• Sonuç bulunamadı

Keskin Yöresi Bağlama İcrasında Görülen Tezene Kalıplarının Bağlama Eğitiminde Kullanılması.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Keskin Yöresi Bağlama İcrasında Görülen Tezene Kalıplarının Bağlama Eğitiminde Kullanılması."

Copied!
95
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

KESKİN YÖRESİ BAĞLAMA İCRASINDA GÖRÜLEN

TEZENE KALIPLARININ BAĞLAMA ÖĞRETİMİNDE

KULLANILMASI

Eren Can YILDIZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

MÜZİK EĞİTİMİ BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ………….ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Eren Can Soyadı : YILDIZ

Bölümü : Müzik Öğretmenliği

İmza :

Teslim tarihi : 26/06/2018

TEZİN

Türkçe Adı : Keskin Yöresi Bağlama İcrasında Görülen Tezene Kalıplarının Bağlama Eğitiminde Kullanılması.

İngilizce Adı : Keskin’s Region Brought Code Used In Bağlama Teaching Of Tezene Molds

(4)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANNAMESİ

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Tarih:26.06.2018

Yazar Adı Soyadı: Eren Can Yıldız İmza:

(5)

iii

JÜRİ ONAY SAYFASI

Eren Can Yıldız tarafından hazırlanan “Keskin Yöresi Bağlama İcrasında Görülen Tezene Kalıplarının Bağlama Öğretiminde Kullanılması” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman : Prof. İsmet DOĞAN

(Müzik Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) Başkan : Prof. İsmet DOĞAN

(Müzik Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi)

Üye : Prof. Dr. Türker EROĞLU

(Müzik Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi)

Üye : Doç. Dr. Cenk GÜRAY

(Devlet Konservatuvarı, Hacettepe Üniversitesi)

Tez Savunma Tarihi: 26/06/2018

Bu tezin Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Selma YEL

(6)

iv

TEŞEKKÜR

Araştırmalarım sırasında desteklerini bir an olsun benden esirgemeyen, çalışmalarıma yön verip beni her koşulda cesaretlendiren değerli hocalarım Prof. İsmet DOĞAN, Prof. Dr. Türker EROĞLU, Doç. Dr. Şebnem Orhan ve Dr. Öğr. Üyesi Murat KARABULUT hocalarıma teşekkürlerimi sunarım. Halk müziğini tanıyabilmem ve bağlama çalgısını bu denli içselleştirebilmemde büyük katkıları olan başta Doç. Dr. Cenk GÜRAY ve ailem olmak üzere bu uzun yolda bana yol gösteren ve örnek olan bütün herkese teşekkürü bir borç bilirim.

(7)

v

KESKİN YÖRESİ BAĞLAMA İCRASINDA GÖRÜLEN

TEZENE KALIPLARININ BAĞLAMA ÖĞRETİMİNDE

KULLANILMASI

(Yüksek Lisans Tezi)

Eren Can YILDIZ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Haziran 2018

ÖZ

Yapılan araştırmanın amacı Keskin yöresi bağlama icrasında görülen tezene kalıplarının bağlama öğretiminde kullanılmasına yönelik egzersizlerin öğrenciler üzerinde olumlu veya olumsuz nasıl bir etki bıraktığının saptanması ve uygulamalara yönelik etkinliklerin belirlenmesidir. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için uzman görüşlerine ve bu görüşleri puanlandıran performans değerlendirme ölçeğinden yararlanılmıştır. Araştırma kapsamında örneklem grubu belirlenerek araştırmaya katılmayı kabul eden on öğrenci ile çalışmalara başlanmıştır. Araştırmaya katılan öğrenciler beşerli gruplar halinde ikiye ayrılmıştır. Bu iki grup deney ve kontrol grubu olarak ifade edilmiştir. Deney grubuna Keskin yöresine ait olan eserler için hazırlanmış egzersizler uygulanmış ve değişimleri zaman içerisinde video kayıt yöntemi ile kayıt altına alınmıştır. Süreç bu şekilde ilerlerken kontrol grubu ile de kendilerine ayrılan zaman diliminde eserin gelişimine yönelik çalışmalar yürütülmüştür. Daha sonrasında uzman kişilerin yardımına başvurularak deney ve kontrol gruplarının başlangıç seviyeleri ve son durumlarının değerlendirilmesi istenmiştir. Yapılan araştırmalar ve değerlendirmeler sonucunda elde edilen puanlar Spss 22 programı ile analiz edilerek istatistiksel olarak değerlendirilmeleri yapılmıştır. Bu

(8)

vi

değerlendirmeler yapılırken bağımlı örneklem t-testi kullanılmıştır. Değerlendirmeler sonucunda uzmanlar tarafından deney ve kontrol grubuna 9 farklı alt boyuta ilişkin verilen puanlar doğrultusunda, çalışma sürecinde kullanılan tezene kalıplarının, öğrencilerin çalıştığı eserlerin karakteristik özelliklerini yansıtabilme ve esere ait olan sağ ve sol el tavırlarının uygulanabilmesi boyutları hususunda anlamlı bir farklılığın olup olmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler : Bağlama, Bağlama Eğitimi, Yöresel Tavır, Türk Halk Müziği

Sayfa Sayısı : 95

(9)

KESKİN’S REG

ION BROUGHT CODE

USED IN BAĞLAMA TEACHING OF TEZENE MOLDS

(M.S Thesis)

Eren Can Yıldız

GAZ

İ UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES

June 2018

ABSTRACT

The aim of the research is seen in the Keskin’s region bağlama performing tezene patterns of bağlama to be used in teaching the students exercise for positive or negative impact identification and application of leave determination of the activities. This is the objective to allow the views of expert reviews and by ratings performance evaluation in farmlands. Research determined the scope of the sample group ten students who agreed to participate to the survey has begun to work with. students participating in the research were randomly divided into groups divided. These two groups experimental and control group are expressed as. Experiment group works belonging to the Keskin’s region prepared exercises for applied and changes over time has been recorded with the video recording method. While the control group and in this way the process in their own period of time allocated for the development of the studies of the work undertaken. Then, referring to the help of experts in the experimental and control groups were asked to initial levels and evaluation of the latest situation. Research and evaluation are obtained as a result of having

(10)

viii

been analyzed with the statistical program Spss scores 22 as were made in the evaluation. These evaluations were used when the sample t-test dependent. Reviews by experts as a result of the experimental and control group 9 in accordance with points given for a different size, the study used in the process of students works of patterns tezene characteristics responsibility and taking a right and left hand demeanor belonging to apply dimensions of the work was to determine whether there is a meaningful difference.

Key Words : Tranning of Bağlama Instrument, Turkish Folk Music, Local Traits Page Numbers : 95

(11)

ix

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... i

ETİK İLKERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

JÜRİ ONAY SAYFASI ... iii

TEŞEKKÜR ... iv

ÖZ ... v

ABSTRACT ... vii

TABLOLAR LİSTESİ ... xii

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xiii

BÖLÜM I ... 1

GİRİŞ ... 1

Problem Durumu ... 3 Alt Problemler ... 3 Araştırmanın Amacı ... 4 Araştırmanın Önemi ... 4 Sayıltılar ... 4 Sınırlılıklar... 4

BÖLÜM II ... 7

YÖNTEM ... 7

Araştırmanın Modeli ... 7

Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ... 8

Araştırmada Kullanılan Ölçme Aracı ... 8

Veri Çözümleme ve Analizler ... 8

BÖLÜM III ... 9

TÜRK HALK MÜZİĞİNDE ÇALGILAR ... 9

(12)

x Daire ... 9 Davul ... 10 Şaman Davulu ... 10 Def... 10 Darbuka ... 10 Nefesli Sazlar ... 11 Kaval ... 11 Zurna ... 11 Sipsi ... 11 Tulum ... 12 Balaban ... 12 Yaylı Sazlar... 12 Kemençe ... 12 Kabak Kemane ... 13 Rebab ... 13 Iklığ... 14

Bağlama Çalgısının Tanımı ve Tarihçesi ... 14

Bağlama Çeşitleri ... 17 Meydan Sazı ... 18 Divan Sazı ... 18 Çöğür Sazı... 18 Bağlama ... 18 Tambura ... 19 Âşık Sazı ... 19 Cura ... 19

Orta Anadolu Halk Müziği ve Bağlama İcrası ... 19

Abdal Geleneği ... 20

Kırşehir Halk Müziğinde Türk Halk Müziğinin Yeri ve Önemi ... 21

Keskin Yöresi ve Civar Bölgelerde Bağlama İcrasında Dikkat Çekici Üstatlar ve İcracılar ... 22

Muharrem Ertaş ... 23

Keskinli Hacı Taşan ... 23

Neşet Ertaş ... 24

(13)

xi Kamil Öge ... 25 Seyit Çevik ... 25 Erol Cöke ... 26

BÖLÜM IV ... 27

BAĞLAMA EĞİTİMİ ... 27

Türkiye’de Genel Müzik Eğitimi Açısından Bağlama Eğitimi ... 27

Amatör(Özengen) Müzik Eğitimi Açısından Bağlama Eğitimi ... 28

Mesleki Müzik Eğitimi Açıcısından Bağlama Eğitimi ... 30

Bağlama Eğitiminde Kullanılan Eğitim Türleri ... 31

Geleneksel Yöntemlerle Yapılan Bağlama Eğitimi ... 31

Metodolojik Yöntemlerle Yapılan Bağlama Eğitimi ... 33

Keskin Yöresi Bağlama İcrasında Görülen Tezene Kalıplarının Bağlama Öğretiminde Kullanılması ... 34

Değirmenin Bendine Türküsüne İlişkin Egzersizler ... 34

Ne Güzel Yakışmış Allar Ayşe’ye Türküsü Egzersizleri ... 35

Bugün Ayın Işığı Türküsü Egzersizleri... 37

Altın Yüzük Türküsü Egzersizleri ... 39

Araştırmada Elde Edilen İstatistiksel Bulgular ve Yorumlar ... 39

Deney Grubuna İlişkin Bulgular ve Yorumlar ... 39

Birinci Deney Grubu Öğrencisine İlişkin Bulgular ... 40

İkinci Deney Grubu Öğrencisine İlişkin Bulgular ... 42

Dördüncü Deney Grubu Öğrencisine İlişkin Bulgular ... 46

Beşinci Deney Grubu Öğrencisine İlişkin Bulgular ... 48

Kontrol ve Deney Grubunun Ortalama Puanlarına İlişkin Bulgular ve Yorumlar ... 50

Kontrol Grubunun Ortalama Puanlarına İlişkin Bulgular ve Yorumlar ... 51

BÖLÜM V ... 55

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 55

(14)

xii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Uzman Değerlendirme Sonuçlarına İlişkin Birinci Öğrenci T-Testi Sonucu ... 40 Tablo 2. Uzman Değerlendirme Sonuçlarına İlişkin İkinci Öğrenci T-Testi Sonucu ... 42 Tablo 3. Uzman Değerlendirme Sonuçlarına İlişkin Üçüncü Öğrenci T-Testi Sonucu ... 44 Tablo 4.Uzman Değerlendirme Sonuçlarına İlişkin Dördüncü Öğrenci T-Testi Sonucu .... 46 Tablo 5. Uzman Değerlendirme Sonuçlarına İlişkin Beşinci Öğrenci T-Testi Sonucu ... 48 Tablo 6. Deney ve Kontrol Grubu Karşılaştırılmalı T-testi Sonucu ... 50 Tablo 7. Deney Grubu Ortalama Sonuçları ... 51

(15)

xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Bağlama Çalgısının Bölümleri ... 16

Şekil 2. Değirmenin Bendine Türküsüne İlişkin Ön Çalışma-1 ... 34

Şekil 3. Değirmenin Bendine Türküsüne İlişkin Ön Çalışma-2 ... 35

Şekil 4. Ne Güzel Yakışmış Allar Ayşe’ye Türküne İlişkin Ön Çalışma-1 ... 35

Şekil 5. Ne Güzel Yakışmış Allar Ayşe’ye Türküne İlişkin Ön Çalışma-2 ... 36

Şekil 6. Ne Güzel Yakışmış Allar Ayşe’ye Türküne İlişkin Ön Çalışma-3 ... 36

Şekil 7. Allı Turnam Türküsüne İlişkin Ön Çalışma-1 ... 37

Şekil 8. Bugün Ayın Işığı Türküsüne İlişkin Ön Çalışma-1 ... 37

Şekil 9. Bugün Ayın Işığı Türküsüne İlişkin Ön Çalışma-2 ... 38

Şekil 10. Bugün Ayın Işığı Türküsüne İlişkin Ön Çalışma-3 ... 38

(16)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bireyler varoluşlarından itibaren topluluklar halinde yaşamak için çaba sarf etmişlerdir. Bu durum sonucunda içinde bulundukları topluma ait olan kültürel değerleri, gelecek nesillere aktarma gereksinimi duymuşlardır. Kültür; toplum içerisinde yaşanan olayların, inançların, ortak değerlerin, örf ve adetlerin kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan en temel olgudur. Bu aktarımlar bazen dil kullanımı ile bazen de farklı biçimlerde aktarılmaktadır. İçerisinde hem yazılı hem de sözel anlatımın yer aldığı müzik, toplumların kültürlerinin yansıtılmasında çok ciddi bir araç olarak görülmektedir.

Araştırmanın daha iyi anlaşılabilmesi için araştırma içerisinde bazı tanımlamaların yapılması gerekmektedir. Bu husus da eğitim ve öğretim gibi kavramları tümdengelim yöntemi ile açıkladıktan sonra çalgı (enstrüman) eğitiminin tanımı ve önemi üzerinde durulacaktır.

Eğitim, bireylerde meydana gelen davranış değişikliği veya davranış değiştirme süreci olarak ifade edilmektedir. Belirli bir süreç içinde yapılmış olan bütün değişiklikler kişinin kendi yaşamında kullanılabiliyor olması eğitimin gerçekleştiriliyor olması anlamına gelmektedir. Başka tanımlamada ise davranış değişikliğinin kalıcı ve kasıtlı olarak gerçekleştiriliyor olması gerekmektedir (Ertürk 1972, s. 3).

Öğretim, eğitimin okul ortamında planlı ve programlı olarak yürütülmesi olarak tanımlanmaktadır. Öğrenme kavramı ise bireyin olgunlaşma düzeyinden veyahut zaman ile geçirdiği etkileşimden kaynaklı olarak yeni davranışlar kazanma süreci veya eski davranışların değiştirilmesi olarak da ifade edilmektedir. Bunların hepsi bir süreç kapsamında gerçekleştirilecek öğretimin öğrenme içerisinde yer aldığı bilinmektedir.

(17)

2

Öğretim ve öğrenme kavramları çoğunlukla birbiriyle karıştırılan kavramlardır özellikle öğretimin öğrenme yerine geçtiği düşünülmektedir. Öğretim planlı ve programlı bir şekilde sadece okulda gerçekleştirilirken eğitim zaman ve mekân sınırlaması olmadan her yerde meydana gelen bir kavramdır.

Sanat eğitimi birçok sanat alanın bir araya gelmesiyle oluşan bir süreç olarak ifade edilmektedir. Bu alanlar özellikle plastik sanatlar eğitimi, dramatik sanatlar eğitimi ve fonetik sanatlar eğitimi olmak üzere ifade edilir. Eğitimin içerisinde yer alan aynı zamanda sanat eğitimi kapsamında değerlendirilen müzik eğitimi bireyin kendisini kasıtlı olarak istemesiyle belirli bir amaç doğrultusunda müzik alanında davranışların değiştirilmesi veya geliştirilmesi olarak tanımlanmaktadır.

Müzik kavramının tanımı yapılacak olursa seslerden bir araya gelen ve bunun doğrultusunda oluşan bir bilim veya sanat dalı olarak ifade edilmektedir. Müzik ortaya çıkarılan kuralların doğruluğu açısından bilim olarak ifade edilir Bu kuralların hayata geçirildiği sürece de bir sanat olarak ifade edildiği de bilinmesi gerekmektedir (Uçan 2005, s. 10).

Günümüzde müzik eğitimi 3 ana başlık altında toplanması gerekir. Bunlar genel müzik eğitimi, özengen(amatör) müzik eğitimi ve mesleksel müzik eğitimi olarak sıralanmaktadır. Genel müzik eğitiminin tanımlanmasında ise hemen hemen herkesin katılabileceği ve herkese yönelik olarak gerçekleştirilen bir müzik eğitimi olarak ifade edilir. Özengen müzik eğitimi ise Müziğin veyahut müziğin belirli bir alanına ilgi duyan kişilerin yöneldiği ve bu alanda geliştirmek istenen müzik eğitimi olarak ifade edilmektedir. Mesleki müzik eğitimi ise belirlenmiş bir alan doğrultusunda ilerleyerek müziği meslek olarak icra etmek isteyen kişilerin yöneldiği müzik eğitimi tür olarak ifade edilir.

Bireyler müzik eğitimi kapsamında bazı enstrümanları çalmak isteyebilir. Bunun için sistematik olarak kazanılan bazı kazanımların bilinmesi gerekmektedir. Bu kapsam doğrultusunda enstrüman eğitiminin önemi ortaya çıkmaktadır. Enstrüman kullanımında verilen eğitimde kişilerin anatomik yapısına en uygun şekilde davranışların sergilenmesi ve kendisini daha uygun olarak geliştirilmesini amaçlayan sistematik bir eğitim süreci olarak tanımlanmaktadır (Binbaşıoğlu 1981, s. 18).

(18)

3

Araştırmamız kapsamında bulunan bağlama çalgısı Türklerin geçmiş kültürlerini en iyi şekilde aktarabilen en temel halk çalgıları arasında yer almaktadır. Bu çalgı halk arasında geniş kitlelere hitap etmesinden dolayı Anadolu'nun her yöresinde kendine farklı şekillerde bir yer bulmuştur. Bağlamalar Türk halkının ana çalgısı olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla tarihsel süreç içerisinde değerlendirildiğinde halkın sesi ve halkın sorunlarını ifade eden bir halk çalgısı olarak benimsenmiştir.

Bu araştırmanın, Keskin Yöresi bağlama icrasında görülen tezene kalıplarının öğretim sistemine eğitim materyalleri yolu ile aktarılması; Öğretim materyallerinin denenme sürecinde ise öğrenci tutumlarını inceleyip mevcut durumu saptaması ve bu sonuçları değerlendirerek bazı öneriler getirmek amacıyla bir kaynak oluşturması düşünülmektedir. Yöresel bağlama icrasının, bağlama eğitiminde ki öneminin saptanması; yöresel tezene kalıplarının çalgı eğitiminde öğrenci üzerinde ki düzeyi, öğrencinin yöresel icra teknikleri ile birlikte bağlama eğitimi almasıyla gelişim sürecinin hızlanması ve bu süreçte müzik eğitimi hayatını olumlu yönde etkilemesi amaçlanmaktadır.

(19)

4 Problem Durumu

Anadolu coğrafyasının kadim sazlarından biri olan bağlama şüphesizdir ki yüz yıllardır bu toprakların kültürüne ve bu kültürün gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sağlayan önemli bir çalgı aracı olmuştur. Ülkemizin zengin kültürel bir yapıya sahip olması, bu yapı içerisinde görülen coğrafi konumların yaşayış ve algılayış biçimlerinin birbiri arasında değişiklikler göstermesi kültürümüzün önemli yapı taşlarından birisi olan halk müziğimizde de belirli yöresel farklılıkları meydana getirmiştir. Geleneksel müziğimiz, halk çalgılarımızla kendine has üslup ve çalım teknikleri ile bağlama icrası içerisinde de o yöre müziğine has varsa tezene ve müzik tavırlarıyla çalınıp söylenir. Bağlama eğitimi içerisinde yöresel tezene tavırlarını analiz edip incelemek yöre müziği hakkında fikir sahibi olmamıza katkı sağlayacak ve çalgımız üzerinde olan hâkimiyetimizi olumlu yönde etkileyecektir.

Bu çerçevede çalışmada “Keskin yöresinde kullanılan tezene kalıpları keskin yöresinin yerel icrasını yansıtabilecek bir biçimde bağlama eğitiminde kullanılabilir mi? “ sorusuna cevap aranacaktır.

Alt Problemler

1. Keskin Yöresi bağlama icrasında kullanılan sağ el ve sol el tavır kalıpları hangi icracılarda ve hangi ezgilerde kullanılmaktadır?

2. Keskin Yöresinde tezene kalıplarına altyapı oluşturan ritmik kalıplar ve bu tezene kalıplarının oluşturduğu ritmik gruplar nelerdir?

3. Keskin Yöresinde yaygın olarak kullanılan sağ ve sol el tavır kalıpları nelerdir? 4. Keskin yöresi tezene kalıplarının eğitim öğretim sürecinde (Yöre özelliklerini yansıtmada) öğrencilere sağladığı ve sağlayabileceği katkılar nelerdir?

5. Bölgede icracı temelli ekolleşme dikkat çekmekte midir?

Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, Orta Anadolu Türk Halk Müziği kültüründe önemli bir yere sahip olan Keskin Bölgesi’nin yerel bağlama icrasının bağlama eğitimindeki önemini

(20)

5

belirlemeye çalışmak ve bu anlamda bölgede yaygın olarak kullanılan tezene kalıplarının analiz edilerek eğitim öğretim programına aktarılmasını sağlamaktır.

Araştırmanın Önemi

Bu araştırma Anadolu’da Türk Halk Müziğinin en önemli kaynak bölgelerinden biri olan Keskin yöresinin tezene kalıplarının öğretim sistemine eğitim materyalleri oluşturarak aktarılmasıdır.

Böylelikle geleneksel müziğe ait önemli kültürel detayların öğretim programlarına girmesi ve bu programlar aracılığıyla yerel ile bağları daha güçlü öğretmen, öğrenci ve icracıların yetişmesi hususunda katkı sağlanacaktır.

Sayıltılar

Bu çalışmanın çeşitli aşamalarında görüşlerine başvurulan uzmanlardan elde edilecek bilgilerin güvenilir olduğu varsayılmakta ve geçerli olduğu düşünülmektedir.

Sınırlılıklar Bu araştırma;

 TRT repertuvarında yer alan Keskin yöresi türküleri,

 Görüşlerine başvurulan uzman grubundan alanlarında uzman 2 öğretim üyesi  Araştırmanın deneysel çalışma grubunu oluşturan 10 öğrenciyle sınırlıdır.

(21)
(22)

7

BÖLÜM II

YÖNTEM

Araştırmanın bu kısmında araştırmaya uygunluk açısından belirlenen araştırmanın yöntemi, çalışma gruplarının oluşturulması, modeli, verilerin toplanması süreci, veri toplamada kullanılacak yöntemler ve verilerin nasıl analiz edileceği hakkında bilgilere yer verilmiştir.

Araştırmanın Modeli

Bu araştırmada karma araştırma modeli uygulanarak sonuca varılmaya çalışılmıştır. Araştırma bir bakıma niteliksel bir araştırma olarak görülse de aynı zamanda nicel bir araştırma olarak da incelenmesinin gerekliliği bilinmektedir.

Karma araştırma modeli nitel olarak yapılan bir araştırmanın herhangi bir aşamasında nicel veriler kullanılarak araştırmanın değerlendirilmesidir. Kısaca araştırmada deneysel olarak başlayan bir çalışmanın sonrasında elde edilen deney sonuçlarının kişiler üzerinde nasıl bir değişime etki ettiğinin karşılaştırılmasıdır. Araştırmada elde edilen bulgular ile deney grupları arasındaki uyumun karşılaştırılması olarak da söylenebilir.

Araştırmada nitel verilerin toplanması ve işlenmesinde literatür taraması, video kayıtları, ve müzikal analizler kullanılmıştır. Deneysel anlamda ise Keskin yöresi abdallarının karakteristik bağlama icrasına yönelik hazırlanmış egzersizlerin araştırma öncesinde belirlenen çalışma grubuna uygulanmasına karar verilmiştir. Belirlenen egzersizlerin çalışma gruplarını ne derecede ve nasıl etkilediğini anlamlandırmak üzere çekilen video kayıtlarının, uzman görüşlerine yer verilerek puanlandırılması kararlaştırılmıştır.

(23)

8 Araştırmanın Evreni ve Örneklemi

Araştırmada incelenecek olan türküler Orta Anadolu Bölgesinde yer alan Keskin yöresi türküleridir. Araştırmaya katılacak olan öğrencilerin yöreye ait olan türküleri bağlama icrası açısından uygulaması hedeflenerek araştırmanın örneklemini Gazi Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarında bağlama eğitimi alan 10 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem seçimine gidilmesindeki en büyük amaç bütün evrene ulaşmanın mümkün olmaması olarak ifade edilebilir. Yapılan araştırmanın evrenini ise Türkiye’de Eğitim Fakültelerinde ve Konservatuvarlarında bağlama eğitimi alan bütün öğrenciler oluşturmaktadır.

Araştırmada Kullanılan Ölçme Aracı

Araştırmaya katılan öğrencilerin belirlenen egzersizleri uygulamadan önceki durumlarının belirlenmesi için bağlama icraları video kayıt altına alınmış ve uzmanlar tarafından değerlendirilmesi istenmiştir. Uzmanlar tarafından yapılan incelemeler Mehmet Erhan Yiğiter tarafından kullanılan performans değerlendirme ölçeği ile gerçekleştirilmiştir. Böylelikle araştırmanın ön test kısmı tamamlanmış daha sonrasında ise daha önceden belirlenen uygulamalar eşliğinde çalıştırılan öğrencilerin bağlama icraları tekrar kayıt altına alınarak incelenmiş ve tekrardan uzman görüşlerine başvurularak performans değerlendirme ölçeği ile puanlandırılması istenmiştir. Böylelikle son test aşaması da gerçekleştirilmiştir. Performans Değerlendirme Ölçeği Ek-1’de gösterilmiştir.

Veri Çözümleme ve Analizler

Yapılan araştırmada daha öncesinden kontrol ve deney grubu olarak ayrılan öğrenci gruplarının performanslarını değerlendirmek için kullanılan performans değerlendirme ölçeğinde yer alan soruların uzmanlar tarafından değerlendirilerek el edilen ön test ve son test değerleri elde edilmiştir. Daha sonra bu iki grup arasında oluşan anlamlı farklılığın belirlenmesi için Bağımlı Örneklem T-Testinden faydalanılmış ve değişkenler arasında nasıl bir ilişki olduğu saptanmaya çalışılmıştır.

(24)

9

BÖLÜM III

TÜRK HALK MÜZİĞİNDE ÇALGILAR

Türk Halk Müziğinin temellerini oluşturan ezgilerin ve ses düzenlerinin yapısı incelendiğinde oldukça basit ve anlaşılır bir ses düzeninde kurgulandığı görülmektedir. Kurgulanan bu düzen Anadolu’dan başlayarak Orta Asya’ya kadar giden yolda Türk insanın kırsal alanlardaki yaşam biçimini anlatmaya çalışmıştır. Türklerin topluluk olarak yaşadıkları bölgelerde kolay bir şekilde ellerine geçen malzemeler ile üretilen halk çalgıları ile eğlenme amacıyla düğünlerde, şenliklerde ve yöresel etkinliklerde kullanılmaya başlamıştır (Yarman 2002, s. 19).

Aşağıda Türk Halk müziğinde kullanılan bazı çalgıların tanımlamaları yapılmış ve genel hatları ile anlatımı sağlanmıştır.

Vurmalı Sazlar Daire

Vurmalı çalgı olarak da bilinen daire Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılmış ve Avrupa’ya geçişi bu coğrafyadan etkilenmiştir. Genel olarak ortalama 35 santim civarında bir kasnak kullanılarak ortasından bir deri geçirilip gergin bir şekilde tutularak yapılmaktadır. Kenarlarına diskler sayesinde deriye vurulduğunda çıkartılan şıngırdama sesi ile farklı seslerin çıkartılması sağlanmaktadır. Farklı yapılarda da kullanılan daireler şamanlar tarafından da kullanıldığı için şaman davulu olarak da ifade edilebilmektedir.

(25)

10 Davul

Vurmalı çalgılardan olan ve geniş ve büyük enli bir kasnak kullanılarak yapılan ve her iki yüzüne de deri gerilerek hem tokmak hem de değnek kullanılarak çalınan bir çalgı türüdür. Uzun yıllar Anadolu da kullanılmış ve daha sonrasında Orta Asya topluluklarında yaşanan etkileşim sonucunda kullanılarak geniş bir coğrafyaya yayılan en eski çalgı türleri arasında yerini almıştır. Geleneksel müzik türü içerisinde yer alan çalgılardan birisi olan davul daha sonralarında bazı bölgelerde haber vermede ve bir konuyu halka ilan etmede kullanılarak farklı amaçlar doğrultusunda da kullanılmaya başlamıştır (Özalp 2000, s. 432).

Şaman Davulu

Eski dönemlerde kam davulu olarak da bilinen şaman davulu Türklerin İslamiyet’i kabul etmeden önce inanç sisteminde yer alan şamanların kullandığı bir çalgı olarak bilinmektedir. Gök tanrı inancının yer ettiği dönemlerde Türk kültürü içerisinde büyük öneme sahip olan şamanların yeri her zaman halk arasında üst mertebelerde yer almaktadır. Bundan dolayı da kullanmış oldukları şaman davulları sadece onlar tarafından kullanılmaktadır. Bu dönemlerde şaman davullarının üzerine farklı şekiller çizilerek insanların isteklerinin ruhlarına iletildiği ve öbür dünya da iradelerini yönlendiren kutsal bir çalgı olarak algılanmasına neden olmuştur.

Def

Farklı kaynaklarda tef olarak da bilinen bu çalgı kasnağın üzerine geçirilen bir deri ile örtülerek yapılan vurmalı bir çalgı olarak bilinmektedir. Def çalgısından ses çıkartmak için parmaklar ve uç kısımları kullanılarak ses elde edilir ve çıkartılır. Def’in tarihi çok eski dönemlere dayandığı bilinmektedir. Bundan dolayı da sadece Türkler tarafından değil farklı milletler tarafından da kullanılmaktadır (Arseven 2004, s. 211).

Darbuka

Geçmişi milattan öncesine dayanan darbuka çeşitli biçimlere ve özelliklere sahip olarak başta Anadolu’da Mezopotamya’da ve Orta Asya’da yaygın olarak kullanılmıştır. Daha sonralarında farklı kültürlerle etkileşime girerek farklı biçimlerde kullanılmaya başlamıştır. Bazı bölgelerde, dümbek, dümbelek ve deplek olarak da ifade edilerek kullanılmıştır. Darbukada iki farklı ses bulunmaktadır bunlar düm ve tek sesleridir. Düm sesi ritimlerin

(26)

11

temelini oluştururken tek sesi de çoğu zaman süslemelerde kullanılmaktadır. Günümüz koşullarında çoğu düğünlerde ve şölenlerde bağlama çalgısının yanında kullanılarak Halk müziğinin ayrılmaz çalgılarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır (Özalp 2000, s. 161).

Nefesli Sazlar

Kaval

Nefesli çalgılar arasında yer alan ve üflenerek çalınan kavalın geçmişi çok eski dönemlere dayanmaktadır. İyi bir kaval yapımı için ardıç ağacı kullanılmaktadır. Daha sonrasında farklı malzemeleri birleştirerek yapılan kavalın üzerine yedisi yukarda olmak birisi de altta olmak koşulu ile sekiz delik açılır ve üflenen kavaldan ezgiler bu perdeler kullanılarak farklı biçimlerde sunulur. Kavalların boyları ortalama 30 ile 50 santim civarında yapılmaktadır (Özalp 2000, s. 447).

Zurna

Çift kamış kullanılarak yapılan ve üflemeli çalgılar arasında yer alan zurna geleneksel halk çalgıları arasında yer almaktadır. Günümüz şartlarında davul ile beraber kullanılarak çalınan bu çalgı ayrılmaz bir ikili olarak da müzik alanında yerini almıştır. Erik, kayısı ve şimşir ağaçları kullanılarak yapılan zurna üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar, Lüle, Zıpçık ve Dil olarak adlandırılan bölümlerdir. Zurnanın en büyük parçasına lüle, kamış ile yapılan küçük parçasına zıpçık, lüle ve zıpçık arasında kalan kısma ise dil denilmektedir (Arseven 2004, s. 206).

Sipsi

Türk müziğinde Yörüklerin kullandığı çalgı olarak bilinmektedir. Genellikle göl kenarlarında bulunan sazlılarda ya da sulak alanlarda yetişen kamıştan ve kargı adı verilen malzemelerden yapılmaktadır. Türkiye’de özellikle Ege bölgesinde ve Teke yöresinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Sipsinin boyu ve üzerinde bulunan perdeleri yöreye göre ve yapan ustaya göre farklılık göstermektedir. Genellikle 6 ile 7 perdeli olarak üretilmektedir. İki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım sesi çıkartan baş kısmı ve geriye

(27)

12

kalan kısmı da gövde yani perdelerin bulunduğu kısımdır. Çalınma şekli incelendiğinde ses çıkartması ve çalınması bir hayli zordur.

Tulum

Üflemeli çalgılar arasında yer alan tulumun geçmişi çok net olarak kaynaklarda yer almamaktadır. Fakat bazı kaynaklarda tulumun Oğuz Türklerine ait bir çalgı olduğu söylenmektedir. Kültürümüzde yerini alan bu üflemeli çalgı özellikle Karadeniz ezgilerinde yoğun olarak kullanılmakta ve Karadeniz müziği ile özdeşleşmiştir (Özalp 2000, s. 450). 3 kısımdan oluşmaktadır. Bunlar; ağızlık, gövde ve navdır. Ülkemizde kullanıldığı gibi özellikle Balkan yarımadasında ve İskoçya’da da yaygın olarak kullanılmaktadır.

Balaban

Özellikle Azerbaycan musikisinde kullanılan geleneksel üflemeli bir çalgı olarak bilinmektedir. Geçmişi milattan önce 2-3 bin yıllarına kadar dayanmaktadır. Kamış kullanılarak yapılmış bir çalgıdır. Üzerinde 9 ya da 10 perdesi bulunmaktadır (Samedov 2008, s. 5).

Yaylı Sazlar

Kemençe

Kemençe çalgısı diz üzerinde çalınan ve kemana benzer bir yapısı bulunan 3 telli küçük yaylı saz olarak tanımlanmaktadır. Özellikle Osmanlı müziğinde ve günümüzde Karadeniz yöresine ait halk müziğinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Daha iyi ses verebilmesi için dut, ardıç ve kiraz ağacından yapılmaktadır. Kemençe ortalama 40 santim uzunluğunda ve 15 santim genişliğinde küçük bir çalgıdır (Özalp 2000, s. 442).

(28)

13 Kabak Kemane

Yaylı Türk çalgıları arasında yerini alan Kabak Kemane yörelere ve biçimlerine farklılıklar göstermektedir. Özellikle tekne kısımları su kabağından yapılmaktadır. Sap kısımları sert ağaçlardan yapılmakta ve tekne kısmının altında ağaç ya da metalden yapılan mil bulunmaktadır. Kemençe çalgısı gibi diz üzerine konularak çalınmaktadır. Yay yardımı ile kabak kemane üzerinde bulunan tellerden sesler çıkartılır. İlk zamanlarda çalgı üzerinde bulunan teller bağırsak kullanılarak yapılırken günümüzde metal teller kullanılmaktadır. Üzerinde üç teli bulunmaktadır (Arseven 2004, s. 212).

Rebab

Türklerin çalmış olduğu en eski çalgılardan birisidir. Geçmişi incelendiğinde Uygur Türkleri tarafından çalındığı bilinmektedir. Aynı zamanda Orta Çağ döneminde Türk İslam Dünyasında yaygın olarak çalınan yaylı çalgılar arasında yerini almaktadır. Rebab zaman içerisinde kendisini yenileyerek farklı kalıplarda üretilerek yeni şekillerde kullanılmıştır. Bunlar; dikdörtgen, yuvarlak, armudi rebab olarak söylenebilir. Tek telli ve beş telli formları da bulunmaktadır. Rebablar yaylı sazların atası olarak da tanınmaktadır.

(29)

14 Iklığ

Orta Asya’da kullanılan ve ilk yaylı sazlardan birisi olan Türk kökenli saz olarak bilinmektedir. Aynı zamanda kopuzdan doğdu söylenen bütün sazlarında atası olarak söylenmektedir. Kızıl ardıç ağacı kullanılarak yapılmaktadır. Iklığ üzerinde iki tel bulunmaktadır. Keman ve kabak kemane çalmayı bilen hemen hemen herkes bu çalgıyı da rahatlıkla çalabilmektedir. Türk kültüründe bu çalgı hastaların tedavilerinde, fallarda ve sihirli dualarda yoğunlukla kullanılmaktadır.

Bağlama Çalgısının Tanımı ve Tarihçesi

Bağlamalar Türk halk müziğinde en yaygın kullanılan ve genellikle 7-9 telden oluşan ve mızrap yardımı ile çalınmakta olan sesin genişliğini 2 oktava kadar çıkartan tahtadan oluşan telli çalgı olarak ifade edilmektedir. Bağlamalar geçmiş dönemlerden bu yana Türklerin en çok kullandıkları çalgı türleri arasında yer almaktadır. Bundan dolayı da Türklerin bulundukları yörelerde farklılıkları olsa da ortak değerleri aktarma noktasında en önemli aktarım unsuru olduğu da bilinmektedir. Bağlama grubunda yer alan çalgıların daha iyi tanımlanabilmesi ve anlata bilinmesi için geçmişte kullanılan ve bağlamanın en çok etkilendiği atası olan kopuzun iyi bir şekilde anlatılması ve tanınması gerekmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda özellikle kopuz çalgısı ile ilgi şu ifadelere yer verilmiştir. Türklerin geleneklerini ve kültürel özelliklerini yansıtma notasında kullanılan en eski çalgı türü olarak ifade edilmiştir. Günümüze geldiğimizde kopuzun değişim göstererek zamanla bağlamaya dönüşmesi ile beraber Türkiye’de geçmişten gelen kültürün ve eski geleneklerin aktarılmasında kopuz gibi aynı coşku ile duygu birikiminin aktarılmasına yardımcı olmaktadır. Bağlama çalgısı yıllara meydan okuyarak kopuzun tarihinden koparak gelen ve birçok hayata olaya ve yaşanmışlığa tanıklık eden kıtaları aşarak günümüz şartlarına uyum sağlayan bir Anadolu yorumudur (Parlak 2013, s. 125).

Bağlama farklı yörelerde farklı adlar ile anılmakta ve yöreden yöreye çalınmasında ve yorumlanmasında farklılıklar bulunmaktadır. Anadolu’da tambura adıyla anılırken, Orta Asya’da kopuz ile Türkmenlerde dütar, Kazaklarda ise dombra olarak da adlandırılmaktadır. En genel ifadesi ile kopuzun ve tamburun kitaplarda geçtiği bilinmektedir. Özellikle 16. yüzyılda Osmanlı arşivlerinde ve Avrupa’daki bazı

(30)

15

kütüphanelerde tanbur adı sıklıkla kullanılmaktadır. O döneme ait olan kitaplarda tanbura ve dombra ifadelerini alarak bütün Orta Asya’da yaygınlaşmış ve Moğollara kadar uzanan bir geçmişe sahip olmayı başarmıştır (Ögel 1987, s. 23).

Toplumsal değerlerin zaman içerisinde değişmesi ve farklı kültürlerden etkilenilmesinden ötürü, Türklerin zaman içerisinde farklı coğrafyalarda yaşaması ve o coğrafyada bulunan değişik türde topluluklarla birlikte yaşam sürmesi, kültürel olarak değişim süreci yaşamalarına neden olmuştur. İçinde bulundukları toplumun farklı kültürlerinden etkilenen Türkler her alanda kendilerini değiştirmeye ve yenilemeye başlamıştır. Bu kapsamda da yeme içme alışkanlıklarında, konuşmalarında, giyimlerinde vb. birçok alanda farklılaşmaya başlamışlardır. Yaşanan bu değişimler müzik alanında kullandıkları çalgılarında da zamanla etkisini göstermeye başlamıştır. Kopuz her ne kadar eski ve etkileyici bir çalgı olarak o dönemlerde kullanılsa da zamanla Anadolu’da etkisini yitirmeye başlamıştır. Buda kopuzun kültürel değişime girmesine neden olan etkenler arasında sayıla bilmektedir.

Kopuzların yapılış aşamasında kullanılan gövdelerinde zaman içerisinde deriler kullanılırken yerini tahta gövdeye bırakması ile başladığını ifade etmektedir. Daha sonrasında perdesiz bir durumda olan kapakların zamanla perdeli şekilde çevrilmesi ile daha öncelerden kullanılan bağırsak tellerin yerlerini madeni tellerin alması ile yapı itibari ile farklılaşmaya başlamasıyla bağlamanın temellerinin atıldığını söylemektedir. Daha sonrasında yapısal olan bu değişimin sonucunda da kopuz yerine saz adını almaya başlamıştır. Terim olarak kullanılan saz kopuzdan sonra kullanılmış olan ilk terim olarak karşımıza çıkmıştır. Saz terimi köken olarak Fransızca olmasından dolayı on sekizinci yüzyıldan itibaren Türkçeleşerek bağlama teriminin kullanılmasına başlanmış ve bundan sonra Türk halkı tarafından bağlama olarak adlandırılmıştır (Kaya 2011, s. 9).

Bağlama çalgısı farklı bölümlerden oluşmaktadır ve her bölümün farklı adı bulunmaktadır. Bu bölümler aşağıda listelenmiştir.

 Tekne (Gövde)

 Burgular ve Akort Burguları  Göğüs ve Göğüs Kapağı  Sap (Klavye)

(31)

16  Perde

 Burgular  Üst eşik  Alt eşik

 Tel Bağlama Takozu (Tarak)  Teller

Aşağıdaki şekilde bağlama çalgısının gövdeleri gösterilmektedir.

Şekil 1. Bağlama Çalgısının Bölümleri Kaynak: www.sazkursu.com

Gövde: Aynı zamanda tekne olarak da adlandırılmaktadır. Armuda benzeyen bir yapısı vardır. Özellikle bağlama yapımında kullanılan dut ağacı ile oyularak yapılmaktadır. Göğüs: Gövdenin üzerine yapıştırılmak sureti ile kullanılmaktadır. Aynı zamanda sık elyaflara sahip ağaçlar kullanılmaktadır. Özellikle ladin, kızılçam gibi ağaçlar tercih edilmektedir.

(32)

17

Sap: Bağlamalarda bulunan perdelerin yer aldığı kısımdır. Sert ağaçlardan yapılmaktadır. Perdeler: Bağlamada sap kısmına bağlanmak sureti ile notaların yerlerini belirlemede kullanılan misinalardır. Bağlamanın türüne göre farklılık gösterebilir. Sayıları 7-30 arasında değişmektedir.

Burgular: Sapın üst kısmına yerleştirilmiş olan tahta parçasına denilmektedir. Alt eşikten gelen teller buralara bağlanır. Aynı zamanda akort yaparken de bu kısımdan yararlanılmaktadır.

Üst Eşik: Bu kısım burgudan gelecek olan tellerin belirli aralıklarla sap üzerinde konumlandırılmasına yarar.

Alt Eşik: Bu kısımda saptan gelen tellerin göğüste eşit aralıklarla dağıtılmasına yaramaktadır.

Tel Bağlama Takozu: Bağlamının bu kısmı tellerin gövde de bağlandığı sert tahta parçası olarak ifade edilmektedir. Tellerin tenekede konumlandırılmasında kullanılmaktadır. Teller: Zaman içerisinde değişime uğrayan parçalardan birisidir. Eski dönemlerde at kıllarından ya da bağırsaktan yapılan teller şimdiler de maden metalinden faydalanılarak yapılmaktadır ve çelikten oluşmaktadır. Bağlama sesinin çıkartılması noktasında etkilidir. Bağlama Çeşitleri

Bağlamalar günümüzde çok farklı alanlardan kullanılan ve sesleri çok etkileyici olan bir çalgı türü olarak ifade söylenmektedir. Bundan dolayı da zamanla bağlama farklı gruplara ayrılarak çeşitli tanımlamaların yapılmasına neden olmuştur. Bağlama ailesi olarak da bilinen türler aşağıda listelenmiştir.

 Meydan sazı  Divan sazı  Çöğür  Bağlama  Tambura  Âşık sazı  Cura

(33)

18

Yukarıda ifade edilen her bağlama türünün farklı kullanım alanı ve çıkardığı ses bakımından da farklılıkları bulunmaktadır.

Meydan Sazı

Kültürümüzde yer alan en büyük telli saz olarak kullanıldığı bilinmektedir. Adını da meydanlardan çalınmasından dolayı meydan sazı olarak ifade edilmektedir. Meydan sazında 12 tel bulunmasından dolayı bazı yörelerde 12 telli çalgı olarak da bilinmektedir. Sap kısmında ortalama 32 ila 33 perde bulunmaktadır. Tellerinin kalınlığı en az 35 numaradan başlamaktadır. Ortalama 110 cm boyundadır.

Divan Sazı

Boyut olarak divan sazı meydan sazından biraz daha kısadır. Ortalama 7 ile 9 teli bulunmaktadır. Adını âşıklar divanında çalınmasından aldığı söylenmektedir. Halk müziğinde uzun zamandan beri kullanılan divan sazı ses olarak bayağı güçlüdür.

Çöğür Sazı

Bu çalgı türü genellikle Toros bölgesinde bulunan çalgıcılar tarafından çalınmaktadır. Zamanla değişime uğramasından dolayı tel sayıları 6-9 arasında değişmektedir. Bu çalgı genel olarak nefes ayinlerinde ve semailerde kullanılmaktadır. Çöğür halk edebiyatından yerini alan ve şiirlerde saz eşliğinde söylenmesinden dolayı edebiyatın önemli parçalarından birisi haline gelmiştir. Özellikle 17. ve 18. Yüzyıllarda çoğu halk edebiyatı şairleri çöğür şairi olarak anılmaktadır.

Bağlama

Türk halkları arasında kopuzdan sonra en yaygın olarak kullanılan bağlama ailesinin en meşhur çalgılarından birisidir. Zaman içerisinde yaşadığı değişimlerden dolayı bağlama ailesinde ana saz olarak da nitelendirilmektedir. Bağlama adını aldığı divandan dolayı büyük bir gelişme göstererek ailesi içerisinde en çok kullanılan saz olma özelliğine de sahiptir. Temel saz olarak kabul gören ve ortalama 17- 24 perde aralığına sahip olması da

(34)

19

bir başka özelliğidir. Farklı ağaç türleri seçilerek yapılmışlardır. Öncelik olarak sert yapıya sahip olan ağaçlardan seçilen bağlama gövdeleri sesin daha tok çıkartılmasına olanak tanımaktadır. Bu bağlamda özellikle dut, ceviz ve gürgen ağaçlarından yapılmaları tavsiye edilmektedir. Türk halk müziği içerisinde birçok yörede türkülerimizin eşlik sazı olarak kullanılmakta ve ülkemizde bağlama eğitimine ciddi bir önem duyulmaktadır. Bu da farklı yörelerde bağlama ustalarının yetişmesine ve ülkemiz kültürünün geliştirilmesine olanak sağlamaktadır.

Tambura

Diğer çalgı türlerine göre tizlik bakımında bir ayrışıma neden olmuştur. Divan sazına göre ortalama 1 oktav daha tizdir. Bağlama ile kıyaslandığı zaman ise 4 oktav daha tiz olduğu bilinmektedir. Genellikle yay ya da tezene ile birlikte çalınmaktadır. Boy ebat olarak bağlamadan biraz daha kısadır 2’li gruplardan oluşan altı telden meydana gelmektedir.

Âşık Sazı

Adından da anlaşılacağı üzere âşıklar tarafından çalınan bir saz olup diğer bağlama ailesi içerisinde yer alan bağlama türlerine göre daha ince ses yapısına sahiptir. Halk ozanlarının sıklıkla kullanmasından dolayı adını halk ozanlarından yani âşıklardan aldığı söylenmektedir.

Cura

Bağlama çalgı ailesinde yer alan cura en küçük çalgı türü olarak bilinmektedir. Telleri 2 ya da 3 telden oluşmaktadır. Genellikle tezene ile çalınmaktadır. Aynı zamanda cura Anadolu’da ozanlar tarafından çalınmakta olup bir Yörük çalgısı olarak da tanımlanmaktadır. En fazla altı tele sahip olarak yapımı sürdürülmektedir.

Orta Anadolu Halk Müziği ve Bağlama İcrası

Orta Anadolu bölgesi iç Anadolu bölgesini kapsayan geniş bir alanı temsil etmektedir. Bu bölgelerde halkın kendisine özgü niteliklerini barındıran birçok yöre bulunmaktadır.

(35)

20

Özellikle Türk halk müziği alanında çok fazla çeşitliliğin bulunması bu bölgenin kültürel değerlerinin yaşatılması açısından çok değerlidir. Bu bölgelerde geçmişten günümüze hem tarihsel hem de dinsel gelenekleri incelendiğinde özellikle Yozgat, Kırşehir, Ankara ve Nevşehir bölgelerinde yaşayan halk müziği ile ilgilenen kişilerin çoğunluğunun Bektaşi geleneğine sahip olmaları geçmiş kültürlerden etkilendiklerinin göstergelerinden birisidir.

Abdal Geleneği

Toplumların ortaya çıktığı dönemlerden itibaren müziğin insanoğlunun vazgeçilmez bir parçası olduğu bilinmektedir. Bireylerin müzik alanında yapmış olduğu araştırmalar ve incelemeler sonucunda farklı müzik kültürlerinin ortaya çıkması ve müziğin çeşitlenmesine neden olmuştur. Bunun sonucunda da farklı müzik gruplarının temeli de bu sayede atılmıştır (Duygulu 1997, s. 109).

Özelikle Kırşehir bölgesinde müzik ile uğraşan bu gruplar Abdal toplulukları olarak ifade edilmektedir. Abdallar çok geniş alanlara yayılarak birçok kişiyi müzik anlamında etkilemiş ve zaman içerisinde abdallık geleneğinin oluşmasına yardımcı olmuşlardır. Abdallık geleneğinde kişiler kendilerini müzisyen olarak adlandırmaktan çok müziğin hayatın ayrılmaz bir parçası olarak görerek yaşamlarını sürdürmüşlerdir.

Abdallar üzerinde birçok araştırma ve çalışma yapılmış özellikle Fuat Köprülü’nün yapmış olduğu çalışma da abdallığın birçok boyutunun olduğu belirtilmiş ve tasavvuf, din, tarih, edebiyat ve etnografya açısından ayrı ayrı incelenmesi gerekliliğini işaret etmiştir (Köprülü 1986, s. 49).

Kırşehir halk müziğinin kültürel anlamda gelişmesini ve değişmesini sağlayan yapının abdallar olduğu bilinmektedir. Bu kapsam doğrultusunda abdalların kelime anlamı ve etimolojik kökeninin bilinmesi abdallık geleneğinin anlaşılması noktasında büyük bir öneme sahiptir. Abdal kelimesi sözlük anlamında, değişmek, değiştirmek olarak ifade edilirken, Arapçada bedel kelimesinin çoğulu olarak ifade edilmiştir. Ayrıca zahid, derviş, dindar gibi farklı anlamları da bulunmaktadır. Ülkemizin farklı bölgelerinde de abdallık farklı anlamlara gelen çeşitli şekillerde ifade edilmektedir. Bunun en büyük örneği Diyarbakır da âşık veya mıtrıp, Şanlıurfa ve çevresinde gevende, Kahramanmaraş ve

(36)

21

çevresindeki illerde kirve gibi farklı bölgesel isimler altında ifade edilmektedir (Okumuş 2005, s. 36).

Abdalların Kırşehir bölgesinde yaşamalarının en büyük nedeni Alevi-Türkmen topluluklarının bu bölgede yoğun olarak yaşamasından kaynaklanmaktadır. Kırşehir bölgesi Hacı Bektaş’ı Veli’nin bu bölgede yaşamış abdalların kimliklerinin etkilenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Abdallar kendilerini deveciler ve Kürt abdalları olarak iki farklı grup olarak ayırmaktadır (Aksüt 2002, s. 70).

Abdalların kendilerine has sosyal, kültürel, dinsel ve ekonomik değerlerinin en belirgin olarak gözlemleneceği yerlerin başında Kırşehir gelmektedir. Ayrıca Kırşehir’de yaşanan abdalların yanı sıra bu bölgelerden etkilenen ya da yer değiştiren abdallar Kırıkkale-Keskin bölgesinde, Nevşehir-Hacıbektaş, Ankara da özelikle Polatlı, Haymana ve Gölbaşı bölgelerinde yaşayan abdallar bulunmaktadır (Gürsoy 2006, s 23).

Kırşehir Halk Müziğinde Türk Halk Müziğinin Yeri ve Önemi

Bölge halkı genellikle ozanlık ya da âşıklık adı verilen geleneğin devam ettirilmesi için büyük bir uğraş vermektedir. Özellikle abdallar bu konu üzerinde daha çok durmaktadır. Durumun böyle olmasındaki en büyük etken ise yörenin içinde bulunduğu tarihi, coğrafi ve kültürel değerlerdir. Yörenin zaman içerisinde aldığı göçler ve değişen yaşam koşullarından kaynaklı olarak müzik alanında etkilenmelerin ve değişimlerin yaşanmasına da neden olduğu bilinmektedir. Tarih boyunca birçok medeniyete ve ev sahipliği yapan bu bölgede kültür, gelenek ve görenek anlamında birçok mirasın bırakılmasına ve kültürel alanda çeşitliliğin yaşanmasına zemin hazırlamıştır (Durbilmez 2010, s. 195-224).

Aynı zamanda eski dönemlerden gelen ya da bir şekilde yolu orta Anadolu’ya düşen Ahi Evran, Hacı Bektaş, Âşık Paşa gibi tasavvuf, dil ve edebiyat alanında önder olan kişilerin bölge üzerinde oluşan kültürel yağının ve halk müziği alanında verilen eserlerin zenginleştirilmesinde, ozanlık/âşıklık geleneklerinin oluşturulmasına ve geliştirilmesine zemin hazırlamıştır (Kocatürk 1964, s. 114).

Özellikle Kırşehir yöresinde ozanlık konusunda Neşet Ertaş’ın bırakmış olduğu zengin miras bölge içerisinde birçok alanda kullanılan eserlerin oluşumunda ve yol göstermesi açısından ciddi bir kaynak olarak kullanıldığı bilinmektedir.

(37)

22

Kırşehir yöresinde abdallık geleneği ile yetişen birçok kişinin bulunması da Orta Anadolu’da halk müziğinin gelişmesine ve yayılmasına yardımcı olmaktadır. Bundan dolayı da bölgede bozlak türüyle alakalı olarak birçok eser icra edilmektedir. Bozlak, kendine has ağzı, hançere ve tavrı bulunan uzun hava türleri arasında yer almaktadır(Parlak 2013, s. 250). Orta Anadolu’da söylenen bozlak eserleri hüznün, acının ve yürek yangının en iyi şekilde anlatıldığı ve bölgeye has özelikler taşıması gibi birçok etkileşimin bir arada bulunmasından dolayı da orta Anadolu halk müziğinde yerini alan uzun hava türleri içeresinde yer almaktadır.

Keskin Yöresi ve Civar Bölgelerde Bağlama İcrasında Dikkat Çekici Üstatlar Ve İcracılar

Keskin yöresi ve çevresinde yaşamış ve bağlama icrasında ün kazanmış birçok bağlama icracısı bulunmaktadır. Yöre olarak kültürel değerlerin aktarılmasında ve geleneklere sahip çıkılmasından dolayı bağlama icrası büyük bir önem kazanmıştır. Bundan dolayı da çok sayıda önemli icracının ortaya çıkmasına dayanak olmuştur. Bu bölge oluşan kültürün temelinde abdallarda yer almaktadır. Bu kişilerin genel olarak meslek gruplarının müzisyenlik olmasından dolayı da bağlama icrasında bu alanda diğer bölgelerimize nazaran gözle görülür bir gelişme göstermektedir. Bu bölgede yaşayan sanatçıların büyük bir kısmı kırık havalara ve özellikle bozlak üzerinde yoğun olarak durarak kendilerine özgü bir kültürün oluşmasına neden olmuşlardır. Abdalların birçok alanda yetenekli olmaları bağlama icrasında da gelişme göstermelerine etki etmiştir. Bundan dolayı da toplumda yer edinme noktasında ve sanatlarını icra etme konusunda topluma çok rahat adapte olmuş durumdadırlar. Yeteneklerini Türk halk müziği alanında da sergiliyor olmaları yörede yaşayanlar için ciddi bir aktarım kaynağını oluşturmaktadır. Türk halk müziğinde en önemli abdallardan birisi olan ve günümüzde birçok eserini geride bırakmış olan Neşet Ertaş en önemli abdallardan birisi sayılmakta ve kendisine İTÜ tarafından fahri doktora unvanının verilmesi de abdalların toplumda saygınlığının artmasına neden olmuştur.

Araştırmanın bu kısmında Keskin yöresinde bağlama icrasında büyük öneme sahip ve Türk halk müziğine etkisi olan yerel icracıların biyografilerine yer verilmiştir.

(38)

23 Muharrem Ertaş

Türk halk müziğinde ve sanat alanın birçok eseri bulunan Muharrem Ertaş hayatının büyük bir bölümünü müziğe ayırarak geçirmiştir. Ömrünün tamamına yakın kısmını bağlama icrasına ve türkülere veren Muharrem Ertaş’ın hayatının iki kelime ile anlatılması çokta yanlış olmaz onun için “çaldı ve söyledi” ifadelerini kullanmak onun müzik alanındaki hayatını anlatmaya yetecektir. Muharrem Ertaş’ın bağlama icrasına merakı 7-8 yaşlarında başlamış ve ömrünün sonuna kadar da devam etmiştir. Bağlama icra etmeyi dayısından öğrenen ve o yörenin değerli ustalarından olan Bulduk hocadan almış olması da kendisine has bir icra yöntemi geliştirmesine ve bir döneme damga vuracak ustalardan birisi olmasına dayanak oluşturmaktadır. Bir televizyon programında okumuş olduğu sözlerinin Dadaloğlu’na ait olan “Avşar Bozlağı” bütün gözlerin kendisine çevrilmesine neden olmuştur. Çünkü o güne kadar hiç kimse bu zor bozlağı bu kadar farklı okuyamamıştır. Hem bağlama icrasındaki ustalığı hem de okumadaki ustalığı zaman içerisinde daha çok anılmasına ve ün kazanmasına neden olmuştur.

Keskinli Hacı Taşan

Kırıkkale ilinin keskin ilçesine bağlı olan ve abdal aşiretlerinden birisinden olan hacı taşan keskin yöresinde bağlama icrasında bulunan ve bu yörede Türk halk müziğinde önemli bir yeri olan icracılarından birisidir. Keskin yöresine ait olan hemen hemen her eser kendisi ile bütünleşmiş durumdadır. Doğduğu köy olan Hacıali Obası günümüzde ağızdan ağıza dolaşan bir türkünün de yapıldığı köydür. Bu türkünün adı da Hacelobasıdır. Aslen Kırşehir ilinin Çiçekdağı’nın Kırtıllar köyünde dünyaya gelen Hacı Taşan ve daha sonrasından kendisi gibi ün kazanmış olan Muharrem Ertaş’ın oğlu olan Neşet Ertaş’ında bu köyde doğmasından dolayı bu yöreye Abdal-aşiret müziğinin kaynağı olarak da ifade edilmektedir. Hacı Taşan’ın ustası Muharrem Ertaş’tır. Bağlama icra etmeyi doğrudan kendisinden öğrenmiştir. Kendisine has tarzının olması ve başkalarını taklit etmemesiyle beraber kısa sürede kendi üslubunu oluşturarak hitabetini kısa sürede kazanmıştır. Özellikle TRT arşivlerine geride birçok eser bırakmıştır. İç Anadolu’da birçok yöreyi gezerek bu bölgelere ait olan bozlakları ve uzun havaları kendine has icra teknikleri ile çalıp söylemiştir. Hacı Taşan’ın Türk halk müziğine bırakmış olduğu önemli eserler;

(39)

24

Değirmenin Bendinde, Mavilim Mavişelim, Yüce Dağ Başında Yağan Kar İdim gibi önemli eserleri bulunmaktadır.

Neşet Ertaş

Neşet Ertaş Türk halk müziğinde önemli eserleri olan ve değerli ustalardan birisi olan yörenin en köklü icracılarından Muharrem Ertaş’ın oğludur. Çocukluğunun ilk dönemlerinde keman çalmayı öğrenen Neşet Ertaş daha sonrasında bağlama çalgısını çalmaya başlamıştır. Babası ile beraber yöre halkının eğlencelerinde ve düğünlerinde bağlama çalmaya başlamış ve türküler söylemiştir. Kendisine örnek olarak babasını alan Neşet Ertaş her fırsatta babası ile aynı ruha sahip olduklarını vurgulamıştır. Devlet kurumları tarafından birçok ödüle ve unvana sahip olan neşet Ertaş ölümüne kadar geçen sürede birçok değerli Türk halk müziği eserini geride bırakmıştır. Kendisine has bağlama icra teknikleri olan büyük usta çoğu genç sanatçının da örnek almıştır. Unesco tarafından kendisine yaşayan insan hazinesi olarak kabul edilmiş ve İTÜ tarafından kendisine fahri doktora unvanı verilmiştir. Kendisine Bozkır’ın Tezenesi lakabı verilerek Orta Anadolu’da Türk halk müziğinin öncülerinden olduğunu göstermiştir. Abdallar geleneğinden gelen Neşet Ertaş hayatı boyunca bağlamasını elinden bırakmamış ve birçok değerli esere imza atarak 25 Eylül 2012’de aramızdan ayrılmıştır. Bu kadar büyük bir şöhrete sahip olmasına nazaran mütevazı kişiliğinden asla ödün vermemiştir. Kendisine verilen devlet sanatçılığı unvanını da diğer sanatçılara karşı ayıp olmasın ve ayrımcılık yaşanmasın diye kabul etmemiştir.

Ali Ersan (Çekiç Ali)

Bulunduğu yörede özellikle Kırşehir yöresine ait olan eserleri ve bozlakları ile ün kazanmış bağlama icracılarından birisidir. Aynı zamanda halk arasında Çekiç Ali olarak da tanınmaktadır. Mahalli sanatçı olarak müzik hayatını geçirmiş olan Çekiç Ali Bu lakabını alırken bağlama çalma konusundaki canlılığı ve dinamik yapısı ile kazanmıştır. Zamanla kendisine takılan lakap adının önene geçmiş ve halk arasında Çekiç Ali olarak tanınmıştır. Çekiç Ali’nin kendisine has üslup kazanması da kendisi ile aynı dönemde bulunan büyük ustalardan etkilenmemiş olması bağlama icrasındaki önemini de artırmaktadır. O

(40)

25

dönemlerde yaşayan en büyük abdallardan olan Muharrem Ertaş’tan etkilenmemesi de Türk halk müziğindeki özgünlüğünü korumasında yardımcı olmuştur. Çekiç Ali’yi diğer ustalardan ayıran en büyük özelliği ise bağlama icrasındaki farklılıklarının bulunmasıdır. Özellikle bağlamasında bazen ud, bazen cümbüşe benzer sesler duyarız ve tellerdeki parmaklarının çok hızlı olmasından dolayı bağlama icrasındaki ustalığını yansıtmaktadır. Diğer yöresel sanatçılar gibi düğünlerde bağlama çalmanın yanı sıra aynı zamanda yöresel folklorik oyunlarla ve müziklerle de ilgilenmesi başka alanlara da ilgisinin olduğunu göstermektedir.

Kamil Öge

Kamil Öge keskin abdal aşiretlerinden olan yöresel Türk halk müziği sanatçılarından birisidir. Babası ile beraber düğünlerde farklı çalgılar çalarak müzik hayatına başlayan Kamil öge ortaokul zamanlarında bağlama çalmaya ve daha sonrasında da kemanla ilgilenmeye başlamıştır. Daha sonrasında Kültür Bakanlığının açmış olduğu mahalli sanatçılar sınavına girerek o dönemde birincilikle sınavı kazanmıştır. Kendisine en büyük desteği sağlayan ve gelişmesinde kendisine yardımcı olan Neşet Ertaş’a büyük bir minnet borcu olduğunu da her fırsatta dile getirmektedir. Ülkemizde ve Avrupa’da bulunan farklı ülkelerde görevler yaparak ülkemizin bağlama icrası konusunda tanınan kimliklerinden birisi olmayı başarmıştır.

Seyit Çevik

Keskin yöresinin usta sanatçılarından olan Hacı Taşan’ın köyünde doğan ve kendisinden esinlenen yöresel icracılardan birisi olan Seyit Çevik bağlama ile tanıştığında daha ilkokula gitmediğinden bahsederek daha sonrasında keman ile tanıştığını söylemektedir. Aynı zamanda Hacı Taşan ile yakın akrabalığı bulunmaktadır. İlk plağını çıkardığı dönemlerde Neşet Ertaş’ın kendisine destekleri olduğunu da söylemektedir. Bağlama icrasında yetenekleri olsa da yörede kemancı Seyit olarak tanınmaktadır ve keman konusunda usta icracılardan birisi olmuştur. Abdal aşiretlerinden olan Seyit Çevik abdallar arasında seçkin kişi olarak ifade edilmektedir. Kültür ve turizm bakanlığı aracılığı ile yapmış olduğu faaliyetler kapsamında abdallar geleneğinin gelişmesinde büyük faydaları bulunmaktadır.

(41)

26 Erol Cöke

Kendisi hakkında çok fazla bilgi bulunmayan fakat abdal aşiretinden olan aynı zamanda keman icrasında büyük ustalardan biri olarak tanımlanmaktadır. Hatta abdallara göre kemanın Neşet Ertaş’ı olarak anılmaktadır. Keskin yöresinin yetiştirmiş olduğu büyük ustalardan birisi olan Erol Cöke ailesi ile Aksaray’dan dönerken geçirmiş olduğu trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Orta Anadolu’nun en büyük keman icracılarından birisi olan Erol Cöke Ankara’dan Çıktım adlı bozlağı ile çoğu kişiyi etkilediği bilinmektedir.

(42)

27

BÖLÜM IV

BAĞLAMA EĞİTİMİ

Türkiye’de Genel Müzik Eğitimi Açısından Bağlama Eğitimi

Bireylerin en temel haklarından birisi olan eğitim hakkı içerisinde yer alan ve hemen hemen her bireyin okul ortamında almış olduğu eğitim türü içerisinde yer alan bir müzik türüdür. Okul programlarında dâhil edilen ve birçok alanda kullanılan genel müzik eğitimi kişilerin bireysel farklılıkları gözetmeksizin herkese karşı uygulanan eğitim türüdür. Bu tür bir eğitimin verilmesindeki esas amaç az düzeyde de olsa bireylerin ortak müzik kültürünün geliştirilmesi ve desteklenmesinden kaynaklanmaktadır. Genel müzik eğitimi özellikle müzik öğretmenleri tarafından okullarda verilmektedir. Bundan dolayı da öğrenmek isteyen kişilerin bireysel performansları ilerleyen dönemlerde müzik alanına yönelmelerinde etkileyici bir rol oynamaktadır (Tarman 2006, s. 44).

Bir başka tanımlamada ise genel müzik eğitimini kişilerin yaşları, meslek grupları, okudukları okullar, bölümler, ilgi duydukları alanlara bakılmaksızın toplum içerisinde ortak bir kültürün geliştirilmesi için verilmesi gereken bir eğitim türü olarak ifade edilmektedir. Bununla davranışlarda değiştirilmesinde verilmesi gereken kazanımların eğiticiler tarafından iyi bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir (Uçan 2005, s. 31).

Genel müzik eğitimi kapsamında bağlama eğitiminin verilmesi bireysel ya da topluluklar halinde gerçekleştirilebilmektedir. Özellikle bir enstrüman çalma arzusunda bulunan bireylerin kendilerine en uygun enstrümanı çalmak istemeleri kadar da doğal bir durum yoktur. İçinde bulunduğumuz toplumun kültürel yapısı incelendiğinde bireylerin genellikle müzikle ilgilenmeye başladıkları ilk dönemlerde özellikle bağlama çalgısına ayrı bir

(43)

28

merakı bulunmaktadır. Bu da toplumun kendi içerisinde farkına varmadan gerçekleşen kültürlenmeden kaynaklanmaktadır.

Bağlamının hemen hemen her yörede çalınıyor olması ve yaygın olarak evlerde bulunabilir olmasından dolayı ufak yaşlardan itibaren kişilerin hayatlarına girdiği söylenebilir. Geleneksel halk çalgıları arasında yer alması aileleri çocuklarının eğitim basamağında bu alana yöneltmelerinde neden olmaktadır. Genel müzik eğitimi kapsamında değerlendirildiğinde kullanım şeklinin yörelere göre farklılık göstermesinden dolayı genel müzik eğitimin amaçlarından birisi olan ortak kültürün oluşturulması noktasında gerekli görülen bir enstrüman olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalış biçiminin farklılık göstermesi icra edilecek olan müziğin farklı yerlerde de benimsenmesi için genel müzik eğitimi bu çalgıyı kullanmak isteyen kişilerin alması gereken eğitim türlerinden birisidir (Kınık 2010, s. 36).

Bağlama çalgısının kişilerin ortak duygu ve düşüncelerini yansıtan içinde bulundukları toplumun sözlü kültürünün aktarılmasında kullanılan en etki yöntemler arasında yer almaktadır. Genellikle halk ozanlarının kullanmış olduğu bu çalgının genel müzik kapsamında da değerlendirilmesi için gerekli olan eğitimin genel müzik eğitimi ile verilebileceği bilinmektedir (Asıltürk 2009, s. 21).

Okullarda verilen genel müzik eğitiminin temelleri ilkokul döneminde başlayarak zamanla ileri seviyelere çıkartılması gereken bir konudur. Eğer bireyler ilk dönemlerden itibaren bağlama çalgısının nasıl bir çalgı (enstrüman) olduğunu öğrenir ve bu alana merak duyarlarsa Anadolu kültürünün yaşanması ve yaşatılmasın hususunda ekstra bir kuvvet oluşacaktır. Aynı zamanda bağlama eğitiminin genel müzik eğitimi içerisinde yer bulması da özellikle çoğu kültürel aktarımların gelecek nesillere aktarılmasında bizlere yol gösterecektir. Bu eğitimler bireysel ya da topluluk halinde gerçekleştirilebilir. Kişilerin aitlik duygusunun gelişmesi ve benmerkezci bir yapıdan çıkarak ortak duyguları benimsemesine de ayrıca yardımcı olacağı düşünülmektedir.

Amatör(Özengen) Müzik Eğitimi Açısından Bağlama Eğitimi

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün bir kesime müzik konusunda hitap ederken “ bağlama çalgısı bir Türk çalgısıdır bu çalgıdan gelen sesler

(44)

29

milleti kültürünü yansıtmaktadır.” İfadesinden de anlaşılacağı üzere bağlama çalgısı toplumun en büyük kültürel aktarımlarından birisidir (Ataman 1953, s. 675-678).

Amatör(Özengen) müzik eğitimi kişilerin ilgileri ve istekleriyle, yeteneklerine bakılmaksızın bireylerin zevkleri ve tatmin olmaları açısından kendi durumlarını bir ileri noktaya taşınmasında yardımcı olan bir eğitim türüdür. Halk arasında en çok kullanılan tabiri ile amatör bir eğitim olarak da ifade edilebilmektedir. Amatör(Özengen) müzik eğitimi kendi içerisinde özgürlüğü ve rahatlığı temsil ettiği için bireylerin hobi amaçlı olarak aldığı eğitimler kapsamında değerlendirilmektedir (Ürün 2015, s. 29).

Bu eğitim kapsamında kişilerin istekleri doğrultusunda hareket edilerek kendi hazların doyurulması amaçlanmıştır. Bu kapsam dâhilinde alınacak eğitimler kişilerin kendi isteklerinde ve seviyelerinde belirlenmektedir. Her düzeyde ve seçenekte özengen müzik eğitimleri ülkemizde rahatlıkla verilmektedir. Özellikle halk eğitim merkezlerinde ya da belediyelerin açmış oldukları kurslarda kişiler isteklerine göre istediği eğitimleri almaktadır (Ürün 2015, s. 29).

Kişilerin bu tarz bir eğitim alma istekleri, içinde bulundukları yoğunluklardan uzaklaşmak, iş ortamında karşılaştıkları stresli çalışma ortamlarından sıyrılmak ve kendilerini bireysel olarak geliştirmek istemeleri gibi birçok nedenden dolayı oluşabilmektedir.

Amatör (Özengen) müzik eğitimi hakkında özellikle yanlış algılamalara kapılmamak için bilinmesi gereken en önemli olay bu eğitimin sadece yaygın eğitimde veriliyor algısının oluşmasıdır. Aslında farkına varmadan dolaylı yoldan olsa da örgün eğitim içerisinde de özengen müzik eğitimi verilmektedir. Bunun en iyi örnekleri eğitsel kol faaliyetlerinde bulunan çalışmalarda kullanılan ses ve çalgı toplulukların oluşturulması ve aynı zamanda okullarda açılan müzik kursları bu kapsam içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir (Uçan 2005, s. 31).

Müzik eğitimi denilince özellikle bireylerin şarkı söylemek ya da şarkı yazmak gibi müziğin temelini oluşturan bu unsurlardan ziyada herhangi bir enstrüman çalma fikri ile karşılaşılmaktadır. Toplumumuzda bu konuda birçok kişinin istek ve arzuları herhangi bir çalgının öğrenilmesinden yanadır. Bu konuda da azımsanmayacak derecede çok olan bağlama çalgısına oluşan merak eklenebilmektedir. Bireyler içinde bulundukları toplumun değer yargılarını içerisinde taşımaktadır. Bundan dolayı da halk en çok ne ile iç içe ise onunla ilgilenmeyi istemektedir (İmik 2007, s. 46).

Şekil

Şekil 1. Bağlama Çalgısının Bölümleri  Kaynak: www.sazkursu.com
Şekil 2. Değirmenin Bendine Türküsüne İlişkin Ön Çalışma-1
Şekil 3. Değirmenin Bendine Türküsüne İlişkin Ön Çalışma-2   Ne Güzel Yakışmış Allar Ayşe’ye Türküsü Egzersizleri
Şekil 5. Ne Güzel Yakışmış Allar Ayşe’ye Türküne İlişkin Ön Çalışma-2
+4

Referanslar

Benzer Belgeler

ŞEKİL 17-12 Dallar nasıl oluşur ? Gövdenin dallarında büyüyen yan tomurcuklar Gövdenin dallarında büyüyen yan tomurcuklar gövdenin en dış yüzeyinde yerleşmiştir. Her

O zaman, bugün zerre kadar değer ver­ mediğiniz bağlüıklannız, alışkanlıklannız bur­ nunuzda öyle buram buram tüter ki, dudakları­ nıza derhal bir memleket

Sağlık Kurumları İşletmeciliği Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Sosyal Güvenlik.

Hücreden hücreye geçiş kabloları bu bölgedeki kablo geçiş deliklerinden soketlerin birleştirilmesi NOT: Hücre dizisinin en başındaki ya da en sonundaki hücrenin kablo

Mesleki Müzik Eğitimi Temel Bağlama eğitiminde öğrencilere mızrap vuruş yönlerinin öğretilmesi açısından hangi bağlama türü daha

Bu çalışmada yukarıda bahsi geçen edebi ve müzikal unsurların icracıları olarak alevi toplumunda özel bir saygınlığa sahip olan “Zakir” ve zakirlik müessesesi

Abdülhamid dönemi, İstanbul’un iki yakasını birbirine bağlayacak deniz altı tüp geçit projelerinin yanı sıra Boğaz’ın üstünde yapılması planlanan köprü

 Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde, bu hüküm uygulanmaz;gerekli görülen