• Sonuç bulunamadı

General Besim Ömer diyor ki:Genç kızlarımız, 18-20 yaş arasında mutlaka evlenmelidirler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "General Besim Ömer diyor ki:Genç kızlarımız, 18-20 yaş arasında mutlaka evlenmelidirler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

General Besim Ömer Diyor k i:

Genç Kızlarımız, 1 8 -2 0

Y a ş Arasında Mutlaka

Evlenmelidirler

E

n eski kadın ve çocuk dok­torumuz saylav general Besim Omerin hekimlik bakımın­ dan zengin hatıraları var. istibda­ dın en koyu zamanında, Abdülha- mit devrinde kadın hekimliği yap­ mak kolay mı?.

Doktor general Besim Ömer, beyaz bir ipek destesi halinde en­ sesine kadar uzanan dalgalı saçla­ rını elile düzelterek gülüyordu, ilerlemiş yaşma rağmen, yüzünde­ ki parlak zindelik karşısında, in­ san adeta, anlattıklarına inanma­

mak istiyor:

— Evet.. Elli sene oluyor, dedi.. Avrupada tahsilimi bitirmiş dön­

müştüm.

— Kaç yaşında idiniz, üstat?- Gözlerinin içi parladı:

— Yaşımı mı meydana çıkarma­ ğa çalışıyorsunuz?, işte, şöyle böy­ le 25 — 30 yaşında vardım.

Sonra, sanki başkalarının duy­ mamasını ister gibi, yavaş bir ses­ le:

Saylav ve General Besim Ömer

— Bu yaş bahsini yazmaymız, dedi...

Anlatmağa devam etti:

— Istanbula geldim. Muayene hanemi kurdum. Hastalarımı ka­ bul etmeğe başlamıştım. Tabiî kadın hastalarım da geliyordu. Za­ ten, daha ziyade kadın ve çocuk hastalıklarına bakıyordum. Kadı­ nı muayene etmek için ne yapar­ sınız?.. Muayene odasına alırsı­ nız, soyarsınız, bakarsınız.. Fakat, düşünün ki, bundan elli sene ev­ vel... Ben daha gencim.. O zaman memleketin hali malûm.. Etraftan benim bu işime müdahale edenler oldu. Dostlar, ahbaplar kulağıma bir şeyler fısıldıyorlardı. “El âle­ min kadınım, kızını odaya alıp tek başına nasıl muayene ediyor­ sun?.. Dedikodu uyandırır..,, di­ yorlardı. Bu halden âdeta ürktüm.. Bana yapılan halisane tavsiyeleri tutmak mecburiyetinde idim. Bir ebe kadın buldum, yanıma aldım. Hastalarımı muayene ederken, o da şahit sıfatile, odada bulunu­ yordu. Bu ebe hanım, o zamanlar 50 yaşlarında bir kadındı, iyi bir kadıncağıza benziyordu. Seviyei içtimaiyenin henüz çok geri oldu­ ğu o devirde, böyle bir ebe kadı­ nı muayenehanemde müşahit sı- fatile tutmaktan başka çare yok­ tu.

G

eneral Besim Ömer, eski

günleri hatırlıyarak, ba­ şını iki tarafa sallıyor ve gülüm­ süyordu. Ağır ağır anlatmağa de­ vam etti:

— Bir gün, ebe hanım hakkında ne işitsem, beğenirsiniz?. Meğer, bana gelen hastalara dermiş ki:

“— A, hanımlar, boyuna ne doktora geliyorsunuz.. Bir kere e- beleri dolaşınız.. Istanbulumuzda ebe mi yok?.. Her şey için dokto­ ra gelinir, soyunup muayene olu­ nur mu?.„

Bizim hastalar birer ikişer ayar­ tılınca, işin farkına vardım. Ma­ aş verdiğim, beslediğim bu ihti­ yar kadın bana bunu yapsın?. Çok kızdım...

— Sonra, ne yaptınız, üstat?.. — Ne yapacağım, bu ebe kadmı derhal kovdum.

Muhterem doktor, hatıralarım burada bitirmişti. Ona bazı sual­ ler sormak istiyordum.

— Üstat, dedim, 50 sene evvelki kadınlarla şimdiki kadınları sıh­ hat itibarile nasıl buluyorsunuz?.. — Eskiden bütün hastalıklar malûm değildi.. Kadın ölürdü, za­ vallının eceli erken geldi, denir­ di. Sonra, eski kadınlar şimdiki­ ler kadar hassas ve münevver de­ ğildi. Şimdi, en ufak ağrı, ıztırap kadınlan doktora koşturuyor, şim­ dikiler, vücutlerini daha iyi kon­ trol etmesini biliyorlar. Bu, has­ sasiyetten ileri gelir. Evvelce, çok mühim tehlike anmda doktora müracaat edilirdi.

— Şimdi kadmlan nasıl bulu­ yorsunuz?.

— Fena değil., güzel., vücutle- ri mütenasip.. Gittikçe daha gü­

zelleşecekler.. Yalnız bir kısmı­

nın boyları kısa oluyor.. Bunlar sıhhatlerine, yetişmelerine daha ziyade dikkat etmelidirler.

— Evvelce kadınlar daha mı gü­ zeldi?..

Kıymetli doktor, bir saniye dü­ şündü ve gülerek:

— Vallahi farkında değilim, de­ di. Çarşaf vardı, peçe vardı. Ki­ min ne olduğu belli olmazdı ki.. Eski kadıı-lar çok mahrumiyet içinde idiler. Evlerde kafes arka­ sında ömür çürütürlerdi. Ziyadan, havadan mahrumdular. Kadınla­ rımız, sıhhatlerini, güzelliklerini de Cümhuriyet devrinde kazan­ mışlardır. Açık hava ve güneş hep onlar için...

/

H

enüz bir kaç saat evvel An­

kara treninden inmiş olan üstadı, fazla yorduğumu bildiğim halde bir sual daha sormaktan ken­

dimi alamadım:

— Doktor, dedim, kızlarımız hangi yaşta evlenmelidir?..

General Besim Ömer, gözlükle­ rinin altından sabit bir bakışla bir müddet daldıktan sonra:

— Bu, bünye, sıhhat meselesi­ dir, dedi. Istanbulda 18, 19, 20 yaş iyidir. Bu yaşta olan kızlar derhal evlenmelidir. Eskiden erken evlen­ mek, kızlar için adeta bir fahr ve­ silesi olurdu. Kadınlar, sohbet e- derken: “ 12 yaşımda gelin oldum, köşe iskemlesine oturdum; 13 ya­ şımda ebe iskemlesine oturdum.,, diye övünürlerdi. Tabiî bu kadar erken evlenmek sıhhate mızırdır.

—• Şimdi de, bazan çok geç ev­ leniyorlar..

Muhterem doktor; koltuğunda doğruldu. Kulağıma fısıldar gibi:

— Şimdi erkek pahalı da onun için, dedi..

Referanslar

Benzer Belgeler

Faili meçhul bir cinayet için, vehmedilen fa­ illere karşı bir protesto söz konusu ise, onun da yeri, herhalde bir cenaze töreni değil, başka yer­ lerdir.. Gidenin kişiliğine

Ortada bir şayia var: «Me safeler»i satın alıyormuş, tabii sonra da bize satacak.İnsan Ticarelten mezun olur­ da ticaretin yolunu bilmez mi?. Havadan para kazanmak

Mustafa Takî, Nevevî’nin (ö.676/1277) mana yönüyle do ru kabul edip sened bakımından zayıf olarak de erlendirdi i, 64 bn Hacer’in (ö.852/1448) ise bütün

Sanatta, hendesede olduğu gibi isbat değil, telkin; hüküm değil, teb­ liğ; yübuset cağii yumuşaklık; hissiz­ lik değil, duygu; durguluk değil, tit­ reyiş ve

.Onlar İran Şâiri Enverî’nin dediği gibi kadirşinas insanların daima kalblerinde yaşarlar... Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

Yeni yönetim şöyle: Şeref Başkanı Rahim Koç, Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Başkan Vekilleri Suna Kıraç ve Temel Atay, Üyeler, Semahat Arsel, Sevgi Gönül,

Çalışmamızda olgu ve kontrol grupları tekrarlayan ÜSİ atakları açısından değerlendirildiğinde; olgu grubunda ista- tiksel olarak anlamlı bir şekilde tekrarlayan

Bu çalıĢma haziran ayında alınan ve 3500 ppm indol bütirik asit (IBA), temmuz ayında alınan ve 4000 ppm IBA uygulanan farklı kızılcık genotip ve çeĢitlerine