• Sonuç bulunamadı

Halk Fırkası'ndan zaruri bir sual:Yabancı bir meb'us:Gospodin Agayif, nasıl olmuş da Kars'tan meb'us çıkarılmıştır?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Halk Fırkası'ndan zaruri bir sual:Yabancı bir meb'us:Gospodin Agayif, nasıl olmuş da Kars'tan meb'us çıkarılmıştır?"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Halk fırkasından zarurî bir sual

ancı

Gospodin A gayif, nasıl olmuş ta

“ Kars„tan meb’us çıkarılmıştır?

Elinize tesadüfen bir

kalp para geçse ne

yaparsımz?Derhal atar-

s v y f t _

siniz. Ya cemiyetinize

bir sahte adam girerse?

Memleketimizin garip te­ cellileri var: Hiç bizden ol-mıyan, ve, hatta aslı, nesli bilinmiyen kimseler Türkiyeye geLrler, burada adam ve bü­ yük adam olurlar. İtiraf ede­ lim ki bu, Türk cemiyetinin başlıca hatalarından biridir.

(2)

Sabîfe 7

Yabancı bir meb’us!

( Birinci sahifeden Mabat )

Bu husustaki noksanımız za­ man geçmekle düzelmez. Tec­ rübe bizi ıslah etmez.

Bakınız: İttihad ve terakki

cemiyetinin uğradığı hataya

Halk fırkası da uğradı.

H.

fırkasını murakabe için te­

şekkül eden Serbes Cum­

huriyet fırkası da ğuradı.

Demek ki hala yalnız bir

hükümet, bir cemiyet, bir

fırkanın değil, umumumu­

za ndur.

Şu fıkramızda Gospodin Ahmet Agayifi zem veya kadih edecek değiliz. Buna tenezzül etmeyiz. Dikkat edi­ niz ki bu adamın haysiyetine dokunacak bir tek kemlie sarfetmeyeceğiz. Edep daire­ sinde bu ecnebinin tercümei 1 Cinden pek az bahsedeceğiz.

Agayif bir AzerbaycanlIdır, mezhebi şiidir.

Rusya’da “ Zeynelâbidin Tekief,, isminde zengin bir ş i î n i n bendegânmdandı . Ondan para alır ve politika- | cıhk eder, gazete parçaları

çıkartırdı.

Meşhur Fransız müellifi Vic- tor Berard(Rusya ve çarlık) un­ vanlı bir kitabında, Fransız konsolosunun bir raporuna is­ tinaden, Agayif için diyor ki: “Bu adamı Çar hükümeti, er- menileri imha için tatarları onlar üzerine katliâma vasıta ittihaz etmişti.,, Yok! Bu ka­ darı doğru değildir. Konsolos yanlış görmüş ve devletine yan­

lış bildirmiş.

Müsyü Agayif meşrutiyetin ilânından bir yıl sonra mem­ leketinde barınamıyor. Türki- yeye misafereten geliyor. Ve, bazı gazetelerde bir (Rus Müs­ lüman) ve (Agayif) imzalariîe yazılar yazıyor. Maslûp Dok­ tor Nazıma çatarak İttihat ve Terakkiye giriyor, ve, o saye­ de, kanunen memlekette beş sene oturduktan sonra tabiiyeti ihraz etmesi lâzımken, meclisi vükelâ kararile Osmanlı olu­ yor. Bunlara hiç itiraz edile­ mez. İş yolunda gitmiştir.

Serian Agayif Afyon Kara- hisarmdan meb’us oluyor.

Bu da yanlış değil. Osmanlı olanın meb’us olmak ta hakkı­ dır. Türkçe bilmiyor diye­ mezsiniz: Çünkü Agayif şöyle böyle gayrifasih, Azerilere göre bile gayribeliğ bir Türk­ çe ile mütekellimdir.

Bunlara hiç itirazımız yok. Millet vekili Agayif, “Ter­ cümanı hakikat „ e başmuhar­ rir olup o esnada Almanları göklere çıkarıyor ve harbe muharrik oluyor.

Bu da doğru. Matbuat hürdür. Ondan sonra felâketler başlıyor. Osmanlı devleti bü­ yük harpte mağlûp oluyor. Rusya da münhezim. Kafkas- yada üç cümhuriyet teşekkül etti: Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan. Bu cümhuriyetler bolşevik değildi. Azerbaycan îstanbula bir sefir gönderdi. Ve bilâhara Türk cümhuriye-

'• i de Bakûya bir elçi izam

etti. Irk, mırk... Bunlardan sarfınazar, Azerbaycan Türki- yeye nisbetle bir yabancı devletti. Biz de ona göre öyle.

İşte Osmanlı tebaasından Agayif efendi, İstanbul bozu­ lup memleketi İstiklâl kes- bedince koşa koşa “Bakû„ ya gidiyor, mekamlâra nail olu­ yor. Hatta kendisini “Londra,, ya mümessil göndermek için İstanbula kadar sevkediyor- lar.

Demek ki Azerbaycan müs­ takil devletinde vazife kabul etmekle Müsyü Agayif Türk milliyetinden çıktı: O, artık ne mülga Osmanlı devletinin teba- asmdandır, ne de Türk milli devletinin vatandaşlarndan. Kanunlarımız sarihtir: Ecnebi bir devletin memuriyetini ka­ bul eden tabiiyetten sukut eder. Hele ecnebilik iddiasın­ da bulunan biri meb’usîuğa seçilemez.

Sorarız: H alk fırkası,

Gospodin Agayifi, tekrar ta­

biiyete girmeden rasıl t(Kars'*-

tan meb’us çıkarttı ve on­

dan evvel onu matbuat umum

müdürlüğü gibi bir mühim

işin başına nasıl getirdi?

Ona H ukuk mektebinde na­

sıl profesörlük verdirdi?

Eğer kanunlara tev.ikan Agayif tekrar tabiiyete geçti ise bu muamelelerin ve kararla­ rın tarihleri gösterilsin, isd- fayi kusur edelim.

Bir de acaba tabiiyete gi­ ren bir ecnebi, o tabiiyetten çıkarsa bir daha ikinci tabiiye­ tine rücu edebhir mi? Tabi.yet boyacı küpü mü? Halk fırka­ sının “Kars,, meb’usluğuna in­ tihap edilen müsyü Agayif o fırkaya da dirsek çevirdi ve Fethi Beyin merhum fırkasına girdi. Hangi fırkaya İtiraz edelim : Üç fırka da dolaba girmiş oluyor.

Asıl m illî izzeti neese

dokunan nokta bu ecnebi oğ­

lu ecnebinin, bu şiî oğlu

şiînin öz

türkleri hakir

görüp

türklüğü türklere

öğretmiş olduğu iddiasıdır.

Millet buna nasıl dayanı­ yor? Bilmeyiz. Bu Agayif ıs- tanbula ilk geldiği zaman Mahmutpaşa civarında açılan “Encümeni Saadeti iraniyan,, denilen bir yabancı cemiyeti­ nin reisi idi. İşte türklüğü türklere talim eden zatın türk­ lüğü...

Hafızalar paslanmış ise bu cihetleri âmmeye hatırlatalım.

Agayif efendinin kim ve ne olduğuna, hususî işlerine, ilmi­ ne ve ya koyu cehline, âdet­ lerine, ahlâkına dair bir keli­ me bile söylemiceğiz.

Çünkü bunlar noktai naza­ ra göre değişir. Yalnız reddi imkân dahilinde bulunmayan, tabiiyetimize girdiği, ondan çık­ tığı, ve, tekrar meb’us olduğa vakıalarını halka hatırlatacağız. Türk havarisinin vaktile acem reisi olduğunu da ihtar ede­ ceğiz.

Kabahat Azerbaycandan

buraya gelip bu tavur ve

vaz’ı alan bir adamda de­

ğildir. Haşa değildir. O,

meydanı serbest bulmuştur.

B iz asıl kabahati merhum

doktor Nazım ın iğfaline

kapılan İttihat ve terakkide,

sonra Halk fırkasında, en

sonra da tecrübelerden müste

fit olmak şanından olmayan

Serbest fırkanın lideri Fet­

hi Beyde görüyoruz.

Doktor Nazım darağacında hesabını verdi. Binaenaleyh İttihat ve terakkiden sualimiz yoktur. Lâkin bir yabancının İttihat ve terakkiyi dolaba sokması, ondan sonra gelen fırkalara aldanmak, iğfal edil­ mek hakkını verir mi?

Teferruata girişmiyor, zem ve kadihe tenezzül etmiyo­ ruz. Rivayetlere kulak asmı­ yoruz. Aşikâr vak’aları hatır­ latıyorum

İşte , .met Agayif Efendi budurî S. M.

Referanslar

Benzer Belgeler

► IFLA’nın düşünceyi ifade etme ve bilgilenme özgürlüğü konusunda son derece duyarlı olduğunu belirten Robert Wedgeworth, “Geleceğin bilgi toplumunda fikirlerin

Bu, ressamın ifadesidir Velas­ quez üzerine incelemeler yap­ mış, ünlü Fransız ressamı De­ lacroix ondan esinlenmiş, Vic­ tor Hugo Goya’dan yararlan­ mış,

25 yıl dizginlediği fotoğraf sanatçısı olma tutkusunu, emekli olduktan sonra dünyanın dört yanında açtığı sergilerle dindirmeye çalıştı.. SEYİT ALİ

Plâk şirketi sahiplerinin kaset sorununa belirli bir çözüm yolu getirmelerinden spnra, sanatçılar arasında kendi namına firma kuran isimler de artmaya

Anadolu'da kurulan Türk beylik ve devletleri, başlangıçta Büyük Selçuklu Devleti'nin bir unsuru olmalarına karşılık Sultan Melikşah'ın ölümünden sonra daha

Kompresyon sonucunda hem psödoanevrizma kesesinin, hem de boynunun tam olarak tromboze olduðu olgularda tedavi baþarýlý, maksimum 30 dakikalýk tedavi sonucunda hiç trombüs

Naile Çevik - Savaşlardan Sonra Çağdaş Sanattan Bize Kalan Duygu... Farklı dönemler farklı duygu ve düşünce eğilimine sahip top-

Behram Lütfi, hayata önce Türkçülükle başlayıp, ardından ve özellikle Milli Mücadele döneminde “sol”da aktif olarak rol alan, nihayette de Kemalizm’e kayan