• Sonuç bulunamadı

Semra Özal haklı...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Semra Özal haklı..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TAKVİM ¡ERSON ÜÇLÜ KTAR ÜNER 9EN Temsilcilikler:

ANKARA: ORHAN TOKATLI

Tel: 419 14 00 (7 hat) Teleks: 42 349

İZMİR: NURETTİN TEKİNDOR

Tel: 191020Te!eks: 41 5514

ADANA: MUZAFFER BAL

Tel: 143640/41 Teleks: 62 762 Gü n e y d o ğ ua n a d o l u: ERTUĞRUL PİRİNÇÇİOĞLU

Diyarbakır, Tel: 18141 Teleks: 72 074 KARADENİZ: İSMAİL BAŞARAN

Samsun, Tel: 118175TelekB: 62003 ORTA ANADOLU: ŞEMSETTİN ÇETİNSÖZ

Kayseri, Tel: 12 66 00 -11 78 62 Fak: 11 79 95

vakit Güneş öğle İkindi Aksam Yata İmsak vasatı

IŞ IT M A K 1992ÇARŞAMBA

5.57 15.15 17.15 2042 2227 5.45 Hicri 1415 Muhamem 14 Rumi1408Temmuz 2

BUGÜNKÜ HAVA DURUMU Adana Ankara Diyarbakır Erzurum İstanbul İzmir Samsun 24.35“ a I7,29*pçb 16,37*a 10,26' ab 19,26* pby 23,33‘ a 17,26'y Paris Londra Frankfurt Roma Atina Amsterdam 20* pb Zürih 25“ a 26'ab 23* ab 24* ab 32* a 31*a

O LA Y LA R

M

SEMRA ÖZAL HAKLI...

İN S A N L A R

HASAN PULUR

^ AYIN Semra ö z a l’ın, gön- derdiği “açık mesaj”dan biz --- payımıza düşeni aldık, pe­ şin, peşin, tek kelimeyle cevap ve­ relim: Hajtlı...

Şöyle demiş Semra özal: “ Ben, Sait Halim Paşa Yaiısı’- nın Türk Kadınını Güçlendirme Vaktı’na devredilmesini istedim. Yalının ahşap bölümleri kurtlanı­ yordu. Onları tedavi ettik. Ama bize vermediler, istedik, diye basında yazılmadık bırakılmadı. Şimdi bakı­ yorum, Süleyman Bey’in bir yakını­ nın yalıda gece kulübü açılmasına İzin veriliyor ve kimsenin sesi çık­ mıyor.” (Hürriyet 12 Temmuz 1992- Politika - Ertuğrul Özkök)

„ günleri çok iyi hatırlıyoruz, yıl 1984, Sait Halim Paşa --- Köşkü’nün “ Başbakanlık Konutu” olarak kullanılacağı du­ yulmuş... Dört yıldan beri onarılan ve o tarihte 150 milyon lira gibi bü­ yük bir masrafa maiolan yalının adı “ Başbakanlık Konutu” olsa bile, nasıl kullanılacağı belli, çünkü o günler “ Semranım” ın neşeli gün­ leri...

29 Aralık 1984’te buna karşı çı­ kan bir yazı yazmışız, İsmet İnönü’­ den Adnan Menderes’e, Demirel’- den Ecevit’e, Nihat Erim’den Bü- lend Ulusu’ya kadar cümle başba­ kanları sıralayıp, “ Onlar niçin böy­ le bir yalı İstemediler?" diye sorup, cevabını da yine biz vermişiz:

“Allah Allah, onlar İstemedi di­ ye, Sayın öza l istemeyecek mİ? İs­ teselerdi! Koskoca Başbakan, An­ kara’dan İstanbul’a gelecek, gidip Yeniköy sırtlarında dağ, taş, tepe­ de bir apartman dairesine sığacak, hiç yakışır mı? Görenler biz! ayıp­ lar, şu millete bakın Başbakam’na başını sokacak bir yalı bile verme­ di, derler...”

Yazımızın yayınlandığı gün Be­ lediye Başkanı Dalan, bizi telefonla aramış, yazımıza “ Çok üzüldükle­ rini” söylemiş, biz de “ Hayrola, si­ ze ne, biz Sait Halim Paşa Yalısı, Belediye Başkam’nın konutu olu­ yor demedik kİ!” deyince, “ Şimdi Sayın Başbakanım sizinle görüşe­ cek!” diyerek telefonu ö z a l’a ver­ miş...

Bundan sonrasını 31 Aralık 1984 tarihli yazımızdan izleyelim; Özal, lafa şöyle başlamış:

“Sait Halim Paşa Yalısı, Başba­ kanlığa tahsis ediliyor ama, Başba­ kanlık konutu olmuyor?”

“ Peki ne oluyor Sayın Başbaka­ nım?"

“ Efendim olan şu... Bu yalının hali haraptı, içten içe çöküyordu, biz bunu aidık, onarttık. Yapmak is­ tediğimiz de şu: İstanbul’a geliyo­ rum, basın toplantısı yapacak yer bulamıyorum, orada burada basın toplantısı yapıyorum. Bundan son­ ra basın toplantılarını Sait Halim Paşa Yalıaı’nda yapacağım. Sonra Başbakanlığın davetlisi olarak ya­ bancı konuklar geliyor, onları İs­ tanbul’da otellerde ağırlıyoruz. Bundan sonra yalıda kalacaklar. Ayrıca ben İstanbul’a gelince, bir­ takım temaslarım ofuyor. Bazı kişi­ lerle, heyetlerle görüşmem gereki­ yor. Bunları evimde yapmama imkân yok, müsait değil. Bu gö­ rüşmelerimi orada yapacağım.”

“Yani siz, Sait Halim Paşa Ya- lısı’nda yatıp kalkmayacak mısı­ nız?”

“ Hayır efendim, hayır! Bakın, ben size bir şey söyleyeyim; biz, yalılarda, saraylarda yatıp kalkma­ ya alışık değiliz. Ben orada yatsam bile uyuyamam, u y k u tutmaz. Biz mütevazı insanlarız, evimizi her şeye tercih ederiz. Ama işleri ka­ rıştırmak İsteyenler var, bazıları yalının kumarhane olmasını isti­ yor...”

"Yani Sayın Başbakan, siz İs­ tanbul’a gelince, Sait Halim Paşa Yalısı’nda çalışacaksınız, görüş­ meler yapacaksınız, ayrıca resmi misafirlerinizi orada ağırlayacaksı­ nız... Ama siz ve aileniz yalıda yatıp kalkmayacaklar öyle mi?"

“ Evet, aynen öyle! Ben yalılar­ da filan yatamam, dedim ya, yat­ sam bile uyuyamam, uykum ka­ çar!”

Osmanlı İmparatorluğu’nun son sadrazamlarından Sşit Halim Paşa’nın yalısının o günkü hikâyesi budur işte...

Devamı 12. sayfada

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ankara Devlet Balesi, bu yıl Uluslararası İstanbul Festivali’- ne müziğini Bülent Tarcan’ın gerçekleştirdiği “Deli Dumrul” balesiyle katıldı.

Engravings on wood or ceramic, produced by the Anatolian Seljuks, formed the baste for Otto­ man works o f art created over the subsequent cen­ turies.. These

1950’- lcrin sonunda Almanca dil kurslarını başlatan, daha ileri yıllarda da Tiirk- Alman kültür işbirliği ko­ nusunda yoğun çalışmalar başlattı. Anhegger,

Bence etki altında kalmak kötü birşey değil (ama bu devamlı olmasın) ressam gayriihtiyari farkında olmadan özellikle öğ­ rencilik sıralarında hocasının

Amiral Don llugo de Moneada,, Hızır Bey bu teklif karşısında hiç tereddüt göstermiyor ve nıa:- yetile birlikte kaleyi son neferi, ne kadar müdafaa

Tez çalışmamızda çağımız teknolojisi haline gelen nesnelerin interneti teknolojisiyle asansör bakım firmaları için asansör kontrol kartı verilerinin uzaktan

Neither atropine sulfate and ramosetron nor theophylline pretreatment significantly changed the blood flow responses obtained from GLP–2 infusion.. Conclusion: These

Reel sektörü temsilen kişi başına gelir, istihdam ve inşaat değişkenlerinin kullanıldığı Model I’e ilişkin elde edilen etki tepki analizi bulgularına