• Sonuç bulunamadı

Karaman ekolojik şartlarında m9 anacına aşılı bazı elma çeşitlerinin fenolojik ve pomolojik özelliklerinin ve antioksidan aktivitelerinin tespiti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karaman ekolojik şartlarında m9 anacına aşılı bazı elma çeşitlerinin fenolojik ve pomolojik özelliklerinin ve antioksidan aktivitelerinin tespiti"

Copied!
80
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KARAMAN EKOLOJĠK ġARTLARINDA M9 ANACINA AġILI BAZI ELMA ÇEġĠTLERĠNĠN

FENOLOJĠK VE POMOLOJĠK ÖZELLĠKLERĠNĠN VE ANTĠOKSĠDAN

AKTĠVĠTELERĠNĠN TESPĠTĠ

Gülüstan ÜNÜVAR YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

Haziran-2014 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)
(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

KARAMAN EKOLOJĠK ġARTLARINDA M9 ANACINA AġILI BAZI ELMA ÇEġĠTLERĠNĠN FENOLOJĠK VE POMOLOJĠK ÖZELLĠKLERĠNĠN VE

ANTĠOKSĠDAN AKTĠVĠTELERĠNĠN TESPĠTĠ

Gülüstan ÜNÜVAR

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Lütfi PIRLAK

2014, 68 Sayfa Jüri

Prof. Dr. Lütfi PIRLAK Prof. Dr. Ahmet EġĠTKEN

Doç. Dr Nilda ERSOY

Bu çalışma Karaman ekolojik şartlarında M9 anacına aşılı bazı elma çeşitlerinin fenolojik ve pomolojik özelliklerinin ve antioksidan aktivitelerinin tespiti amacıyla Karaman ili Sudurağı beldesinde yürütülmüştür.

Araştırmada Galaxy Gala, Scarlet Spur, Fuji, Pink Lady ve Granny Smith çeşitlerinde tomurcuk kabarması, tomurcuk patlaması, çiçeklenme başlangıcı, tam çiçeklenme, çiçeklenme sonu ve meyvelerin hasat olum tarihleri tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre çeşitlerde tomurcuk kabarması 27 Mart-1 Nisan, tomurcuk patlaması 3-9 Nisan, çiçeklenme başlangıcı 17-23 Nisan, tam çiçeklenme 24-30 Nisan, çiçeklenme sonu 2-8 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Çeşitlerde hasat tarihleri 5 Ağustos- 7 Kasım arasındadır. Çeşitlerin ortalama meyve ağırlıkları 197,33 g (Fuji) ile 161,82 g (Pink Lady) arasında bulunmuştur. Suda çözünülebilir kuru madde miktarı en fazla olan çeşit Pink Lady (% 16,54), nişasta miktarı en fazla olan çeşit ise Fuji (% 2,72) olmuştur. Verimi en fazla olan çeşit Granny Smith olup (16,3 kg/ağaç), bunu Fuji (13,45 kg/ağaç) ve Pink Lady (12,5 kg/ağaç) takip etmiştir. Çeşitlerin antioksidan aktiviteleri 3 farklı yöntemle tespit edilmiştir. İncelenen elma çeşitlerinin antiradikal aktivite değerleri 0,592 (Galaxy Gala) ile 0,802 (Scarlet Spur) arasında tespit edilmiştir. Fe+2 ile şelat yapma aktivitesine ait inhibisyonun % 40,20- 55,50 arasında değiştiği en yüksek inhibisyon değerinin % 55,50 ile Scarlet Spur ve %53,18 ile Pink Lady ekstraktlarında, en düşük inhibisyon değerinin de % 40,20 ile Granny Smith ekstraktında olduğu belirlenmiştir. H2O2 giderme etkisi en yüksek % 62,54 ile Granny Smith ve % 44,67 ile Scarlet Spur ekstraktlarında görülmüştür. Elma çeşitlerinde yapılan çalışma ile toplam fenolik madde içeriğinin sırasıyla Scarlet Spur, Pink Lady, Fuji, Galaxy Gala ve Granny Smith çeşitlerinde olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak incelenen çeşitlerin Karaman ekolojik şartlarında yetiştiriciliği tavsiye edilebilir. İnsan sağlığı açısından elmanın antioksidan içeriğinin daha detaylı araştırılması gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Antioksidan aktivite, fenolojik özellikler, pomolojik özellikler, elma çeşitleri,

(5)

v ABSTRACT

MS THESIS

DETERMINATION OF PHENOLOGICAL AND POMOLOGICAL CHARACTERS AND ANTIOXIDAN ACTIVITIES OF SOME APPLE

CULTIVARS GRAFTED ON M9 ROOTSTOCK AT KARAMAN ECOLOGICAL CONDITIONS

Gülüstan ÜNÜVAR SELÇUK UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES DEPARTMENT OF HORTICULTURE

Supervisor: Prof. Dr. Lütfi PIRLAK 2014, 68 Pages

Jury

Prof. Dr. Lütfi PIRLAK Prof. Dr. Ahmet EġĠTKEN

Doç. Dr. Nilda ERSOY

This study was conducted in Sudurağı, Karaman in order to determine the phenologic and pomologic properties and antioxidant activities of certain apple varieties grafted on M9 rootstock under Karaman.ecologic conditions

Dates of proliferation, bud burst, commencement of blooming, full blooming, end of blooming phases of Galaxy Gala, Scarlet Spur, Fuji, Pink Lady and Granny Smith were identified in this study. According to the findings of the study, the phases took place on these dates respectively: proliferation May 27 – April 1, bud burst April 3-9, commencement of blooming April 17-23, full blooming April 24-30, end of blooming May 2-8. Harvest dates among these varieties are between August 5 – November 7. Average fruit weights of these varieties are between 197,33 gr. (Fiji) and 191,82 gr (Pink Lady). While Pink Lady contained water soluble matters the most (16,54 %), Fuji contained the most amylum (2,72 %) among the varieties. The most fruitful one was Granny Smith (16,3 kg/tree). The others were Fuji (13,45 kg/tree) and Pink Lady (12,5 kg/tree). The antioxidant activities among the varieties were determined via three different procedures. Antiradical activity figures among the apple varieties were between 0,592 (Galaxy Gala) and 0,802 (Scarlet Spur). Inhibition levels of chelate activity with Fe +2 vary between 40,20 - 55,50 % and Scarlet Spur and Pink Lady extracts have the highest inhibition with 55,50 % and Granny Smith extract has the lowest with level. Among the extracts showing H2O2 clearance effect, Granny Smith (62,54 %) and Scarlet Spur (44,67 %) extracts have the highest inhibition levels. In this study conducted on apple varieties, total phenolic matter containing levels are determined among Scarlet Spur, Pink Lady, Fuji, Galaxy Gala and Granny Smith respectively. As a conclusion, these varieties are recommended to be cultivated under the ecologic conditions of Karaman. Antioxidant levels of these apple varieties Scarlet Spur, Pink Lady, Fuji, Galaxy Gala and Granny Smith should be studied further.

Keywords: Antioxidan activities, phenological characters, pomological characters, apple cultivars, Karaman

(6)

vi ÖNSÖZ

''Karaman Ekolojik Şartlarında M9 Anacına Aşılı Bazı Elma Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerinin ve Antioksidan Aktivitelerinin Tespiti '' konulu bu çalışma Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmıştır.

Tez çalışmamı yönlendiren, her türlü yardım ve desteğini esirgemeyen Sayın hocam Prof. Dr. Lütfi PIRLAK „a ve Doç. Dr. Nilda ERSOY‟ a katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmalarım boyunca her türlü yardım ve desteklerini esirgemeyen, Selçuk Üniversitesi Zootekni Anabilim Dalı emekli öğretim üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman TOZLUCA‟ ya, Afyon Kocatepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Sayın Doç. Dr. Veli GÖK‟e, bahçesini çalışmamıza açan Sayın Celal ASLAN‟ a teşekkürlerimi sunarım.

Güçlerini her zaman arkamda hissettiğim ve tez çalışmamın her aşamasında maddi manevi yardımlarını esirgemeyen eşim Ziraat Mühendisi Mehmet ÜNÜVAR ‟a, sevgili babam Şuayip KESKİN‟ e, sevgili kardeşim Fatma Nur KESKİN‟e ve ailemin tüm bireylerine verdikleri desteklerden dolayı teşekkürlerimi borç bilirim.

Gülüstan ÜNÜVAR KONYA-2014

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi İÇİNDEKİLER ... vii SİMGELER VE KISALTMALAR ... x ÇİZELGELER DİZİNİ ... xi ŞEKİLLER DİZİNİ ... xii 1. GİRİŞ ... 1 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI ... 11

2.1. Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerin Kaynak Bildirişleri ... 11

2.2. Antioksidan Aktiviteleri Açısından Kaynak Bildirişleri ... 15

3. MATERYAL VE YÖNTEM ... .21

3.1. Materyal ... .21

3.1.1. Araştırmanın yapıldığı ilin coğrafi konumu ... .21

3.1.2. Araştırmanın yapıldığı ilin iklim özellikleri ... .22

3.1.3. Araştırmanın yapıldığı ilin toprak özellikleri ... .24

3.1.4. Araştırmada kullanılan bitkisel materyal ... .25

3.1.4.1. M9 anacı ... .26 3.1.4.2. Granny Smith ... .27 3.1.4.3. Galaxy Gala ... .27 3.1.4.4. Pink Lady ... .28 3.1.4.5. Scarlet Spur ... .29 3.1.4.6. Fuji ... .29

(8)

viii 3.2. Metot ... .30 3.2.1.Fenolojik özellikler ... .30 3.2.1.1. Tomurcuk kabarması ... .30 3.2.1.2. Tomurcuk patlaması ... .31 3.2.1.3. Çiçeklenme başlangıcı ... .32 3.2.1.4. Tam çiçeklenme ... .33 3.2.1.5. Çiçeklenme sonu ... .33 3.2.1.6. Hasat tarihi ... .34 3.2.1.7.Yaprak dökümü ... .35

3.2.1.8. Etkili sıcaklık toplamı ... .35

3.2.2.Pomolojik özellikler ... .35

3.2.2.1. Meyve ağırlığı ... .35

3.2.2.2. Meyve eni ... .35

3.2.2.3. Meyve boyu ... .36

3.2.2.4. Meyve İndeksi ... .37

3.2.2.5. Meyve eti sertliği ... .37

3.2.2.6. Suda çözünebilir kuru madde miktarı ... .37

3.2.2.7. Nişasta miktarı ... .38

3.2.2.8. Çekirdek sayısı ... .39

3.2.2.9. Verim ... .39

3.2.3. Antioksidan aktivitelerinin belirlenmesi ... .39

3.2.3.1. Örnek ekstraktlarının hazırlanması ... .39

3.2.3.2. Antioksidan tayin metotları ... .40

3.2.3.2.1.Serbest radikal giderme etkisinin saptanması ... .40

3.2.3.2.2. Fe +2 ile şelat yapma aktivitesinin saptanması ... .41

(9)

ix

3.2.3.2.3. H2O2 giderme etkisinin saptanması ... .41

3.2.3.3. Fenolik madde içeriğinin hesaplanması ... .42

3.2.4. İstatistik analizler ... .42

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI ... .43

4.1. Fenolojik Özellikler ... .43

4.2. Pomolojik Özellikler ... .44

4.2.1. Verim ... .45

4.3. Antioksidan Aktivitelerinin Tayini ... .46

4.4. Fenolik Madde İçeriği ... .48

5. TARTIŞMA ... 49

SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 56

KAYNAKLAR ... 58

(10)

x SĠMGELER VE KISALTMALAR

Simgeler ve Kısaltmalar

ABTS :2,2'-azinobis(3-etilbenzotiazolin-6-sulfonat) AEAC :Askorbik asit eşdeğeri antioksidan kapasite CUPRAC :Bakır(II) iyonu indirgeme antioksidan kapasitesi Ç.B. :Çiçeklenme başlangıcı

Ç.S. :Çiçeklenme sonu

DPPH :1,1-difenil-2-pikrilhidrazil ETDA :Etilendiamin tetraasetik asit

FRAP :Demir(III) iyonu indirgeyici antioksidan gücü HPLC :Yüksek performanslı sıvı kromatografisi H.T. :Hasat tarihi

ORAC :Oksijen radikal absorbans kapasitesi

RP-HPLC :Ters faz- yüksek performanslı sıvı kromatografisi S.Ç.K.M :Suda çözünebilir kuru madde miktarı

TAA :Toplam antioksidan aktivite

TAC :Toplam antioksidan kapasite T.Ç. :Tam çiçeklenme

T.Ç.G.S. :Tam çiçeklenmeden hasada kadar geçen gün sayısı TEAC :Troloks esdegeri antioksidan kapasite

TPTZ :2,4,6-tripyridyl-s-triazine T.K. :Tomurcuk kabarması T.P. :Tomurcuk patlaması Y.D. :Yaprak dökümü

(11)

xi ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ

Çizelge 1.1. 2002-2012 Türkiye yaş meyve üretim miktar ve değişimi ... 2

Çizelge 1.2.Yıllara göre meyve dış ticareti ... 2

Çizelge 1.3. 2011 yılı ülkelere göre elma üretim miktarı ... 3

Çizelge 1.4. Elma ve elma suyunun ortalama içeriği ... 8

Çizelge 1.5. Bazı meyvelerin antioksidan kapasiteleri ... 9

Çizelge 3.1. Karaman ilinin 1960-2012 yılları arası iklim verileri ... 22

Çizelge 3.2. Karaman ilinde 2012 Yılına ait günlük sıcaklık değerleri ... 23

Çizelge 3.3. Araştırma yapılan bahçenin toprak analizi sonuçları ... 24

Çizelge 3.4. Araştırma yapılan bahçenin yaprak analizi sonuçları ... 22

Çizelge 4.1. 2012 yılına ait fenolojik gözlem tarihleri ... 43

Çizelge 4.2. 2012 yılına ait etkili sıcaklık toplamları ... 44

Çizelge 4.3. 2012 yılına ait pomolojik özellikler ... 45

(12)

xii ġEKĠLLER DĠZĠNĠ

Şekil 3.1. Karaman il haritası ... 21

Şekil 3.2.(a) Deneme bahçesinin uydu görüntüsü ... 25

Şekil 3.2.(b) Deneme bahçesinin genel görünümü ... 26

Şekil 3.3. Granny Smith elma çeşidi... 27

Şekil 3.4. Galaxy Gala elma çeşidi ... 28

Şekil 3.5. Pink Lady elma çeşidi ... 28

Şekil 3.6. Scarlet Spur elma çeşidi ... 29

Şekil 3.7. Fuji elma çeşidi ... 30

Şekil 3.8. Tomurcuk kabarması ... 31

Şekil 3.9. Tomurcuk patlaması ... 31

Şekil 3.10.(a) Çiçeklenme başlangıcı ... 32

Şekil 3.10.(b) Çiçeklenme başlangıcı ... 32

Şekil 3.11. Tam çiçeklenme ... 33

Şekil 3.12. Çiçeklenme sonu ... 34

Şekil 3.13. Hasat olgunluğu ... 34

Şekil 3.14. Meyve eninin ölçülmesi ... 36

Şekil 3.15. Meyve boyunun ölçülmesi ... 36

Şekil 3.16. Meyve eti sertliğinin ölçülmesi ... 37

Şekil 3.17. Meyvede SÇKM‟nin belirlenmesi ... 38

Şekil 3.18.(a) Meyvede nişasta miktarının tayini ... 38

Şekil 3.18.(b) Meyvede nişasta miktarının tayini ... 39

Şekil 4.1. Antiradikal aktivite grafiği ... 46

Şekil 4.2. Fe+2 ile şelat yapma aktivitesi grafiği ... 47

Şekil 4.3. H2O2 giderme etkisi grafiği ... 47

(13)

1. GĠRĠġ

Elma günümüzde Antartika hariç bütün kıtalarda, ılıman iklime sahip bölgelerde ve tropik bölgelerin yüksek rakımlı yerlerinde yetiştiriciliği yapılan bir meyve türüdür (Korban ve Skirvin, 1984; Phipps ve ark., 1990). Elma (Malus communis L.) Rosales takımının, Rosaceae familyasının, Pomoideae alt familyasının Malus cinsine girmektedir (Özbek, 1978).

Ülkemiz diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi meyvecilik yönünden de gen merkezi durumunda olup, birçok meyve tür ve çeşidi bakımından oldukça zengin bir floraya sahiptir (Özbek, 1978). Birçok meyve türünün anavatanı olan veya anavatanları arasında yer alan ülkemiz, elmanın da anavatanları arasında gösterilmektedir (Ülkümen, 1938; Özbek, 1978).

Elmanın dünya üzerinde sekiz ayrı anavatan bölgesi belirlenmiştir. Bu anavatan bölgelerinden Çin, Orta Asya ve Yakın Doğu elmanın gen merkezi olarak gösterilmektedir. Bu gen merkezlerine, değişik tür ve çeşitlerin yayılma alanını teşkil eden Kuzey Amerika‟yı da eklemek mümkündür (Özbek, 1978).

Türkiye‟de Kuzey Anadolu ile İç Anadolu arasındaki geçit bölgede yer alan Kocaeli, Kastamonu, Amasya, Tokat; Güney Anadolu ile İç Anadolu Bölgesi arasındaki geçit bölgede yer alan Isparta, Burdur, Denizli; Marmara Bölgesi‟nde yer alan Bursa, Balıkesir ve Çanakkale; kurak iklime sahip olan İç Anadolu Bölgesi‟nde bulunan Konya, Karaman, Niğde, Nevşehir illeri dere, ırmak, göl kenarlarında ve vadilerde özel iklim şartları altında, kültürel önlemlerin yardımı ile elma yetiştiriciliği yapılmaktadır (Özçağıran ve ark., 2004).

Bayav (2005)‟ın bildirdiğine göre elma, Türkiye‟de olduğu gibi dünya genelinde de hemen hemen tüm insanların damak tadı ve gelir seviyelerine uygun bir meyve türüdür. Bu sebeplerle kendine geniş bir ticaret alanı bulmuştur. Elma dünya üzerinde ticareti en fazla yapılan ve tüketici talebinin hızlı değişim gösterdiği bir meyvedir. Bu talebin karşılanması yoğun yetiştiricilikle üretimlerini gerçekleştiren dünya ülkeleri için hiç de zor olmamaktadır (Ceylan, 2008).

(14)

Çizelge1.1. 2002-2012 Türkiye yaş meyve üretim miktar ve değişimi (bin ton)(Anonim, 2013a) ÜRÜNLER 2002 2009 2010 2011 2012 % Değişim (2002/ 2012) Narenciye 2.493 3.514 3.572 3.614 3.475 39 Elma 2.200 2.782 2.600 2.680 2.889 31 Kayısı 315 661 450 650 760 141 Üzüm 3.500 4.265 4.255 4.296 4.185 20 İncir 250 244 255 260 275 10 Kestane 47 62 59 60 58 21 Zeytin 1.800 1,291 1.415 1.750 1.820 1 Diğerleri 2.668 3.569 3.779 3.687 4.349 63 TOPLAM 13.273 16.388 16.385 16.993 17.811 34 Kaynak: TÜİK, 2013

Çizelge1.2. Yıllara göre meyve dış ticareti (Anonim, 2013b)

YILLAR

İHRACAT İTHALAT

Miktar (Bin

ton) Değer (Bin $)

Miktar (Bin

Ton) Değer (Bin $)

2002 1,023 392.000 128 34.865 2003 917 475.000 159 48.308 2004 991 569.000 166 56.548 2005 1.227 680.000 240 84.062 2006 1.565 1.768.318 308 201.573 2007 1.186 918.251 369 230.189 2008 1.284 1.087.879 334 292.484 2009 1.713 1.292.102 282 247.367 2010 1.650 1.869.649 322 262.417 2011 2.545 3.465.335 427 387.487 2012 2.477 3.765.154 367 426.293 Kaynak: TÜİK, 2013

Öz ve ark. (1995), dünya ticaret hacmi geniş olan bu türün üretiminde olduğu gibi ticaretinde de söz sahibi olabilmek için modern meyveciliğin gereklerinin yerine getirilmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Modern meyvecilikte her yıl düzenli ve kaliteli ürün elde edilmesi, gençlik kısırlığı süresinin kısaltılması, birim alanda daha fazla üretim yapılması, kültürel işlemlerin kolaylaştırılması ve ekonomik olarak yapılması ile değişen pazar istek ve şartlarına kolay uyum gösterebilmek esastır (Uslu, 2009).

(15)

Çizelge 1.3. 2011 yılı ülkelere göre elma üretim miktarı (Anonim, 2013c) Ülkeler Miktar Çin 35.987.221 A.B.D. 4.272.840 Hindistan 2.891.000 Türkiye 2.680.080 Polonya 2.493.080 İtalya 2.411.200 Fransa 1.858.880 İran 1.651.840 Brezilya 1.339.000 Rusya 1.200.000 Kaynak: FAO,2013

Elma tarımı için, ekolojik şartların son derece uygun olduğu Karaman‟da pazara yönelik elma üretimi 1950‟li yıllarda yabani elmaların aşılanması ile başlanmış, daha sonra çöğür üzerine aşılı fidanların getirilip dikilmesi ile elma bahçeleri oluşmaya başlamıştır. İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü kayıtlarına göre 1955 yılında 30 hektar kapama elma bahçesi mevcut iken, elmacılığın karlı bir üretim kolu olması sebebiyle kapama elma bahçeleri tesisi hızla artmış ve 2014 yılında 20.797 hektara ulaşmıştır (Anonim, 2014).

Meyve ağaçlarında kullanılan anaçlar, bitkinin toprak altı kısmını oluşturmaları yanında, toprağa tutunma, su ve besin maddelerinin topraktan alınıp taca iletilmesi ve taç kısmında yapılan fotosentez ürünleri ile büyümeyi düzenleyici maddelerin köklere taşınmasında etkili olmaktadırlar. Bunların yanında anaçlar, üzerlerine aşılanan çeşitlerin şekil ve büyüklüğü, erken ürüne yatması, farklı toprak tiplerine adaptasyonu, soğuk ve kuraklık ile hastalık ve zararlılara dayanımı üzerine etkili olduğu gibi, çeşitli meyve özellikleri üzerine de etki etmektedirler (Webster, 2004; Barritt, 1992; Hartmann ve ark., 1997).

Anaçlar, yaklaşık 2000 yıldan fazla bir süredir meyve türlerinin çoğaltılması amacıyla kullanılmaktadır. Özellikle vejetatif olarak çoğaltılması zor ve ekonomik öneme sahip çeşitlerin çoğaltılmasında anaç kullanımı meyve yetiştiriciliği açısından büyük önem taşımaktadır (Webster, 1995; Webster, 2004).

Klonal anaçlar, 150 yıl önce ilk defa elmada kullanılmaya başlamıştır (Webster 1995). Elmada kullanılan klonal anaçların bugün için en çok bilinen ve yaygın olarak kullanılanları (M9, M26, MM106, MM111 vb.) East Malling ve Malling Merton

(16)

Araştırma İstasyonları tarafından elde edilmiştir (Barritt, 1992; Westwood, 1995; Domoto, 2001).

Bodur anaçlar üzerindeki yetiştiricilik sayesinde üçüncü yıldan itibaren ağaçların verime yatmaları mümkün olmaktadır. Bu nedenle elma yetiştiriciliğinde bodur anaçlar üzerindeki yetiştiricilik gittikçe yaygınlaşmakta ve birçok yönden kimi avantajlarını da beraberinde getirmektedir (Kaşka, 1997).

Ayrıca bu anaçlarla yetiştiricilikte birim alandan elde edilen verim ve ürün kalitesi artmakta, işçilik masrafları azalmakta, kültürel işlemler daha kolay yapılmaktadır (Ertürk ve Mert, 2000).

Klonal anaçlarla bahçe tesis etmenin avantajları;

 Erken yaşta verime yattığından yatırım masrafları ilk yıllarda geri dönmektedir.

 Ağaçların taç yapısı çöğür anaçlara göre çok daha küçük olduğundan budama, ilaçlama gibi kültürel işlemler kolay ve etkili uygulanabilir.  Sık dikim yapıldığından tozlanma ve döllenme daha kolay ve etkili olur.  Her yıl düzenli ürün alınır.

 İlk ürün verme daha erken yaşta olduğundan pazar isteklerine daha hızlı cevap verilir.

 Kültürel işlemler daha etkili ve kısa sürede yapıldığından üretim maliyeti ve işgücü tasarrufu sağlanır.

 Kaliteli ve yeknesak ürün miktarı artar.

 Birim alandan alınan ürün miktarı artar (Öztürk ve ark., 2006).

Karaman‟da yaygın olarak 1960‟lı yıllarda başlayan elmacılık, çöğür üzerine aşılı Starking Delicious, Golden Delicious ve Amasya çeşitleri ile 1980‟li yılların başına kadar devam etmiştir. 1976 yılında 29.000 adet Amasya ve 223.000 adet Starking Delicious ve Golden Delicious çeşidi olmak üzere toplam 252.000 adet elma ağacı dikili iken, bu rakam 2008 yılında toplam 5.339.920 adet elma ağacı sayısına ulaşmıştır. 1980–1985 yılları arasında çöğür üzerine aşılı spur çeşitlerle kapama elma bahçeleri kurulmaya başlanmıştır. Mevcut çeşitler çok fazla değişmeden 1990–1995 yıllarında MM106 ve MM111 klon anaçları üzerine aşılı spur çeşitlerin yetiştiriciliğine, 1999‟da

(17)

da M9 klon anaçları üzerine aşılı yabancı çeşitlerin yetiştiriciliğine başlanmış ve halen ağırlıklı olarak M9 ve MM106 anaçları üzerine aşılı çeşitler ile bahçe tesislerine devam edilmektedir(Anonim, 2012a).

Karaman‟da özellikle 1960‟lardan sonra gelişen elmacılıkla beraber Karaman 1990‟lı yıllarda Türkiye üretiminde söz sahibi konumuna gelmiştir. Gerek ülke ekonomisi gerekse Karaman ekonomisi için elmacılığın payı oldukça büyüktür. Karaman ili geniş bir elma üretim potansiyeline sahiptir. Karaman, Türkiye elma üretiminin; yıllara göre değişmekle birlikte %10-15‟ini karşılamaktadır (Anonim, 2012b).

Elma, ılıman iklim özellikle de soğuk ılıman iklim bitkisidir. Genellikle dünyada 30-50° enlemler arasında yetişmektedir. Yüksek ışık yoğunluğu, elmada çok iyi renk oluşumu sağlar. Elma ağacı, düşük sıcaklıkların olduğu sert kışlara da dayanıklıdır. Kış dinlenmesi sırasında odun kısımları -40°C ‟ye, açmış çiçekler -2,2°C ile -2,3°C ve küçük meyveler ise -1,1°C ile -2,2°C ‟ye dayanırlar. Elma yüksek yaz sıcaklığından da hoşlanmaz. Sıcaklık 40°C ‟yi aştığında büyüme durur, daha yüksek sıcaklıklarda ise çeşitli zararlar görülür (Özçağıran ve ark., 2004). Elma kış dinlenmesine en çok ihtiyaç duyan meyve türlerindendir. Elmanın soğuklama ihtiyacını karşılayabilmesi için 7,2°C‟nin altında çeşide göre 2322–3648 saat kalması gerekmektedir (Öz ve Bulagay, 1982).

Birçok ülkede uygun çeşitleri tespit etmek amacıyla, çok sayıda elma çeşidi üzerine fenolojik ve pomolojik incelemeler yapılmaktadır (Nenadovic ve Mratinic, 1990). Ülkemizde de uygun çeşitleri belirlemek ve yetiştiriciliğini arttırmak için çeşitlerin fenolojik ve pomolojik özellikleri belirlenmelidir.

Ülkemizde 1968-1974 yılları arasında yapılan çalışmalarda spur çeşitler için MM106 ve çöğür anaçların ümit var olduğu saptanmıştır (Öz ve ark., 1994). Yine 1980'li yıllardan sonra yeni çeşitler ve farklı anaçların performanslarının belirlenmesi için de çalışmalar yapılmıştır (Öz ve Bulağay, 1982; Öz ve ark., 1994; Küden ve Kaşka, 1995; Burak ve ark., 1995; Burak ve ark., 1997).

(18)

Ülkemizde sistemli ilk pomolojik çalışmalar Ülkümen (1938) tarafından Malatya'da önemli elma, armut ve kayısı çeşitleri üzerinde yapılmıştır. Araştırıcı, çeşitler hakkında muhtelif organlara ait niteleyici ve niceleyici değerlere istinaden oldukça geniş malumatlar vermiştir. Bundan sonra Kiper (1941), Orta Anadolu‟da, Özbek (1947), Kastamonu ve Ankara'da birçok armut çeşitlerinin pomolojik özelliklerini aynı metotla tespit etmişlerdir.

Tekeli (1947), memleketimizde muhtelif yerlerde temin ettiği bazı elma çeşitlerinin meyvelerine ait pomolojik özellikleriyle kimyasal yapıları hakkında araştırmalar yapıldığını bildirmiştir (Güleryüz ve Ülkümen, 1972).

İklime bağlı olarak aynı bitkinin gelişme safhalarının zamanı ve süresi bölgelere göre farklılıklar gösterir. Bu safhaların tespiti için yapılan gözlemlere fenolojik gözlem denir. Fenolojik gözlemlerin sonucu yapılan değerlendirmelerin kullanım alanları şunlardır;

1. Bitki ıslahında

2. Tarımsal mücadele zamanının tespitinde

3. Uygulanacak tarım teknikleri ve planlanmasında

4. Kültürel işlemlerde (ekim, dikim, sulama, gübreleme, ilaçlama vs) 5. Uygun çeşit seçiminde

6. Tozlayıcı çeşitlerin seçiminde

Fenolojik gözlemler üzerine çevre şartlarının büyük etkisi vardır. Bunun için bir bölgede yapılan çalışmadan bütün meyvecilik bölgelerinde uygulanabilir sonuçlar çıkarmak mümkün olmamaktadır. Bu nedenle araştırmaların değişik bölgelerde yapılması gerekmektedir (Özbek, 1978). Bu çalışma ile ülkemizin önemli elma üretim alanlarından olan Karaman ilinde uygun çeşitlerinin belirlenmesi için M9 anacı üzerinde yetiştirilen bazı elma çeşitlerinin fenolojik ve pomolojik özellikleri ile verim ve kaliteleri incelenmiştir.

Günümüzde insanlar arasında, sağlıklı yaşam için sağlıklı gıdaların tüketilmesi bilinci giderek yaygınlaşmaktadır. Meyve türleri içerisinde özellikle üzümsü meyveler yüksek oranda flavonoidler ve fenolik asit içermeleri ve bu maddelerin antikanserojen, antimutajen ve antioksidan özelliklerinin bilinmesi nedeniyle sağlık açısından büyük

(19)

öneme sahiptirler. Antioksidanlar, insan vücudunda metabolizma ürünleri sonrası ortaya çıkan, kısa ömürlü fakat olumsuz etkisi olan „serbest radikaller‟ diye adlandırılan molekülleri etkisiz hale getirir. Serbest radikaller fazla miktarda üretilirlerse, hücre çekirdeği düzeyinde zarar oluşturup, bazı enzimlerin aktivasyonu sonucu kanser nedeni olan tümör oluşumlarına sebep olabilir (Özgen, 2006). Bu nedenle, antioksidan içeriği bakımından zengin besinlerin tüketilmesinin bu riski azaltabileceği ileri sürülmüştür (Sandra, 2004).

Serbest radikallerin aşırı oluşumu metabolizma için tehlike oluşturur. Ancak vücudun işlevini görebilmesi ve hastalıklardan korunabilmesi için de gereklidir (Loeckie, 1999). Serbest radikallerin zararlarının engellenmesinde antioksidanların rolü; aktif oksijen oluşumunu engelleyerek ya da oluşan aktif oksijenleri temizleyerek oksidasyonun tetiklediği hasarları hücresel bazda engellemek, dolayısıyla dejeneratif hastalıkların oluşumunu durdurmaktır (Halliwell, 1996; Stadtman, 2002).

Antioksidanlar; vücut hücreleri tarafından üretildikleri gibi, gıda yoluyla da alınabilmektedir. Gıdalarda mevcut olan ve insan vücudunu zararlı serbest radikallerden koruyan başlıca doğal antioksidanlar, vitaminler (C, E ve A vitaminleri), flavonoitler, karotenoitler ve polifenollerdir. Çoğu araştırmada meyve ve sebze tüketimi ile belirli kanser ve kalp hastalıklarının oluşumu arasında ters orantılı bir ilişki olduğu saptanmıştır (Rice-Ivens, 1997).

Holland ve ark., (1992)‟nın bildirdiğine göre, elma meyvesi insan beslenmesi bakımından önemlidir. Üretilen meyvenin büyük bir kısmı taze olarak tüketilir. Bazı yerlerde elma meyvesi kurutularak da değerlendirilir. Dilim konservesi, şurup, marmelat ve reçel yapımında kullanılır. Son yıllarda pasta yapımında, meyve suyu ve sirke elde edilmesinde de önem kazanmıştır. Elma meyvesinin insan beslenmesindeki önemi, içerdiği madensel tuzlardan ve vitaminlerden ileri gelir. Meyvenin kimyasal yapısı üzerine anaç, çeşit, iklim, toprak, yetiştirme koşulları ve ağacın gelişme özellikleri etki eder (Uslu, 2009). 100 gram elma ve elma suyunun ortalama içeriği Çizelge 1.4, de verilmiştir.

(20)

Çizelge 1.4. Elma ve elma suyunun ortalama içeriği (Gerhauser, 2008)

İçerik Elma (100 gram taze ağırlık) Elma suyu (100 gram taze ağırlık)

Su (g) 85,3 88.1 Enerji (kcal/kj) 54/227 48/203 Protein (g) 0.3 0.07 Yağ (g) 0.6 - Karbonhidratlar (g) 11.4 11.1 Lif (g) 2.0 0.77 Pektin (g) 0.5 0.032 Potasyum (mg) 144 116 Kalsiyum (mg) 7 4.2 Magnezyum (mg) 6 6.9 Fosfor (mg) 12 7 Vitamin C (mg) 12 1.4

Organik meyve asitleri (mg) 0.5 0.74

Elma zengin kimyasal içeriğiyle bazı kanser türleri, kalp hastalığı, astım ve şeker hastalıklarının risklerini düşürmektedir. Laboratuar deneylerinde, çok güçlü antioksidan aktivitesi olduğu, kanser hücresi çoğalmasını engellediği, yağ oksidasyonunu ve kolesterolü düşürdüğü tespit edilmiştir. Yaygın olarak tüketimi yapılan tüm meyveler içinde yaban mersininden sonra en yüksek antioksidan aktiviteye sahip meyve olduğu tespit edilmiştir. Elmanın kimyasal içeriği farklı elma çeşitleri arasında birbirine yakın miktarlardadır (Boyer ve Liu, 2004).

Birçok epidemiyolojik çalışma, kalp-damar ve kanser hastalıkları oranı ile meyve sebze tüketimi oranı arasında ters bir ilişkinin olduğunu ortaya koymuştur. Sebze ve meyvelerin bu özellikleri, antioksidan özellikli bileşiklere dayandırılmaktadır. Çünkü bunlar meyve ve diğer bitkisel besinlerde bol miktarda bulunurlar (Görünmezoğlu, 2008).

Son yıllarda yapılan epidemiyolojik çalışmalar, sağlığın korunması ve hastalıkların önlenmesinde meyve ve sebzelerin oldukça önemli rolleri olduğunu ortaya koymuştur. Meyve ve sebzelerin bu etkileri antioksidan maddeler içermesinden kaynaklanmaktadır. Sağlıkla yakından ilişkili olması nedeniyle meyve ve sebzelerin antioksidan kapasiteleri birçok araştırıcı tarafından belirlenmiştir (Çizelge 1.5).

(21)

Çizelge 1.5. Bazı meyvelerin antioksidan kapasiteleri

Trolox eşdeğeri/ 100 g

ORAC (ROO-) nmol trolox ekivalen/µl

ORAC (ROO-) µmol trolox ekivalen/g Kırmızı erik 2200 - 9.49 Üzüm 1700 1.24 7.39 Kırmızı elma 1400 0,49 2,18 Yeşil üzüm 1200 - - Muz 1100 0,46 2,21 Kivi 1000 1,08 6,02 Portakal 600 1,97 - Armut 600 0,46 1,34 Kavun 100 0,20 0,97 Böğürtlen 5500 - - Ahududu 5100 - - Çilek 3100 2,68 15,36 Bektaşiüzümü 1900 - - Yaban mersini (Viburnum macrocarpon ) 3300 15,9 64,4 Yaban mersini (Vibur numcorymbosum - - 37,4 Kaynak 3 2 1,4,5,6

1) Ehlenfeldt ve Prior ( 2001); 2) Guo ve ark. (1997); 3) Miller ve ark. (2000); 4) Prior ve ark. (2001); 5) Wang ve ark.(1996); 6) Kalt ve ark. (1999).

Son yıllarda insan beslenmesinde antioksidan kapasitesi yüksek besinlerin kullanılması özendirilmekte ve kapasitesi yüksek olan besinler belirlenerek duyurulmaktadır (Halliwell, 2001). Sağlıklı beslenmede önemli bir yer tutan meyvelerin antioksidan kapasitelerinin de yüksek olduğu bilinmektedir (Vinson ve ark., 2005).

Bütün bitki metabolizmalarında, sekonder metabolit olarak bulunan ve bitkilerin kendilerini bazı zararlılara karşı korumada rolleri olduğu sanılan çok sayıda farklı nitelik ve miktarlarda çeşitli fenolik bileşikler bulunmaktadır (Saldamlı, 2007).

Gıdalardaki fenolik bileşiklerin fenolik asitler (fenolik karbonik asitler) ve flavonoidler (flavan türevleri) olarak iki grubu bulunmaktadır. Fenolik asitler kendi içinde hidroksisinnamik asitler, hidroksibenzoik asitler ve hidroksisinnamik türevleri; flavonoidler ise antosiyanidinler, kateşinler, löykoantosiyanidinler, flavonoller, flavonlar, flavanonlar, prosiyanidinler ve dihidrokalkonlar gibi gruplara ayrılmaktadır (Karadeniz ve Ekşi, 2001).

Fenolik bileşiklerin kalite açısından önemleri; meyve ve sebzelerdeki enzimatik esmerleşme olayına substrat olarak katılmalarından (Bruchmann, 1976; Eskin va ark., 1976), metal iyonları ile tepkimeye girerek renk değişmesine yol açmalarından

(22)

(Herrmann, 1976), gıdalardaki buruk tat algılamasının kaynağı olmalarından (Lea, 1984), polimerizasyon veya proteinlerle tepkimeye girerek tortu oluşturmalarından (Van Buren ve ark., 1976; Oh ve Hoff, 1987) kaynaklanmaktadır.

Elma toplam fenolik madde miktarı olarak da en fazla içerikte olan yaban mersininden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Akciğer kanseri hücresi çoğalmasını önleme aktivitesinde de yaban mersini ve limondan sonra üçüncü sırayı almaktadır (Sun ve ark., 2002).

Elmanın insan sağlığı açısından bu denli önemli bir yere sahip olması dolayısıyla yapılan bu çalışma ile fenolojik özellikler ve pomolojik değerlendirmelerin yanı sıra antioksidan aktivitelerinin de tespiti yapılarak bölge üreticisine ve bilim dünyasına önemli katkı sağlayacak sonuçlar elde edilmesi amaçlanmaktadır.

(23)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

2.1. Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerin Kaynak BildiriĢleri

Baytekin ve Akça (2011), M9 anacı üzerine aşılı Gala, Jonagold, Breaburn ve Fuji (Malus domestica) çeşitlerinde yürüttükleri bir araştırmada, 1x3m mesafelerle dikilmiş çeşitlerin gelişme, verim ve kalite açısından performanslarını incelemişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre incelenen çeşitlerde tam çiçeklenme 16-24 Nisan tarihleri arasında gerçekleşmiş, meyveler 9-24 Eylül tarihleri arasında hasat edilmiştir. Ortalama meyve eni 7,28 cm (Gala) ile 8,62 cm (Jonagold) arasında, meyve ağırlığı 165,37 g (Gala) ile 283,96 g (Fuji) arasında, SÇKM ise % 8,38 (Gala), % 12,98 (Fuji) arasında saptanmıştır. Etkili verim değeri 0,16 kg/cm² (Gala), 0.40 kg/cm² (Jonagold) arasında değişmiştir.

2007 yılında Ankara‟nın Gölbaşı ilçesinde bir üreticiye ait elma bahçesinde yapılan çalışmada, Golden Delicious, Mondial Gala ve Fuji elma çeşitlerine M9 anacı üzerine aşılanmış, 12‟şer adet 3x1,5 m aralıklarla dikilmiş ağaçlar kullanılmıştır. Elma ağaçlarının büyüme şekilleri ile verimlilik ve bazı fenolojik ve pomolojik özellikleri incelenmiştir. Araştırmanın sonucuna göre denemede kullanılan çeşitler denemenin yapıldığı 2007 yılında 25-30 Nisan arasında çiçeklenmeye başlamıştır. Mondial Gala‟da çiçeklenme süresi diğer çeşitlere göre daha uzun (11 gün) olmuştur. Deneme ağaçlarından Mondial Gala‟nın ağaç başına ortalama verimi en yüksek (742,6 g) olmuş, buna karşılık en düşük ortalama verim Golden Delicious‟da (316,8 g) tespit edilmiştir. Pomolojik analizler sonucunda, en iri meyvelerin Fuji (164,29 g), en küçük meyvelerin ise Golden Delicious‟da (87,36g) olduğu belirlenmiştir. Deneme çeşitlerinin meyve eti sertlikleri değerlendirildiğinde, en sert meyvenin Golden Delicious‟da 12,82 kg olduğu, Mondial Gala‟da 10,78 kg ve Fuji‟de 8,08 kg olduğu görülmüştür. Suda çözünebilir kuru madde miktarı Golden Delicious (%16,67) ve Fuji (%17,67) çeşitlerinde birbirine yakın değerler göstermiş, Mondial Gala‟da ise en fazla (%20,50) ölçülmüştür (Şen, 2008).

Van‟da yapılan bir araştırmada bodur anaçlara aşılanmış Starking Delicious elma ağaçlarının bitki gelişimi ve verimlilik özellikleri incelenmiştir. Araştırma sonunda gelişme sezonu boyunca ağaç boyunun %13,24, taç genişliğinin %11,04 ve gövde çapının %14,40 artış gösterdiği belirlenmiştir. Çiçeklenme başlangıcının 9

(24)

Mayıs, tam çiçeklenmenin 15-16 Mayıs ve meyve tutumunun da 5-7 Haziran tarihlerinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Meyve eninin ortalama 6,21±0,49 cm, meyve boyunun ortalama 5,35±0.44 cm, meyve ağırlığının ortalama 105,4 g ve ağaç başına verimin ortalama 5,19 kg olduğu belirlenmiştir (Yörük, 1999).

Tustin ve ark. (2001), orta kuvvette (MM106, 5,0x3,0 m), yarı bodur (M26, 4,0x2,0 m) ve bodur (Mark, 4,0x 2,0 m) anaçlara aşılı Fuji elma çeşidinin pomolojik ve fiziksel özelliklerini değerlendirerek bunların verimlilik ve meyve kalitesini karşılaştırmış ve meyvelerinin ortalama ağırlıklarının yıllara göre 203-214 g arasında olduğunu saptamışlardır.

Küden ve ark. (2007), Adana- Pozantı şartlarında M 9 üzerine aşılı farklı yaşlardaki Mondial Gala, Golden Delicious ve Fuji ağaçlarına ait meyvelerin ortalama en, boy ve ağırlıklarının sırasıyla 75,5 mm, 60,3 mm ve 170 g (Mondial Gala); 65,21 mm, 67,57 mm ve 135 g (Golden Delicious); 75,9 mm, 68,1 mm ve 174,61 g (Fuji) olduğunu bildirmişlerdir.

2005-2006 yılları arasında Van‟da yapılan çalışmada M27 anacı üzerine aşılı Granny Smith ve M9 anacı üzerine aşılı Fuji elma çeşitleri; morfolojik ve pomolojik özellikleri ve fenolojik gözlemler bakımından karşılaştırılmıştır. Her bir yılda, tüm morfolojik özellikler için Mayıs ayından Eylüle kadar 15 günlük aralıklarla, toplam 8 periyotta ölçüm yapılmıştır. Tüm periyotlarda, Granny Smith çeşidinin gövde çapı ve fidan boyu, Fuji çeşidinin gövde çapı ve fidan boyundan daha yüksek bulunmuştur. 15 Haziran 2005 tarihi dışında, 2005 yılındaki tüm periyotlarda çeşitler arasındaki fark önemsiz bulunmuştur. Bununla birlikte, 30 Mayıs 2006 tarihi dışında, 2006 yılındaki tüm periyotlar için Fuji çeşidinin sürgün uzunluğu, diğer çeşidin sürgün uzunluğundan daha yüksek bulunmuştur. Meyve ağırlığı, meyve eni, meyve genişliği, asitlik, SÇKM bakımından Fuji çeşidinin, Granny Smith‟ten daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ancak, diğer özellikler bakımından Granny Smith, Fuji çeşidinden daha üstün bulunmuştur. Sonuç olarak, Granny Smith çeşidinin gövde çapı ve fidan boyu, Fuji çeşidinin gövde çapı ve fidan boyundan daha fazla bulunmasına rağmen, Fuji çeşidinin sürgün uzunluğu, diğer çeşidin sürgün uzunluğundan daha iyi gelişmiştir (Taş, 2008).

(25)

Cripps ve ark. (1993), Pink Lady elmasının fenolojik, pomolojik ve morfolojik özelliklerini incelemişlerdir. Bu incelemenin sonucunda bu çeşitte titre edilebilir asitlik oranını % 0,71-0,9 olarak belirlemişlerdir.

Golden Delicious, Starking Delicious, Red Chief, Granny Smith ve Fuji elma çeşitleri üzerinde yapılan çalışmada tomurcuk kabarması, tomurcuk patlaması, çiçeklenme başlangıcı, tam çiçeklenme, çiçeklenme sonu ve meyvelerin hasat olum tarihleri tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre çeşitlerde tam çiçeklenme 2009 yılında 20-24 Nisan, 2010 yılında 12-16 Nisan tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Çeşitlerde hasat tarihleri 2009 yılında 15 Eylül-8 Ekim, 2010 yılında ise 5-26 Eylül tarihleri arasındadır. Çeşitlerin ortalama meyve ağırlıkları 2009 yılında 173,50 g (Golden Delicious) ile 205,51 g (Red Chief), 2010 yılında ise 145,29 g (Golden Delicious) ile 209,56 g (Granny Smith) aralıklarında bulunmuştur. Suda çözünülebilir kuru madde miktarı en fazla olan çeşidin 2009 yılında Golden Delicious (% 14.03), 2010 yılında ise Red Chief (% 14,83) olduğu belirlenmiştir. İki yıllık değerlere göre kümülatif verimi en fazla olan çeşit Granny Smith olup (31.40 kg/ağaç), bunu Fuji (27.80 kg/ ağaç) ve Starking Delicious çeşitleri (25.96 kg/ağaç) takip etmiştir (Çulha, 2010).

2004-2005 yıllarında Tokat Merkez ilçede yetiştirilen 10 mahalli elma çeşidinin (Tavar, Yağlıkızıl, Arapkızı, Elifli, Demir, Yer Elması, Ekşi Elma, Gelin Elma, Alyanak ve Pehrizoğlu), fenolojik ve pomolojik özelliklerinin belirlenmesi ve çeşitlerin genetik kaynak olarak korunması amacıyla bir çalışma yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; çeşitlerde tam çiçeklenme 9-25 Nisan, meyvelerin olgunlaşması 26 Temmuz- 25 Eylül tarihleri arasında meydana gelmiştir. Çeşitlerin ortalama meyve ağırlıkları 48 g (Yer elması), 311 g (Alyanak); suda çözünebilir kuru madde miktarı %9 (Arapkızı), %6 (Gelin Elma) ve titre edilebilir asitlik ise 4.02 g/l (Yer Elması), 10.72 g/l (Tavar) arasında saptanmıştır (Edizer ve Bekar, 2007).

Niğde şartlarında bodur ve yarı bodur anaçlar üzerine aşılı farklı elma çeşitleri ile yapılan çalışmada 2006 yılında meyve ağırlığı en az olan çeşit Galaxy Gala (150,28 g), en fazla olan çeşit ise Fuji (216,30 g) olarak belirlenmiştir. Çeşitlerde suda çözünebilir kuru madde miktarı %12,20 (Granny Smith) ile %16,34 (Fuji) arasında bulunmuştur. Meyve eti sertliğinin 6,01 kg/cm² (Oregon Spur) ile 8,64 g/cm² (Granny Smith) arasında değiştiği belirlenmiştir. 2007 yılında ise meyve ağırlığı en az olan çeşit

(26)

Galaxy Gala (144,62 g), en fazla olan çeşit Fuji (181,17 g) olarak belirlenmiştir. Çeşitlerde suda çözünebilir kuru madde miktarı %12,20 (Granny Smith) ile %16,46 (Fuji) arasında bulunmuştur. Meyve eti sertliğinin 5,44 kg/cm² (Early Redone) ile 8,18 kg/cm² (Fuji) arasında değiştiği belirlenmiştir. 2006 yılında çeşitlerde ağaç başına verimler 11,27–17,34 kg/ağaç arasında değişirken, 2007 yılında 10,84–16,32 kg/ağaç arasında bulunmuştur. En erken tomurcuk kabarması Galaxy Gala ve Mondial Gala, en geç tomurcuk kabarması Granny Smith ve Fuji çeşitlerinde meydana gelmiştir. Tam çiçeklenmeden hasada kadar geçen gün sayısı 2006 yılında 122-164 gün, 2007 yılında ise 118-156 gün arasında değişirken, en uzun olgunlaşma süresi Granny Smith ve Fuji, en kısa olgunlaşma süresi Galaxy Gala ve Mondial Gala çeşitlerinde belirlenmiştir (Ceylan, 2008).

Uysal ve Baktır (2005)'ın Burdur, Bucak ve Uluborlu yörelerinde Golden Delicious ve Starking Delicious elma çeşitleriyle yaptıkları çalışmada, çeşitlerde tam çiçeklenme Burdur yöresinde 1 Mayıs, Bucak yöresinde 6 Mayıs, Uluborlu yöresinde 8 Mayıs tarihlerinde meydana gelmiştir. Tam çiçeklenmeden hasada kadar geçen süre Golden Delicious çeşidinde Bucak ve Burdur yörelerinde 145-150 gün ve Uluborlu yöresinde 155-160 gün, Starking Delicious çeşidinde Bucak ve Uluborlu yöresinde 150-155 gün Burdur yöresinde 150-155-160 gün olarak belirlenmiştir.

Eğirdir şartlarında MM106 anacı üzerine aşılı bazı elma çeşitlerinde meyve büyümesi ve gelişmesinin incelendiği bir çalışmada, Braeburn, Galaxy Gala, Jersey Mac çeşitleri kullanılmıştır. Fenolojik gözlemler sonucu çeşitlerin tomurcuk kabarmasının 17 Mart (Jersey Mac) ile 19 Mart (Braeburn, Galaxy Gala), tomurcuk patlamasının 30 Mart (Jersey Mac) ile 1 Nisan (Braeburn, Galaxy Gala) tarihleri arasında olduğu belirtilmiştir. Çiçeklenme başlangıcının ise 16 Nisan (Jersey Mac) ile 18 Nisan (Braeburn, Galaxy Gala), tam çiçeklenmenin 20 Nisan (Jersey Mac) ile 22 Nisan (Braeburn, Galaxy Gala), çiçeklenme sonunun da 3 Mayıs (Jersey Mac) ile 2 Mayıs (Braeburn, Galaxy Gala) arasında gerçekleştiği tespit edilmiştir (Atay, 2007).

1995-1996 yıllarında Tokat Meyvecilik Üretme İstasyonu‟ nda 4 farklı anaç (MM111, Çöğür, M9, MM106) üzerinde yetiştirilmiş olan Granny Smith, Amasya, Golden Delicious, Starking Delicious çeşitlerinde yürütülen çalışmada, çeşitlerin fenolojik ve pomolojik özellikleri üzerine anaçların etkileri incelenerek yöre için tavsiye edilebilecek anaç-çeşit kombinasyonlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma

(27)

sonuçlarına göre tam çiçeklenme 5-29 Nisan tarihleri arasında gerçekleşmiş, meyveler 5 Eylül-19 Eylül tarihlerinde hasat edilmiştir. Ortalama meyve ağırlıkları GS/MM106 kombinasyonunda 213,89 g ve A/MM111 kombinasyonunda 167,55 g GD/MM106 kombinasyonunda 190,17 g ve S/M9 kombinasyonunda 190,56 g olarak bulunmuştur. En iri meyveleri GS/MM106 kombinasyonunun (80,59 mm) verdiği, bütün kombinasyonlarda en yüksek SÇKM‟nin Golden Delicious çeşidinde olduğu (%13,92) tespit edilmiştir. İncelenen özellikler bakımından GS/M9, GS/MM106, GD/M9 ve GD/MM106 kombinasyonlarının Tokat şartlarında iyi sonuç verdiği saptanmıştır (Polat, 1997).

Kaplan ve ark. (2002), Niğde şartlarında yetiştirilen bazı yeni elma çeşitlerinin meyve büyüme ve gelişme durumlarını incelemişlerdir. Bu çalışmada meyve ağırlığı ilk örnek alma tarihinde (27 Temmuz) Oregon Spur çeşidinde 114.40 g, Mondial Gala çeşidinde 100,40 g, Galaxy Gala çeşidinde 98.80 g, Fuji çeşidinde 91.20 g olarak saptanmıştır. Örnek alma dönemleri ilerledikçe düzenli olarak artan meyve ağırlığı değerleri, hasat tarihinde Oregon Spur çeşidinde 235.00 g, Mondial Gala çeşidinde 167.90 g, Galaxy Gala çeşidinde 169.40 g, Fuji çeşidinde 177.80 g değerlerine ulaşmıştır.

2.2. Antioksidan Aktiviteleri Açısından Kaynak BildiriĢleri

Antioksidan maddeler ilk olarak II. Dünya Savaşı‟nda gıdaları koruma amaçlı kullanılmıştır. İlk kullanılan bu antioksidan kaynağı doğal maddeler olmuştur. Bu durum zamanla değişmiş, doğal antioksidanlar yerini daha ucuz, daha saf, daha stabil özellik gösteren sentetik maddelere bırakmıştır. Ancak tüketici toksik özellikleri hala tartışılan bu sentetik katkılar yerine günlük tüketimlerinde güvenle tüketebilecekleri doğal materyaller kullanmayı tercih etmektedir. Üretici ve araştırmacılar da tüketici isteklerini göz önüne alarak doğal antioksidan kaynaklarını günlük tüketimle alınabilecek hale getirmeye çalışmaktadırlar (Pokorny, 2001).

Son yıllarda yapılan epidemiyolojik çalışmalar doğal antioksidanlarca zengin gıdaların günlük diyetle alınmasının kalp-damar rahatsızlıkları yaşama riskini azalttığını göstermektedir (Hertog ve ark., 1993). Özellikle polifenollerce zengin gıda tüketimi ve kardiovasküler rahatsızlıklar arasında negatif bir ilişki kurulmaktadır (Virgili ve ark., 2001).

(28)

Kalp-damar rahatsızlıkları ve kanserlerin büyük bir kısmı hücre içi makromoleküller veya karsionogenlerin spesifik reaktiflerle (okside halleri) hücre içerisinde etkileşimi sonucu meydana gelmektedir. Bu nedenle C, E ve beta karoten gibi antioksidan özelliği olan vitaminleri içeren mikro besinlerce zengin sağlıklı bir diyet, günlük 5-10 farklı sebze, meyve ve meyve suyu içermelidir. Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterolünün oksidasyonu damarlara zarar veren bir reaksiyon ürünüyle sonuçlanır. Bu nedenle yeterli oranda antioksidanla desteklenmiş doymuş yağ oranı düşük yağ içeren diyet LDL kolesterolü seviyesini düşürür. Böylece kalp rahatsızlıklarının önüne geçmek kolaylaşır. Et gibi keratin içeren gıdaların haşlanması veya kızartılması sırasında oluşan kanserojenik heterosiklik aminler kolon, akciğer, prostat ve pankreas kanserine neden olabilmektedir. Bu gibi oluşumlar ve olaylar antioksidanlarca zengin sebze ve meyvelerin tüketimiyle önlenebilir. Ayrıca antioksidanlarca zengin sebze, meyve ve bunların sularının yeterli oranda tüketimi yaşlanmayı geciktirir ve sağlıklı uzun yaşam sağlar (Weisburger, 1999).

Serbest radikallerin insanda kanser oluşumu için büyük bir risk oluşturduğu ileri sürülmektedir. Antioksidanlarca zengin besinleri ve gıdalardaki diğer antioksidan maddelerini içeren gıda kaynaklı antioksidanların tüketiminin bu riski düşüreceği bildirilmiştir (McLarty, 1997). Bu nedenle son yıllarda meyve ve sebzelerin antioksidan içeriği üzerine yapılan çalışmalar ağırlık kazanmıştır. Antioksidanlarca zengin sebze ve meyvelerin çiğ veya az işlemle tüketimi önerilirken tüketimin artması ve pratikliği nedeniyle meyve, sebze sularının da ticari olarak üretimi üzerinde durulmaktadır. Bunun bir sonucu olarak antioksidan özelliği bilinen bu meyve, sebze sularının kullanımını artırmaya yönelik çalışmalar yapılmakta ve farklı gıdalarla birlikte kullanımına yönelik ilgi artmaktadır.

Meyvelerde askorbik asit, karotonoid ve tokoferoller antioksidan etki gösterse de, meyve bileşimindeki flavonoid ve fenolik asitlerin antioksidan etkisine odaklanılmıştır. Hem taze üzüm hem de ticari olarak satılan üzüm suyu önemli fenolik antioksidan kaynağıdır. Kırmızı üzüm suyunda en önemli antioksidan kaynağı bileşenler toplam fenolik maddeler ve flavon-3-ol‟dür. Taze üzüm ekstrakları insanlardaki LDL oksidasyonunu % 22-60 önlerken, ticari olarak satılan üzüm suyu % 68-75 oranında LDL oksidasyonunu önlemektedir. C vitamininin ise üzüm suyunun antioksidan aktivitesi üzerine etkisi olmadığı bildirilmiştir (Frankel ve ark., 1995).

(29)

Karadut değişik organik asit içeriğine sahiptir. Bunun bir sonucu olarak da karadut antioksidan (tartarik, malik, sitrik asit), asit düzenleyici (tartarik, malik, sitrik, askorbik asit) veya koruyucu (sorbik, benzoik) olarak gıdalara katkı maddesi olarak kullanılmaktadır (Koyuncu, 2004).

Antioksidan bileşenleri arasında β-karoten ve α-tokoferol oransal olarak dikkat çekici düzeydedir. Flavonoidleri ise kuersetin türevleri olarak tanımlanmaktadır (Sıvacı ve Sökmen, 2004). Nar meyvesi, meyve suyu ve kabukları yüksek oranda antioksidan kapasitesine sahiptir. Zengin polifenol içeriği olarak da elagitaninler, kondense taninler ve antosiyaninleri içermektedir. Bu antioksidan molekülleri güvenli olarak kabul edilmektedir (Faria, 2007). Nardan ekstrakte edilen elajik asit, gallagik asit, punikallinler ve punicalajinlerin özellikle Esherichia coli, Pseudomonas aeruginosa,

Staphylococcus aureus ve diğer zararlı bakterilere karşı antimikrobiyal etkisi tespit

edilmiştir. Özellikle yüksek orandaki C vitamini içeriğiyle oldukça dikkat çekmektedir (Opara ve ark., 2009).

King Luscious, Amasya, Sky Spur, Ervin Spur, Arap Kızı, Lutz Golden ve Granny Smith çeşitleri üzerinde yapılan bir çalışmada çeşitlerin toplam antioksidan kapasitelerinin ve bu kapasiteye etki eden bileşenlerinin nitel ve nicel karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yapılan HPLC analizleri sonucunda elma sularında askorbik asit (22-88 mg Lˉ¹), kateşin (9.09- 115.30 mg Lˉ¹), klorojenik asit (41.10- 276.3 mg Lˉ¹), epikateşin (3.38- 66.76 mg Lˉ¹), kafeik asit (3.04- 79.09 mg Lˉ¹) ve floridzin (0.52- 20.13 mg Lˉ¹); elma kabuğu ekstraktlarında askorbik asit (0.10- 0.37 mg gˉ¹), floridzin (0.08- 0.52 mg gˉ¹), kateşin, klorojenik asit ve epikateşin (eser miktarda) ve kuersetin glikozitleri (kuersetine (1.02- 2.94 mg gˉ¹) dönüştürülerek); elma eti ekstraktlarında ise askorbik asit (2.0 x 10ˉ²- 5.0 x 10ˉ² mg gˉ¹), kateşin (0.71 x 10ˉ²- 16 x 10ˉ² mg gˉ¹), klorojenik asit(1.7 x 10ˉ²- 10.4 x 10ˉ² mg gˉ¹), epikateşin (0.95 x 10ˉ²- 5.6 x 10ˉ² mg gˉ¹), kafeik asit (0.39 x 10ˉ²- 9.06 x 10ˉ² mg gˉ¹) ve floridzin (0.39 x 10ˉ²- 1.6 x 10ˉ² mg gˉ¹) elma çeşidine göre değişen miktarlarda bulunmuştur. Elma eti, elma kabuğu ve suyuna göre daha düşük antioksidan içeriğe ve dolayısıyla daha düşük antioksidan kapasiteye sahip olduğunu ve dolayısıyla elmaların kabukları ile tüketilmesinin sağlık açısından önemli olduğunu bu çalışma ile bir kez daha kanıtlamışlardır (Karaman, 2008).

(30)

Drogoudi ve ark. (2008), ticari önemi olan Fuji, Golden Delicious, Granny Smith, Jonagored, Mutsu, Starkrimson ve Yunanistan‟a özgü olan Fyriki elma çeşitlerinin toplam fenolik bileşen ve askorbik asit miktarını incelemişlerdir. Bunun için elmaların kabuk ve eti ayrı ayrı incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda kabukta en yüksek antioksidan kapasiteye ve fenolik içeriğe sahip olan elma çeşidi olarak Starkimson (35.7 mg gˉ¹ ve 19.9 mg gˉ¹) belirlenmiş bunu sırayla Jonagored, Mutsu, Fyriki ve Fuji takip etmiştir. Golden Delicious ve Granny Smith (13,8 mg gˉ¹ ve 8,4 mg gˉ¹) elma kabuklarının en düşük antioksidan kapasiteye sahip olduğu belirlenmiştir. Elma etinde yapılan analizler sonucunda ise en yüksek antioksidan kapasiteye sahip olan elma çeşidi olarak Fyriki (11,9 mg gˉ¹ ve 9,8 mg gˉ¹) belirlenmiş ve bunu sırasıyla Jonagored, Mutsu ve Starkimson ( 5,6 mg gˉ¹ ve 5,4 mg gˉ¹) takip etmiştir. Fuji, Golden Delicious ve Granny Smith ( 3,7 mg gˉ¹ ve 3,5 mg gˉ¹) elmalarının etlerinin ise en düşük antioksidan kapasiteye sahip oldukları saptanmıştır. Elde edilen bir diğer önemli sonuç ise elma kabuklarının antioksidan kapasitesinin ete göre yaklaşık 3 kat daha fazla olduğudur. Askorbik asit içeriği bakımından da en yüksek içeriğe sahip olan elma çeşidinin Fyriki (4,4 mg gˉ¹) olduğu belirlenmiştir.

Yınrong ve ark. (1996), yaptığı çalışmada Gala elma çesidinin liyofilize edilmiş posasındaki fenolik bileşenler, UV dedeksiyonu kullanılarak HPLC metoduyla tayin edilmiştir. Mobil faz olarak %1 asetik asit içeren %40 sulu metanol çözeltisinden olusan izokratik elüsyon uygulanmıştır. Bunun için elma posası %70 asetonla ekstrakte edilmiştir. Sonuç olarak elma posasında en fazla bulunan bileşenler; epikateşin (0.64 mg kg-1), kafeik asit (0.28 mg kg-1), 3-hidroksi floridzin (0.27 mg kg-1), floretin-2-ksiloglikozit (0.17 mg kg-1), floridzin (1.42 mg kg-1) ve kuersetin-3-galaktozit (1.61 mg kg-1), kuersetin-3-glukozit (0.87 mg kg-1), kuersetin-3-ksilozit (0.53 mg kg-1), kuersetin-3-arabinozit (0.98 mg kg-1), kuersetin-3-ramnozit (0.47 mg kg-1) olduğu belirlenmiştir.

Chinnici ve ark. (2004), Golden Delicious elmasının organik ve organik olmayan koşullarda yetiştirilmiş örneklerinin kabuk ve et kısmındaki polifenolik bileşenlerin tanımlanması ve bunların neden olduğu radikal süpürme aktivitesinin belirlenmesi amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Kabuk ekstrakları için organik olmayan koşullarda yetiştirilmiş elmanın TAC (toplam antioksidan kapasite) değeri 18.56 mM.kg-1 iken organik olanın 14.96 mM.kg-1; et ekstraktları için de organik olmayanlar için 7.12 mM.kg-1

(31)

bulunmuştur. Bu çalışmalar sonucunda elmanın kabuk kısmında flavonoller, prosiyanidinler, dihidrokalkonlar ve hidroksisinnamik asitler tanımlanmıştır. Bunlardan prosiyanidinler ve kuersetin glikozitleri kabukta bulunan başlıca asitler olarak ifade edilmiştir. DPPH yöntemine göre quersetin glikozitleri en yüksek TEAC (troloks eşdegeri antioksidan kapasite) katsayısını göstermiştir. Bunu sırayla prosiyanidin B2, epikateşin. klorojenik asit ve floridzin izlemiştir. Böylece; kabuktaki yüksek radikal süpürme aktivitesinin, yüksek TEAC katsayısına sahip bu bileşenleri içermesinden kaynaklandığı kanıtlanmıştır. Elmanın et kısmının polifenolik bileşenler açısından kabuk kısmına göre oldukça fakir olduğu ve prosiyanidinler, hidroksisinnamik asitler ve floridzinin et kısmındaki başlıca bileşenlerden olduğu belirlenmiş ve elmanın kabuk kısmının antioksidan aktivitesinin et kısmına göre çok daha yüksek olduğu kanıtlanmıştır.

Lee ve ark. (2003), elmadaki başlıca flavonoidleri ve bunların toplam antioksidan kapasitesine olan etkilerini araştırmışlardır. Altı farklı elma çeşidinin antioksidan kapasitelerini ABTS yöntemi ile C vitamini eşdeğeri cinsinden hesaplamışlardır. En önemli flavonoidler; kuarsetin ve glikozidleri, prosiyanidin, klorojenik asid, epikateşin ve C vitaminidir. C vitamini eşdeğeri cinsinden fenolik bileşiklerin antioksidan kapasiteleri, kuarsetin için 3,06; epikateşin için 2,67; prosiyanidin için 2,36; C vitamini için 1,00 ve klorojenik asit için 0,97 olarak elde edilmiştir.

Miller ve ark. (1996), elma suyunda askorbik asit içeriğini ve toplam antioksidan aktivite düzeylerini tayin etmişlerdir. Analizler sonucunda uzun ömürlü elma suyunda klorojenik asit (274 µmol Lˉ¹), p-kumaroil kuinik asit (74 µmol Lˉ¹), floridzin (23 µmol Lˉ¹), floretin ksiloglukozit (35 µmol Lˉ¹), epikatesin (14 µmol Lˉ¹) ve askorbik asit (51 µmol Lˉ¹) tayin edilmiştir. Bu elma suyunun toplam antioksidan kapasitesi de (728 µM Troloks) olarak belirlenmiştir.

Huber ve Rupasinghe (2009), yaptıkları çalışmada elmanın kabuğunu doğal antioksidan kaynağı olarak incelemişlerdir. Fenolik madde kompozisyonu ve 21 seçilmiş elma genotiplerinin antioksidan özelliklerini değerlendirmişlerdir. Elma kabuğu özlerinin yağ dengeleyici özelliği metil linoleatın sulu bir emülsiyon sistemini kullanılarak incelenmiştir. Elma kabuğu özleri, özellikle dolgo gibi yengeç elma çeşitleri, amodel sisteminde doymamış yağlı asit oksidasyonun etkili inhibitörleri

(32)

olduğu tespit edilmiştir ve dolayısıyla doğal gıda antioksidanın potansiyel kaynağı olarak düşünülebilirler.

Leong ve ark. (2002), Singapur pazarlarında satılan 27 adet meyvenin (çilek, üzüm, greyfurt, portakal, limon, ananas, erik, kivi, elma, muz vb.) etlerinin toplam antioksidan kapasitelerini tayin etmişlerdir. Bu meyveler içinde elmanın antioksidan kapasitesinin 78.9 mg 100 gˉ¹ miktarında ve orta düzeyde olduğu, askorbik asit içeriğinin de 2.1 mg 100 gˉ¹ miktarında ve toplam antioksidan kapasiteye katkısının %2.7 olduğu belirlenmiştir.

(33)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

3.1.1. AraĢtırmanın yapıldığı ilin coğrafi konumu

Karaman ili İç Anadolu Bölgesi'nin güneyinde yer alır. Kuzeyde Konya, güneyde Mersin, doğuda Ereğli, batıda Antalya ile komşudur. Deniz seviyesinden yüksekliği 1033 metredir. Karaman genelde ova görünümündedir. Son yıllarda yapılan gölet ve sulama kanalları tarıma daha bir canlılık getirmiştir. Ovada genel olarak tahıl türleri ve sanayi bitkileri yetiştirilir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçer. Yıllık yağış ortalaması 350 mm‟dir (Anonim, 2013f ).

(34)

3.1.2. AraĢtırmanın yapıldığı ilin iklim özellikleri

Karaman‟da tipik bir kara iklimi hüküm sürer. Kışları soğuk ve sert, yazları sıcak ve kurak geçer. Yüksek yaylalarda dağlık kesimlerde kara iklimi hüküm sürer. Göksu Çayı‟ nın geçtiği düzlüklerde Akdeniz ikliminin özellikleri görülür. Sıcaklık kış aylarında -17°C ‟ye kadar düşer. Yaz aylarında ortalama sıcaklık 30°C‟dir. Yıllık yağış ortalaması 300-450 mm arasında değişir. İl toprakları, bozkır alanı içinde kaldığından bölgeye has bitki örtüsü step bitkileridir. Dağlık bölgelerde ağaç ve ağaççıklardan meydana gelen ormanlar vardır. Ormanlar meşe, ardıç, karaçam, kızılçam, dişbudak ve akasya ağaçları ile kaplıdır (Anonim, 2013 d).

Çizelge 3.1. Karaman ilinin 1960-2012 yılları arası iklim verileri (Anonim, 2012c ) KARAMAN Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık

Ortalama Sıcaklık (°C) 0.4 1.6 6.0 11.3 16.1 20.4 23.5 22.9 18.5 12.8 6.7 2.6 Ortalama En Yüksek Sıcaklık (°C) 5.4 7.0 12.3 18.0 23.0 27.7 31.1 31.0 27.1 20.8 13.5 7.6 Ortalama En Düşük Sıcaklık (°C) -4.0 -3.0 0.2 4.8 8.5 12.2 15.0 14.4 10.0 5.6 1.0 -1.7 Ortalama Güneşlenme Süresi (saat) 3.4 4.3 6.3 7.6 10.0 12.0 12.5 12.1 10.3 7.4 5.3 3.3 Ortalama Yağışlı Gün Sayısı 10.2 10.0 9.5 8.4 8.7 4.9 1.5 1.1 1.8 6.1 7.0 10.2 Aylık Toplam Yağış Miktarı Ortalaması (kg/m2) 41.6 35.6 36.2 37.1 36.7 21.8 5.8 6.6 8.9 27.5 33.0 45.5

1960-2012 yılları arasındaki aylara göre en yüksek ve en düşük sıcaklıklar En Yüksek

Sıcaklık (°C) 21.2 21.1 28.7 32.3 34.4 37.5 40.4 40.4 37.9 33.2 25.8 22.3 En Düşük

Sıcaklık (°C) -26.8 -28.0 -20.2 -8.3 -3.1 3.1 6.4 3.6 -1.0 -8.5 -21.2 -26.1 Karaman ilinde 1960-2012 yılları arasındaki meteorolojik veriler incelendiğinde; ortalama sıcaklık değerinin en yüksek temmuz ayında (23,5°C), en düşük ise ocak ayında (0,4°C) olduğu görülmektedir. En yüksek sıcaklık değeri temmuz ve ağustos aylarında (40,4°C), en düşük sıcaklık değeri ise şubat (-28,0°C) ve ocak (-26,8°C) aylarında ölçüldüğü Çizelge 3.1‟den anlaşılmaktadır. Ortalama güneşlenme süresi incelendiğinde, en düşük değerin aralık ayında (3,3 saat), en yüksek temmuz ayında (12,5 saat) olduğu görülmektedir. Aylık toplam yağış miktarı ortalaması incelendiğinde ise aralık ayı 45,5 kg/m2 yağış miktarı ile en fazla yağış alan ay iken temmuz ayında en az yağış düşmüştür (Çizelge 3.1).

(35)

Çizelge 3.2. Araştırmanın yapıldığı yıla ait günlük sıcaklık değerleri (°C) (2012)

Gün sayısı Aylar

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 1 4,6 -11,8 -4,7 9,9 16,9 17,7 21,2 23,0 19,8 18,7 16,1 11,3 2 1,1 -13,9 -3,9 10,5 14,0 19,7 18,8 22,6 20,0 17,6 16,1 11,2 3 1,4 -6,0 -2,2 11,4 13,9 21,7 17,8 24,3 20,6 17,8 14,1 13,3 4 -0,6 -5,2 1,3 15,0 16,7 19,7 20,5 24,5 21,2 17,4 14,9 5,1 5 0,5 -6,8 3,9 17,3 16,2 21,8 23,1 23,8 21,9 17,0 15,3 2,7 6 5,4 -4,4 4,4 18,3 15,1 22,1 23,5 23,3 22,0 15,5 16,0 8 7 7,0 3,3 5,5 17,7 14,9 19,3 23,9 23,2 23,1 15,1 14,9 7,1 8 5,2 3,4 8,6 16,8 16,7 18,3 24,1 23,0 21,5 16,7 11,5 2,3 9 4,7 2,4 7,5 16,6 17,9 20,9 22,4 24,0 19,6 14,5 8,1 8,5 10 6,1 -2,1 5,0 9,8 14,1 20,9 22,7 24,5 18,4 13,7 7,7 6,8 11 4,6 -2,3 4,4 6,2 14,9 25,2 24,4 25,4 17,7 13,9 6,6 3,3 12 1,9 0,1 8,6 10,5 16,1 25,7 24,3 26,0 20,7 13,7 9,0 6,5 13 -0,3 3,0 6,3 14,1 16,4 26,7 24,7 23,1 20,4 14,3 8,8 3,9 14 2,2 6,3 4,3 15,0 14,7 27,0 25,1 24,0 20,6 14,5 9,3 0 15 5,8 4,3 2,2 15 17,6 26,9 25 23,7 21,7 15,2 8,9 -2,3 16 -0,9 2,7 -1,3 13,6 15,6 26,5 25,9 22,9 22,8 15,7 6,7 -1 17 -5,6 -2,4 -4,3 15,4 16,9 25,4 27,2 22,4 24,0 16,4 6,2 5,3 18 -8,7 -6,3 4,7 14,8 17,4 23,1 27,3 21,6 22,9 16,1 5,6 7,7 19 -11,1 -6,7 6,7 12,8 14,8 23,1 27,5 20,8 21,8 15,9 5,6 8,2 20 -7,3 -8,0 7,2 13,1 15,4 23,8 27,6 19,7 21,1 16,9 5,1 5,1 21 1,9 -5,7 8,8 14,7 14,8 21,2 27,6 20,0 21,6 16,8 4,5 0,3 22 -0,2 -3,5 8,3 15,0 18,5 20,7 26,6 21,6 18,1 12,8 3,5 3,6 23 -7,1 -1,8 6,8 14,6 20,0 22,2 26,9 22,0 16,9 12,3 3,9 8,6 24 -2,0 -1,2 8,1 16,1 16,7 23,5 27,6 21,6 17,3 13,5 5,6 7,2 25 4,8 1,1 11,2 16,8 16,8 24,4 29,3 22,0 18,3 11,8 4,3 4,7 26 5,6 6,1 10,7 18,7 17,8 26,2 30,7 25,1 18,9 12,5 2,7 2,5 27 0,2 6,5 5,3 18,6 18,8 24,2 30,8 27,3 20,1 13,4 2,0 4,8 28 -2,4 3,0 1,7 21,1 18,8 21,6 28,4 22,8 20,2 14,8 4,7 8,4 29 -1,5 -5,2 5,2 18,6 19,3 21,8 28,2 18,7 20,9 15,9 8,3 7,1 30 -4,2 7,3 17,1 19,1 21,2 27,1 18,7 22,2 16,6 10,0 3,7 31 -7,8 10,5 20,8 24,1 19,3 15,9 2,9 Ortalama sıcaklık (°C) 0,1 -1,8 4,8 14,8 16,7 22,8 25,3 22,7 20,5 15,3 8,5 5,4 Kaynak: Karaman Meteoroloji Genel Müdürlüğü

Araştırmanın yapıldığı yılın (2012) meteorolojik verileri incelendiğinde aylık ortalama sıcaklık değerinin 25,3°C (temmuz) ile -1,8°C (şubat) arasında değiştiği görülmektedir. Gerçekleşen en düşük sıcaklık şubat ayında (-13,9°C) iken en yüksek sıcaklığın temmuz ayında olduğu (31,1°C) gözlenmiştir (Çizelge 3.2).

(36)

3.1.3. AraĢtırmanın yapıldığı ilin toprak özellikleri

Karaman ilinin topraklarının içeriğinde % 35.75 kireç, % 2.48 tuz, 9,68 kg/da fosfor, % 1.53 organik madde olup, fosfor ve kireç fazlalığı ile organik madde eksikliği göze çarpmaktadır (Anonim, 2013e).

Çizelge 3.3. Araştırma yapılan bahçenin toprak analiz sonuçları

TOPRAK ELEMENTLERİ

BİRİMLER TOPRAK ANALİZ SONUCU

NOT

pH 8,01 Alkalin

CaCO3 (kireç) % 40,5 Çok fazla kireçli

Organik madde % 1,9 Az

Bünye ml 100'de 38,79 Killi

Tuzluluk µs/cm 141,2 Tuzluluk sorunu yok

Fosfor (P) mg/kg 13 Orta

Potasyum (K) mg/kg 248 Yeterli

Demir (Fe) mg/kg 3,04 Orta

Çinko (Zn) mg/kg 0,24 Yetersiz

Kalsiyum (ca) mg/kg 5192 Çok fazla

Mangan (Mn) mg/kg 1,92 Orta

Araştırma yapılan bahçenin toprak analizi sonucunda toprağın, alkali (pH 8,01), çok fazla derecede kireçli (% 40,5), organik maddenin az (% 1.9), killi, fosfor miktarının orta (13 mg/kg ), potasyum miktarının ise yeterli (248 mg/kg) olduğu belirlenmiştir (Çizelge 3.3).

Çizelge 3.4. Araştırma yapılan bahçenin yaprak analiz sonuçları

Yaprak özellikleri Birim Metotlar Olması gereken aralık Analiz sonucu Degerlendirme

Toplam azot % Kjeldahl 1,90-2,60 2,05 Yeterli

Toplam fosfor % ICP-OES 0,14-0,40 0,13 Noksan

Toplam potasyum % ICP-OES 1,50-2,00 0,89 Noksan

Toplam kalsiyum % ICP-OES 1,20-0,40 2,34 Noksan

Toplam magnezyum % ICP-OES 0,25-0,40 0,54 Fazla

Toplam demir ppm ICP-OES 50-300 57,33 Yeterli

Toplam mangan ppm ICP-OES 25-200 77,34 Yeterli

Toplam çinko ppm ICP-OES 20-100 14,41 Noksan

(37)

3.1.4. AraĢtırmada kullanılan bitkisel materyal

Bu çalışma Karaman ili merkez ilçeye bağlı Sudurağı kasabasında özel işletmeye ait meyve bahçesinde yürütülmüştür. Bahçenin Karaman iline uzaklığı 20 km olup 90 da alan üzerine kurulmuştur. Denemede materyal olarak M9 anacı üzerine aşılı Galaxy Gala, Granny Smith, Pink Lady, Scarlet Spur ve Fuji elma çeşitleri kullanılmıştır. Çeşitler Galaxy Gala, Fuji, Pink Lady ve Granny Smith 90 cm sıra üzeri ve 4 m sıra arası; Scarlet Spur ise 60 cm sıra üzeri 4 m sıra arası mesafelerde dikilmiştir. Bahçede iyi tarım uygulamaları da yapılmaktadır.

(38)

ġekil 3.2(b). Deneme bahçesinin genel görünümü 3.1.4.1. M9 anacı

Çok bodur anaçlar içerisinde bugün dünyada en çok kullanılanı M9 anacıdır. Verimli topraklarda daha iyi gelişirler. Dikimden itibaren ömrü boyunca desteğe ihtiyaç gösterirler. Dikimin hemen ertesi yılı meyve vermeye başlar ve en iyi şartlarda bile boyu 270 cm ‟yi geçmez. Çöğürlerin % 20-40‟ı kadar gelişirler. Boğaz çürüklüğüne (Phytophytora spp.) dayanıklı, fakat ateş yanıklığı (Erwinia amylovora) ve pamuklu bite (Eriosoma lanigerum) hassastır. “Stool Bed” ve tepe daldırması ile çoğaltılır. M9 anacına aşılı çeşitler “ince iğ şekli” (Slender Spindle) terbiye sistemine göre şekillendirilir ve budanırlar. Kurulan bahçelerde uygulanacak dikim aralıkları toprak verimliliğine göre 1.5 mx 3.5 m veya 2.0 mx 3.5 m olmalıdır (Özçağıran ve ark., 2004).

(39)

3.1.4.2. Granny Smith

Avustralya‟da bulunmuş bir çeşittir. Ağacı zayıf-orta kuvvette, yarı dik-yayvan gelişir, her yıl ve bol ürün verir. Meyvesi orta iri - iri, yeşil zemin üzeri hafif donuk sarı renkli, kalitesi çok iyi olup, sert, çok sulu ve kendine özgü mayhoş bir tadı vardır. Eylül‟ün son haftası hasat edilir. Golden Delicious ve Red Delicious en iyi tozlayıcılarıdır. Meyveleri uygun şartlarda soğuk hava depolarında 9 ay saklanabilir (Özçağıran ve ark., 2004).

ġekil 1.3. Granny Smith elma çeşidi 3.1.4.3. Galaxy Gala

Yeni Zelanda orijinli, ağaçları kuvvetli ve yayvan gelişen, yüksek verimli, güzlük olarak en iyi çeşitlerden olup pek çok çeşit içinde dölleyici olarak kullanılır. Meyveleri orta irilikte, sarı zemin üzerine kırmızı renkli ve belirgin boyuna çizgilidir. Meyve eti krem, sert, sulu, aromalı ve tatlıdır. Hasat zamanı Ağustos ayının üçüncü haftasıdır (Anonim, 2012d).

(40)

ġekil 3.4. Galaxy Gala elma çeşidi 3.1.4.4. Pink Lady

Orijini Yeni Zelanda‟dır. Ağacı; kuvvetli, dik gelişir, meyvesi; orta iri, sulu, mayhoş-tatlı, aromalı, meyve eti; krem renkli ve sert, meyve kabuk rengi; yeşil sarı zemin üzerine pembe renkli ve çok lentisellidir. Derim zamanı tam çiçeklenmeden 195- 205 gün sonra olup, tozlayıcıları Granny Smith, Red Delicious, Starkrimson Delicious, Gala grubu ve Fuji‟dir (Akgül ve ark., 2005).

(41)

3.1.4.5. Scarlet Spur

Amerika Birleşik Devletleri orijinli bir çeşittir. Ağacı zayıf ve yarı dik gelişir. Verimli bir çeşittir. Meyvesi konik uzun gövdelidir, meyve kabuk rengi koyu kırmızı, parlak, bazen daha koyu ve mat renkte olup, yüzeyinin % 95-100'üne yakın kısmı bu renktedir. Meyvesi orta irilikte olup, ortalama meyve ağırlığı 176.4 g'dır. Çeşit erken çiçeklenme eğilimindedir. Tam çiçeklenmeden derime kadar geçen süre 145–155 gündür. Red Delicious çeşidinden çok daha erken renklenmeye başlar. Ticari değeri yüksek bir çeşittir. Hasat tarihi Eylül ayının 2. haftasıdır. Tozlayıcıları Golden Delicious, Granny Smith, Gala, Fuji ve Breaburn çeşitleridir (Powell, 2000).

ġekil 3.6. Scarlet Spur elma çeşidi 3.1.4.6. Fuji

Amerikan çeşitleri Red Delicious ve Virginia Ralls Genet arasında yapılan melezleme sonucunda Japonya‟da 1930‟larda geliştirilmiştir. Ağaçları kuvvetli, yarı dik gelişmektedir. Meyvesi orta iri-iri, tatlı, sulu, yeme kalitesi yüksek, meyve eti krem renkli, sert ve gevrektir. Meyve kabuk rengi sarı zemin üzerine donuk kırmızımsı portakal rengindedir (Anonymous, 2010).

Şekil

Çizelge 1.3. 2011 yılı ülkelere göre elma üretim miktarı (Anonim, 2013c)  Ülkeler  Miktar  Çin  35.987.221  A.B.D
Çizelge 1.4. Elma ve elma suyunun ortalama içeriği (Gerhauser, 2008)
ġekil 3.1. Karaman il haritası (Anonim, 2013g)
Çizelge 3.1. Karaman ilinin 1960-2012 yılları arası iklim verileri (Anonim, 2012c )  KARAMAN  Ocak  Şubat  Mart  Nisan  Mayıs  Haziran  Temmuz  Ağustos  Eylül  Ekim  Kasım  Aralık
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Diğer taraftan Göğüs Ağırlığı ve Göğüs Oranı bakımından sonuçlar, Tablo 4.9’da, incelendiğinde AP*Cinsiyet interaksiyon etkisi ve cinsiyet etkisi önemsiz

Bu çalışmada, takviye elemanı olarak düşük karbonlu çelik tel, matris malzemesi olarak ise kır dökmedemir kullanılarak metal matris kompozit üretilmiştir.Üretilen kompozit

Cc, contains a single element (the solution) and the iterates converge to this element.. IEEE TRANSACTIONS ON SIGNAL PROCESSING, VOL. The proofs of closure and convexity

This study, which seeks to answer the basic question of “Is there a difference in the attitudes and behaviours of the three generations living in

Bulgular: Opiyat kullanım bozukluğu olan gruplarda dürtüsellik ve agresyon düzeyleri ile anti- sosyal kişilik bozukluğu (ASKB) oranı kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde

A Case of Tibialis Anterior Muscle Herniation Diagnosed by Ultrasonography.. Ultrasonografi İle Tanı Konulan Bir Tibialis Anterior Kas

Şimdiye kadar bilimsel faaliyetin temel karakterini ve pozitivist dönem sonrasında ortaya çıkan bilim felsefesi yaklaşımlarını ele alan Bechtel son iki

ll)Tarihi eserlerin bozulmasınına neden olur. lll)Taş ve tuğlaların aşınmasına neden olur. lll)Deriye temas ettiğinde tahriş etme ve yakma özelliği vardır..