• Sonuç bulunamadı

Özel bölüm:Orhan Veli (1914 - 14 Kasım 1950):Soruşturma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Özel bölüm:Orhan Veli (1914 - 14 Kasım 1950):Soruşturma"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TT.

ei& % î

SORUŞTURMA

— Bir seçki hazırlasanız Orhan Veli’nin hangi şiirle­ rini seçerdiniz? Neden?

Nahit Ulvi Akgün

Orhan Veli’nin “Montör Sabri”, “Bayram”, “Sol Elim”, “Şoförün Karısı” , “Kitabe-i Seng-i Mezar”, “Güzel Havalar”, “Ulusion”, “Söz”, “Sakal”, “Giderayak”, “Eskiler Alıyorum”, “Tahattur”, “Altın Dişlim” , “Şanolu Şiir”, “Zilli Şiir”, “Altındağ”, “Dalgacı Mahmut”, “Vatan İçin” , “Kuyruklu Şiir”, “Gelirli Şiir”, adlı şiirlerini seçerdim. Neden mi? Söyle­ yeyim: O şiirler, hor görülenin, itilenin kakılanın, sıradan rasgele birinin, büyük büyük ülküleri olmayanın, kenar mahalle güzelinin, kiilhanbeyin, sokaktaki adamın, hovardanın, sarhoşun, kapıcının, lağımcının, küçük me­ murun, silik insanların, kul olmayanın, esriğin, çocuğun dünyasını yansıtan süssüz, duru, söz oyunlarından arınmış, yalansız dolansız şiirler olduğu için. İlk kez Orhan Veli, bu kapıdan da, yukarda anlattığım insanların kapısından da şiire girilebileceğini gösterdiği için.

Talip Apaydın

Orhan Veli’nin-deyim yerinde ise- bir yıkıcı şiirleri vardır, bir de yapıcı şiirleri. Yıkıcı şiirleri daha çok ünlenmiş, üstünde daha çok durulmuştur. Çünkü bir işlevi yerine getirmiştir o şiirler. Eski şiir anlayışını sarsmış, çü­ rük yapıyı yıkmıştır. Onun için önceleri kendisi de, arkadaşları da “garip” diye adlandırılan yıkıcı nitelikte şeyler yazdılar.

Orhan Veli ve arkadaşları asıl ozanlıklarını kanıtlayan şiirlerini sonra­ dan yazdılar. Orhan Veli’nin -erken öldüğü için- bu cins şiirleri azdır. “Kar­ şı” adlı şiirini severim ben. Toplum olaylarına ozanca bir yorumla yaklaşır. Yoğun bir şiir yükü taşır. Ta o yıllardan beri hiç usanmadan okurum.

(2)

ÖZEL BÖLÜM: ORHAN VELİ 735

M. Başaran

Bir seçki hazırlasam, Orhan Veli’nin “Vazgeçemediğim”, “Galata Köp­ rüsü”, “Dalgacı Mahmut”, “Anlatamıyorum”, “Sizin İçin” , “Karşı”, “Se­ re Serpe”, “Vatan İçin” adlı şiirlerini seçerdim.

Fakir Baykurt

Hazırlanacak “seçki”de yer genişse çok şiir seçerdim Orhan Veli’den. Önce “Kitabe-i Seng-i Mezar” , “Eskiler Alıyorum” ile “Montör Sabri”yi alırdım, başlangıç çalışmalarım örneklediği için. “Giderayak”la “Tren Sesi”ni alırdım halkça söyleyişte, dilde üstün özellikler taşıdığı için. “Cımbızlı Şiir” , “Pireli Şiir”, “Kuyruklu Şiir”, “Vatan İçin”, “Karşı”, “Bedava”, “İstanbul Türküsü”, “Altındağ” şiirlerini alırdım. Bence bunlar Orhan Veli şiirini dö­ nem dönem en iyi örnekleyen şiirlerdir. La Fontaine çevirileriyle Nasrettin Hoca düzenlemelerinden de en az birer şiir almayı unutmazdım. Örneğin “Ambarda Kalan Gelincik”le, “Timur’un Filleri”n i . . .

İlhan Berk

“ Dalgacı Mahmut”, “Güzel Havalar”, “Galata Köprüsü”yle Orhan Veli birden kentsoylu esvaplarını atar, gömleğinin yakasını açar, sokağa çı­ kar, herkesler gibi konuşmaya, dolaşmaya başlar. Gerçi, “Dalgacı Mahmut”- ta avareliğini sürdürür ama, bir daha geriye dönüp bakmayacağı bir avare­ liktir bu. Sıcak, insancıl. Dili birden kitaplardan kurtulmuş, çarşıya inmiştir. Kahveler, dörtyol ağızları, kenar mahallelerdir yeri. İlk kez dünyaya geli­ yormuş gibi de şaşkınlık, hayranlık içindedir. Yeryüzü yeniden yazılmalıdır sanki. Güzel Havalar la da başlar buna. Bin yıldır gelip geçtiği sokaklar değişmiş» ya da birdenbire o sokakları görür olmuştur. Kendini, bir kendini çırılçıpl^ koymaya başlayıştır bu. Kitaplar uzakta kalmıştır. Bir yeryüzü kitabına çahşıyordur. Bir başına. Yeryüzünü ucundan da olsa tutmuştur. Daha tragedyası yazılmamış, daha tragedyasını yüklenmediği bir yeryüzü de

(3)

756 TÜRK DİLİ

olsa, bir yeryüzüdür bu: Dili bulunmuş, konumu saptanmış bir yeryüzü. Şimdiye değin seyirci olduğu bu dünyayla sanki hesaplaşmak istiyordur. O- nun için bütün bağlardan kopmak, kendini yeniden kurmak, yeniden var- etmek için çırpınır, “Galata Köprüsü”yle bu tamamlanır gibidir. Gerçi yine seyircidir, ama daha buruk, daha yıkık bir seyirci. Köprüye karışmak, köp­ rüyle birlikte dağılıp gitmek ister gibidir. Başıboşluğundan kurtulmuştur. Bir tragedya adamlığı tavrım takınır, bu tavrını hiç de bırakmayacaktır ar­ tık. Kentsoylu esvaplarından bütün bütün sıyrılmış, bir vatandaş urbası giy­ miştir: Kendi dokuduğu, kendi kestiği, kendi diktiği. Böylece “Dalgacı Mah­ mut”, “Güzel Havalar”, “Galata Köprüsü” yeryüzüne, o yavaş yavaş akan suların saydam parıltısının vurduğu yeryüzüne yazılır.

Bu üç şiirin saçtığı parıltıysa öyle kolay kolay bulanmayacakmış gibi gelir bana.

Hikmet Dizdaroğlu

Şiir konusunda en güç iş, bir ozandan “seçme” yapmaktır. Hangi şiir­ lerini, niçin yeğliyorsunuz öbürlerine? Bunun yanıtı kolay değildir. Sizin beğendiğiniz, ozanın kişiliğini daha iyi yansıttığını sandığınız şiirleri, başka­ ları seçkilerine almayabilirler.

Kimi ozanlar vardır ki,adları anılınca, belleklere yerleşmiş birkaç şiiri anımsamr. Bunları seçerseniz, genel bir beğeniye katılmış olursunuz, kimse de yadırgamaz. Orhan Veli’nin de, “Kitabe-i Seng-i Mezar”dan başlayarak, böyle birkaç şiirini anımsarız hep. Ancak, onları birbiri ardına sıralamakla gerçek bir seçim yaptığımızı sanmıyorum.

Orhan Veli, kendi deyişince, “boş lakırdı ile yetinmeyen” bir ozandı; “emeğe saygı gösteren” bir ozandı; “kolay okunan mısraın kolay yazılır bir şey olmadığını” bilenlerdendi. Bundan ötürü de şiirleri arasında bir ayırım yapma yoluna gitmek, insanın kolayca üstesinden gelemeyeceği bir iştir.

Ama, üç şiirini seçmek zorunda kalsaydım, değişik özellikleri noktala­ yan şu parçalan yeğlerdim:

“Değil” (Vazgeçemediğim) şiiri, derinden duyulan bir umarsızlığın özümlenmesidir. Şiirin, konuşma havasına yaslanarak, nasıl etkili olaca­ ğını vurgulayan bir örnektir.

Destan Gibi’nin “Yol Türküleri”, halk'şiiri geleneğinden yararlanarak

çağdaş şiire ulaşan yolun nerelerden ve nasıl geçtiğini göstermesi bakımın­ dan ilgi çekicidir.

(4)

ÖZEL BÖLÜM: ORHAN VELÎ 737

“Oaristys” (Bütün Şiirleri)'te, Dranas’m etkisi apaçık görülüyor. Ama, Orhan Veli, şiire başlayışının ilk evresinde, hangi basamakta olduğunu kanıt­ lar bu parça ile.

Salt bunlar mıdır Orhan Veli’yi simgeleyen parçalar? Değil. Daha gü­ zelleri, daha çarpıcı olanları vardır elbet. Nedir, bir “sınırlama” söz konusu olunca, eğiliminize ve beğeninize uygun düşenleri yeğlemek de sizin hakkınız­ dır, doğal olarak. Kaldı ki, Orhan Veli’nin şiirleri arasında bir “uçurum” bulunduğu da söylenemez.

Mehmet H. Doğan

Yapacağım seçmeler, her şeyden önce, hazırlayacağım antolojinin ama­ cına ve oylumuna (hacmine) bağlı olurdu. Türk şiirinin gelişim çizgisini be­ lirlemek amacını taşıyan geniş oylumlu bir antolojiye, Orhan Veli’nin Garip öncesi döneminden başlayıp son Yaprak dönemine kadar en belirgin örnek­ leri alırdım.

Örneğin, Hececilerle ilişkisini gösterecek “Oaristys” ve “Masal” şiir­ lerinden sonra, kendinden önceki şiir dilini bütünüyle yadsıyan, konuşma diline ve düzyazıya çok yakın, içeriğin basitleştiği, günlük yaşama indiği şiirler dönemini belirlemek için “Yokuş”,' “Montör Sabri”, “Karanfil” şiir­ lerini alırdım.

Daha sonra Garip ten başlayarak her kitaptan Orhan Veli şiirini, onda- ki gelişimi en iyi temsil edeceğini sandığım şu şiirleri seçerdim:

Garip: “Kitabe-i Seng-i Mezar 1”, “Illusion”, “Dedikodu”, “Karma­

karışık”.

Vazgeçemediğim: “İstanbul Türküsü”, “Değil”, “Eskiler Alıyorum”. Yenisi: “Kapalı Çarşı”, “Tahattur”, “Denizi Özleyenler İçin”, “Sere

Serpe”.

Karşı: “Galata Köprüsü”, “Karşı”, “Sizin İçin”, “Ayrılış”.

Son Şiirleri: “Kuyruklu Şiir”, “Cevap”, “Rahat”, “Aşk Resmigeçidi”. 7 ürk Şiirinden En Güzel Örnekler adlı bir antoloji hazırlamış olsaydım,

daha dar kapsamlı olacak olan bu antolojiye ise şu şiirlerini alırdım Orhan Veli’nin.

“Illusion”, “Tahattur”, “Dedikodu”, “İstanbul Türküsü”, “Kapalı Çarşı”, “Denizi Özleyenler İçin”, “Gün Olur”, “Galata Köprüsü”, “Karşı”, “Ayrılış”, “Dalga” .

(5)

738 TÜRK D t ü t

Metin Eloğlu

Sorunuzu yanıtlarken, öncelikle şuna değinmek gereğini duydum: Öl­ müş olsun, olmasın -kabaca bir deyimle- “defteri dürülmüş” bir sanatçının, hele hele önemi, değeri değişik açılardan, değişik kişilerce saptanmış; ülkesi­ nin şiirinde ilginç, olumlu bir döneme elebaşılık etmiş bir şairin yapıtlarını tek tek anmaktan, diyelim ORHAN VELİ KANIK’ı, o çokça sevdiğim “Masal”, “Buğday”, “Anlatamıyorum”, “Ayrılış”, “Dağbaşı” , “Söz” , “Güzel Havalar”, “Gün Olur” , “Dalgacı Mahmut” gibisine şiirlerini seçip tanımlayarak değerlendirmelerden yana değilim... Nedenini de şöyle özet­ leyeyim: Gayrı, söz konusu şairin tüm sanatsal verileri “güldeste”leşmiş- tir de!

Hasaıı Hüseyin

Bir seçki düzenlemeye kalksaydım, Orhan Veli’nin şu şiirlerini seçerdim: 1. Küme: “Oaristys”, “Mahallemizdeki Akşamlar İçin” (îlk Şiirleri). 2. Küme: “Yolculuk”, “Meyhane”, “Tereyağı” (îlk Şiirleri);

“Sol Elim” , “Kitabe-i Seng-i Mezar I”, “Kızılcık”, “Kaside” , “Söz” (Ga­

rip); “Eskiler Alıyorum” (Vazgeçemediğim); “Cımbızlı Şiir”, “Sere Serpe” (Yenisi); “Vatan İçin” (Karşı); “Rahat”, “Delikli Şiir” (Son Şiirler).

3. küme: “İntihar”, “Üstüne” (İlk şiirleri), “Güzel Havalar”, “Anla­ tamıyorum” (Garip), “İstanbul Türküsü” , “Değil”, “Giderayak” (Vazge­

çemediğim), “Denizi Özleyenler İçin” (Yenisi), “Gün Olur”, “Sizin İçin”

“Bir Duyma da Gör” (Karşı); “Birdenbire”, “Mâcera” (Son Şiirler). Bunları neden mi seçerdim?

1. kümedekiler, Orhan Veli’nin, hece ölçüsüyle yazdığı başarılı şiirler­ dir. Seçki okurlarının bunu bilmesi gerekir.

2. kümedekiler, Orhan Veli’yi Orhan Veli yapan şiirlerdir. Bunları ben, güreşten önceki “perdah”a benzetirim; dikkat çekmeye, ilgi toplamaya ya­ rar.

3. kümedekiler, bende Orhan Veli şiirinden kalanları örnekler. Orhan Veli’yi 2. kümedeki şiirleriyle tanımaya, sevmeye, anlamaya çalışmak yan­ lıştır; gerçek Orhan Veli, 3. kümedeki şiirlerdedir. Bunlar, 1. kümedeki şiir­ lerin soyundandır: Us, duygu ve lirizm vardır bunlarda. Orhan Veli,

(6)

ÖZEL BÖLÜM: ORHAN VELt 739

dikkatleri 2. kümedeki şiirleriyle çekmiş ve şiirini 3. kümedekilerle söy­ lemiştir.

Ceyhun Atuf Kansu

Bursa’dan Gemlik’e geçtiniz mi hiç? Ozana saygılı biri, belki bir bele­ diye başkanı -çok az bulunur böylesi- yol tam denize açılırken şu dizeleri dikmiş oraya: “Gemliğe doğru/Denizi göreceksin /Salcın şaşırma!” Garip’ in 1945 baskısının ilk şiiridir bu. Orhan Yeli’nin en sevdiğim şiiridir. Sakın şaşırma diyor ya, kendi güzel, ozansı şaşkınlığını Türkçenin yoğunluğuyle dile getiriyor. Bu şiirsiz bir Orhan Veli güldestesi, diyelim seçki yapıtı ola­ maz.

Böyle bir seçki yapıtına Orhan Veli’nin çocuksu, ozansı şaşkınlığını de- yimleyen şiirlerini seçerdim. Orhan Veli şiiri, cumhuriyetin yetiştirdiği ilk kuşağın, birdenbire yaşamayı, yaşamadaki sevinci ve üzüncii bulmasının şiiridir. Gerçekten, sevinç ve üzünç, bir inen bir kalkan çocuk oyunluğun­ da, Orhan Veli nin şiirlerinde iner, çıkar. Gemlik denizi karşısında duydu­ ğu o sevinç şaşkınlığı, Keşan’dan Korııdağı’na ve oradan yine birdenbire Saros körfezine baktığında bir üzünç türküsüne dönüşür. Güldesteye bu şiiri de, Yolculuk” şiirini de alırım, sevinçle üzünç arasında oynayan o ço­ cuksu, ozansı dengeyi yaşamak için: “Ne var ki yolculukta /Her sefer ağlatır beni’ diye başlayan o özlem şiirini. Yaşama orta yerde, bir ağırlık odağı gibi durur. Ölüm bir uçta, özlem bir uçtadır. Ölüme karşı o çocukça bakışı unutabilir miyim? “Yokuş” şiirini de alacağım Orhan Veli güldestesine: “Bizi evlerimize götürecek olan yol /Böyle yokuş değilse eğer / Ölüm hiç de fena bir şey değil . Bir güneşin, bir gölgenin gidip geldiği o cumhuriyet ço­ cukluğundan Güzel Havalar”ı alırım, sonra “lllusion”u seçerim. “Anlata­ mıyorum daki üzüncün ıhlamur kokulu havasını, Vazgeçemediğim (1945)’ deki beş şiirle çiçekler donatırım, bir çocuğun el çırpmasına benzer, dün ak­ şamki üzüncünü unutup: “Deli eder insanı bu dünya” derken. Özlemlerle yüklü, bir türlü kendine varamayan, gizli bir uyanışın içinde sevinç, açık bir uyuşmazlığın ortasında üzünç hep bir dengeyi, bir yaşama trapezini belgeler ozanın gidiş gelişlerini iyice gözler önüne seren şu şiirler: “Sakal”, “İstanbul Türküsü”, “Kapalı Çarşı”, “Sizin İçin”, “Dalgacı Mahmut” .

Değişimin orta yerinde, kendi şiirinin köprüsünden-Galata köprüsün­ den- Orhan Veli hem geçmişe, hem yarına bakar: Çocuksu şaşkınlığın oyun Türkçesiyle!

(7)

740 TÜRK DILI

Mehmed Kemal

Orhan Veli için bir seçki yapılsa ben, “İstanbul’u Dinliyorum”, “Yol­ culuk” , “Dalgacı Mahmut” şiirlerinin öncelikle alınmasını isterdim. Bu ör­ nekler onun şiir anlayışındaki titizliğini, kaygısını en çok yansıtanlarıdır. Şiire sadeliği getirmek isterken, vazgeçemediği öğelerin neler olduğu bunlar­ da görülür.

Orhan Veli, şiirimizde biçim olarak epeyce yeniliği denemiştir. Ancak, sınıfsal açıdan şiir olayına bakmada gecikmiştir. Bu gecikme, hem o günün koşullarından, hem de kendini buna hazırlamamasından doğmuştur. Arka­ daşları için de durum budur.

Orhan Veli, son zamanlarda, sınıf açısından bakmayı gözlemişti ama, ömrü yetmedi. Arkadaşları daha sonra daha cesaretli adımlar attılar.

Mehmet Salihoğlu

Sorunuzu, bir sayı ile sınırlamadığınız için, verilecek yanıt güçleşiyor. Bana sorarsanız, şiirimizi birdenbire çağdaşlaştıran, yeni, diri bir düzeye eriştiren bu şiir devrimcisinin her şiiri, diyesim, 1940’lardan sonra yazdığı her şiiri, bir seçkiye rahatça alınabilir. Ve onu temsil edebilir. Ama genel özelliklerinin benzerliğine karşın her birinin yine de bir özelliği, bir çarpı­ cılığı olan Orhan Veli şiirinden bir bölüğünü alıp da bir bölüğünü almamaya gönül kolay kolay katlanamaz. Ben bir seçki yapacak olsam hiç değilse ad­ larını aşağıda belirttiğim şu şiirlerini seçerdim Orhan Veli’nin:

“ Buğday” , “Açsam Rüzgârda” , “Dedikodu” , “Kitabe-i Seng-i Mezar” , “Sevdaya mı Tutuldum”, “Güzel Havalar”, “Anlatamıyorum”, “Söz”, “Gün Olur”, “Değil” , “Giderayak” , “Eskiler Alıyorum”, “Altın Dişlim” , “Bir İş Var” , “Cımbızlı Şiir” , “Denizi Özleyenler İçin”, “Kapalı Çarşı” , “Ölüme Yakın”, “Zilli Şiir”, “Sere Serpe”, “Dalgacı Mahmut”, “Altındağ”, “Sizin İçin”, “İstanbul’u Dinliyorum”, “Ayrılış”, “Nutuk” , “Deniz Kızı” , “Delikli Şiir” .

Bunları neden seçtiğime gelince:

Yukarda da belirtmeye çalıştığım gibi her şiiri bir atılım gücü taşıyan bu devrimci ozanımızın, şiirimize getirdiği aşağıdaki özelliklerin, yenilikle­ rin ya biri ya birkaçı birden, bu şiirlerde ayrı ayrı vardır. İlk iki şiir ise gele­ neksel şiirimize bağlanabilen ve Ahmet Muhip Dranas’la Batılı bir çeşniye bürünen yenileşme şiirimiz içinde yeri olabilecek başarılı şiirlerdir. Orhan

(8)

ÖZEL BÖLÜM: ORHAN VELÎ 741

Veli bu türde de daha birçok şiirler yazmıştır; ne var ki, onun asıl büyük yeri ondan sonra yazdıkları şiirlerle oluşmuş, birinci yeni denilen akımın ustaca örnekleri olarak şiirimizde yerlerini almıştır. Orhan Veli şiirinin başlıca özellikleri:

O, geleneksel ozansallığı yıkmıştır. Yaşamla burun buruna gelen yeni bir duyarlık getirmiştir. Yaldızı (sıfat, teşbih, istiare), ölçüyü, uyağı atmıştır. Eski deyişle, “vezinsiz, kafiyesiz” de şiir yazılabileceğini kanıtlamıştır. Sa­ lon beylerinin geçmediği dil sokaklarından, diyesim, halkın dilinden yeni bir şiir dili çıkarmıştır. Ama damıtılmış, belli bir düşünce özüne dayanan de­ ğişik bir şiir dili. Kısa bir çerçeve içinde (denilebilir ki), bireysel, toplumsal yaşam öyküleri yansıtmıştır şiirlerinde, Nükte, ince alay, güldürü, başlıca silahları olmuştur. Yalınlık, ama öldüresiye güçlüklerden geçen yalınlık, Orhan Veli şiirinin başlıca niteliklerindendir. Özlü, arı ve durudur onun dili. Ayrıntılardan, fazlalıklardan arınmıştır. Olağanlık içinde vurucu, çar­ pıcı, olağanüstü bir yalınlıktır o. Herkesin kolayca söyleyebileceği sanısını uyandıran özgün bir ustalık işi. Orhan Veli şiiri duygusalı, duygu sömürgen­ liğini şiirinden kovmuştur; ama duyguludur, duyarlıklıdır. Eskiyi, köhne- mişi yıkmıştır; ama yeni insandan, yeni gelecekten sesler, ışıklar verir. Ku­ rulu düzenin yol açtığı eşitsizlikleri, haksızlıkları açıkça alaya alır. Bunun yanında doğa sevgisi, insan, özgürlük, barış sevgisi çağıl çağıldır şiirinde. Orhan Veli’den seçmek güçtür dedim. Hiç bir şiiri, kendisini dışarı bıraktır­ mak istemez. Özelliği, güzelliği, değişikliği bol olan bir ozandır O. Kimse yerini tutamaz.

Şahap Sıtkı

Bütün şiirlerini seçerdim derim. İlle birkaç şiirinin adını anmak gerekir­ se, eh ne yapalım, “Illusion” , “Harbe Giden”, “Güzel Havalar” , “Anlata- mıyorum” u . . . yeğ tutarım.

Berin Taşan

Orhan Veli için bir güldeste hazırlasam en başa,

Deli eder insanı bu dünya Bu gece, bu yıldızlar, bu koku Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.

(9)

742 TÜRK DİLİ

şiirini koyardım. Gürül, gürül, insanı sarsan, allak bullak eden bir şiir. Baş­ tan aşağı yaşama sevinci, coşku. Bir de şu dizeler:

Çiçekler gürültüyle açar

Gürültüyle çıkar duman topraktan.

Ardından “İstanbul’u Dinliyorum” . O zaman 19 yaşımdaydım, aradan ge­ çen 28 yıl sonra yine aynı coşkuyla okuyorum. Yine okurken “bir ay doğu­ yor” içimden. Fıstıkları, çamları aralayarak. Birde herhalde 1936-1938 yıl­ ları arasında yazıldığı için olacak hiç bir seçicinin kitabına almadığı: “Ne hoş güzel Tanrım, ne hoş /Maviliklere sefer etmek /Bir sahilden çözülüp gitmek /Düşünceler gibi başı boş” dizeleriyle başlayan “Açsam Rüzgârda” . Burada hemen şunu belirtmek isterim. Seçicilerin çoğunda bir şartlanma var gibi geliyor bana. Şu düzenleyici şu şiiri aldığına göre, demek o şiirde bir iş var, ben de alayım gibi. Halbuki o şiirde bir iş yok. Yukarıya aldığım şiirler beni ilk okuduğum gün gibi sarıyor, alıp götürüyor. Ama bir “Kita- be-i Seng-i Mezar”ı, “Cımbızlı Şiir”i, “Ciğercinin Kedisi”ni aynı şekilde okuyabiliyor muyıım? Orhan Veli’nin edebiyatımızdaki yerini belirtirken bu üç şiiri mutlaka alırdım. Çünkü 1945 yılında Hiroşima’ya atom bombası atıldığı zaman, Türkiye’nin bir kesiminde yaşayan bir kısım insanın hâlâ na­ sıl yaşadığını, ne ile uğraştığını anlatmak için “Cımbızlı Şiir”den güzeli ola­ maz. 1950’den sonra yurdun çeşitli yerlerinde kasıtlı olarak yangınlar çı­ kartıp sonra bunun vebalini solculara yıkarak yaratılan baskıyı anlatmak için ciğercinin kedisinden sokak kedisine verilen “Cevap”ı yazmadan geç­ mezdim. Ama bu şiirleri Orhan Yeli için düzenlediğim bir güldesteye almaz­ dım. Başka hangi şiirleri alırdım? “Tahattur”, “Masal”, “Rubai”, “Gider­ ayak”, “Birdenbire” , “Değil”, “Anlatamıyorum”, “İstanbul Türküsü”,

“Karşı” , “Gün Olur” .

%

Turgut Uyar

“Sakal”, “Karmakarışık”, “Yolculuk” şiirlerini seçerdim Orhan Veli’ nin.

Neden mi ? Belki o zaman genç bir şair olarak içimdeki birtakım duy­ guları kıpırdattıklarından, belki gerçekten iyi şiirler oluşlarından, belki anı değeri taşıdıklarından. Kendime de açıklayamadığım nedenlerden ötürü seviyorum diyebilirim kısaca.

(10)

ÖZEL BÖLÜM: ORHAN VEI.İ 743

Ayrıca, bu üç şiirin Orhan Veli’nin şiir dünyasını, insan kişiliğini çok iyi yansıttığına inanıyorum.

Muzaffer Uyguner

Bir seçki hazırlasaydım, Orhan Veli’nin hangi şiirlerini seçerdim? Var­ lık Yayınevi’nin “Türk Klasikleri” dizisinde yayımlanan Orhan Veli Kanık adlı küçük kitabımıza onun şiirlerinden bazılarını seçmiştim. Soruda, şiir sayısı sınırlanmadığı için soruyu yanıtlamak bu bakımdan hem kolay, hem de zor.

Orhan Veli'ııin şiir yaşamında bazı dönemler var. Bu nedenle, her şey­ den önce, bu dönemlerde yazdığı şiirlerden örnekler verilmesi gerekir. Aksi halde, Orhan Veli’nin şiirinin her yönünü görebilmek olanağı yoktur.

Orhan Veli, şiire, o günlerdeki şiirin havası içinde girmiştir. Bu dönem­ de yazdıkları hiç de yabana atılacak şiirler değildir o çağ için. Orhan Veli, bir Fiirk ve İslâm olarak, büyüklerinden dinlediklerinin etkisi altındadır o günlerde ve bu etkilerin izleri görülür şiirlerinde. Bu etkiyi ve çocukluk anılarını damıtıp koyduğu bazı şiirleri seçmek gerekir. Bu nedenle “Oaris- tys”, “Ebabil ve “Eldorado”yu almakta yarar görürüm. Orhan Veli, yeni bir döneme başlar ve bu dönem, süregelen şiirimize bir tepkidir. Bu şiir an­ layışında bütün süsler, simgeler, imgeler atılmış ve şiir yalın bir söyleyişe yönelmiştir. Halk söyleyişine dönük, halkın belirli bir tabakasındaki in­ sanları şiire sokma eğilimi genişlik kazanır. “Montör Sabri”, “Fena Çocuk” “Ağaç”, “Kuş ve Bulut”, “Robenson”, “Rüya”, “Bayram” , “Şoförün Karısı” bu amaçla seçilmelidir. Bu dönemde, kendi kişisel dertlerini şiirleş­ tirdiği “Gemilerim”, “Güzel Günler” yanında “Anlatamıyorum” ile “Deli Eder İnsanı” adlı şiirler de unutulmamalıdır.

Orhan Veli, bir ara halk şiirinin havasından yararlanmak yoluna gir­ miştir. Bu dönemi yansıtmak üzere “İstanbul Türküsü”nü seçer ve Destan

Gibi adlı kitabından da uygun bir bölümü aktarırdım. “Denizi Özleyenler

İçin” de bu anlayış içinde değerlendirilmelidir sanırım. “İstanbul’u Dinli­ yorum” ile “Galata Köprüsü” de burada düşünülmelidir. Orhan Veli’nin toplumsal şiir anlayışına dönük olarak yazdıkları arasından ise “Kapalı Çarşı” , “Zilli Şiir”, “Altındağ”, “Kuyruklu Şiir” ile “Cevap” alacağım şiir­ ler arasındadır.

Bütün bunlara ek olarak da “Sere Serpe”, “Sizin İçin”, “Karşı”, “Dal­ gacı Mahmut”, “Bedava , “Vatan İçin” ve “Birdenbire” vazgeçemeyece­ ğim şiirler arasındadır.

(11)

744 TÜRK DİLİ

Orhan Veli’nin başarılı çevirileri de olmuştur. Ben, yukarıda andığım kitabıma bunlardan da örnekler koymuştum. Sanırım, onlardan da seçmeler düşünülmek gerekir.

Nevzat Üstün

Bir seçki hazırlamak gerçekten zor bir iş. Benim için üç kuralı var bu işin, a) Tarih açısından soruna bakmak, b) Şairin halk katından benimsen­ miş şiirlerini göz önünde bulundurmak, c) Özel beğeni hakkımı kullanmak.

Ne var ki, her zaman aynı sonuçlara ulaşmak güçtür. Sizin sevdiğiniz bir şiir halk katından benimsenmemiş olur. Halkın üstüne bastığı bir şiiri de siz önemsemeye bilirsiniz.

Orhan Veli için de geçerlidir bütün bunlar. Bütün sakıncalarına karşın, bir “seçki” hazırlasaydun Orhan Veli’den şu şiirleri alırdım.

“Masal”, “Yokuş”, “Oktay’a Mektuplar”, “Çok Şükür”, “Sol Elim”, “Kitabe-i Seng-i Mezar”, “Ne Kadar Güzel”, “Anlatamıyorum” , “İstan­ bul Türküsü”, “Tahattur”, “ Bir İş Var”, “Kapalı Çarşı” , “Sere Serpe”, “Sucunun Türküsü”, “Gün Olur”, “İstanbul’u Dinliyorum”, “Hürriyete Doğru”, “Karşı” , “Vatan İçin”, “Birdenbire” .

Orhan Veli salt duyguların şairidir. Toplumsal sorunların en somutu bile Orhan Veli’de salt duygudan geçer. Yukarıda adlarım yazdığım şiirler, azaltılabilir de çoğaltılabilir de, bu “seçki”de O’na ayrılmış olan shyfa sayı­ sına bağlıdır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hem mimar hem ressam olan sanatçının Ayasofya minaresinden yaptığı ilginç bir resimde, sur önünde yer alan bu kutu gibi evler, bütün tat­ lılığı ile

Saydam ’ın başbakanlığı bittikten sonra da sık sık hatırlanan ve çoğu zaman geçerliliğini kaybetmeyen bu sözün sahibi Refik Saydam, 19 M ayıs 1919’da

C’est ainsi qu’en dernier lieu, des écrits parus dans la revue «Time» écrits d’après lesquels « une partie des Orthodoxes fut anéantie dans la Turquie

Olgu Sunumu: Eagle Sendromu (Uzamış Stiloid Çıkıntı Çıkıntı Çıkıntı Çıkıntı)))) Case Report: Eagle’s Syndrome (Elongated Styloid

Serbest kemik greftleri de plağa ek- lenebilir veya plak revaskülarize kemik greftleri için bir temel olarak kullanılabilir (5).. Biz de ol- gumuza titanyum mesh ve kondil

Cumhurbaşkanı Sayın SÜLEYMAN DEMİREL, Başbakan Sayın BÜLENT ECEVİT, CHP Genel Başkanı Sayın ALTAN ÖYMEN, ANAP Genel Başkanı Sayın MESUT YILMAZ,. DYP Genel Başkanı

Hatapakki ve Gülhane (2 015), bu çalışmalarında C tipi 100 ton çalışma yüküne sahip hidrolik presin yapısal dayanım davranışını öğrenmek için sonlu elemanlar analizi

Aşık Veysel’in kültür çiçeği dedi­ ği Ruhi Su, başta Pir Sultan, halkın sesini, ezil­ mişliğini, direnişini, özlemini duyuran tüm ozanlarla özleşiyor,