• Sonuç bulunamadı

Rahmi Bey (1864-1924)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Rahmi Bey (1864-1924)"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

müzik

R A H M İ

b e y

(1864-1924)

TiEy^rt ı R a f t ı n !

frî-n;r - u \Usj is m u ^

<S o i î h u *-n Str ■■ . b i l i . P* r< •«*"

f

Jİff ^ (/

r ? cxf

tfıl

ÎV-rVCrrr r CJ|Uz?

Ofrt - n»U . o ' . . . . " ’’ UJ ■ H • l u

Cr

ç 7 û lîf r;r ^ r t cxr’ ç} JTl»tir

-t f a ,

rr.rcrr’fü'jüixx tJ'ü'-ar.ctcr rttUfl

<§' f'tf tr cefff Lf £f Cf|,f îîf ü-tf.tr r.

ı. cif û ?xf^ ,ftr Hrci |tıcfc. t?t.

¿ c2 er er e/ ctf ı

İ

r ‘diter er er

líí

utr r i

^'yrcf ur clr r*cV tr CrÎ'^EZiT^

C-ül h u n n i û n b ıf/ / » n is a n lo o lj-ı / 8 n » J » v l ı y o i O r 'd - n â t o lm o s h r t â r i n a ş m t U d n n Şts/ k i y o k G o » k a b ‘"r / i o / f / / f O » j / a r c u y i b h r m J t y k i y o k fth r j r r / n b t A/fSlrr>- i h ı k a r ar m J t W<- yo/< tryjfy/ m S r n s U h u h a r ı n Ş e v k ,' y a k

Türk bestecileri dizisinin şarkı türünde en seçkinleri arasında yer alan sanatçı İstanbul'da doğmuş, küçük yaşda musiki ve edebiyat çevreleriyle ilişkiler kur­ muştur. Bu arada klâsik öğrenimini de ihmâl etmiş, Mülki­ ye Mektebi (Siyasal Bilgiler Fakültesi) öğrenciliğini yapar­ ken, musikiyi de ihtirâs denebilecek bir yakınlıkla ruhi uğraşı saymıştır. Mülkiye'yi bitirdikten sonra devlet me­ murluğuna başlayan sanatçı, Şurayı Devlet (Danıştay) üyeliğine kadar yükselmiştir. Vefa Lisesinde musiki öğret­ menliği, Darülelhn (İstanbul Konservatuvarı'nın ilk şekli) Müdürlüğü görevlerinde bulunmuş, öğrencilerine gerçek mu­ siki sevgisi aşılayarak yetişmelerinde büyük bir rol oyna­ mıştır. Sesinin güzelliği ve nısfiye üfleyişindeki ustalığı da kendisine ayrıca ün kazandırmıştır. Bestelediği şarkıların güfteleri de kendisi tarafından yazılmıştır ve bunlar güfte edebiyatında dikkati çeken eserlerdir. Devlet Şurası'nda 30 yıl hizmet ettikten sonra kadro dışı bırakılmış, Darülelhan'- ın geçici olarak kapatılmasiyle açıkta kalmıştır. Bu sıralarda

tarifi üç maddi sıkıntılar çekmiş, Darülelhan açılınca, kendi­ sinin yerine müdürlüğe Musa Süreyya Bey'in getirilmesi de kendisi için ayrı bir üzüntü vesilesi olmuştur. İstanbul'da ölen ünlü sanatçının ölümüne bu olayın sebep olduğu üzün­ tüsünün yol açtığı da söylenir. Yıllarca dilledren düşmeyen ve hâlâ repertuvarlarda bulunan şarkılarından bazıları şun­ lardır: "Esir ettin beyi ey dilpesendim", "Servinâzı seyret çıkmış oyuna", "Gül hazin sümbül perişan b a ğ -ı zârın şev­ ki yok", "Akşam erdi yine sular karardı", "Yetmez mi sana bister—ü bâlin kucağım", "Sana ey canımın câm efendim", "Söyle ey m ıtrıb-ı nâzende edâ", "Bir nevcivansın şu h -i cihansın", "Etme beyhude figan vazgeç gönül".

Rast. Türk musikisinde makam. Rast perdesinden (sol) başlayarak, sırasiyle dügâh, (la), segâh (si), çargâh (do), ne- vâ (re), hüseyni (mi) eviç (fa), gerdaniye (sol) kadar çıkar, dönüşte eviç yerineacem perdesiyle rast'a kadar iner ve ora­ da karar eder.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

NASA’n›n morötesi dalgaboylar›na duyarl› Gökada Evrim Kaflifi (GALEX) uydusu, Araba Tekeri’nin de, görünür çap›n›n iki kat›na kadar uzanan daha genifl bir

Büyük Ata’nın isteği üzerine “ilk Türk kadın oyuncu&#34; olarak Çeşitli ressamlara sık sık poz veren ünlü kadın sanatçımı- sahneye 1922 yılında çıkan

Ancak orga- nik gıda üreticileri için yıkama sırasında bu tür maddelerin kullanımı bir seçenek değil, çünkü organik üretimde kullanılacak mad- delerin organik üretime

Çalışmamızda, AKH olan hastalarda OTH değerini, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulduk.. Nazal obstrüksiyonun en yaygın sebeplerinden biri

zen Âşık, bazen Şatıroğlu, bazen de Veysel efendi diye çağırırlar, nedense kimse Veysel bey de­ mez,.. Veysel’in Sivrialandakl adı İsa Veysel Emmi, ama

Sabık serasker ve Tophanei âmire müşiri Ali Saip paşanın hafidi ve Sa­ di paşanın ikinci oğlu Osman bey, etrafa bambaşkalık, yepyenilik olsun diye

Çalışmalarım şöyle tanımlıyor: “ Pop sanatın, sosyal gerçekçiliğin, yeni dışa­ vurumculuğun, politik yaşamın, hatta kavramsal sanatın bir kesişmesinden

bakın bana ne yaptırdı. «Paşa­ lar toplandı. Aileleri kesilecek» falan gibi mahalle dedikoduları ortada dö nüyordu. Bir taraftan da duyu, luyordu; herkes bir