ZOLE OL GODONT :
OLGU SUNUMU
ISOLATED OLIGODONTIA:
CASE REPORT
I l ARO LU SÖNMEZ* Aylin AKBAY OBA*
ÖZET
Konjenital olarak 3. molar di ler hariç, 6 veya daha fazla di in eksikli i oligodonti olarak tan mlanmaktad r. Oligodonti baz sendromlarla birlikte görülebilece i gibi izole olarak da ortaya ç kabilmektedir. Bu olgu sunumunda di eksikli i ikayeti ile klini imize ba vuran 10 ya ndaki erkek hasta ve ablas nda izlenen izole oligodonti olgular sunulmaktad r. Erkek hastan n ya henüz küçük oldu undan daimi restorasyonlar yap lana kadar hareketli çocuk protezi uygulanmas yap lm ve hasta takibe al nm t r.
Anahtar kelimeler: )zole oligodonti, hareketli protez
SUMMARY
Oligodontia is defined as the congenitally missing of six or more teeth, excluding the third molars. Oligodontia can occur isolated or as a part of a syndrome. In this case report 10 years-old patient who attended our clinic with the complaint of missing teeth and his sister with isolated oligodontia has been reported. As the age of the patient was small for permanent restorations, a removable prosthesis was applied. The patient is still attending regular visits.
Key words: Isolated oligodontia, removable prosthese
G R
Di eksikli inin tan mlanmas nda kullan lan baz terimler anodonti, di agenezi, hipodonti ve oligodonti olarak s ralanabilir. Literatürde bu terimlerin kullan m konusunda görü birli i yoktur ve ayn durum için farkl terimler kullan labilmektedir.1,2 Gerçek anodonti
di lerin konjenital olarak eksik olmas d r ve total ya da parsiyel olarak s n flanabilir. Total anodonti çok nadir görülen ve s kl kla ektodermal displazi gibi kal t msal hastal klarla birlikte izlenen bir anomalidir. Parsiyel anodonti ise hipodonti olarak da tan mlanm t r ve bir veya birkaç di eksikli i eklinde tan mlanabilir. 6iddetli hipodonti ise oligodonti olarak tan mlanm t r ve konjenital olarak 3. molar di ler hariç, 6 veya daha fazla di in eksik oldu u durumlar için kullan lmaktad r.1,3,4
Hipodonti görülme s kl ile ilgili çal malarda, farkl ülkelerde çal ma grubunun %3-9’unda bir veya birkaç di eksikli i oldu u rapor edilmi tir.5-9
Oligodonti s kl ile ilgili yap lan çal malarda ise prevelans n n %0.1-0.3 aras nda oldu u bildirilmi tir.10-12
K zlarda daha s k rastlanan bu anomalide en s k eksik olan di lerin alt-üst 2. premolar di ler ve üst lateral kesiciler oldu u bildirilmi tir. Eksiklik çift tarafl olabilece i gibi tek tarafl da olabilir.11-13
Oligodonti izole olarak (oligodonti I) olu abilece i gibi herhangi bir sendromun bir parças olarak da ortaya ç kabilir (oligodonti S). Klinik belirtileri di say s nda azalma, di ekli ve formunda küçülme ve di sürmesinde gecikme olarak s ralanabilir.3 Czole oligodonti di eksikli inin herhangi bir sendromla birlikte görülmedi i anlam na gelir ancak yine de ailesel olabilir.13 Konjenital olarak çok say da di
eksikli i ile birlikte görülen sendromlar n ba nda hipohidrotik ektodermal displazi gelmektedir. Bunun d nda daha nadir olarak izlenen sendromlardan Rieger sendromu, ectrodactyly-ectodermal dysplasia-clefting (EEC) sendromu, Bloch-Sulzberger sendromu gibi sendromlarda da çok say da di eksikli i görüldü ü rapor edilmi tir.3Ayr ca annenin hamileli i s ras ndaki beslenme yetersizli i ve endokrin rahats zl klar, k zam kc k, sifiliz ve radyasyon gibi çevresel faktörler de di eksikliklerine neden olabilmektedir.1,14
Bu olgu sunumunda izole oligodonti izlenen 2 karde in klinik sunumu yap lm t r.
OLGU SUNUMU
OLGU 1
10 ya ndaki erkek hasta alt ön bölgede di eksikli i ikayeti ile klini imize ba vurdu (Resim 1). Yap lan klinik muayenede çocu un kar k di lenme
döneminde oldu u ancak daimi di sürmesinde gecikmeler oldu u tespit edildi (Resim 2). Hastan n 16, 55, 54, 53, 11, 21, 62, 63, 64, 65, 26, 36, 75, 74, 73, 72, 71, 43, 85 no’lu di lerinin a zda bulundu u tespit edildi. Radyografik inceleme yap ld nda hastan n 17, 13, 12, 22, 23, 27, 37, 33, 32, 31, 41, 42, 44, 47 no’lu daimi di lerinin eksik oldu u tespit edildi (Resim 3). Hastan n babas ndan al nan anamnezde çocu un herhangi bir sistemik rahats zl n n bulunmad ve daha önce hiç di çektirmedi i, sadece birkaç ay önce 71 no’lu di inin sallanarak dü tü ü, yakla k 2 y l önce ise 51 ve 61 no’lu di lerin sallanarak dü tü ü ve daimi di lerinin sürmeye ba lad ö renildi. Hastan n anne ve babas n n verdi i bilgiler sadece daimi di lenmede de il süt di lerinde de di eksikli i oldu unu dü ündürmü tür.
Resim 1. 10 ya ndaki erkek hastan n görünümü
Resim 2. 10 ya ndaki hastan n a z içi görüntüsü
OLGU 2
Olgu 1’de sunulan hastan n tüm aile fertleri kontrole ça r ld nda anne, baba ve en büyük k z çocukta herhangi bir di eksikli i olmad görüldü.
Ancak ailenin ortanca çocu u olan 19 ya ndaki k z karde in klinik muayenesi sonucunda 16, 15, 14, 53, 13, 11, 21, 23, 63, 24, 25, 26, 36, 35, 34, 73, 33, 43, 83, 44, 45 ve 46 no’lu di lerin a zda bulundu u tespit edildi (Resim 4). Al nan panaromik radyograflarda hastan n sürmemi herhangi bir di i bulunmad ve 3. molar di ler hariç 10 adet daimi di eksikli i bulundu u tespit edildi (Resim 5). Hastan n babas herhangi bir di çekimi yapt r lmad n ve çocuklu unda sallanan süt di lerinin kendili inden döküldü ünü bildirdi.
Resim 3. 10 ya ndaki hastan n panaromik radyografisi
Resim 4. 19 ya ndaki k z karde in a z içi görüntüsü
Aileden al nan bilgiler bir üst ku aktaki bireylerin protez kulland yönünde olunca onlar n incelenmesine gerek duyulmad . Anneyle yap lan görü mede her iki karde in de normal do um oldu u, hamilelikleri s ras nda herhangi bir hastal k geçirmedi i veya ilaç kullanmad , radyoterapi görmedi i ö renildi.
Aileyle yap lan görü meler sonunda hastalar T p Fakültesine yönlendirilerek di eksikli i ile birlikte seyreden hastal klar yönünden kontrolleri yap ld ve
herhangi bir sendrom veya hastal k tan s konulamad . Ektodermal displazi yönünden yap lan incelemede hastalar n saç, deri ve t rnaklar nda herhangi bir anomali olmad tespit edildi. Uyar lm ve uyar lmam tükrük ak h zlar normal s n rlar içerisinde bulundu. Tüm bu de erlendirmeler sonunda hastalar n herhangi bir sendrom olmaks z n izole oligodonti olgular olduklar sonucuna var ld .
Resim 5. 19 ya ndaki k z karde in panaromik radyografisi
10 ya ndaki hastan n tedavisinde ileri derecede kök rezorbsiyonu ve periapikal patoloji gösteren 74 ve 85 no’lu di leri çekildi. 65 no’lu di teki çürük temizlenerek kompomerle restore edildi. 6 ya di lerine fissür örtücü uyguland ve topikal flor uygulamas yap ld . Hastan n tüm daimi di leri henüz sürmemi oldu undan ve ya daimi restorasyonlar n yap lmas için küçük oldu undan hem yer tutucu amaçl hem de fonksiyon, fonasyon ve esteti in iadesi için di li hareketli çocuk protezi yap ld (Resim 6). Hasta 3 ayl k kontrollerle takip alt na al nd . Hastan n ablas na alt ön bölgedeki di sizli in tedavi seçenekleri anlat ld nda hasta implant uygulamas n tercih etti ancak maddi durumlar yeterli olmad için tedavi ileri bir tarihe ertelendi.
TARTI MA
Di eksikli inin etyolojisinde rol oynayan pek çok faktör ileri sürülmü tür. Oligodontinin etyolojisi genellikle kal t msald r.3,13 Sunulan olgularda 3. molar
di ler haricinde, karde lerin birinde 14, di erinde 10 adet daimi di eksikli i tespit edilmi ancak çocuklar n anne, baba ve ablalar nda herhangi bir anomali tespit edilmemi tir. Çocuklar n ailesinden al nan bilgiler ailenin di er fertlerinde belirgin di eksikli inin
bulunmad yönündeydi. Ancak özellikle 2 ku ak önceki bireylerin protez kullan yor olmas ve geçmi te kaç di çektirdiklerinin bilinmemesi do ru bir tan konulamayaca n göstermektedir.
Resim 6. 10 ya ndaki hastan n tedavi sonras a z içi görüntüsü
Çevresel faktörlerin de muhtemel nedenlerden olabilece i, genetik mutasyon, hamilelikte k zam k geçirilmesi ve/veya baz ilaçlar n kullan m gibi de i ik faktörlerin de oligodonti geli imi üzerinde etkili olabilece i bilinmektedir.15,16 Ancak anneden al nan
bilgiler bu tip durumlar n olmad yönündeydi. Çocuklarda oligodonti bulgusu veren sendromlar yönünden yap lan incelemede herhangi bir te his konulamam t r. Hem süt hem de daimi di lenmede pek çok di eksikli i ile karakterize olan ve erkeklerde daha s k olarak izlenen ektodermal displazi aç s ndan yap lan de erlendirme de hastalar n tükrük ak n n normal s n rlarda oldu u, saç, t rnak ve derisinde herhangi bir anomali bulunmad tespit edildi.
Oligodonti hastalar n n tedavisi genellikle eksik olan di say s na ve çocu un ya na ba l olarak farkl l k gösterebilmektedir. Oligodontinin iddetine ba l olarak bu tip hastalarda ortodontik tedaviler de gerekebilmektedir. Di eksikli inin tedavisinde total veya parsiyel hareketli protezler, overdenture protezler, sabit parsiyel protezler, implant uygulamalar gibi farkl seçenekler mevcuttur.2,13,17 Di eksikli inin tedavisi esteti i düzeltmek, normal çi neme ve beslenmeyi sa lamak, konu may düzeltmek ve tüm bunlara ba l olarak da çocu un emosyonel geli imine katk da bulunmak aç s ndan çok önemlidir. Özellikle okul ça ndaki çocuklarda di eksikli i hem konu ma güçlü ü yaratmas hem de arkada lar ndan farkl görünmeye ba l olarak çocukta psikolojik sorunlara
neden olmaktad r. Çocu un ya na uygun olarak yap lacak tedaviler çocu un psikolojisi ve emosyonel geli imi aç s ndan pozitif etki yaratacakt r.3,4,13
Di eksikli i ömür boyu tedavi gerektirecek bir anomali oldu undan yap lacak olan tedavi plan n n uzun ömürlü olmas na dikkat edilmelidir. Dental implantlar kal c çözüm yöntemleri olmas na ra men çocuk hastalarda kullan m ile ilgili çeli kili görü ler mevcuttur. Fizyolojik bir bak aç s ndan bak ld nda dental implantlar n geli mekte olan çocuklarda kemi in korunmas ve hatta alveoler kemik geli iminin stimule edilmesi bak m ndan yararl etkilere sahip oldu u ileri sürülmü tür.18,19 Ayr ca çocuklarda lokal kan
deste inin çok iyi olmas , sorunsuz kemik iyile mesi sa lanmas ve immunobiyolojik cevab n olumlu olmas gibi implant yerle tirilmesini destekleyici etkenler mevcuttur.20 Ancak çocuklarda implant
uygulamalar nda kar la lan en büyük komplikasyon implantlar n kom u di ve alveol kemi indeki vertikal büyümeye ayak uyduramamas d r.18,20,21
Osteoentegre implantlar ankiloze di gibi davran rlar ve sekonder alveoler kemik geli imine ayak uyduramazlar.20,22 Bu nedenle maksiller posterior
bölgeye yerle tirilen implantlar n çene geli imi ile birlikte kemikte çok fazla gömülü kalma ve nazal taban n yeniden ekillenmesi s ras nda apikal k sm n n ekspoze olma ihtimali mevcuttur.18
Geli im s ras nda maksilla palatal orta hat boyunca geni ler ve üst santral kesici di ler kemik içerisinde pozisyon de i tirirler. Bu esnada di lerin orta hat boyunca birbirinden ayr lmas periodontal lifler sayesinde engellenir. Cmplantlarda bu kompanse edici sistem bulunmad ndan maksiler ön bölgeye yerle tirildiklerinde orta hatt n tersi yönünde ta narak estetik ve fonksiyonel problemlere neden olabilirler.18
Mandibulada anterior ve posterior implant uygulamalar çenenin geli im yönüne ve rotasyon miktar na ba l olarak farkl sonuçlar do urabilir. Ön bölgeye yerle tirilen implantlar çenenin rotasyonunu kompanse edecek ekilde aç sal de i iklik gösteremezler. Bu durum kom u di lere göre estetik olmayan e imlerde implant pozisyonlanmalar ile sonuçlanabilir. Arka bölgelerde implant n çene içerisine gömülmesi çene geli imi esnas nda meydana gelen infradental rezorbsiyona ba l olarak implant n ekspoze olmas yla sonuçlanabilir.18
Tüm bu nedenlerden dolay di sürmesi ve alveoler geli im çocuklarda implant uygulamalar na olumsuz etki eden faktörler olarak kar m za ç kmaktad r. Bu nedenle implant uygulamalar n n çocu un 16 ile 18 ya na gelmesinden sonra yap lmas n n daha uygun olaca görü ü hakimdir.1,18,22,23 Bu durum özellikle
geli imi daha uzun süren erkek çocuklarda önemlidir. Sunulan olguda hasta 10 ya nda oldu undan kal c bir restorasyon yap labilecek ya a kadar geçici hareketli protez uygulamas uygun görülmü tür.
Oligodonti hastalar nda te his ve tedavi erken dönemde yap lmal ve uzun dönem takip edilerek çocu un çene yüz geli imi kontrol alt nda tutulmal d r. Hastam z düzenli olarak kontrol edilmekte, daimi di lerin sürmesi ve çene geli imine ba l olarak hareketli protez belirli aral klarla yenilenmektedir.
KAYNAKLAR
1. Stimson JM, Sivers JE, Hlava GL. Features of oligodontia in three generations. J Clin Ped Dent 1997; 21: 269-76.
2. Cameron AC, Widmer RP. Handbook of Pediatric Dentistry, 2nd ed, St. Louis: Mosby; 2003.
3. Schalk van der Weide Y, Beemer FA, Faber JAJ, Bomsan F. Symptomatology of patients with oligodontia. J Oral Rehabil 1994; 21: 247-61.
4. Dhanrajani PJ. Hypodontia: Etiology, clinical features and management. Quintessence Int 2002; 33: 294-302.
5. Muller TP, Hill IN, Peterson AC, Blayney JR. A survey of congenitally missing permanent teeth. J Am Dent Assoc 1970; 81: 101-7.
6. Meza RS. Radiographic assessment of congenitally missing teeth in orthodontic patients. Int J Paediatr Dent 2003; 13: 112-6.
7. Wong ATY, Mcgranth C, McMilliam AS. Oral health of southern Chinese children and adolescents with severe hypodontia. Int J Paediatr Dent 2005; 15: 256-63.
8. 6en Tunç E, Koyutürk AE. Karadeniz bölgesi çocuklar nda konjenital daimi di eksikli i prevelans . Atatürk Üni Di Fak Derg 2006; 16: 37-40.
9. Uzam M, Tamer TU, Kansu Ö, Alpar R. Evaluation of dental anomalies in 6-13 year-old Turkish children: A panoromic survey. J Marmara Univ Dent Fac 2001; 4: 254-9.
10. Rolling S. Hypodontia of permanent teeth in Danish
schoolchildren. Scand J Dent Res 1980; 88: 365-9.
11. Rolling S, Poulsen S. Oligodontia in Danish schoolchildren.
12. Polder BJ, Van’t Hof MA, Van Der Linden FPGM,
Kuijpers-Jagtman AM. A meta analysis of the prevalence of dental agenesis of permanent teeth. Commnity Dent Oral Epidemiol 2004; 32: 217-26.
13. McDonald RE, Avery DR. Dentistry for the children and
adolescent, 7th ed, Mosby Inc; 2000.
14. Larmour CJ, Mossey PA, Thind BS, Forgie AH, Stirrups DR.
Hypodontia a retrospective review of prevalence and etiology. Part I. Quintessence Int 2005; 36: 263-70.
15. Tsai PF, Chiou HR, Tseng CC. Oligodontia: A case report.
Quintessence Int 1998; 29: 191-3.
16. Caldo-Teixeria AS, Puppin-Rontani RM. Management of
severe partial hypodontia: Case report. J Clin Pediatr Dent 2003; 27: 133-6.
17. Mussa R, Esposito SJ, Cowper TR. The use of colored
elastomeric as a motivational instrument for patients with anodontia: Report of case. J Dent Child 1999; March-April: 98-102.
18. Cronin RJ, Ooesterle LJ. Implant use in growing patients. Dent
Clin North Am 1998; 42: 1-35.
19. Escobar V, Epker BN. Alveolar bone growth in response to
endosteal implants in two patients with ectodermal dysplasia. Int J Oral Maxillofac Surg 1998; 27: 445-7.
20. Lederman PD, Hassel TM, Hefti AF. Osseointegrated dental
implants as alternative therapy to bridge construction or orthodontics in young patients: Seven years of clinical experience. Pediatr Dent 1993; 15: 327-32.
21. Brugnolo E, Mazzocco C, Cordioli G, Majzoub Z. Clinical and
radiographic findings following placement of single-tooth implants in young patients: Case reports. Int J Periodont Rest Dent 1996; 16: 421-33.
22. Mackie IC, Quayle AA. Implants in children: A case report.
Endod Dent Traumatol 1993; 9: 124-6.
23. Dietschi D, Schatz JP. Current restorative modalities for young
patients with missing anterior teeth. Pediatr Dent 1997; 28: 231-40.
Yaz ma Adresi:
Yard. Doç. Dr. I l 6AROTLU SÖNMEZ K r kkale Üniversitesi
Di Hekimli i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal 71100 KIRIKKALE Tel: 0 318 2243618 Faks: 0 318 2240685