• Sonuç bulunamadı

Geleneklerimizi yaşatmaya çalışıyoruz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geleneklerimizi yaşatmaya çalışıyoruz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

___________________________________________________________ O U N E Ş

14 Aralık 1990 Cuma

E rm eni aydınlarının b ü y ü k çoğunluğu c e m aa tin geleceğine u m u tsu z b a k ıy o r, k ü ltü r o la ra k y o k o lm a k ta n kaygı d u y u y o rla r

Dış Ermeniler ’ de çözülme

‘Ben ta m anlam ıyla Türk olm asam da, burası Türkiyeli bir

Erm eni olarak benim ülkem . Ben b u rad a doğup büyüdüm .

T ü rk ç e’yi birçok T ü rk ’ten d ah a iyi kullanıyorum .

D üşüncelerim i bu dille ifade edebiliyorum . B urada diğer

herhangi bir yerde olabileceğim den d ah a fazla bir şeyim b e n .’

T Ü R K İY E ’N İN EN K A LA BALIK

G A Y R İM Ü SLİM A Z IN L IĞ I

E

rmen

İ

le

R

İnceleme:

Nilüfer Güngörmüş- Manuel Çıtak

|

6

j

A rnjan V artanyan düşün­ celerini şöyle belirtiyor:

“ E ğer bugün E rm eni m il­ leti varsa, 4 .-5 . yüzyıldan kal­ m a yazılar sayesin d e vardır. D iasp ora d ed iğim iz şeyi ben bundan 20-30 sene sonra yok görüyorum . İsm en kalacaktır birkaç k işi. B urada, A m eri­ k a ’d a, Fransa’d a, büyük küt­ lelerin bulu n d u ğu A rja n tin ’­ d e, B rezilya’da, Ortadoğu ül­ kelerinde b unlar tam am ıyla y o k o la ca k tır.’ ’ Vartanyan SSCB’deki Ermenistan

Cum-huriyeti’nden de umutsuz:

“ E rm enistan’ın geleceğini de ben şahsen p arlak g ö rm ü y o ­ rum . Son siyasi gelişm eler ba­ k ım ın d a n . Ç ü n k ü zaten çok ufak bir top rak parçası var­ d ır. Y ak ın d a bu da parçala­ nacaktır. B atı’da her şey bir m en fa a t için d ir. Erm eni ha o lm u ş, ha o lm a m ış, bir Fran­ sız, bir İngiliz, bir A lm an için ne ifa d e ed er?”

Arman Vartanyan geleceğe yönelik ulusuyla ilgili kaygı­ larını oyunlarında da sık sık

dile getiriyor. İşte bunlardan bir bölüm:

“ Y eğişe— Vaktiyle Budi- budi dedikleri bir halk vardı.

V artan — Kesin olarak bil­ m iyorum fakat sanırım o adı taşıyan adam lar var.

A şh e n— O soruyu niye ona soruyorsunuz? Bana so­ run! O iplik fiyatından ve m akaralardan başka bir şey bilmez.

Y eğ işe— Demek sizin on­ lar hakkında bilginiz var.

A şh e n— Tabii.

Y eğ işe— H âlâ varlıklarını sürdürüyorlar mı?

A şh e n— D aha varlar.

Y eğ işe— O kadar sıkıntı­ dan ve haksızlıklardan sonra hâlâ varlıklarını sürdürüyor­ lar demek.

A ş h e n— Evet. O nların temsilcilerinden biri de be­ nim.

Y eğ işe— Ne diyorsunuz! Şimdi ne dürüm dalar?

A şh en — Kararsızlık içinde inatla mücadelelerini sürdü­ rüyor ve kendi bildikleri şe­ kilde, kabuklarından dışarı çıkm adan ilerliyorlar.”

V artanyan’m dünya çapın­ daki Ermeniler için çizdiği bu karanlık tablonun gerçekleşip

gerçekleşmeyeceğini zaman gösterecek. A m a Türkiye Er- menileri’nin geleceği hakkın­ da bazı ipuçlarını 26 yaşında­ ki bir Ermeni aydınının dile getirdiği şu duygularda bul­ m ak m üm kün: “ Bu toplu­ m un aksaklıklarından ben de çok rahatsız oluyorum . Ama şöyle de bir gerçek var: Ben, tam anlamıyla Türk olmasam d a, burası Türkiyeli bir E r­ meni olarak benim ülkem. Ben burada doğup büyüdüm. Türkçeyi birçok T ürk’ten çok daha iyi kullanıyorum . D ü­ şüncelerimi bu dille ifade ede­ biliyorum. En iyi anlayabildi­ ğim dil bu. Bu yüzden de bu­ rada diğer herhangi bir yer­ de olabileceğimden çok daha fazla bir şeyim b e n .”

Yarın:Bir Ermeni köyü

Amatör Ermeni tiyatrolarından yetişen yarım asırlık sinema sanatçısı Nubar Terziyan, Ermeni olduğundan Şehir Tiyatrolarına girememiş

Nubar Terziyan’m gençlik hayali deteküf olmakmış. Ama yine Ermeniliği önüne engel çıkmış.

‘Milliyetim önümde engel oldu’

Çocukların “ Nubar Dede” si, etrafını saran

kalabalıktan çok memnun oluyor, “ toplumun

malı” olmaktan gurur duyduğunu söylüyor

53 yıllık sinema sanatçısı Nu­

bar Terziyan yaşlılık üzerine konuşmayı çok seviyor. Bir za­ manların “ Nubar Baba” sının peşinden ne zamandır çocuklar “ Nubar D ed e” diye koşuyor. Yaşı 82. Son 15 yılını, eşini kaybettiği için büyük bir yal­ nızlık içinde geçirm iş. Mezar yerini çoktan satın alm ış bile.

Onunla Sultanahm et Mey- d am ’nda dolaşıyoruz. Ç ocuk­ luğunda, bu m eydanda halka açık idamlar seyrettiğini anla­ tıyor. Birden etrafını boyacı çocuklar sarıyor. Çok mutlu oluyor, “ toplum un m alı” o l­ maktan gurur duyduğunu söy­ lüyor.

Nubar Terziyan am atör Er­ meni tiyatro topluluklarından yetişm e bir sanatçı. 17 yaşında

Şehir Tiyatroları’na girmek is­ temiş, söylediğine göre Erme­ ni olduğu için almamışlar. Son­ ra sinem a çekm iş onu, giriş o giriş. En aşağı 500 film de rol almış ama manevi olarak tiyat­ rodan kopm am ış, hâlâ kırk yıl öncesinin bazı tiradlannı ezbe­ re biliyor.

Ona genellikle duygulu, se­ vimli, iyi insan tiplemeleri yap­ tırtmalar sinem ada. Bu du­ rumdan şikayetçi. Kendisinde­ ki “ şeytani ifad eyi” yakalaya­ madıklarından, sinemada bu “ yönünü” sergilem esine izin verilm ed iğin d en y a k ın ıy o r.

Meğer ilk gençlik hayali de ha­ şin bir detek tif olm akm ış. Yi­ ne Ermeniliği önüne engel ola­ rak çıkm ış. O da bu arzusunu, kılıktan kılığa girerek, çok da­ ha zengin bir m eslek repertua­ rına sahip olarak giderme yo­ luna gitm iş.

Nubar Terziyan dinine bağ­ lı bir insan am a cam iye gitm e­ yi de çok seviyor. Onun fo to ğ ­ raflarını tam da bu durumuna uygun bir yerde, A y a so fy a ’da çekiyoruz. Y üzüne şeytani bir ifade oturtuyor, “ işte gerçek yüzüm ” diyor. A caba haklı mı?

Nerede o eski Kumkapı

Madam Varuhi Kumkapı rıhtımında diğer kadınlarla birlikte balık­ çı ağlarını onarıyor. Kumkapı artık eski Kumkapı değil. Bir zaman­ lar semtin nüfusunun çoğunluğunu Ermeniler ve Rumlar oluştururdu. Boğaz’a doğru kürekle balık avlarına çıkılırdı geceli gündüzlü. Sa­ laş balıkçı meyhanelerinde eğlenilirdi avın ardından. Madam Varu­ hi eski bir balıkçı reisin karısı. Hâlâ denizin büyüsünden kurtulamamış.

AIis ve Arman Manukyan, Ermeni cemaatinin faaliyetlerinde aktif rol alıyorlar

‘Geleneklerimizi yaşatmaya çalışıyoruz’

Arman Manukyan: “ Bizim cemaat hiç

durmadan konser ister. Hiç geri çevirmem, iki

elim kanda da olsa giderim, benim için büyük

bir zevktir.”

Soprano A lis Manukyan Erme­ ni toplumuna yabancı olan mü- sikseverlerin de yakından tanı­ dığı bir sanatçı. 30 yıldır Dev­ let Operası’nda solist olarak görev yapıyor. Konservatuva­ ra oniki buçuk yaşında özel ye­ tenekli çocuk olarak alınmış. Ailesinde profesyonel müzikçi. yok, ancak kendisinin kiliseler­ de söylediği şarkılarla topluluk içinde oldukça meşhur olan ba­ basına çektiğini söylüyor.

Arman Manukyan kendisini uzun süreli işlerin adamı olarak tanımlıyor. Boğaziçi Üniversi­ tesi ekonomi bölümünde 30 yıl­ lık öğretim görevlisi. Üniversi­ tedeki hocalığının yanında 60 yıllık bir aile şirketini yöneti­ yor, 40 yıldır Şişli Spor Kulü­ bü üyesi...

M anukyanlar, son derece uyumlu bir çift. Her zaman birbirlerine destek olmuşlar, toplumsal yaşamda aktif rol al­ mışlar. Arman M anukyan Pat­ rikhane Yönetim Kurulu üye­ si. Bu yüzden dernek toplantı­ larında, özel günlerde hemen her zaman yer alıyor. Alis Ma- nukyan'ı ise konser vermesi için sürekli çağırıyorlar: “ Bi­ zim cemaat hiç durmadan kon­ ser ister. Hiç geri çevirmem, iki elim kanda da olsa giderim, be­ nim için büyük bir zevktir

sah-neyi çok severim .” A lis Ma- nukyan’ın favori bestecisi Puc­ cini, ama Ermenice şarkıları seslendirmeyi de çok seviyor. Bu özelliği ona babasından geç­ miş. Çok zengin bir repertuvan var ve yaptığı araştırmalarla sürekli olarak bunu genişleti­ yor. Ermeni bestecilerden en çok G om idas’ı bir de Dikran- yan Anuş operasını seviyor.

A liş M anukyan’ın ailesi son dönemde tümüyle Kanada’ya göçmüş. Kendi oğlu da Ame­ rika’da oturuyor. Babası ise ilerlemiş yaşma rağmen Kana­ da ile İstanbul arasında mekik dokuyor. M anukyanlar kızla­ rıyla birlikte İstanbul’da kal­ mışlar. Muhitleri, arkadaşları, işleri burada olduğu için gide­ mediklerini ama aile dağılmış olsa da Paskalya’da, Noel’de elden geldiğince gelenekleri ya­ şatmaya çalıştıklarım söylüyor­ lar. “ En azından çocuklar için bir kırmızı yum urtaym ış, çö­ rekm iş, N oel ağacıym ış bunla­ rı yapanz. Ben daha önce hep a n n e m le - b ab am la beraber oturduğum için yemeğe pek yatkın değilimdir, o midye dol­ maları falan yapardı. Şimdi de babam pişirir. El işi pek elim ­ den gelm ez açıkçası, bana kı­ zım Gilda da der, sen yalnız

kuş gibi ötersin d iye.”

Manukyanlar son derece uyumlu bir çift. Her zaman birbirlerine destek olmuşlar, toplumsal yaşamda da aktifler.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Technology and LIS: a historical perspective Implementing information technologies in libraries Digital libraries and services.. Digital libraries Virtual reference Access

Daha nice yıllar bilim dolu yayınlar yapmanız dileğiyle, emekleriniz için teşekkürler. Ayşe

Işık sayesinde yüzeyden elektron kopma- sının ne kadar hızlı geliştiğini detaylı bir şekilde anlamak için attosaniye (10 -18 saniye, 0,000000000000000001n. saniye)

Yakın zamanda uzaya gönderilen Parker Solar Probe ve Solar Orbiter uzay araçla- rından elde edilecek gözlem verileri sayesinde, yıldızımıza daha yakından bakarak,

Arapça kökenli alıntı sözcüklerde, söz sonundaki ikizleşmenin nedeni şöyle açıklana- bilir: Arapçadan kopyalanmış tek heceli sözcüklerin sonundaki ikiz

Gruplardaki biyokimyasal parametrelere bakıldığında, 8 haftalık deneme süresi sonunda serum iyot miktarının, kontrol grubunda 8.8 µg/100 ml, deneme grubunda ise 204.5 µg/100

Aslında çok ko­ nuşan, çok canlı, hareketli bir insandı ama böyle sessiz zamanları olurdu.. O za­ manlar yazılarını kafasında oluşturduğü zamanlardı

Acayip tahlillerile Marcel Proust ve ince istihzalarile Anatole Fran- ce’a kadar batı sanat adamlarını Avrupanm kültürünü, vatanımızın hayat ve muaşeret