h a t ifim m î
Selma A li E krem H.
Kemal’in torunu genç bir
¿kızımızın memleketimizi A-
ıka’ya tanıtmak içip , geçirdiği
ikede hayatına vâkıf olduğun:
m yarım asra varnuyan kısa
üddet zarfında milletimizde
gelen inkılâbın kattettiği bü-
erhaleye ait hakikî bir intişa
rı insanı sarsan fevkalâde -
i mütehassis olmuştum. Bü -
Namık Kemal’in kabir taşına
¡¿dilar bilmem. Fakat o öleli
la yakındır, bu müddet zar -
millet çok büyük . badireler
yuvarlandığı halde her ba -
n onun kuvvetli ümidini dai-
:yit eden hayat eserleri ile çık-
ihetle şüphe yok ki Kemal’in
peresi ruhu kendi kabrinin
olsa olsa: «Vatanı bilmem,
.ben memnunum» cümlesine
olabilir.
*■'
garip tecelli ki son senelerde
¿’in kabrinin bulunduğu mü-
: vatan parçaları bir kaç defa
vakıalara mahşer oldu, ve
kale’yi kurtaran bir Türk
isi sonunda gitti bütün vatan
leti kurtardı.
ik Kemal’in torunu Selma
Amerika’ya gitmiş ve orada
ük hakkında konferanslar ve-
Amerikan efkârım tenvir et
medikleri zaman milletimizin
. Kçmal’denberi geçiregel -
büyük inkılâplar silsilesine ilâ-
iunan yeni bir halka önünde
uğumu hissetmekten hali
iyordum.
tlma Hanımın Amerika’dan av-
tmek ü;*ere bulunduğunu bü-
emal’in halûk ve kâmil ^ğlu
iEkrem Beyefendiden haber ah
um. Dört beş gün evvel Ali
Beyefendi:
Selma geldi!'
'i
zaman Cumhuriyet na -
bu hanım kızımızla bizzat
âkat etmek hevesini izhar ey-
ten kendimi alamadım. Tah-
i burada Amerikan kız kolle-
e ikmal etmiş olan Selma Ha-
t Amerika’lı bir gazeteci hâ
la bazı tiyatrolarda uzaktan
ekle şöyle böyle tanıyor gi-
Fakat bütün efkâr ve hıs
ımı hep kendi içine" hapsetmiş
li hep kendi âlemine müstağrak
bir ihtiraz kalesile muhat ve
¡ur görünen bu genç Türk kı-
kendi, başına Amerika’lara
ek, o koca diyarın her tarafm-
IMabadı 2 üncü sahlfede]
iiinevver bir kızımız
şlma Ali Ekrem
[.memleketimizi
ımerika’da nasıl
3t<y T ;
tanıttı
■Bf*;
jjamık K em a l’in ateşin ruhuna ¡/aıriis eden bu yü k sek fik irli Türk û, 3 sene A m e rik a ’yı şehir şehir ¡aşarak v erd iğ i konferanslarda İd T ü rkiye’sini yakın dan tan ıtıp vdirmiştir. L
• i?
ı: > ■ ^
,T ’T—£öb£iü t
...* — " i 1" ■ ‘C u m h u riy e t ’ " " ' ... ... ...: :
---Münevver
bir
Türk kızı
T B aşm akaleden m ab alt]
da d olaşarak b iz e
göre şimdiye ka
dar işlen m em iş sa h a la rd a
yeni dün
yan ın büyük
büyük cemaatlerine
h ita b eler irat etm ek
gibi çok bü
- yük işleri n asılbaşarabilmiş oldu
ğuna şim d i c id d e n
şaşıyorum. O-
nun için d ir ki şim d i
artık kendisini
y a k ın d a n ta n ım a k
ve onu istintak
etm ek istiyordum .
Bu m a k sa tla bir gün A li E krem B eyefen d in in evlerin e k a dar g id e re k orada a ilece bir çay iç m e k liğ im iz takarrü r e tti. Şiş li d e k i A rp a so k a ğ ın d a k i eve m u va sa la tım ı m ü tea k ip L osi
-yen H anım re fa k a ti ile bü yü k şair H â m it B eyin d a h i o ra yı te şrif e ttiğ i görüldü. A li E krem B e y e fe n d i, refik a sı h a n ım efen d i, k e rim eleri hanım lar, H â m it B e y ... B ana bir d e N a m ık K em a l olsa idi e fra d ı aile tam am o la ca k tı g ib i g el di. Bununla b era b er N a m ık K em a l’in oğlunun e vin d e d a im a N am ık K em a l’in huzuru hissolunur...
Ben d ered en te p e d e n so h b etleri a tla ta ra k hep S elm a H anım ı sö y le t m ek istiyo rd u m . F akat bunu d oğru dan d o ğ ru ya bir m ü la k a t g ib i yap- m ıya ra k sö z arasın da g a z e te c ilik ya p m ış olm ak g ib i b ir m eh a rete ih tiya ç va rd ı. F ırsat dü ştü kçe sorulan suallerle onların ceva p la rı m ü lakatı k e n d i k en d in e y a p m ış o l du. B ir a ra lık :
— Söyleyiniz bakalım Selma Hanım, dedim, Amerika’ya niçin ve ne zaman gittiniz ve oraya gitmeği ne sebeple arzu e t ti ni z?
— Amerika’ya, dedi, ilk defa olarak 1923 senesinde gittim. Maksadım orada vatanımız hakkında konferanslar ver mekti. Türk’ler için yalan yanlış yazılan «özleri Amerika gazele? 'rîndi okudukça milletimizi tanıtmak benim İçin büyük bir emel olmuştu. Tahsilimi İstanbul Amerikan kız kollejinde ikmal etmiş olmak ta Amerika’ya seyahatim İçin bü yük bir amil olmuştur. Mektepteki mu- allimeler her tatil zamanında memle ketlerine gidip geliyorlar, bana vatanla rını anlatıyorlardı.
Amerika'ya hareket
— Fakat tek başınıza hiç bilmediğiniz bir memlekete, tâ Amerika’ya gitmek için çok cesaret istemez mİ? Ya pederiniz buna nasıl muvafakat etti?— Amerika’yı görmüş kadar biliyor dum^ oraya seyahat hiç te korkulacak bir şey değildi, nususile Amerika’da ken di başıma yaşamayacaktım. Şimdi İstan bul’da «Asosyet pres» muhabiri olan
«Mis Rig» o zaman kız kollejinde benim muallimelerlmden biri idi. Hakkımda büyük bir teveccüh ve muhabbeti olan Mis Ring lütfen beni Vaşington’da pe
deri bahriye mirlivalığından mütekait Mister Ring’in hanesine davet ediyordu. Ben orada manevi bir peder ve bir valde bulacaktım. İşte babamın seyahatime izin vermiş olması en ziyade pek yakın dan tanıdığı Mis Ring’e olan itimadın dan dolayıdır.
— Size de büyük itimadı olmalı ki...
Mustafa Kemal'i tanıtmak
vazifesi
— Evet, babam beni bilir ve sever. Hu- | susile Amerika’da vatanımıza hizmet
edebileceğimi düşünmek babama kararı nı verdirmekte gecikmedi. Vatan bütün evlâdının, hatta benim gibi bir kızın mu- avetinc muhtaç bir halde idi. Biliyorsu nuz ki 1923 te büyük milletimizin ve dâhi Gazimizin dünyaları hayran eden büyük j kahramanlıkları sayesinde Lozan mua- hadesi akfolunmuş, Türkiye için yeni bir hayat başlamıştı. Şimdi tarihe sığamı- yacak kadar muazzam olan bütün bü yüklüklerimizi Amerika’ya öğretmek, dehftete âşık olan Amcrika’lılara Mus tafa Kemal’i tanıtmak ne şerefli, ne I sevimli bir vazifedir! Ben bunu yüzde ‘ bir derece yapabilseydim gene vatanıma ! hizmet etmiş olacaktım.
— Hususile hederiniz size muavenet edebilirdi, değil mi?
— Şüphe mi var efendim? İkimiz bera ber çalışacaktık.
— Amerika’da neler gördünüz? — Neler görmedim kİ efendim? Ame rika’yı anlatmak için ciltlerle kitap yaz malı. Müsaade ediniz de mahdut bir da-: irede kalayım.
— Yani?.
A merikan kadınlarının
hayatı
— Size Amerika kadınlığından ve kon feranslarımdan bahsedeyim: Amerika’ da kadınlar Avrupa kadınlarından bile müterakkidirler. Hemen hepsi spor ya par, hepsi memleket işlerde uğraşır, ev hanımlığı da birinci vazifeleridir. Bent Lütfen hanesine davet etmiş olan Misis Ring’in nasıl bir hanımefendi olduğunu arzetmekten âcizim. Aynen bizim eski Türk hanımları gibi. Amerika kadınları son derece misafirperverdirler, gene ay nen Türk hanımları "gibi. Mlsls Ring ba na kendi valdem gibi baktı, beni irşat etti, benimle tevaggul etmediği bir gün olma&ı. Belki bu hanım müstesna bir fıtrattır dersiniz; hayır efendim, Ame rika’da hemen bütün münevver kadınlık böyledir. Bakınız meselâ son seyaha timde vapurda bir kamara arkadaşım vardı: Mis Pavul. Bu hanımın da o kadar insaniyetini, mürüvvetini gördüıü ki tarif edemem.
— Son seyahatiniz mi? Demek Ame rika’ya bir kaç defa gittiniz?
— Üç defa gittim geldim efendim. — Hangi memleketleri gördünüz? — Biiyiik şehirlerden Nevyork, Vaşing- ton, Şikago, Boston, Montreol, Los-An- celos...
— Tâ Kaliforniya’ya kadar mı gitti niz?
— Evet efendim, oraya kadar gittim. Nevyork’tan saatte seksen kilometre gi den bir şimendiferle üç günlük yol. Bü yük şehirlerden maada bir çok kasaba larda, hatta küçük köylerde konferans lar verdim.
Amerika'da konferans nasıl
verilir?
— Konferans vereceğiniz yerleri ken diniz mİ intihap ederdiniz?
— Hayır efendim. Amerika’da konfe- ransçılık büyük bir iştir. Avrupa’dan, Avustralya’dan, Hint’ten, hasılı dünya nın hemen her tarafından yüzlerce in san her sene Amerika’ya gelirler, kon- fpf.ınih' veri-!*.?. ,’îur,!rı:.-m arasında pek büyük simalar da vardır. İşte bun dan dolayı Amerika’da konferans işlerile uğraşan bürolar açılmıştır. Bu bürola rın birer müteahhit demek olan sahip leri konferans verecek olanlarla maka-' vele aktederler, konferansların yerlerini, günlerini kararlaştırırlar, reklâmlar ya parlar, sonra konferansçı bir program dahilinde şehirden şehire, köyden köye gider, konferanslarını verir.
Selma Hanımın muvaffaki
yetli konferansları
— Konferanslar nerelerde verilir? — Otellerde, cemiyetlerin salonların da, mekteplerde. Ben ekser konferans larımı kadın cemiyetlerinin klüplerinde verirdim. Bir memlekete geldim mi, trenden çıkar çıkmaz bir İradın «emlyetl hayriyesinin reisesi İle karşılaşırdım. O beni alır, kendi evine götürür, ikramlar ederdi, sonra konferans salonuna bera ber giderdik. Amerika’da üç sene kadar yaşadım, belki üç gün otelde kalmadım.
— Konferanslarınız kalabalık olur mıydı?
— Mevzuun güzelliğine, reklâmın mu vaffakiyetine ve zaman ve mekânın mü saadesine göre kalabalık olurdu. Her halde müteahhitlerim memnun idiler.
Gazi ve millî mücadele
— Ne gibi mevzulara dair konferans lar verirdiniz?En bü yü k m evzu u m G a zi H z. nin tercüm ei hali id i. A n a d o lu ’d a baş- Ityan m illî h a rek eti e tra file an la t tım , O rdu m uzun büyük m u za fferi- y etin i sö yled im , te c e d d ü t h a rek et le rim izi izah e ttim , bilh assa T ürk kadın lığın ın nasıl esa retten kurtul muş olduğunu an lattım .
— En .ziyade hangi mevzuunuz Ameri kalılarda merak uyandırdı?
Amerika'lılar Gazi'yi çok
severler
—
M ustafa K em a l nam ını zik re d e r e tm e z A m e rik a ’lılar sö zlerim i can evlerin d en d in lerlerd i. B üyük G a zi’m ize A m e rik a â lem in d e fe v k a lâ d e hürm et v e m u h a b b et va r - dır. İkinci d e re c e d e T ürk kadınlı- ğintn te ra k k iy a tı h a k k ın d a olan kon feranslarım büyük b ir alâka ile ta k ip olunurdu. Türk kadınının va sıl olduğu m e d e n iy e t d erecesin e ken dim canlı bir m isal id im . O ka d ar k i b ir çok A m e rik a ’lı benim bir Türk k ız ı olduğu m a inan am adılar,k en d ilerin i ben i ta n ıya n la r güç hal ile ik n a e tti!
— Daha ne gibi mevzular intihap et tiniz?
— Pek çok mevzuum vardı ve bittabi hepsi Türkiye’ye aitti. Bilhassa eski Türk âdetlerinin hemen hepsini anlat tım. Nikâhları, düğünleri, mektebe baş lamaları; dahili maişetimizi, nasıl gi yindiğimizi, kadınlarımızın, çocuklarımı zın eski terbiyelerini, kibar takımımızın ahvalini velhasıl içtima! hayâtımıza ait hemen her şeyi söylerdim.
— Tarihimizden de bahsettiniz
rai?
— Edebî ve siyasî tarihimizin bazı sa fahatını söyledim. Büyük babamın ter- ceıriei halini, Abdülâziz devrine ait bazı vak’aları, eski Jontürk’lerl, Abdülhamid’i
anlattım. i
— Size konferanslarınızda sualler Irat
ederler miydi? t
— Amerika’da konferanslar iki türlü olur: Biri sualsiz. Böyle bir konferansta samiin konferansçıdan bir şey sormak hakkını hâiz değildirler; İkincisi sualll. Bunda her şey sorulabilir, konferansı veren de cevaplarını verir. Benim bazı konferanslarım böyle münakaşalı ol
muştur. t».
Amerika'lı düşmanlarımız!
—
A m e rik a ’d a d o stla rım ız p ek çok ise d e b a zı dü şm a n la rım ız da va rd ır..— Evet, bunlar en ziyade bir takım hrlstiyanlara fenalık ettiğimizi ileri sür mek isterler. Bana da bu yolda bazı şeyler sordular. Hepsine pek kat’î cevap lar verdim. Çüjnkü bu suallere maruz kalacağımı bildiğim için İstanbul’dan çıkmazdan evvel hakkımızda tertip olu nan iftiraları babam bana haber vermiş, ret cevaplarını da pek vazıh surette öğ retmişti. Binaenaleyh iftiraları pek ko lay reddettim ve iıer zaman âifcişîâüunîi. Vatanıma bu küçük
olmakla müftehirim
— Bazı Amerika gazetelerinde' görü yoruz, konferanslarınızdan maada eser ler de neşrettirmişsiniz?
hizmeti arzedebllmlş
-— Evet efendim, bir kaç makalem neş rolundu. Hayatıma dair yazdığım kitap ta kabul edildi, gelecek eylülde intişar
edecektir. , . :
Selma Hanımın manevî
kazancı
Ş im d i son bir su al: A m e rik a ’d a ne k a d a r pa ra k a za n d ın ız?
— O efendim, size küçük serve
timi haber vereyim de piyango ka
zananlar için yaptığınız gibi be -
nim de kazancımı gazetenizle ilân
edersiniz öyle mi?.. Ya hiç bir şey
kazanmadımsa?.
— Öyle şey olamaz ya!
r T * P . , olamasın* J
kazancımla gittim, gfeldim, orada üç se neye yakın bir zaman yaşadım, bu elver mez mi? Hem pek değersiz hayatım hak kında memleketimizin pek değerli bir gazetesi olan «CUMHURİYET» e böyle beyanatta bulunmak benim İçin en bü yük kazanç değil midir efendim?.. '
İşte Selma Ali Ekrem Hanımla
söz arasında yaptığım mülakatın
belli başlı akşamı.. Saat altı buçu
ğa doğru başta büyük Hâmit ola
rak efradı aileye veda ederek ev -
den ayrılırken ve uzun müddet ka
famıza hep Namık Kemal’in ço -
cuklarımızı kendimizden daha yük
sek yetiştirmek lüzumu etrafındaki
bir fikrini evirip çevirmekle meş -
gul oldum. İşte bir kızımız ki yal -
nız kafasındaki irfan nuruna isti -
nat ederek hemen yalnız kendi te
şebbüsü ile Amerika’da millet ve
memleketimiz hesabına büyük bir
iş görüp gelmişti. Selma’ların ade
dini çoğaltan her hayal yakın bir
istikbalin parlaklığı önünde etra
-fina bakamıyacak kadar
gerektir.
T.> <»>12:1 2 ..
YUNUS NADİ
Kişisel Arşivlerde İstanbul belleği Taha Toros Arşivi