Folklorun Sınır Tanımazlığı
ve
Müzik
ve
Oyun
Folklorum uz Hakkında
Türker EROGLU
Folkloru siyasî sınırlar içinde ele al m anın hatalı old u ğ a bilinmektedir. Türklerin yeryüzünde geniş b ir coğ ra fy a y a yayıldıkları ve farklı siyasî sınırlarda bulundukları g ö z önüne alınırsa konunun haklılığı ortaya çı kacaktır.
C oğrafî yapının kültür üzerinde ki tesirini kabûl etm ek gerekir. Bu te sir aynı kökten İde olsa kültürlerin özelleşmesine yardım eder. Ancak, ay nı kökten gelen insanların genel bir kültür çatısı altında toplandıklarını h içbir zam an gözardı etm emek gere kir.
Bu konuyu Türkiye açısından düşü nürsek; Türkiye sınırlan içinde yaşa
yan in sa n la n n aynı kökten oldukları, genel b ir Türk kültürüne sahip ol- du klan gerçeğin den hareketle illere g öre fsiyasi) vey a bölgelere göre (coğra fî) kesin çizgilerle folklorik ay rım yapm anın zor olduğunu rahat lıkla söyleyebiliriz,
A n a d olu ’ya yerleşmiş bulunan çe şitli b o y ve aşiretlerden yoğun olarak belli b ir b ölgede bulunanlar varsa da, değişik bölgelerde yaşayan aynı boy ve aşiretten insanlar d a vardır.
G ü n eydoğu Toroslarda yaşayan ba zı Türkm en aşiretlerinin kültür y a pılarıyla Balıkesir, Bursa ve Çanak k a le’de yaşayan Türkm en aşiretleri nin kültür yapılarının birçok benzer
yönlerinin bulunması (aynı kökten olm aları sebebiyle) son derece tabiî dir.
Bu sebeple, özellikle m üzik ve oyun folklorunu siyasî sınırlarla sı nırlam anın bu kültür unsurlarının kolunu - bacağını kesmek olacağını söylem ek m ümkündür. Ancak, m aale sef günüm üzde bu hataya sık sık dü- şülmekte; meselâ oyunlarım ız illere göre (Erzurum Halk Oyunları - Sivas Halk Oyunları gibi) anılmaktadır.
Biz de b ir «Sinsin» oyunu vardır ki, Edrem it’ten V a n ’a kadar birçok bölgem izde oynanmaktadır. Temirağa, Delilo ve Tam zara gib i birçok oyunu p ekçok ilim izde görm ek m ümkündür. Şimdi bu oyunları hangi ilim ize m al edebiliriz? A yn ı problem i diğer kül tür unsurlarında da görm ek m üm kündür. Ancak, folk loru n popüler dal larından olan m üzik ve oyu n konu sunda bu husus daha dikkat çekici dir.
O halde ne yapm ak gerekir, M ü zik v e oyu n folk loru nu neye g ö re ele alm am ız gerekir?
Bize göre öncelikle yurdum uzda yaşayan Türklerin iskân yerlerini iyi tespit edip ona göre b ir incelem e yap mak, on a göre b ir tasnif yapm ak da h a yerinde olacaktır.
Şu d a bir gerçek ki Türkiye’nin h er ili m üzik ve oyun folkloru bakı m ından aynı zenginliğe sahip değil dir. Y urdum uzun çeşitli bölgelerinde yaptığım ız folk lor saha araştırmala rı bu n eticeyi açık b ir şekilde ver miştir. Bu konuyu dikkatle ele aldı ğım ız zam an, bazı bölgelerin merkez özelliği taşıdığı, diğer bölgelerin ise bu m erkezi yerlerin tesiri altında bu
lunduğunu gördük. Meselâ m üzik ve oyun folk loru bakım ından oldukça zengin olan Elazığ (H arput)'m çevre sinde bulunan Tunceli, Bingöl, Erzin can, M alatya ve D iyarbakır illerini etkilediği görülmektedir.
K on u yu Türkiye çapında ele aldı ğım ız zam an Trabzon, Van, Şanlıur fa, Gaziantep, Sivas, Kayseri, Konya, A ntalya gib i illerim izin birer kültür m erkezi özelliği gösterdiklerini ve çevre illeri etkilediklerini görm ekte yiz.
S özün ü ettiğim iz illerde oy n a nan oyunların, söylenen türkülerin aynı v e y a benzer olanlarının çevre illerde d e oynam akta ve söylenmekte olduğunu; bu illerin çevre illere n a zaran d a h a zengin bir oyu n ve m ü zik folk loru n a sahip bulunduklarını görüyoruz.
S öz konusu illere baktığım ız za m an çevrelerindeki illere ticarî, ek o nom ik ve siyasî yönden m erkezlik ya p tıklarını; a y n c a bu illerde yaşayan insanların b oy - aşiret veya sülâle bağlarının olduğunu görürüz. Tabii bu konu m isâlleriyle detaylandırıldığı za man dah a iyi anlaşılacaktır.
Y uk arıda sözünü ettiğim iz illere «Kültür M erkezleri» dersek bu m er kezlerin hinterlandında y er alan il lerin k ü ltü r yapılarını birlikte ele al m ak gerekecektir.
N etice olarak şunları söyleyebili riz; folk loru n sınır tanım azlığı ilkesi göz önüne alınmak suretiyle yapıla cak olan folk lo r araştırmaları, bizle- r i daha sağlam neticelere götü recek tir. Bu sebeple folklorcuların bu k o nuyu g özd en uzak tutm amaları g e rekm ektedir.