• Sonuç bulunamadı

Beyazıt kulesi'ne hayat verelim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beyazıt kulesi'ne hayat verelim"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

nbul

'i

4

,

íí. T

HABER 5

BU O L A Y IN T A K İP Ç İS İY İZ

Beyazıt Kulesi’ne

hayat verelim

Suriçi başta olmak üzere İstanbul'un

önemli bir bölümünün rahatça

görülebildiği Beyazıt Yangın Kulesi turizme

açılabilir. İlk defa 1966 yılında Amerikalı

bir işadamı tarafından ortaya atılan bu

fikre İtfaiye Müdürlüğü ‘mümkün' derken;

turizmciler bir kampanyaya dönüşmesi

gerektiğini söylüyor.

İSTANBU

DİNLİYO

Dr.Nilgün GEDİKOĞI TEL 0 800 219 6 0 4 8 FAKS: 0 212 677 03 98 E-MAIL: ngedik@hurriyet.com.ir

İ

stanbul Üniversitesinin Beyazıt'taki kampusu içinde yen alan ve 85 metre yüksekliğiyle neredeyse kentin üçte birine hakim Beyazıt Yangın Kulesi turizme açılabilir mi? ilk kez 1 966'da ortaya atılan bu proje gerçeğe çok da uzak değil. Yangın kulesi şu anda 163 yaşında ve itfaiye Daire Başkanlığına hizmet veriyor. Gelişmiş yangın teknolojileri kullanılarak kuleye gözetlemenin yanısıra başka işlevler de kazandırılabilir ve İstanbul'un kültür-eğlence tayfında yeni bir renk olabilir.

Konuyla ilgili olarak görüşlerine

başvurduğumuz Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Sabri Yalın, bu düşünceye soğuk bakmamakla birlikte çekinceleri var:

“ İtfaiye açısından sivillerle görevlilerin bu kadar içiçe olması doğru değil. Ama İstanbul'da hayata geçirmek istediğimiz yeni yangın teknolojileri var. Bunlar gözönüne alındığında kuleye termal kameralar yerleştirerek gözleme faaliyeti yürütülebilir. Bir de böylesine güzel bir eserin Galata Kulesi örneğine dönmemesi gerektiğini düşünüyorum. İyi bir şey yapalım derken kötü bir sonuç çıkmamalı ortaya.”

Turizmciler adına görüş aldığımız TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) Başkanı Talha Çamaş ise kulenin turizme açılması fikrini çok olumlu

karşıladıklarını ve bunun bir kampanyaya

dönüşmesi halinde kurum olarak her türlü desteğe açık olduklarını belirtiyor: “Dünyanın her yerinde böyle örnekler vardır. Zaman içinde koşullar değiştikçe işlevleri azalır onları korumak ve

yaşatmak için yeni işlevler kazandırılması gerekir.

Yangın müzesi

Mesela Beyazıt Kulesi neden bir yangın

müzesine

dönüştürülmesin? İçinde insanları çekmek için bir ikram merkezi de olabilir. Üniversitenin içinde yer alması kuleye ayrı bir

Kulenin bağlı olduğu itfaiye Dairesi’nin Başkanı Sabrı Yalın (solda) ve TÜRSAB Başkanı Talha Çamaş Beyazıt Kulesi’nin

turizme açılmasına olumlu bakıyor.

özellik kazandırıyor. İstanbul'da yangınlar ve yangınlarla olan serüvenimizin 5 0 0 yıllık geçmişini sergileyebiliriz.” Çamaş, önerilerinde haklı gibi görünüyor, çünkü bırakın İstanbul'un yangın tarihini, kulenin kendi hikayesi bile başlı başına bir ilginç serüven:

ikinci Bayezıd

zamanında (1509) 'Küçük Kıyamet' olarak

adlandırılan ve İstanbul'u baştan başa yıkan depremin ardından, kentte ahşap binaların ve dolayısıyla yangınların da sayısı artmaya başlar. Bu yangınları gözleyebilmek için 1750'de

Ağakapısı'nda bir gözetleme kulesi yapılır ama ahşap olduğu için bu kule de bir yangında kül olur. Bunun üzerine İkinci Mahmut 1808'de

bugünkü kulenin yerine bir yenisini yaptırır fakat onun da sonu yine bir yangınla 1826'da çıkan bir yeniçeri

isyanı olur. 1 8 2 8 ’de kule bugünkü haliyle yeniden inşa edilir.

Son olarak geçtiğimiz yıl Büyükşehir Belediyesi tarafından başarılı bir

restorasyona tabii tutulan kulenin turizme açılması fikri 1960'lara kadar uzanıyor. Eski belediye başkanlarından Nurettin Sözen'in kulenin intifa hakkını almak için uğraşmış ama projenin fikir babası bir Amerikalı.

1 96 6 yılında Türkiye'ye gelen Amerikalı bir işadamı kulede 6 0 kişilik bir restoran kurmak istediği ve o zaman için günde bin lira kira vermeye hazır olduğu öğrenildi.

İleri görüşlü Amerikalı girişimci kuleden

İstanbul'u seyretmiş olmalı. Çünkü o tarihlerde kule halka açıktı. 1972'den bu yana ise kapalı.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ge­ rilerde kalan bir imparatorluk baş­ kenti içinde yaşanılan hayatı, geç­ mişteki her tabaka ve mezhepten in­ sanlarını, yapılarını en iyi tanıyan­

Cemal Paşa’nm eşi Seniha Hanıme­ fendi ’yi 1962 ’de vefatından az önce zi­ yaret ettiğimde bana, tarih kitaplarında P aşa’nm K afkasya’daE rm enilertara- fından

Son sergisi, ölümünden beş yıl son­ ra Akbank Osmanbey Sanat Galerisinde açılmıştır.. İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha

Bembeyaz gömlekleri, pamukludan geniş şalvarları, kırmızı fesleriyle sade ve temiz giyimli, saygılı ve işlerinin ustası kayıkçılar ise tüm İstanbulluların

Nereden sevdim o zalim kadını Bana zehretti hayatın tadını Sormayın söylemem asla adını.. Bu birkaç dize onun dramını

Balığın arkasından tatlı yemek ge­ rek geleneğine uymak için bir ayva tat­ lısını bölüşmek üzere isterken, birer.. “ porsiyon” da elma ve

îşte böyleleri için yeni edebiyat, yeni şiir, yeni felsefe, yeni ruhiyat, ye­ ni cemiyet, yeni moda yoktur. Şeyh Galibi, Nedimi topyekûn ve adetâ (Voyvooo) ya

orientalis bitkilerinden elde edilen ringer ve metanol özütlerinin Acanthamoeba castellanii kist ve trofozoitleri üzerindeki yüzde (%) canlılık etkisi ve IC50