• Sonuç bulunamadı

Bülbül, bostan ve kızılcık

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bülbül, bostan ve kızılcık"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2 9 NİSAN 1 9 9 9 PERŞEMBE

H u rrıye

Boğaziçi'nin asude semtlerinden biri olan Çubuklu’nun eskileri, geçmişi anlattı

Bülbül, bostan ve kızılcık

Boğaziçi'nin Anadolu

yakasındaki semtlerinden biri

Çubuklu. Paşabahçe ile

Kanlıca arasında yer alan

Çubuklu, bir zam anlar

m esire yerleri, bostanlan,

bülbülleri ve futbol sahalarıyla

ünlüydü. Çubuklu'nun

kızılcıkları da m eşhurmuş.

Oysa bugün Çubuklu'da ne

bülbül, ne kızılcık, ne de

bostan var. Deniz kıyısı ise

özel m ülkler tarafından

kuşatılmış durumda.

Tarihteki Çubuklu

İstanbul Ansiklopedisi, “Çubuklu" bölümünde, 17. yüzyılda yaşamış Ermeni yazar Eremya Çelebi Kömürciyan'a yer veriyor: "Çubuklu padişah bahçesidir. Buranın meyve ve sebze yetiştiren bostanına, bostancılar nezaret eder. (...) 18. Asrın başlarında İstanbul'un

namlı mesirelerindencü. Lale Devrinde Nevşehirli İbrahim Paşa’nın himmeti ile buraya büyük bir havuz ve güzel bir çeşme yapıldı ve mesireye Feyzabad adı verildi." Birinci Dünya Savaşindan az önce Şirketi Hayriye tarafından yayımlanmış "Boğaziçi” adlı eserde Çubuklu şöyle anlatılıyor: “Şirketi Hayriye'nin tesisinden önce Çubuklu'da yalılann bulunduğu yerler hep bostandı. Çubuklu'nun bülbülleri meşhurdu. İlkbaharda zevk ehli kayıklarla bülbül dinlem eye gelirlerdi. O bostantann yerine ilk yalılarını yaptıranlar Abdülm edd'in vezirlerinden Rifat Paşa, kızlan ve oğlu Rauf Paşa'dır. Vapur iskelesinin yanında Börekçi Haşan Bey'in Göztepe Suyu ve Maden Suyu isimleri ile meşhur sulan yardır. Haşan Bey Gazozu namı ile meşhur halk rağbetini kazanmış gazoz, Çubuklu'da bu sularla yapılır. Çakal Burnu vaktiyle Boğaz'ın müstahkem mevkilerindendi. ikinci Sultan Mahmud canı sıkıldığı zamanlarda buraya gelir, bendeganına taş sektirme oyunu oynatub eğlenirmiş.” Çubuklu adının nereden geldiğini, Evliya Çelebiden öğreniyoruz. “Beyazıdı Veli, Şehzadesi Selimi Evvel hazretlerini Trabzondan getirttiğinde kızıb burada sekiz çubuk vurm uştur ki sekiz sene hilafetine işarettir. Sonra nasihata ağaz ile: - Oğlum, al bu yediğin kuru çubuğu yere dik, sekiz sene kadar meyvasını yiyesin.” Şehzade Selim, söyleneni yapmış. Kızılcık çubuğu yeşermiş ve her tanesi “beş dirhem " gelmiş.

Çubuklulular, deniz kenarında oturup da denizi görem em ekten şikayetçi. Sahil özel m ülkler tarafından parsellenm iş. • Fotoğraf: Senih GÜRMEN

İlli llHUnııınmı

Ç

ubuklu sakinlerinden Halit Türkyaşar’ın çabasıyla, Çubuklu’nun geçmişine ve bugününe tanık olan yaşlılar biraraya geldi. Onlardan Çubuklu'nun geçmişini, bugününü dinledik. 75 yaşındaki Şakir Erken söze, "Eskiden hanımefendisiz, beyefendisiz konuşulmazdı" diye başlıyor. Yaşıtı Mehmet Karatop ise Çubuklu

Gazinosu'nu yad ediyor. "Hafız Burhan, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses şarla söylerdi. Bizim burası, sessizliğiyle de meşhurdu. Hafız Burhan'ı taa Beykoz bile dinlerdi."

Balıkçılar Demeği eski Başkanı Behiç Yüzer, babasının her akşam Safiye Ayla'yı karşıdan alıp, kürek çekerek getirdiğini anlatıyor.

Çubuklu'nun şimdi yok olan balıklarım yadediyor. Ta Silivri’den, Adalar'dan torik yakalamak için 2 bin sandal gelirmiş. İskelelerde zıplayarak yürünürmüş ki orkinoslara, kılıç balıklarına basılmasın. "Balığın merası Çubuklu'ydu. Alü kiloluk torikleri

beğenmezdik." diyor Yüzer ve devam ediyor: "Şimdi kurbağa kalmadı. Çubuklu deresi, kanalizasyon deresi oldu. Petrol Ofisi'nde yakıt tankerleri ve depolar yıkanıyor, kirli su doğru denize gidiyor." Yüzer, ağlarının ve sandallarının bu yüzden yağ içinde olduğunu, tek çözümün kanalizasyonun biyolojik arıtmayla denize akıtılması olduğunu söylüyor. Bir tehlikeye karşı

midyeseverleri uyarıyor. Çiçek Pasajı'nın tüm midyeleri Çubuklu'dan çıkanhyormuş. "Denizin filtresi midyedir. Bu kadar kirlenmiş denizin midyesi, ağır metallerle dolu. Midye yemeyin!"

Yok olan tarih

Nejat Özdemir, Çubuklu'nun en eski

manavlarından. Şimdi şekilsiz yapılarla dolmuş alanı işaret ediyor. 700 dönümlük arazide mevsimlik sebze yetiştirirmiş. Turfanda ve suni gübre, mevsimlik sebzenin sonu olmuş. Şimdi küçücük bir alanda kıvırcık, marul ve

maydanoz yetiştiriyor.

"Eskiden bu gördüğünüz yolun geçtiği yerler boydan boya incir ve cevizdi. Her gün dört motor dolusu sebze götürürdük hale." Özdemir'e göre sebzeciliği öldüren bir başka şey de derenin kuyulara sızan asitli suyu olmuş. Özdemir, denize barikat oluşturan yüksek duvarları gösteriyor. "Boğaz semtiyiz güya. Ailemle deniz kıyısında çay içemiyorum. Sahili elimizden aldılar." diyor.

Çubuklu’nun denizle ilişkisini kesen geniş bir alanı, "Ekşioğlu Vakfı" çevirmiş. Mehmet Karatop, Vakfın çevirdiği alanda bir zamanlar gayrı müslimlerin vapurla gelip piknik yaptıklarını hatırlıyor. "Şadırvanda sazendeler çalardı. O 400 yıllık çınarların altında büyüdük."

Özcan Öç, Şirketi

Hayriye'den (yani Şehir Hatları İşletmesi) emekli. 65 yıl önce evlerini yaptırdıklarında, yerleşim çok seyrekmiş. Her taraf yemyeşilmiş. Şirketi Hayriye, dedesine bir yıl ücretsiz paso vermiş. Nedenini

Ç ubuklu’nun en eski beş sakini bizim için biraraya gelip, geçm işten bugüne sem tin değişim ini konuştular.

Lale Devrinden bir çeşmenin kitabesi.

şöyle anlatıyor: "Boğaz'da ev yapımım, yaşamayı teşvik için."

Halit Türkyaşar,

Çubuklu'dan bir zamanlar çok sayıda milli futbolcu yetiştiğini söyleyip, isim isim sayıyor: Telli Hüseyin, Aydın, Fethi, Şirzat Dağa... Atatürk zamanında Bakanlar Kurulu kararıyla geniş bir yeşil alan, "Gençlere spor alanı" ilan edilmiş. "Şimdi saha da futbol da yok. Gençlerin oturup kaynaşacağı yer, bir çay bahçesi bile yok. Birbirlerine yabancılar." diyor.

Beykoz Vakfı Başkan Yardımcısı ve Çevre-Turizm Bölüm Başkam Adnan Hepgül, Çubuklu'nun Anadolu

Hisan'ndan Şile'ye kadar toprağı olan, İstanbul'un ikinci en büyük ilçesi olduğunu söylüyor. "Dolayısıyla imar sorunu en büyük ilçe. Hazine ve orman arazisi işgal edilmiş. En kısa zamanda

tapulandınlmalı ve çıkarılacak yeni imar projesine dahil edilmeli" diyor. Fabrikalar nedeniyle Çubuklu'nun çok göç aldığım da ekliyor.

Gülden AYDIN

Yazi ve

FoTocjRAflAiı: A lp UUqAy

SiRKECİ'NİN İKİ KAFADARI

Mevlüt ve Seracettin Sirkeci Garı yakınındaki park kenarında seyyar satıcılık yapıyorlar. Biri Niğdeli, diğeri Siirtli iki kafadar ilkokulu bitirdikten sonra hayat mücadelesine girişmişler. Mevlüt, Tahtakale'den aldığı pil, oyuncak cep telefonu, traş bıçağı gibi ıvır zıvırları tezgahına doldurmuş. Memleketteki ailesinden uzakta yaşamaya alışan Seracettin ise fıstık satıyor.

S O K A K P A N O R A M A

H

oca

rüstem

mekteb

İ

sokak

Cağaloğiu'nda gündüzleri otoparka dönüşen sokaklardan biri. Çevredeki işyerlerinde çalışanlar otopark yokluğundan dolayı 112 adımlık bu sokağı kullanıyorlar. Anadolu Moda

Tasarım ^

A

yasofya

cafe

Sultanahmet'te Adliye Sarayı önündeki parkta yer alıyor Ayasofya Cafe. Geniş bir alana yayılan bu çay bahçesinde sıcak ve soğuk meşrubatları yudumlayarak Sultanahmet'in havasını solumak için her tür insan geliyor. Turistlerin de rağbet ettikleri gözleniyor. Akşama vaktine dek masaların çoğu dolu. Güneşten veya yağmurdan korunmak için büyük şemsiyelerin altına sığınmak yeterli.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nota yayımı konusunda, ikinci büyük ad olan Udcu Şamlı Selim, önce Hacı Emin Efendi’nin kapak bi­ çimini de kullanarak 70 ka­ dar tek sesli

Lütfi Kırdar’ın Avrupa başkentlerindeki gezi parklanyla karşılaş­ tırdığı park bugün Hyatt Regency Ote- ll’nin arkasında yer alan, son bölümü otel

Öykü ve Şiiri, ’bir düşün­ ceyi, bir duyguyu en güçlü biçimi ile veren sanat” olarak tanımlayan Sabahattin Kud­ ret, ilk şiirlerinde yalnızlık, tedirginlik,

İnsan Mikrobiyom Projesi için ilk etapta insan vücudunda mikroorganizmalarca zengin olan beş farklı bölge hedef alındı; burun, ağız, deri, sindirim sistemi ve

Bir buçuk ay önce Kemal Sunal filmlerinin haklarım satın ahp piyasaya video kaset olarak sunduklarında bu kadar başardı bir satış grafiği ummadıklarım söylüyor

Türk güzel sanatları sergisini fevkalade bir şekilde tertib eden "Musée des Arts Décoratifs" in kütübhanelerini ve Türk - Fransız dostluğunu takviye

207 olguluk bir çal›flmada tümör en uzun boyutu 3 cm’den büyük olan olgularda tümör boyutu 3 cm’den küçük olan olgulara göre 5 y›ll›k sa¤kal›m anlaml› olarak

Bu sistemlerde antibiyotik duyarl›l›k sonuçlar› ticari olarak sat›lan mikrodilüsyon panellerinin optik olarak veya gözle de¤erlendirilmesi sonucu M‹K de- ¤eri olarak