilgilendiren veya az bilinen durumların da olabileceği belirtilmektedir (Tekvar, 2016: 76-77). İnsanlar arkadaşları, akrabaları ya da meslektaşları ile iletişim kurduklarında ne yapıyorlarsa, günlük yaşamlarında Facebook‟a girdiklerinde de, arkadaşlarının akrabalarının ne yaptıklarını gördüklerini zannederler. Sayfalarını güncellediklerinde yorum yaptıklarında resim yüklediklerinde tüm hisleri ve duyguları deneyimlediklerini düşünürler (Netchitailova, 2017: 7).

Facebook, içerdiği uygulamalar ile diğer sosyal medya araçlarının da meydana gelmesine sebep olmuştur. Facebook‟ta rastlanılan ve popüler olan özellikleri, farklı

(32)

isimli sosyal ağlar olarak diğer ağlarda hayat bulmaktadır. Örnek olarak, Facebook‟un sunmuş olduğu konum bildirme özelliği Swarm için ilham vermiştir. Tek başına fotoğrafların paylaşımına ise Instagram‟da rastlanmaktadır. Anlık durum bildirimlerinin yapılabilmesi için Twitter ortaya çıkmıştır. Tüm bunlar özünde Facebook temelli uygulamaların farklı sosyal ağlarda farklı isimlerle yer almasından başka bir şey değildir (Kaya, 2013: 171).

1.3.1.2. Twitter

Twitter, 2006‟da hayata geçirilmiş ve çok yoğun biçimde kullanılan mikro blog özelliğindeki sosyal medya aracıdır. Kullanıcıların dikkatini çeken en önemli özellik başlıklar ile son bilgiye ulaşımın sağlanmasıdır. Twitter bir bilgi ve iletişim ortamını temsil etmektedir. Konuların oluşturulmasında herhangi bir sınırlama yer almamaktadır (Akyol, 2012: 57).

Twitter Ekim 2006‟da kamuya açılmış bir sosyal ağ sitesidir. Bireyler arası iletişim görünümüyle sosyal bir araçtır. Kullanıcılar fikir ve düşüncelerini 140 karaktere sığdırabilmek şartı ile paylaşabilmektedirler (Özer, 2016: 171). Kişilerarası iletişime ek olarak Twitter giderek daha çok gerçek zamanlı bilginin kaynağı ve siyaset, eğlence, iş hayatı, haber gibi konularda bir tartışma ortamı olarak kullanılmaktadır (Weller vd., 2016: 34). Hashtag, mention, retweet gibi kendi içerisinde bir takım kavramları da bulunan Twitter 35‟ten fazla dil seçeneğini desteklemektedir. Herkesin kolaylıkla kullanabileceği bir yapıya sahiptir. Gerçek hayatta bir araya gelme ihtimali çok az olan insanları aynı konu çevresinde bir araya getirmektedir (Bostancı, 2015: 63).

Twitter‟ın hayata geçirilmesi, sosyal medyaya yeni bir anlam kazandırmıştır. Twitter‟ın sosyal medyanın kullanım biçimini ve anlamını değiştirdiği söylenebilir. Diğer sosyal medya uygulamalarının tersine çok sayıda anonim kişinin bulunduğu bir ortama seslenmek mümkün olmaktadır aynı zamanda bu araç duysal, görsel ve yazılı bilgilerin transferi amacı ile kullanılmaktadır. Bu açıdan Twitter yaratıcı bir özellik göstermekte ve özellikle “olay yerinden bildirme” olanağı sağlayan bir iletişim ortamı olmaktadır (Irak ve Yazıcıoğlu, 2012: 28). Twitter çok hızlı bir şekilde büyüme göstermeye devam eden bir sosyal iletişim mecrası olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoğu ülkede Facebook

(33)

uygulamasından sonra ikinci en çok kullanılan sosyal medya aracı olarak Twitter gelmektedir. Günümüzde Twitter‟ın dünya üzerinde 400 milyondan fazla kullanıcısı bulunmaktadır (Erbaşlar, 2013: 10).

1.3.1.3. Youtube

Medya paylaşım siteleri, genel anlamda bilginin web üzerinde görünür duruma gelmesine, kişinin çevresindekilerle veya iletişime geçilmesine, istenilen anda diğer kullanıcılara bilgi aktarılmasına ve diğer ağlar üzerinden paylaşılmasına olanak sağlayan web uygulamalarıdır. Günümüzde giderek artan medya ve içerik paylaşım siteleri üzerinden internete dosya yüklemek, yorum yapmak ve paylaşmak olanaklı bir hale gelmiştir (Dondurucu ve Uluçay, 2015: 1063). Bu web sitelerinin en önemlilerinden biri de Youtube‟dur.

Web 2.0 teknolojisinin hayatımıza girmesinin ardından sosyal medya olarak isimlendirilen etkileşimli medya da hayatımızın her alanında yerini almıştır. Bu durumun en bilinen örneklerinden biri de bir sosyal medya aracı olan Youtube‟dur. Youtube bünyesindeki video ekleme, görüntüleme, beğenme, yorum yapma özellikleri nedeniyle Türkiye‟de ve dünyada yoğun ilgi görmektedir. Günümüzde kitleler Youtube‟da sadece izleme veya içerik üretmemekte aynı zamanda ürettikleri içeriklerden kazanç da sağlamaktadır (Sarı, 2018: 278).

2005 yılında iletişim ortamına kazandırılan Youtube, kullanıcıların yeni içerikler keşfetmesine, video yüklemesine ve diğer kullanıcılar ile paylaşımına imkan sağlamaktadır. 2006 yılında Google bünyesine alınan Youtube, hem profesyonel içerik oluşturanlar hem de amatör içerik oluşturanlar için önemli bir iletim ortamı görevini üstlenmektedir. Youtube aracılığıyla her gün kişi, kurum ve devletler kendi ürettikleri içeriklerini paylaşmaktadır (Bostancı, 2015: 69).

Youtube, özünde kullanıcıları aktif bir rol oynadığı, Web 2.0 temelli bir uygulamadır ve Türkiye‟de de tüm dünyada olduğu gibi yoğun şekilde kullanılmaktadır. Zaman içerisinde video yayınlama özelliğine ek olarak sosyal bir etkileşim sunan özellikleri de Youtube‟u, daha aktif bir hale getirmiştir (Arğın, 2018: 76).

(34)

Youtube‟un amacı, teknolojik olmaktan daha çok kültürel bir tabana dayanmaktadır. Youtube‟un hedeflerinden biri de uzmanlığı olmayan kullanıcıların önündeki teknik engellerle yüzleşmeden videolarını paylaşabilmelerini sağlamaktır. Bu web sitesi, çok basit ve entegre bir arayüz kullanmaktadır. Bu şekilde kullanıcıları, standart bir bağlantı hızı ve web tarayıcısıyla video yükleyebilmekte, yayınlamakta ve yayınlanan videoları izleyebilmektedir. Youtube, yüklenen videolara sayı olarak herhangi bir sınırlama getirmemektedir ve arkadaş sıfatıyla diğer kullanıcılarla etkileşime girmeye ve sosyalleşmeye imkan sağlamaktadır (Burgess ve Green, 2018:8).

Youtube, insanların sosyal ilişkilerin sürdürülmesi için sıradan görüntülemeden video paylaşımına kadar değişen çeşitli videolar ile değişik etkileşim dereceleri deneyimleyebilecekleri bir video paylaşım sitesidir (Lange 2007: 361). Youtube milyarlarca kullanıcısı olan bir web sitesi özelliğindedir ve dünyada web trafiğinde önemli bir yer işgal etmektedir. Youtube‟un önemli özelliklerinden biri de diğer sosyal medya araçlarıyla entegre olması ve videolarının diğer sosyal medya araçlarında paylaşılabilmesidir. Bu şekilde görünürlüğü ve izlenirliği de artmaktadır. Bu durum aynı zamanda insanların sosyalleşmesini sağlamaktadır.

Yeni iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, eğitim ve bilim alanında önemli bir değişim başlamıştır. Günümüzde Youtube gibi sosyal medya uygulamaları, bilimsel yayınlar ve araştırmaların geniş kitlelere ulaşmasına ve sayısal ortamda tartışılmasına olanak tanımaktadır (Dikmen, 2018: 29).

Youtube, yeni iletişim teknolojilerini isteklerine denk düşen birçok işitsel ve görsel dokümanın birlikte yer alabilmesi özelliği ile videolar aracılığı ile eğitimden, sosyal iletişime, reklamdan eğlenceye kadar çok farklı kullanım alanının ve pratiklerinin yer aldığı bir iletişim ortamıdır. Yeni medya ortamlarında videonun yoğun kullanım alanlarından biri de eğitim konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu amaçla üretilen videolar, eğitsel içeriğe kolayca ulaşmayı hedefleyen hem bir araç, hem de bir eğitim-öğretim ortamı olarak işlev görmektedir (Ata ve Atik, 2016: 313). Bu açıdan Youtube aynı anda birçok işlevi yerine getirebilmektedir. İnsanlar hoşça zaman geçirmek için bu aracı kullanabildiği gibi eğitim amacıyla da kullanabilmektedir. Hatta büyük

(35)

organizasyonlar ve üniversiteler bile Youtube‟u kullanarak eğitim faaliyetlerinde bulunabilmektedir.

Günümüzde ticaret ve reklamcılık da şekil değiştirmektedir. Markalar ve firmalar görünür olmak ve reklamlarını yapabilmek için yeni medya araçlarını kullanmaktadır. Video özelliği ile Youtube bu marka ve firmaların cazibe merkezlerinden birine işaret etmektedir. Bu durum tüketiciler için de geçerli gibi görünmektedir. Teknoloji çağı ve sosyal medyanın bu denli ilerleyişi, tüketiciler için iletişim araçları karşısında kendilerini ifade edebilme imkanı sunmakla kalmamış, kullanıcıların yeni iletişim araçlarında aktarılan paylaşımların kaynağı konumuna getirmiştir (Mutlu ve Bazarcı, 2017: 28).

Youtube gibi bazı yeni medya ortamlarının hem avantajları hem de dezavantajları bir arada bulunmaktadır. Yeni medya ortamları sahip oldukları çoklu ortam, eş zamanlılık, etkileşim gibi özellikleri ile kullanıcılara geleneksel medya araçlarının veremediği ifade özgürlüğünü sağlamaktadır. Fakat bu ortamların kullanıcılara verdiği bu özgürlük, mesajların kimler tarafından oluşturduğunun bilinememesi ve herhangi bir denetiminden geçmemesi sebebi ile çok sayıda negatif algılama ve söylem internet aracılığı ile paylaşıma açık hale getirmektedir (Dondurucu ve Uluçay, 2015: 1057).

1.3.1.4. Instagram

2010 yılında Kevin Systrom ve Mike Krieger tarafından kurulmuş olan Instagram‟da insanlar, fotoğraf ve video paylaşırlar. Kullanıcılar, fotoğraf ve kısa video çekerek bunları arkadaşlarıyla paylaşırlar. Buna ek olarak içerikler için Instagram‟ın kendine has fotoğraf ve video filtreleri bulunmaktadır. Kullanıcılar filtre seçeneklerinin biri ile 27 paylaşımda bulunabilmektedirler. Bununla birlikte, kullanıcılar uygulamada bulunan “direct” adı verilen bölüm ile kullanıcıların kendi aralarında özel mesajlar göndermeleri mümkün hale gelmektedir. Instagram, 2012 yılında 1 Milyar dolara Facebook tarafından satın alınmıştır (Yaralı, 2016: 26).

Instagram uygulaması genel yapı itibariyle kullanıcılarına fotoğraftan hariç video çekebilme ve paylaşabilme ve diğer kullanıcılar ile iletişime geçebilme imkanı sağlayan bir sosyal paylaşım ortamı olarak tanımlanmaktadır. Bu ağın en önemli özelliği Ios ve Android işletim sistemlerine sahip mobil cihazlarda çalışabilen bir uygulama ile

Şekil

ġekil  1.  Türkiye‟de  İnternet  ve  Sosyal  Medya  Kullanım  Oranları  (Kaynak:
ġekil  3.  Türkiye‟de  Elektronik  Cihaz  Kullanım  İstatistikleri  (Kaynak:
ġekil  4.  Türkiye‟de  Sosyal  Medyada  Harcanan  Zaman  Dilimleri  (Kaynak:
ġekil  6.  Türkiye‟de  İnternete  Giriş  Yapılan  Araçların  Kullanım  Oranları  (Kaynak:
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

In the present study, the impact of public expenditures on selected macroeconomic indicators (public debt, budget deficit, unemployment, GDP growth) and Human

Different methods, like independent component analysis (ICA), adaptive filtering, and empirical mode decomposition (EMD), were studied to efficiently eradicate MA in the

Tüketicilerin sosyal medya kullanım sıklığı ve sosyal medyanın kişisel kararları etkileyip etkilememe durumu ile tüketicilerin FoMO düzeyleri ve hedonik

Bununla birlikte grup ortalamaları da dikkate alındığında kendisini sosyal bir birey olarak tanımlamayan öğrencilerin sosyal medya bozukluk düzeylerinin sosyal biri

Üniversitede öğrenim görmekte olan öğrencilerin, sosyal medya bağımlılığı üzerine görüşleri aylık ortalama harcama miktarı değişkenine göre farklılaşmakta

Ayrıca alt seviye probleminin çözümünde kullanılan AOYTAM’de kullanılan sürücü algılama hatalarını temsil eden varyans sabitinin değişime karşı

In this study, the pieces from SymbTr data set belonging to 13 makams are used to execute 10 different machine learning algorithms for makam recognition and

Buradan hereketle araĢtırmanın amacı, yaygın din eğitimi alanında yapılan çalıĢma ve araĢtırmalara katkıda bulunmak üzere öğrenme ve öğretme süreci