• Sonuç bulunamadı

Çarşının tamiri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çarşının tamiri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

.. .. .. .. .H M .. .. .. ... .. H M .. .. .. . . . . . . . . . . . . . . m . „ . . m . . , , . , , , , ... ... ... ... ... .. ... ... H .H .H ,M ,, ., .. .. ., M H „ .t « .H „ „ .. H M . H .H M M H H ,H M ,. .. ,. ,H M I. M U M .. M . M H » m m .M M H « « H H H .M H H H M H H .. .H „ ,. M M . H H M .H .H

^ M .M IIM IIM .M M I M İM İM I I I I I IIM M M im ...lM IIM IIM IIIM M IIIM .M M IM M .IM M M IIM M IIIM I..M M M M M M .I.M IIIIIIM M M IIM M .!

" Çarşı „ nm tamiri

Ü

Ç gece evvel yangın alevlerinin yalayıp yuttuğu İstanbul’un dünya ölçüsünde şöhretlerinden büyük Kapalıçarşıyı tamir etmek kolay değildir. Devlet otoritesinin «tamir edilecek­ tir» demesi de kâfi değildir. Bu büyük iştir, içinde vatandaş hak­ ları bulunan çetrefil iştir. 29 kasım pazartesi tarihli bütün İstan­ bul gazetelerini okudum. Çarşının tamiri yolunda sadece insani duygular, iyi düşünceler buldum. Hakikat üzerine konmuş bir el göremedim. Göremedim, zira henüz yangın yerinin dumanı üs­ tündedir.

Yangına kurban giden kasaba büyüklüğündeki çarşı vakıa bir âbidedir, fakat «Zeynep Hanım Konağı», «Güzel Sanatlar Akademisi» gibi bir devlet malı değildir. Yüze yaklaşan sokak üzerine yapılmış binlerce dükkânın tapu senetleri vatandaş adı­ na çıkmıştır. İstanbul ve İstanbul’ un tarihi üzerinde nâçiz kale­ mimin salâhiyetini kabul etmiş vatandaşlarım, hemşehrilerim vardır. Bunun içindir ki düşüncelerimi günün ışığına veriyorum:

1 — -Çarşının tamiri ve restorasyonu için evvelâ tez elden bir hususi kanun çıkarmak zarureti vardır.

2 — Tamiri için hususi bir kanun çıkarılan çarşının tamirin­ de istimlâk yoluna asla gidilmemelidir. Çarşı, aslında kül, hiitün halinde bir âbidedir, fakat parça parça kıymetli aile geliridir. Yangın âfeti tamir edilirken şu kadar vatandaşın hakkı mülkiye­ ti, şu kadar ailenin geçim kaynağı elinden alınmamalıdır.

3 — Hususî bir kanunla tamirine ve restorasyonuna girişile­ cek olan büyük tarihî çarşının bu yapı masrafını mali müessese- lerle anlaşarak devlet üzerine alır. Muazzam eseri tez elden ya­ par, yeniden kurar. Sonra masrafın bir kısmını kendi hesabına geçirir (sokaklar, tonozlar, çeşmeler masrafı). Diğer kısmım metrekare üzerine taksim eder ve mülk sahiplerine borç olarak kaydeder. Mülk sahipleri de borçlarını, malî kudretleri ayırdedil- meksizin, faraza, yirmi senede ödeyeceklerdir denilir. Bence en âdil, en sağlam, en müspet yol budur.

Büyük Kapabçarşmın yanması nasıl memleket ölçüsünde bir teessür uyandırmışsa, çarşının tamir ve ihyâsı yolunda bütün Tür­ kiye vatandaşlarının manevî bir tazminat borcunu kabul etme­ miz lâzım gelir. Milliyet gazetesi çarşı felâketzedelerine bir yar­ dım listesi açmakla, daima hamiyetli, hamiyeti mümeyyiz vasıf­ larından biri olan Türk milletini hoşnut etmiştir. Fakat felâket­ zedelere yardıma koşmakla beraber çarşmın tamirinde de hiç ol­ mazsa bir tuğlamızın bulunması lâzımdır. Bunun için de tez el­ den aklıma gelen vasıtalar şunlardır:

1 — Miktarı hükümetimizin takdirine kalıyor... Farazâ 20 milyon tutarında, Kızılay pulu gibi bir posta yardım pulu çıkarır.. Kırk paralık bir pul... Kullanılması ihtiyarî... Bir vicdan borcu gibi... Hani 15 kuruşluk mektuba iki üç sefercik efendim... Onar kuruşluk da çarşı pulu yapışttırtsak ne çıkar?.. Bakarsınız ki k ı­ sa zamanda damlaya damlaya göl oluvermiştir...

2 — Büyük tebcrrûlar için de bir «Çarşının tamiri hâtırası madalyonu» çıkabilir... Abdülmecid Ayasofya’yı tamir ettirirken böyle bir madalyon çıkarmıştı... Bronz, gümüş ve altın olmak üzere... Bir zaman gelip antika kıymeti taşıyacak, ziynet eşyası olarak kullanılabilecek zarif bir madalyon..

3 — Karaborsaya düşen futbol maçı biletleri günün hâdise­ leridir... Fenerbahçe’nin Macarlarla yaptığı maçta da stadyom kapıları kırıldı... İstanbul futbol kulüpleri bir Çarşı kupası tu m u - ası tertip ederler ve hâsılatı, ki yüz küsur bin lira tutar, Çarşı Ta­ miri Komisyonuna verilir.

4 — Konser ı-uhım gıdasıdır. Onar, yirmişer lira vererek kon­ serlere gidenlerimiz pek çoktur, ikinci Abdülhamid zamanında Türk ler, Müslümanlar konserlere gitmezdi, 93 muharebesi bozgunu­ nun muhacirleri perişan bir halde İstanbul’a döküldüğü zaman Muhacirin Komisyonu Beyazıt Camiinde devrin en namlı hafız­ larına bir mevlid okutturdu ve bu mevlide İstanbullular «iane biletleri» alarak girdiler. Binlerce lira toplandı... Hulâsa yanan çarşı İstanbul’un değil, Türkiye’nin, falan kimselerin değil, hepi­ mizin malıdır... Mülk sahipleri kendi hisselerine düşeni ödeye dursunlar, devletimizin ödeyeceği masrafı da biz bu yollardan paylaşalım...

Kalkın ey ehli vatan...

^ İH IIH H IIIIIIIIIII IHIM IIH IIIIIIIIIII1 IIIIIIIIH IIIIII HIM IHI IIII l l l l t l l l l l l MIH IHI MIHI IHI l l l l l l l IIIIIIIIH IIIIIIH IIH IIIIIIH I

İstanbul Şehit Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

1937’de Hulusi Behçet tarafından tanımlanan Behçet Hastalığı tekrarlayan üveit, oral ve genital ülserler ile karakterize, aynı zamanda vasküler sistemi de tutan

Nisan 1994 ile Haziran 1995 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda 9 hastaya 10 laparoskopik herni tamiri operasyonu

Biz bu çalışmamızda önce gerekli kürü sağlayamayan lokal olarak metotreksat enjeksiyonu tedavisi sonrası sedasyon altında ultrasonografi eşliğinde aspirasyon dilatasyon ve

Bu çalışmada, 25°C-920°C sıcaklıkları arasında, dilato­ metre cihazından faydalanılarak çizilen büzülme eğrilerine uygulanan Dorn metodu yardımıyla

De mek ki önem li bir ke flif yap mak için il le de zen gin bir ül ke - de ya fla mak ge rek mi yor mufl.. Ama ben yi ne de çok ümit

1959'da İzmir Radyosu’na girmiş, 1967’den sonra öğretmenliğe başlamış ve 1973 ’te İzmir Radyosu klasik korosu­ nun şefi olmuş, 1976’dan beri İstanbul

Kistik higroma, genellikle boyun bölgesinde %75- 90 (özellikle arka servikal üçgende) görülmekle bir- likte; %20 aksilla, %5 mediastinum, retroperitoneal bölge ve nadir olarak

Çizelge 3’e bakıldığında, annelerin erken postpartum dönemdeki bakım gereksinimlerinin daha çok kendi ve yenidoğanın fiziksel bakımı, annenin ve ailenin yenidoğana