Yetm işinci doğum gününde şair ve ya za r N ecati C umah ile birlikte
TT- 5*1
Şair kendi ülkesini k u rar
NALAN MANYASLI
“Doğduğum gün büyükbabam evde ki tek kitap olan Kuran’ın arkasına not düşmüş: Ahmet doğdu. 31 Kanunuevvel 1336 diye. Ben çok göçebeyim, kaybede rim diye hâlâ kızkardeşim saklar o Ku- ran’ı...”
31 Kanunuevvel 1336, yani 13 Ocak 1921, Necati Cumalı’mn doğduğu gün. T ürkiye Y azarlar Sendikası bugün 18.30’da Karaca Tiyatro’da Necati Cu- malı ile okurlarını, yazar arkadaşlarını, dostlarını buluşturacak. Şiirleri, tiyatro yapıtları, roman ve öyküleriyle edebiya tımızda etkinliğini yıllardır sürdüren Cu- malı adına düzenlenen gecede Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Oktay Ak-
bal yazarla bir söyleşi yapacak. Raik Al- nıaçık Cum alı’nın oyunları, Konur Er- top “Canlandırdığı Urla” başlığı altın
d a yapıtları, Muzaffer Uyguner de şiir leri üzerine konuşacaklar.
Geceye, Devlet Tiyatrosu sanatçısı Ser
pil Tamur yazarın “Ahmetlerim” adlı tek
kişilik oyunundan bir bölümle, Yıldız
Kenter de şiirlerinden bir seçkiyle katı
lacaklar.
Cumah, TYS’nin düzenlediği geceden
söz ederken, “Geride yıllar bırakan bir yazarın zaman zaman böyle bir hesap laşmaya çıkması gerekir’’ diyor. “Bana bazı sorular sorulsun. Harcadığım kâğı dın, kalemin hesabını vereyim. Bunları hak etmeye çalıştığımı kanıtlayayım.”
Necati Cum alı’yla çocukluk çağına,
okumayla yüzytize geldiği ilk günlere dö nüyoruz. Evlerinde Kuran ile Yeni Asır gazetesinden başka okuyacak bir şey yokmuş. Çocukluğu kendi evleriyle İz m ir’de avukatlık yapan dayısının evi ara sında geçmiş. Dayısının evinde kitaplar varmış, onları okurmuş:
“Ama bundan önce 5 yaşında, Urla1 ya turneye gelen bir gruptan izlediğim ‘Leblebici Horhor’dan etkilendiğimi
be-kdgan ve zayıftım. Hayatımda bir kere, 16 yaşındayken Necip Fazü’ın ‘Tohum1 unda jönü yorumladım. Oyunculuğum burada noktalandı ve tiyatro yazarlığıy la iigilenfneye başladım.”
Dergilerde önce hikâyeleri, sonra şiir leri çıkmış Cum alı’nın. Bireyin güncel kaygıları, sevileri, sevinç ve özlemleri, ay rılık ve acılarını, çağın sorunlarını işle yen ürünler:
Türkiye Yazarlar Sendikası’nın 70.
yaşgünü dolayısıyla Necati Cumah
için düzenlediği geçe, bugün
18.30’da Karaca Tiyatro’da
başlayacak. TYS Başkanı Oktay
Akbal, Cumalı’yla bir söyleşi
yapacak. Raik Alnıaçık, Konur
Ertop, Muzaffer Uyguner,
Cumah’yı anlatacaklar. Yıldız
Kenter ve Serpil Tamur, yazarın
yapıtlarını seslendirecek.
lirtmeliyim. Eve gelir gelmez bahçede ar kadaşlarıma Karagöz oynattım. Ama klasik Karagöz tipleri değildi figürlerim. Gazeteci İdris, arabacı, bakkal gibi ya kın çevremdeki insanlardı.”
C um alı’nın tiyatroya tutulması Cahi-
de Sonku’yla olmuş. İstanbul Şehir Ti-
yatrosu’nun İzmir turnesinde Sonku’yu görünce tiyatroya çarpılmış:
“Oyuncu olmak istedim, fakat çok
sı-“Benim şiirlerim yazılmasaydı Türk- çede bir boşluk kalır mıydı diye düşünü rüm. Evet, sanırım kafirdi. Şeyh Galip1 in ‘Hüsnü Aşk’ ve Yahya Kemal’in ‘Eren köy’de Bahar* yapıtları da benimkiler gi bi Topkapı Müzesi’nin değerini arttıran Kaşıkçı Elması gibidirler. Ve öğrendim ki, her şair yapıtlarıyla kendi ülkesini ku rar. Bu ülkede konak da yaratabilir, çit de...” i /s
ıs ■
M
1-Her yazarın içinde yetiştiği koşullar la değerlendirilmesi gerektiğini vurgula yan Cumah, “Ben Kurtuluş Savaşı son rası Atatürkçülüğün yoğun olarak du- yumsandığı, bir ‘ulus’ oluşması süreci nin yaşandığı dönemde yetiştim” diyor. “Tkpkı Orhan Veli ve Adnan Saygun gi bi. Bizim yapıtlarımız toplumun özünü yansıtır; ysdın, çıplak, gerçekçi bir anla tımla. Fakat çok partili rejime geçişle birlikte yapancı kültürler ağırlığını du yurmaya başladı. Demagoji, klikleşme, adam tavlama sanatı sanat dünyasına da yansıdı.”
Cumah’mn yazma yaşı 50. Şiir, oyun, hikâye, roman, deneme ve çeviri kitap larının sayısı ise 70’e dayanıyor. Ama bu sayı, Cumalı’nın her şeyden hoşnut ol duğunu göstermiyor:
“Yaralı Geyik ve Kenterler'deki haliy le Nalınlar dışında hiçbir oyunum hak ettiği özenle sahnelenmedi. Mine, Boş Beşik kaç kez denetimden döndü. Hâlâ denetimden dönen oyunlarım var. Dev let ya da Şehir Tiyatrolarında hangi ku rul, hangi insanlar hangi kıstaslarla ba şarımı ya da başarısızlığımı ölçüp yapıtı geri yolluyor? Her oyunum için dar ka falı insanlarla kavga ediyorum. Yapıtla rımı inatla yolluyorum, ille de oynansın diye değil, kavgamı sürdürmek için. Ya zı masasına arkamda bir yumrukla otu ruyorum. Ama sofranın sonuna sakla dığım birkaç lokmam var. Onları yazma dan ölmek istemem...”