RAUF ORBAY
W T t U
■ i »«J ’ ' T * ı ı
TTjB
[ ( | k V i " J M
TJTWTJj
Kâzım Karabekir, İnönü'nün Lozan'a
gönderilmesine karşı çıkmış, «Nasıl
olur. Boşta generaller var» demişti.
Boştaki general kendisiydi...
ARKADAŞLARININ
ATATÜRK'TEN KOPUŞUNA İSMET
PAŞA, «RAUF'UN ÖFKE ANI» DEMİŞTİ
Ali Fuat Paşa, Bağımsızlık Savaşı'nı Şişli’deki evinde Atatürk'le beraber
sadece biz planladık. Rauf Bey'le de zaman zaman konuşurduk" diyordu.
Fotoğrafta Milli Mücadele'nin önderi ve yakın arkadaşları Sivas Kongresi’n-
den bir gece önce görülüyorlar...
M
U S T A F A Kemal’in tüm arkadaşları subaydı. Bağımsızlık
savaşım onlarla birlikte yapmış, sonra da M eclis’te ya onlarla birlikte çalışmış ya da kavga etmişti.
1919’un lHt aylarında sanki bağımsız lık savaşının tüm kilit adamları, İstan bul’da toplanmıştı, üm eğin Mustafa Kemal Paşa, Kâz im Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa, Rauf Bey ve İsmet Bey.
Mustafa Kemal’in en yakını A li Fuat Paşa’ydı. Hemen hemen her gün A ta türk’ün Şişli’deki evinde buluşurlardı. Ali Fuat Paşa bir mektubunda bu bu luşmalar için şöyle demişti:
" —Anadolu’da gerçekleştirmeyi dü şündüğümüz ulusal girişimin ilkelerini Mustafa Kemal Paşa’mn Şişli’deki evinde sadece ikimiz planlamıştık. Ara sıra da Rauf B ey’i çağırır, onunla da g ö rüşürdük.”
İnönü de, Mustafa Kemal-Ali Fuat dostluğu için şöyle demişti:
“ —Atatürk’ün Ali Fuat Paşa’ya karşı okuldan beri ayrı bir yakınlığı var dı. Birbirlerinin yakın sır arkadaşıydı lar. Takdir ederdi Ali Fuat Paşa’yı... Dostluk tarafım aldığınız zaman her kesle kıyamet kadar dostluk ilgileri bu luruz. Anlaşmazlık başladığı zamandan sonra da hayret edersiniz nasıl oldu bu d iy e...”
Mustafa Kemal’in Samsun’a ordu müfettişi olarak atanması biraz da Ali Fuat Paşa’mn amca3i ve devrin İçişleri Bakanı Mehmet Ali Bey aracılığıyla ol muştu. Ali Fuat Paşa, kendisini daha önce mart ayı başlarında Anadolu’ya atatmış ve Mustafa Kemal’le yediği veda yemeğinde:
“ —Paşam, benim askerlerim daima emrindedir” demişti.
Mustafa Kemal’in yanıtı da şöyle ol muştu:
“ —Beraber çalışacağız F u at...” 16 mayıs 1919 günü Mustafa Ke mal’in Samsun'a gitmek için Bandırma vapuruna binmeden önce son konuş tuğu arkadaşı ise Rauf B ey’di.
Rauf Bey de eski bir deniz subayıydı. Osmanlı donanmasının ünlü “ Hami- diye” muhribinin kumandanlığını y ap mış, amiral olmuştu. Sonra da Birinci Dünya Savaşı sırasında Donanma Ba kanlığı 'nca atanmış ve son sultan adına M ondros’ta silahlan bırakma sözleşme sini imzalamıştı.
Sağlam, iri yapılı, çatık kaşlı Rauf Or- bay, dürüstlüğü ve zarafetiyle tanımla nırdı. Yıllar sonra kendisinden anılarım yazması istendiği zaman şöyle demişti:
“ —Bırak tarih herşeyi anlatsın.
Eğer, benden bir dip-notu ile bahseder se bu da bana yeter.”
Mustafa Kemal Samsun’a çıktıktan sonra, Kâzım Karabekir’le ilişki kur
muş, bağımsızlık savaşı için onunla tam bir uyum sağlamıştı. İnönü, bu iki ko mutan arasındaki dostluğu da şöyle bu luyordu:
“ —Genç subaylık dönemlerinde bir birlerine uzaktan bakarlardı. Am a A ta türk Samsun’a çıktıktan ve İstanbul hükümeti tarafından istifaya zorlanın ca, Karabekir Paşa’nın kendisine gös terdiği davranış ve yakınlıktan duygu sal bir borçla bahsederlerdi. Atatürk, sivil olunca, Karabekir ordu kumandam olduğu halde ordusuna, ‘Atatürk'ün emrindeyiz’ emrini vermişti. Kendisi de Atatürk’ ün emrindeymiş gibi saygı göstermiş, ona özel yaverler, araçlar ve otomobiller vermişti.”
Mustafa Kemal, Karabekir’le konuş tuktan sonra Ali Fuat Paşa ve Rauf Or- ba y’la Am asya'da buluşmuştu. Bu bu luşm a, kum andanların b a ğım sızlık savaşını başlatma kararıydı.
f
Yakı i| 'la r ı lıi ıi|i%
Böylece bağımsızlık savaşının dört öncüsü belirlenmişti. Mustafa Kemal, Kâzım Karabekir, Ali Fuat ve Rauf Bey...
Bu dört öncüye daha sonra ismet Bey ve Ali Fethi katılacaktı.
Olaylar Sivas Kongresi’ne kadar hep İstanbul’da planlandığı gibi gidecek, fakat bir küçük olay çıkacaktı. Bunu Atatürk şöyle anlatıyordu:
“ —Sivas Kongresi 1919 eylülünün 4. perşembe günü saat 2’de açıldı, öğleden önce, delege olan ve eskiden beri tanı dığım Httsrev Sami Bey yanıma gelerek şu bilgiyi verdi:
“ — Rauf Bey ve diğer delegeler Bekir Sami B ey’in evinde özel bir toplantı yapmışlar ve beni başkan şeçmemeyi kararlaştırmışlar. ”
Arkadaşların özellikle Rauf B ey’in böyle bir girişimine ihtimal vermedim ve Hüarev Sami B ey ’i, biraz da ciddî olarak böyle anlamsız konuşmaması İçin uyardım.”
Fakat Mustafa Kemal biraz sonra Rauf B ey’le karşılaşmış ve ondan “ Sen başkan olmamalısın" sözünün doğru ol duğunu öğrenmişti. Mustafa Kemal bu durum karşısında duygularını şöyle an latmıştı:
“ —Hüsrev Sami B ey’in verdiği bilgi nin sağlıklı olduğuna inandım ve doğal olarak üzüldüm. Gerçi Erzurum Kong- lesi’nde de benim başkanlığımı sakın calı bulanlar vardı. Am a onların ne nite likte insanlar olduğunu biliyordum. Bu kez en yakın arkadaşımın aynı görüşü
paylaşması beni düşündürdü. Rauf
Bey’e:
“ — Anladım, Bekir Sami B ey’in evin de aldığmız kararı bana bildiriyorsur’ dedim ve yanıtım beklemeden yanından ayrılarak kongre salonuna girdim.”
Bu birkaç yıl sonra başlayacak olan tartışmanın ilkiydi.
Zafer kazanılmış, Mudanya’da silah ları bırakma konusunda ilk anlaşmaya varılmıştı, sıra banş konferansındayaı. Atatürk o günleri şöyle anımsıyordu:
“ —F ran sız g özlem ci Franklin
Bouiüon konferansta benim bulunmamı İstiyordu. O zaman konferansın İz mir’de toplanması gerektiğini söyledim. Bouülon, ‘ Çalışırım, fakat birinci sınıf devlet adamlarını İzmir’e getirmekliğim güçtür’ dedi. Ben gitmeyeceğime göre, kimi konferansa başdelege yapmaklığı mı sorduğum zaman da:
“ — ’ ismet Paşa’yı gönder’ dedi. ‘ —Yapabilir m i?’
‘ —En iyisini...’
Ankara’ya gittiğim zaman Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal B ey’le görüştüm. Barış konferansında başdelegeliği kimin yapabileceğini sordum. ‘Onu siz bilirsi niz’ dedi.
“ —Meselâ İsmet Paşa?” “ —Yapabilir...”
Bıırsa’ya gelmiştim. Kâzım Karabe kir yanımdaydı, ism et Paşa’mn hiçbir
Kâzım Karabekir... İnönü, Karabekir’-
in Atatürk ordudan ayrıldıktan sonra
askerlerine “Atatürk'ün emrindeyiz
buyruğunu verdiğini anlatıyordu.
şeyden haberi yoktu. Kendisine her şeyi
aidattım, banş konferansında başde ¡eğemiz olacağını eöyledim.
“ —Katiyen” diye reddetti.
“ —Git bir kez de Fevzi Paşa ve K â zım Karabekir’!e konuş” dedim
Fevzi Çakmak uygun bulmuş. Kara bekir ise:
‘‘ —Nasıl olur, boşta generaller var” cevabını vermişti. Boştaki general de kendisiydi.”
İnönü de hiç unutmadığı o günleri şöyle anımsıyordu:
“ —Hiç beklemiyordum. Atatürk ilk kez söylediği zaman şaşırdım, hatta is temedim. ‘ Yorgundum t ve dinlenmeye gereğim vardı,’ Atatürk ısrar etti.”
“ —Bir Dışişleri Bakam var, devletin siyasileri v a r ..." dedim, “ Bildiğim şey ler değil bunlar... Muharebe ettim, bit tim, yoruldum, şimdi dinleneceğim” de dim.
“ —Olmaz” dedi. “ Dışişleri Bakam sen olacaksın, öyle gideceksin” dedi.
ao da haberim yoîau. Sonra
Yu
-leaVL^.C
hatta on
Jnu da humıyomum.
Atatürk etti ve fasnıUrdı
,k uğraştı.-:, iyi senuç alalım’ î«5a ka--un aldığım görevin ne : \cu v. yıpratıcı olduğunu bii- itreo:. iiîiî. Aıar ’ Istı, iniyorum, '!>. -. ivE, belki cs kolay ol- zanııeitim."
- îr.dnü Lozan’a gitmişti. Ama . c c.u gerv'- '>:n güç günler bek- ÇUriKft Rauf Bey de Lozan’a için Kâzım Karabekir kadar, dan daha fazla gönüllüydü ü s- E t-y 'i: içinde bir de duygu- a t iy o /d n O s a t a n lja r adına
v-.:. -¿eslen buakma
sözleşme-sim « c n i njuiş, ülkenin işgaline iyini-ystiyie. ■hr c k n u c ‘ t. Lozan’da bunu
d-te İtte-- Jfc ur: b ü y ;i:: emeliydi. İnönü o d3nc- ■ Bakanlar Kumlu Başkanı yani Be:
“ _0 j tur. tiiooitC ¿¿er^ktiğİm &09X£* dan ıbjÎ-: diler. Lozan'da B ani B ey’le
aramıza - «üçlük yoktu, tartışma vardı. Tartıştı- Atatürk’e şikâyet" ettim. Atatürk sonra vamtiad-. Şikâyetler ¿a snzli-kaS değildi. Hükümete yaz.yo-mas, D':v h t Be.*5ıanî!na verilecektir, di-yorum. B os b e k a n . D i-' .'-r i Bakam şif-refcrcîstl çözüyorlar v e Atatürk’e veri-yori&r. 3İZÜ kapaklı «şıaı yekta benim. A?aımzî•LIL İıîşlıüer herkeste, Rauf £$6y î2 iitçok iyi idi.”
Ama nevi Bev Lozan dönüşü İsmet Faşa’yı şılamavacaktı. İnönü bunun için »övle diyordu:
“ — y y .-;... .v'--. d:f ci^ke imiş,
yap mali
b övtect: ' ' at- Paşa’mn “ öfke —i v ’ . dediği en, bağımsızlık sa v a şın ív.icrí.ft’i arasındaki bağın koptuC'T »m rthıyöfflü