• Sonuç bulunamadı

ALANYA BAŞ SÜSLEMELERİ VE GİYİM ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILARAK TURİSTİK BEBEK ÜZERİNDE SİMGELEŞTİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ALANYA BAŞ SÜSLEMELERİ VE GİYİM ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILARAK TURİSTİK BEBEK ÜZERİNDE SİMGELEŞTİRİLMESİ"

Copied!
270
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DEKORATİF ÜRÜNLER EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

ALANYA BAŞ SÜSLEMELERİ VE GİYİM ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILARAK TURİSTİK BEBEK ÜZERİNDE SİMGELEŞTİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Zühra AVCI

Ankara Şubat, 2010

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DEKORATİF ÜRÜNLER EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

ALANYA BAŞ SÜSLEMELERİ VE GİYİM ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILARAK TURİSTİK BEBEK ÜZERİNDE SİMGELEŞTİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Zühra AVCI

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Lale ÖZDER

Ankara Şubat, 2010

(3)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Zühra Avcı’ya ait “Alanya Baş süslemeleri ve Giyim Özelliklerinin Araştırılarak Turistik Bebek Üzerinde Simgeleştirilmesi” adlı çalışma, jürimiz tarafından Dekoratif Ürünler Ana Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Başkan: Üye: Üye: Üye: Üye: Üye: Üye:

(4)

i ÖNSÖZ

Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dekoratif Ürünler Eğitimi Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tez çalışması olarak hazırlanan bu araştırma, Alanya Yöresi baş süslemeleri ve giyim özelliklerinin araştırılıp Alanya ya özgü bir Alanya bebeği ortaya çıkarmak. Yöre ekonomisine ve turizme katkı sağlaması amacıyla yapılmıştır.

Araştırma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; problem açıklanmış, araştırmanın amacı, önemi, varsayımları, sınırlılıkları ve tanımlar belirtilmiştir. İkinci bölümde; kuramsal çerçeve ve ilgili yayınlara üçüncü bölümde; yöntem, evren, örneklem, veri toplama araçları ve çözümleme yöntemlerine, dördüncü bölümde; bulgu ve yorumlara, bilgi formlarına beşinci bölümde; sonuç ve önerilere yer verilmiştir.

Araştırmanın her aşamasında değerli görüş ve katkılarını esirgemeyen sayın hocam Yrd. Doç. Dr. Lale ÖZDER,e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Bilgi formlarının oluşturulmasında yardımını esirgemeyen Sevgili Alanyalılara Alanya Müze çalışanlarına, Avşar Folklor Evi sahiplerine, Antalya Halk Eğitim Merkezi görevlilerine ve sevgili Başpınarlı’lara teşekkürlerimi bir borç bilirim.

Bana iş imkanı sağlayarak okulumu tamamlamamda desteğini esirgemeyen Türk Traktör ve Ziraat Makineleri A.Ş. Genel Müdürü Sayın Hakkı AKKAN’A çalışmalarım süresince bilgiye ulaşmamda yardımlarını esirgemeyen Antalya Milletvekili Sayın Sadık BADAK’A ve danışmanı Sayın Mustafa İPEK’E tezimin yürütülmesi sırasında manevi desteğini esirgemeyen Sayın Erol ARTAR’A sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmalarım esnasında beni yalnız bırakmayan sevgili babaannem, dedem ve her aşamada sabırla desteğini esirgemeyen Mustafa KALAYCI’YA sevgi ve saygılarımla...

Ankara Zühra AVCI 2010 Şubat

(5)

ii ÖZET

ALANYA BAŞ SÜSLEMELERİ VE GİYİM ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILARAK TURİSTİK BEBEK ÜZERİNDE SİMGELEŞTİRİLMESİ

Araştırmada, Alanya baş süslemeleri ve giyim kuşamının malzeme, teknik, desen, renk, boyut ve kullanım özelikleri araştırılarak elde edilen bulguların Alanya’ya özgü bir folklorik bebek üzerinde simgeleştirilmesi amaçlanmıştır.

Araştırmanın evrenini Alanya, Alanya Müze’si, Avşar Folklor Evi, Antalya Halk Eğitim Merkezi ve Başpınar Köyü ve Alanya’da folklorik bebek satıcısı 30 kişi oluşturmaktadır. Alanya, Alanya Müze’si, Avşar Folklor Evi, Antalya Halk Eğitim Merkezi ve Başpınar Köyü’nde bulunan Alanya baş süslemeleri ve giyim özelliklerini yansıtan örnekler örneklem olarak seçilmiştir.

Verilerin toplanmasında Alanya’daki folklorik bebek satıcısı 30 kişiye uygulanan 4 seçenekli görüşme formu ve ulaşılan örneklere ilişkin 96 adet bilgi formu kullanılmıştır. Görüşme formuna verilen cevaplar tablolara aktarılmış, folklorik bebek satan bireylerin demografik özellikleri, satılmakta olan folklorik bebeklerin Alanya’yı tanıtmadaki yeterlilik dereceleri, satılmakta olan folklorik bebeklerin temin şekli, satılmakta olan folklorik bebeklere gösterilen ilgi dereceleri, satılmakta olan folklorik bebeklerin ve gelirlerinin yeterliliği ve satılmakta olan folklorik bebeklerin tanıtımının ve turizme katkısının yeterliliği verilen cevapların yüzdeleri alınarak yorumlanmıştır. Alanya, Alanya Müzesi, Avşar Folklor Evi, Antalya Halk Eğitim Merkezi ve Başpınar Köyü’nde Alanya Baş süslemeleri ve giyim kuşam özelliklerini yansıtan örnekler, Alanya’da satılmakta olan folklorik bebekler, Başpınar Köyü’nde yapılmakta olan folklorik bebekler ve Alanya baş süslemeleri ve giyim özelliklerinin araştırılması sonucunda ortaya çıkan bulgulardan yola çıkılarak yapılan Alanya bebeği örnekleri 96 adet bilgi formunda açıklanmıştır.

Araştırmadan elde edilen bulgular şunlardır; Folklorik bebek satan bireylerin çoğunluğunu bayanlar oluşturmaktadır. Fakat folklorik bebek satan erkek bireylerin sayısı da bayanların sayısına yakındır. Folklorik bebek satan bireylerin çoğunluğunu

(6)

iii

orta yaşa yakın yetişkin bireyler oluşturmaktadır. Folklorik bebek satan bireylerin eğitim durumları genellikle lise düzeyindedir. Alanya’da satılmakta olan folklorik bebeklerin Alanya giysi çeşitliliğini, Alanya baş süslemelerini ve Alanya takılarını yansıtmadıkları saptanmış, Alanya’daki folklorik bebek satıcılarının Alanya’yı yansıtan bir folklorik bebeği satmakta çok istekli oldukları gözlenmiştir. Görüşme de Alanya’da satılmakta olan bebeklerin tüccarlar tarafından şehir dışından getirildiği öğrenilmiştir. Alanya’ da satılmakta olan bebekler insanları koleksiyonculuğa yeterli derecede yönlendirmediği, yerli ve yabancı turistlerin folklorik bebeklere olan ilgilerinin yeterli olduğu ve folklorik bebek satıcısı bireylerin herhangi bir kurum veya kuruluş tarafından desteklenmedikleri saptanmıştır. Alanya’da bir ayda satılmakta olan folklorik bebek sayısının ve bir ayda kazanılan gelirin yeterli olduğu öğrenilmiştir. Alanya’da satılmakta olan folklorik bebeklerin tanıtılması ve turizme katkısının yeterli sayılabileceği ve Alanya’yı yansıtacak bir folklorik bebek yapılırsa Alanya’daki folklorik bebek satıcılarının bu bebeğe ilgi gösterecekleri tanıtılması ve satılması konusunda yeterli derecede katkıda bulunacakları saptanmıştır.

Alanya, giysi çeşitliliği, baş süslemeleri ve giyim özellikleri bakımından zengin bir kültüre sahiptir. Alanya baş süslemeleri ve giyim özellikleri incelendiğinde kadın kıyafetinde baş süslemesinin fes tepelik ve tülbentten, giyimin gömlek, şalvar, üçetek, kuşak, cepken ve önlükten oluştuğu, erkek kıyafetinde baş süslemesinin üzeri siyah kumaşla bağlanmış festen, giyimin gömlek şalvar, kuşak ve ceketten oluştuğu görülmüştür. Alanya baş süslemelerinde geleneksel motiflerle süslenmiş gümüş tepelik, keçeden yapılmış altın ve gümüş paralarla süslenmiş fes, alınlık ve yanak döğenler vardır. Fesin üzerine pullu yazma bağlanmaktadır. Alanya üçetekleri genelde çiçek motifli veya çizgili kumaştan yapılmıştır. Kumaş çeşitleri arasında ipek ve kutnu kumaş yoğunluktadır. Üçeteklerin yanları bele kadar açık ve kenarları girintili çıkıntılıdır.

Araştırma bulgularına dayalı olarak Alanya Halk Eğitim Merkezi’nin yöresel baş süslemeleri ve giyim özellikleri ile ilgili kapsamlı bir araştırma yürütmesi, Alanya Halk Eğitim Merkezi’nde Folklorik bebek yapımı ile ilgili kursların açılıp yayınlaştırılması, yurt içi ve yurt dışı tanıtım ve pazarlama olanaklarının artırılarak turizme kazandırılmasıyla kalkınmaya ekonomik katkıda bulunulması ve konuyla ilgili daha geniş araştırmaların yapılmasına yönelik önerilere yer verilmektedir.

(7)

iv ABSTRACT

RESEARCH OF HEAD EMBELLISHMENTS AND CLOTHES PROPERTIES IN ALANYA AND SYMBOLIZATION OF THEM ON TOURISTIC DOLLS

In the study, per Alanya decorations and clothing material, technique, pattern, color, size and use of the findings of the study characteristics peculiar to Alanya is intended to enhance an icon on the folkloric dolls.

Research universe Alanya, Alanya Museum, Avşar Folklore House, Antalya and Alanya in the Public Education Center and Mills Village constitutes of 30 people folklore dolls vendor. Alanya, Alanya Museum, Avşar Folklore House, Antalya Public Education Center and Mills Village located at the decorations and wear properties of Alanya, which reflects the per-sample was selected as examples.

Collecting data in Alanya 30 people folklore dolls vendor application form and call the 4 options reached 96 for examples of information form was used. Negotiations to form the answers given in the table have been transferred, folk dolls that sell individuals' demographic characteristics, sold the folkloric babies Alanya promote proficiency in the rankings, being sold as folkloric dolls availability of shape, sold as folkloric babies interest shown in degrees, being sold as folk dolls and income adequacy and sold as babies and tourism contribution to the folklore of the adequacy of the presentation given by taking percentages of the responses are interpreted. Alanya, Alanya Museum, Avşar Folklore House, Antalya Public Education Center and Mills in the village of Alanya and decorate top with clothing that reflects the properties of samples, which are being sold in Alanya folkloric dolls, Mills is being done in the village folk dolls and ornaments and clothing per Alanya properties arising as a result of the investigation findings will be set out 96 examples of the information in the form of Alanya baby is explained.

Obtained from the research findings are as follows; folkloric dolls that sell women constitute the majority of individuals. But the number of males in folkloric dolls sold is close to the number of women. The majority of the individuals selling folk dolls adult individuals who constitute close to having the middle. Educational status of the

(8)

v

individuals selling folk dolls are usually high school level. Is being sold in Alanya, Alanya clothing variety of folkloric dolls, ornamentation and per Alanya Alanya jewelry reflect pegged, Alanya in Alanya vendors reflecting a folkloric folkloric baby doll eyes that they were eager to sell. Negotiations which are being sold as babies in Alanya by merchants brought from the countryside has been learned. Alanya is also sold babies to people collecting sufficient directions, local and foreign tourists interested in folklore of babies are adequate and folkloric dolls individual vendor or organization of any institution supported by been identified. In Alanya, which is being sold in one month and one month the number of folkloric dolls that know enough of the revenue was earned. Alanya is being sold in folkloric babies contribution to tourism promotion and may be considered sufficient and Alanya reflect a folkloric folkloric dolls are made in Alanya baby dolls vendors interested in this promotion and will be sold in sufficiently identified will contribute.

Alanya, clothing variety, head ornaments and clothing has a culture rich in features. Alanya head ornaments and clothing features women's clothing was examined in the decoration of the fez head and cheesecloth from the hills, dress shirt, baggy trousers, üçetek, belt, short jacket and apron is made up of men's clothing starts at the top of the ornament with black cloth tied festen, clothing shalwar shirt, belt and jackets were to occur. Silver ornaments adorned with traditional motifs in Alanya per hilly, felt is made of gold and silver coins adorned with fes, pediments, and has cheek döğenler. Fes is connected to write on the scales. Usually flower or stripe pattern üçetekleri Alanya is made. Between types of fabrics, silk and fabric density is kutnu fabrics. Open sides and edges of waist-high Üçeteklerin is intricate.

Research findings based on Public Education Alanya local head of the Center for decorations and clothing features a comprehensive and execute research, Alanya Public Education Center, folkloric doll making courses related to open and enhance publications, domestic and overseas promotion and marketing by increasing opportunities to tourism, contribute to economic development and relevant to the wider proposals for research to be done are included.

(9)

vi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ... i ÖZET ...ii ABSTRACT... iv İÇİNDEKİLER ... vi

TABLOLAR LİSTESİ ...viii

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ... ix 1. GİRİŞ ... 1 1.1 Problem... 1 1.2 Araştırmanın Amacı... 4 1.3 Araştırmanın Önemi ... 5 1.4 Varsayımlar... 5 1.5 Araştırmanın Sınırlılıkları... 6 1.6 Tanımlar... 6

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR... 12

2.1 Kuramsal Çerçeve... 12

2.1.1 Alanya’nın Tarihçesi... 12

2.1.2 Alanya’nın Coğrafî Konumu ... 14

2.1.3 Geleneksel Baş Süslemeleri ve Baş Süslemesini Tamamlayan Giyim-Kuşam Özellikleri ... 14

2.1.4 Alanya Bölgesinde Yaşamış Olan Yerleşik ve Konar Göçer (Yörük) lerde Yaşam Biçimi, Yaşam Biçiminin Baş Süslemeleri, Giyim Kuşam ve Süslenmeye Etkisi ... 17

2.1.5 Sanat Nedir?... 19

2.1.5.1 El Sanatları Nedir?... 19

2.1.6 Folklorik Bebeğin Önemi ... 21

2.1.7 Folklorik Bebeğin Tarihsel Gelişimi ... 22

2.1.8 Geleneksel Giyim Kültürümüz ve Folklorik Bebek ... 26

2.1.9 Folklorik Yapma Bebeğin Turizme ve Ekonomiye Etkisi... 28

2.1.10 Yapma Bebek Koleksiyonculuğu ve Müzeleri ... 32

2.1.11 Yapma Bebeğin Kullanım Alanları ... 35

2.1.12 Folklorik Bebek Yapımında Kullanılan Araç ve Gereçler ... 36

(10)

vii

2.1.12.2 Folklorik Bebekte Kullanılan Gereçler... 37

2.1.13 Yapma Bebek Çeşitleri ... 37

2.2 İlgili Araştırmalar ... 38 3. YÖNTEM ... 40 3.1 Araştırmanın Modeli... 40 3.2 Evren ve Örneklem ... 40 3.3 Verilerin Toplanması ... 40 3.4 Verilerin analizi ... 41 4. BULGULAR VE YORUMLAR ... 42

4.1. Görüşme Formundan Elde Edilen Bulgular ve Yorumlar ... 42

4.1.1. Folklorik Bebek Satan Kişilerin Demografik Özellikleri Nelerdir?... 42

4.1.2. Satılmakta Olan Folklorik Bebekler Alanya’yı ne derece tanıtmakta ve yansıtmaktadır? ... 43

4.1.3. Satılmakta Olan Folklorik Bebekler Nasıl Temin Edilmektedir?... 45

4.1.4. Satılmakta Olan Folklorik Bebeklere Gösterilen İlgi Ne Derece Yeterlidir? ... 45

4.1.5. Satılmakta Olan Folklorik Bebekler ve Gelirleri Ne Derece Yeterlidir?... 47

4.1.6. Satmakta Olduğunuz Bebeklerin Yurtiçi ve Yurtdışındaki Tanıtımı ve Turizme Katkısı ne Derece Yeterlidir? ... 48

4.2. Bilgi Formundan Elde Edilen Bulgular ve Yorumlar... 49

4.2.1. Bilgi Formları ... 50 5. SONUÇ VE ÖNERİLER... 240 5.1. Sonuç ... 240 5.2. Öneriler ... 243 KAYNAKÇA... 245 KAYNAK KİŞİLER ... 250 EKLER ... 251

EK-1 GÖRÜŞME FORMU ... 251

EK-2: MÜZEDEKİ ÖRNEKLER İÇİN HAZIRLANAN BİLGİ FORMU ... 253

EK-3: BÖLGEDEKİ ÖRNEKLER İÇİN HAZIRLANAN BİLGİ FORMU ... 254

EK-4: BÖLGEDE SATILMAKTA VE YAPILMAKTA OLAN BEBEKLER İÇİN HAZIRLANAN BİLGİ FORMU ... 255

EK-5: ARAŞTIRMA SONUCUNDA YAPILAN ALANYA BEBEĞİ İÇİN HAZIRLANAN BİLGİ FORMU ... 256

(11)

viii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Cinsiyet, Yaş ve Öğrenim Düzeyleri Dağılımları ... 42 Tablo 2. Satılan Folklorik Bebeklerin Alanya’yı Tanıtmadaki Yeterlilik Dereceleri .... 44 Tablo 3. Folklorik Bebeklerin Temin Şekli ... 45 Tablo 4. Satılmakta Olan Folklorik Bebeklere Gösterilen İlgi Dereceleri ... 46 Tablo 5. Satılmakta Olan Folklorik Bebeklerin ve Gelirlerin Yeterliliği ... 47 Tablo 6. Satılmakta Olan Folklorik Bebeklerin Tanıtımının ve Turizme Katkısının

(12)

ix

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ

Fotoğraf No

1. Alanya kadın Kıyafeti... 51

2. Başlık ... 53 3. Tepelik ... 55 4. Tepelik ... 56 5. Alınlık ... 57 6. Alınlık ... 58 7. Alınlık ... 59 8. Alınlık ... 60 9. Alınlık ... 61 10. İpek gömlek ... 62 11. Yelek... 64 12. Gömlek... 66 13. İşlemeli gömlek... 67 14. Gömlek... 69 15. Gelin gömleği ... 71

16. İşlemeli kadın gömleği... 73

17. Kadın entarisi... 75

18. Elbise ... 77

19. Entari... 79

20. Yerli dokuma entari ... 81

21. Gelin yeleği... 83

22. Gelin şalvarı... 84

23. Gelin elbisesi... 86

24. Üçetek, şalvar takım ... 87

25. Üçetek, entari ... 89 26. Üçetek, entari ... 91 27. Bindallı... 93 28. Üçetek, entari ... 95 29. Don... 97 30. Bindallı... 98 31. Cepken ... 100

(13)

x 32. Efe yeleği ... 101 33. Başlık ... 102 34. Başlık ... 104 35. Alanya kıyafeti... 106 36. Önlük ... 108 37. Kemer... 110

38. Alanya erkek kıyafeti... 112

39. Alanya erkek kıyafeti... 114

40. İşlemeli gömlek... 116

41. İşlemeli, yakalı gömlek... 118

42. İşlemeli elbise ... 120 43. Üçetek ... 122 44. Kadın ceket ... 124 45. Erkek ceket ... 126 46. Kadın ceket ... 128 47. Kadın ceket ... 130 48. Kadın ceket ... 132 49. Kadın şalvar ... 134 50. Kadın şalvar ... 136 51. Önlük ... 138 52. Yelek... 140 53. Cepken ... 142 54. Çorap... 144 55. Çorap... 146

56. Boyun takısı ve önlük ipi ... 148

57. Şemse, şakak... 150

58. Kadın ve erkek kıyafeti... 152

59. Kadın kıyafeti ... 154 60. Başlık ... 156 61. Altınlı fes ... 158 62. Alyazma ... 160 63. Pullu şifon ... 162 64. Pullu şifon ... 164 65. Pullu şifon ... 166 66. Göynek... 168

(14)

xi 67. Üçetek ... 170 68. Üçetek ... 172 69. Üçetek ... 174 70. Üçetek ... 176 71. Üçetek ... 178 72. Üçetek ... 180 73. Üçetek ... 182 74. Şalvar ... 184 75. Cepken ... 186 76. Önlük ... 188 77. Bel kuşağı ... 190 78. Kuşak ... 192 79. Çorap... 194 80. Erkek kıyafeti... 196 81. Fes... 198 82. Cepken ... 200 83. Şalvar ... 202 84. Kuşak ... 204 85. Yün çorap... 206 86. Çarık... 208 87. Çarık... 210 88. Yan karanfili ... 212

89. Alanya’da satılan bebek... 214

90. Bebek ... 216

91. Bebek ... 218

92. Bebek ... 220

93. Bebek ... 222

94. Bebek ... 224

95. Başpınar’da yapılan bebek... 226

96. Başpınar’da yapılan bebek... 228

97. Başpınar’da yapılan bebek... 230

98. Başpınar’da yapılan bebek... 232

99. Alanya kadın ve erkek bebeği... 234

100. Alanya kadın bebeği ... 236

(15)

1. GİRİŞ

Bu bölümde araştırmaya konu olan problem durumu açıklanmış, araştırmanın amacı, önemi verilmiş, sayıtlılar, sınırlılıklar belirtilmiş, araştırmayla ilişkili temel kavramlar ve kısaltmaların anlamları açıklanmıştır.

1.1 Problem

İnsan eğitimsiz yaşayamaz. Yaşamını sürdürmek için insanın doğuştan getirdiği hemen hiçbir davranışı yoktur. Emme, solunum tutunma gibi birkaç tepkisinin dışında insan hemen her davranışını öğrenmek zorundadır. Davranışların çoğunluğunun başkalarından öğrenilmesi ise ömür boyu sürer. Böylece insan yaşam boyu eğitim sürecinin içinde bulunur (Başaran, 1984, s. 1)

Bir toplumun üyelerinin toplumsal beklentiler doğrultusunda ve toplumsal kalkınmayı sağlayacak bir biçimde yetiştirilmesi;bireyin yaşamını daha iyi koşullarda sürdürmesi ve toplumsal yapı içerisinde üzerine düşen görev ve sorumluluğu en etkin biçimde yerine getirmesi öncelikle bireye bu konuda verilecek eğitime bağlıdır ( Celep, 2003, s. 1)

Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir (Öztürk, 2007, s. 3)

Eğitim, en genel anlamıyla, insanları belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir (Fidan, 1987, s. 5)

Eğitim çabalarının genel amacı, kuşkusuz yetişmekte olan çocukların ve gençlerin, topluma sağlıklı ve verimli bir şekilde uyum yapmalarına yardım etmektedir. Bu uyumun gerçekleştirilmesi için, ideal olarak, bireylerin istidat ve yetenekleri, eğitim yolu ile en son sınıra kadar geliştirilir (Varış, 1998, s. 1)

Sanat düşüncelerin, amaçların, duyguların, durumların ya da olayların, beceri ve düş gücü kullanılarak anlatılmasına ya da başkalarına iletilmesine yönelik yaratıcı insan etkinliğidir (Alpaslan, 2003, s. 1)

(16)

El sanatları, insanoğlu var olduğundan beri tabiat şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, örtünmek ve korunmak amacı ile ilk örneklerini vermiştir. Daha sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişimler gösteren el sanatları, ortaya çıktığı toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtır hale gelerek “geleneksel” vasfı kazanmıştır (Meydan Larousse, cilt 6, s. 183)

Geleneksel Türk el sanatları, bir ulusun, bir toplumun geçmişten günümüze yaşamışlığının bir değerler birikimidir. Oluşmuş, olgunlaşmış kültürünün donatılmış bir yansımasıdır. Estetik anlayışının aynasıdır (Taşdemir, 2009, s. 4)

Kültür, Atalardan gelen ve kavimleri birbirinden ayıran maddi ve manevi değerler bütünüdür. Medeniyetler milletler arasıdır ve kültürlerden doğar. Kültür ise millîdir. Dil, din, giyim-kuşam, çeşitli örf ve adetler, davranış biçimleri, güzel sanatlar, el sanatları, inançlar hepsi ayrı ayrı birer millî kültür konularıdır (Kırzıoğlu, 1994, s. 1)

Gelenek, günümüze gelebilenlerden oluşur. Gelenek, yaşamakta olandır, canlı olandır. Çağımıza ulaşmamış olanlar gelenek sözcüğünün kapsamına girmezler. Geleneğin kökü geçmişin neresinde ve nitelikleri ne olursa olsun, en belli başlı niteliği çağdaş oluşudur (Bektaş, 1997, s. 129)

El sanatları, gerek kültürel gerekse ekonomik açıdan büyük önem taşımaktadır. Kültürel açıdan önemi tarihimizi, gelenek ve göreneklerimizi özel yaşantılarımızı yansıtmasından yani ulusal kimliğimizi ortaya koymasından ileri gelmektedir. Ekonomik açıdan önemi ise yurdun her köşesinde pek çok kişinin geçim kaynağı olmasından kaynaklanmaktadır (Bilgin, 1997:115 (a)).

Turizm hem kültürel hem ekonomik açıdan gelişimde önemli bir köprüdür. Ülkemiz Turizm açısından zengin potansiyele sahiptir. Alanya’da bu zenginliğin içerisinde önemli yere sahip bir yöredir.

Alanya kuzeyinde Toros Dağları, Güneyinde Akdeniz’in bulunduğu küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Antik çağda Pamfilya ve Klikya arasındaki çizgide yer aldığı için bazen Pamfilya bazen de Klikya olarak anılmıştır (Büyük Ansiklopedi, cilt:1 sayfa:272).

(17)

Alanya’nın ilk iskânı ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Araştırmalara göre bölgenin tarihinin Paleolitik (M. Ö. 20-17) dönemine kadar uzandığını göstermektedir. Alanya’nın ilk kez ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu henüz bilinmemektedir. Kentin bilinen en eski adı Korakesium dur. Bizans döneminde ise Kalanoros ismi verilmiştir. 13. yy. da Anadolu Selçuklu Hükümdarlarından 1. Alaaddin Keykubat’ın (1200-1237) kaleyi alması ile şehrin ismi Alaiye olarak değiştirilmiştir. 1935 yılında kenti ziyaret eden Atatürk ise Alanya adını vermiştir (Alanya il Yıllığı, s:87).

Alanya, Tarsus ile birlikte 1571 yılında Kıbrıs eyaletine bağlanmış, 1864 yılında ise Konya vilayetinin sancağı olmuştur. 1868 yılında Antalya’ya bağlanmış, 1871 yılında bu ilin ilçesi olmuştur (Yetkin, 2000, s:5)

Günümüzde Alanya ve çevresinde özellikle yayla köylerinde konar göçer yaşamın izlerine rastlanmaktadır (www. alanya. bel. tr).

Bölgede yeni yerleşmiş Sarıkeçili Yörüklerinin yanı sıra Karakoyunlu, Karakeçili, Yeniosmanlı, Eskiyörük, Honamlı, Tongüçlü, Hayta Çatalyörük, aşiretlerinin iskan etmiş olmasından kaynaklı etkin bir Yörük kültürüyle karşılaşılır. Yani Alanya, Yörük yaşamının ve iskânının yoğun olduğu bir yerdir. Bölgede yüzlerce yıl kültürel kimliklerini geliştiren Yörükler yazın yaylada kışın da sahilde sürdürdükleri konar göçer yaşamın etkisiyle çok fazla iç içe girmiş bir kültürel yapı gösterir (www. alanya. bel. tr).

Bölgede yaşayan kişilerin yaşam şekilleri Baş süslemelerini ve giyim özelliklerini, baş süslemeleri ve giyim özellikleri de yaşam şekillerini etkilemiştir. Bu iki koşul birbiriyle doğrudan ilişkilidir.

Baş süslemeleri ve giyim özellikleri, ülkemizin birçok yöresinde oldukça renkli ve zengin süslemeler ile kullanılmıştır. Baş süslemeleri içten dışa sıralandığında; terlik, fes süslemeleri, (tepelik, alınlık, yanak döğen, dulukçalık), çekiler, örtüler vb. en az beş parçadan, giyim ise içten dışa sıralandığında; göynek, bağırtlak, üçetek, yelek, ceket, kuşak, şalvar, önlük vb. en az yedi ile on parçadan oluşmaktadır. Turizm açısından önemli olan, gelenek ve göreneklerimizi, kültürümüzü yansıtan Baş süslemeleri ve giyim özellikleri ülkemizin her yöresinde olduğu gibi günlük yaşam şartları içerisinde

(18)

kullanılması mümkün olmadığı için Alanya’da da Folklor kıyafetlerinde yaşatılmaktadır.

Folklor bir kültür yansımasıdır. Baş süslemeleri ve giyim özellikleri de turistik olarak farklı şekillerde yaşatılabilir. Bunlardan biriside folklorik bebekledir. Alanya’da turistik amaçlı satılmakta olan bebekler incelendiğinde Alanya’nın geleneksel kültürünü yansıtmadıkları görülüştür.

Bu çalışmada; Alanya yöresinde geleneksel baş süslemeleri ve giyim kuşam ile ilgili malzeme, teknik, desen, renk, boyut, kullanım özelliklerinin araştırılarak turistik bebek üzerinde simgeleştirilmesi; bölgeye ekonomik ve turistik açıdan katkısı incelenmiştir.

-Alanya bölgesinin tarihi ve kültürel yapısının, yaşam biçiminin baş süslemeleri, giyim kuşam ve süslenme üzerindeki etkileri nelerdir?

-Baş süslemelerinde malzeme, teknik, renk, boyut özellikleri nelerdir?

-Baş süslemesini tamamlayan giysilerin malzeme, teknik, renk, boyut özellikleri nelerdir?

-Alanya bölgesinde turistik olarak satılmakta ve yapılmakta olan bebeklerin yöresel giysi çeşitliliği, araç-gereç, renk ve teknik açılardan özellikleri nelerdir?

-Alanya baş süslemeleri ve giyim özelliklerinin turistik bebek örneklerinde sembolleştirme teknikleri nelerdir?

1.2 Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı; Alanya yöresine özgü geleneksel baş süsleme ve giyim kuşam özelliklerinin yöresel süslenme ve giysi çeşitliliğinin saptanması, tanıtım olanaklarının yeterliliğinin, ekonomiye ve turizme katkısının incelenmesi, belgelenmesi ve bu olanaklar ile bölge ekonomisine katkının sağlanmasıdır.

(19)

1.3 Araştırmanın Önemi

Baş süslemeleri ve giyim özellikleri kültürümüzün gelenek ve göreneklerimizin yansımasıdır. Alanya, coğrafî yapısı gereği iç ve dış turizme oldukça elverişli bir bölge olmasından dolayı kültürümüzü yaşatmak tanıtmak için uygun bölgelerden biridir.

Gelişen ulaşım araçları bugün kıtaları birbirine yaklaştırmıştır. Bu olanaklardan yararlanan insanlar ülkeleri daha yakından tanıma mutluluğu yaşamaktadır. Böylece hızlanan turizm hareketi ülkeleri birbirine yaklaştırmakta ve ekonomik ilişkileri güçlendirmektedir. Son yıllarda turizm gelirleri ülkemiz için önemli bir kaynak durumuna gelmiştir.

Turistler gittikleri yerlerde eğlenmek, dinlenmek, o yörenin tarihi, doğal güzelliklerini görmek ve hatıra ya da hediye olabilecek bir eşya almak isterler. Ülkemizin folklor değerlerini taşıyan, simgeleştirilmiş bebekler özel anlam ve önem taşımaktadır. Ülkemizin veya illerimizin zengin folklor değerlerini taşıyan bir bebek turist için kültür turizminin kalıcı bir parçasıdır.

Bu araştırma, Turizm açısından çok büyük önem taşıyan Alanya’nın baş süslemelerini ve giyim özellikleri araştırılarak sandıklarda saklanan ürünlerin ön plana çıkarılması için fayda sağlayacaktır. Bu araştırma, turizmin yoğun yaşandığı Alanya’da Bölgenin baş süslemelerini ve giyim özelliklerini yansıtacak şekilde turistik bebek üzerinde simgeleştirilmesi açısından faydalıdır. Bu araştırma, ortaya çıkarılan turistik bebeğin Alanya halkına ve ülkemize sağlayacağı gelir açısından faydalıdır. Bu araştırmanın kültürümüzü yaşatmak, baş süslemeleri ve giyim özellikleri üzerine yapılacak araştırma ve uygulamalar üzerinde fayda sağlayacağı düşünülmektedir.

1.4 Varsayımlar

Bu araştırma aşağıda belirtilen varsayımlara dayalı olarak yürütülmüştür. 1-Araştırma için seçilen örneklem evreni temsil eder niteliktedir.

2-Araştırma için hazırlanan bilgi formu, görüşme formu uzman kişilerin görüşlerine göre geçerlidir.

(20)

3-Bilgi ve görüşme formlarına cevap veren kişiler doğru cevap vermişlerdir.

1.5 Araştırmanın Sınırlılıkları

Araştırma kapsamı, Alanya ilçe merkezinde geleneksel baş süslemeleri ve giyim özelliklerinin tespit edilebileceği bilgi formları ile sınırlıdır.

Bölgede satılmakta olan ve yapılmakta olan bebeklerin incelendiği bilgi formu ve görüşme formları ile sınırlıdır.

Tespit edilen bölgesel giysi ve süsleme tekniklerinin bölgesel bebek örneğinin simgeleştirilmiş örnekleri ile sınırlıdır.

1.6 Tanımlar

Aksesuar: Konunun gerektirdiği ölçüde kullanılan, bir sahne içinde yer alan çeşitli eşya. Kadın giyiminde, kıyafeti bütünleyen çanta, eldiven, kemer, iğne, küpe, kolye, şapka gibi eşya. (Aytaç, 1999, s. 122).

Atlas: İnce ipekten sık dokunmuş düz ve parlak bir kumaş cinsidir. Çoğunlukla kaftan yapımında, bazı kaftanların astar ile pervazlarında ve çakışır(Çil, 2005, s.7).

Atölye veya Atelye: Terzi, marangoz gibi el işleriyle uğraşanların bir arada çalıştıkları yer (Meydan Larousse, 1969, s. 103).

Baş:Alelade kafa manasında olan bu kelimenin, bir şeyin en mühim kısmı, başlangıç noktası (Özder, 1995, s. 28).

Başlık:Gelin başı süslemede kullanılan tacın adı; muhakkak tac şeklinde olmayan herhangi bir şekilde, meselâ bir çiçek demeti şekli verilmiş, fakat mutlaka gelin başı süslemede kullanılan mücevherlerde “başlık” adını taşırdı (Özder, 1995, s. 29).

Bebek: Plastik, tahta, bez vb. malzemelerden yapılan insan biçimindeki oyuncaktır (Türkçe sözlük, 2005, s. 230).

(21)

Bez Bebek: Çeşitli kumaşlardan dikilerek ve içi pamuk, elyaf, yün vb malzemelerle doldurulmuş insan biçimindeki oyuncaklardır (Türkçe sözlük, 2005, s. 233).

Biblo Bebek: Maddi değeri az olan genel olarak taş, ağaç, fil dişi ve benzeri malzemelden yapılmış küçük heykel şeklinde bebeklerdir (Taşdemir, 2009, s.7).

Boya: Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli maddedir ( Dictionnarie Larousse, 1993, s. 416).

Canfes: Düz mat renkli, ince, tek kat çözgü ve tek kat atkı ipliği ile hazırlanan bir kumaş cinsidir (Koç, 1996, s. 103).

Cepken:Kolları uzun ve yırtmaçlı, gömlek üstüne giyilen yakasız kısa giysi (Çil, 2005, s. 8)

Çeki: Fesin üzerine bağlanan üçgen kumaş (Özder, 1995, s. 30).

Çuha: Çözgü ve atkı iplikleri yün yapağından eğrilmiş iplikten, havlı, düz renkte, zarif ve tok bir kumaştır ( Anonim, 1983, s. 24).

Dekoratif: Asıl özelliğini bozmadan herhangi bir şeyde yapılan değişiklikler (Aytaç, 1999, s. 123).

Deri: Hayvan vücudunu tüy, kıl ve pulla kaplayan örtüdür. Hayvan vücudunu dış etkilere karşı koruyan deri; ırk, cins, yaş, mevsim, beslenme ve bakım şartlarına göre yapısında değişiklikler gösteren özelliğe sahiptir (Gökçesu, 2002, s. 15).

Dikiş Makinesi: Dikiş makineleri sanayi ve aile tipi olarak iki grupta incelenir. Aile tipi makineler evlerde ve atölyelerde dikiş dikmek için kullanılır (Demir, 2003, s. 106).

Dülbent: Pek ince, beyaz, bez, sarıklık bez (Özder, 1995, s. 31).

El Sanatları: Kişinin bilgi ve becerisine dayanan, ananevî karakteri olan, millî sanatı temsil eden, ekonomik değer taşıyan bir üretim şeklidir (Atay, 1997, s. 54).

Entari: Eskiden kadınların iç çamaşırı üzerine giydiği tek parçalı uzun, bol giysi (Çil, 2005, s. 8).

(22)

Etnoğrafya: Halk kültürünün yalnız maddi belgelerini tespit eden bir bilimdir. Bir toplumun içine girerek bilgi toplama tekniği ile bu bilgilerin yayımlanmasına denir (Sezen, 2005, s.36).

Fes: Kuzey Afrika’nın batısında Fas şehrinde icad edilmiş kırmızı renkli baş giysisidir (Özder, 1995, s. 31).

Folklor: Bir ülke veya yöre halkının gelenek görenek, inanç, efsane, masal, giyim-kuşam, el sanatları gibi kültür varlıkları bütünü (Dictionnaire Larousse, 1993, s. 541).

Folklorik Yapma Bebek: Vücudu belli ölçülerde hazırlanmış tel, iskelet ve dondurulmuşvücut parçalarından oluşan, yüz, el, ayak bölümleri insan ölçülerine uygun olarak kitre yardımı ile pamukla çalışılan, mahallî giysilerle giydirilen bir bebek türüdür (Bilgin, 1997, s. 83).

Gelenek: Kuşaktan kuşağa geçerek gelen, topluluğun üyeleri arasında ortak ve özel bir ruh dolayısıyla sağlam bir bağ kuran her türlü alışkanlık (Alpaslan, 2003, s. 261).

Göynek: Yakasız, uzun kollu gömlek. Bir tür içe giyilen çamaşır. Gerek erkek gerek kadın için yapılmış ipek, pamuklu ve keten yanı sıra karışık iplikle dokunmuş türleri vardır ( Barışta, 1999, s. 211).

Hotoz: Eskiden kadınların süs olarak başlarına taktıkları renkli başlık. (Özder, 1995, s. 32)

İplik: Pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun ince liflerinden her biri (Türkçe Sözlük, 2005, s. 977).

Kadife: Çözgüsü ve atkısı ipekten yapılan havlı bir kumaştır (Demir, 2003, s. 101).

Kakül: Dilimize Farsça’dan alınmıştır. Perçem, zülüf, alına, yanaklara doğru dökülen saç (Özder, 1995, s. 33).

Kitre: Gevenden çıkarılan zamktır. Kitre beyazdır;soğuk suda şişer ve pelte kıvamını alır. Eczacılıkta pestil ve yumuşatıcı ilâçların hazırlanmasında, pastacılıkta

(23)

kremaların imalinde kullanılır;sulu boyaların bileşimine girer, ayrıca kumaşlara apre yapmaya yarar (Büyük Lügat ve Ansiklopedi, 1990, s. 342).

Türk Sanatı’nda da kağıt boyama, rölyef tarzındaki tabloların yapımında maket, bebek ve sembollerde ayrıca el dokumacılığında ipliklerin mukavemetinin artırılmasında kullanılmaktadır (Nemlioğllu, 1993, s.28).

Kumaş: Pamuktan, yünden iplikten vb. liflerden makinede örülmüş her türlü dokumadır (Demir, 2003, s. 178).

Kutnu: Genellikle çözgüleri ipek, atkıları pamuk ipliğinden saten, örgü ile dokunmuş, üzerinde çözgü yönünde renkli çizgileri olan bir tür desenli atlas türünde bir kumaştır (A'dan Z'ye Antika Ansiklopedisi, 1998, s. 242).

Kültür: Bir topluma hakim olan, onu duyuş, düşünüş ve yaşayış bakımından başka toplumlardan ayıran gelenek, değer, kavram, fikir, bilgi, kurum ve eserlerin toplamı (Özder, 1995, s. 34).

Makas: Bir eksen çevresinde hareket edebilecek şekilde çapraz olarak birleştirilmiş, iki kolu arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araçtır (Gökçesu, 2000, s. 28).

Makyaj: Bir yüzün görünüşünü yüze, gözlere, kaşlara, kirpiklere, yanaklara ve dudaklara sürülen bazı özel maddelerle değiştirme tekniği (Çil, 2005, s. 10).

Mezura: Terzilikte ölçü almak için kullanılan genellikle 1. 5 m. uzunluğunda şerit, metre (Türkçe Sözlük, 2005, s. 1389).

Oya: Kadın çamaşır ve esvablarının ve bazı şeylerin (boy yemenilerinin, çevrelerin)kenarına iğne iplikle yapılan veya yapılmış hazır alınarak dikilen ipek veya iplikten örgü, oymalı süs (Özder, 1995, s. 34).

Pamuk: Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimin oan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisidir (Türkçe Sözlük, 2005; s. 1566).

Pense: Birçok meslek dalında çeşitli nesneleri sıkmak, germek, kıvırmak, tutmak vb. işler için kullanılan değişik biçimlerde el aletidir (Türkçe Sözlük, 2005, s. 1595).

(24)

Sanat: Düşüncelerin, amaçların veya olayların beceri ve düş gücüyle ifadesine veya iletilmesine dayanan yaratıcı insan etkinliği (Çil, 2005, s. 10).

Saten: Parlak pamuklu kumaş türüdür (Türkçe Sözlük 2005, s. 1708).

Tel: Her türlü maddelerden çeşitli işlerde kullanılmak için yapılan ince ve uzun nesnedir (Demir, 2003, s. 178).

Tepelik: “Tepelik” yalnız kadın feslerinde kullanılmıştır. Yalnız fes üstünde değil, doğrudan bir serpuş gibi saç üzerine de oturtularak kullanılmış;fes üzerine konulanlar, altından, gümüşten, yaldızlı bakırdan fes tablasını örtecek şekilde yapılmış daire şeklinde, oymalı nakışlı madeni bir levha (Özder, 1995, s. 36).

Terlik: Eskiden küllah ve kauçuk altına giyilen serpuşun ter ile kirlenmesini önleyen bir takkeye verilmiş isim (Özder, 1995, s. 36).

Tiftik: Ankara keçisinden elde edilen ince, yumuşak, parlak elyaf; maher (Dictionnarie Larousse, 1993, s. 2318).

Turistik: Turistlerle ilgili. Turistlerin gereksinmelerini karşılayıcı veya onları çekici, ilgilendirici niteliği olan (Demir, Barışık, 1997, s. 178).

Turizm: Bir ülkenin tabii ve tarihi güzelliklerini görmek üzere zevk için yapılan gezi. Eskiden sadece rahat yolculuk sanatı sayılan turizm bugün her ülke için aynı zamanda gelen turisti iyi ağırlama sanayi haline gelmiştir ( Bilgin, 1997, s. 197).

Tutkal: Deri, kıkırdak vb. hayvansal maddelerden veya yapay olarak elde edilen sertleşme özelliğiyle tahta, kağıt vb. yapıştırmaya yarayan maddedir (Dictionnarie Larousse, 1993, s. 2360).

Üçetek: Önde 2 parça, arkada 1 parçadan meydana gelmiş, yanları yırtmaçlı, kollu millî giysi (Bilgin, 1997, s. 198).

Vernik: Bağlayıcı, eritici ve seyrelticilerden meydana gelen; sürüldüğü yüzeyde genellikle parlak, kaygan, sert, suda erimeyen, koruyucu, süsleyici nitelikte ince bir tabaka meydana getiren karmaşık maddedir ( Demir, 2003, s. 5).

Yemeni: Üzerine el kalıpları ile çiçek şekilli süs motifleri basılmış büyükçe bir değirmi halindeki tülbent bezin adı ( Özder, 1995, s. 37).

(25)

Zülüf: Yüzün iki yanında kaş ile kulak arasında şakaklar üstünde biten saç;zülüf arapçadır;o dilde, şakak saçı anlamından başka mahbub yahud mahbube, sevgili saçı yerine de kullanılır (Özder, 1995, s. 37).

(26)

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde Alanya Bölgesi’nin tarihçesi, coğrafî durumu, geleneksel baş süslemeleri ve baş süslemesini tamamlayan giyim-kuşam özellikleri. Yörüklerin yaşamı ve giyim-kuşam özellikleri. El sanatları ve el sanatlarının kültürümüzdeki yeri turizm ve ekonomiye etkisi. El sanatları ürünü olan bebek koleksiyonculuğu, bebek çeşitleri, yapım teknikleri, malzeme özellikleri, kullanım alanları ve müzeler ile ilgili kuramsal çerçeve, araştırma ve özetlerine yer verilmiştir.

2.1 Kuramsal Çerçeve

2.1.1 Alanya’nın Tarihçesi

Alanya'nın Tarihçesi

Alanya Kuzeyinde Toros Dağları Güneyinde Akdeniz'in bulunduğu küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Antik çağda Pamfilya ve Klikya arasındaki çizgide yer aldığı için pazen Pamfilya bazen de Klikya olarak anılmıştır (Yetkin, 2000, s.8).

Alanya'nın ilk iskanı ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır (Yetkin, 2000, s.8).

Prof Dr Kılınç KÖKTEN 'in 1957 yılında Kent merkezine 12 Km uzaklıkta yer alan Kadıini Mağarasında yaptığı araştırmalar, bölge tarihinin Üst Paleolitik (M. 0. 20, 000, -17, 000, ) dönemine Kadar uzandığını göstermektedir (Yetkin, 2000, s.8).

Alanya'nın ilk kez ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu henüz bilinmemektedir. Kentin bilinen en eski adı Korakesium dur. Bizans döneminde ise Kalanoros ismi verilmiştir. 13. YY da Anadolu Selçuklu Hükümdarlarından 1. Allaaddin Keykubat'ın (1200-1237) kaleyi alması ile şehrin ismini Alaiye olarak değiştirmiştir. 1935 yılında Kenti ziyaret eden Atatürk ise Alanya adını vermiştir. (Korekesium'dan İlk kez bahseden M. Ö. 4, Yüzyıl antik coğrafyacılarından Scylax'dır Bu dönemde bölge Anadolu'nun önemli bir bölümünü istila eden Penslerin egemenliği altındadır. Daha sonra üniü antik çağ yazan Strabon, Piri Reis, Seyyep, Ibn-i Batuta ve

(27)

Evliya çelebi bölgeyi gezen seyyahlar olup eserlerinde kentten bahsetmektedirler (Yetkin, 2000, s.8).

Bölgenin ilk çağları ve Bizans dönemi hakkında fazla bilgimiz yoktur. M. S, 7. yüzyılda arap akınları sırasında kent savunması daha da önem kazanmış, akınlara karşı korunmak amacıyla kale yapımlarına öncelik verilmiştir. Bu nedenle Alanya ve çevresindeki pek çok kale ve kilise H. S. 6 ve 7. yüzyıla tarihlenmektedir (Yetkin, 2000, s.8).

Anadolu Selçuklu hükümdarlarından Alaeddin Keykubad, Alanya Kalesnde hüküm süren ve Hristiyan sülalerinden olan Kyar Vart'ı 1221 yılında yenilgiye uğratarak Kaleyi ele geçirmiştir. Hükümdar kendi adına burada bir saray yaptırmıştır. Selçuklular başkent Konya'nın yanısıra Alanya'yı ikinci bir başkent ve kışlık merkez olarak kullanarak imar faaliyetlerinde bulunmuşlardır (Yetkin, 2000, s.8).

1243'deki Moğol saldırıları 1277'de Mısır Memlüklerinin Anadolu'ya girmeleri Selçukluları yıpratmış, 1300 yılında Selçuklu Devleti parçalanmış ve bölge Karamanoğulları tarafından beşbin altın karşılığında Memlûk Sultanına satılmış daha sonra 1471 yılında Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanfı Devleti sınırları içerisinenmıştır. Alanya, Tarsus ile birlikte 1571 yılında Kıbrıs eyaletine bağlanmış, 1864 yılında ise, Konya vilayetinin sancağı olmuştur. 1868 yılında Antalya'ya bağlanmış, 187. 1 yılında bu ilin ilçesi olmuştur (Yetkin, 2000, s.8).

2.1.1.1 Başpınar Köyü Tarihçesi

Köy çok eskiden Kozbahar Şehri adında kurulmuştur. Fakat Kozbahar Şehrinin ne zaman, kimler tarafından kaç yüzyıl önce kurulduğunu bilen yoktur. Bu köyün bulunduğu yere halkın hangi tarihte geldiği de bilinmiyor. Fakat Antalya’nın Alanya kazasından Molla Ahmet isminde bir Yörük ailesi gelip yazlamak için çadırlarını kurmuş, bu aile ovanın ve suyun bulunduğu yerden ayrılmayıp eski Kozbahar Şehrinin kurulup yıkılan harabesi üzerinde ev yapıp yerleşmişlerdir (Burdur İl Yıllığı, 1993, s.283).

(28)

2.1.2 Alanya’nın Coğrafî Konumu

Alanya, Akdeniz bölgesinin Antalya ile sınırları içinde ve aynı adı taşıyan körfezin yaklaşık 130 km. doğusunda bulunmaktadır. Alanya’nın güneyinde Akdeniz, doğusunda Gazipaşa, batısında Manavgat ilçesi, kuzeyinde yüksek dağlar ve platoluklar arasında Gündoğmuş ilçesi ve Karaman iline bağlı Hadim, Taşkent ve Sarıveliler ilçeleri yer almaktadır (Yetkin, 2000, s. 9).

Alanya’nın kuzeyindeki kütleyi, Batı Torosların kıyı silsileleri oluşturmaktadır. Burada yükseklikleri 500-600 metre ile 2500-3000 metre arasında değişen dağlar ve tepeler bulunmaktadır. Yüksek dağlık sahalardan ovalara iniş sık sık görülen platolarla sağlanabilir. Bu yaylalar batıda Alanya yarımadasının kuzeyine isabet eden kesiminde kaybolur. Burada dalgalı ovalardan yüksek dağlık sahaya geçiş, nispeten dik yamaçlarla olmaktadır (Yetkin, 2000, s. 9).

Güneyde, etrafı iç içe üç sıra surdan ibaret olan 6500 metre uzunluğunda yüzlerce yıllık yapılarla kaplı Alanya yarımadası (Kale) yer alır. Yarımada, dalgalı ovalarla Toroslardan ayrılmıştır. Güneyde deniz yönünden kuzey yönüne, bir başka ifadeyle, geçit vermeyen Toroslardan İç Anadolu’ya Dim Vadisi, Kuşyuvası, Goçdavut Gediği, Çayarası, Yelköprü, Alara Vadisi ve bu adları alan akarsuların açtığı yataklardan özellikle Selçuklulardan kalma tarihi Kemer köprü ve Ali köprüsü Dim Vadisinde Akköprü gibi yerlerden geçmek mümkün olabilir (Yetkin, 2000, s. 9).

2.1.3 Geleneksel Baş Süslemeleri ve Baş Süslemesini Tamamlayan Giyim-Kuşam Özellikleri

Evren, insan ve tarih üçgeni çerçevesinde, insan yaşamı için gerekli olan ihtiyaçlar saymakla bitmeyecek kadar karmaşıktır. İnsanların önemli ihtiyaçları içerisinde yer alan süsleme ve süslenme geçmişten günümüze ulaşan çeşitli örnek ve yazılı kaynaklarla kendini kanıtlamış ve izleyenlerin hayranlığını kazanmıştır. Giyim ve süslenmede yüzyıllarca sürekli değişme ve gelişmeler olmuştur. Bu durum insanın yaratılışında olan süslenme ihtiyacı ile çeşitli süslü giyim ürünlerinin yapılmasına yol açmıştır. Halk kültürünün önemli maddî kültür örneklerinden olan geleneksel baş

(29)

süslemelerinin, günümüze kadar gelmesi Türk kültürünün zenginliğini ve estetik değer yargılarını açıkça ortaya koymaktadır (Özder, 1999, s. 6).

İlk çağlarda, insanoğlunun süslenmeye dayanılmaz bir tutku ile sarılmış olmasını bazı Prehistorya uzmanları “insanda yaşama isteğinin bir göstergesi” olarak değerlendirmektedirler (Kansu, 1971, s. 193).

Orta Asya ve Anadolu tarihi boyunca Türk kadınları çok çeşitli form ve ölçülerde başlıklar kullanmışlardır. Bazen sade bazen de ihtişamlı olan bu başlıklar, sosyoekonomik ve kültürel düzeyde farklılıklar göstermiş ama kadınlar hangi sınıfa mensup olurlarsa olsunlar giysilerini tamamlayan bu aksesuardan vazgeçememişlerdir (Taşçıoğlu, 2002, s. 13).

Başlangıcında çeşitli doğa üstü güç ve doğal etkenlerden korunma aracı olarak kullanılan giysi, zamanla iklim farklılıkları, teknolojik gelişmeler, toplumların kültürel ve ekonomik yapılarındaki değişimler nedeniyle farklı niteliklere kavuşmuş, kullanım biçimlerinde geniş kapsamlı yeni boyutlar kazanmıştır. Öyle ki, giysiler koruma fonksiyonlarının dışında, kişilik ve statü belirlemede, süslenme, çevreyeve topluma uyabilmede daha ilk bakışta önemli ipuçları veren semboller kompleksine dönüşmüşlerdir. Bu oluşum giysiyi, kişinin belli boyutlarda dünya görüşünü, yaşam felsefesini, düşünce ve değer yargılarını yansıtan bir obje niteliğine ulaştırmıştır. Dolayısıyla bireylerden oluşan toplumların da en canlı yansıtıcılarından birisi kendi giysileri olmuştur (Erden, 1999, s. 1).

Bu yönleriyle önemli birer kültür unsuru oloan giysiler bir yandan da çok önemli kültür taşıyıcıları durumuna gelmişlerdir. Bu oluşum ve değişim sürecinde farklı statülerin, gelenek ve törelerin sembolleri haline gelmeleri, renk, biçim, kullanılan malzeme ile farklı estetik nitelikler kazanıp belli mesajlar taşımaya başlamaları onlara ayrıca sanatsal bir boyut kazandırmıştır. Bu nedenle giysiler, insanoğlunun doğal çevreye ve içinde bulunduğu kültürel yapıya uyumlarının ve bu çevre/yapı içinde kendilerini ifade edebilmelerinin en somut ve çarpıcı araçlarından biridir. Dolayısıyla bir toplumun giysi kültürünü tanıyabilmek için o toplumun kültürel yapısını da tanımak, bilmek gerekir (Erden, 1999, s. 2).

Anadolu halkının yakın zamanlara kadar giydiği ve halâ düğünlerde ve törenlerde kullandığı kıyafetler ve başlıklar bölgeden bölgeye değişmektedir. Bu

(30)

değişiklikler mahallî gelenekler ile fertlerin birbirinden ayrı olan zevklerinden vi iklim şartlarıyla, tarihî nedenlerden ileri gelmektedir (Özel, 1995,s.9).

Tepeliği, oyalı yazması, valası ve bağgusu ile alınlık, dulluk, penez tozaklarıyla başı ayrı; zıbını, yeleği, cepkeni, üç eteği, önlüğü, şalvarı, kuşağı, uçkuru, peşkiri ile üstü ayrı; yemeni, çarık, potin, terlik, çorap ve patiği ile ayağı ayrı çeşitli zenginlik gösterir (Özel, 1995,s.9).

Giyimde yöresel farklılaşma her ne kadar Anadolu halkının giysilerinde çeşitli yörelerde de olsa bazı ortak özellikler bulunmakla birlikte, yine de giyim biçimleri bölgelere göre değişmektedir (Özel, 1995, s. 9).

Başlıklar geçmiş yüzyıllar içinde oluşup günümüze kadar gelmiş, giyim-kuşam uygarlığımızın örneklerindendir. Başlık giyimi bebeğin doğumu ile başlar, kadının ölümüne kadar sürer. Başlıklar gelenek ve göreneklere göre hazırlanır. Çeşitli malzemelerden yapılabilir. Başlıklarda bölge bölge, köy köy değişiklikler görülür (Özel, 1995, s. 11).

Geleneksel Türk başlıkları yaşadığı zamanın ve yörenin bütün özelliklerini baş tacı ederek günümüze kadar taşıyabilmiştir (Özel, 1995, s. 11).

Saçlar, saçlara yapılan örgüler, örgülerin miktarı ve süsleme şekilleri bölgeden bölgeye değişmektedir. Kâküller ve zülüfler kadının evli-bekâr olduğunu gösterir. Başlıklar ise hazır alınarak süslenip başa giyilen;tas, fes, tepelik, arakçının yanı sıra saça şekil verilerek süsleme yapılan;taç, hotoz, tozak vb. gruplara ayrılır (Özel, 1995, s. 11).

Bunlar yine bölgelere göre adları aynı olsa da şekil ve süslemelerde farklılık gösterir. Başlıkların süsleri ve biçimleri bunları giyenlerin sosyal durumunu da belirtir. Başa örtülen örtüler, örtülerin kenarlarına yapılan oyalar bile giyenin bekâr, nişanlı veya evli olduğunu anlatabilecek niteliktedir ve aşiretlere, obalara göre de farklılıklar gösterir (Özel, 1995, s. 12).

Başlıklar ve baş süslemelerinin en zenginleri gelin başlıklarında görülebilir. Kadın başlıkları ve Toplumsal Anlamları Anadolu’da yöresel kadın giysileri başlıkları oldukça çeşitli, canlı ve anlamlıdır. Özellikle Yörük giysi ve baş süslemeleri bu konuda çok zengindir (Özel, 1995, s. 12).

(31)

2.1.4 Alanya Bölgesinde Yaşamış Olan Yerleşik ve Konar Göçerlerde (Yörük) Yaşam Biçimi, Yaşam Biçiminin Baş Süslemeleri, Giyim Kuşam ve Süslenmeye Etkisi

Türkmen: Türkmenistan Cumhuriyeti’nde ve Irakta yaşayan Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan olan kimse. Kimi kaynaklara göre “Türk’e benzer, Türk gibi” anlamındadır (Türkçe Sözlük, 2005, s. 426).

Yörük: Isparta, Burdur, Antalya il, ilçe ve yörelerine yayılan göçebe (konar-göçer) Türkmen Boyları’na verilen isimdir (Türkçe Sözlük, 2005, s. 537).

Alanya yöresi tarihi geçmişi nedeniyle geniş bir kültür ve etnoğrafyaya sahiptir. Yöre insanı yerleşik kültür özelliklerinin yanı sıra Yörük kültürü özelliklerini de sentezlemiş ve kendine has bir kültür oluşturmuştur (Yetkin, 2005, s. 26).

Bölgede yeni yerleşmiş Sarıkeçili Yörükleri’nin yanı sıra; Karakoyunlu, Karakeçili, Yeni Osmanlı, Eski Yörük, Honamlı, Tongöçlü, Hayta, Çatalyörük aşiretlerinin iskan etmiş olmasından kaynaklı etkin bir Yörük kültürüyle karşılaşılır. Ancak bölgede yaşayan Tahtacı adı verilen Alevi Türkmenlerinin de yöre kültürü üzerinde anımsanmayacak bir etkiye sahip oldukları söylenebilir (Yetkin, 2005, s. 26).

Yörüklerin bir diğer ismi de konar göçerlerdir. Göç, Yörükler için vazgeçilmezdir (www.yorturkvakfi.com).

Yörük giysilerinde ve baş süslemelerinde çiçeklerin dili vardır. Yörük erkeği ve kadını baştan aşağıya çiçek şekilleriyle süslenmiştir. Başa takılan el yapısı bir çiçek şekli, oyalarla, yazmalarla, dokumalarla canlandırılmıştır (Anonim, 1983, s. 52).

Doğada bulunan kır çiçekleri, bahçe çiçekleri, meyve çiçekleri renkleriyle ve biçimleriyle giyime yansımıştır. Başa takılan çiçekler ve başa bağlanan çiçek oyaları çeşitli anlamlar taşımaktadır (Anonim, 1983, s. 52).

Buluğa ermiş genç kızı, nişanlı kızı, yeni gelini, evli kadını, umutsuz sevgiliyi, aşık delikanlıyı, sözlü genci, damadı, üç yıllık evli kadını, evli erkeği, oğlu kızı olan anayı, hep başına taktığı çiçeklerden anlarız. Örneğin sümbül çiçeği oyasını, âşık genç kız ya da nişanlı kız başına bağlar. Sümbül aşkın ve mutluluğun simgesidir (Anonim, 1983, s. 52).

(32)

Mor sümbül âşık kızı, pembe sümbül nişanlı kızı, beyaz sümbül bağlılığı anlatır. Basma taze karanfil takan delikanlının yavuklusu var^emektir. Karanfil çiçeği oyasını gelinler evli kadınlar takarlar. Gül oyasını bazı yörelerde gelinler, bazı yörelerde kızlar bağlarlar (Anonim, 1983, s. 52).

Sarı nergis oyasını bağlayan kadın umutsuz aşkını duyurur çevresine. Erkeği gurbete giden kadın yaban gülü oyasını kullanır. Badem çiçeği oyasını, sevdiğiyle evlenecek kızlar bağlarlar. Erik çiçeği oyasını gelinler bağlarlar. Kocasıyla arası nahoş olan yeni gelin, biber baharı çiçeği oyasını başına sarar. Eğer kırmızı acı biber çiçeği oyası bağlanmışsa, kocasıyla arasının biber gibi acı olduğunu belirtir (Anonim, 1983, s. 52).

Genç hamile kadın, başına "müjde oyası" takarak bebek beklediğini ilan eder. Oğlu kızı olan, yeşil yapraklı dal oyası takar başına. Yörük kadını her çeşit malzemeyi süs için kullanır. Çiçek, bitki tohumları, çekirdekler, boncuk, pul, düğme, ilik, deniz kabukları, renk renk iplikler, yün parçaları, püsküller, at kılı, deri parçaları, madeni parçalar, çaput ve bez parçaları, parlak renkli çikolata kâğıtları gibi (Anonim, 1983, s. 52).

Başlıklar'- a) Bebe başlığı, b) Genç kız başlığı, c) Gelin başlığı, ç) Yeni evli kadın başlığı, d) Çocuklu kadın başlığı, e) bul kadın başlığı, f) Kırk yaşına gelmiş kadın başlığı, g) Oğlu askere gitmiş kadın başlığı, h) Nene başlığı gibi gruplara ayrılabilmektedir (İmer, 1983, s. 13)

Çiçek sadece Yörükler de değil tüm Anadolu giyiminde yer alır. Tüm giyim parçaları, çiçekle süslenir. Bu durum da Anadolu insanındaki çiçek zevkinin yücelişini göstermektedir. 16. yüzyıla değin baş süslemelerinin temel aracı festir (İmer, Arsal, 1983, s. 13)

Kadın fesleri, ya gümüş ve altınla silmecesin işleniyordu ya da üzerinde gümüş ve altın tepelikler takılarak süslenmişti. Bazı yörelerde başlarda yer alan ve süs olarak kullanılan altın miktarı, evlilik yılarını gösterirken, bazı yörelerde evlilik yıları, başa bağlanan yazma sayısıyla belirtilir. Ayrıca nişanlı, gelin, dul, evlenmek isteyen ya da istemeyen dullar da bu başlıklardan anlaşılırdı (www.yorturkvakfi.com).

Görüldüğü gibi bir başlık olgusu sadece bir süs aracı değil, tamamen toplumsal içeriğe sahip, toplumsal anlamlı bir giyim öğesidir. Kadın başlıklarında da bazı inançlar

(33)

söz konusudur. Başlıkta altınlardan başka gümüş takılar da vardır (www.yorturkvakfi.com).

Bunlar eski inançlara dayanır. Örneğin kem gözlere karşı kadın başlığına birçok tılsım konur. Kadının sağlıklı ve güçlü olması için nazarlıklar takılır. Süs takıları kullanma geleneğinin kökeninde doğa olaylarına inançların bulunduğu da bir gerçektir, bunu süsleme aracı olarak işlenen hayvanların, o çağlarda kutsal sayılmalarından anlaşılmaktadır. Araştırıcılar, kutsal hayvanı süs takısına işlemenin, bir korunma duygusu belirtisi olduğunu savunmaktadırlar (www.yorturkvakfi.com).

2.1.5 Sanat

Sanat, düşüncelerin, amaçların, duyguların, durumların ya da olayların, beceri ve düşgücü kullanılarak anlatılmasına ya da başkalarına iletilmesine yönelik yaratıcı insan etkinliğidir (Alpaslan, 2003, s. 1).

Başka bir deyişle sanat; insanın kendini anlatma, kendi dışındaki dünya ile iletişim kurma ve etkileme gibi dürtüleri ile ortaya çıkan bir olgudur (Alpaslan, 2003, s. 1).

Sanat hareket noktası, hedefi ve objeleştirdiği eser bakımından güzellik duygusuna bağlı heyecanların paylaşma niyetine bağlı bir faaliyet alanıdır. Bu faaliyet alanında çalışanlara da sanatçı denir ( Tural, 1999, s. 21).

2.1.5.1 El Sanatları

İşlevsellikle güzelliği bağdaştırarak, geleneksel yöntemlerle ve elde edilen ürünler “El Sanatları’nı” oluşturur. Her toplumun kendine özgü kültür birikimi, gelenek-görenekleri, dili, karakterleri, rengi olduğu gibi, halk topluluklarının içinden doğarak gelişen halk sanatları bulunmaktadır. El sanatları, o toplumun kendine özgü değerlerini yansıtan en önemli alanıdır. Kültürel birikimin;biçimlerle, renklerleve çeşitli tekniklerle en içten ve doğal yansıması olan el sanatları bir kişiye mal edilmemiş, yapanları hep gizli kalmıştır. Yaratılan biçimler, motifler, renkler ve kompozisyonlar,

(34)

kuşaklar boyunca aktarılarak bugüne gelmiştir. El sanatları bir milletin kültürel kişiliğinin en canlı belgeleridir (Alpaslan, 2003, s. 11).

El sanatı üretimi;belirli hammaddeleri el becerisi ve basit el araçları yardımıyla, işlenmiş ve yarı işlenmiş ürünler elde etmek olarak tanımlanabilir (Aktan, 1989, s. 4).

Antropolojik kaynaklarda insanların tarihsel gelişimi içinde günlük geçim kaynaklarını sağlama yanında, boş zamanlarda genelde kişisel kullanım için yapılan araç gereç olarak açıklanmaya çalışılan el sanatı ürünlerinin yapımında daha çok ana geçim kaynağı olan üretimin yan ürünlerinden, artıklarından ve yörede bol bulunan doğal hammaddelerden yararlanılır. Bu üretim, kapalı bölge ekonomisinde, kişilerin günlük kullanım, töresel ve mekansal gereksinimini karşılarken, pazara yönelik olduğunda da ticarî mal niteliği kazanır.

El sanatı ister kişisel gereksinim, ister pazara yönelik üretim amaçlı olsun, bu üretimin ortak özelliği yapım tekniklerinin ve ortaya çıkan ürünlerin çok benzer oluşudur (Öztürk, 2003, s. 14).

Ülkemizde son yıllarda önem kazanan, geçmişte günlük gereksinimleri karşılayan, özel veya belirli günlerde başvurulan, süsleme ve dekorasyon amacıyla yapılan işler olarak günlük yaşamda kullanılan el sanatları;günümüzde geleneksel amaçlar dışında toplumun her kesiminde hatta uluslar arası pazarda alıcı bulan, hızlı bir değişim sürecine girmiş ve ekonomik mal olarak değerlendirilmektedir (Albayrak, Çivici, İnce, 2004s. 1).

İnsanların günlük geçim kaynaklarını sağlama yanında boş zamanlarda, genelde kişisel kullanım için yapılan araç gereç olarak açıklanabilen el sanatları, el becerisi ve basit araçlar yardımıyla yapılmış ürünleri ürünleri kapsar. Bu ürünleri, tarihsel geçmişi icinde, yerine göre günlük kullanım eşyasından süs eşyasına, çeyizlik eşyasından hediyelik eşyaya, pek çok ürünü içine alan dayanıklı tüketim malları olarak tanımlanabilir (Albayrak, Çivici, İnce, 2004s. 1).

Geleneksel el sanatları üretildikleri yörenin kültürünü yansıtılar. Yörenin simgesel özelliklerini taşıyan sanat ürünleri, tasarımcı bakış acısı ile çağdaş ve yalın nitelikler ürüne yada desene özgü oalrak zenginleştirilebilir (Albayrak, Çivici, İnce, 2004s. 1).

(35)

Başlıca Türk el sanatları şunlardır; Dokuma, İşitme, Örgü işleri, Maden sanatı, Cam sanatı, Ağaç işleri sanat, Hammaddesi taş olan elsanatları, Deri sanatı ve dekoratif yapma bebek (Albayrak, Çivici, İnce, 2004s. 1).

2.1.6 Folklorik Bebeğin Önemi

El sanatları konuları arasında bulunan Folklorik Bebeğin el sanatlarındaki tarifi şöyledir:

Hammadde ve artık parçaların yörenin giyim şekline göre ana hatlara ve genel görünüşe sadık kalınarak hazırlanması, sağlamlık, kalite ve güzelliği ile koleksiyonculara hitabeden teknikle yapılmış bebekler üzerine, folkloru yansıtıcı bir şekilde yerleştirilmesidir (Bilgin, 1997, s. 1)

El sanatlarımızdan biri olan yapma bebek dünyada koleksiyonu pul koleksiyonundan hemen sonra gelen, yaygın ve vazgeçilmez bir sanat koludur. Aynı zamanda memleketlerin folklorik kültürünü tanıtan uluslar arası kültür yakınlaşmalarını sağlayan konu olmakla önem kazanmaktadır ( Bilgin, 1997, s. l).

Türkiye geleneksel el sanatları yönünden gerçekten bir cennettir. Her yöre kendine mahsus folklora sahiptir. Bu gelenek- görenek içinde kendine özel kıyafetleri, süslemeleri, kız bebeklerini büyütürken anaların yaptığı geleneksel yapma bebekler vardır (Bilgin, 1997, s. 114 (b)).

20. yüzyılın iletişim araçlarından olan resimli kitaplar, fotoğraf, televizyon vb. modanın yaygınlaşmasında büyük roller oynamıştır. Bu iletişim araçlarıyla moda, rüzgâr hızıyla yayılabilmektedir. Ancak, süratle değişen örf ve adetlere bağlı giyim ve kuşamın yeni kuşaklara iletilmesi, resimlerle ve bebeklerle yapılmaktadır. Bu yüzden ananevi giyim- kuşamları aksettirmek yönünden bebek, toplumlar arasında süratle yayılabilen, az yer işgal eden ve nispeten ucuza mal edilen bir ortam oluşturabilmiştir. Bu sebeple tarihi ve özellikli giyim- kuşamlı yani "Folklorik Kıyafetli Yapma Bebek" sanat ve sanatçılar arasında kendine özgür bir ortam bulabilmiştir (Encylopaidia Britannica, 1969, cilt. 7, Bilgin, 1997, s. 23).

(36)

2.1.7 Folklorik Bebeğin Tarihsel Gelişimi

Folklorik yapma bebeğin tarihi gelişimi Boehn (1972)'ın "Dolls" adlı eserinde açıkladığına göre şöyledir: Bebek, çocukların eline geçmeden binlerce yıl önceden mevcuttu. Yetişkinler için bebek, taşıdığı mistik ve sihirli manalarıyla, geçmişi, şimdiki zaman ve dünyanın bilinmeyenlerini anlaşılmaz bir şekilde birleştiren bir unsurdur. (Bilgin, 1997, s. 4).

Bilgi kaynaklarından bazılarına göre en eski kalıntılar (M. Ö. 40. 000) Fransa'dan Güney Rusya'ya kadar uzanan bölümde bulunmuştur. Bunlar umumiyetle dişi, mübalağalı şekilde ifade edilmiş cinsel karakterli olup bereket figürleri olarak algılanmışlardır. Bunların en eski ve tanınmışı Willendorf Venüsü'dür (Bilgin, 1997, s. 4).

Hitit, Frig, Bronzçağ ve Cilalıtaş devri tabakalarında bulunan ve dini törenlerde yer aldığı anlaşılan heykelciklerin bir kısmının oyuncak bebek olarak kullanıldığı, diğer bir kısmının ise ana tanrıça kültürü ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır (Bilgin, 1997, s. 4).

En eski bebekler mezarlıklarda bulunmuştur. M. Ö. 3000 yılına ait İndüs Nehri kenarında Mahenjo- Dora'da (Batı Pakistan) bulunan bebekler pişmiş çamurdan yapılmıştır. Günümüze kadar dayanarak gelenler genellikle kemik, tahta, taş, fildişinden ve bitki tohumundan yapılmış olanlardı. Muhtemelen bazıları, dayanıksız materyal kullanıldığı için, günümüze kadar gelememiştir (Taşdemir, 2009, s. 11).

Mısır ve Roma bebeklerinin (M. Ö. 300) içi papirüs kâğıtları ile doldurulurdu. M. S. 500 yılına gelene Mısırda yünden kroşe tekniği ile örülmüş renkli elbiseli, başı yünden yapılmış bebekler bulunmuştur (Taşdemir, 2009, s. 11).

Bilinen en eski Yunan oyuncak bebeği çamurdan yapılmıştır. Genellikle dişi figürdür. Elleri ayakları hareket edebilir özelliktedir (Bilgin, 1997, s. 7).

Sibirya'daki ren geyiği avcıları tarafından bugüne kadar karaçam veya tozağacından oyulan insan figürleri- Ostyakların, Yakutların, Goldilerin vb. halkın atalarını temsil eder ve daima dişidir. Ev, av için terk edildiğinde bu küçük heykele emanet edilir; döndüklerinde ona yulaf ezmesi, yağ verirler ve "sağlığımızı korumamız için bize yardım et", "çok av bulmamız için bize yardım et" diye dua ederler. . . . (Ateş, 1996, s. 30).

(37)

Japonların oyuncak bebek olarak adlandırdıkları, ningyo, her halde tarihöncesi zamanlarda çocukların oynadıkları bir şey değildi. İlkel insanlar tahminen onu bazı ruhların cisimleşmiş hali gibi saygı içinde kabul ettiler. Bu arkeologların eski mısır çocuk mezarlardan mobilya ve oyuncaklar arasında bebeğe benzer hiçbir şey bulunmaması sonucu ortaya çıkmıştır. Güney Amerikadaki, Guina yerlileri son yıllara kadar oynanan bebek fikrine sahip olmadılar. Japonyadaki son taş devri kalıntıları bakır insan imajlarının yanı sıra bakır maskeler, bakır ayı ve erkek domuz figürleridir. Aslında bunların ne için kullanıldıkları halen bilinmemekte fakat mutlak olarak görülen şu ki bunların çocukların oynadıkları şeyler olmadığıdır (Taşdemir, 2009, s. 11).

Uzman görüşüne göre bu objeler dinsel ayinlere aitti muhtemelen avcılık ve balıkçılık ile uğraşan taş devri insanının maskotlarından fazla anlama geliyordu. Keşfedilen bakır insan figürleri arasında büyük çoğunluk dişi figürlerdi ve bu çoğunluk anne olmak gibi görünüyor. Tarihin başlangıcına gelirken, kalıntılar arasında haniwa diye adlandırılan bakır simgeler buluruz. Bu insan, at ve diğer şeyleri simgeleyen nesneler daire içinde gömülüdür. Altıncı yüzyılda Japonya'ya Budizmin girişiyle büyük miktarda Budist nesneler yapılmaya başlanmıştır (Tokubei, 1955, s. 2).

Eskimoların kemikten oydukları küçük bebekçikler, devrilmesini önlemek için kano veya kayıklar üzerinde bir tılsım olarak kullanılmaktaydı. Buna benzer tılsım taşıyan nazar bebekleri gibi bebekler modern cemiyetlerde de süs unsuru olarak halen kullanılmaktadır (Bilgin, 1997, s. l 1).

Gerek ülkemizde, gerekse diğer ülkelerde çok değişik tarz ve çeşitte Folklorik Bebeklerin örneklerine çok sık rastlanır. Ruslara ait iç içe yerleştirilmiş birden fazla bebek barındıran "matruşka", Meksikalıların kendilerine has kocaman hasır şapkalı pamuk ve zamktan yapılmış bebekleri, Güney-batı Amerika Kızılderililerine ait "Kachinas" bebekleri, endüstrinin üzerinde etkisini gösterdiği plastik Fransız, Alman ve İngiliz bebekleri, uzak doğunun çekik gözlü folklorik bebekleri vardır (Taşdemir, 2009, s. 11).

Folklorik bebeğin Türkiye'deki tarihsel gelişimi ise şöyle olmuştur; Ülkemizde yapma bebeklerin tarihi çok eski dönemlere dayanmaktadır.

Türk halk kültüründe yapma bebeklerle ilgili zengin bir birikim vardır. Kökeni Şamanizm'e dayanan bu birikim içerisinde yağmur duaları, doğumla ilgili gelenekler,

(38)

kuklacılık sanatı, bostan korkulukları çevresinde yapma bebek kültürünü görmekteyiz ( Toygar, 1984, s. 69).

Bir etnografık bilgiye göre Altaylılarda tös-töz, Yakutlarda tangara, Uranha'larda eren, Moğol- Buret'lerde ongon denilen putlar- fetişler vardır. Bunlar keçeden, paçavralardan, kayın ağacı kabuğundan yapılır. Bir kısmı çocukların oynadıkları bebeklere benzerler. . . . Ava veya önemli bir sefere çıkarken bu putlara saçı saçarlar ve ağızlarına yağ sürerlerdi (İnan; 2000, s. 42).

Ülkemizde yapma bebekler oyuncak, kukla ve diğer törensel işlevleriyle yaygın olarak yaşamaktadır. Kentsel yaşamda genel olarak "bebek" adıyla bilinse de Anadolu'nun birçok yerinde yapma bebeklere "gelin" denir. Bu tanıma Çanakkale, Afyon, Denizli, Konya, Akşehir, Niğde dolaylarında "Güççe" Erzurum, Gümüşhane ve civarında "Korçak" Manisa ve Akşehir'de "kurçak" olarak rastlanmaktadır. Anadolu'nun bazı yörelerinde bu bebeklere verilen "dodu", "gade" isimlerinin, Türklerin Orta Asya'da inanç sistemi olarak benimsedikleri Şamanizm' den kaynaklandığı açıkça görülmektedir (Taşdemir, 2009, s. 12)

Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi El Sanatları Eğitim Bölümü öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Melda Özdemir, Yrd. Doç. Dr. Fatma Yetim ve Yrd. Doç. Dr. Hülya Köklü'nün 'Bolu İli Yöresel Kıyafetlerinin İncelenmesi ve Folklorik Yapma Bebek Üretiminde Değerlendirilmesi' projelerine Tübitak ve Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Destekleme Kurulu destek vermiştir. Bolu ve ilçelerinde 2 yıl süren araştırmaların ardından orjinal kıyafetler ortaya çıkarılmıştır. Yrd. Doç. Dr. Özdemir, Yrd. Doç. Dr. Yetim ve Yrd. Doç. Dr. Köklü yapılan araştırmaların ardından ortaya çıkan 12 bebek modelini Bolu İzzet_ Baysal Halk Eğitim Merkezi'nde 5 gün süren kursta kız meslek lisesi, halk eğitimi el sanatları öğretmenleri ve usta öğreticilere öğretmişlerdir (Taşdemir, 2009, s. 12)

Yurt içi ve yurt dışında folklorik bebek konusuyla ilgili çeşitli sergiler ve yarışmalar düzenlenmektedir.

Dünyadaki ilk bebek sergisi 1936 yılında Kızılay, Kızılhaç, Kızılarslan ve Güneş derneklerinin katılması ile Taksim Belediye bahçesinde açılmıştır. Yarışmalı olarak düzenlenen sergiye 20 ülke katılmıştır. Daha sonra Türkiye'de ve yabancı ülkelerde birçok kere bebek sergileri düzenlenmiştir. Akşam Kız Sanat ve Olgunlaşma

(39)

Enstitülerine bebekçilik dersleri konulmuştur. Ayrıca Kızılay Derneği, rehabilitasyon çalışmaları programına, sakat kimselerle, evlerinde çalışmak zorunda olanlar için, sürekli bebekçilik kursları açılmış bu kurslarda yetişenlerin imal ettikleri bebeklerin satışına yardım edilmiştir (Anonim, 1988, s. 83).

Ülkemizde ilk kitre bebeği yapan sanatçı Zehra Müfit Soner'dir. Bu yarışmada katılımcı yirmi ülke arasından "Arzuhalci" isimli bebeğiyle birincilik kazanmıştır (Anonim, 2007).

Türkiye'de folklorik bebek sanatının doğmasında açılan sergilerin önemli rolü olmuştur.

Yurtiçinde çeşitli sergiler açan folklorik bebek sanatçısı Lütfıye Batukan, folklorumuzu tanıtmak için yurtdışında da sergiler açmaktadır. Eserleri Amerika Birleşik Devletlerindeki Tekstil Kataloğu'nda ve Viyana'daki Bebek Müzesi'nde yer alan sanatçı, ABD'de düzenlenecek bir sergiye hazırlanıyor. Polonya'da düzenlenen Milli Kıyafetli Bebek Yanşması'nda başarı ödülü sahibi olan sanatçı, Türkiye'de düzenlenen Milli Kıyafetli Bebek Yanşması'nda birincilik ödülü almıştır (Taşdemir, 2009, s. 13)

Son olarak, Millî Eğitim Bakanlığı Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından kitre bebeklerin yaşatılması, gelecek kuşaklara aktarılması ve hak ettiği değeri bulması amacıyla Mayıs 2008 tarihinde "Folklorik Kitre Bebek Yarışması" düzenlenmiştir. Yarışma; Yöresel Günlük Genç Kadın Kıyafeti, Yöresel Günlük Genç Erkek Kıyafeti, Yöresel Gelin Kıyafeti ve Yöresel Damat Kıyafeti olmak üzere dört kategoride yapılmış olup, 81 ilin birincisi olan folklorik kitre bebeklerle "Kitre Bebekler ve Türkiye Giysi Mozayiği Koleksiyonu" nun oluşturularak zengin Türk kültürünün ulusal ve uluslar arası pazarda tanıtılması hedeflenmektedir. Bu yarışma ile; kültürel değerlerin yaşatılması, kalite ve verimlilik bilincinin geliştirilmesi, pazar olanaklarının artırılması, ürün çeşitliliğinin artırılması ve öğretmenlerin araştırma, geliştirme, tasarlama, üretim deneyimlerinin geliştirilmesi, hedeflenmektedir (<www. ktogm. meb. gov. tr > 2008/ haziran, 5).

Türk el sanatları içerisinde yer alan ekonomik ve kültürel anlam taşıyan folklorik bebeklerin giyim kuşam kültürümüzle çok sıkı ilişkileri vardır.

Şekil

Tablo 1. Cinsiyet, Yaş ve Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı
Tablo 3. Folklorik Bebeklerin Temin Şekli
Tablo 4. Satılmakta Olan Folklorik Bebeklere Gösterilen İlgi Dereceleri  Seçenekler Sayı %  Çok   -  -  Orta 3  10  Az 7  23,33  Hiç   20  66,67
Tablo 5. Satılmakta Olan Folklorik Bebeklerin ve Gelirlerin Yeterliliği
+2

Referanslar

Benzer Belgeler

14–17 Mart 2013 tarihleri arasında Dermatokozmetoloji Derneği ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı işbirliği ile, Karinna Otel, Bursa ,Uludağ’

Beyaz gömlek hipertansiyonu olan olgularda sol ventrikül diyastolik fonksiyonunun doku Doppler ekokardiyografi ile de¤erlendirilmesi The evaluation of left ventricular

Hekim ofisinde yapılan ilk muayenelerinde sistolik ve/veya diyastolik kan basınçları yüksek bulunan fa- kat daha sonra evlerinde yapılan ölçümlerde normal.. değerler

Bu sebeple bu çalışmanın amacı, hastalarda dental anksiyete görülme sıklığını belirlemek ve anksiyete düzeylerinin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi ve diş hekimi

Eski Nafia Vekili Sayın Behiç Erkin tarafından Yataklı Vagon Şirketince Hüsnü Sadık Durukala verilen madalyanın tevdii. İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi

Menderes Masifinden toplanan yeşilşist fasiyesi meta- pelitlerinden 64 beyaz mika örneği üzerinde yapılan XRD analizleri sonucunda üç grup/bölge değerlendirilmiş ve ma-

Var olmaya daha fazla dayanamamış gibi, yok olmak istemiş gibi bükmüştü boynunu.. Köklerinden, toprağından uzak yığılmak, dökülmek, kurumak,

Araştırma bulgularına göre kurumlarda tercih edilen eğitim yöntemleri oryantasyon, işbaşı, uzaktan, gösteri yoluyla eğitim ve beklenen sorunlar yöntemi olduğu