• Sonuç bulunamadı

İlk Tunç Çağ'da Batı Anadolu'nun sosyo ekonomik yapısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlk Tunç Çağ'da Batı Anadolu'nun sosyo ekonomik yapısı"

Copied!
300
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

İLK TUNÇ ÇAĞ’DA BATI ANADOLU’NUN SOSYO

EKONOMİK YAPISI

 

Harun OY

DOKTORA TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Hasan BAHAR

(2)

Bu ve da ya ya

 

                  BİLİMSEL u tezin proj e akademik avranış ve azım kurall ararlanılmas T.C. SELÇ Sosya L ETİK SAY oje safhasınd k kurallara akademik k larına uygu sı durumund ÇUK ÜNİVE al Bilimler E YFASI dan sonuçla özenle riay kurallar çer n olarak ha da bilimsel ERSİTESİ Enstitüsü M anmasına k yet edildiğ rçevesinde azırlanan b kurallara uy Müdürlüğü kadarki bütü ini, tez için elde edilere bu çalışmad ygun olarak ün süreçlerd ndeki bütün ek sunulduğ da başkaları k atıf yapıld de bilimsel ün bilgilerin ğunu, ayrıc ının eserler dığını bildiri Haru (İ etiğe n etik ca tez inden irim. un OY İmza)

(3)
(4)

ÖNSÖZ

İlk Tunç Çağ’da Batı Anadolu’nun Sosyoekonomik Yapısı isimli bu tez çalışmasında her türlü desteğini gördüğüm danışman hocam Prof. Dr. Hasan BAHAR’a teşekkür ederim.

Çalışmamız esnasında bize destek veren ve yardımcı olan Doç. Dr. Özdemir KOÇAK’a da ayrıca teşekkür etmekteyim.

Kütüphane çalışması yapmak amacıyla kaldığım İstanbul Hollanda Araştırma Enstitüsü’nde, müdür Fokke Gerritsen, Kütüphane yetkilileri Ayşe Dilsiz ve Gülten Yıldız’a göstermiş oldukları her türlü yardımdan dolayı teşekkür ederim.

Uzman Yahya Tayhan’a haritalarda yardımcı olduğu için, G. Pelin Ercan’a kaynaklara ulaşmamda ve her konuda desteğinden dolayı teşekkür etmekteyim.

(5)

Te ha ke m iç se so A m   Ö ğrencinin ezin Adı İlk T azırladığımı entleşme, sa Ekono madencilik, m Din, i çerisinde inc Ayrıc eramiği de b Yukar osyo ekonom Anahtar Ke meslek grupl T.C. SELÇ Sosya Adı So Ana B Bilim Danışm Tunç Çağ’d ız bu tez ka ağlık ve bes omik yapı meslek grup inançlar, id celenmiştir. ca Batı An bu kapsamd rıda belirtti mik yapısı o elimeler: So ları. ÇUK ÜNİV al Bilimler E oyadı H Bilim / Dalı T manı P İl E da Batı A apsamında B slenme alışk içerisinde pları ve müh doller, ölü g nadolu’daki da değerlend iğimiz bu ortaya konu osyo ekono VERSİTESİ Enstitüsü M Harun OY Tarih Ana B Prof. Dr. Ha lk Tunç Çağ Ekonomik Y ÖZET Anadolu’nun Batı Anadol kanlıkları de e, tarım, h hürler ele al gömme gele i kültür gr dirilmiştir. konular çe ulmaya çalış omik yapı, t Müdürlüğü ilim Dalı/E san BAHAR ğ’da Batı A Yapısı n Sosyo E lu’nun sosy eğerlendirilm hayvancılık lınmıştır. enekleri ve rupları, ser rçevesinde şılmıştır. tarım, hayv Numarası 08410201 skiçağ Tari R nadolu’nun Ekonomik yal yapısı iç

miştir. , kara ve mezarlıklar ramik bulu İTÇ’da Ba ancılık, tica ı: 11001 ihi Bilim Da n Sosyo Yapısı üz çerisinde mi deniz tic rda kültürel untuları ve atı Anadolu aret, maden alı zerine imari, careti, l yapı İTÇ u’nun ncilik,

(6)

Te W fo tra cu fie w K oc     Ö ğrencinin Ad An Bil Da ezin İngiliz In the Western An oodhabits w In eco ade, mining Religi ultural struc Besid eld were ev As sta were tried to Key words: ccupotional T.C. SELÇ Sosya dı Soyadı na Bilim / lim Dalı anışmanı zce Adı e scope of natolia in E were evaluate onomic stru g, occupotio ion, beliefs cture. des, cultural valuated in t ated above, occur in Ea Socio econ groups. ÇUK ÜNİV al Bilimler E Harun Tarih A Prof. D The So Early B SUMM f this thesi Early Bron ed in the so ucture, agri onal groups s, idols, bur groups, cer this context. in frame of arly Bronze nomic struc VERSİTESİ Enstitüsü M OY Ana Bilim D Dr. Hasan B ocio Econom Bronze Age MARY s studying nze Age, a cial structur iculture, an and seals w rial traditio ramics and . f these issue Age. cture, agricu Müdürlüğü N Dalı/Eskiça BAHAR mic Structu e on the so architecture, re of it. nimal breed were discuss ns and cem Early Bron es socio eco ulture, anim Numarası: 0 ğ Tarihi Bil ure of Weste ocio econom , urbanisat

ding, the lan sed.

metery were

nze Age cer

onomic stru mal breeding   0841020110 lim Dalı ern Anatoli mic structu tion, health nd and ship e investigat ramics withi ucture of the g, trade, mi 001 a in ure of h and pping ted in in the e field ining,

(7)

KISALTMALAR

AA Archaologischer Anzeiger AfO Archıv für Orientforschung

AJA American Journal of Archaeology

AMM Anadolu Medeniyetleri Müzesi ANES Ancient Near Eastern Studies

ANMED Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü ArkST Arkeometri Sonuçları Toplantısı.

AS Anatolian Studies AST Araştırma Sonuçları Toplantısı BAR British Archaeological Records

BASOR Bulletin of the American Schools of Oriental Research Belleten Türk Tarih Kurumu

BMB Boston Museum Bulletin

CAH Cambridge Ancient History

CollAn Colloquium Anatolicum. DTCF Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi

İstMitt. Istanbuler Mitteilungen JMA Journal of Mediterranean Archaeology KST Kazı Sonuçları Toplantısı

(8)

MTA Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü. OJA Oxford Journal of Archaeology PALMET Sadberk Hanım Müzesi Yıllığı

RPRP Reports of Prehistoric Research Projects SIMA Studies in Mediterranean Archaeology SMEA Studi Micenei ed Egeo-Anatolici TAD Türk Arkeoloji Dergisi

TAED Türk Arkeoloji ve Etnografya Dergisi TAİÜ Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul Üniversitesi TAY Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri

TEBE Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü TTK Türk Tarih Kurumu TÜBA Türkiye Bilimler Akademisi

TÜBA-AR Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

(9)

DİĞER KISALTMALAR

Bkz. Bakınız Çev. Çeviren Çiz. Çizim Ed. Editör

EKÇ Erken Kalkolitik Çağ Fig. Figür

GKÇ Geç Kalkolitik Çağ GTÇ Geç Tunç Çağ Haz. Hazırlayan İTÇ İlk Tunç Çağ KÇ Kalkolitik Çağ kg Kilogram km Kilometre mm Milimetre M. Ö. Milattan Önce OKÇ Orta Kalkolitik Çağ OTÇ Orta Tunç Çağ pl. Plate res. Resim vol. Volume

(10)

HARİTALAR LİSTESİ

Harita 1: İTÇ Batı Anadolu Yerleşmeleri Harita 2: İTÇ Batı Anadolu Mezarlıkları

Harita 3: Karamenderes ve Troia Körfezi. (Kayan 1995a: Fig. 8)

Harita 4: Karamenderes ve Troia Körfezi. (Kayan 1995a, Brückner 1997) Harita 5: Türkiye Altın ve Gümüş Yatakları. (M.T. A)

Harita 6: Bakır ve Kalay Yatakları

Harita 7: Anadolu Ticaret Yolları. (Efe-Ay-Efe 2001) Harita 8: Büyük Kervan Yolları. (Arkeo Atlas 2002) Harita 9: Kara ve Deniz Ticaret Rotaları. (Klengel 1990) Harita 10: Batı Anadolu Ticaret Ağları. (Şahoğlu 2005: 342) Harita 11: İTÇ Batı Anadolu Kültür Grupları. (Arkeo Atlas 2003) Harita 12: İTÇ Batı Anadolu Kültür Grupları. (Arkeo Atlas 2003) Harita 13: İTÇ Kap Dağılımları

ÇİZİMLER LİSTESİ

Çizim 1: Troia Yerleşim Planı. (Korfmann 2001b) Çizim 2: Troia. (Mellaart 1959: 143, Fig. 6)

Çizim 3: Limantepe Uzun Evleri. (Erkanal vd. 2010)

Çizim 4: Küllüoba İTÇ II Yerleşimi. (Efe 2007. Küllüoba.org) Çizim 5: Demircihöyük Yerleşim Planı. (Korfmann 1983)

(11)

Çizim 6: Bademağacı İTÇ Yerleşimi. (Duru-Umurtak 2009)

RESİMLER LİSTESİ

Resim 1: Troia Hazineleri. (Korfmann 2001) Resim 2: Troia Depasları. (Korfmann 2001)

Resim 3: Bademağacı İTÇ Mühürleri. (Duru-Umurtak 2008c: 196) Resim 4: Aphrodisias Depas. (Joukowsky 1986)

Resim 5-6: Baklatepe İTÇ Küp Mezarı. (Erkanal 2008b: 172, 175) Resim 7: Baklatepe Metal Buluntuları. (Erkanal 2008b: 173) Resim 8: Baklatepe İTÇ Kapları. (Erkanal 2008b: 173) Resim 9: Kusura Tipi İdol

Resim 10: Kilya Tipi İdol Resim 11: Kiklad Tipi İdol Resim 12: Beycesultan Tipi İdol.

Resim 13: Yenibademli Höyük Bezelye Tohumları. (Dönmez-Mergen 2006, 51) Resim 14: Çayır Höyük, Emirdağ-Afyonkarahisar.

Resim 15: Karahöhük, Emirdağ-Afyonkarahisar. Resim 16: Menteş Höyük, Sandıklı-Afyonkarahisar. Resim 17: Bolvadin Üç Höyük, Afyonkarahiisar.

(12)

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

Bilimsel Etik Sayfası ………...……….…….i

Tez Kabul Formu ………..………ii

Önsöz………...iii

Türkçe Özet………..………iv

İngilizce Özet……….…..……….v

Kısaltmalar Listesi……….………..vi

Diğer Kısaltmalar………..………viii

Harita, Çizim, Resim Listesi………...….……ix

İÇİNDEKİLER…….. ………...…………..xi

GİRİŞ………..……..1

1. İTÇ’DA BATI ANADOLU’NUN FİZİKİ COĞRAFYASI……….……3

2. TARİHİ COĞRAFYA………..……7

3. ULAŞIM……….………....11

4. DENİZCİLİK………..………....13

5. İTÇ’DA BATI ANADOLU’NUN SOSYO EKONOMİK YAPISI……...……....16

5.1. SOSYAL YAPI………..………...16

5.1.1. Mimari………...21

5.1.2. Kentleşme………..24

(13)

5.1.2.2. Ege Bölgesi Yerleşim Özellikleri……….…….31

5.1.2.3. İçbatı Anadolu Bölümü Yerleşim Özellikleri………34

5.1.2.4. Güneybatı Anadolu Bölümü Yerleşim Özellikleri...35

5.1.3. Sağlık………...………..36 5.1.4. Beslenme………..……….40 5.2. EKONOMİK YAPI……….……….45 5.2.1. Ticaret………45 5.2.1.1. Kara Ticareti………..…….47 5.2.1.2. Deniz Ticareti……….50 5.2.2. Madencilik……….…………57 5.2.2.1. Maden Yatakları………..……..60

5.2.2.2. Başlıca Maden Ürünleri ve Kullanım Alanları…61 5.2.2.2.1. Altın Kullanımı………..65 5.2.2.2.2. Gümüş Kullanımı………..……….66 5.2.2.2.3. Bakır Kullanımı…………..……...……67 5.2.2.2.4. Kalay Kullanımı…………....………….70 5.2.2.2.5. Tunç Kullanımı………..73 5.2.2.2.6. Demir Kullanımı………74 5.2.2.2.7. Kurşun Kullanımı…………..………….75 5.2.3. Tarım……….76 5.2.4. Hayvancılık………..……….82

(14)

5.2.5. Meslekler………..……….84 5.2.5.1. Tekstil İşçiliği……….………85 5.2.5.2. Metal İşlemeciliği………...…………87 5.2.5.3. Taş İşçiliği……….………….89 5.2.5.4. Çömlekçilik………...………….91 5.2.5.5. Tüccarlık………...…………..92 5.2.5.6. Avcılık……….………….. 92 5.2.6. Mühürler………..………..93 5.3. KÜLTÜREL YAPI……….……….96 5.3.1. Din ve İnanç………105 5.3.2. İdoller………..……107 5.3.3. Mezarlıklar……….……….112 5.4. SERAMİK………..………121 SONUÇ………...……..133 KAYNAKÇA………147 Ekler……….……….261 Haritalar………262 Çizimler……….………273 Resimler………278 Özgeçmiş……….………..286

(15)

GİRİŞ

Batı Anadolu, coğrafi olarak Ankara’nın batısında yer alan toprakları ifade etmektedir. Günümüzde Batı Anadolu toprakları içerisinde Ege Bölgesi, Akdeniz ve Marmara Bölgeleri bulunmaktadır. İTÇ’daki Batı Anadolu’yu düşündüğümüzde coğrafi ve kültürel olarak Sakarya Nehri’nden (Sangarios) itibaren Ege Denizi’ne kadar olan bölgeyi kapsamaktadır. Bu bölge içersine kuzeybatı Anadolu’da yer alan Eskişehir yöresi, Akşehir yöresi ile Akdeniz’de yer alan Karataş-Semayük’te dahil edilmiştir. Kültürel olarak bu bölgeler Batı Anadolu içerisinde değerlendirilmektedir. Batı Anadolu’nun batısı Sakarya Havzası’ndan (Sangarios), Akşehir ve Teke Yarımadası’na (Likya) kadar uzanan bir hat oluşturmaktadır. Konumuz dahilinde yer alan bu bölgeler haricinde Batı Anadolu kıyılarına yakın Ege Adaları da yeri geldikçe değerlendirmelerimizde kullanılmıştır. Fakat asıl konumuz içerisinde bulunmamaktadırlar. Yine aynı şekilde Trakya topraklarımızda yer alan İTÇ yerleşmeleri de konumuzla ilişkili oldukları kadar değinilmiştir. Kısacası tez konumuz kapsamındaki İTÇ Batı Anadolu’su Sakarya Nehri’nin (Sangarios) batısından Ege Denizi’ne kadar, kuzeyde de Eskişehir ve Bursa’nın da içerisinde bulunduğu Marmara Denizi kıyılarına kadar olan bölgeyi kapsamaktadır.

Kalkolitik Çağ’ın ardından gelen İlk Tunç Çağ’da Batı Anadolu’da sosyal ve ekonomik anlamda parlak bir dönem başlamıştır.

İlk Tunç Çağ’daki bu gelişmeler sayesinde Batı Anadolu’da Troas, İonya, Phrygia, Bithynia, Likya ve Pisidya’da çeşitli kültür grupları oluşacaktır.

İlk Tunç Çağ kendi içerisinde İTÇ I, İTÇ II, İTÇ III olarak alt tabakalara ayrılmaktadır. Batı Anadolu kronolojisi için daha detaylı ayrıştırmalara giden araştırmacılarda bulunmaktadır.1

M. Ö. 3. Binyıl genel olarak İlk Tunç Çağ’a karşılık gelmektedir. Fakat İTÇ, Doğu Anadolu’da M. Ö. 3000’e isabet ederken bu tarih Batı Anadolu’da M. Ö.

      

1

 Efe,  Demircihöyük’  ü  İTÇ  I,  İTÇ  IIa,  İTÇ  IIb,  İTÇ  IIIa,  İTÇ  IIIb  olarak  ayırır.  Bkz.  Efe  1988:  Abb.  98.  Mellink ise İTÇ Ia, İTÇ Ib, İTÇ II, İTÇ IIIa, İTÇ IIIb olarak ayrım yapar. Bkz. Mellink 1992: 213‐219. 

(16)

3500’lere kadar geri gitmektedir. D. Easton’un 14C tarihlendirmelerine göre Batı Anadolu’da İTÇ Kumtepe Ib tabakası ile başlamaktadır.2

Kumtepe’nin en üstteki C katı Troia I ile çağdaştır. Kumtepe B ise Troia I’den daha eskidir. Kumtepe A tabakası ise Neolitik döneme tarihlenir.3

M. J. Mellink’e göre İTÇ I evresini A ve B olarak ikiye ayırmaktadır. A evresi Kumtepe Ib, Kusura A, Demircihöyük’ün alt katları, Beycesultan XX. Tabaka ile çağdaş iken B evresi ise Beycesultan XIX-XVII. Yapı katları, Karataş Semayük’ün I-II. Katları, Demircihöyük C-G katları, Troia I ile çağdaştır. M. Korfmann ise İTÇ I evresini tek evre olarak değerlendirmektedir.4

Renfrew; Troia I kültürünü İTÇ I, Troia II’yi İTÇ II’ye ve Troia III-V tabakalarını da İTÇ III’e tarihlemektedir.5

Beycesultan XIX- XVII. Tabakaları İTÇ I, XVI-XIII. Tabakaları İTÇ II, XII- VI. Tabakalar İTÇ III’ e tarihlenmektedir.6

Karataş’ın I-III. Tabakalar İTÇ I, IV-V. Tabakalar İTÇ II, V-VI. Tabakalar ise İTÇ III’e tarihlenmektedir. Nekropol alanı ise İTÇ II’ ye aittir.7

Limantepe VI. Tabaka İTÇ I, V. Tabaka İTÇ II, IV. Tabaka İTÇ III’e tarihlenmektedir.

Kuruçay Höyük I ve II. Tabakalar İTÇ’a tarihlenmektedir. Milet I, Kalkolitik Çağ’a tarihlenirken Milet II İTÇ’a tarihlenmektedir. Aphrodisias VI. Tabaka İTÇ I’e tarihlenmektedir. Hanaytepe B tabakası İTÇ’a tarihlenmektedir.

      

2

 Easton 1976: 145‐170; Harmankaya 2002: 9; Ayrıca Anadolu’nun 14C tarihlendirmeleri için bakınız.  Erdoğu  vd.  2003;  Erdoğu  2004.  Batı  Anadolu  ile  Yunanistan  ve  Ege  Adalarının  M.  Ö.  3.  Binyıl  karşılaştırmalı tarih ve kronolojisi için bakınız. Kouka 2009a: 133‐149; Coleman 1974: 333‐344; Yakar  1979: 51‐63; Mellaart  1957:  69‐88; Barber  1987: 20‐34; Dickinson 1994: 9‐21;  Manning 1995;  Uhri  2006: 46‐56. 

3 Osten  1943:  151;  Bertram  1995;  Sperling  1976;  356‐357;  French  1961:  118;  Akarca  1978:  12; 

Gabriel 2001: 343; Korfmann 1994: 3; Korfmann vd. 1995: 238.  4  Mellink 1992: 171‐173; Kouka 2009a: 139.  5 Renfrew 1972: 127‐132.  6  Lloyd‐ Mellaart 1956: 101‐135; 1962: 7‐17.  7  Mellink 1964: 65‐66; Warner 1994: 1‐9. 

(17)

1.İTÇ’DA BATI ANADOLU’NUN FİZİKİ COĞRAFYASI

Batı Anadolu’da dağlar doğu-batı yönünde uzanmaktadır. Bu dağ sıraları arasında Büyük Menderes ( antik dönemdeki Maiandros) ve Küçük Menderes ( antik dönemdeki Kaystros), Gediz (antik dönemdeki Hermos), Bakırçay (antik dönemdeki Kaikos) vadileri yer almaktadır.8 Bu vadiler arasında da çeşitli ovalar oluşmuştur.

Batı Anadolu kıyıları girintili çıkıntılı bir yapıya sahiptir. Günümüzden 15000 yıl önce Würm Buzul Dönemi sonunda Ege’deki deniz seviyesi bugünkünden 100 m. daha aşağıdadır.9 Karadeniz ve Marmara birer göl iken Çanakkale ve İstanbul Boğazları da birer akarsu vadisiydi.10 Holosen dönemde (11-12 bin yıl önce) havalar ısınmaya başlayınca günümüzden 6000 yıl önce Ege Denizi bugünkü seviyesine gelmiştir.11 M. Ö. 3. Binyıllarda deniz seviyesinin sabit hale gelmesi ve karalarda erozyonun artması sonucu koy ve körfezler alüvyaller ile dolmaya başlamıştır. Bunun sonucunda da deltalar oluşmaya başlayacaktır.12

Batı Anadolu kıyılarına yakın Ege Adaları, Anadolu karasının doğal bir uzantısı durumundadır. Doğu Ege Adaları ile Batı Anadolu arasındaki deniz derinliği pek fazla olmadığından bir zamanlar Anadolu ile Ege Adaları birbirleriyle bağlantılı olmalıdır.13

Aynı şekilde Midilli Adası da binlerce yıl önce Batı Anadolu ile bağlı olmalıdır. Çünkü Madra Deltası ile Midilli arasındaki kısa mesafede denizin derinliği 50 m. civarındadır.14Würn Buzul Dönemi’nde Ege Denizi bugünkünden 100 m. kadar daha alçak olduğuna göre Midilli Adası prehistorik dönemlerde Batı Anadolu’nun bir parçası durumundadır.

       8  Metin içerisindeki bazı isimler gerekli dörüldüğü yerlerde antik dönemdeki isimleriyle verilmektedir.  9 Kayan 1988: 1991; Öner 2000: 21.  10 Özdoğan 1985: 151‐152; Erol 1987: 180‐182; Atalay 1996: 9; Kayan 2001: 311.  11  Kayan 1995b: 12; 1997: 79; 2003: 73.  12  Özdoğan 1985: 153; Öner 2000: 22.  13 Küleli vd. 1993; Eryılmaz vd. 1998: 69‐72; Derin 2010: 70.  14

 Kayan  2003:  70;  Lambrianides‐Spencer  1996:  167‐200;  1997:  624‐625,  fig.  8;  1998:  214,  fig.  18;  2008: 333; Spencer‐Lambrianides 1997: 175‐180. 

(18)

Deniz seviyesinde yükselmelere, Limantepe’nin İTÇ’a tarihlenen kuzey sur duvarının bir kısmının ve İTÇ limanının tamamının günümüzde Ege Denizi’nin suları altında kalmış olması önemli bir örnektir.15

Coğrafi ve iklimsel şartlara bağlı olarak Batı Anadolu sahilleri ve Limantepe kıyıları çok büyük değişimlere uğramıştır.16 Denizlerdeki gelgit hareketleri, fay hatlarının faaliyetleri, akarsuların taşıdığı alüvyaller ile körfez ve koyların dolması, erozyon ve insanın doğa üzerindeki etkileri sahillerin değişime uğramasındaki önemli faktörlerdendir.

Günümüzden 6-7 bin yıl kadar önce Ege Denizi Efes antik kentinin bulunduğu körfezde yer alan Belevi Boğazı içlerine kadar sokulmaktadır. M. Ö. I. Bin yıllarında ise Efes-Ayasuluk Tepesi’nin batı eteklerine kadar denizin yaklaştığı bilinmektedir. Ayrıca bu deniz yükselmeleri sonucu bölgede çok sayıda lagün ve sığ sular oluşmaya başlayacak ve prehistorik dönem insanlarının balık ve deniz kabuklularından yararlanmasına imkan sağlayacaktır.17Küçük Menderes (Kaystros) Nehrinin taşıdığı toprakların körfezi doldurması sonucu Efes’in bulunduğu körfez tamamen karada kalmıştır.

Akarsuların getirdiği alüvyaller kıyıların oluşmasında önemli derecede etkili olmuştur.18Akarsuların Batı Anadolu koy ve körfezlerini doldurması sonucu pek çok yerleşim alanı toprağın altında kalmıştır. 19 Sahillerde ise deniz seviyesinin yükselmesi sonucu birçok yerleşim sular altında kalacaktır.20

Panaztepe ise M. Ö. 3. ve 2. Binde bir iç deniz olan İzmir Körfezi’nin ortasındaki bir ada üzerinde yer almaktadır. Gediz Nehri’nin getirdiği toprakların körfezi doldurması sonucu 10 km. kadar kara içerisinde kalmıştır.21

       15  Erkanal 2004: 11; Krezoski vd. 2009; Banyasz 2009.  16 Goodman vd. 2009: 101.  17 Kayan 1997: 79; 1999b: 373‐379; 2006: 137; Evren‐İçten 1998: 113; Vardar‐Sarıöz 2006: 57; Kraft  vd. 2007: 121‐146; Büyükkolancı 2008: 42.  18  Erol 1968: 90‐91.  19 Kayan 2003: 68.  20  Erkanal 1996: 70.  21  Erkanal 2006: 53; Kolankaya‐Bostancı 2008: 168. 

(19)

Troia sahilleri de Holosenden beri değişim geçirmektedir.22Bundan 10 bin yıl önce deniz seviyesi bugünkünden 50 m. daha aşağıda olup vadi içlerine kadar denizle kaplıydı. 23 Troia, İTÇ’da Çanakkale Boğazı’nın girişinde bir körfezde yer

almaktadır.24 Bu körfez Karamenderes (Skamender) ve Dümrek (Simoeis) çaylarının getirdiği aluvyallar sonucu dolmuştur.25(Harita 3-4)

Gökçeada’da yer alan Yenibademli Höyük yerleşmesi İTÇ’da adanın kıyısında yer alırken günümüzde kıyının dolması sonucu 1,5 km. içerde kalmıştır.26Yapılan araştırmalar, günümüzden 5000-3500 yıl önce Yenibademli Höyük çevresinde denizin 2 m. kadar alçalmış olduğunu göstermiştir. Günümüzden 2000 yıl öncesinde ise deniz bugünkü seviyesine gelmiştir.27

Kaş ve Patara çevresindeki Eşen Ovası’nın bulunduğu çukurluk Holosende körfez haline gelmiştir. Daha sonra Eşen Çayı’nın getirdiği alüvyallerin körfezi doldurması sonucu ovanın doğu bölümünde bir lagün oluşmuştur.28

Büyük Menderes (Maiandros) Nehrinin taşıdığı alüvyallerin Latmos Körfezi’ni doldurması neticesinde deniz kıyısında bulunan Milet ve Priene gibi liman kentleri karada kalmışlardır.29

İTÇ’da Batı Anadolu’da ılıman bir iklimin var olduğu bilinmektedir.30

Dilek Yarımadası ve Latmos Körfezi’ni de içine alan bölgedeki Milet ve Priene kentlerinin bulunduğu coğrafya İTÇ’da yoğun meşe ormanlarıyla kaplıydı.31Körfezin dolması sonucu Bafa Gölü oluşmuştur.

       22  Kayan 1998: 1‐13; 1999a: 541‐547.  23  Kayan 1996; 2003: 70.  24 Kayan 1991: 79‐91; 2009: 110.  25 Cook 1978: 75‐79; Brückner vd. 2005: 98‐100, fig. 2‐3; Kayan vd. 2003: 379; Kraft vd. 2003: 361‐ 375.  26 Hüryılmaz 2000: 232; Kahraman 2005: 27.  27 Hüryılmaz 2006e: 31.  28  Öner 1996: 113‐114; 1998: 437, şekil 5; 1999: 68‐69, şekil 10.  29

 Brückner  2000:  255‐256;  2003:  130;  Brückner  vd.  2006:  69‐70;  Müllenhoff  2005:  Abb.  56;  Hakyemez vd. 1999: 549; Doğu 1988: 319; Yalçın 1997: 7‐8. 

30

 Zeist vd. 1975: 140‐142; Bottema‐Woldring 1984: 146‐148. 

31

(20)

Burdur ve Göller Bölgesi’nin de Holosendeki coğrafi yapısı zamanla değişime uğramıştır. Yoğun çam, meşe ve ardıç ormanları ile kaplı bitki örtüsü zamanla tahrip edilmiştir.32

Kuruçay Höyük kazılarında çok sayıda bitkiye ait kalıntı ortaya çıkarılmıştır. Bu örneklerden M. Ö. 5600-5000 tarihlerinde Kuruçay Höyük çevresinin çam, katran ve meşe ormanlarıyla kaplı olduğu sonucu çıkmaktadır.33

Yenişehir ve İznik Göllerinin su seviyelerinde iklim ve sıcaklıklara bağlı olarak Holosenden beri bazı değişimler görülmektedir. İznik Gölü’nün Holosen başlarında (M. Ö. 6. Binlerden önsesi) göl seviyesi bugünkünden birkaç metre daha yüksektir. M. Ö. 6-3. Binlerde ise sıcaklık ve buharlaşmanın artmasıyla göl seviyesi bugünkünden birkaç metre daha aşağıda bulunmaktadır. Daha sonraları iklim ve sıcaklığa bağlı olarak değişen göl seviyesi günümüzdeki haline gelmiştir. Bu nedenle İznik ve Yenişehir Göllerindeki bu değişimlere bağlı olarak İTÇ yerleşimleri göl ve ovaya göre konumlanmışlardır.34

Göller Bölgesinde yer alan Eğirdir, Kovada, Eber, Acıgöl ve Burdur Gölleri çevresinde yer alan çok sayıda İTÇ yerleşimi bu göllerin durumuna göre konumlanmıştır. Ayrıca Batı Anadolu’daki ova ve düzlüklerde, vadilerde, kısmen de yüksek noktalarda yerleşmeler görülmektedir.

Manisa, Kula civarında en erken 8-10 bin yıl öncesine tarihlenen insan ve hayvanlara ait ayak izleri bulunmuştur. Bu ayak izleri volkanik patlamaların ardından zemini kaplayan kül tabakası üzerinden geçen insanlara aittir. Bu izler bu bölgedeki volkanik faaliyetlere işaret etmektedir.

       32 Eastwood vd. 1999: 671.  33  Deniz 1983: 120.  34  Kayan 1987: 213‐217. 

(21)

2. TARİHİ COĞRAFYA

Batı Anadolu çok girintili çıkıntılı bir yapıya sahiptir. Bu nedenle coğrafi olarak binlerce yıldır kıyı şekilleri değişime uğramıştır. Nehirlerin taşıdığı alüvyallerin koyları doldurmasının yanı sıra, deniz seviyesindeki yükselme ve alçalmalarla beraber Batı Anadolu kıyıları günümüzdeki şeklini almıştır. Bugün coğrafi olarak var olan Batı Anadolu sahilleri İTÇ’da daha farklı bir durumdadır. İTÇ’da denizle bağlantısı olan bazı yerleşmeler günümüzde denizden çok uzakta bulunmaktadır.

Çanakkale Boğazı’nın girişini kontrol eden Gelibolu Yarımadası Neolitik dönemden beri Batı Anadolu ile Balkanlar ve Ege arasında kilit noktada yer almaktadır. Bu nedenle yarımada erken dönemlerden beri çeşitli topluluklar tarafından iskan edilmiştir.35

Coğrafi ve iklimsel şartlara bağlı olarak kıyılarda pek çok değişim kaçınılmazdır.36Troia’da coğrafi olarak deniz kıyısında bir merkez olmasına karşın Karamenderes (Skamender) ve Dümrek (Simoeis) Çaylarının getirdiği alüvyaller körfezi doldurmuş ve yerleşme denizden içeride kalmıştır.37

Batı Anadolu’nun tarih boyunca Ege Adaları, Kıta Yunanistan’ı, Kıbrıs, Balkanlar ve İç Anadolu ile ticari, ekonomik ve kültürel bağlantıları bulunmaktadır.

Kalkolitik Çağ sonlarında hız kazanan ve İTÇ’da zirveye ulaşan ticari ilişkiler Anadolu’nun her yönden zenginleşmesine ve kalkınmasına neden olmuştur. Anadolu bu çağda Mezopotamya, Suriye ve Mısır ile çok güçlü ilişkiler tesis etmiştir. Bu bölgeler ile sıkı bir kara iletişiminin yanı sıra denizden de Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de canlı ticari ilişkiler mevcuttur. Coğrafi olarak hem kara hem de denizlere hakim bir konumda olması, zengin doğal kaynakları ve çeşitliliğinin getirdiği avantajları sayesinde İTÇ Anadolu’su parlak bir dönem yaşamıştır.

       35 Özbek 2007: 359‐360; 2008: 1‐14.  36  Goodman vd. 2009: 103.  37  Kraft vd. 1982. 

(22)

Batı Anadolu ile Balkanlar arasında M. Ö. 4. Binden başlayan bazı kültürel paylaşımların var olduğu görülmektedir. Bu kültürel paylaşımlar Karadeniz’in kuzeybatısı ve Balkanlar ile Batı Anadolu arasındadır.38

Kıbrıs’ta ele geçen çeşitli seramik buluntular GKÇ ve İTÇ I-II’de Batı Anadolu ve Kıbrıs arasında çeşitli ilişkilerin var olduğunu göstermektedir.39 Bu ilişkiler Batı Anadolu’nun Kıbrıs ve diğer Ege Adaları ile olan münasebetlerini ortaya koymaktadır.

Batı Anadolu coğrafi olarak doğu-batı yönünde denize paralel uzanan yüksek dağlara sahiptir ve bu dağlar arasında uzanan nehirler ve ovalar yaşamaya çok uygun olup İTÇ’da birçok prehistorik yerleşme kurulmuştur.40

İTÇ’da Batı Anadolu’daki vadi ve ovalarda yoğun bir yerleşimin var olduğu görülmektedir.41 Bu yerleşmelerin kimisi deniz kıyısında yer almakta, kimisi de Menderes (Maiandros) ve Gediz (Hermos) vadilerinde bulunmaktadır, bunların yanı sıra yüksek noktalarda da yerleşmelerin var olduğu görülmektedir.

Troia İTÇ’da deniz kenarında, Karamenderes (Skamender) ve Dümrük (Smoeis) çaylarının geçtiği yerde verimli bir coğrafyaya sahiptir. Su kaynakları bakımından zengin ve bitki vejetasyonu çeşitlidir. Troia İTÇ’da bölgenin merkezi durumundadır. Etrafında 5 ile 7 km. arasında değişen uzaklıklarla beş adet yerleşme bulunmaktadır. Troia bu yerleşmelerin merkezi kenti durumundadır.42

Kumtepe ile Troia İTÇ’da komşu durumundadır.43Bu iki yerleşmenin de paleocoğrafik olarak denizle ilişkisi vardır.44

İTÇ II, özellikle Batı Anadolu’da Troia II’ deki gibi kent kültürünün ortaya çıktığı dönemdir.45 Bu dönemde yerleşmeler genişlemekte ve sayıları artmaktadır.46

       38  Nikolova 2008:157; Erdoğu 2005.  39 Peltenburg 2007: 141‐142.  40 Erol 1983: 73‐83; Günel 2003: 54; 2004b: 720; Yakar 2000: 11‐12; Başerkafaoğlu 2006: 280.  41  Derin 2006: 6; Caymaz 2002; 2006: 206; Günel 2006a: 404‐405.  42  Riehl 1999a: 77.  43 Korfmann vd. 1995.  44  Kayan 1995a.  45  Yakar 1985: 47; Easton vd. 2002; Aktüre 1994: 67. 

(23)

Bu dönemde Troia, Batı Anadolu ve Çanakkale Boğazını kontrol etmektedir. Ege’den Karadeniz’e geçişte Troia stratejik bir konuma sahiptir. 47 Ayrıca

Anadolu’nun Balkanlara açılan önemli bir noktasıdır.

Limantepe, Kikladlar, Kıta Yunanistan’ı ve İç Anadolu arasında köprü görevi gören önemli bir yerleşmedir.48 Limantepe, Gediz Vadisi ile İç Anadolu’ya açılmakta, limanı sayesinde de Ege Adaları ve Kıta Yunanistan’ıyla bağlantılar kurmaktadır.49

Baklatepe, Tahtalı Çayı’nın hemen kenarında, Cuma Ovası’na hakim bir konumda, Küçük Menderes (Kaystros) Vadisi ile bağlantılı olması nedeniyle de önemli ve stratejik bir yerdedir. Buradan İzmir’e ve Ege Denizi’ne açılan bir noktayı tutmaktadır.50

Ulucak Höyük deniz kıyısına yakın bir yerde ve ovaya hakim olan bir noktada kurulmuştur. Yerleşme kıyı ile iç bölgedeki ovalar arasında bağlantıyı sağlayan bir geçitte yer almaktadır.51

Efes-Çukuriçi ve Arvalya (Gül Hanım) Höyükleri Küçük Menderes (Kaystros) Nehrinin Ege Denizi’ne ulaştığı bölümde yer almaktadır. Bu yerleşmelerde oturanlar doğa ve iklim koşullarının uygun olması, Küçük Menderes (Kaystros) ve Ege Denizi’ne yakın olması gibi nedenlerle burayı tercih etmişlerdir.52 Aydın bölgesinde tespit edilen çok sayıda İTÇ yerleşimi Büyük Menderes (Maiandros) havzasında yer almakta ve kıyı ile iç bölgeler arasındaki doğal yollar üzerinde bulunmaları nedeniyle büyük önem arz etmektedirler.53

Güneybatı Anadolu’nun bir yandan İç Anadolu ile ilişkileri varken diğer yandan da Ege Adaları ve Kıta Yunanistan’ı ile ilişkileri bulunmaktadır.54

        46 Şahoğlu 2005: 339.  47  Korfmann 1995a: 173; 1996; Erdem 2004: 83; Apakidze 2008: 118; Wright 1998: 355; Erkanal  1996: 71.  48 Erkanal 2004: 115.  49  Erkanal 1996: 76; Tuncel 2008: 585.  50  Erkanal‐Özkan 1999a: 12; Tuğcu 2004; Böyükulusoy 2006: 185; Kolankaya‐Bostancı 2006: 221.  51 Derin‐Öner 1997: 412.  52  Evren‐İçten 1998: 112‐113.  53  Günel 2004d:1‐ 9. 

(24)

İTÇ III dönemi Anadolu’da belli bir bölgeye hakim olup siyasi ve askeri gücü elinde bulunduran sülalelerin ortaya çıktığı dönem olarak adlandırılabilir.55

Anadolu’nun İTÇ III dönemi ile ilgili Mezopotamya çivi yazılı kaynakları bilgiler vermektedir. Akkad kralı Sargon’un Anadolu’ya yapmış olduğu seferlerinde birçok kent ve kralla mücadele ettiğinden bahsedilir. Metinlerde, tüccarların şikayetleri sonucu Sargon’un Puruşhanda’ya kadar gelip kenti ele geçirdiği ve kral Nur-daggal’ın Sargon’un üstünlüğünü kabul ettiği anlatılır.56

Akkadlı Naramsin’in de Anadolu’ya seferler yaptığı görülmektedir. Naramsin’e isyan eden 17 kraldan ve bu kralların hüküm sürdüğü kentlerden isimleriyle bahsedilir.57 Bunlar arasında Hatti kralı Pampa ve Kaniş kralı Zipani’de vardır. Bu durum Anadolu’da yerel kralların kendi bölgelerinde bağımsız olarak hüküm sürdüğünü, daha güçlü bir düşmana karşı birlik oluşturduklarını göstermektedir. Bu kentlerden Hatti ve Kaniş Orta Anadolu’da yer almaktadır. Orta Anadolu’da durum böyle olduğuna göre Anadolu’nun batısında da aynı özellikleri gösteren kentler ve kralların var olduğu düşünülmelidir.58

İTÇ III’te güçlü olup çevresindeki daha küçük ve zayıf yerleşmeleri kontrolünde tutan kent devletlerinin var olduğu söylenebilir.59 Bu kent devletlerinin birbirinden bağımsız ve mücadele halinde oldukları, ayrıca merkezi ve büyük bir otoritenin olmadığı görülür.

Mama kralı Anum-Hirbi’nin Kaniş kralı Warşama’ya yolladığı mektupta; bu iki krala bağlı daha zayıf kralların kendi arasındaki anlaşmazlıklardan bahsedilmektedir.60 Kendi bölgesinde güçlü olan kralların daha zayıf olanları kendine bağladığını görülür. Bu durum İTÇ III dönemi Anadolu’sunun durumuna ışık tutmaktadır.         54 Gülseven 2002.  55 Yakar 1985: 280‐399.  56  Yiğit 2000: 21; 2003: 174‐175; Van de Mieroop 2000: 136‐138; Westenholz 1998:5‐22.  57  Bilgiç 1948: 494; Van de Mieroop 2000: 138; Şahoğlu 2005: 344‐345.  58 Yiğit 2000: 23.  59  Yiğit 2003: 178; Bilgiç 1948: 502.  60  Balkan 1957. 

(25)

3. ULAŞIM

Batı Anadolu’da denize paralel olarak uzanan yüksek dağlar ulaşımı da etkilemektedir. Bu dağlar arasında uzanan Büyük Menderes (Maiandros) ve Küçük Menderes (Kaystros) Nehirleri ile Gediz Nehri (Hermos) ulaşım için çok önemlidir.61 Yüksek dağların arasındaki nehirleri takip eden doğal yollar ulaşım için en uygun yerleri oluştururlar. Bu nedenle tarihi yol güzergahları bu nehir vadilerini takip etmektedir.

Bu doğrultuda, Batı Anadolu’yu İç Anadolu’ya bağlayan üç önemli doğal yol güzergahı bulunmaktadır.62

Birinci yol, Troia’dan başlayıp Balıkesir’den Kütahya ve Eskişehir’e doğru Porsuk Vadisi’ni takip ederek Gordion’a ulaşan doğal yoldur. Bu yol Troia’dan başlayıp Demircihöyük üzerinden İç Anadolu’ya ulaşır.63

İkinci yol, İzmir’den başlayıp Uşak ve Afyonkarahisar’a ulaşan yoldur. Bu güzergahta Gediz ve Konya ovaları birleşmektedir. 64 Batı Anadolu ile Orta Anadolu’nun bağlantısı Akşehir ve Konya arasında yer alan Karasevinç ve Çeşmecik yerleşmeleri sağlamaktadır.65

Üçüncü yol, Büyük Menderes (Maiandros) Ovası’ndan Denizli-Beycesultan’ı takip ederek İç Anadolu’ya, güney yönünde Burdur-Göller Bölgesi’ne uzanmaktadır.66 Denizli üzerinden gelen yol kuzeye doğru Afyonkarahisar’a, güneye doğru Burdur-Göller Bölgesi’ne uzanır.67(Resim 14-17) Bu yol ile hem İç

      

61

 Mellaart 1971; Şahoğlu 2005: 346; Günel 2004b: 720; Niemeier 2001: 18. 

62 Yakar 1985: 94; Günel 2003: 54; Çilingiroğlu vd. 1999: 5. 

63 Şahoğlu  2005:  345.  Demircihöyük  Eskişehir  Ovası’nda  önemli  yol  güzergahlarının  geçtiği  bir 

yerleşim yeridir. Bkz. Korfmann 1983: 246.  64  Günel 1999: 157.  65 Bahar vd. 1996: 21.  66  French 1997: 573; Yakar 1985: 95; 2000: 12.  67  Günel 2003: 54. 

(26)

Anadolu’ya hem de Göller Bölgesi’ne ulaşım sağlanmaktadır.68Buradan da Karataş-Semayük’e uzanır.69

Denizli ile Köyceğiz arasında uzanan Gölgeli Dağ, Ege ile Akdeniz arasında geçiş bölgesi özelliği taşımaktadır.70

Manisa yakınlarında Marmara Gölü’ nün güney kıyısındaki Ahlatlı-Tepecik yerleşmesi Sart yakınlarından Akhisar’ a ve kuzeye giden ticaret yolu üzerindedir.

Şartamhari metinlerinde Anadolu’daki Puruşhanda’ya giden yolların ne kadar zorlu olduğundan ve kara ulaşımı hakkında bilgiler elde edilebilmektedir. Sargon tüccarlardan yollar hakkında bilgi almak maksadıyla sorular sorar.71

İTÇ’da Tarsus, Batı Anadolu ve İç Anadolu bölgesini Kilikya, Kuzey Suriye ve Fırat havzasına ve oradan da Mezopotamya’ya bağlayan güzergahta kilit bir öneme sahiptir. Troia ile Tarsus arasında ulaşım karadan da güçlü bir şekilde bağlantılıdır.72

T. Efe tarafından ‘Büyük Kervan Yolu’ olarak ifade edilen yol güzergahı ise, Kilikya’dan Konya-Akşehir üzerinden73 Afyonkarahisar-Bolvadin’e, (Resim 17) buradan da Eskişehir-Bozüyük’ü takip ederek İznik, İnegöl tarafından Troia’ya ve Marmara’ya uzanmaktadır. Bu ana yol haricinde alternatif yollar da bulunmaktadır.74Batı Anadolu’daki ana yol güzergahları Orta Anadolu’da Büyük Kervan Yolu ile birleşmektedir. Orta Anadolu’da Konya’ya ulaşan yollar buradan ikiye ayrılarak biri Gülek Boğazı’ndan Kilikya’ya, diğeri de kuzeydoğuya hareketle Aksaray üzerinden Kayseri’ye ulaşmaktadır.75

       68  French 1997: 571‐573.  69 Şahoğlu 2005: 346.  70 Erol 1983: 73; French 1997: 576; Günel 2003: 55.  71  Yiğit 2003: 175.  72  Efe 1998: 301‐302.  73 Bahar‐Koçak 2004: 8.  74  Efe 2007a.  75  Bahar vd. 1996: 21. 

(27)

4. DENİZCİLİK

Doğal liman alanları olan körfez ve koylar erken dönem denizcilik faaliyetleri için çok önemlidir.76Denize kıyısı olan bölgeler ile adalarda yerleşmiş olanlar denizcilikte ilerlemişlerdir. Özellikle Ege’de yer alan çok sayıda adada oturan topluluklar diğer bölgelerle bağlantılarını ve ihtiyaç duydukları malzemenin temini deniz yoluyla sağlamaktadır. Deniz yolundan başka iletişim imkanı olmadığından Ege Adalarında denizcilik gelişmiştir. Girit, Kıbrıs ve Ege adalarında denizciliğin gelişmesi, dışarıyla olan bağlantılarının sadece denizcilikteki gelişmelere bağlı olduğu açıktır.

Denizcilik açısından Batı Anadolu kıyıları pek çok körfez ve koya sahip olması nedeniyle gemiler ve denizciler için çok önemlidir. Batı Anadolu’nun çok girintili çıkıntılı yapısı her zaman gemiler için en uygun sığınma yerlerinden biri olmuştur.

Tunç Çağı’nda gemilerin yapımı ve denizciliğin finanse edilmesi pahalı olduğundan bu işleri sarayların veya elitlerin finanse ettiği düşünülebilir. Ayrıca mal ithal ve ihracına dayalı deniz ticareti, gemiler ve mürettebatın ihtiyaçları da masraflı olacağından yönetici, elit ve zenginlerin denizciliği finanse etmiş olması en doğalıdır.77

İTÇ’da denizlerde ulaşım ve ticaret sahilleri takip ederek yapılmaktadır. Açık denizlere açılmak hem tehlikeli hem de zordur. Kıyıları takip ederek ilerleyen gemiler çeşitli limanlara uğrayarak her türlü yiyecek, içecek ikmal ve mal teminini gerçekleştirebilmektedir.

İTÇ II’de denizciliğin gelişmesi ile deniz ticareti de gelişecektir.78 Bu nedenle

Batı Anadolu’nun denizaşırı ilişkileri İTÇ II’de önemli derecede artmaktadır.79

       76  Stanley‐Warne 1994: 228‐230; Wachsmann 1998; Goodman vd. 2009: 101.  77 Balkozak 2007.  78  Ekschmitt 1986: 90‐95.  79  Keskin 2003. 

(28)

Kiklad tipi kap ve idollerin Batı Anadolu’da görünüyor olması Kikladlar ve diğer Ege Adaları ile Batı Anadolu arasındaki deniz ulaşımı ve ticaretini göstermesi bakımından önemlidir.

İTÇ denizciliğinde çok önemli bir noktada yer alan Troia, Akdeniz’in doğusundan başlayan ve Karadeniz’e kadar uzanan deniz rotası üzerindedir.80

İzmir Körfezi denizcilik ve liman faaliyetleri açısından çok uygun bir konuma sahip olması nedeniyle erken dönemlerden beri deniz ulaşımında önemli bir merkez olmuştur.81

Limantepe İTÇ I ve II’de Batı Anadolu ile Ege Adaları arasında deniz ticareti için önemli bir merkez olmuştur. Burada tespit edilen liman İTÇ denizcilik faaliyetleri içerisinde önemli bir yer tutmaktadır.82

Panaztepe ve Kumtepe’de deniz kenarında liman olması gereken yerleşmelerdir. Panaztepe M. Ö. 3. Binde bir liman kenti olarak kurulduğundan 2. Bindede bu önemini korumuştur.83

Milet deniz kenarında yer alan bir liman kenti olması nedeniyle İç Anadolu’dan gelen malzemelerin Ege Adaları ve Kıta Yunanistan’ına aktarılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Buradaki kazılarda Kiklad türü kaplar ile idollerin ele geçmiş olması bu ilişkilere ışık tutmaktadır. Milet, Ege Adaları ile İç Anadolu arasında aktarımı sağlayan Batı Anadolu’daki merkezlerden birisidir.84

Yine Ege Adaları ile Batı Anadolu arasındaki ulaşım ve ticaret ancak deniz yoluyla mümkündür. Birbirlerine yakın pek çok adada oturanlar arasında denizciliğin en önemli uğraş olmasına neden olmuştur.

      

80 Neilson 2009: 30‐31; Easton vd. 2002; Wright 1998: 361.  81

 Erkanal‐Günel 1996: 305‐306. 

82

 Kouka  2009a:  141;  Şahoğlu  2005:  352;  Greaves‐Helwing  2003a:  145;  Erkanal  2004:  115;  Banyasz  2009. 

83

 Erkanal 1992: 448‐452. 

84

(29)

Tarsus İTÇ II’de Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Girit ve Yunanistan’a kadar ilişkileri olan önemli bir liman merkezidir.85

İklime bağlı olarak deniz seviyelerinin yükselmesi veya alçalması sonucu 44 tarihi liman kullanılmaz hale gelmiştir.86

Eskiçağlarda gemiler hem yelkenli hem de kürekle hareket etmektedir. Özellikle adalar arasında ve kısa mesafelerde yoğun olarak gemiler kullanılmıştır. Yelken Mısır’da M. Ö. IV. Binden beri kullanılmaktadır. Akdeniz’de ise M. Ö. II. Binlerde yelken kullanımı başlar.87 Tell el Dab’a daki M. Ö. 1800’lere tarihlenen Suriye mührü üzerinde yelkenli gemi tasviri görülmektedir.88M. Ö. II. Bine tarihlenen taştan bir Girit mührü üzerinde de direkli bir gemi tasvir edilmiştir.89 Çeşitli seramik buluntuları üzerinde kürekli ve az sayıda yelkenli gemi tasvirleri tespit edilmiştir. Dorak’ta İTÇ II,90 Knossos’ta Erken Minos I-III, Kikladlarda İTÇ II’ye ait gemi betimlemeleri İTÇ’da Ege bölgesinde denizcilik faaliyetlerine ışık tutan buluntulardır.91Thermi’de İTÇ’a ait pişmiş topraktan gemi ve kayık modelleri kazılarda ortaya çıkarılmıştır.92

Türkiye’nin güney kıyılarında Tunç Çağına ait çok sayıda taş çapa bulunmuştur. Bu durum güney kıyılarımızdaki deniz ticareti ve gemi güzergahlarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır.93

       85  Mellink 1989: 323; 1998: 6; Knapp 2008.  86  Özdemir 2004: 189.  87 Wachsmann 1998: 10‐38.  88 Wachsmann 1998: 42, fig. 3.1.  89  Casson 1971: fig. 34‐36; Wachsman 1998: fig. 6. 28; McGrail 2001: 112, fig. 4.  90 Dorak, Bursa İli Mustafa Kemal Paşa İlçesi yakınlarında bir köydür. J. Mellaart tarafından burada ele 

geçtiği  belirtilen  çok  zengin  buluntular  hakkındaki  bilgiler  sadece  yaptığı  yayınlarla  bilinmektedir.  Herhangi  bir  müze  veya  koleksiyonda  olup  olmadığı  belli  olmayan  bu  eserler  hakkında  bilgiler  tartışmalıdır.  91 Mellaart 1966: 170, fig. 53.  92  Marangou 1996: 279‐282, fig.4‐7, 10.  93  Evrin vd. 2000: 109‐116. 

(30)

5. İTÇ’DA BATI ANADOLU’NUN SOSYO EKONOMİK YAPISI 5. 1. SOSYAL YAPI

İklim şartları uygarlığın gelişmesi için çok önemlidir.94 İklim koşullarının uygun olmadığı yerlerde insanların barınması, çoğalması ve sosyoekonomik yönden ilerlemesi ve medeniyetlerin oluşması imkansızdır. Bu nedenle Neolitik dönemde iklimin normalleşmesiyle insanlar yerleşik hayata geçerek tarımsal üretime başlamışlardır. Üretim fazlasının oluşmasıyla ticaret başlayacak ve buna bağlı olarak ise kültürel gelişmelerde ilerleyecektir.

Kalkolitik döneme göre İTÇ’da nüfus ve yerleşmelerin sayısında bir atış görülmektedir.95 İTÇ II’de kentlerin büyümesi ile hammadde ihtiyacı da artış göstermiştir. Üretimin artması, ticaretin gelişmesi ile kültürel alışveriş yoğunlaşacak ve sosyoekonomik değişimlerde beraberinde gerçekleşecektir. Yine ticaretle mal aktarımı yapılırken bir yandan da farklı kültürlerin birbirleri ile aktarımları yoğunlaşmaktadır.

GKÇ’a göre İTÇ yerleşmeleri daha zengin ve gösterişli buluntular vermektedir. Bu durum İTÇ toplumlarının sosyoekonomik olarak daha da zenginleşmiş olduklarını gösterir.

İTÇ II’de bölgesel yöneticiler ve elitler ortaya çıkacaktır. Bunlar uzun mesafeli ticareti ve yönetimi kontrol etmeye başlayacaklardır.96

İTÇ II’de her alanda uluslararası bir canlanma ve gelişme görülmektedir.97 Özellikle İTÇ II’de uzun mesafeli ilişkiler ve ticaret gelişim

       94  Özdemir 2004: 189.  95 Meriç 1987: 247; Efe 1994c: 578.  96  Şahoğlu 2008: 489; Yakar 2000: 21.  97  Broodbank 2000: 276‐319. 

(31)

göstermemektedir.98Ayrıca İTÇ II nüfusun ve metal üretiminin artış gösterdiği, pek çok gelişmenin yaşandığı bir dönemdir.99

Batı Anadolu’da Troia başta olmak üzere büyük alanlara yayılmış ve gelişmiş kentlerde özel fonksiyonları olan binaların var olması, surla çevrelenmiş olmaları, sokakları, megaronları ile hiyerarşik bir yapının ve yönetici sınıfın olması gerekmektedir. Kendi kendine yeten kentlerde düzenin sağlanması için belli sosyal kuralların olması ve bu kuralları uygulayacak yöneticilerin olması gerekmektedir.

Troia I’den sonra kentin alanı genişlemektedir. Bu genişleme nüfusun artmış olduğunu göstermektedir. Troia I sosyoekonomik olarak köy iken Troia II zanaatkarları, çiftçileri, balıkçıları, tüccarları ve yöneticileri ile bir kenttir. Ticaretle zenginleşen Troia’da ekonomik güç siyasi gücü desteklemiştir. Birbirlerini destekleyici bu durum kent devletinin güçlenmesine sağlayacaktır.100

Troia II dönemine tarihlenen zengin hazine buluntuları Troia’nın sosyoekonomik açıdan ne kadar gelişmiş olduğunu göstermektedir.101 Yukarı kentte oturan elitler özel ürünlerin tetkikinde uzmanlaşmış olmalılar veya uzmanlaşmış kişileri çalıştırmaları gerekmektedir. 102Troia II’de surla çevrili yukarı kenttin sarayında elitler ikamet etmektedir. Halk ise aşağı kentte yaşamaktadır.

Güçlü ticari ilişkilere sahip kentler geliştikçe sosyal düzen ve yönetimi sağlayacak yapılanmaların oluşması gerekmektedir.103 Çeşitli meslek gruplarının ortaya çıkması üretimi artırmış ve üretim fazlası mallar sayesinde de ticari faaliyetler gelişmiştir. Siyasi ve ekonomik gücün gelişmesiyle kentlerde gelişerek daha geniş alanlarda etkin olacaklardır.

Kervan yolları üzerinde ticareti organize eden kişiler bulundukları toplumda zenginleşerek yönetimde söz sahibi olacaklardır. Ticaretle zenginleşen kentler çevrelerinde merkezi bir konuma yükselerek önemli bir güç haline geleceklerdir.        98 Sherratt 2000; Kouka 2008a.  99  Bilgi 1997: 5.  100  Aktüre 1994: 114.  101 Erdem 2004: 79‐83.  102  Riehl 1999a: 76.  103  Cosmopoulos 1995: 30‐32. 

(32)

Ticaretin getirdiği zenginlik sayesinde sosyoekonomik olarak toplum daha iyi bir seviyeye ulaşacaktır. Kazılarda çıkarılan pek çok buluntu İTÇ toplumunun sosyoekonomik gelişmişliğine ışık tutmaktadır.

Kumtep A’nın ekonomisi büyük oranda deniz ürünlerine ve yemişlere bağlı iken Kumtepe B sosyoekonomik olarak ziraatta gelişmiştir. Kumtepe C ise Troia ile sosyoekonomik olarak uyum içindedir.104

Akhisar yakınlarında yer alan Kulaksızlar, Kalkolitik Çağ sonlarında mermer heykelcik ve kap üretimi yapan bir merkezdir. Bu dönemde sosyoekonomik olarak tarım ve hayvancılığın yanında el sanatlarında uzmanlaşmanın olması ve bundan ekonomik kazanç elde ediliyor olması önemlidir. Kulaksızlar atölyesi gelişmiş bir üretim sistemi ve dağıtım ağının var olduğunu ortaya koymaktadır.105 Bu ürünler sosyoekonomik olarak prestij, değiş tokuş ve sembolik temsili olan ürünlerdir. Batı Anadolu’da Kalkolitik Çağ’da kentleşmenin daha başlamadığı bir dönemde uzmanlık isteyen bir üretim organizasyonunun ve dağıtım sisteminin var olması önemli bir durumdur.

İTÇ’da yerel hammadde kaynakları yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Toplumlar çevrelerinde bulunan doğal hammadde kaynaklarından yararlanarak ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Ağaç, taş, bitki, maden her türlü yerel kaynaktan çeşitli aletler günlük yaşamın vazgeçilmezi olmuştur. Kazılarda ele geçen buluntuların büyük bir kısmı yerel hammadde kaynaklarından temin edilen malzemeden yapılma ürünlerdir.

Ekonomi İTÇ’da tarımsal üretim ağırlıklı olup hammadde ve değiş tokuş faaliyetleri sayesinde gelişecektir.

Demircihöyük kazılarında yerleşmenin nüfusunun 130 kişi kadar olduğu tespit edilmiştir. Tahıl depoları ise bu nüfusun çok daha fazlasını karşılamaya yetecek miktarda olduğundan ihtiyaç fazlası ürünün değiş tokuşta kullanılmış olması gerekmektedir. Ayrıca surla çevrili olan yerleşme önemli yol güzergahları üzerinde       

104

 Riehl 1999a: 77, 82; Gabriel 2001: 343. 

105

(33)

olduğundan ticari, ekonomik ve sosyal olarak aktif bir durumda olduğu düşünülebilir.106

Limantepe’de ele geçen altın sos kabı ve değerli madeni eserler, potalar maden işçiliğine, obsidyen, çakmaktaşı ve çekirdekler, dilgiler taş alet yapımına, ağırlık ve ağırşaklar tekstil üretimine, murex kabukları da boya üretiminin yapıldığını göstermektedir. Bütün bu faaliyetler Limantepe’de sosyoekonomik olarak çok gelişmiş bir toplumun varlığına işaret etmektedir.107Özellikle İTÇ II’de Limantepe ekonomik ve siyasi açıdan bölgesinde merkezi bir konumdadır.108

Yenibademli Höyük İTÇ’da ekonomik olarak çok zengin değildir. Fakat tarım, hayvancılık, zanaat ve ticaretle uğraştıkları görülmektedir.109

İTÇ’da halk günlük yaşamda pişmiş toprak, taş, metal, ahşap ve kemikten yapılmış eşyaları kullanmaktadır. Mızrak ve ok uçları avcılıkta, olta iğneleri balıkçılıkta, öğütme taşları da tahılları un haline getirmede kullanılmaktadır. Ev içerisinde ocak ve mutfak kapları, sıvı şeyler koymaya yarayan testi ve maşrapalar, pişirme ve saklama kapları mutfak işlerinde kullanılmıştır. Evlerde tekstil ve dokuma araçları ile ağırşaklar, çeşitli eşyalar ve malzemeler bulunmaktadır. Araştırması yapılan İTÇ yerleşmelerinin hemen hemen hepsinde bu saydığımız malzemeler bulunmuştur. Sosyoekonomik olarak günlük işlerde ve yaşamsal aktivitelerde pişmiş topraktan kap kacak ve çeşitli aletler kullanılmaktadır.

İTÇ’ın yeni kap formlarından depas, tankard, gaga ağızlı testi gibi kaplar yeme içme alışkanlıkları ve günlük yaşamda değişikliklerin var olduğunu göstermektedir. Sosyoekonomik değişimlerle yaşayışta değişmektedir.

Bademağacı Höyük kazılarında üzerinde çentikler bulunan disk biçimli üç adet sayı veya hesap tableti olduğu düşünülen pişmiş toprak buluntu ele geçmiştir. Bu sayı tabletleri İTÇ’da Bademağacı’nın ekonomik yaşantısında yer alan çeşitli malların sayılarının hesabını tutmada kullanıldığı ve bu tabletlerin karşı tarafa bu        106  Korfmann 1983: 246.  107 Erkanal 2004: 55, 77; Erkanal vd. 2004: 167.  108  Erkanal 1999b: 331.  109  Hüryılmaz 2006b: 2; 2007c: 88‐90; 2008a: 146. 

(34)

bilgileri iletmek için yapılmış oldukları düşünülmektedir. Her bir tırnak baskısı belirli bir mal grubu veya ürüne ait miktarı belirtmektedir. Bu buluntular yazı öncesi işaret dilinin kullanım ve gelişimini temsil ettiği düşünülmektedir.110

Karataş’ın ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır.111

Efes Çukuriçi ve Arvalya Höyükleri Küçük Menderes Nehri (Kaystros) ve Ege Denizi’ne yakın bir yerde kurulmaları sayesinde tarım ve hayvancılığın yanı sıra nehir ve denizden yaralanmalarına imkan sağlamaktadır.112

İTÇ I köy yerleşmelerinde tarım ve hayvancılığa dayalı bir ekonomik yapı vardır. İTÇ II’de kentleşmeyle beraber tarım ve hayvancılığın yanı sıra ticaret ve madencilikte önemlidir. Bazı yerleşmeler köy ve kasaba olup ziraat ve hayvancılık yapmaktadır. Bazıları ise kentleşen, önemli yol güzergahlarında olan yerler olup tarım ve hayvancılığın yanında ticaret, maden, tekstil, seramik üretimi ve ticareti gibi gelişmiş sosyoekonomik işlerle uğraşıyordu.

İTÇ’da madencilikteki büyük gelişmeler sayesinde, daha dayanıklı ve sağlam aletlerin tunçtan yapılmaya başlaması tarımın gelişmesini desteklemiştir. Toprağın işlenmesinde kullanılan tunç aletler sayesinde üretim ve verim artmıştır. Aynı şekilde tunçtan yapılan dayanıklı silahlar sayesinde düşmanlara üstün gelinecektir. Sağlam baltalar yapılarak ormanlardan daha kolay yararlanılacaktır. Dayanıklı tunç aletlerin üretimde kullanılması sosyoekonomik olarak İTÇ toplumunun gelişmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır.113

Alacahöyük ve Troia’da bulunan zengin metal eserler toplumun zengin sınıflarının değerli altın, gümüş, tunç ve diğer değerli metallerden yapılan eserlere ilgi duyduklarını, güç ve prestiji temsil ettiklerinin ve metal eserlere verilen önemi göstermektedir.114        110  Umurtak 2009: 7‐8, fig. 3‐5.  111  Warner 1994: 179.  112 Evren‐İçten 1998: 112‐113.  113  Yalçın 2009: 100‐101.  114  Yalçın 2009: 101. 

(35)

Hayvancılığa bağlı olarak yün ve dokuma ekonomik olarak İTÇ’da önemli bir yer tutmaktadır.115

5. 1. 1. Mimari

İTÇ Batı Anadolu mimarisinde evler taş temelli ve kerpiç duvarlı olarak yapılmışlardır. Kerpicin yanında ahşap, taş ve bitkilerde mimaride kullanılmaktadır. Konutların mimari planları ve inşasında kullanılan malzemeler çevre ve iklim şartlarına göre belirlenmektedir. Yerleşimin çevresinde bulunan en uygun ve kullanışlı malzeme konut yapımında tercih edilmektedir. Bu nedenle orman veya ağaçların çok olduğu alanlarda ahşap kullanımı yaygınken taş veya kilin çok olduğu yerlerde de bunlar yapı malzemesi olarak kullanılmışlardır.

Yapılarda kullanılan kerpiç Neolitik dönemden beri bilinmektedir. İTÇ yapılarında çokça kullanılan kerpiç güneşte kurutularak elde edilmektedir. Kile şekil verilmesiyle başlayan kerpiç üretiminde sağlamlığı artırmak için saman katkısı kullanılarak daha sağlam kerpiç elde edilmiştir.116

Dal-örgü ve çamur-harç tekniği Karataş’ta kullanılmıştır. 117 En yakın örnekleri Güneydoğu Avrupa’da vardır.118

Batı Anadolu’da 3 tip konut mimarisi görülmektedir. Bunlar; megaron ve apsidal tipli evler, uzun evler ve koridorlu evler, bitişik evlerdir.119İTÇ’da Batı Anadolu’da radyal planlı Anadolu tipi yerleşim ile Linear planlı ince, uzun şeklinde yerleşim görülmektedir.120

Megaron tipi evler yerleşmenin ortasında bağımsız olarak inşa edilir. Megaron, iki veya daha fazla odalı ortasında ocak bulunan ve önden girişi olan        115 Günyol 2005: 17.  116  Naumann 1998: 45; Akman 2003: 32‐34.  117  Warner 1994: 144‐146.  118 Mellink 1970a: 246; Warner 1979: 144‐146; Tuğcu 2004.  119  Erkanal 1996: 80; Yakar 1985: 51.  120  Efe‐Ay‐Efe 2007: 254. 

(36)

yapılardır. Küçük boyutlu olanlarının yanında Troia’daki gibi çok büyük boyutlu olanları da görülmektedir.121 Apsidal evlerde aynı düzende olmakla beraber sadece

arka kısımları daireseldir. Bu tip evlerin üstü semer damla örtülüdür.122 Ege’de ve

Yunanistan’da görülen megaron tipi yapılar Batı Anadolu’dakilerden sonraya tarihlenmektedir.123 Doğu Ege Adalarında İTÇ’da görülen mimari özellikler Batı Anadolu’dan etkilenerek ortaya çıktığı düşünülmektedir.124

Izgara planlı yapılar Neolitik dönemden başlayarak İTÇ boyunca kullanılmıştır. En eski örneği Çayönü’nde görülmektedir.125 Izgara planlı yapıların Anadolu dışında Sakız’daki Emporio,126Midilli’deki Thermi,127 Kikladlar’daki Saliagos128 gibi Ege adalarında ve Yunanistan’da129 örnekleri görülmektedir.

Uzun evler; yan duvarları uzun ve bloklar halinde inşa edilen yapılardan oluşmaktadır. Bu yapılar ara duvarlarla birden fazla mekana ayrılırlar. Üstleri düz damla örtülmektedir.

Koridorlu evler Ege adaları ve Yunanistan’da görülmektedir.130 Bu tip evler; yerleşmenin ortasında, iki uzun yanı koridorlardan oluşan ve diğer yapılar bu ana yapının etrafında yer alacak şekilde inşa edilen evlerdir. İki katlı olan bu evlerin çatısı kiremitle örtülmektedir.131 Batı Anadolu’da ise koridorlu evlere en önemli örnek İTÇ II’de Limantepe’de görülmektedir. Koridorlu evlere en iyi örnek Lerna yerleşmesinde ortaya çıkmaktadır.132Koridorlu evler merkezi otorite ile bağlantılı bir mimari düzendir ve yöneticiler burada ikamet etmektedir.133(Harita 3)

       121 Megaron tipi yapılar ve Ege dünyasındaki örnekleri için bkz. Müller 1944: 342‐348, fig. 1.  122  Warner 1979: 133‐147; Erkanal 1996: 80.  123  Warner 1979: 147; Işık 1997; Aktüre 1994: 110.  124 Efe 2007b: 109.  125 Özdoğan 1999: 35; Hauptman 1999: 121.  126  Hood 1981: 138‐140, çiz. 74, res. 26.  127 Lamb 1936: 10, plan 1‐2, fig. 7.  128 Evans‐Renfrew 1968: 25.  129  Milojcic 1956: 144‐145, res. 1.  130  Shaw 1987: 59; Erkanal 1996: 78; Yıldız 2007: 48‐76.  131 Erkanal 1996: 78‐80; Shaw 1987: 64, fig. 5.  132  Wiencke 2000; Caskey 1955b: 116‐117; 1958: 128.  133  Yıldız 2007: 87; Erkanal 1996: 78. 

(37)

Bitişik evler; Demircihöyük’te görüldüğü gibi birbirine bitişik olarak inşa edilmektedir. Korfmann’ın Anadolu tipi yerleşme dediği bu tip mimaride birbirine bitişik inşa edilen evler bir avlu etrafında radyal olarak yerleşmektedir. Sur, bastiyon, kapı ve kuleleri ile etrafı çevrelenmiştir. Evlerde yerleşmeyi saran sura yaslanmaktadır. Bu tür yapılar önceden tasarlanarak yapılmıştır.134(Çizim 5)

Radyal planlı yerleşim (Anadolu tipi yerleşme) EKÇ’da Hacılar I, OKÇ’da Mersin-Yumuktepe’de görülür. M. Ö. 3. Binin 2. Yarısında Küllüoba V, Demircihöyük, Elazığ Pulur-Sakyol, Van-Karagündüz, İzmir-Limantepe ve Baklatepe, Troia I, Afyon-Karaoğlan, Antalya-Bademağacı gibi doğudan batıya tüm Anadolu’da görülür.135Radyal planlı yapılar İTÇ I ve II’de Batı Anadolu ve Ege’de devam etmiştir.136 Radyal planlı yapılar İTÇ III’te ise linear plana dönüşmektedir.137

Evlerle birlikte toplumda değişmektedir. Demircihöyük evleri bitişik düzende ortada bir avlu olacak şekilde inşa edilmiştir. Bunlar ortak üreten sıkı ilişkileri olan belki de akraba olan bir toplum olmalıdır. Köy yaşamı vardır. Megaron ise bağımsız olarak inşa edilmektedir. Bu tip yapılar toplumda tabakalanma ve bireyselleşmeye işaret etmektedir. Evlerin ayrı olması Troia IIa’daki gibi çok büyük megaronlar ise resmi kamu binaları ve yönetici kesimi temsil etmektedir. Aynı şekilde koridorlu evlerde idari binaları temsil ediyor olmalıdır. Kısaca yapılar ve evler değiştikçe toplumda değişmektedir. Böylece mülkiyet ve sosyal ilişkiler de değişime uğramıştır. Balıksırtı tekniğinde örülmüş duvarlar Troia, Beycesultan ve Beşik-Yassıtepe’de görülmektedir.138

Anadolu yerleşim planında yerleşmeyi çevreleyen duvarın dışına toprak yığılması geleneği Demircihöyük, Küllüoba, Karataş-Semayük gibi İç Batı Anadolu yerleşmelerinde görülmektedir.139        134 Korfmann 1983: 245‐247; Erarslan 2008: 183.  135  Erarslan 2008: 183.  136  Hiller 1986: 88.  137 Efe 2004: 19.  138  Korfmann 1984: 108; 2003c: 133.  139  Efe 2001a: 110. 

(38)

5. 1. 2. Kentleşme

İTÇ’da yerleşmelerin sayısında büyük bir artış görülmektedir. İTÇ başlarında köy ve kasaba niteliğinde olan yerleşmelerden bazıları, İTÇ II’de gelişerek büyüyecektir. Kentleşmeye doğru giden bu süreçte yerleşmelerin boyutları büyümekte, fazla ürünün toplandığı merkezi bir depolama sistemi bulunmaktadır. Yönetici sınıfının yanında mesleki sınıflarında oluşması, idari ve dini binaların olması gibi etkenler kent kavramını desteklemektedir. Bir yerleşmenin kent olabilmesi için çeşitli kriterler ortaya konulmuş olsa da her kentin kendine özgü dinamikleri ve buna bağlı gelişimi olduğundan bir kentte ön plana çıkan özellik diğerinde daha az öneme sahip olabilmektedir.140

İTÇ başlarında ticaretin gelişmesi ile önemli noktalarda yer alan yerleşmeler kentleşmeye başlamaktadır. Kentleşmeyle beraber kenti yönetecek idareciler ve onlara ait yönetim binaları oluşmaya başlamıştır. Yönetime ait bu yapılar anıtsal boyutlarda inşa edilmişlerdir.

Sosyal sınıfların ve uzmanlaşmış meslek sahiplerinin olması, idari yapılanma ve yöneticilerin olması, fazla üretimin toplanıp dağıtılması ve ticari işlerin yönetilmesi, yerleşmenin alan olarak geniş olması ve nüfusun yoğunluğu, kamu binalarının olması gibi özellikler kentleşmeye işaret etmektedir. Bu yapıya şimdilik Batı Anadolu’da sadece Troia ve Limantepe uymaktadır. Bunların haricindeki yerleşmeler kent özelliği göstermemektedir.141Yapılan kazıların sayısı attıkça ve daha fazla alan kazıldıkça İTÇ yerleşmeleri ve kentleri hakkında daha somut bilgiler elde edilebilecektir.

      

140 Neolitik  dönemden  beri  çeşitli  coğrafyalarda  var  olan  kentler  ile  günümüz  kentleri  arasında  çok 

büyük  farklar  vardır.  Değişik  bölgelerde  farklı  şart  ve  durumlar  kentin  oluşumunu  etkilemektedir.  Kent kavramı ve kentleşme için bkz. Çevik 2005.  141  Çilingiroğlu vd. 1999: 15. Troia ve Limantepe uzun zamandır kazılmaktadır. Kazılan alanların geniş  olması nedeniyle yerleşim hakkındaki bilgilerimiz fazladır. Küllüoba’da kent özelliğine sahiptir fakat  şimdiye kadar kazılan alanlar neticesinde kentin yapısı hakkında daha detaylı bir değerlendirme  yapamamaktayız. 

(39)

Anadolu kentleri ile Mezopotamya kentlerine baktığımızda Anadolu’dakilerin daha küçük boyutlu olduğu görülmektedir.142

Limantepe ve Troia’nın kent olarak ortak özellikleri şöyledir. İkisi de surla çevrili bir liman yerleşmesidir. Sur içerisinde yönetici kesim oturmakta ve sur dışında yer alan aşağı kentte halk oturmaktadır. Ekonomi sadece tarıma dayalı olmayıp, metal, tekstil ve seramik üretiminin yapıldığı, ticaretin olduğu görülmektedir.143Limantepe kimi yönlerden Troia’dan daha ileri seviyededir.144

Batı Anadolu’da kıyı bölgeleri ve nehirlerin geçtiği vadiler yerleşim alanları için oldukça uygundur. Batı Anadolu’da verimli araziler ve su kaynaklarına sahip alanlarda üretim, tarım ve ticaretle uğraşan kentler oluşurken kıyı kesimlerde limana sahip yerleşmelerde hızla gelişerek kent olacaktır.

İTÇ başlarında Kalkolitik Çağ’ın tarıma dayalı köy kültürünün devam ettiği gözlenmektedir. İTÇ II’de kentleşmenin başladığından söz edilmektedir. 145 Kentleşme aşama aşama meydana gelmiştir. Kentler güçlü savunma duvarları ve surlarla çevrelenmiştir. Genişleyen kentlerde yukarı ve aşağı şehirler ortaya çıkacaktır. Anıtsal yapılarda bu dönemde ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yapılarda alçı kullanımı, kireç ve kireçten badana yapımı Neolitik dönemden beri bilinmektedir.146Kireçten badana yapılması İTÇ’da da devam etmiştir.

İTÇ III’te kentleşmenin hız kazandığı ve kent devletlerinin ortaya çıktığı görülür. Bu dönem Anadolu’da belli bir bölgede askeri gücü elinde tutan sülalelerin ortaya çıkış dönemidir.147Mezopotamya’da olduğu gibi Anadolu’da da canlı bir kent hayatının var olduğu görülmektedir.148

       142 Özdoğan 2006: 573.  143 Çilingiroğlu vd. 1999: 16.  144  Yakar 1985: 40; Erkanal 2004: 114‐115.  145  Çevik 2007: 131; Efe 2003a: 104.  146 Şahoğlu 2005: 339.  147  Yakar 1985: 47, 280.  148  Bilgiç 1948: 495. 

(40)

Batı Anadolu’da mimari özellikleri bakımından çeşitlilik gösteren evler kullanılmıştır. Bunlar; Anadolu tipi ev, dağınık ev, megaron ve uzun ev tipi şeklinde inşa edilen yapılardan meydana gelmektedir.

Eskişehir, Antalya ve Doğu Anadolu’da bir avlu etrafında sıralanmış evlerden oluşan yapılara “Anadolu tipi yerleşme” denilmektedir.149 Bu tür yerleşmeler Kalkolitik Çağ’dan beri devam eden yerleşim geleneğinin bir devamı olmalıdır. Demircihöyük İTÇ I-II, Troia I, Beşik-Yassıtepe, Aphrodisias İTÇ IIIB, Küllüoba 5. Evre, Beycesultan İTÇ I-II, Afyonkarahisar Karaoğlan Mevkii İTÇ II yerleşmesi150 Anadolu tipi yerleşmeye sahiptir. Anadolu Yerleşim Modeli ortada bir avlu ve avlunun etrafında yan yana sıralanmış evlerden oluşmaktadır. Bu bitişik evler sırtlarını sura dayamakta ve önleri avluya bakmaktadır. (Çizim 5)

Ege kıyılarında ise Ege adalarından etkilenen taş döşeli sokakları ile uzun ev tipinde mimari uygulanmaktadır.151 Batı Anadolu ve Ege Bölgesinde dikdörtgen şeklindeki megaron yapı tarzı da çok tercih edilmektedir.

Megaron tipi yapılar Batı Anadolu’da Tunç Çağı boyunca kesintisiz olarak kullanılmıştır. Troia başta olmak üzere Batı Anadolu’da ön girişi olan dikdörtgen megaronlar varken Yunanistan ve Ege’de apsisli yapılar görülmektedir. Daha sonra Batı Anadolu’dan Ege ve Yunanistan’a megaron yapı biçimi yayılacaktır.152

Batı Anadolu’da sahilden uzak bölgelerde pek çok yerleşme vardır. Bunlardan bazıları gelişerek büyüyecek ve kent olacaktır.

Batı Anadolu’daki İTÇ yerleşmelerinin çoğunluğu surlarla çevrelenmiştir. Buda güvenlik kaygısının İTÇ’da önemli bir sorun olduğunu göstermektedir. Özellikle büyük yerleşmeler güçlü bir surla çevrili olup savunmaya önem verilmiştir. Troia I yaklaşık 90 m. Kadar bir surla çevrili olup kentin giriş kapıları anıtsaldır.153

Yine Limantepe’de yerleşmenin bir surla çevrili olduğu tespit edilmiştir. Beycesultan        149  Korfmann 1983: 222, fig. 343.  150  Topbaş vd. 1998: 21‐24; Efe vd. 1995: 366.  151 Harmankaya 2002: 13; Komita 1981: 31‐40.  152  Işık 1997: 1‐50; Warner 1979; 133‐147; Werner 1993.  153  Uslu vd. 2010: 396; Apakidze 2008: 120. 

(41)

ve Küllüoba’da yerleşme bir surla çevrili ve saray kompleksi tespit edilmiştir.154 Surların varlığı dış tehditlerin olduğunu ve güvenliğe önem verildiğini göstermektedir. Ayrıca surun inşa edilmesi ortak bir düşmana veya tehlikeye karşı alınan bir güvenlik tedbiridir. Buda ortak bir organizasyon ve idari düzenleme gerektiren bir etkinlik gerektirmektedir.

İTÇ III dönemi kentleşmenin hız kazandığı, kent devletlerinin hüküm sürdüğü dönemdir. Bu dönemde saray ve kamu binaları olabilecek çok odalı ve anıtsal büyük yapılar bulunmaktadır.155 Yine bu dönemde kentleşmenin hızla artması ve birçok yeni kentin ortaya çıkması söz konusudur.156

İTÇ’ da yerleşmelerin sayısında büyük bir artış görülmektedir. Bazı önemli yol güzergahlarında bulunan yerleşmeler gelişip büyüyecektir.

Şartamhari metinlerinde Puruşhanda’ya gelen Sargon’un kentin surlarını ve kapılarını yıktığı da anlatılır. Böylece kentlerin surla çevrili olduğu, kralın ve askerlerin olduğu kent devletinin mevcudiyeti görülür.157

Demircihöyük, Limantepe, Yenibademli Höyük gibi yerleşmelerin İTÇ katlarında deprem izlerine rastlanmaktadır.158 İTÇ’da Batı Anadolu’da yaşanan depremler yerleşmeleri tahrip etmiştir. Bu bölgede yapılan kazılarla depremin sebep olduğu yıkım açık bir şekilde görülmektedir.159

5. 1. 2. 1. Kuzeybatı Anadolu Yerleşim Özellikleri

Demircihöyük evleri yan yana sıralanmış arkaları sura bitişik ve ön tarafları avluya bakmaktadır. Yerleşim 70 m. çapında bir dairesel alana yayılmaktadır. Taş

       154 Efe 2000a: 121, 4; Efe‐Ay‐Efe 2001; 48‐5, fig, 2‐3.  155  Yiğit 2003: 173.  156  Alkım 1968: 81.  157 Yiğit 2003: 176.  158  Korfmann 1983: 247; Hüryılmaz 2009: 246; Erkanal vd. 2009: 308.  159  Aydıngün 2007: 765. 

(42)

temelli kerpiç evlerin içerisinde fırın ve ocaklar vardır. Evler düz damlı olup ambarlar zeminde yer almaktadır.160(Çizim 5)

Küllüoba İTÇ’a geçiş evresi ile Demircihöyük D katının öncesi ile çağdaştır. Bu evre üç dört odalı evlerden ve savunma duvarından oluşmaktadır. Küllüoba’nın 5. evre yerleşim planı ile Demircihöyük’teki Anadolu tipi yerleşim planı benzemektedir. Fakat Küllüoba Demircihöyük’ten daha erken bir safhayı işaret etmektedir.161Küllüoba’nın 2. evresi ise İTÇ I’e tarihlenmektedir. İTÇ I yerleşimi kerpiç duvarlara sahip ortada bir ocak bulunan megaron tipi evlerden oluşmaktadır. Kapı olabilecek bir açıklık ve ocağın etrafında var olan direk deliklerinden çatının desteklendiği anlaşılmaktadır. Bu evre Demircihöyük D-F evresine tarihlenmektedir. Küllüoba İTÇ II’de önemli bir merkezdir.162

Geç İTÇ II döneminde Küllüoba yukarı ve aşağı kente sahiptir. Saray ve megaronlara sahip olan rampalı, surla çevrili yukarı kente doğu ve güneyde yer alan iki ana kapıdan girilmektedir. Kale kapıları ve kuleleri kenti çevrelemektedir. Evler yan yana ve arkadan sura bitişik bir düzende yapılmıştır. Evlerin arasında cadde ve sokaklar yer almaktadır. Demircihöyük Anadolu tipi yerleşmesiyle paralellik göstermektedir. Bu evlerden hariç kalenin iç kısmında bağımsız olarak inşa edilmiş idari ve dini olabilecek yapılarda bulunmaktadır.163İTÇ II’de radyal planlı yerleşme yerine linear planlı yapılar görülmektedir. Yapılarda cadde ve sokaklar birbirini dik olarak kesmektedir.164(Çizim 4)

Küllüoba megaronları yerleşmeye hakim bir yerde büyük ve bağımsız olarak yapılmıştır. Yapıların zemini taş döşeli, koridorlu ve girişte sundurma bulunmaktadır. Sundurmadan ortada büyük bir ocak bulunan ön odaya girilmektedir. Arka odalarda silolar yer almaktadır. Zemin ve çatılarda ahşap kullanılmıştır. Çatı ve duvarları desteklemek için ağaçlar kullanılmıştır. Megaron kompleksi önden avlu ile

       160 Korfmann 1983: 245; Naumann 1998: 357‐360.  161  Efe‐Ay‐Efe 2001: 46; Efe 2003a: 99.  162  Greaves‐Helwing 2004: 239. 

163 Efe‐Ay‐Efe  2001:  49,  53;  Greaves‐Helwing  2003a:  140;  Efe  2001a:  110;  2003b:  274;  2005:  31; 

2007b: 106; 2007c: 84‐86; Efe‐Fidan 2008: 68‐70; Sarı 2004: 12. 

164

Şekil

Fig.   Figür

Referanslar

Benzer Belgeler

Hattice dediğimiz bu dil, onlar siyasi ve kültürel olarak benliklerini kaybettikten sonra da Hititler tarafından ibadet dili olarak kullanıldı.. Özellikle Hititçe

Grup’un TMS 34’e uygun olarak 30 Haziran 2016 tarihi itibariyle düzenlenmiş ara dönem özet konsolide finansal tabloları da aynı denetim şirketi tarafından sınırlı

Topluluk, belirli maddi duran varlıklarını TMS 16 uyarınca yeniden değerleme modeline göre ölçmeye karar vermiştir. Topluluk, 31 Aralık 2017 tarihli konsolide

Bağımsız denetimden geçmiş 31 Mart 2017 tarihi itibarıyla konsolide finansal tablolara ilişkin dipnotlar (devamı) (Tüm tutarlar Türk Lirası (“TL”) olarak

CASREACT contains reactions from CAS and from: ZIC/VINITI database (1974-1999) provided by InfoChem; INPI data prior to 1986;.. Biotransformations database compiled under the

Figure 5a ; Low pass filtered map (Sanver, 1974) Buraya değin bu çalışmadan elde edilen bulgular ise Batı Anadolu'da D-B doğrultulu çöküntü alanlarının oluşumu için

After the 'republican ideology' lost its power over the country, there were even fewer women involved in politics, and those who were active had almost no