• Sonuç bulunamadı

Erzurum İsyanı bir meşrutiyet inkılabı olabilirdi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Erzurum İsyanı bir meşrutiyet inkılabı olabilirdi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bahife : 4

' ' t .

S ^ O 0 | {

H ü rrr

tarihi

bahisler

... ... .

Erzurum İsyanı Bir Meşrutiyet İnkılâlıı Olabilirdi

W UTLAKİYET idaresini yı- k arak m eşrutî ve hür bir bir rejim tesisi fikir ve teşebbü­ sünün bu ta rih te n evvel kırk, elli senelik bir başlangıcı olduğu ve İkinci Abdülhamid zam anında Paris. Cenevre ve diğer Avrupa m em leketleriyle Mısır gibi yerle­ re sığınan inkılâpçı Türklerin mü­ tem ad i çalışm asiyle hazırlanıp olgunlaştığı m uhakkaktır. F akat 1908 M eşrutiyet İnkılâbının Ma­ n astır, Selânik, Kosova gibi vi­ lâyetlerdeki bir ayaklanm a n eti­ cesinde elde edildiği ve bu askerî h arek etin de bizzat İttih ad ve T erakki Cemiyetinin M akedonya- da - m ensuplarının çoğu asker o- la n " teşkilâtı tarafından ta ­ h a k k u k ettirildiği şüphesizdir.

Yine âşikâr bir h ak ik attir ki Rum eli’deki inkılâpçı teşkilât, in­ kılâbın ne suretle başarılacağını bizzat kararlaştırm ışlar; bilhassa b ir isyan m âhiyeti alacak bu in­ kılâbın ayaklanm a tekniğini Ma­ kedonya komitecilik m etoduna

göre tanzim etm ek suretiyle mu­ vaffak olfıiuşlardv. Lâkin tra in­ kılâpçılar, yine ayni m aksatla m em leket dışında ve hususiyle P aris’te çalışan Prens Sabahaddin Beyin idaresi altındaki (Teşebbü­ sü Şahsî ve Ademi m erkeziyet) cem iyetinin m ütalâasını alm ağa lüzum görm edikleri gibi bu cemi­ yete ve Prense m uarız bulunan A hm et Rıza Beyin reisliğindeki T erakki ve İttihad Cemiyetinden gelecek bir talim ata da ihtiyaç görm emişlerdi.

Halbuki M akedonya’daki İtti­ hatçı teşkilâtı, hariçteki teşkilâtla ayni prensipleri bağlı olduğunu iddia edip duruyordu. Filhakika, tam am iyle nazari m âhiyette kalan bu iddiaya rağmen, 1908 ayak­ lanm asının M akedonya'daki aske­ ri teşekkülün program ı ve idaresi a ltın d a m eydana gelmesinin tes ri in k ılâp tan sonra da senelerce de­ vam etm işti.

H a ttâ İttih a t ve Terakki tari­ hinde. son sayfasının resmen ka­ pandığı âna kadar, bu noktayı görm ek m üm kündür. Bunun en canlı delili, M eşrutiyetin ilânın­ d an evvel İttih a t ve Terakki Ru­ m eli teşkilâtına k a t’iyen iştirak etm iyen A hm et Rıza Beyle hem­ fikirlerinin M eşrutiyeti m üteakip b ir m üddet sonra Makedonya yâ- rânıyla uyuşam am alarının ve bu eski İttih a t ve Terakki liderinin cem iyetin Rumeli reisleri bulunan Talât, Enver, Cemal Paşalarla ay­ ni zihniyette bulunan arkadaşları ile devlet idaresinde İttih a t ve Terakkinin takip ettiği haricî ve dahili politikada hiç bir zaman anlaşam am alarının sebebini bu noktada aram ak lâzımdır.

Çünkü, vaktiyle Rumeli’de bu­ lunm ayan A hmet Rıza Bey m utlak su re tte M akedonya komiteciliğin- den h aberdar değildi. Halbuki bilâhare ik tid ar mevkiine gelen

r — ---— --- --- \

Babası D am at M ahm ut Celâleddin Paşanın açtığı bü - yük inkılâp m ücadelesi neticesinde bilhassa m em leket­ te başarılacak değişmenin d aha ziyade fikri ve ilmi ol m asına çalışan Prens S abahattin Bey, yapılacak inkı­ lâbın komitecilik sistem iyle ve alelade bir ihtilâl hare

ketiyle yapılm asını faydalı bulm uyordu, •

YAZAN :

---M E H ---M E D R E Ş İ D

Prens Sabahaddin Beyin reisliği altındaki Teşebbüsü

Şahsî Cemiyetinin fikirlerini yayan (Terakki)

gazetesinin birinci sayfası.

İttih a t ve Terakki, her şeyden ev­ vel bu komitecilik siyasetiyle h a ­ reket etm iştir. Nitekim bu zih­ niyet, vicdanlara ve şuurlara o o kadar kuvvetli b ir su rette yer­ leşm iştir ki bu m em lekette poli­ tikanın, devlet idaresinin başka türlü olamıyacağı kanaatini kök- leştirm iştir.

H attâ, fikrimce, bilâhare görü­ len bütün tağallüp ve tahakküm meyil ve hareketlerinin mâhiyet bakım ından an ti dem okratik bü­ tün faaliyetlerle bunu gösteren

hâdiselerin menşeini hep bu Bal­ kan komiteciliğinde aram ak lâ­ zımdır.

•k

Babası Damad Mahmud Celâ­ leddin Paşanın açtığı büyük inkı­ l â p mücadelesi neticesinde bilhas­ sa m em lekette başarılacak değiş­ m enin daha ziyade fikri ve İlmî olm asına çalışan Prens Sabahad­ din Bey, yapılacak inkılâbın ko­ mitecilik sistem iyle ve alelâde bir ihtilâl hareketiyle yapılmasını faydalı bulm uyordu.

Halbuki İttih a t ve Terakki teş­ kilâtı, bu h ususta tam am iyle P rensten ayrı düşüncede bulunu­ yordu. Sabahaddin Bey - m uhte­ lif vesilelerle ilân ettiği prensip­ lerini yaym ak üzere 1906 senesin- denberi P aris’te (Terakki) ismiyle bir gazete çıkarm ağa başlamış bulunuyordu. Bu gazetenin her nüshasında: "Teşebbüsü şahsî ile kanunu esasi ve ademi m erkezi­ y e t taraftarların ın mürevvici ef­ kârıdır.,, cümlesi dercediliyordu. Bu gazetenin Türkiyeye ithali resm en menedilmiş, fak at Osmanlı hüküm etinin bu kararı gazetenin sürüm ü için kuvvetli bir reklâm halini alm ıştı. N itekim Prens Sa­ bahaddin Beyle arkadaşları fikir­ lerini yaym ak için bu gazeteden çok istifade etm işler; h a ttâ 1907 tarihinde yaptırılan Erzurum is­ yanında bu gazetenin neşriyatı çok m üessir olmuştu.

İkinci Sultan A bdülham id’in şahsını ve idaresini devirmek m aksadiyle yapılan mem leket da­ hilindeki propagandalar "adem i ! m erkeziyet., cemiyeti tarafından I daha ziyade İstanbul, İzmir ve Erzurum ’da teksif edilmişti. Bu bahiste faydalı izahat veren Ah­ m et Bedevi Kuran, "İnkılâp ta ri­ himiz ve Jön Türkler,, eserinde dikkate şayan m alûm at vererek bu teşebbüsler yüzünden Satvet | Lûtfi Beyle arkadaşlarının İstan­ bul'da. Necdet ve Faiz Beylerin İzm ir'de, Hüseyin Tosun Beyin E rzurum ’da tevkif edildiklerini kaydediyor.

Hüseyin Tosun Bey Kafkasya yoliyle gizlice E rzurum ’a gitmiş ve derhal isyan hareketlerini h a ­ zırlam ağa başlamıştı. Bu isyanda ilen sürülen bahane - topluluğa ve m üşterek harekete im kân ver­ mek ü z e re - (ağnam vergisi) e t­ rafındaki şikâyetlerdi. Zaten bu havali, hayvan yetiştirm ekle meş­ gul olduğundan halk ağnam ver­ gisinden bıkıp usanmıştı!.

Hüseyin Tosun Bey, bu ııaleti ruhiyeden geniş ölçüde istifade etm iş bulunuyordu. H attâ Erzu­ ru m ’da yapılan isyan teşebbüsü hazırlıkları civar vilâyetlerle iş birliği tem in edilmek üzere tertip edilm işti ki bu h arek et akim kal­ m am ış olsaydı belki de M eşruti­ yet İnkılâbı daha evvel bir Ana­ dolu kıyamı suretiyle tahakkuk edecek ve Makedonya 1908 H ür­ riyet inkılâbı bu Anadolu ayak - lanm asından dolayı vuku bulma­ yacaktı. Lâkin başta Hüseyin To­ sun Beyle Erzurum isyan reisle­ rinin tevkifiyle m ahkem eye ve­ rilm eleri bu teşebbüsü suya d ü ­ şürmüş; m aam afih Padişah da ağnam vergisini lâğvetmeğe mec­ bur olmuştu.

Bu isyan hareketinden - istik­ bal hesabına - ümide kapılan Prens S abahattin Bey "Terakki,, nin on num aralı nüshası)nda da* (Devamı 7 inci sayfada)

(2)

--- p - .

-Erzurum isyanı

bir meşrutiyet in­

kılâbı olabilirdi

(Baştarafı 4 üncü sahifede) yısı bulunan Padişah İkinci Ab- dülham id idaresi aleyhine bu m ü­ nasebetle şu dikkate şayan yazıyı neşretm işti:

"Bakınız! Erzurum da bir avuç halkm ittih ad ı nasıl koca mem - leketi yeni bir zulüm den k u rta r­ dı! Bu kurtuluş kalbimizde Erzu­ rum lu vatandaşlara karşı derin bir m uhabbet; daimî bir m innet - tarlık uyandırm ıyor mu ? Ecnebi­ ler vatanım ızın taksim i çarelerini arar, biz yine korkunç ve iğrenç bir a ta le t içinde uyurken birden­ bire haysiyeti milliyemizi m üda - faa ile uyanan ve cümlemizi u - yan d ıran E rzurum lulara Karşı, m innettarlığım ızın tevlit etçiği vazifeyi inkâr edebilecek m iyiz? Hepimiz, zürra, tacir, esnaf, ule­ mâ. eşraf, mem ur, asker: Müslim ve gayrı Müslim hepimiz bütün varlığım ızla birleşip zulmü ezm e­ ğe. esaretler içinde pâyımâl edi­ len hukukum uzu kurtarm ağa az- metmiyecek m iyiz?.,

Prens S abahattin Bey, Padişa - hm ve idaresinin kötülüklerini tasv ir e ttik te n sonra yazısına şöyle devam ediyordu:

“M ümkün mü ki bu hal devam edebilsin: Ya ölmeli, ya ilerlem e­ li! İşte Erzurum hayat ve haysi - yete doğru ilk adımı attı. Eğer birleşirsek, ikinci adımı birlikte atarsak şüphesiz ki vatan k u rtu ­ lacak, k u rtarm a k için ittih a t ede­ lim! Unutm ıyalım ki hüküm et m illetin parası, m illetin kaniyle hüküm et oluyor!. 0 halde vergi ile askeri, teftişim ize tâbi bir hükü­ m ete verelim! Yıldız, bu hakkı tanıyıp Millet Meclisini açm adık­ ça, kanuni esasinin ahkâm ını ka­ bul etm edikçe, vilâyetlerin idarei m ahalliyesini yine ahalii Vilâyete teslim eylemedikçe biz ne bir pa­ ra vergi, ne de bir nefer asker verm em ek için ittih a t edelim. Et­ tiğim iz gün vatanın sahibi, hükü­ m etin âmiri, cihanın m uhterem i olacağız... Yalnız... ittih a t ede - lim!.„

S abahattin G örülüyor ki, Prens S abahattin Bey, bir verginin lâğvını tem in e- den Erzurum isyanından mülhem olarak hüküm ete vergi verm em e­ sini telkin etm eğe çalışıyor ve ay­ nı zam anda kendi prensibi bulu - n an vilâyet m ahallî idarelerinin halka verilmesi suretiyle ( ademi m erkeziyeti esasiyle bizzat de - m okratik bir idarenin tesisine e - hem m ivet veriyordu. t

M ehm ed Reşid

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

■ Kültür Servisi — Geçen yıl yitirdiğimiz ressam - gazeteci Agop Arad’ın ölümünden önce gerçekleştirdiği son tabloları ile dostlarının özel

vatan şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan polis copuysa, ödeneklerinizse maaşlarınızsa vatan,. vatan, Amerikan üsleri, Amerikan

maktadır: (1) Ekonomik verimlilik kaygısından, hiçbir organizasyonun tek başına çözemeyeceği, daha geniş sosyal meydan okumalara yönelmek; (2) işletmecilik ve

Ana yemek ya da ikinci yemek olarak sunulanlar arasında, et o- larak Italyan mutfağının en ilginci olan Ossobuco’nun bulunmaması bir eksiklik, eğer gerçekten okkalı

44 Gazâlî, Mu’tezile’nin “Allah onları kıyâmet gününde diriltecek ve dünyâda çektikleri ıstırapların kar ılı ını (ivaz) alacaklardır ve bu da Allah’a

Okulun ITÜ’ye dönüştürülmesi sırasında da Elektromekanik Şubesi, Elektrik ve Makine bölümlerine ayrılmış ve elektrik bölümü, 1935'te kurulmuş olan muhabere servisi

1 ةياردو ةياور Ali MUSTAFA ¿ صخلم ءاهقفلا تافلاتخا ترثكو اهعورف تبعشت يتلا تلاماعملا لئاسم نم ةعفُّشلا ؛يعرشلا مكحلا طابنتسا يف ثيدحلا هقف

Nâzım Hikmetin Semiha Berksoy* bütün mektupları yeni harflerledir.. Nâzını^ tek bir satır eski harf