S L
HABERLER
durdu
ıhuriyet Bürosu) tartışmalara Ge- İnönu el koydu, iltme Kurulu üye- ırı kesip “ uyum m isterken yöne- ılağanüsiü kurul- nü, Genel Sekre- demeç ve açıkla- ısıtlama getirdi, iaşkanlığı, silahlı itika açıklamala- İnönii yapacak. ide ortaya çıkani üzere MYK’yı
eri ile önceki ak ne yapan İnönü, nel Sekreter Sağ- eltilen sert eleşti- şı alınan örgüt ile cu başlayan tar- r'er almasını doğ- irdi. İnönü, par an görüşerek bir ektiğini belirtti.
ş a l ı m __
eği üzerine SHP, miden toplandı, ı toplantıda yap ıt MYK’ya hem t de parti mecli- rndu. İnönü, se- ık tartışılmaması den başarı ile çı- başladığı korniş lerine genel sek-“ tam” oiduğu- 4YK üyelerinden
“ Birlik içinde, şma için çaba
idi. SHP Gene! t birlikte çalışma tası durumunda
İSİ
eriyle tanımlıyor, ilin en değerli an, kızına verdi ler karşısında şa- erek şunlarısöy-bir türlü. Bir nü- karşı çıkabiliyor iklerdeki anlamı gözlerini bu de- etip bu adı koy- çevremden tam- ıdı var. Aynı mü- le başka isimlere (elerden okuduk, e bir son verilsin
isim davası” 26
ıdıköy
auliyesin-lığı
îterliği’ne bir yazı ık’ın milletvekili racak. Eyüp Aşık ıdan DGM Aşık’- mayacak. Ancak t dokunulmazlığı en DGM Savcılı- fade verebilecek, ızırlanacak dosya telemeleri yaptık- Imazlığımn kaldı- SMM’ye gönderi- n dokunulmazlığı mazsa yargılama- :in Aşık’m millet-
mesi beklenecek, ız konusu açıkla- tda anayasaya da ine sürülüyor.
/an İstanbul,
uy-lüğü yeşil sa- mlu kısmı idi tı.
irer park ha- eposu olarak r Sergi Sara- heraton, Or- p bu yeşilliği Ormanı par tin yapılması Fidanlığı ara- i korkunç bir r ve şehrinin ı değerlerinin İmasına karşı onulara karşı ııez. rilerimiz’ola- illeri, beledi- nımız, şehri- Icisi sayın va lizin tam bir t beraber
se-i
yönetim değişikliğinin kurultayda yapılması gerektiğini bildirerek,
“ Eğer yönetim değişikliği çok iste niyorsa olağanüstü kurultayı top larım” dedi.
Erdal İnönü, parti meclisinde MYK’ya yöneltilen yoğun eleştirile re de değinerek, “ Parti meclisi, par tinin genel ilkeleri üzerinde görüş be lirtmeli. Günlük uygulamaları Mer kez Yürütme Kurulu yapar. Parti meclisini günlük uygulamalara karı şacak bir organ gibi görmek yanlış tır. İkili yapıyı bunun için benimse dik. Böyle olmasaydı MKYK uygu lamasına devam ederdik” diye ko nuştu.
MYK toplantısında Turan Baye- zıt, Erol Ağagii ve Ekrem Kangal,
Genel Sekreter Fikri Sağlar’ı savu narak parti meclisinde ortaya çıkan eleştirilerin yapay olduğunu öne sür düler. Turan Bayezıt, “ Parti içinde bir senaryo hazırlandığını, belirli he defler seçilerek bu senaryo doğrul tusunda tartışmaların başlatıldığını”
savundu. Bu düşüncelere Ağagii ve Kangal da destek oldu.
Genel Sekreter Yardımcısı Ali Dinçer, tartışmaları senaryo gibi gös termenin yanlış olacağını bildirerek böyle bir sonuca ulaşılamayacağını söyledi. Türkân Akyol da, bu tür suçlamalarla eleştirilere bir grup çı kışı damgası vurulmak istendiğini söyledi.
MYK üyesi Yiğit Gülöksüz ise Ge nel Sekreter Sağlar’ın MYK’yı çalış tırmamasını eleştirdi. Gülöksüz, haf tada iki kez toplanması gereken MYK’nm genel sekreter tarafından uzunca bir süredir toplanmadığını belirtti.
MYK’daki konuşmalarda Sağlar’- ın protokol konusunda Genelkur may Başkanı’nı hedef alan ve tartış malara yol açan açıklaması da eleş tirildi. Bu eleştiriler üzerine İnönü, bundan sonra Cumhurbaşkanlığı, si lahlı kuvvetler ve Dışişleri Bakanlı ğı ile ilgili açıklama ve demeçleri yal nızca kendisinin yapacağını belirte rek, Sağlar’ın açıklamasını “ talih s i z ” o la ra k n ite le d i. İn ö n ü , MYK’mn da bundan sonra haftada iki gün toplanmasını istedi.
Güvenim tam’______ .
Öğle saatlerinde ara verilen SHP MYK toplantısına öğlenden sonra TBMM’de devam edildi. İnönü, ara sırasında TBMM’de yaptığı basın toplantısında alışılmışın dışında ola rak parti içi çalışmalar hakkında açıklam alarda bulundu. İnönü, MYK’nın parti meclisinde örgütler hakkında alınan kararı ve eleştirile ri görüştüğünü belirterek seçim so nuçlarının SHP için başarılı olduğu nu yineledi. İnönü, “ Hatayı parti or ganlarında görmek yanlıştır. O ba kımdan benim genel sekretere ve ör güte itimadım devam etmektedir. Parti meclisinin aldığı kararlar say gı ile uygulayacağımız kararlardır. Tüzük çerçevesinde bu kararlar alın mıştır. Alınmaya devam edecektir. Ama parti meclisini günlük uygula malara karışacak bir organ gibi gör mek yanlıştır” diye konuştu.
SHP’li Ekmen
ve Türk:
Partililere
doğuda baskı
yapılıyor
ANKARA (ANKA) — SHP M ar
din milletvekilleri Adnan Ekmen ile
A h m et T ü rk , “ İşk en celeri TBMM’de gündeme getirdikçe, Do- ğu’daki partililerimize baskı yapılı yor” dediler.
Ekmen ve T ürk’ün yaptıkları or tak açıklamada yaşlı ve hasta olan SHP Gercüş ilçe yönetim kurulu üye si Nuri Kaya’mn 7 ocağı 8 ocağa bağ layan gece sabaha karşı güvenlik kuvvetlerince evinden alındığı ve gö türüldüğü; özel tim karargâhında günlerce işkence uygulamasından geçirildiğini öne sürdüler.
SHP milletvekilleri, güvenlik güç leri tarafından ayrılıkçı militan diye teşhir edilen Kızıltepe ilçe başkanla- rı Senanik Önen’e de aynı uygulama nın yapıldığım, ancak Önen’in çıka rıldığı adliye de aklandığını hatırlat tılar.
İncirlik’te
işveren
yumuşadı
AD ANA (Cumhuriyet Güney İlle ri Bürosu) — ABD’li işveren şirketi Holmes And Narver’in, İncirlik işçi sinin Harb-İş Sendikası’nca dile geti rilen sorunlarım çözmeyi kabul etti ği öğrenildi.
Geçen hafta başında İşçi-İşveren Komitesi’nin aldığı karar uyarınca İncirlik’teki sorunları çözmek için Adana’da bir araya gelen H arb-İş ve Holmes And Narver yetkilileri, bir çok konuda anlaşmaya vardı. Harb- İş Genel Başkan Yardımcısı Çetin So- vak, Adana Şube Başkanı Mustafa Acet ve Şube Sekreteri Kâzım Özhay- ta’yla görüşen Holmes And Narver Genel Müdür Yardımcısı Ray Ha- mington. Endüstri İlişkileri Müdürü
John Cobb, işyeri müdürü Bob Ste- irs, Türk müdür Mustafa Bozcaadalı
ve işveren Türk müdür yardımcısı Ali Şener, ilk olarak 1987 ağustosunda tazminatsız olarak işine son verilen
Eyüp Aşkan, Tahir Karslı ve Reşit Ye şil adlı işçileri tekrar işe almayı ka bul ettiler. Holmes And Narver yet kilileri, ekim 1987’de SSK Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi’nden
“ağır işitme kaybı” tanısı konularak,
“işyeri değişikliği zorunludur” yolun da rapor alan Nurettin Özger, Mu- hammed İşkar, Mehmet Kıyıcı, Mus tafa Asım Ijeba, Ramazan Şavar, Ali İhsan Ünkov ve Abdullah Öztekin
adlı jeneratör işçileri için ödediği pri mi, yüzde 20’den 22’ye yükseltti.
CUMH URİYET/9
• • w • •GÜNLERİN
k o pu ğ u
AH M ET TAN
• •insan., insan..
“ Yaşam nedir” sorusunu nasıl yanıtlanır ki?
Yaşam, nasıl söze dökülebilir ki?
“Söz tutkusu”nun boş bir serüven olduğunu Duygu A y kal daha minicikken
kavramış. Baleye, koregrafıye sevdası bu yüzden...
Yaşamı sözlerle değil, *'dünyanın en güzel, en mükemmel enstrümanı” dediği
“insan bedeni” ile açıklamaya sevdalanması bu yüzden.
Duygu nefes nefese bir heyecandı. Uçarı bir bulut, zıpzıp bir sevinçti.
Cıvıltıydı, yaratma tutkusuydu. Kısacası yaşamdı.
Dünyanın en güzel enstrümanı ile dünyanın en güzel enstrümanını anlatmaya
yönelmesi bu yüzdendi belki de.
Balenin yazgısıyla insanın yazgısı aynıydı. Elde geriye solmaya hükümlü
fotoğraflar gibi afişler, program broşürleri kalıyordu. Balenin, daha doğrusu
koregrafmin roman gibi, tablo gibi, müzik gibi “yeniden yaşanabilirliği” yoktu.
Duygu A yk a l’ın “İnsan İnsan” adlı iki perdelik balesinih programını da Duygu
kendisi yazdı, kendisi derleyip düzenledi.
Güze! anısı önünde eğilerek bu programdan bazı kesitler sunuyoruz:
“İnsan doğada düşünen tek canlı”, onun bil
diğimiz tek tanımı bu. Yeryüzünün bu en akıl lı varlığı bugüne dek aklıyla ne yaptı? Kuşaklar geliyor, kuşaklar gidiyor, aklın ürettiği bitmez tükenmez varlıklarla doluyor dünyamız. Uza yın gizleri çözülüyor onunla. Artık o, bir sö züyle her şeyi yapacak durumda.
Çehov’un bir esprisi geldi aklıma şu an.
O, bir sözüyle her şeyi yapacak güçte. — O, bir sözüyle kendisine bir pantolon ya pabilir mi?”
Akıllı insanlar yetiştirmek ve eşyaya biçim vermek yarışı, yüzyıllar boyu sürüp gidiyor dünyamızda. Bütün bu olup bitende bir eksik lik olması gerek. İnsanın özgürlük alanı, onla yeterince ilgilenmediğimizden doğan bir ek siklik.
— Evet, evet, kişi olarak insanın unutuldu ğu bir yanş var, insan
lığın önemsediği, çok önemsediği insansız bir yanş var.
★ ★ ★
İnsan., tnsan
insan her şeyin ölçü südür. (Protagoras)
★ ★ ★
İnsan politik bir hayvandır. (Aristo)
★ ★ ★
insan ruhunun özü de, temeli de Tanrı kav ramı kadar karanlıktır.
(Eriugena) '
İnsan insamn kur dudur. (Hobbes)
★ ★ ★
İnsanlann en kötüsü en fazla kabuğuna çe
kilen, yüreğini yalnız kendine çevirendir. En iyi si de sevgilerini eşitçe herkesle paylaşandır. (Rousseau)
t t t r - k
Hayatı başarılı bir biçimde yaşayan, onu ken di kendine yaratan insan tam ve üstün insan dır. (Nietzsche)
★ ★ ★
insan bütün öbür canlılar gibi yaratılıştan gevşektir. Onu uyanp dürtükleyen olmazsa he men hiç düşünmez. Törelerine ve alışkanlıkla rina uyarak bir otom at gibi yaşar. (Einstein)
★ ★ ★
Günümüzde insan akimı tamamı ile yeni baş tan meydana getirmek söz konusudur. (F.
Bacon) * * *
Her insanda insanlığın tüm halleri vardır.
(Montaine) * ■* +
Kuşkuya yer vermeyen ap-arı bir kişi tam
dım. Barışçıydı, özgürlükten yanaydı. Tüm in sanları, aynı heyecan ve aşkla seven seçkin bir candı. Avrupa’daki son din savaşları sırasında bir köye çekilmişti. Kapısının eşiğine de yaz mıştı: “Nereden gelirseniz gelin, girin, hoş gel
diniz.” Bu güzelim çağrıyı yanıtlayan kimseler
oldu elbette.. Milisler... Kendi evlerine girerce- sine girip işkembesini söktüler adamın. (Camus)
★ ★ ★
İnsanın mükemmelleşeceğine yine de inanı yorum. Fakat hemen uyanmadığı, uyandı- rılmadığı takdirde, doğrusu ya, onun bu hede fe varacağından o ldukça kuşkuluyum . (Fromm)
* ★ ★
insanlar ne kadar kötü olsalar da erdemin düşmanı görünmeye cesaret edemezler. Erde me düşmanlık etmek istedikleri zaman da sah teliğini iddiaya kalkı şırlar, ya da ona suçlar yöneltirler. (La Roche- foucauld)
★ ★ ★
Her insanın Tanrı olduğu anlar vardır. (S. Eyuboğlu)
★ ★ ★
tnsan.. İnsan.
bale 2 perde
Koregrafi ve Sahneye Koyan: Duygu Aykal Sahne Düzeni ve Giy si: Metin Deniz Ses Düzeni: Engin Aksan
Koro Metni: Ahmet Tan
Koro Şefi: E lena
Puşkova
Mehmet Balkan, Me rih Çimenciler, Özkan «Aslan, Aysun Özbudun, Altan Tekin, Sabriye
Sezer, Müride Aksan, Fatoş Karaca, Efza Top çu, Binnaz Mutlu, Nurdan Başkurt, Serap öz- kartal, Şule Çalışkur, Neslihan Demirkıran, Sevtap Erensoy, Sevgi Feyman, Yasemin Erkan, Semra Göktan, Fatma Er, Bilge Berkin, Hül ya Aydın, Handan Bayülken, Gülistan Asya, Nimet Taragay, Ayşe Sun, Asuman Koryürek, Nevin Bölügiray, Ömür Tığrak , Erhan Ergü- ler, İdris Aydın, ö n d er Dirin, Cevat Aydemir, Mustafa Altekin, Tüfan Kaytmaz, Semih Kü ren, Ateş Selçuk, Haluk özsoydaş, Cumhur Tandoğan, Tacettin Uyanık, Ferit Kaygusuzer, Mehmet Yadız, Yekta Oktay, Can Odabaşı, Ömer İnanç.
Koregrafi Asistanı: Ceyhun özsoy Işık: Vedat Hızal
Kondüit: Saruhan Gazne, Oğuz Baydoğan Ankara Devlet Opera ve Balesi Korosu
Aykal için gözyaşı
«5
Opera B a le si koregrafi D uygu A ykal, dün A n ka ra ’ da acılı bir törenle to p rağa verildi. D uygu A y k a l’ ın eşi C u m h u rbaşkan lığı Senfoni O rkestrası şeflerinden G ûrer A ykal ile oğlu Em- r e ’ nin, ünlü koregrafın tabutu başın d a birbirle rine sarılarak saygı duruşunda bulunm alan ço k hazin bir görüntüydü. M a l tepe C a m is i’ ndeki cenaze töreninden ö n ce üç ç o c u k annesi Aykal için operada bir tören düzenlendi. Törende arkadaş ları duygularını dile getirdiler. M altepe C a m is i’ ndeki törene SH P lideri Erdal İnönü, S H P ’ li Deniz Baykal ve H ikm et Çe tin, eski D S P Genel B a şka n ı Rahşan Ecevit, Ç ankaya Bele diye B a şka n ı Erdoğan Y avuzlar, Y Ö K Başkanı İhsan Doğra macı ile İstanbul, İzmir ve Ankara'dan geniş bir sanatçı grubu katıldı. A y k a l’ ın n aaşı dün kılınan ce naze nam azından so n ra Cebeci Asri M ezariığı’ nda toprağa verildi. (Fotoğraflar: Rıza Ezer)
Hukukçular üçlü zirveden yana
‘Ek zam düzeni bozmaz’
ANKARA (AA ) — Ek zam için formül arayışları sürerken, hukukçu lar böyle bir uygulamanın toplusöz leşme düzenim bozmayacağım, taraf ların anlaşması durumunda işçi lehi ne değişikliklerin yapılabileceğini söylediler. Hukukçular, sorunun çö zümü için en uygun yolun “işçi- işveren-hükümet’’ üçlüsünün bir zir ve toplantısında bir araya gelmesi ol duğunu bildirdiler.
Bu nedenle, işveren (buna hükü met müdahale edemez) diyebilir. İş verenler, hükümet talimatıyla ek zatn yapmış görünmekten çekinebilirler.
işçi temsilcileri, hükümet (hadi ek zam yapın) dediğinde kendi iradele rinin zedeleneceğinden, tabanın, (siz nasıl serbest iradenizi yaralarsınız?) demesinden çekinmektedir. TUrk-İş de, serbest iradesinin zedelendiği gö rüntüsü yaratmak istemiyor. Bu ne denle (ben, kopardım aldım) havası içinde bunu yapmak zorundadır.
Hükümetin, haklı olarak, işçi ile işveren arasındaki bir konu olan top
lu iş sözleşmelerine el atması söz ko nusu değildir. Hükümetin tek başı na özel sektöre ya da sendikalara, (iş çilere şu kadar ek zam yapılsın) de mesi hukuki değildir.
Hukukçuların ek zam konusunda ki açıklamaları şöyle:
Prof. Dr. Kâmil Tiran (G.Ü. İkti sadi ve İdari Bilimler Fakültesi):
“Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası'nm 1 ve 2. maddelerinde top lu iş sözleşmesinin işçi ile işvereni il gilendirdiği belirtilmektedir.
Gerçekten işçinin sıkıntı içinde ol
duğu kabul ediliyorsa, toplu iş söz leşmesi hukukundaki serbest irade il kesini zedelemeden, işçi tabanını (İra demiz elimizden alınıyor mu?) endi şesine düşürmeden bir formül ara makta yarar vardır.
İşçi-işveren-devlet üçlüsünün bir araya gelerek meseleyi halletmesi mütr’tündür. Türkiye’de üçlü zirve uygulamalarının başlatılması gerekir.
Öte v-ııdan, hükümet ek zam ko nusuyla ilgilidir. Çünkü işçi ve işve
ren ilişkileri hükümeti ilgilendirir. Aynı zamanda devlet 700 bin kamu işçisinin işverenidir. ”
Prof. Dr. Kemal Oğuzman (I.Ü. Hukuk Fakültesi): “Ek zam, toplu iş sözleşmesi düzenini bozmaz. Ancak ek zam işçi sendikası ile işveren ara sında söz konusudur. Dolayısıyla, ba kanın işçi lehine ya da aleyhine, top lu iş sözleşmesi düzenine müdahale etme yetkisi yoktur. Bakanın rolü tavsiye niteliğinde olabilir.”
Prof. Dr. Sadun Aren: “Hüküme tin kamu sektöründe ücretlere zam yapılmasını kararlaştırmasının toplu iş sözleşmesine aykırı olacağını san mıyorum. Bunun ek zam yapmamak için gerekçe olarak gösterildiğini dü şünüyorum. İşçilerin lehine olan bir şey niçin toplu iş sözleşmesi düzeni ni bozstııı ki? Hükümet ek zam ver meyi politikasına uygun görüyorsa bunu yapar. Ayak sürümesinin nede ni böyle bir niyetinin olmamasından- dır.”
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi