• Sonuç bulunamadı

Almanca bölümü öğrencilerinin ihtiyaçlarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Almanca bölümü öğrencilerinin ihtiyaçlarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi"

Copied!
65
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

YABANCI DİLLER EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ALMANCA ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

ALMANCA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN İHTİYAÇLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Doç. Dr. Fatih TEPEBAŞILI

Hazırlayan Hasan UYSAL

(2)

1 ÖZET

Bu çalışmamın amacı, Almanca Bölümü öğrencilerinin ihtiyaçlarının çeşitli değişkenlere göre incelenmesidir.

Geçerlik ve güvenirlik çalışması 2005-2006 Eğitim Öğretim yılında Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği Bölümü, Fen-Edebiyat Fa-kültesi Almanca Bölümü, YADAM Yabancı Dil Eğitim Merkezinde okumakta olan 229’u kız, 66’sı erkek toplam 295 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir.

Araştırmada gerekli bilgileri toplamak amacıyla “Kişisel Bilgi Formu’’ ve “Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği” kullanılmıştır. Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği; özerklik, yeterlik ve ilişki olmak üzere üç alt boyuttan oluşmaktadır. Araştırmada istatistiksel teknik olarak “t” testi ve “varyans analizi” kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; cinsiyet değişkeni açısından sadece ilişki ihtiyacında anlamlı bir fark bulunmuştur. Almancayı öğrenme değişkeni açısından özerklik boyutunda en yüksek ortalama Almancayı kendi kendine öğrenen öğrencilere aittir. Özerk-lik, yeterlik ve ilişki bakımından anne ve babalarının öğretim düzeylerine göre farklılıklar bulunmuştur.

(3)

2 SUMMARY

The aim of this study is observing the German study student’s needs according to the different variables.

Currency and reliability study has been carried out on 229 female, 66 male, totaly 295 students who are studying German in Selcuk University Education Faculty, German theacher class and YADAM Foreign Language Center, in 2005-2006.

To gather the informations needed in the study, personal information form and psychological needs scale have been used. The basic psychological needs scale is consisted of three main dimensions; autonomy, competency and relationship. In the study, ‘t’ test and varionce analysis have been used as statistical technigue. According to the obtained discoveries, only the difference has been found inneed of relationship trough the sex change.In the point of learning German change the highest average belongs to the students who learns German by themselves.In Autonomy, adequacy and relationship, there have been found differences according to the educational situation of parents.

(4)

3 İÇİNDEKİLER Özet ……….. 1 Summary……….. 2 İçindekier……….. 3 Tablolar Listesi……… 4 Önsöz……… 5 BÖLÜM I……….. 6 Giriş……….. 6 Problem ………...……..……. 12 Alt Problemler……….. 12 Araştırmanın Önemi ………. 13 Sınırlılıklar ……….. 13 Tanımlar ………. 14 BÖLÜM II……… 16

BU ALANDA YAPILAN ÇALIŞMALAR……….. 16

I.A.Psikolojik İhtiyaçlarla İlgili Kuramsal Çalışmalar……… 16

Özerklik Kuramı………...………. 16

İçsel Motivasyon………..…………. 17

I.B.Psikolojik İhtiyaçlarla İlgili Araştırmalar...……… 20

BÖLÜM III………..………. 38

Yöntem……….. 38

Araştırmanın Modeli……… 38

Evren ve Örneklem………. 38

Veri Toplama Araçları………. 39

Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği………. 39

Verilerin Analizi……… 40 BÖLÜM IV………..……….. 41 Bulgular……….……… 41 BÖLÜM V………..……….... 52 Tartışma……….……….. 52 BÖLÜM VI………..……….. 55 Sonuç ve Öneriler….……….. 55 KAYNAKLAR……… 59

(5)

4 Tablolar Listesi

Tablo 1 “Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Cinsiyet Değişkenlerine Göre Dağılımı”, sayfa 39.

Tablo 2 “Cinsiyet Değişkeni Açısından Almanca Öğretmenliği Bölümü ve Almanca Bölümünde Okuyan Öğrencilerin Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin -t- Testi Sonuçları”, sayfa 41.

Tablo 3 “Öğrencilerin Almanca Dilini Öğrenme Durumları Değişkeni Açı-sından Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin İstatistiksel Veriler ”, sayfa 43.

Tablo 4 “Öğrencilerin Almanca Dilini Öğrenme Durumları Değişkeni Açı-sından Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin Varyans Analizi Sonuçları”, sayfa 44.

Tablo 5 “Öğrencilerin Babalarının Öğrenim Durumları Değişkeni Açısın-dan Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin İstatistiksel Veriler”, sayfa 45.

Tablo 6 “Öğrencilerin Babalarının Öğrenim Durumları Değişkeni Açısın-dan Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin Varyans Analizi Sonuçları”, sayfa 47.

Tablo 7 “Öğrencilerin Annelerinin Öğrenim Durumları Değişkeni Açısın-dan Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin İstatistiksel Veriler”, sayfa 48.

Tablo 8 “Öğrencilerin Annelerinin Öğrenim Durumları Değişkeni Açısın-dan Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin Varyans Analizi Sonuçları”, sayfa 49.

Tablo 9 “Öğrencilerin Annelerinin Öğrenim Durumlarına Göre Özerklik Psikolojik İhtiyacı Değişkenine İlişkin Tukey Analizi Sonuçları, sayfa 50.

(6)

5 Önsöz

Bu çalışmada amacım, 2005-2006 Eğitim-Öğretim yılında Selçuk Üniver-sitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği Bölümü, Fen-Edebiyat Fakültesi Almanca Bölümü, YADAM Yabancı Dil Eğitim Merkezinde okumakta olan öğ-rencilerin psikolojik ihtiyaçlarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesini or-taya koymaktır.

Çalışmanın gerçekleştirilmesi esnasında bilgi ve tecrübeleriyle beni yön-lendiren, desteğini hiçbir zaman esirgemeyen değerli hocam, danışmanım sayın Doç. Dr. Fatih TEPEBAŞILI’ya teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca çalışmanın bitirilmesinde bilgi ve deneyiminden faydalandığım de-ğerli hocam sayın Prof. Dr. Selçuk ÜNLÜ hocama teşekkür ederim.

Araştırma sırasında uygulanan envanterleri sabır ve içtenlikle cevaplandı-ran tüm öğretmen adaylarına özellikle teşekkür ederim.

(7)

6 BÖLÜM I

GİRİŞ

İnsanların psikolojik ve fizyolojik olmak üzere çeşitli ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar sonsuz ve sınırsızdır. İnsanlar sonsuz ve sınırsız ihtiyaçlara göre yeni istek ve taleplerde bulunurlar. İnsanların ihtiyaçlarının karşılanması süreklilik ve aşamalılık ister. İhtiyaçlar karşılandıkça insanların beklentilerinde ve taleplerinde artışlar görülmeye başlar. İnsan ihtiyaçları genelde fizyolojik ve psikolojik içerik-lidir. Psikolojik ihtiyaçların karşılanması ve doyurulması fizyolojik ihtiyaçlara bağ-lıdır (Cüceloğlu, 1992).

Glasser’ e göre (1999) insanlar zorunlu fizyolojik ihtiyaçlarını karşıladıkları zaman ihtiyaç hiyerarşilerinin bir devamı olan psikolojik ihtiyaçlarını da karşıla-mak isterler. Zira insanı davranışa sürükleyen en önemli nedenlerden bir tanesi canlı varlığını sürdürebilme isteğidir. Öğülmüş’ e göre (2001) bu istek insanda bir takım temel psikolojik ihtiyaçlar olarak kendini gösterir. Her biri doğrudan doğruya hayatta kalma yada diğer bir ifadeyle canlı varlığını sürdürme isteği ile ilişkili olan bu ihtiyaçlar; güç elde etme, sevgi, sevginin eşlik ettiği cinsellik ve ait olma, özgürlük ile eğlence ihtiyaçlarıdır.

Psikolojik ihtiyaçlar arasında; sevme ve sevilme, saygı ve takdir beklentisi içerisinde bulunma, güvenlik, aile kurma ve yeteneklerini ortaya koyabilme ihti-yaçları sayılabilir. En önemli ihtiyaçlardan birisi de kendini gerçekleştirme ihtiya-cıdır. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı, aynı zamanda psikolojik ihtiyaçların

(8)

7 sinde gerçekleşmesi bakımından en fazla öneme sahip olan ihtiyaçtır. Kendini gerçekleştiren insanı psikolojik bakımdan sağlıklı ve uyumlu insan olarak belirtir ve bu insanın özellikleri arasında; gerçeği olduğu gibi algılayabilme, içten geldiği gibi davranabilme, bir probleme dönük olma, kendine yeterli olma çevreden ba-ğımsız olma, takdir edilme, insanlıkla özdeşleşme, demokratik bir karakter yapı-sına sahip olma, sosyal kalıplaşmaya direniş olarak sayılabilir (Aktaran: Çelikkaleli, 2005). Kişiler kendi kendilerini takdir etmeden önce özellikle çevre-dekilerin ilgi ve dikkatlerini üzerlerine çekerek takdir toplamayı beklerler (Kesici, 2002).

Bireyler almış oldukları eğitim düzeyine göre farklılıklar oluşturur. İnsanla-rın psikolojik ihtiyaçları bireysel farklılıklara ve en önemlisi de bireylerin almış oldukları eğitim düzeylerine göre farklılıklara yol açar. Farklılıklar arasında; cin-siyet, yaş, benlik tasarımı ve sosyo-ekonomik durum değişkenleri yer alır. Bu farklılıkların en belirleyicileri arasında cinsiyet ve bireyin öğrenim gördüğü veya hala görmeye devam ettiği alanlardır. Özellikle cinsiyet birtakım ihtiyaçların orta-ya çıkmasında ve farklılıklar oluşmasında önemli rol oynar (Erden ve Akman, 1996).

Motivasyonun öğretim sürecinde çok önemli bir rolü vardır. Bu durumu biraz daha özele çektiğimizde yabancı dil öğretiminde yine aynı şekilde motivas-yonun çok büyük bir yere sahip olduğunu görmekteyiz. Genel olarak bakıldığın-da, öğrencilerin yabancı dil öğrenme söz konusu olduğunda bazı psikolojik prob-lemler yaşadığını ve hedef dil ile karşı bariyerler oluşturduğunu görmekteyiz. İşte bu bariyerlerin yıkılmasında motivasyon oldukça etkilidir.

(9)

8 Yabancı dil eğitim programları, yöntem ve teknikler, araç gereçler öğretimi geliştirmek için önemli etmenler olmakla birlikte, öğretmenin canlı kişiliği ile ey-leme konulmadıkça istenilen ölçüde bir etki sağlayamayacaktır. Bu bakımdan yabancı dil öğretmenlerinin iyi yetiştirilmiş olması büyük önem taşımaktadır.

Yabancı dil öğretiminde motivasyonun rolü konusunda en önemli araştır-malar Robert Gardner ve Wallace Lambert’e aittir. Gardner ve Lambert çeşitli ülkelerde yaptıkları araştırmalar sonucunda yabancı dil öğrenen kişilerde iki tür güdü olduğunu tespit etmişlerdir (Aktaran: Balcı, 2004).

Teknik ya da bilimsel yazıları okumak, çeviri yapabilmek ya da kariyer ya-pabilmek için bir yabancı dili öğrenme güdüsü (instrumental orientation),

Bir topluma katılmak amacıyla hedef dilin kültürünü benimseyerek yaban-cı dil öğrenme güdüsü (integrative orientation)

Bu iki güdü türü yabancı dil öğrenimindeki başarı oranı açısından karşı-laştırıldığında, bir topluma katılma amacıyla yabancı dilin kültürünü benimseye-rek öğrenme sürecine giren öğrencilerin daha başarılı olduğu görülmüştür.

Yabancı dil öğretiminde etkili olan güdü türlerini gördükten sonra şimdi yabancı dil öğretirken ne tür tekniklerle öğrencileri motive edebileceğimiz mad-deler halinde görelim:

Yabancı dil dersleri mümkün olduğu kadar eğlenceli hale getirilmelidir. Maurice’in de belirttiği gibi;

. . . Derste eğlence olmazsa öğrencilerin derse katılımı gerçekleşmez. Eski bir atasözünün dediği gibi ‘söylersen unuturum, öğretirsen hatırlarım,

(10)

9 parsam öğrenirim’ eğer eğlenceli yöntemlerle öğrenciyi aktif hale getirirsek daha ilginç ve daha etkili öğrenmeyi sağlamış oluruz (Aktaran: Balcı, 2004).

O halde dersleri öğrenciler için daha eğlenceli hale getirmemiz mümkün. İşte Maurice’ den birkaç öneri:

- Derse bilmece yabancı dilde bilmece sorarak başlayın. - Yabancı dilde tekerlemeleri kullanın.

- İkili çalışmalar düzenleyin. - Sınıf içi yarışmalar düzenleyin.

- Komedi unsuru taşıyan kaset ve videoları derste kullanın. - Çizgi film ve karikatürleri kullanın.

- Öğrencilerinize yabancı dilde skeçler hazırlatın ve sınıfta oynatın. Dersleri eğlenceli hale getirme konusunda bir başka teknik ise sınıftaki aktiviteler esnasında müzik kullanmaktır. Saeski sınıfta müzik kullanmanın fay-dalarını şu şekilde belirtmiştir:

. . . Dil öğretiminde müzik kullanmanın pek çok faydası olabilir. Ben derste faydayı sağlayacağını düşünüyorum: (1) öğrencileri dinlendirmek, (2) öğrencileri müzik kullanmanın önemli olduğunu düşünüyorum; çünkü müzik kullanmanın şu dört hareketlendirmek, (3) öğrencilerin dikkatlerini derse vermelerini sağlamak, (4) öğrencilerin eğlenmesini sağlamak, (5) sınıf atmosferini değiştirmek, (6) öğ-renme durumları yaratmak, (7) öğrencileri sessiz ya da gürültücü yapmak. . .

(11)

10 Son maddede görüldüğü gibi sınıfta müzik kullanımı öğrencilerin gürültü yapmasına da neden olabilir. Bu nedenle uygulanırken dikkatli olunmalıdır.

Yabancı dil derslerini öğrenci için motive edici hale getirmek için bir diğer öneri ise Khan’ ın belirttiği gibi, özellikle küçük yaştaki öğrencilerde oyunların kullanılmasıdır. Khan “çocuklar doğal olarak oyun oynamak isteyecekleri için oyun oynatmak motive edici olacaktır” demektedir. Bu oyunlar sayesinde çocuk-lar sadece eğlenip motive olmayacakçocuk-lar aynı zamanda çeşitli dilbilgisi kalıpçocuk-larını öğrenecekler ve kelime hazinelerini geliştireceklerdir.

· Derste görsel ve işitsel araçlar sıklıkla kullanılmalıdır.

· Öğrencinin aktif olması sağlanmalıdır. Çünkü öğrenci yabancı dili kullandığını gördükçe daha da motive olacaktır.

· Grup çalışmalarına sıklıkla yer verilmelidir.

· Öğrencilerin üretim yapmasına imkan sağlanmalı örneğin yabancı dilde bir duvar gazetesi oluşturulmalıdır.

· Ödüllendirmeler göz ardı edilmemelidir.

· Öğrencilerin öğrendiği dilsel yapılarla kendini ifade etmesine imkan sağlanmalıdır (Aktaran: Balcı, 2004).

Bazı insanların diğerlerinden daha enerjik, daha meraklı ya da daha tutar-lı olduklarını biliriz. Ancak doğuştan ya da genetik farktutar-lıtutar-lıklara ek olarak, aynı kişi sosyal çevreye bağlı olarak çok farklı tepki gösterebilir. Özerklik kuramı, bunun nedenini açıklamaya çalışmaktadır. Özerklik kuramı, hareketlerinin üç temel ihti-yaç tarafından idare edildiğini ileri sürer: birincisi; bireyi ilgilendiren konular

(12)

11 rinde kendi seçimlerini yapma anlamına gelen “otonomi-özerklik” ihtiyacı, ikinci-si; yeteneklerinizi kullanma ve onları geliştirme anlamına gelen “yeterlilik” ihtiyacı ve üçüncüsü; diğer insanlarla birleşme ve sosyal yönden değerli hissetme de-mek olan “ilişki” ihtiyacıdır (Aktaran: Kesici, 2002).

Bu motivasyon dayanaklarına dikkat etmek, öğretmenler, antrenörler, ida-reciler ve ebeveynler gibi rolü diğer kişileri motive etmek olanlar için öncelikle önemlidir. Bu ihtiyaçlar her nasılsa engellendiğinde motivasyon ve performans çeşitli şekillerde etkilenir.

Özerklik kuramı, sosyal yapı içerisinde, kişiliğin fonksiyonu ve gelişimiyle ilgili bir makro motivasyon kuramıdır. Kuram, insan davranışlarının özerk ve is-temsel olduğu, insanların düşüncenin en üst seviyesinde davranışlarını aktardığı ve tamamen seçim duygusuyla olaylarda yer aldığını savunur. Özerklik kuramı, sürmekte olan mücadeleleri yenmeye ve yaşantılarını tutarlı bir karakter duygu-su içerisinde birleştirmeye çalışan insanların, psikolojik büyüme ve gelişim bo-yunca, doğuştan eğilimlerle aktif ve diyalektik bir organizma olduğunu ileri sür-mektedir. Bu süreç ve eğilim etkili bir şekilde işlemek için sosyal çevreden sürek-li gıdalar ve destekler gerektirir. Yani, sosyal çevre, aktif katılım ve psikolojik bü-yüme boyunca doğal eğilimleri ya destekleyebilir veya engelleyebilir. Bu kuramın yaşantı, davranış ve gelişim hakkındaki görüşlerinin temeli, aktif organizmalar ve sosyal bağlam arasındaki diyalektiğe dayanmaktadır. Bu kurama göre, ihtiyaçlar sürekli karşılandığı ölçüde etkili olarak çalışacak ve sağlıklı bir biçimde gelişe-cektir, fakat engellendikleri ölçüde de insanlar olumsuzluğa gidiş belirtisi ve iste-ğe bağlı olmayan davranışlar göstereceklerdir.

(13)

12 Bu kurama göre motivasyon sürecinde iki değişken ön plana çıkmaktadır. Bunlar özerklik ve denetim-kontroldür. Denetleme yaklaşımı insanların belli bir şekilde davranmalarında etkili olabilirken, öz denetimin gelişmesine yardım et-mede oldukça yetersizdir (Ryan ve Deci, 2000). Öyleyse daha fazla denetimin yararları olduğu söylenebilir. Okul çağındaki öğrencilerle yapılan çalışmalar bazı çarpıcı sonuçlar doğurmuştur. Örneğin, son derece iç denetime sahip öğrenciler okulda daha fazla haz, ilgi ve çaba harcarken, bunun aksine dıştan denetlendi-ğini hisseden öğrenciler başarmada daha az çaba ve ilgi göstermektedir. Hatta negatif sonuçlar yüzünden, öğretmen gibi dış faktörleri suçlayarak sorumluluğu inkar etme eğilime girmektedir.

Problem

Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği Bölümü, Fen-Edebiyat Fakültesi Almanca Bölümü ve ’’YADAM’’ Yabancı Dil Eğitim Merkezin-de okumakta olan öğrencilerin psikolojik ihtiyaçları çeşitli Merkezin-değişkenlere göre fark-lılaşmakta mıdır? sorusu bu araştırmanın problemini oluşturmaktadır.

Alt Problemler

Bu temel amaca uygun olarak aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır; 1. Öğrencilerin psikolojik ihtiyaçları cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır? 2. Öğrencilerin psikolojik ihtiyaçları öğrencilerin Alman dilini öğrenme du-rumuna göre farklılaşmakta mıdır?

3. Öğrencilerin psikolojik ihtiyaçları öğrencilerin Babalarının öğrenim du-rumuna göre farklılaşmakta mıdır?

(14)

13 4. Öğrencilerin psikolojik ihtiyaçları öğrencilerin Annelerinin öğrenim du-rumuna göre farklılaşmakta mıdır?

Araştırmanın Önemi

Günümüzde yabancı dil bilmenin çok önemli olduğu gerçeğinin bilincine varan pek çok gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke, eğitim programlarında ya-bancı dil derslerine yer vermek suretiyle vatandaşlarının en azından bir yaya-bancı dili etkili bir şekilde öğrenebilmeleri için her türlü maddi ve manevi desteği sağ-lama çabası içine girmektedir. Türkiye’de de, yabancı dil bilmenin önemi, kamu-oyu ve devletçe öteden beri benimsenmiş olup, yabancı dil öğretimi konusunda geniş kapsamlı çabalar gösterilmiştir.

Bu araştırma, dil öğreniminde psikolojik ihtiyaçların önemini vurgulaması açısından önemlidir. Zira dil öğreniminin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için psikolojik ihtiyaçların karşılanması gerekmektedir. Dil öğrenirken öğrenciler ken-dilerini özerk hissetmelidirler. En önemlisi de dil öğrenimi konusunda kenken-dilerini yeterli hissetmelidirler. Dil öğretimi okuma, yazma, dinleme ve konuşma beceri-leri üzerine dayanır. Özellikle dinleme ve konuşma becerisinin öğrencilerde ge-lişmesi için öğrencilerin ilişki psikolojik ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Öğrenci-lerin psikolojik ihtiyaçlarının bazı değişkenlere göre farklılaşma durumunu ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Sınırlılıklar

1-Araştırma, 2005-2006 Öğretim yılında, Selçuk Üniversitesi Eğitim Fa-kültesi Almanca Öğretmenliği Bölümü, Fen-Edebiyat FaFa-kültesi Almanca Bölümü

(15)

14 ve ’’YADAM’’ Yabancı Dil Eğitim Merkezinde okumakta olan öğrencileri kapsa-maktadır.

2- Elde edilen bilgiler; Kişisel Bilgi Formu ve Temel psikolojik ihtiyaçlar ölçeğinin verileri ile sınırlıdır.

Tanımlar

Psikolojik ihtiyaçlar: Özerklik kuramına göre, insan davranışlarına yön veren üç temel ihtiyacı içerir: birincisi; bireyi ilgilendiren konular üzerinde kendi seçimlerini yapması anlamına gelen “otonomi-özerklik” ihtiyacı, ikincisi; yetenek-lerini kullanması ve onları geliştirmesi anlamına gelen “yeterlilik” ihtiyacı ve üçüncüsü; diğer insanlarla birleşme ve sosyal yönden değerli hissetmesi anla-mına gelen “ilişki” ihtiyacıdır.

Özerklik: Kişisel iradeyle, kendi kendine kararlar alabilme, kendi benlik duygusuyla hareket edebilme ve davranabilme duygusuna işaret etmektedir (Ak-taran: Sünbül, Ali Murat, Şahin Kesici ve Hasan Bozgeyikli, 2003). Özerklik ku-ramına göre otonomi bireylerin sosyal yapılarla uyumu ve özgür olma tecrübesi ile ilişkilidir. Kişiler arası ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için gerekli-dir.

Yeterlik: Bireylerin etkiselliği, kendi eylemlerini harekete geçiren ve uzun dönemli psikolojik sağlık için tatmin edilmesi gereken üç temel psikolojik ihtiyaç-tan birisidir. Yeterlik duygusu kazanmak için öğrencinin bir konuyu iyi anlaması ve o konuda neyin nasıl yapılacağını detaylı bir şekilde bilmesi gerekir. Öğrenci-lerin bu duyguları öğretmenin öğrencinin yetenek ve ilgiÖğrenci-lerine uygun görev ve ödevler vererek ve yerinde ve öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik pekiştireçler

(16)

15 ler) vererek geliştirilebilir. Her öğrencinin sınıfta diğerlerinden daha ön sırada bulunan farklı bir yeteneği vardır. Çeşitli fırsatlarla öğrencilerin bu yeteneklerini sergilemelerine imkan verilmelidir. Örneğin: matematik dersinde yeterince başarı gösteremeyen bir öğrencinin satrançda ki yeteneğinin aslında matematiksel bir yetenek olduğu vurgulanabilir, çocuğun başarı duygusunu geliştirmesine yardım edilebilir. Öğretmen öğrenciye verdiği ödevleri küçük alt ödevlere ayırarak daha sık başarma ve daha sık ödül alma şansını arttırabilir.

İlişki: Başkaları ile bağlantılı olma, sevme, koruma, sevilme ve korunma arzusuna işaret eder (Aktaran: Sünbül, Ali Murat, Şahin Kesici ve Hasan Bozgeyikli, 2003). Öğrenci bu ihtiyacını karşılayabilmek için diğer arkadaşlarıyla sosyal bir ilişki içinde ve doyurucu etkileşimler içinde bulunmak durumundadır. Bir gruba ait olma ve onlarla ilişkide olma duygusu en temel sosyal ihtiyaçları-mızdan biridir. Grup faaliyetleri ve grup olarak üstlenilen sorumluluklar öğrenci-nin bu duygusunu geliştirecektir. Aynı zamanda öğretmen bizzat her öğrenciyle ilişkisini sürdürerek onlara yardımcı olabilir.

(17)

16 BÖLÜM II

BU ALANDA YAPILAN ÇALIŞMALAR

Bu bölümde araştırmanın içeriğini oluşturan psikolojik ihtiyaçlarla ilgili ku-ramsal çalışmalarla, yurtiçi ve yurt dışındaki çalışmalar incelenmiştir.

I. A. Psikolojik İhtiyaçlarla İlgili Kuramsal Çalışmalar

Özerklik kuramı (Self-Determination)

İnsan davranışları belli alanlardaki ihtiyaçlarına bağlı olarak ortaya çıka-bilmekte ve şekilleneçıka-bilmektedir. Ortaya çıkan bu davranışlar kişinin fizyolojik yapısı, yetenekleri, yaşadığı kültüre, sosyal çevre, etnik ve dinsel özellikleri ka-dar psikolojik ihtiyaçları tarafından da etkilenmektedir.

Özerklik kuramı diğer kuramlardan farklı olarak ihtiyaçları (insanı davranı-şa yönlendiren nedenler) açıklar ve bunu insan yadavranı-şamının doğasında olan temel psikolojik ihtiyaçların gerçek olduğunu varsayarak yapar. Bu kuram öncelikle özerklik, ilişki ve yeterlik gibi doğuştan gelen ihtiyaçlara odaklanır. Yeterlik ya-pılması gereken eylemlerin uygulanmasında nasıl etkin olunacağını ortaya ko-yar. İlişki ihtiyacı, bir kişinin çevresindeki diğer kişilerle yakın ilişkiler kurmasını ve kurulan bu yakın ilişkilerin tatmin edici olması üzerinde durur. Birey insanlarla ilişki kurarken kendini güvende hissetmesi ve sosyal ilişkilerinde diğerlerinden bağımsız olmayı arzulamaktadır. Birey diğer insanlarla kurduğu ilişkilerde kendi durumunu göz önünde bulundurarak ilişkilere başlamak ve ilişkinin kontrolünü kendi elinde tutmak istemektedir (Aktaran: Kesici ve Diğerleri, 2002).

(18)

17 Özerklik kuramını temelinde yeterlik, ilişki ve özerklik gereksinimlerinin nasıl karşılanacağı ile ilgili nitelikler ortaya koyulur. Bu üç ihtiyaç karşılandığı zaman insanların motive olması önceki durumlarına göre daha rahat olur. Diğer yandan birey yeni başlayacağı ilişkilerde kendi özerkliğini ortaya çıkarma, yeni başlayacağı işlerde kendi kendine yeterliğini artırmayı öğrenme durumları bire-yin kendisini belirlemesi ile ilgilidir. Dolayısıyla bütün bu aşamalar özerklik kura-mı ile açıklanabilir (Deci, Ryan, Williams, 1996).

İçsel Motivasyon

Motivasyon doğrudan doğruya davranışın kaynağı ile ilgilenmektedir. Mo-tivasyon bilimini, davranışların nasıl yönlendirilebileceği veya yönlendirilmiş bir davranışın yoğunluğunun nasıl arttırılabileceğini belirlemeyi amaçlar. Motivas-yonla ilgili sınıflamalarda ve en önemlisi işçileri motive etme sürecinde motivas-yon konusunda uzman olan yöneticilerin üzerinde en fazla durdukları konu içsel motivasyondur.

Bireylerin dışsal motivasyonun yanı sıra içsel motivasyon içinde büyük çaba ve gayret göstermelidirler. Bireyler eğer dışsal olarak motive edilmeye yön-lendirilirlerse, verilen ödüle ulaşmak için performansını artırırlar. Ama birey içsel olarak motive edilirse, üretim sonunda doyum sağlarlar. Ortaya çıkan doyumda bireyin performansını olumlu yönde etkiler (Aktaran: Sünbül, Ali Murat, Şahin Kesici ve Hasan Bozgeyikli, 2003).

Deci, bireylerin kendi davranışlarının sorumluluğunu almaktan hoşnut olacaklarını ama dışardan yapılan sorumluluk yüklemelerine de tepki göstere-ceklerini belirtmektedir. Bireylerin sergilediği davranışlarını cezalandırma veya

(19)

18 ödüllendirme yoluyla değiştirmek, davranışlardın kontrol edilememesini sağlar ve dolayısıyla bireyler kendi davranışlarının kontrollerini kaybederler.

Deci’ye göre bireyin yapacağı işler bireyin yeterlik (bir işi yapabilecek ye-tenek ve beceri) duygularına ve zevklerine göre ayarlanmalı ve aynı zamanda bireylere hareketlerini kontrol ettiği hissini vermelidir. Bu şartlar içsel motivasyo-nun bireyde hakim olmasını sağlar. İçsel motivasyon kuramında içsel olarak mo-tive edilmiş birey, dışsal olarak momo-tive olan bireylerden daha fazla doyum sağ-lamış ve işe kendilerini daha fazla adamışlardır.

Bir çok bilim adamına göre motivasyona katkı sağlayan faktörler vardır. Bireylerin yaptıkları iş için çaba harcamaları, vazifeye duyulan doyumdan ileri gelir. Bu görüş motivasyona katkı sağlayan içsel motivasyon bileşenidir. Bireyin davranışını ödüllendirme dışsal motivasyondur ve bu durumda motivasyona kat-kı sağlayan değişken ödüldür. Ama Deci’ ye göre bireye verilen ödüller yine bi-reyin performansını artırıyorsa, bibi-reyin motivasyonu dışsal etkenlere bağlıdır. Dolayısıyla bireyin içsel motivasyonunda düşme meydana gelir. Sonuç olarak Deci bireylerin karşılığını ödemek suretiyle doyum sağladıkları işi yaptırmak on-ların içsel motivasyonunu düşürdüklerine inanmaktadır.

Eğer bireylere görevlerini yerine getirdikleri için para veriliyorsa diğer ödüller davranışlarına sebep olabilir. Bireylerin kendi davranışlarını kontrol et-mesi anlamına gelen kontrol odakları eğer çevreye yönlenirse bireyler içsel mo-tivasyonlarını kaybedebilirler. Çünkü bireyler işlerini yeterli olma ve çevre tara-fından gözlenildiğini zannettikleri davranışlarını kontrol altında tutma hissiyle yapacaklardır. Bireylerin kendilerini kontrol etmeleri son derece önemlidir. Ama

(20)

19 en önemlisi kontrol odağının dışsal değil de içsel olarak yapılmasıdır. Birey içsel olarak kendi kendini kontrol ederse işten doyum sağlar ve işe kendini adayarak yeterlilik ihtiyacını karşılar ama kontrol odağına dışsal faktörleri alırsa bireyin düşünce merkezinde işten doyum sağlama ve yeterlilik olmayacak “bu işten ne kadar para kazanacağım veya diğer işten daha az çaba ile daha fazla ücret nasıl olacağım” görüşleri yer olacaktır.

Deci, insanların doyum sağlamaları için uzun zaman dışsal ödül vermek, bireyin motivasyonunu düşüreceğini söylüyor. Eğer birey bir işi sıkıcı, diğeri ise zevkli buluyorsa birey açısından zevkli olan iş “içsel” olarak gözükür (Marangoz öyküsünde marangozun son işle ilgili duyguları ve düşünceleri). İçsel motivas-yon kuramının bireylerin farklılığı ya da işlerin farklılığına bağlı olduğu açık ve net değildir. Bir bireyin dışsal (müşterilere promosyonlar vererek satışı artırmak) gördüğü şeyi başka bir birey içsel (satışları artırdım) olarak görebilir (Aktaran: Sünbül, Ali Murat, Şahin Kesici ve Hasan Bozgeyikli, 2003).

İşletmelerde bireylerin içsel motive edici buldukları iş için ne yapabilecek-leri hakkında sağlam bir prensibimizin olmadığı anlaşılmaktadır. Belki, Deci olan-lara şartsız ücret vermelerini tavsiye ederdi, ancak diğer araştırmacılar bundan o kadar emin değillerdir. İçsel motive edici işin de ne kadar süreceği belirsizdir. İşlerini çok sevdiklerinden dolayı az miktar para için ya da bedava çalışan in-sanlar hakkında çok fıkra vardır, ancak işçilerin çoğunluğu bu durumda değildir-ler.

(21)

20 I. B. Psikolojik İhtiyaçlarla İlgili Araştırmalar

İnsan ihtiyaçları beslenme, boşaltım, acıdan kaçınma, cinsellik, uyarılma ve etkinlikte bulunma ve yaşamın sürdürülmesi gibi fizyolojik ihtiyaçlar ile beyni yönlendirmek suretiyle kişiyi davranışa geçiren uyarıcılar olarak tanımlanan psi-kolojik ihtiyaçlar olmak üzere iki farklı kategoride ele alınabilir.

İnsan davranışlarının yönünü belirleyebilen psikolojik ihtiyaçların meslek faaliyetleri ile de ilgili olması ve bireylerin meslek seçimi kararlarında psikolojik ihtiyaçların rol oynaması beklenmektedir. Meslek faaliyetleri temel ihtiyaçlarla ilişkilidir ve bir meslek, ihtiyaçların doyumuna olanak sağladığı ölçüde kişiye çe-kici gelecektir. Meslekte doyum, kişinin ihtiyaçları ile bu ihtiyaçlarının karşılana-cağını düşündüğü meslekler arasındaki tutarlılık ölçüsünde gerçekleşecektir (Kuzgun, 2000). Buna bağlı olarak, meslek olarak öğretmenliğin çeşitli alanlarını seçmiş olan bireylerin de psikolojik ihtiyaçları açısından farklılaşmaları beklene-bilir. Bu nedenle, öğretmen eğitiminde tutumlar, bilgiler ve beceriler önemli bir yer tutarken, öğretmen yetiştiricilerinin aynı zamanda öğrencilerinin ihtiyaçları ve kişisel tercihlerinin de farkında olmaları gerekmektedir.

Bayan ve erkek öğretmen adaylarının ihtiyaç profilini belirlemek, eğitimci-lere yetiştirdikleri öğretmen adayları hakkında daha fazla bilgi verecektir. Öğret-men eğitimi, öğretÖğret-men adaylarına mesleğin daha yetkin bir biçimde icrası için gereken bilgi ve becerileri kazandırmanın yanında, her bir öğretmen adayının özelliklerinin bilinerek bireye yönelik bir yaklaşımla daha yetkin bir birey ve öğ-renciye model olabilecek niteliklere sahip öğretmenler yetiştirmeyi de zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, öğretmen adaylarının psikolojik ihtiyaç profillerinin

(22)

21 turulması gerekmektedir. Aşağıda psikolojik ihtiyaçlarla ilgili bir çok bilim adamı-nın araştırmalarından örneklere detaylı olarak yer verilmiştir;

Edwards (1959) E.K.T.E.’nin yaptığı araştırmada elde ettiği bulguları cin-siyetlere göre sıralamıştır. Bulgularda erkeklerin başarma, özerklik, başatlık, karşı cinsle ilişki ve saldırganlık ihtiyaç alanlarında, kızların ise uyarlık, şefkat gösterme ve değişiklik alanlarında ihtiyaç gösterdiklerini tespit etmiştir.

Levitt ve arkadaşları (1962) çeşitli bölümlerde okuyan öğrencilerin psiko-lojik ihtiyaç alanlarının tespiti ile ilgili çalışmalarında, bir grup üniversite öğrencisi ile hemşirelik eğitimi alan öğrencilerin ihtiyaç alanlarını karşılaştırmıştır. Araştır-macılar hemşirelik öğrencilerinin düzen, ilgi görme, kendini suçlama ve şefkat gösterme ihtiyaç alanlarında üniversite öğrencilerinden daha yüksek puan aldık-larını bulmuşlardır.

Moomaw ve Hayden (1969) iki yıllık teknik okulların ihtiyaç örüntüleriyle ilgili araştırmasında, teknik eğitim gören öğrencilerin düzen, başarma, uyarlık, sebat alanlarında, sosyal bilimler eğitimi gören öğrencilerin ise, duyguları anla-ma, şefkat gösterme, ilgi görme ve yakınlık alanlarında ihtiyaç gösterdiklerini bulmuşlardır.

Pietrofesa (1970) üniversite öğrencilerinin ihtiyaç örüntüleriyle ilgili olarak üniversitenin bir çok bölümlerinde okuyan öğrenciler üzerinde araştırma yapmış-tır. Araştırmada, mühendislik öğrencilerinin düzen ve sebat alanlarında, Fen ve Edebiyat programlarında bulunan öğrencilerin, duyguları anlama, karşı cinsle ilişki, şefkat gösterme, duyguları anlama, alanlarında, işletme öğrencilerinin şef-kat gösterme ve karşı cinsle ilişki alanlarında, Eğitim öğrencilerinin ise başarma,

(23)

22 başatlık ve karşı cinsle ilişkiler alanlarında ihtiyaç göstermiş olduklarını bulmuş-tur.

Gray (1963) öğretmenler, muhasebeciler ve makine mühendislerinin ihti-yaç alanları ile ilgili olarak yaptığı araştırmada, öğretmenlerin muhasebecilere oranla uyarlık, yakın ilişki, başkalarını anlama ve sevgi ihtiyaçlarında daha yük-sek puan aldıklarını bulmuştur.

Osipow (1968) yaptığı bir araştırmada öğretmenlerin dayanıklılık, düzen, yakın ilişkiler, şefkat, duyguları anlama ve küçülme alanlarında ihtiyaç gösterdik-lerini bulmuştur.

Brown ve Chance (1995), erkek ve kız Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Edwards kişisel Tercih Listesindeki Profillerini ortaya koymak amacıyla bir araş-tırma yapmıştır. Bu çalışma ile ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Kız öğretmen adayları erkek öğretmen adaylarına göre daha başattır. Erkek öğretmen adayları daha yüksek ilgi görme ve şefkat puanlarına sahip oldukları halde kızlar erkek-lerden daha saldırgandırlar.

Cantwell (1991), ileride psikolojik danışman olmak isteyen öğrencilerin ih-tiyaçlarını karşılaştırmalı olarak ortaya çıkarmak amacıyla bir araştırma yapmış-tır. Bu araştırma ile aday kız ve erkek psikolojik danışmanlar tarafından aynı se-viyede görülen en büyük psikolojik ihtiyaç duyguları anlamadır. Duyguları anla-ma birisinin motiflerini ve duygularını analiz etmek, diğerlerini gözlemek ve baş-kaları problemleri hakkında ne hissediyor onu anlamak ve kendisini başbaş-kalarının yerine koymadır. Duyguları anlama ihtiyacını, şefkatli olmak, değişiklik ve

(24)

23 lık ihtiyacı takip etmektedir. Zayıf ihtiyaçlar ise düzen, ilgi görme, uyarlık ve ken-dini suçlamadır.

Güven (1990), sağlık sektöründe alanında çalışan doktor, hemşire ve bu meslekleri seçen öğrencilerin tutum ve değerlerini karşılaştırılmalı olarak araş-tırmıştır. Araştırma ile elde edilen sonuçlar şunlardır: Doktorların tutumu ile de-ğer sıralamaları arasındaki ilişki zayıf, ters yönlü ve anlamsız bulunmuştur. Hemşirelerin tutumu ve değer sıralamaları arasındaki ilişki çok düşük düzeyde-dir. Öğrencilerin tutumu ve değer sıralamaları arasında hayli yüksek ters yönlü bir ilişki bulunmuş ve anlamsız sayılmıştır. Tutum ve değer sıralama farklılıkları oldukça fazla ve anlamlıdır. Doktor, hemşire ve öğrencilerin önemli-önemsiz sa-yıldıkları tutum ve değerler bulunmaktadır. Doktorların en önemli tutum ve de-ğerleri “eşitlik, bilgili ,akıllı ve aydın olmalı” dır. En önemsizleri ise; esnek dü-şünme, kendine hakim olma, huzurlu, itaatkar ve becerikli olmadır. Hemşirelerin en önemli tutum ve değerleri “eşitlik ve kurallara saygılı olma” dır. En önemli özellikleri ise, “huzurlu, yardımsever, dostluk ve şefkatli olma” dır. Öğrencilerde ise en önemli ve en önemsiz sayılan tutum ve değerler olarak önemsiz sayılan ya da bunu tersi durum söz konusudur.

Güven’in (1991), öğretmenlik mesleğini seçen öğrencilerin sahip oldukları değerler arasında ilişkileri araştırmıştır. Bu araştırma ile ortaya çıkan bulgular-dan bazıları şunlardır: Öğrencilerin “bölümlere göre” önemli buldukları temel ve aracı değerler; “huzurlu, bilgelik, özgürlük, kendine saygı, dürüstlük, akıllı olma, bağımsızlık” tır. Sosyal Bilimlerde en önemli sayılan değerlerin “için huzur” dur. Bu değer Yabancı Diller’de üçüncü sırada bulunmuştur. Bölümlere göre aracı

(25)

24 değerler sıralamaları arasında en önemlileri (ilk iki sıra) “dürüstlük” “bağımsızlık”, en önemsizler “kibar olma, hırslı ve itaatkar” olmaktır. Medeni duruma göre öğ-rencilerin değer sıralamalarında anlamlı ilişkiler bulunmuştur.

Kuzgun (1985) üniversite kız, erkek ve farklı programlarda okuyan öğren-ciler ile lise kız ve erkek öğrenöğren-cilerinin psikolojik ihtiyaçlarına ilişkin bir araştırma yapmıştır. Araştırmada üniversite erkek öğrencilerinin düzen, gösteriş, özerklik, başatlık, kendini suçlama ve karşı cinsle ilişki ihtiyaçlarına, kız öğrenciler ise duyguları anlama, ilgi görme, değişiklik ve saldırganlık ihtiyaç sahip olduğu, fark-lı programlarda okuyan öğrencilerin ihtiyaç sıralamalarının birbirine benzemesi-ne rağmen bazı grupların sıralamalarında dikkate değer farklılıklar olduğu, lise öğrencileriyle ilgili olarak, lise kız öğrencilerinin yakınlık, ilgi görme, kendini suç-lama ve değişiklik ihtiyaçlarına, erkeklerin ise özerklik, başatlık ve karşı cinsle ilişki ihtiyaçlarına sahip olduğu bulunmuştur.

Kuzgun (1987), farklı sosyo-ekonomik çevrede yetişmiş bireylerin psikolo-jik ihtiyaçları arasında bir fark olup olmadığını araştırmıştır. Bu araştırma ile or-taya çıkan sonuçlar şunlardır: Psikolojik ihtiyaçlardan duyguları anlama, ilgi görme ve şefkat göstermenin sosyo-ekonomik durum ve cinsiyet açısından an-lamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. Psikolojik ihtiyaçlardan bakımından alt sosyo-ekonomik düzeyden kız ve erkekler düzen, uyarlılık, kendini suçlama ihtiyaç alanlarında, üst sosyo-ekonomik düzeyden kız ve erkek öğrenciler ise gösteriş, özerklik, başatlık, karşı cinsle ilişki ve saldırganlık ihtiyaç alanlarında daha yük-sek puan almışlardır. Orta sosyo-ekonomik düzeyden kız ve erkekler belirgin bir örüntü gösterememişlerdir.

(26)

25 Kuzgun (1988), psikolojik ihtiyaçlarla okul başarısı ve ÖSYM sınavı ara-sındaki ilişkiyi araştırmıştır. Araştırma ile elde edilen bulgular şunlardır: Psikolo-jik ihtiyaçlar açısından alt yetenek grubundan uyarlık, düzen ve sebat. Üst yete-nek grubundan ise başatlık, karşı cinsle ilişki, saldırganlık ve gösteriş puan orta-lamaları yüksek çıkmıştır. Psikolojik ihtiyaçlar açısından kızlarda gösteriş, özerk-lik, değişiklik ve saldırganlık puanları ÖSS sonuçları ile olumlu, sebat, kendini suçlama ve düzen puanları ise olumsuz ilişki göstermiştir. Erkeklerde ise ÖSS puanları ile olumlu ilişki gösteren değişkenler başarma, başatlık ve saldırganlık değişkenleridir.

Akbıyık (1992), mühendis ve yöneticilerin yeterleri ilgi ve değerleri ile psi-kolojik ihtiyaçları saptamak, bu iki meslek gruplarının bu yönden karşılaştırma amacıyla bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmadan elde edilen bulgulardan bazı-ları şunlardır: Mühendislerle yöneticiler bazı kişilik özellikleri yönünden birbirin-den farklı olduğu söylenilebilir. Mühendislerle yöneticilerin yaptıkları işe göre sınıflandırıldıklarında bireyler arasında az fark olduğu gördükleri eğitim türlerine göre sınıflandırıldıklarında ise farkların arttığı gözlenmiştir. Yöneticilik için gerekli olan bir nitelik olan “Liderlik” yönünden mühendislerle sosyal bilim kökenli yöne-ticiler arasında bir fark çıkmamıştır.

Yaşar (1993), hemşirelik öğrencilerinin ve hemşirelerin psikolojik ihtiyaç örüntülerini ve empati düzeylerini araştırmıştır. Bu araştırmayla ortaya çıkan so-nuçlar şunlardır: Hemşirelik öğrencilerinin duyguları anlama, şefkat gösterme, değişiklik, başarma ve yakınlık ihtiyaçları yüksek bulunmuştur. Hemşirelerde ise sebat, duyguları anlama, şefkat gösterme, başarma ve yakınlık ihtiyaçları

(27)

26 sek bulunmuştur. Buna karşın kendini suçlama, uyarlık, özerklik, gösteriş ve karşı cinsle ilgi düşük çıkmıştır.

Nazlı (1993), psikolojik ihtiyaçlarla mesleki ilgi alanları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Daha sonrada, psikolojik ihtiyaçlarla mesleki ilgi alanları arasındaki ilişkiyi cinsiyet, gelir düzeyi, okul başarısı ve öğrenim görülen kol gibi değişken-leri etkileyip etkilemediği araştırılmış olup bu araştırmada şu sonuçlar ortaya çıkmıştır: Öğrencilerin okul başarılarına göre psikolojik ihtiyaçlar ile mesleki ilgi alanları incelendiğinde; başarma ihtiyacı ile “Teknik-Fen” ilgi alanında, başarma ihtiyacı ile “İdare- Ekonomi” ilgi alanında, değişiklik ihtiyacı ile “Güzel Sanatlar” ilgi alanı, özerklik ihtiyacı ile “Tıp-Sağlık” ilgi alanı, sebat ihtiyacı ile “Sosyal Bi-limler” ilgi alanları arasındaki ilişki okul başarısına göre anlamlı bir ilişki ortaya çıkmamıştır. Psikolojik ihtiyaçlarla mesleki ilgi alanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Öğrencilerin ailelerinin gelir düzeylerine göre psikolojik ihtiyaçlar ile mesleki ilgi alanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Öğrencilerin öğ-renim gördükleri kollara göre psikolojik ihtiyaçlar ile mesleki ilgi alanları arasında anlamlı düzeyde ilişki çıkmamıştır.

Kapudere (1998), meslek lisesi son sınıf öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçla-rı ile genel uyum düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Bu araştırma ile ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Kız Meslek Lisesi son sınıf öğrencilerinin başarma ve ilgi görme ihtiyacı ile genel uyum düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ticaret Meslek Lisesi son sınıf öğrencilerinin başarma, uyarlık, düzen, özerklik, duyguları anlama, ilgi görmek isteme, başatlık, kendini suçlama, değişiklik,

(28)

27 kat gösterme, sebat, karşı cinle ilişki, yakınlık, saldırganlık ihtiyacı ile genel uyum düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur.

Atalay (1994), yuva öğretmenlerinin psikolojik ihtiyaç örüntülerini incele-yen bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmayla ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Yuva öğretmenlerinin yaş durumlarına göre psikolojik ihtiyaçları, 18-27 yaş gru-bu gençleri gösteriş ihtiyaç puanları yetişkin gruptan anlamlı bir düzeyde farklılık göstermektedir. Yuva öğretmenlerinin çocuk sahibi olma durumlarına göre psi-kolojik ihtiyaçları, karşı cinsle ilişki kurma ihtiyacı çocuksuz grup lehine anlamlı bulunmuştur. Yuva öğretmenlerinin kıdem durumlarına göre psikolojik ihtiyaçları, 6 yıl ve daha fazla yıl kıdeme sahip yuva öğretmenlerinin şefkat gösterme ve sebat ihtiyaç puanları kıdem durumları 6 ve daha az olanlara göre anlamlı bir farklılık göstermektedir.

Aslan (1994), yaratıcı düşünceli bireylerin psikolojik ihtiyaçlarının belir-lenmesini amaçlayan bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmada ortaya çıkan so-nuçlar şunlardır: Farklı bölümlerde okuyan bireylerin psikolojik ihtiyaçları açısın-dan farklı sonuçlar elde edilmiştir.Bunlar; Orman Fakültesi ile Matematik Öğret-menliği, Resim Öğretmenliği ile Mimarlık Bölümü, Coğrafya Öğretmenliği ile İş-letme Bölümü, Almanca Öğretmenliği ile Mimarlık Fakültesi, Coğrafya Öğret-menliği ile Matematik ÖğretÖğret-menliği, Mimarlık Fakültesi ile Türk Dili ve Edebiyat Öğretmenliği, Matematik Öğretmenliği ile İktisat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı ile Coğrafya Öğretmenliği arasında psikolojik ihtiyaçlar açısından anlamlı farklı-lıklar bulunmuştur.

(29)

28 Eren (1994), lise öğrencilerinin yalnızlık düzeyleri ile psikolojik ihtiyaçlarını çeşitli değişkenler açısından karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Bu araştırmada ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Araştırmada lise öğrencilerinin sınıf değişkenine göre düzen, uyarlık ve sebat ihtiyacının farklılık gösterdiği, birinci sınıf öğrencile-rin uyarlık, düzen ve sebat ihtiyaçları, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencileöğrencile-rinkinden yüksek olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin cinsiyeti uyarlık, bağımsızlık, yakınlık, duyguları anlama, başkalarından yakınlık görme, başatlık, saldırganlık ihtiyacı üzerinde etkili olduğu saptanmıştır. Kızların uyarlılık, bağımsızlık, yakınlık, duy-guları anlama, başkalarından yakınlık görme, başatlık, başkalarına yardım etme, değişiklik ve saldırganlık ihtiyacı erkeklerinkinden, erkeklerin ise karşı cinsle ilişki ihtiyacı kızlardan anlamlı derecede yüksek çıkmıştır. Yaşın psikolojik ihtiyaçlar üzerindeki etkisi test edildiğinde sebat ve düzen ihtiyacına etkisi önemli olduğu tespit edilmiştir. 15 ve 16 yaşında olan öğrenciler 17 yaşında olanlara göre sebat ve düzen ihtiyacı daha yüksektir. Anne ve baba eğitim düzeyinin öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlarına etkisi incelendiğinde, öğrencilerin gösteriş ve karşı cinsle ilişki ihtiyacına etkisi olduğu tespit edilmiştir...

Yücel (1995), Ankara Üniversitesi Psikolojik Danışma Servisine başvuran üniversite öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlarını belirlemeyi amaçlayan bir çalışma yapmıştır. Bu araştırmada ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Psikolojik danışma servisine başvuran kızlarda değişiklik ihtiyacı erkeklerden fazla; erkeklerin ba-şatlık ihtiyacı kızlardan fazla bulunmuştur. Psikolojik danışma servisine başvu-ran yaşı küçük ve yaşı büyük öğrencilerde önemli düzeyde psikolojik ihtiyaç farkı gözlenmemiştir. Psikolojik danışma servisine başvuran, harçlığı kendisine yeterli

(30)

29 öğrencilerin başatlık ihtiyacı harçlığı yeterli olmayanlardan daha fazla bulunmuş-tur. Psikolojik danışma servisine başvuran, şehir kökenli öğrencilerin değişiklik ihtiyacı, köy kökenli olanlardan fazla bulunmuştur.

Aydın (1993), sınıf öğretmeni adayların psikolojik ihtiyaçları ile öğretmen-lik tutumları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Bu araştırmada ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Psikolojik ihtiyaçlar alt boyutlarından başarma, başatlık, şefkat gös-terme, değişiklik ve saldırganlık cinsiyete göre farklılaşmaktadır. Başarma ve başatlık ihtiyaçları kızlarda daha yüksek, şefkat gösterme, değişiklik ve saldır-ganlık ihtiyaçları da erkeklerden daha yüksektir. Psikolojik ihtiyaçlar alt boyutla-rından ilgi görme, başatlık ve değişiklik ihtiyaçları 1. ve 4. sınıflara göre farklı-laşmaktadır. İlgi görme ihtiyacı 1. sınıflarda daha yüksek, başatlık ve değişiklik ihtiyacı ise 4. sınıflarda daha yüksektir. 1. sınıf grubunda psikolojik ihtiyaçlar alt boyutlarından uyarlık, yakınlık ve şefkat gösterme ihtiyaçları ile öğretmenlik tu-tumları arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. 4. sınıf grubunda psikolojik ihtiyaç-lar alt boyutihtiyaç-larından sadece yakınlık ihtiyacı ile öğretmenlik tutumihtiyaç-ları arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Mesleği isteyerek seçme grubunda öğretmenlik tu-tumları ile psikolojik ihtiyaçlar alt boyutlarından uyarlık ve yakınlık ihtiyacı ile aynı yönde, saldırganlık ihtiyacı ile ters yönde bir ilişki bulunmuştur. Mesleği isteyerek seçmeme grubunda öğretmenlik tutumları ile psikolojik ihtiyaçlar alt boyutların-dan uyarlık ve sebat ihtiyacı ile aynı yönde, gösteriş ve özerklik ihtiyacı ile ters yönde bir ilişki bulunmuştur.

Ergin (1993), özel lise, resmi lise ve dershanelerde görev yapan öğret-menlerin psikolojik gereksinimlerini ortaya çıkarmak amacıyla yaptığı

(31)

30 da ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Psikolojik gereksinimler bakımından resmi liselerde çalışan öğretmenlerde uyarlık, düzen, gösteriş, bağımsızlık, kendini suçlama ve karşı cinsle ilişki gereksinmeleri özel lise ve dershanelerde çalışan öğretmenler oranla daha yüksek bulunmuştur. Psikolojik gereksinimler bakımın-dan özel liselerde çalışan öğretmenlerde ilgi görme, şefkat gösterme ve değişik-lik gereksinmeleri resmi lise ve dershane öğretmenlerinin bu gereksinmelerine oranla daha fazladır.

Psikolojik gereksinimler bakımından sebatlık ve başatlık gereksinmeleri dershane öğretmenlerinde, özel ve resmi lise öğretmenlerine oranla daha yük-sektir. Psikolojik gereksinimler bakımından kadın ve erkek özel lise öğretmenleri karşılaştırıldığında; kadınlarda duyguları anlama, ilgi görme ve karşı cinsle ilişki, erkeklerde ise değişiklik ve sebat gereksinmeleri daha güçlü bulunmuştur. Res-mi lise öğretmenleri ele alındığında kadınlarda başarma, bağımsızlık ve başatlık, erkeklerde ise gösteriş, ve kendini suçlama gereksinmeleri daha yüksektir.

Bilge (1990), değişik branşlardaki sporcuların psikolojik ihtiyaçlarını orta-ya koymak amacıyla bir araştırma orta-yapmıştır. Bu araştırmada şu sonuçlar ortaorta-ya çıkmıştır: Milli sporcularla sporcu olmayanlar arasında psikolojik ihtiyaçlar yö-nünden önemli farklar ortaya çıkmamıştır. Takım sporcularıyla bireysel sporcular arasında psikolojik ihtiyaçlar yönünden önemli farklar ortaya çıkmamıştır.

Değişik spor dallarından hentbolcular, basketbolcular, voleybolcular ve at-letler arasında başarı, düzen, özerklik, yakınlık, ilgi görmek isteme, kendini suç-lama, başatlık, şefkat gösterme ve değişiklik ihtiyaçları yönünden önemli farklar bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

(32)

31 Kuru (1995), farklı branş ve düzeydeki sporcular ile spor yapmamış olan-ların psikolojik ihtiyaçları ve bazı sosyal ve sportif özelliklerini belirlemek amacıy-la bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmada şu sonuçamacıy-lar ortaya çıkmıştır: Psikolo-jik ihtiyaçlar bakımından, Futbol-Hentbol-Güreş ile denek grubundaki Sporcular kendi aralarında karşılaştırılmıştır. Denek grubundaki sporcularda başarma- ba-şatlık anlamlı düzeyde düşük çıkarken, futbolcularda düzen ve sebat, hentbolcu-larda ise uyarlılık alt ölçek puanlarının anlamlı düzeyde düşük olduğu gözlenmiş-tir. Ayrıca spor yapmayanlarla denek grubundaki sporcular kendi aralarında kar-şılaştırılmıştır. Denek grubundaki sporcularda başatlık, spor yapmamış olanlarda düzen ve sebat alt ölçek puanları anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur.

Psikolojik ihtiyaçlar bakımından Futbol-Hentbol-Güreş ile spor yapmayan-lar arasında başarma, uyarlılık, düzen, gösteriş, özerklik, yakınlık gösterme, duy-guları anlama, ilgi görme, başatlık, kendini suçlama, şefkat gösterme, değişiklik, sebat, karşı cinsle ilişkiler, saldırganlık alt ölçeklerinde anlamlı sonuçlar buluna-mamıştır.

Ulukan (1998), futbol, voleybol, basketbol ve güreş gibi takım ve ferdi spor dallarındaki erkek sporcuların psikolojik ihtiyaçları ile sporcu olmayanların psikolojik ihtiyaçlarını ortaya çıkarmak amacıyla bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmada ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Psikolojik ihtiyaçlar bakımından değişik spor dallarından futbolcular, basketbolcular, voleybolcular ve güreşçiler arasında başarı, düzen, özerklik, yakınlık, ilgi görmek isteme, kendini suçlama, başatlık, şefkat gösterme ve değişiklik ihtiyaçları yönünden önemli farklar bu-lunmadığı sonucuna varılmıştır.

(33)

32 Psikolojik ihtiyaçlar bakımından futbolcuların duyguları anlama ve daya-nıklılık ihtiyaçlarının basketbolculara kıyasla daha fazla olduğu sonucuna varıl-mıştır. Psikolojik ihtiyaçlar bakımından basketbolcularda saldırganlık ihtiyacının güreşçilere kıyasla daha fazla sebat ihtiyacının ise futbolcu, voleybolcu ve gü-reşçilere kıyasla daha düşük olduğu sonucuna varılmıştır. Psikolojik ihtiyaçlar bakımından voleybolcular ve güreşçilerin uyarlık ve sebat ihtiyaçlarının basket-bolculara kıyasla daha fazla olduğu sonucuna varılmıştır.

Tuğcu (1987), psikosomatik hastaların (migren, ürtiker, ülser, hipertansi-yon) psikolojik ihtiyaç örüntülerini incelemiştir. Bu araştırma ile ortaya çıkan so-nuçlar şunlardır: Psikolojik ihtiyaçlar bakımından psikosomatik hasta grubu ve kontrol grubunun karşılaştırılması sonucunda psikosomatik hastaların uyarlık, kendini suçlama ve başkalarına yardım etme değişkenlerinden elde ettikleri pu-an ortalamalarının kontrol grubu deneklerinden pu-anlamlı düzeyde yüksek olduğu gözlenmiştir. Psikolojik ihtiyaçlar bakımından başarı, duyguları anlama, saldır-ganlık ve başatlık değişkenlerinde ise psikosomatik hastaların puan ortalamaları kontrol grubundaki deneklerden anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur.

Şar (1997), lise son sınıf öğrencilerinin öğrenim gördükleri farklı eğitim programlarının, cinsiyetlerinin ve barındıkları sosyal ortamların, onların denetim odağı ve kişilik özelliklerine etkisi incelenmiştir. Bu araştırma ile ortaya çıkan sonuçlar şunlardır: Farklı programlarda öğrenim gören öğrencilerin kişisel tercih-lerinde (psikolojik ihtiyaçlarında) farklılaşma olduğunu ortaya koymuştur. Meslek lisesi öğrencileri uyarlık, düzen, özerklik, duyguları anlama ve değişiklik

(34)

33 larına, normal öğretim yapan liseler ise başarma, ilgi görme ve başatlık ihtiyaçla-rına sahip olduğu bulunmuştur.

Kişisel tercihler (psikolojik ihtiyaçlar) cinsiyete göre farklılık göstermekte-dir. Kız öğrenciler duyguları anlama, ilgi görme, şefkat gösterme ve değişiklik ihtiyaçlarına sahipken, erkek öğrenciler ise, gösteriş, özerklik, başatlık ve karşı cinsle ilişki ihtiyaçlarına sahip olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin iç ve dış dene-tim odağı özelliği gösteren öğrencilerin farklı kişisel tercihlere (Psikolojik İhtiyaç) sahip olduğu bulunmuştur. Araştırma sonucuna göre iç denetim odağı özelliğine sahip öğrenciler, başarma, özerklik, başatlık ve sebat ihtiyaçlarına, dış denetim özelliği gösteren öğrenciler ise, uyarlık, ilgi görme, kendini suçlama ve karşı cinsle ilişki ihtiyaçlarına sahiptirler.

Kaner (1981), psikolog ve çocuk doktorları üzerinde yaptığı araştırmada, psikologlar ile çocuk doktorlarının psikolojik ihtiyaç örüntülerinde farklılıklar oldu-ğunu tespit etmiştir. Grupları ihtiyaç sıralamaları yönünden karşılaştıran Kaner, doktorların sebat, psikologların ise duyguları anlama ihtiyaçlarını üst düzeyde bir ihtiyaç olarak gördüklerini bulmuştur.

Öztürk (1983), ilkokul öğretmenleri ile vergi memurlarının ihtiyaçlarını dik-kate alarak yaptığı araştırmada, ilkokul öğretmenlerinin şefkat gösterme, yakınlık ve duyguları anlama ihtiyaçlarına üst sıralarda yer verdikleri, kadın ve erkek il-kokul öğretmenleri karşılaştırıldığında, kadınlarda özerklik, ve ilgi görme, erkek-lerde ise başatlık ve karşı cinsle ilişki ihtiyaçları daha güçlü bulunmuştur. Vergi memurlarında ise kadınların karşı cinsle ilişki ihtiyacı daha yüksek bulunmuştur.

(35)

34 Dilemken (1986), lise öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlarına ilişkin araştır-masında, lise öğrencilerinin sebat, değişiklik, başkalarına yardım etme başarma ve duyguları anlama ihtiyaçlarına, lise kız öğrencilerinin sebat, değişiklik, başka-larına yardım ve duyguları anlama ihtiyaçbaşka-larına, erkek öğrencilerinin ise sebat, başarma ve değişiklik ihtiyaçlarına, farklı bölümlerde okuyan öğrencilerin ilgili olarak edebiyat kolunda okuyan öğrencilerin sebat, başkalarına yardım etme, duyguları anlama ve düzen ihtiyaçlarına, fen kolu öğrencilerinin ise değişiklik, başkalarına yardım etme, başarma, duyguları anlama ve yakınlık ihtiyaçlarına sahip olduğu bulunmuştur.

Baysal ve Buluş (2001), rehberlik ve psikolojik danışmanlık ana bilim da-lındaki öğrencilerin psikolojik gereksinim düzeylerini belirlemek ve bunun bazı demografik ve psikososyal özelliklerle ilişkisini ortaya koymak amacıyla araştır-mayı yapmışlardır. Bu araştırmayla ortaya sonuçlar şunlardır: Rehberlik ve psi-kolojik danışmanlık bölümü öğrencilerinin en yüksek gereksinim düzeyinin duy-guları anlama, değişiklik, ilgi görme ve şefkat gösterme alanlarında ortaya çık-mıştır.

Rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü öğrencilerinin cinsiyetleri açı-sından kızlarda en yüksek gereksinim düzeyinin duyguları anlama, en düşük gereksinimin ise uyarlık alanında erkeklerin ise; en yüksek gereksinim düzeyinin duyguları anlama, en düşük gereksinim düzeyi ise düzen olarak ortaya çıkmıştır. Rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü öğrencilerinin özerklik, yakınlık, kendini suçlama ve karşı cinsle ilişki, gereksinim düzeylerinin öğrenim görülen sınıf ile; özerklik, ilgi gösterme, değişiklik ve karşı cinsle ilişki gereksinim

(36)

35 lerinin cinsiyet ile; değişiklik gereksinim düzeyinin yaşamın çoğunu geçirdiği yer-leşim birimi ve anne mesleği ile; başarma gereksinim düzeyinin üniversite oku-ma aoku-macı ile; özerklik ile ilgi görme gereksinim düzeylerinin öğretim eleoku-manı tutumuna yönelik algı ile; özerklik ve saldırganlık gereksinim düzeylerinin rehber-lik merkezinden beklentilerle; karşı cinsle ilişki gereksinim düzeyinin sosyo-ekonomik düzey ile; düzen ve özerklik gereksinim düzeylerinin yaşamdan alınan doyum düzeyi ile; ilgi görme, başatlık ve karşı cinsle ilişki gereksinim düzeyinin yakın arkadaş sayısı ile; özerklik gereksinim düzeyinin akademik başarı ve gös-teriş, özerklik ve şefkat gösterme gereksinim düzeylerinin rehberlik ve psikolojik danışmanlık ana bilim dalını tercih etme nedeni ile anlamlı düzeyde ilişki olduğu bulunmuştur.

Buraya kadar psikolojik ihtiyaçlarla ilgili ülkemizde ve yurtdışında yapılan çalışmalardan örnekler verilmiştir. Yapılan bu çalışmalar öğrencilerin, hastaların ve bazı meslek mensuplarının psikolojik ihtiyaçlarını betimlemek amacıyla ya-pılmıştır. Psikolojik ihtiyaçlarla ilgili deneysel araştırmalar oldukça azdır. Bundan sonraki kısımda karar verme stratejileri ile ilgili kuramsal çalışmalara ve ülke-mizde yapılan çalışmalarla yurtdışında yapılan çalışmalar incelenecektir. Öğret-men özelliklerine ilişkin en çarpıcı çalışmalardan birisi Murray (1983) tarafında gerçekleştirilmiştir. Murray 12000 civarında adrese “Bana en çok yardım eden öğretmen” başlığı altında anket tipi bir çalışma göndermiştir. Aldığı cevaplardan en çok sevilen öğretmen özellikleri şu şekilde çıkmıştır: (1) İşbirlikçi, demokratik tutum, (2) kişiye nezaket ve anlayış, (3) sabır, (4) geniş bir ilgi yelpazesi, (5) hoş

(37)

36 bir görünün ve davranışlar, (6) adalet ve tarafsızlık, (7) espirili olma, (8) tutarlı davranış, (9) öğrenci sorunlarıyla ilgili olma, 10) esneklik.

Öğretmen özellikleri ile öğrenci motivasyonu ve tutumları arasındaki ilişki-leri araştırmışlardır. Cana yakın, coşkulu ve öğrenciilişki-leriyle iletişim ve etkileşimi güçlü olan öğretmenlerin öğrencileri, öğretim değişkenlerine daha yüksek oran-da güdülenmekte, okula ve derse olumlu tutumlar beslemekte ve öğretim etkin-liklerine katılımının çok yüksek düzeyde olduğunu bulmuşlardır.

Good ve Broopy, (1997) iki farklı öğretmen tipi ve yaklaşımını karşılaştır-dıkları bir survey çalışmada değişim ve gelişim taraftarı olan, olumlu, esnek, demokratik davranışlar sergileyen, öğrencilerin tümüyle ve teker teker bireysel olarak olumlu ilişkiler kurabilen öğretmenlerin; katı, öğrencileriyle ilgili olarak kli-şeleşmiş ve olumsuz davranışlar sergileyen öğretmenlerden daha etkili olduğu-nu saptamışlardır.

Porter ve Brophy’nin etkili ve iyi öğretmenlerin kişilik ve psikolojik özellik-lerini ortaya koymayı amaçlayan çalışmalarında, araştırma kapsamındaki öğren-ci ve öğretmenlerin çok yüksek oranda üzerinde anlaştıkları özellik ‘öğretmenle-rin insancıllığı’dır. İnsancıl olma özelliği öğretmenle‘öğretmenle-rin mükemmel değil olumlu ve olumsuz her koşulda insan olması anlamına gelmektedir. Bu da epey rahatla-tıcı bir görüştür.

Wasicko ve Rossi (1982) yaptıkları bir çalışmada sınıf içerisinde ortaya çıkan sorunların öğretmen ya da öğrenci odaklı olma durumunu incelemiştir. Ortaya çıkan problemlerin bir çoğunun öğretmen kaynaklı olduğunu tespit etmiş-lerdir. İlgili araştırmacılar öğretmenlerin hangi davranışlarının sınıf içi sorunlara

(38)

37 yol açtığına ilişkin taramalarda şu sonuçlar çıkmıştır: Öğrencilerden en kötüsünü beklemek; öğretmenin öğrencilerinden ne beklediğini asla söylememesi; öğren-cileri sık sık cezalandırmak ve eleştirmek; bir öğrenci olumsuz bir davranış gös-terdiğinde bütün sınıfı cezalandırmak; öğrencilere hiçbir zaman ayrıcalıklar ver-memek, öğrencileri sık sık tehdit etmek ve uyarmak, her öğrenci için aynı ceza yöntemini kullanmak, ev ödevlerini bir ceza yöntemi olarak kullanmak, öğrenci-lerden kişisel olarak uzak durmak ve onlara soğuk davranmak. Bu araştırma sonuçları öğretmen olumsuz davranışlarının daha çok öğrencileri aşırı kontrol etme ve olumsuz motivasyon yaklaşımlarıyla ilgili olduğu görülmektedir (Akta-ran: Sünbül, Ali Murat, Şahin Kesici ve Hasan Bozgeyikli, 2003).

(39)

38 BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın modeli, evreni ve örneklemi, veri toplama aracı ile toplanan verilerin değerlendirilmesinde kullanılan istatistiksel yöntemler üze-rinde durulmuştur.

Araştırmanın Modeli

Almanca Bölümü Öğrencilerinin Psikolojik İhtiyaçlarının çeşitli değişkenle-re gödeğişkenle-re farklılaşma durumunu ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada Survey (tarama) modeli kullanılmıştır.

Evren ve Örneklem

Araştırmanın çalışma evrenini 2005–2006 Eğitim-öğretim yılında Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği Bölümü, Fen-Edebiyat Fa-kültesi Almanca Bölümü ve ’’YADAM’’ Yabancı Dil Eğitim Merkezinde okumakta olan öğrencilerdir. Bu bölümlerin öğrencilerine küme örnekleme yöntemi ile ör-neklem seçilmiştir. Araştırmanın örör-neklemini oluşturan öğrencilerin cinsiyetlerine göre dağılımları Tablo 1’de gösterilmiştir.

(40)

39 Tablo 1

Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Cinsiyet Değişkenine Göre Dağılımı”

Cinsiyet f %

Kız 229 77,6

Erkek 66 22,4

Toplam 295 100,0

Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetlerine göre; öğrencilerin %77,6’sı kız ,% 22,4’ü ise erkektir.

Veri Toplama Araçları

Bu araştırmada gerekli bilgileri toplamak amacıyla, Kişisel Bilgi Formu ve Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği kullanılmıştır.

Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği

Öğretmenlerin Psikolojik İhtiyaçlarını belirlemek için, Kesici ve arkadaşları (2003) tarafından uyarlanan Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği toplam 21 mad-deden oluşan bir ölçektir. Özerklik, yeterlik ve ilişki olmak üzere üç alt boyuttan oluşmaktadır. Özerklik alt ölçeğinde yedi, yeterlik alt ölçeğinde altı, ilişki alt ölçe-ğinde ise sekiz madde bulunmaktadır. Ölçek ‘Hiç Doğru Değil’ ile ‘Çok Doğru’ arasında 5 dereceli Likert tipi bir ölçektir. Ölçeğin alt boyutlarıyla ilgili hesapla-nan güvenirlik katsayıları sırasıyla Özerklik 0,73, Yeterlik 0,60, İlişki 0,72’dir (Ke-sici ve Diğerleri, 2002).

(41)

40 Verilerin Analizi (İstatistiksel Teknikler)

Araştırmada, istatistiksel teknik olarak t testi ve varyans analizi (Anova) kullanılmıştır. Öğrencilerin cinsiyetlerine göre psikolojik ihtiyaçlarının farklılaşma durumu t testi ile analiz edilmiştir. Öğrencilerin Almanca Dili’ni öğrenme durum-ları, babalarının öğrenim durumları ve annelerinin öğrenin durumlarına göre psi-kolojik ihtiyaçlarının farklılaşma durumu ise F testi (Anova) ile test edilmiştir. İs-tatistiksel analizler bilgisayar ortamında SPSS. 10 programıyla yapılmıştır.

(42)

41 BÖLÜM IV

BULGULAR

Bu bölümde, araştırmanın alt problemleri doğrultusunda bulgulara yer ve-rilmiştir.

1. Cinsiyet Değişkeni Açısından Almanca Öğretmenliği Bölümü ve Almanca Bölümünde Okuyan Öğrencilerin Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin T Testi Sonuçları

Cinsiyet değişkeni açısından Almanca Öğretmenliği Bölümü ve Almanca Bölümünde okuyan öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlarına (Özerklik, Yeterlik, İlişki) ilişkin –t- testi sonuçları tablo 2’de sunulmuştur.

Tablo 2

“Cinsiyet Değişkeni Açısından Almanca Öğretmenliği Bölümü ve Al-manca Bölümünde Okuyan Öğrencilerin Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin –t- Testi Sonuçları”

Cinsiyet N X Standart Sapma -t- P

Kız 229 25,49 4,97 Özerklik Erkek 66 19,33 4,83 -0,564 .573 Kız 229 19,50 4,51 Yeterlik Erkek 66 29,76 4,40 -0,253 .801 Kız 229 27,75 5,87 İlişki Erkek 66 39,40 10,85 3,01 * .003 *P<.05

(43)

42 Tablo 2 incelendiğinde cinsiyet değişkeni açısından öğrencilerin psikolojik ihtiyaçları arasında anlamlı farklılıklar olduğu görülmüştür. Bu bulgulara göre;

a) Cinsiyet değişkeni açısından öğrencilerin özerklik psikolojik ihtiyaçları arasında manidarlık düzeyinde anlamlı bir farklılık ortaya çıkmamıştır. (t(295)= -0,564,p<0,01)

b) Cinsiyet değişkeni açısından öğrencilerin yeterlik psikolojik ihtiyaçları arasında manidarlık düzeyinde anlamlı bir farklılık ortaya çıkmamıştır. ( t(501)=-0,253,p>.05).

c) Cinsiyet değişkeni açısından öğrencilerin ilişki psikolojik ihtiyaçları ara-sında erkek öğrenciler lehine .05 manidarlık düzeyinde anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. (t(295)=3,01,p<.05).

2. Öğrencilerin Almanca Dilini Öğrenme Durumları Değişkeni Açısın-dan Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin Varyans Analizi Sonuçları

Öğrencilerin Almanca dilini öğrenme durumları değişkeni açısından psiko-lojik ihtiyaçlarına ilişkin istatistiksel veriler tablo 3’te, varyans analizi sonuçları ise tablo 4’te sunulmuştur.

(44)

43

Tablo 3

“Öğrencilerin Almanca Dilini Öğrenme Durumları Değişkeni Açısın-dan Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin İstatistiksel Veriler”

Psikolojik

İhtiyaçlar Öğrenme Durumu N X S.S.

Kendi Kendime 49 26,1429 5,0291 Almanya 30 24,3333 4,5283 Özerklik Üniversite 216 25,6250 4,8955 Kendi Kendime 49 19,3061 4,3932 Almanya 30 18,6333 5,5366 Yeterlik Üniversite 216 19,4861 4,7338 Kendi Kendime 49 29,2449 5,5921 Almanya 30 29,9000 2,6438 İlişki Üniversite 216 29,2500 4,8992

Tablo 3’te görüldüğü gibi öğrencilerin Almanca Dili’ni öğrenme durumları değişkeni açısından;

a) Öğrencilerin özerklik ihtiyaçları puan ortalamaları açısından; Almancayı kendi kendine öğrenen öğrencilerin aritmetik ortalaması 26,14; Almanya’da öğ-renen öğrencilerin aritmetik ortalaması 24,33; üniversitede öğöğ-renen öğrencilerin aritmetik ortalaması 25,62’dir.

b) Öğrencilerin yeterlik ihtiyaçları puan ortalamaları açısından; Almancayı kendi kendine öğrenen öğrencilerin aritmetik ortalaması 19,30; Almanya’da öğ-renen öğrencilerin aritmetik ortalaması 18,63; üniversitede öğöğ-renen öğrencilerin aritmetik ortalaması 19,48’dir.

Şekil

Tablo 6 incelendiğinde öğrencilerin babalarının öğrenim durumları  değiş- değiş-keni açısından psikolojik ihtiyaçlarından özerklik ihtiyacı F değeri 0,338, yeterlik  psikolojik ihtiyacı F değeri 0,318, ilişki psikolojik ihtiyacı F değeri 0,307  olarak  ort

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğrenme Öğretme Süreci (5 b.). Ankara: Nobel Yayıncılık. Bilgisayar Destekli Yabancı Dil Ögretimi ile ilgili Ögrenci Görüsleri. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler

Diğer taraftan DC motor sürekli durumda çalışıyorken besleme geriliminde bir artış olursa, denklem (2.2) ve (2.3) ’e göre endüvi akımı ve buna bağlı olarak moment

Molecular dynamics simulation was used to study the deformation of polycrystalline NiAl nanowires subjected to uniaxial tensile stress at 6 different thicknesses and 4 different

Kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre tüketim sürecinde daha bilinçli hareket ettikleri, ilde yaşayan öğrencilerin diğer yerleşim birimlerinde yaşayan öğrencilere

Bulunan sonuçlara göre fen bilimleri dersi dönem sonu başarı puanı 0-50 arasında olan öğrencilerin akıcılık puan ortalaması 6,91, esneklik puan ortalaması

Araştırmada ilkokul öğrencilerinin sorumluluk düzeylerinin üst seviyeye yakın olduğu; öğrencilerin cinsiyetlerine göre sorumluluk düzeylerinin kız öğrenciler ve

Ortaokul öğrencilerinin dinlemeye yönelik tutumlarının çeşitli değişkenler açısından incelendiği bu çalışmada, öğrencilerin dinleme tutumlarının cinsiyet

Araştırmanın bulguları incelendiğinde; öğretmenlerin mülteci öğrencilere yönelik tutumlarının genel olarak “katılıyorum” düzeyinde olduğu; kıdem