• Sonuç bulunamadı

Kadın Kuruluşları İçinde Üniversite Kadın Sorunları Araştırma Ve Uygulama Merkezlerinin Yeri Ve Önemi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kadın Kuruluşları İçinde Üniversite Kadın Sorunları Araştırma Ve Uygulama Merkezlerinin Yeri Ve Önemi"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KADIN KURULUŞLARI İÇİNDE ÜNİVERSİTE KADIN SORUNLARI ARAŞTIRMA VE

UYGULAMA MERKEZLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ

*

Kafiye EROĞLU

**

* 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla konferans olarak sunulmuştur (10 Mart 2004, Cumhuriyet Üniversitesi, Sivas) ** Doç.Dr. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD,Ankara

ÖZET

Toplumsal cinsiyetin bir yansıması olan kadın erkek eşitsizliği konusu geçmişten günümüze halen devam eden hassas bir konudur. Çünkü bu eşitsizliğin varlığı genellikle görmezden gelinmekte ve yadsınmaktadır. Bu nedenle günümüzde kadınlar sorunlarına sahip çıkmakta, eşitlik mücadelesi için farklı etkinlik ve çeşitlilikte örgütlenmektedir. Bu örgütlenmelerden birisi de, akademik ortamlardaki kadınların bilimsel bir bakış açısıyla kadın sorunlarını görünür kılma ve çözüm önerileri geliştirmede aktif rol aldıkları “Üniversite Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri” bünyesinde gerçekleştirilmektedir. Bu makalede kadın sorunlarının çözümüne yönelik üniversiteler bünyesinde yapılan çalışmalar ele alınmaktadır.

Anahtar Sözcükler: Kadın, kadın sağlığı sorunları, üniversite kadın sorunları araştırma ve uygulama merkezleri.

ABSTRACT

The importance and place of university women problems research and practices centers in women institutions

Male-female inequality which arised as a reflection of gender is a sensitive subject continuing from past to today. Because, this equality is denied and overlooked usually. For this reason, women own their problems, organized in different setting for equality struggle. One of this organizations is University Women Problems Research and Practices Centers which female academics take active roles in making women problems obvious and developing alternative solutions with a scientific perspective. In this studies regarding solutions of women problems which take place in universities are discussed.

Key Words: Women, women’s health problems. university women problems research - practices centers.

“Daha esenlikle, daha dürüst olarak yürüteceğimiz yol vardır. Bu yol,Türk kadınını çalışmamıza ortak yapmak, ilmî, ahlâkî, sosyal, ekonomik yaşamda erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekleyicisi yapmak yoludur.”

M. Kemal ATATÜRK

Bir toplumun uygarlık düzeyi o toplumun kadına verdiği değerle ilişkilidir. Bu değerin yeterince anlaşılamadığı ya da değerlendirilmediği dönemlerde toplumlar gelişememiş ve ilerleyememişlerdir. Bununla birlikte 21. yüzyılda herkesin daha sağlıklı ve uzun bir yaşama kavuşmasının yanında yaşam kalitesinin de yükselmesi beklenmektedir.

Bugün dünyada kadınlar erkeklere göre daha uzun, ancak yaşam kalitesi düşük olarak

yaşamak-tadırlar. Kadınların yaşam kalitesindeki düşüklük, onların toplumdaki statüleri ile doğrudan ilgilidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Dünya Sağlık Raporu’nda insanın yaşam dönemlerinin her biri için öncelikli müdahale alanları belirlenmekle birlikte kadınların sağlık durumlarına özel bir önem verilmiş ve insanlığın 21. yüzyıldaki sağlıkla ilgili geleceğinin büyük ölçüde, kadınların sağlığının ciddi olarak ele alınmasına bağlı olduğu vurgulanmıştır (Dünya Sağlık Raporu 1998). Çünkü kadınların aile ve toplum arasında bir köprü görevi üstlenerek, sosyal sistemin ilerleyişine ve ailede sağlıklı bir iletişim ortamının oluşmasına katkısı büyüktür (Özçakır www. aku.edu.tr).

Geçtiğimiz 10 yılda kadınlara yönelik çok önemli ilerlemeler ortaya çıkmıştır. Bu ilerlemelerde, 1994 yılından bu yana gündemde olan küresel ekonomik canlanmanın (Dünya Sağlık Raporu 1998) yanı sıra kadın feminist hareketlerinin ( Çilingiroğlu 2001, Türker

(2)

File:\\A:\ kadınlar Günü’nün Tarihi.htm) rolü büyüktür. Bu canlanma ve kadın hareketlerinin uzun dönemli yararları son zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Bu yararlar en açık biçimde sanayileşmiş ülkelerde görülmekle birlikte, birçok yoksul ülkede yavaş ancak kararlı biçimde yaygınlaşmaktadır (Dünya Sağlık Raporu 1998). Örneğin, Afrika ve Güney Asya’daki bazı ülkelerde kadınlar hala erkeklerin çok gerisinde kalmaya devam etmekle birlikte, ilk ve orta öğretime devam edenler arasında toplumsal cinsiyete dayalı fark giderek kapanmaktadır. Bu olumlu gelişmede; sürdürülebilir bir kalkınma ve dünyadaki sağlık düzeyini iyileştirme için kadınlara eşit olanaklar sunmanın ve statülerini geliştirmenin ön şart olduğunun fark edilmesinin rolü büyüktür. Ancak bu gelişmeye rağmen; hala biyolojik ve toplumsal cinsiyet rollerine dayalı ayrımcılık yaygın olarak devam etmektedir ( Türmen 2003). Dünyanın birçok bölgesinde kadınları hedef alan ayrımcılık, daha kadın doğmadan önce başlamakta, ölene kadar da devam etmektedir (Sağlık Raporu 1998).

Dünyamızda kadın ve erkeğe yasal, sosyal ve ekonomik haklar konusunda eşit davranan çok az sayıda ülke vardır. Ayrıca kadınlar ve erkekler arasında, kaynaklara ulaşma ve onları kontrol etme konusunda, sahip oldukları ekonomik olanaklar, güç ve siyasi arenada seslerini duyurabilme açısından büyük uçurumlar devam etmektedir (Türmen 2003). Kadınlar hala aynı iş ve meslekte çalışan erkeklerin kazandığından üçte bir oranında daha az kazanmakta ve tüm dünyada okur-yazar olmayanların üçte ikisini kadınlar oluşturmaktadır.(Akın ve Demirel 2003; Türmen 2003).

Kadın sorunlarının çözümüne yönelik yukarıda belirtilen olumlu gelişmeler kuşkusuz kadın kuruluşlarının, hükümet dışı kuruluşların ve kadın hakları ile çalışan birimlerin değişimle ilgili önerileri ve lobi faaliyetlerinin sonucu ortaya çıkmıştır. Bu grup ve kuruluşlar kadınların statüsünü yükseltmek için sürdürülen mücadelelerde kadın haklarını savunmak, daha iyi bir hayat için insan haklarının siyasal, sosyal, hukuksal ve ekonomik boyutunda eşitlik arayışını dile getirmek amacıyla geçmişten günümüze faaliyetlerini artırarak devam ettirmektedir.

Yukarıda anılan faaliyetleri daha bilimsel ve etkin kılmak için gelişmiş ve gelişmekte olan bazı ülkeler üniversite kadın çalışmalarına ağırlık vermişlerdir. Bu çalışmalar doğrultusunda birçok üniversitede “Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri”

kurulmuştur. Bu merkezlerin açılmasında bazı kadın hareketleri, kadın kuruluşları ve uluslararası kararların önemli etkisi olmuştur. Aşağıda bu faktörler açıklanmaktadır.

Dünya Genelinde Kadın Sorunlarının Çözümüne Yönelik Aktiviteler

Tarihte kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olma yolunda verdikleri ilk ve en önemli mücadele bugün “Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul ettiğimiz 8 Mart 1857 yılına kadar uzanmaktadır. Bu tarihte Amerika’nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grev yapmışlardır. Bu kadın hareketinden 52 yıl sonra Danimarka’nın Kopenhag şehrinde düzenlenen Kadın Sosyalist Enternasyonal toplantısında 8 Mart’ın her yıl kadınlar günü olarak kutlanmasına karar verilmiştir. Bu kararda, dünya barışının korunması, sosyal gelişim ve temel insan haklarının kullanılmasında kadınlara eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak tanınması gereksiniminin fark edilmesi etkili olmuştur (Türker File:\\A:\ kadınlar Günü’nün Tarihi.htm, wwwdunyayacicek.com, www.dunyaonline.com, www.urun dergisi.com). Dünya Kadınlar Günü, kadın haklarının kazanılmasında nerelerden başlandığı ve bugünlere nasıl gelindiğinin hatırlanması için özel bir gündür. Böylece kadın haklarının kazanılması ve iyileştirilmesi konusu her yıl dünya gündeminde yer almaktadır.

Kadın haklarının kazanılmasına yönelik ulusal ve uluslararası önemi olan bazı kadın hareketleri ve konuları aşağıdadır (Akın 1998; Bilgili ve Akın 1998; Kadın 2000; KSSGM 2001; www.dunya online.com, www.urundergisi.com).

• New York’ta 1908 yılında 15.000 kadın daha kısa çalışma saati, daha iyi gelir ve oy hakkı için yürümüş ve doğum izni istemişlerdir. Bu eylemde kadınlar "ekmek ve gül " sloganını kullanmışlardır. Ekmek yaşama güvencesi ve karın tokluğunu simgelerken; gül, daha kaliteli bir yaşamı simgelemiştir.

• Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey çatısı altında 1946 yılında kadınların politik, sosyal ve ekonomik haklarını korumak amacıyla Kadının Statüsü Komisyonu kurulmuş ve bunun sonucunda kadın haklarına yönelik tüm mücadeleler farklı bir önem ve resmiyet kazanmıştır. Daha sonra pek çok ülkedeki

(3)

faaliyetler bu başlangıcın sonuçlarını oluşturmuştur (Özvarış ve Akın 2003).

• İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 1948 yılında kabul edilmiştir.

• İnsan Ticaretinin Önlenmesi Sözleşmesi 1949 yılında kabul edilmiştir.

• Uluslararsı Çalışma Örgütü “Kadın ve Erkek Tarafından Yapılan İşlerin Eşit Değerde sayılması Sözleşmesini” 1951 yılında kabul etmiştir. • Birleşmiş Milletler ( BM) Genel Kurulu 1952’de oy

verme hakkı dahil olmak üzere, kadınların politik haklarının yasalar önünde eşit sayılmasına ilişkin ilk kapsamlı onayı veren “ Kadınların Politik Hakları sözleşmesi”ni kabul etmiştir.

• İş bulma ve meslek edinme konularına dair ayrımcılığa karşı çıkan ILO sözleşmesi 1960 yılında kabul edilmiştir.

• Birleşmiş Milletler tarafından 1975’te BM Mexico City’de yapılan “Uluslararası Kadın Yılı” toplantısında, ilk kez Dünya Hareket Planı kabul edilerek, amacı kadınlar için “ Eşitlik, gelişim ve barış” olan on yıllık bir dönemin çağrısı yapılmıştır.

• Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1977 yılında “Kadın Hakları ve Dünya Barışı Günü” olarak 8 Mart tarihini kabul etmiştir.

• BM Genel Kurulu 1979 yılında “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini” kabul etmiştir.

• 1980 yılında Kopenhag’da II., 1985 yılında Nairobi’de III. ve 1995 yılında Pekin’de IV. Uluslarası Kadın Konferansları yapılmıştır. Bu konferanslarda kadının güçlenmesi, ilerlemesi için stratejiler, eylem planları ve taahhütler ele alınmıştır.

• Meksika’da 1984 yılında “Dünya Nüfus Konferansı” yapılmıştır.

• BM Genel Kurulu’nda 1993 yılında “Kadınlara Karşı Şiddetin Ortadan Kaldırılması Deklerasyonu” kabul edilmiştir.

• Kahire’de 1994 yılında Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nda ilk kez, kadınların güçlendirilmesinin kalkınmanın temel bir parçası olduğu vurgulanmış ve 20 yıllık eylem planı yapılmıştır. Ayrıca Üreme Sağlığı ve Cinsel Sağlık kavramları tanımlanmıştır.

Türkiye ‘de Kadın Sorunlarının Çözümüne Yönelik Faaliyetler

Diğer Dünya devletlerinde olduğu gibi Türkiye’de kadınların sosyal, siyasal ekonomik haklarını korumak ve geliştirmek üzere hem ulusal düzeyde faaliyette bulunmuş hem de uluslararası sözleşmelerde yer almıştır. Kadının eğitim, hukuk ve toplumsal alanda ilerlemesi ve güçlenmesi konusu Cumhuriyet öncesi ikinci Meşrutiyet dönemine kadar uzanmakta, Cumhuriyet döneminden bu güne kadar da kadın sorunlarının çözümüne yönelik somut adımlar atılmaktadır (Esin 2003; Özçakır www.aku.edu.tr; Özvarış ve Akın 2003). Cumhuriyetin kuruluşunu takiben 1925 yılında kabul edilen “Kıyafet Kanunu”, 1926 yılında kabul edilen “Medeni Kanun” ve 1934 yılında kabul edilen “kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan kanun” ile birlikte ülkemiz kısa sürede kadın hakları, kadın-erkek eşitliği açısından dünyanın en ileri ülkeleri arasına girmiştir. Kadınların kamusal alana girmelerinin önündeki engelleri kaldıran reform niteliğindeki bu kazanımlardan sonra kadınlarımızın ekonomik, sosyal ve siyasal yaşama aktif bir şekilde katılımı giderek artmıştır (Özçakır www.aku.edu.tr). Kamusal alana çıkarak, eğitim ve çalışma olanaklarından yararlanma talepleriyle başlayan bu uzun yolculuk , yeni bir yüzyılda hem kamusal hem de özel pek çok alanda çoğalan sayıda kadının katılımıyla devam etmektedir. Zaman içinde kendi hakları çevresinde örgütlenen kadınların sayısının artması ve örgütlenme biçimlerinin çeşitlenmesiyle birlikte kadınların eşit koşullarda yaşama hakları da genişlemiştir. Kadınlar yüzyıl önce kamusal alana çıkabilmek için yasal haklar isterken, bugün sadece kamusal alana çıkmanın ve yasal haklara sahip olmanın gerçekte eşitlik getirmediğinin bilincine varmış ve hayatın çeşitli alanlarındaki eşitsizlikleri ve ayrımcılığı görünür kılmak, bunları önlemek, karar mekanizmalarını etkilemek ve kendi haklarına sahip çıkmak için mücadele etmeye devam etmektedir (Esin 2003).

Ülkemizde özellikle 1980 sonrası kadın gruplarının da başarılı çalışmaları sonucunda kadın sorunlarına giderek artan bir duyarlılık görülmektedir (Özvarş ve Akın 2003). Bu duyarlılığın gelişmesinde kadın hareketlerinin ve kadın kuruluşlarının ortaya çıkması ve etkililiği, kadın haklarının dönem dönem ülke gündemine yerleşmesi, siyasi ve sosyal hareketlerin kadın sorununa yaklaşımı etkili olmuştur. Özellikle 1990’dan sonra sayıları ve çeşitleri hızla artan ve genelde “Kadın Kuruluşları” olarak tanımlanan örgütlenmelerin bu hızla yaygınlaşmasının en önemli

(4)

nedenleri; 1980 yılından sonra Türkiye’de kadın sorunlarını siyasetin konusu yaparak görünür kılan feminist hareketlerin meşruiyet kazanmasıdır. Böylece kadınlara yönelik etkinlikler artmış, kadın hakları, toplumsal cinsiyet ve kalkınma konularında uluslararası platformda görünür gelişmeler yaşanmıştır (Esin 2003). Bu doğrultuda BM tarafından oluşturulan “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)” 1985 yılında bazı çekincelerle imzalanarak 1986 yılında yürürlüğe girmiş, 1999 yılında çekinceler kaldırılmıştır (Kadın 2000; KSSGM 2001).

Kadın konusu ile ilgili Türkiye’de son 10 yıldaki gelişmelerden birisi de 1990 yılında “Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nün (KSSGM)” kurulmasıdır. KSSGM, uluslararası yükümlülükleri ve ulusal düzeydeki kadın aktivitelerini gerçekleştirmek üzere; kadın haklarını korumak ve geliştirmek, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamdaki konumlarını güçlendirmek ve kadınların hak, fırsat ve olanaklardan eşit biçimde yararlanmalarını sağlamak amacıyla kurulmuş olup Devlet Bakanlıklarının birisinin sorumluluğu altında hizmetini yürütmektedir. Genel müdürlük, toplumsal yaşamın her alanında (kamu, özel) kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik politikaların oluşturulması ve bunların hayata geçirilmesinin sağlanması çerçevesinde çalışmalar yapmaktadır. KSSGM faaliyetlerinin yurt çapında etkinliğini artırmak için 13 ilde valilik bünyesinde “Kadının Statüsü Birimleri”ni faaliyete geçirmiştir (www.kssgm. gov.tr).

KSSGM kayıtlarına göre, son yıllarda Türkiye’de resmi olarak 350’den fazla kadın kuruluşu etkinliklerini sürdürmektedir. Bu sayıya bazı büyük kuruluşların çeşitli illerdeki şubeleri de dahil edilmiştir (Esin 2003). Bunlardan birisi “Uçan Süpürge” kadın kuruluşudur. Bu kuruluş 1996 yılında kadın hareketlerine duyarlı olan bireyleri buluşturarak aralarında iletişim, işbirliği ve dayanışmayı artırmak, onların deneyimlerini genç kuşaklara aktarmak, ulusal ve uluslar arası bir iletişim ağı oluşturmak amacıyla kurulmuştur. Uçan Süpürge kuruluşunun hazırladığı “Türkiye’de Kadın Örgütleri Rehberi 2003” adlı 41 ili kapsayan rehberde 316 kadın kuruluşu yer almaktadır (Veri Tabanı 2003 http://supurge.dincsa.com). Rehberde, belirlenen kadın kuruluşlarının adı ve iletişim adresleri bulunmaktadır. Ülkemizde kadın konusu ile ilgili diğer bir gelişme ise, 1995 yılında Pekin’de yapılan IV. Dünya Kadın Konferansı’nda alınan kararlar paralelinde “Üniversitelerde Kadın Sorunlarına İlişkin Araştırma

Merkezleri” nin kurulmaya başlanmasıdır (Özvarış ve Akın 2003). Üniversitelerde kadınlara yönelik çalışmaların neden ve nasıl başlandığına bakıldığında; 1970’lerde Batı’da canlanan feminist harekeleri takiben üniversiteler bünyesinde çoğunlukla disiplinlerarası olarak “Kadın Çalışmaları Bölümleri” açılmaya başlandığı görülmektedir. Kadınlar bilimi sadece erkeklere özgü bir alan olmaktan çıkarmak, kadınlara ait deneyimleri görünür kılmak, bilgi konusunda hak iddia etmek ve kendileri için kendi adlarına bilgi üretmek amacıyla harekete geçmişlerdir. Dolayısıyla pek çok ülkede üniversiteler de bu amaca ulaşmada önemli bir mücadele alanları olarak kabul görmüştür (Çilingiroğlu 2001; Atakul http:// bianet.org).

Bu süreç Türkiye’de 1980’lerde ortaya çıkan kadın hareketleri ile birlikte 80’lerin sonuna rastlamaktadır. Kadın sorunları konusundaki bilgilerin azlığı ve önem verilmemesi bilgi açığının ortaya çıkarılması ihtiyacını duyan üniversite içinden ve dışından kadınların uğraşlarıyla kadın konusu akademi içine taşınmaya başlamıştır.

Üniversite Bünyesindeki Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri’nin ilki 1989 yılında İstanbul Üniversitesi bünyesinde kurulmuştur. Bunu takiben 1990’larda üniversitelerde kadın çalışmaları hızlı bir çoğalma göstermiştir (Çilingiroğlu 2001; Esin 2003). Özellikle Yükseköğretim Başkanlığı’nın 11. 12. 1995 tarih ve 25677 sayılı yazıları ile Başbakanlık KSSGM’nün önerisine de işaret edilerek Üniversite Rektörlüklerine, “Geleceğin Türk toplumu için kadının statüsü ve sorunları konularına duyarlı, bilgili ve yetenekli kadınların yetiştirilmesi amacıyla yükseköğretim kurumları bünyelerinde “Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri”nin yaygınlaştırılmasında yarar görüldüğü bildirilmiştir. Bu doğrultuda bu merkezlerin sayıları günümüzde 13’e ulaşmıştır (Özvarış ve Akın 2003; www.kssgm.gov.tr).

Ülkemizde halen üniversitelerdeki kadın çalışmalarını yürüten merkezler iki tür yapılanma göstermektedir. Bunlar “Kadın Sorunları Araştırma Ve Uygulama Merkezi” ve “Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalları”dır (Çilingiroğlu 2001, Atakul www.bianet.org, www.kssgm.gov.tr). Aşağıda ülkemizdeki üniversite kadın araştırma ve uygulama merkezleri ile ana bilim dalları, amaçları ve işlevleri yer almaktadır (Atakul

www.bianet.org; Çilingiroğlu 2001; kasaum@media.ankara.edu.tr; Özvarış ve Akın 2003;

(5)

Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri

1. İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Eğitim Merkezi ( KAUM)

2. Marmara Üniversitesi Kadın İşgücü İstihdamını Araştırma Merkezi

3. Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

4. Çukurova Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi ( KADAUM)

5. Gazi Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

6. Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (EKAM)

7. Gaziantep Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi( GÜKAMER)

8. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (YÜKAM)

9. Çankaya Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

10. Mersin Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi ( MERKAM)

11. Atılım Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

12. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

13. Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi ( HÜKSAM)

Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans Programları

1. Orta Doğu Teknik Üniversitesi ( ODTÜ) Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans Programı

2. İstanbul Üniversitesi kadın Araştırmaları Yüksek Lisans Programı

3. Ankara Üniversitesi kadın çalışmaları Yüksek Lisans Programı

4. Ege Üniversitesi kadın Çalışmaları Yüksek Lisans Programı

İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Eğitim Merkezi ( KAUM)

Kuruluş Tarihi ve Yeri : KAUM 1989 yılında İstanbul’da kurulmuştur.

Amacı: Atatürk’ün ilke ve devrimleri ile kazanılmış olan kadın haklarının korunması, geliştirilmesi

ve yaygınlaştırılması ve bu alanda yurt çapında eğitimi sağlayacak olanakları araştırmak, toplumda cinsiyetler arası eşitliğin sağlanması için eğitim, kültür, sağlık, ekonomi ve siyaset alanlarında ülke genelinde araştırmalar yapmak, konferanslar düzenlemek, kadın araştırmaları ile ilgili yüksek lisans programları açmak, toplumun kurumlarından ve uygulamalarından kaynaklanan cinsiyetçi ayrımcılığı ortadan kaldırmak, toplumda kadınlar ve erkekler arasındaki olgusal eşitliğin yerleşmesini hızlandırmaktır.

İşlevleri: Yukarıda belirtilen amaçlara yönelik faaliyette bulunan merkez ayrıca;

♦ Ülke kalkınmasında aktif rol alma olanaklarından yararlanamayan kadın ve kız çocuklarına özel eğitim programları ve seminerler düzenlemek-tedir.

♦ Cinsiyet ayrımcılığına karşı yasalardaki değişiklikler için çeşitli kampanyalar ve çalışmalar yürütmektedir.

♦ Amaçlar doğrultusunda periyodik yayınlar ve kitaplar yayınlamaktadır.

♦ Kadın Çalışmaları Kütüphanesi oluşturmuştur. ♦ Kadın konusunda lobi çalışmaları yapmakta ve

kız çocuklarına burs sağlamaktadır.

♦ 1990-1991’de Sosyal Bilimler Enstitüsü içinde yer alan Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı ile birlikte “Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans Programı” nı yürütmektedir.

Marmara Üniversitesi Kadın İşgücü İstihdamını Araştırma Merkezi

Kuruluş Tarihi ve Yeri: 1992 yılında İstanbul’da kurulmuştur.

Amacı: Türkiye’deki kadın işgücü istihdamı ile ilgili her türlü konuya eğilmek, bu konularda çeşitli araştırma, inceleme, bilimsel toplantılar ve yayınlar yaparak, konuyu bilimsel verilerle ortaya koymak, sorunların çözümü için öneriler üretmek ve bu tür uygulamalara katkıda bulunmaktır.

İşlevleri:

♦ Kadın işgücü istihdamı ile ilgili konularda araştırma ve uygulama yapmakta,

♦ Kadın işgücü istihdamı ile ilgili yayın yapmakta, ♦ Kadın nüfusu ve aileleri çağdaş Türk toplumunun

çağdaş bireyleri olma yolunda bilinçlendirici eğitim çalışmaları yapmakta

(6)

♦ Potansiyel kadın işgücünü ekonomiye kanalize etme amacına yönelik sertifikalı eğitim programı düzenlemektedir.

Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Kuruluş Tarihi ve Yeri: 1993 yılında Ankara’da kurulmuştur.

Amacı: Kadın sorunlarına karşı duyarlılık geliştirmeyi, akademik ve akademik olmayan çevrelerde feminist araştırmalar yapmayı ve desteklemeyi, kadın çalışmaları alanında bülten, kitap ve dergi yayınlamayı, kadınlar için özel yetişkin eğitim ve güçlendirme programları düzenlemeyi, kadın merkezleri,kurumları ve grupları arasında işbirliği ve iletişimi sağlamayı amaçlamaktadır.

İşlevleri :

♦ Eğitimin kadınlar için güçlendirici bir süreç olduğu yaklaşımıyla; toplumsal cinsiyet, kadının insan hakları konularında kısa dönemli sürekli eğitim programları, eğitim atölyeleri yürütmekte, ♦ Ulusal (KSSGM, KA-DER vb) ve uluslararası

(UNDP, British Council vb) kuruluşlarla işbirliği halinde kadın sorunları ile ilgili çeşitli alanlarda eğitim çalışmaları, konferanslar, seminerler düzenlemekte, çeşitli yayınlar ve çeviriler yapmakta,

♦ Üniversite dışındaki kadın grupları ile dayanışma ve danışma toplantıları düzenlemekte,

♦ 1995’ten beri Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde “Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans Programı”nı yürütmektedir.

Çukurova Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi ( KADAUM)

Kuruluş Tarihi ve Yeri : 1996 yılında Adana’da kurulmuştur.

Amacı : Kadının genel ve yöresel sorunlarına ilişkin uygulamalı araştırmaların yapılmasını ve geliştirilmesini amaçlamaktadır.

İşlevleri:

♦ Kırsal alanda yaşayan kadınların tarımsal etkinliklere katılımını teşvik etmek amacıyla uygulamalı seracılık eğitimi vermekte, ayrıca aile planlaması, ana-çocuk sağlığı, çevrecilik ve girişimcilik eğitimi vermektedir.

♦ Göç ve kadın yöneticiler konularında araştırmalar yapmaktadır.

♦ Siyasi partilerin kadın kollarına, sendikalara ve gönüllü kadın kuruluşlarına yönelik kadınlık bilincini geliştirmeyi ve sorunları hakkında kamuoyu oluşturma yöntemleri konusunda bilgileri içeren kısa dönemli eğitim programları yürütmektedir.

Gazi Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Kuruluş Tarihi ve Yeri : 1996 yılında Ankara’da kurulmuştur.

Amaç ve İşlevleri:

♦ Kadının özellikle eğitimi, hukuk ve barınma sorunları konusunda çeşitli projeler yürütmekte, bu konuda toplantı ve seminerler düzenlemek-tedir.

♦ Tutuklu ve hükümlü kadınların çocuklarının eğitimini vermektedir.

♦ Yetişkinler için okuma-yazma eğitimi vermekte-dir.

♦ Aile hukuku alanında gönüllü danışmanlık hizmetleri vermektedir.

♦ Mesleki eğitim fakültesi öğrencilerinin barınma sorunları konularında projeler yürütmüştür. Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi ( EKAM )

Kuruluş Tarihi ve Yeri: 1996 yılında İzmir’de kurulmuştur.

Amacı: Kadın ile ilgili alanlarda araştırmalar yapmak, projeler hazırlamak, kadın-erkek eşitliği bilincini yaymak, sivil toplum örgütleri ile uluslar arası kuruluşlarla işbirliği yaparak lisansüstü öğrencilere ve topluma kadın ve aile konularında ders açmak ve yayın yapmayı amaçlamaktadır.

İşlevleri :

♦ Kadınlara gelir getirici faaliyetlerin öğretildiği kurslar düzenlemektedir.

♦ 2000 yılından bu yana “Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans Programı”nı yürütmektedir.

Gaziantep Üniversitesi Kadın sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi ( GÜKAMER)

Kuruluş Tarihi ve Yeri : 1997 yılında Gaziantep’te kurulmuştur.

Amacı : Kadın sorunlarıyla ilgili araştırma, inceleme ve projeler yürütmek, ulusal ve uluslar arası kurs, seminer, konferans ve sempozyumlar düzenlemek

(7)

ve kadın sorunlarıyla ilgili yayın yapmak, arşiv oluşturmak amacıyla kurulmuştur.

İşlevleri:

♦ Kadın okur-yazarlığının artırılması için çalışmalar yapmıştır.

♦ Sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yapmıştır.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Ve Uygulama Merkezi

Kuruluş Tarihi ve Yeri : 1998 yılında Van’da kurulmuştur.

Amacı : Kadın konusunda bilimsel çalışmalar yapmaktır.

İşlevleri:

• Üniversitenin Aile Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde anne, çocuk ve babalar için yürütülen hizmetlerden, annelere yönelik hizmetleri yürütmektedir.

Çankaya Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Kuruluş Tarihi ve Yeri: 1998 yılında Ankara’da kurulmuştur.

Amacı : Kadının statüsü ve sorunları ile ilgili her konuda duyarlı, bilgili ve yeterli kadroların yetiştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak, yurt içinde ve dışında kadın sorunları ile ilgili alanlarda araştırmalar yapmak ve etkinliklere katılmaktır.

İşlevleri :

• Çağdaşlaşmada kadının rolü, Cumhuriyetin ilk yıllarında kadınlar konulu paneller, kadın –erkek eşitliği konularında öğrencilerle söyleşiler yapmıştır.

• 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri ve lisans düzeyinde verilen “İnsan Hakları”derslerinin koordinasyonunu gerçekleştirmiştir.

Mersin Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi ( MERKAM)

Kuruluş Tarihi ve Yeri : 1998 yılında İçel’de kurulmuştur.

Amacı: Eğitim, kültür, hukuk ve sağlık alanlarında kadınların sorunlarına ilişkin bilimsel araştırma ve kültürel projeler geliştirmek ve uygulamaktır.

İşlevleri :

• Kadın ve göç konusunda gecekondu bölgelerinde kadın sağlığı ve sorunlarını saptama konularında proje yürütmüştür.

• Kadın okur-yazarlığı ve kız çocuğunun eğitimi, etkili ana-baba eğitimi, çağdaş kadın kimliği, kadının statüsü ve yasal hakları, toplumsal cinsiyet rolleri ve sağlık, kadın girişimciliği konularında çeşitli panel, konferans ve seminerler düzenlemiştir.

• Kadın gruplarına çeşitli el becerileri kazandırarak onlara gelir sağlama konularında beceri kursları yürütmekte, arşiv ve yayın hizmetlerinde bulunmaktadır.

Atılım Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Kuruluş Yeri: Ankara’da kurulmuştur.

Amacı : Kadının toplumsal statüsü ve sorunları ile ilgili her konuda bilgili, duyarlı ve yeterli kadroların yetiştirilmesi için eğitim yapmak, bu konulardaki mevcut bilgiyi arttırıcı araştırmalar yapmak amacıyla kurulmuştur.

İşlevleri :

• Kadın konusunda çeşitli seminerler ve toplantılar düzenlemiştir.

Anadolu Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Kuruluş Yeri: Eskişehir’de kurulmuştur. Amacı ve Faaliyetleri :

• Kadın konusunda çeşitli seminerler ve toplantılar düzenlemiştir.

Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Kuruluş Tarihi ve Yeri: 2001 yılında Ankara’da kurulmuştur.

Amacı : Üniversitenin ilgili bölüm ve birimlerinin işbirliği ile yurt içinde ve dışında kadın sorunlarıyla ilgili her alanda araştırma yapmak ve eğitime yönelik faaliyetlerde bulunmaktır.

İşlevleri :

• Kadın sorunlarına karşı duyarlılık geliştirmek, • Kadınların çağdaş toplum bireyi olmasını temel

alarak, kadın sorunları konusunda ulusal ve uluslar arası düzeyde kurslar, seminerler, konferanslar, kongreler, sempozyumlar

(8)

düzenle-mek (Bu amaçla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde Ankara Tabib Odası ile birlikte 6-7 Mart 2004’te Küreselleşme ve Kadın Kadın Sağlığı Sempozyumu’nu gerçekleştirmiştir), • Üniversite genelinde lisans, yüksek lisans ve

doktora düzeyinde kadın sorunlarıyla ilgili ders ve seminerler verilmesini ve öğrencilerin bu konulara yönelmesini özendirici eğitsel çalışmalarda bulunmak, bu alanda çalışanları desteklemek,

• Amaçları doğrultusunda yayın yapmak (Bu amaçla Toplumsal Cinsiyet, Sağlık Ve Kadın

konulu bir kitap çıkarılmıştır),

• Kadın sorunları konusunda gelişme ve yayınların izlenebilmesi amacıyla kitaplık ve arşiv oluşturmak

• Kadın sorunları konusunda çalışma yürüten ulusal ve uluslararası kuruluşlarla iletişim ağı oluşturmak

• Kadın sorunları ile ilgili bütün kurum ve kuruluşların çalışmalarına destek olmak, katkıda bulunmak ve danışmanlık hizmeti vermek • Kadın sorunları ile ilgili inceleme ve araştırmalar

yapmak, proje hazırlamak, yürütmek ve konu ile ilgili veri sağlamak (Bu anaçla üniversitelerde gençlere yönelik cinsel/üreme sağlığı hizmet modeli oluşturma projesinde aktif olarak yer almaktadır.)

Yukarıda görüldüğü gibi üniversiteler bünyesinde kadınlara yönelik çalışmaların çoğu kadının sosyal yönden güçlenmesine ağırlık verirken, bir grubu ekonomik , bir grubu da sağlık yönünden güçlenmesini hedeflemektedir. Yapılan tüm bu çalışmalar kadınların bütüncül olarak güçlenmesine hizmet etmektedir.

Üniversite Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri ve Hemşirelik

Genellikle kadın mesleği olarak kabul edilen hemşireliğin gelişimi, toplumdaki kadının statüsü ile doğrudan ilişkilidir. Ülkemizde de halen kadın mesleği olarak kabul gören hemşireliğin tarihsel gelişimi incelendiğinde, kadının statüsündeki yükselmeye paralel mesleğin gelişiminde de faklılaşma görülebilmektedir. Günümüzde hemşirelerin 1954 yılında çıkan yasa doğrultusunda hizmet verdiği göz önüne alınırsa görev, yetki ve sorumluluklar bakımından çağın oldukça gerisinde kaldığı söylenebilir. Hemşirelikte ülkemizde 1955 yılında lisans düzeyinde eğitime başlanmıştır ve

bugün 9 devlet 4 vakıf olmak üzere 12 Hemşirelik Yüksekokulu ve 1996 yılından itibaren 72 ( biri vakıf) Sağlık Yüksekokulu (SYO) hemşirelik bölümünde hemşirelik eğitimi sürdürülmektedir.(Ülker ve ark, 2001). Sağlık yüksekokullarının açılması hemşirelik mesleğinde olumlu bir gelişmedir. Ülkemizde akademik düzeyde hizmet veren hemşire liderler; hem mesleki hem de toplum sağlığı sorunlarını daha görünür kılma ve çözüm üretme yönünde çeşitli çalışmalar gerçekleştirmektedirler. Akademisyen hemşireler ayrıca toplum sağlığını geliştirmeye yönelik üniversite dışı gönüllü kuruşlarda da aktif olarak çalışmalarını sürdürmektedirler.

Bilindiği gibi hemşireler genelde toplum, özelde kadın sağlığını yükseltmede önemli rolleri olan sağlık personelidir. Hemşirelerin toplum sağlığının yükseltilmesinde daha etkin rol alamamasının en önemli nedeni uzun yıllar ortaöğretim düzeyindeki bir eğitim ile topluma hizmet vermesidir. Yukarıda kısaca belirten nedenler hemşirelerin üniversite bünyesinde yer alan kadın merkezlerinde aktif rol almasını geciktirerek engelleyici olmuştur. Ancak ağırlıkla kadınların temsil ettiği bir meslek olarak 72 ilde üniversite bünyesinde yer alan hemşirelik okulları üniversiteler bünyesinde anılan kadın merkezlerin açılımına liderlik edebilirler. Kadınlara yönelik sorunların çözümü beraberinde hemşirelik mesleğinin statüsünün artmasında da etkili olabilir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Türkiye’de ve dünyada feminist hareketlerin gelişimi ile çeşitli kadın grupları ortaya çıkmıştır. Bu gruplar kadının toplumdaki statüsünü yükseltmek üzere; sosyal, ekonomik. siyasal ve yasal hakları erkeklerle eşit olarak kullanmak için yıllarca mücadele etmişler ve hala çabalarını sürdürmektedirler. Bu süreçte kadın hakları için mücadele eden kadın gruplarının yapı ve çeşitliliği de giderek artış göstermiştir. Bunlar arasında özellikle üniversitelerde yürütülen kadın çalışmaları, kadın sorunlarını bilimsel bir kadın bakış açısıyla ortaya koyma, çözüm önerme, ulusal ve uluslar arası panel, konferans, seminer ve sempozyum düzenleme, eğitim materyali oluşturma, kadın çalışmaları alanında bilginin açığa çıkarılması ve yaygılaştırılması için yayınlar yapma aktiviteleri ile kadın sorunlarının çözümünde etkili olmaktadırlar. Üniversitelere bağlı kadın sorunları araştırma merkezleri yukarıdaki aktivitelerin yanı sıra birlikte bulundukları bölgedeki kadın sorunları ve

(9)

çözümüne yönelik aktivitelere öncelik verdiğinden, bu birimlerin her üniversite bünyesinde açılması çok önemlidir. Böylece bir yandan kadın sağlığının korunması ve geliştirilmesine yönelik politikalar oluşturulurken; bu politik kararlar hem bilimsel bir tabana dayandırılabilecek hem de ülkedeki tüm kadınları kapsayacak şekilde hazırlanabilecektir. Ancak 1995 yılından beri Yüksek Öğretim Kurumu’nun Üniversiteleri Kadın Sorunları Araştırma Merkezleri açması konusunda teşvik etmesine karşın ülkemizdeki üniversitelerde halen bu tür merkezler istenilen sayı ve etkinliğe ulaşamamıştır. Ülkemizde yer alan 53 devlet ve 23 vakıf üniversitesinden sadece 14’ünde kadınlara yönelik çalışmalar bulunmaktadır (www.gov.tr/universiteler/uni-web.htm). Ayrıca halen açık olan kadın merkezlerinin de kadro ve maddi kaynak yönünden sıkıntı yaşadıkları bilinmektedir. Sonuç olarak kadın sorunlarına yönelik her üniversite bünyesinde merkezlerin açılması, etkinliklerinin artırılması ve bu merkezlerin üniversite yönetimlerince yapı ve maddi olanaklar yönünden desteklenmesi gereklidir.

KAYNAKLAR

Akın A, Demirel S (2003) Toplumsal Cinsiyet Kavramı Ve Sağlığa Etkileri” Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 25(4): 66-73

Akın A. (1998), “ Uluslararası Kararlar Parelelinde Üreme Sağlığı konusunda Türkiye’deki Uygulamalar” Sağlık ve Toplum Dergisi, Sayı : (3-4): 16-22Ankara.

Atakul S. Üniversitelerdeki Kadın Çalışmalarını tartışmaya Açmak Gerek http://www.bianet.org/2003/04/09- k/14054.htm Erişim Tarihi: 24.02.2004.

Bilgili N., Akın A (1998) Uluslararası Kararlarda Kadın Konusu”, Sağlık ve Toplum, Sayı (3-4): 11-15, Ankara. Çilingiroğlu N.(2001) “ Türkiye’de Akademik Düzeyde kadına Yönelik Kurumsallaşma”, Hacettepe Toplum Hekimliği Bülteni, 22 (2)

Dünya Sağlık Raporu 1998, 21.yüzyılda yaşam, Herkes için bir vizyon, Dünya Sağlık Örgütü, Ankara.

Erdil F (2001) “ Cumhuriyet Döneminde Kadın ” Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitü Yayını, Ankara.

Esin Ç. (2003) “Türkiye’de Kadın Kuruluşları ve Etkinlik Alanları” Hacettepe Toplum Hekimliği Bülteni,24(2)

KSSGM (2001), Pekin+5 Siyasi Deklerasyonu Sonuç Belgesi Raporu. Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Yayını Özçakır A. “ Kadının Gelişiminde Devlet ve Gönüllü Kuruluşların Rolü”

Özvarış Ş, Akın A (2003) “ Üniversitelerin Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri”, Toplumsal Cinsiyet, sağlık ve kadın, Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara. Türker S. “Kadınlar Gününün Tarihi”. File://A:\Kadınlar Günün’nün Tarihi.htm Erişim Tarihi : 03.03.2004.

Türmen T (2003) “ Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Sağlığı” Toplumsal Cinsiyet, sağlık ve kadın, Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara.

Ülker S, Buldukoğlu K, Aksayan S, Atalay M, Kocaman G, Oktay S, Pektekin Ç ( 2001) “Türkiye’de Hemşirelik: Temel Mesleki Eğitim İle İnsan Gücüne İlişkin Sorunlar ve Çözüm Önerileri”YÖK’e Sunulan Rapor. http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/hemsirelik/hemsire-pdf Erişim Tarihi : 16.08.2004.

“ Kadın 2000: 21. Yüzyıl İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Kalkınma ve Barış”, Pekin+5 Birleşmiş Milletler Genel Kurul Özel Oturumu Hazırlık Dönemi ve Sonuçları, New York, Haziran 2000.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, http://wwwdunyaya cicek.com\8-mart.htm Erişim Tarihi:27.02.2004

8 Mart ve Kadınlar, http://wwwurundergisi.com/oku.php? haberno=152&yazar=2 Erişim Tarihi: 24.02.2004.

8 Mart’ın Tarihçesi, http://wwwdunyaonline.com\48417.asp Erişim Tarihi: 27.02.2004.

T.C Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ( KSSGM) ,Genel Müdürlük Çalışmaları http://www.kssgm.gov.tr/ calisma11.html Erişim Tarihi :27.02.2004.

T.C. Yükseköğretim Kurulu, Üniversiteler, http://www.yok. gov.tr/universiteler/uni-web.htm

Dünya Sağlık Raporu 1998, 21.yüzyılda yaşam, Herkes için bir vizyon, Dünya Sağlık Örgütü, Ankara.

http:// www,un.org.tr/who/nurseturk/hemsireegitim.HTM Erişim Tarihi: 16.08.2004.

Kadın Kuruluşları Veri tabanı 2003, http://supurge. dincsa.com/ Erişim Tarihi : 24.02.2004.

KASAUM Merkez ve Çalışmaları, kasaum@media.ankara. edu.tr. Erişim Tarihi: 24.02.2004.

http://www.aku.edu.tr/ata/makaleler/kadini.htm Erişim Tarihi: 24.02.2004.

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğumdan önce başlayan cinsiyet ayrımcılığının göstergesi olan gebelik süresince kız çocuk istenmemesi ve gebelik sonucunun kız cinsiyeti olması halinde gebeli-

Zaman ve mekan iliĢkisinin kadın temelinde ele alındığı bu sempozyumdan yola çıkılarak, kadını etkileyen ve kadının etkilendiği unsurlar olan zaman ve mekânın

Yeni kitabın ismini, hem kaynak esere bağlılığını, hem de (toplumsal) cinsiyetle ilgili yeni düşünce yapısını yansıtmasını istediğimizden Kadın Psikolojisi ve

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ankara (Karaosmanoğlu 2017) romanını Walter Benjamin’in metinleri ve Susan Buck-Morss’un Benjamin’in Pasajlar projesi incelemesi

Bu araştırmada ise, büyük oranda erkekler tarafından yapılan geleneksel yoganın modern dünyada kadınlar tarafından yapılmaya başlanmasını içeren

Tablo 6’da görüldüğü gibi yapılan analizlerde Kadın Psikolojik Güç Ölçeği toplamı için Cronbach Alpha katsayısı .84, Güçlülük/Savunuculuk alt boyutu için .80,

Akdeniz Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Dergisi / Mediterranean Journal of Gender and Women’s Studies.. Yazışma Adresi /Contact: Kadın Çalışmaları ve Toplumsal

(2003) araştırmacılar, travma kurbanları üzerinde araştırma yaparken duygusal durumlarına duyarlı olması ve etik kaygıların farkında olması