• Sonuç bulunamadı

Örgüt i̇kli̇mi̇ni̇n i̇ş tatmi̇ni̇ üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇: Banka çalışanları üzeri̇nde bi̇r araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Örgüt i̇kli̇mi̇ni̇n i̇ş tatmi̇ni̇ üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇: Banka çalışanları üzeri̇nde bi̇r araştırma"

Copied!
61
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖRGÜT İKLİMİNİN İŞ TATMİNİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ:

BANKA ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

Hatice KORKMAZ

Ocak 2020 DENİZLİ

(2)

ÖRGÜT İKLİMİNİN İŞ TATMİNİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ:

BANKA ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dönem Projesi İşletme Ana Bilim Dalı

Öğrenci Hatice KORKMAZ

Danışman: Doç. Dr. Zübeyir BAĞCI

Ocak 2020 DENİZLİ

(3)

YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

İşletme Anabilim Dalı, Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı öğrencisi Hatice KORKMAZ tarafından hazırlanan “ÖRGÜT İKLİMİNİNİŞ TATMİNİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: BANKA ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA” başlıklı Yüksek Lisans Projesi tarafımdan okunmuş, kapsamı ve niteliği açısından Yüksek Lisans Projesi olarak kabul edilmiştir.

Doç. Dr. Zübeyir BAĞCI Danışman

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun ..……….. tarih ve ………...sayılı kararıyla onaylanmıştır.

Prof. Dr. Ahmet BARDAKÇI Müdür

(4)

Bu projenin tasarımı, hazırlanması, yürütülmesi, araştırmalarının yapılması ve bulgularının analizlerinde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini; bu çalışmanın doğrudan birincil ürünü olmayan bulguların, verilerin ve materyallerin bilimsel etiğe uygun olarak kaynak gösterildiğini ve alıntı yapılan çalışmalara atıfta bulunulduğunu beyan ederim.

İmza

(5)

ÖNSÖZ

Örgütü diğer örgütlerden ayıran, ona has bir kimlik kazandıran örgütsel iklim, aynı zamanda örgütü çevreleyen ve her dokusunda hissedilen bir atmosfer de yaratır. Örgütsel iklim, bu atmosferin içinde olan, bu havayı soluyan herkesle etkileşimde olan dinamik bir süreci ifade eder.

İş tatmini; çalışanın bağlı olduğu örgütüne hissettiği duyguların dışa vurumudur. Bu yansıma da pozitif yada negatif tutumları görmek mümkündür. Söz konusu davranışların oluşumunda; örgütü meydana getiren maddi ve manevi tüm süreçlerin katkısı bulunmaktadır. Küreselleşmenin her geçen gün daha da yoğun hissedildiği bu dönemde, işletmelerin en önemli sermeyenlerinden birinin de insan kaynakları olduğu kesindir.

Bu çalışma; örgüt içinde güçlü bir etkiye sahip olan iklimin, çalışan için önemli bir kavram olan iş tatminiyle olan ilişkisini değerlendirebilmek ve algılanan örgütsel iklimin iş tatminine olan etkisini inceleyebilmek üzere hazırlanmıştır.

Bu çalışmamın başlangıcından son aşamasına kadar her döneminde büyük katkısı olan, görüş ve önerileriyle yol gösteren değerli hocam ve proje danışmanım Doç. Dr. Zübeyir BAĞCI’ya teşekkür eder ve saygılarımı sunarım. Ayrıca tezimin başından sonuna kadar desteğini ve sabrını biran olsun esirgemeyen ve hep yanımda olan değerli aileme teşekkür ederim.

(6)

ÖZET

ÖRGÜT İKLİMİNİN İŞ TATMİNİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: BANKA ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

KORKMAZ, Hatice Dönem Projesi

İşletme ABD

Yönetim ve Organizasyon Programı Tez Yöneticisi: Doç. Dr. Zübeyir BAĞCI

Ocak 2020, VII + 50 sayfa

Bu çalışma; banka çalışanlarının örgüt iklimi algılarının iş tatmini üzerindeki etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır.

Çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, proje kapsamında kullanılan değişkenlere ilişkin kavramsal bir çerçeve sunulmuştur. Buna göre örgüt ikliminin tanımı, oluşum süreci, örgüt iklimini etkileyen faktörler, örgüt ikliminin türleri, boyutları ve etkileri açıklanmaya çalışılmıştır. Benzer şekilde iş tatmininin tanımı, önemi, iş tatminini etkileyen faktörler, iş tatmini ile ilgili teoriler ve iş tatminsizliğinin sonuçları üzerinde durulmuştur.

İkinci bölümde, Denizli’de faaliyet gösteren özel bir bankanın çalışanları üzerinde gerçekleştirilen araştırma yer almaktadır. Araştırmada kullanılan veriler anket tekniği ile toplanmıştır. Anket formunda örgüt iklimi ve iş tatmini olmak üzere iki ölçek yer almaktadır. Elde edilen veriler tanımlayıcı istatistikler, korelasyon ve regresyon analizi kullanılarak analiz edilmiştir.

Yapılan analizler sonucunda örgüt iklimi ve iş tatmini arasında pozitif yönlü yüksek bir ilişki olduğu ve örgüt ikliminin çalışanların iş tatmini düzeylerini pozitif yönde ve anlamlı bir şekilde etkilediği belirlenmiştir. Son olarak elde edilen bulgular yorumlanmaya çalışılmış ve bir takım önerilere yer verilmiştir.

(7)

ABSTRACT

RELATIONSHIP BETWEEN ORGANIZATIONAL CLIMATE AND JOB SATISFACTION: A RESEARCH ON BANK EMPLOYEES

KORKMAZ, Hatice Term Project

Department Of Business Administration Management and Organization Program Project Manager: Assoc. Dr. Zübeyir BAĞCI

January 2020, VII + 50 sayfa

This work; The aim of this study is to determine the relationship between bank employees' perception of organizational climate and job satisfaction.

The study consists of two parts. In the first part, a conceptual framework about the variables used within the scope of the project is presented. Accordingly, the definition of organizational climate, formation process, factors affecting organizational climate, types, dimensions and effects of organizational climate are tried to be explained. Similarly, the definition, importance of job satisfaction, factors affecting job satisfaction, theories about job satisfaction and the results of job dissatisfaction were emphasized.

In the second part, the research carried out on the employees of a private bank operating in Denizli. The data used in the study were collected by questionnaire technique. The questionnaire includes two scales: organizational climate and job satisfaction. The data were analyzed using descriptive statistics, correlation and regression analysis.

As a result of the analyzes, it was determined that there is a high positive relationship between organizational climate and job satisfaction and that organizational climate has a positive and meaningful effect on job satisfaction levels of employees. Finally, the findings were interpreted and some suggestions were made.

(8)

İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ……… ÖZET... ABSTRACT... İÇİNDEKİLER... ŞEKİLLER DİZİNİ... TABLOLAR DİZİNİ... GİRİŞ... i ii iii iv vi vii 1

BİRİNCİ BÖLÜM

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.1. Örgüt İklimi Kavramı……… 1.1.1. Örgüt ve Örgüt İkliminin Tanımı………. 1.1.2. Örgüt İkliminin Oluşum Süreci……… 1.1.3. Örgüt İklimini Etkileyen Faktörler……….. 1.1.4.Örgüt İklimine İlişkin Çeşitli Sınıflandırmalar………. 1.1.4.1. Halpin ve Croft ’un Örgütsel İklim Sınıflandırması………… 1.1.4.2. Quinn’in Sınıflandırması………. 1.1.4.3. Rensis Likert’in Sınıflandırması……….. 1.1.4.4. Kent ve Otte’nin, Sınıflandırması……… 1.1.4.5. Diğer Sınıflandırmalar………. 1.1.5. Bu Çalışmada Kullanılan Sınıflandırma……….. 1.1.5.1. Bağ kurma………... 1.1.5.2. Adalet……….. 1.1.5.3. Yenilikçilik………. 1.1.6. Örgüt İkliminin Etkileri………... 1.2. İş Tatmini Kavramı……… 1.2.1. İş Tatminin Tanımı……….. 1.2.2. İş Tatmininin Önemi……… 1.2.3. İş Tatminini Etkileyen Faktörler……….. 1.2.3.1. Bireysel Faktörler………... 1.2.3.2. Örgütsel Faktörler………... 2 2 6 9 12 12 13 14 15 16 17 17 18 18 19 20 20 22 23 23 25

(9)

1.2.4. İş Tatmini İle İlgili Teoriler………. 1.2.4.1. Kapsam Teorileri……… 1.2.4.2. Süreç Teorileri……… 1.2.5. İş Tatminsizliğinin Sonuçları……… 26 26 27 28

İKİNCİ BÖLÜM

ÖRGÜT İKLİMİ VE İŞ TATMİNİ ARASINDAKİ İLİŞKİYİ

BELİRLEMEYE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

2.1. Yöntem………... 2.1.1. Araştırmanın Kapsamı………... 2.1.2. Veri Toplama Araçları………... 2.1.3. Verilerin Analizi………

2.2.Bulgular………... 2.2.1. Demografik Özelliklere İlişkin Bulgular………...

2.2.2.Veri Toplama Araçlarının Geçerlik ve Güvenilirliği………... 2.2.3. Araştırmanın Hipotezlerine İlişkin Bulgular………...

SONUÇ VE TARTIŞMA………... KAYNAKÇA………... EKLER……….. 30 30 31 32 32 32 35 38 41 43 47

(10)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa Şekil 1: Örgütsel İklimin Oluşum Süreci……….. Şekil 2: Örgütsel Yapı ve İklim Üzerindeki Temel Etkiler………..

8 10 Şekil 3: Araştırma Modeli...……….. 31

(11)

TABLOLAR DİZİNİ

Sayfa Tablo:1 Kent ve Otte’nin Örgüt İklim Tipleri………

Tablo 2: Katılımcıların Yaşlarına Göre Dağılımları……….. Tablo 3: Katılımcıların Cinsiyete Göre Dağılımları……….. Tablo 4: Katılımcıların Medeni Durumlarına Göre Dağılımları……… Tablo 5: Katılımcıların Eğitimlerine Göre Dağılımları………. Tablo 6: Katılımcıların Çalışma Sürelerine Göre Dağılımları………... Tablo 7: Örgüt İklimi Ölçeğindeki Faktörler ve Açıkladıkları Varyans Miktarı Tablo 8: Örgüt İklimi Ölçeğindeki Faktör Yükleri……… Tablo 9: Örgüt İklimi Ölçeğine İlişkin Güvenilirlik Analizi………. Tablo 10: İş Tatmini Ölçeğindeki Faktörler ve Açıkladıkları Varyans Miktarı.. Tablo 11: İş Tatmini Ölçeğindeki Faktör Yükleri………. Tablo 12: İş Tatmini Ölçeğine İlişkin Güvenilirlik Analizi……….. Tablo 13: Örgüt İklimi ve İş Tatmini Arasındaki Korelasyon Analizine İlişkin Bulgular………. Tablo 14: Örgüt İkliminin İş Tatmini Üzerindeki Etkisine Yönelik Regresyon Analizi Bulguları……… 15 32 33 33 34 34 35 35 36 37 37 38 38 39

(12)

GİRİŞ

Rekabetin her geçen gün daha da güçlü hissedildiği günümüzde; işletmelerin varlıklarını koruyabilmeleri ve başarılı olabilmeleri en büyük arzularındandır.Rekabet ortamında sektör ne olursa olsun; güdülen amaç işletmenin performansını mevcut kaynaklarla optimum seviyeye getirebilmektir.

Bir işletme için ekonomik kaynakların etkisi ve önemi tabi kigöz ardı edilemez. Fakat işletme içinde büyük bir paydaya sahip insan kaynaklarının etkin kullanımıyla sağlanacak fayda, en az ekonomik kaynakların getirisi kadar işletmeyerekabet üstünlüğüsağlatacaktır.İşletmeler, özellikle çıktısı hizmet olan sektörlerde, sadece fiziksel ve finansal sermayenin yeterli olmadığı, mutlu ve huzurlu bir çalışana sahip olmanın, rekabet üstünlüğü üzerinde etkili olduğunun bilincindedir.Bu farkındalık; önceliğin çalışanda olması gerektiği anlayışının gelişimine imkan sağlamıştır.

İnsanlar yaşamlarının çok büyük bir bölümünü çalışma alanlarındageçirmektedir. Zamanın bu denli büyük bir kısmına hâkim olançalışma ortamlarının çalışanlar için; güven, huzur, rahatlık gibi pozitif duygularhissettirmesi, performansları ve işletmeye olan bağlılıklarında önem ifade etmektedir. Bu aşamada örgüt iklimi; çalışanın mutlu olması için olumlu bir iklim havası oluşturmanın şartlarını sorgulamakta ve çalışanın işletme içinde olumlu ya da olumsuz nelerden etkilendiği, neye ihtiyacı olduğu veyönetimin bu konudaki katkısı ya da sorunlarını tartışmaktadır.

Pozitif bir örgüt iklimi; motivasyonu güçlü, verimi yüksek ve işletmenin kaygılarını benimseyen çalışanlar için şart olup her geçen gün kuvvetlenerek hızını artıran rekabet ortamında, işletmelere başarıyı yakalamada üstünlük sağlamaktadır.

(13)

BİRİNCİ BÖLÜM KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.1. Örgüt İklimi Kavramı

1.1.1. Örgüt ve Örgüt İkliminin Tanımı

Örgüt, kavram olarak bakıldığında Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından “Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat” olarak tanımlanmıştır. Robbins (2007) örgütü, bir maksat için bir araya gelmiş insanların oluşturdukları düzenlemeler olarak ifade etmiştir (Demirkol ve Savaş 2012: 260).

Etzioni (1964:4) örgütü, hedeflerini hayata geçirebilmek için bir araya gelmiş sosyal yapılar şeklinde ifade ederken, Marc ve Simon (1958: 1-4)ise örgütü, “üyeler arasındaki ilişkilerden oluşan toplumsal bir yapı” olarak değerlendirmektedir. Örgütü; insanları ortak bir amaç etrafında birleştiren, bu amacın gerçekleşmesi için ihtiyaç olan bilgi, beceri, deneyim, yetenek gibi maddi ve manevi tüm kaynakların etkin kullanımını sağlayarak, ortak amaca katkı sağlayan sosyal bir yapı olarak ifade etmek mümkündür (Karcıoğlu, 2001: 266-267).

Örgütler; işgücü olarak az kaynak kullanıp fazla fayda sağlama amacı güderek var olmuş ve toplum için bugünkü ilerlemeyi sağlamıştır. Günümüzde en büyük örgütsel yapıyı devlet, en küçük örgütsel yapıyı ise aile temsil etmektedir. Bu nedenle, toplumun yapıtaşını örgütün oluşturduğu söylenmektedir (Aydoğdu, 2013: 2).

İnsanlar var oldukları günden beri yaşamlarını sürdürebilmek, gerekli ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına başkalarına ihtiyacı vardır. Bu ve bunun gibi daha birçok sebep toplu yaşamayı kaçınılmaz kılmıştır. Amaçları doğrultusunda bir araya gelen topluluklar örgütlerin oluşum sebebidir.

Toplumbilimciler; aynı ortamda bulunan fakat birbiriyle etkileşimi olmayan kalabalıkları yığın olarak ifade etmektedirler.

(14)

Örgütleri, bu oluşumlardan ayıran ise onların bir düzen içinde olmalarıdır. Bir örgütün doğuşundan gelişimine kadar her aşamasında onu oluşturan bir düzen bir sistem söz konusudur. Bu hali onu yığın olmaktan çıkarmaktadır.

Hicks (1975: 31) örgüt kavramını beş temel nokta üzerinde tasvir etmiştir (Öge, 2001:6):

 Örgütün vazgeçilmez parçası bireylerdir

 Bu bireyler arasında sürekli bir ilişki durumu söz konusudur  Bu ilişki belirli bir düzenle kurulur

 Örgütün her bir üyesinin amacı davranışlarının sebebini oluşturur

 Bireysel amaçlarla oluşan davranışlar ortak hedeflerin oluşmasına etki eder. Drucker’e göre bir örgüt için maddi kazanç ne kadar önemliyse hayatını sürdürebilmek, ayakta kalabilmek de bir o kadar önemlidir. Örneğin; bir organizma ayakta kalabilmeyi ve gelişimine devam edebilmeyi yapısında bulunan bilgi, tecrübe ve enerjiyle sağlıyorsa, örgütler de sürekliliğini ve gelişimini amaçları doğrultusunda gerekli olan bilgi ve deneyimle sağlarlar (Lussato, 1972: 684-685).

Koçel (2003:108), örgüt kavramını “kişilerin tek başlarına gerçekleştiremeyecekleri amaçları, başkaları ile bir araya gelerek, bir grup halinde gayret, bilgi ve yeteneklerini birleştirerek, gerçekleştirmelerini sağlayan bir iş bölümü ve koordinasyon sistemi” şeklinde ifade etmiştir. Bu ifadeden, örgütü oluşturan temel maddelerin yönetsel araçlarla birleşerek anlam kazandığı görülmektedir.

Sonuç olarak ifade edilmek istenirse; örgüt ile ilgili tanımlamalardaki ortak noktanın, önceden belirlenen bir amaç ve bu amacı gerçekleştirebilmek adına bir araya gelen insanlar ve aralarındaki ilişkilerin söz konusu olduğu bir süreç olarak görülmektedir.

İklim konusunda literatür taraması yapıldığında; meteorolojiden, psikolojiye oradan yönetim alanına kadar birçok çalışmanın içinde iklim kavramını görmekteyiz. İklim kavramının en sık ve tanıdık manadaki kullanımına baktığımızda “atmosfer, hava” anlamı taşırken, etimolojik bilimine (köken bilimi) göre iklim (climate) sözcüğü, Yunancadan gelmekte ve eğilim (temayül) anlamı taşımaktadır (Ertekin, 1978: 19).

(15)

İklim kavramı sadece doğa olayları ile ilgili durumu izah etmekle kalmaz örgüt için kullanılmak istendiğinde, üyelerin ve yöneticilerin ruh halini ve buna uygun davranışların oluşturduğu atmosferi de bize ifade eder. İklim; insanların yaşadığı ortamın, bütün fiziksel ve ruhsal durumunu içerir. Örgütü tanımlayan bütün sezişler, incelemeler ve tutumlar örgüt iklimi içinde tanımlanabilir. Dolayısıyla iklim, bireylerin tutumlarına ilişkin örgütsel beklentileri ve tutumların potansiyel neticeleri konusundaki verilen sinyalleri gösterir (İşcan ve Karabey, 2007: 105).

Örgüt iklimi; yönetim alanındaki çalışmalarda ilk kez 1930’lu yıllarda kendinden söz ettirmeye başlamıştır. Bu yıllarda örgüt iklimi çalışmalarının temelini oluşturan Kurt Lewin’in, çevresel tepkiler ve davranışların birbiriyle ilişkisini değerlendiren araştırmaların olduğu görülmektedir (Önen, 2008: 25).

1958 yılında ilk kez Argyris (1958) tarafından; örgütün psikolojik durumu “örgütsel iklim” kavramıyla anlatılmıştır. 1960’larda “örgütsel iklim” tam olarak kullanılmaya başlamış,1968’de Lewin ve Stringer’ in çalışmalarına ek olarak Tiguiri ve Litwin’ in çalışmaları dakatkı sağlamıştır (Hocaniyazov, 2008: 18).

Castro ve Martinz (2010:2) sürdürdükleri araştırmalar sonucunda; örgüt iklimi tanımının birçok kez değişikliğe uğradığını ifade etmiş, net bir tanımın yapılamadığını fakat araştırmacıların (Forehand ve Gilmer 1964; Litwin ve Stringer 1968; Tagiuri ve Litwin 1968; Pritchard ve Karasick 1973; Hellriegel ve Slocum 1974; Schneider ve Snyder 1975; Moran ve Volkwein 1992; Gerber 2003; McMurray 2003) yaptıkları tanımlamalardan yola çıkarak bazı ortak noktaların olduğu belirtmişlerdir. Bunlar;

 İklim topluluğa özgü bir oluşumdur ve zamanla farklılaşır

 Ortak bir düşüncede birleşmiş örgüt üyelerince hissedilir ve paylaşılır.

 Üyelerin birbirleriyle iletişimleri sonucu oluşan karar ve aşamalar örgütün evrensel bakışını oluşturur

 İklim algısı, çevrede olup bitenleri görmenin yanı sıra onların durumu hakkında bilgi verir

 İklim oluşum olarak çok kapsamlıdır

(16)

İklimin, çalışan davranışının oluşumu üzerinde yaptırım gücü vardır. Örgüt iklimi konusunda farklı tanımlamalar olmasına rağmen hepsinde ortak noktaların aynı olduğu ve başlangıç olarak şu noktalar üzerinde hemfikir oldukları görülmektedir (Usul ve Düzenli 2006: 2);

 Yazılı olmadan ifade edilir

 Örgütün tüm üyeleri yaptıkları iş ve değerler ile ilgili ortak bir paydada yakınlaştırılarak, kuruma eksiksiz bir yapı kazandırır

 İklim, zamanla değişen ortam koşullarında amaçların unutulmaması için kılavuzluk yapar ve denetleyicidir

 Kişilerin tavırlarını belirlemede yol göstericidir  Kurumun önceliklerini belirleyicidir

 Kişiler arası iletişimin şeklini belirler  Amaç ve hedefleri hatırlatıcıdır

 Çalışana o kuruma ait olma bilincini yerleştirir  Kuruma kendini ifade edebileceği bir yüz oluşturur  Örgüt kültürünün değerlerine bağlılığı sağlar

 Olağan faaliyetlerde rehberdir ve çalışanların tavırlarını biçimlendirmede rol oynar.

İnsanlar zaman içinde kendilerini tanımlayan kendilerine has bir kişilik geliştirirler. Aynı durum örgütler içinde geçerlidir. Örgütlerde, zamanla kendilerini ifade eden bu kimlikle bir iklim oluştururlar. Bu iklim onları bir başka örgütten ayırıcı özellikler içerir. Örgüt içinde egemen iklimi, somut şekilde ifade edebilmek mümkün olmasa da o örgüte hâkim olan iklimi örgütün birçok alanında görmek ve hissetmek mümkündür. İklimin oluşturduğu bu atmosferin, hem örgütün kişiliği üzerinde hem de çalışanların üzerinde kayda değer bir etkisi vardır. Örgütün bünyesinde olan kişilerin ve örgüte hakim olan iklimin iyi tanınması, örgüt içindeki sorunların çözümünde ve örgütü etkin hale getirmede önemli bir değer olarak görülmektedir (Paknadel, 1988: 7-8).

Örgütsel iklimi; çalışma yaşamına dair oluşan algıların bir bütünü olarak değerlendiren Ostroff (1993), bu algının çalışan tarafından nasıl yorumlandığını, sonrasında ise bu yorumun hal ve hareketlere nasıl yansıdığının üzerinde durmuştur.

(17)

Ayrıca; örgütsel iklimin gözle görülemeyen fakat hissedilen bir atmosfer oluşturduğunu, bu durumun örgüt üyelerinde, işe karşı pozitif katkı sağlamasına ve örgüte karşı bağlılık halinin oluşmasında destekleyici olduğunu ifade etmektedir (Taştan, 2014: 92).

Örgütsel iklimin üyeleri üzerinde etkisi olup olmadığı; ABD’de Western elektrik şirketinde Elton Mayo tarafından yapılan Hawthorne araştırmalarında (1924) görülmektedir. Bu araştırmayla; çalışanların nasıl güdülendiği, çalışanların işe olan hevesi, doyumları ve performansa olan katkısı tespit edilmeye çalışılmıştır. Hawthorne araştırmalarının sonucunda; pozitif gelişen bir örgütsel iklimin çalışanların performansları üzerinde olumlu yönde etkisi olduğu ifade edilmiştir (Tutar ve Altınöz, 2010: 198).

Bir örgüt çalışanı; işletme amaç ve hedeflerini benimseyip içselleştiriyor ve buna uygun davranışlar gerçekleştiriyor ise bu örgüt içinde olumlu bir iklimin olduğunun göstergesidir. Örgütü bir başka örgütten ayıran ve bu hali ile çalışanlarını etkileyen atmosfere örgüt iklimi denilmektedir. Bu atmosferin içinde; örgüt, üye ve yöneticilerin değerleri, inançları, örgütün amaç ve standartları gibi birçok etmeni görmek mümkündür (Aytaç, 2003:1-6).

1.1.2. Örgüt İkliminin Oluşum Süreci

Örgüt iklimi ile ilgili oluşum sürecine bakıldığında; çalışmaların Kurt Lewin ’in (1939) “Alan Teorisi” ile başladığını görülmektedir. Burada; örgüt üyelerinin hal ve hareketlerini anlayabilmek, hissettikleri şeylerin açık ve doğru bir şekilde çözebilmek için, çevresel özellikleri dikkate almanın önemli olduğu ifade edilmiştir. Örgüt iklimi konusunda yapılmış bu çalışmalarla bu kavramın ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymaktadır (Gök, 2009: 589).

Örgüt ikliminin oluşum sürecini, doğada iklimin oluşum sürecine benzetmek mümkündür. Nasıl ki bir doğa ikliminin oluşması için birçok etmene ihtiyaç var ise örgütsel iklimin oluşmasını da sağlayan örgüt, üye ve yöneticilerden kaynaklı birçok etkene ve bir sürece ihtiyaç vardır.

Örgütsel iklimin oluşum süreci; girdi, süreç, çıktı ve geribildirim çerçevesinde Şekil:1’de açıklanmaktadır.

(18)

Şekil 1’ de görüldüğü üzere; örgütler belirledikleri hedeflerini gerçekleştirebilmek için performans sergilerler. Bu aşamaya gelinceye kadar birbiriyle yakın ilişkili bir süreç söz konusudur.

Bu süreç, yönetimin etkisinde olan amaçların belirlenmesi ile başlar. Kararların alım aşamasında yöneticilerin göz önünde bulundurduğu bazı noktalar vardır. Bunlar; ürün ya da hizmet üretimi esnasında kullanılan teknoloji, bölümlerin işlevsel olarak ayrılması ve çalışanları bir düzene koyan normlardır. Bu aşamaların sonucunda, işe yeni alınanların sosyalizasyonunu etkileyen örgütün hiyerarşik yapısı ortaya çıkmaktadır. Sonrasında işe yeni alınan üye, bir rol üstlenmekte ve bu rolle hiyerarşik yapı içindeki tüm üyelerle bir etkileşim içine girmektedir. Rolün getirdiği ilişkiler, üye performansı ve ödüllerin dağıtımını etkilemektedir. Ayrıca, işe alınanların rol sosyalizasyon durumu aralarındaki rol ilişkileri ve performansla bir araya gelerek bölümler arası etkileşimi de etkilediği görülmektedir. Üyelerin performansları sonucu aldıkları ödüller ile bölüm içi ve dışı etkileşim halleri onları örgütün yapısı ve süreçle ilgili bir değerlendirmeye de yönlendirir. Bu değerleme sürecinde elde edilen sonuçlar üyeler tarafından algılanan örgütsel iklimin oluşumunu sağlamaktadır. Şekilde de görüleceği üzere örgütsel iklim, örgüt performansını etkilemektedir. Örgütsel performansın durumu ve yönü ise örgütün amaçlarında ve alınan kararlarda etkili olduğu görülmektedir.

(19)

Şekil 1: Örgütsel İklimin Oluşum Süreci Kaynak: Yaşar:2005: 11

Buna göre; örgütün amaçlarının yönetimin aldığı kararlar üzerinde bir etkisi olduğu görülmektedir. Yönetimin alacağı kararların; teknoloji, bölümlerin işlevsel olarak ayrılması ve kurallar şeklinde üç bileşeni etkilediği görülmektedir. Bu üç sürecin sonucunda, işe yeni katılan üyelerin sosyalizasyonunu sağlayan örgütün hiyerarşik tablosu ortaya çıkmaktadır. Sonrasında işe yeni alınan üyenin üstleneceği rolle sosyalizasyonu sağlayan hiyerarşik yapı içindeki bir etkileşim oluşmaktadır. Üyelerin performans sonrası elde ettikleri ödüller ayrıca birimler arası gösterdikleri iletişim, onları örgütün durumu ile ilgili bir değerlendirme yapmasını sağlar. Bu değerlendirme süreci örgütsel iklimin oluşum sürecidir.

(20)

Ayrıca, üyelerin hissettikleri iklimin örgütsel performansa etkisi olduğu görülmektedir. Örgütsel performans çıktısının değerliliği, amaçlara ulaşma durumunu ve geleceğe yönelik hedefleri belirlemede etkendir (Yaşar 2005: 10).

Forehand (1968)’e göre, örgüt iklimi kavramını açıklayan üç parametre olduğunu belirtmektedir. Bunlar çevresel, kişisel ve sonuç parametreleridir. Çevresel parametreler; kişiden kaynaklanmayan fakat dışarıdan etki eden, örgütün büyüklüğü, ekonomik özellikleri gibi değerleri barındırır. Kişisel Parametreler; üyelerinin özellikleri, yaklaşımları, spesifik niteliklerini ifade etmektedir. Sonuç değişkeni ise çevresel ve kişisel değişkenlerin birlikteliği sonucunda ortaya çıkan; verimlilik, memnuniyet gibi çıktıları olan parametreleri ifade eder.

Örgüt iklimini, sadece kişilerin algıladıkları bir durum olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, kişisel ve çevresel etkenlerin birleşimiyle bu sürecin oluştuğu ifade edilmektedir (Tuna ve Şalvarcı, 2017:107-108).

1.1.3. Örgüt İklimini Etkileyen Faktörler

Örgüt iklimi, örgütün kişiliğini gösteren özellikleri barındırır. Bir kişiliğin oluşmasında ya da etkilenmesinde rol oynayan etkenler olduğu gibi ikliminde oluşumunu sağlayan ya da etkileyen etkenler vardır (Dinçer, 2013: 19).

Şekil 2’de örgüt ikliminin yapısı ve iklimi etkileyen etkenler görülmektedir. İklimin ve çalışanların öznel nitelikleri ve örgütsel yapı ile ilişkisi gösterilmiştir. Buradan örgütsel iklimin örgüt içinde birçok faaliyetin belirlenmesinde önemli bir yerinin olduğu görülmektedir (Landy’den aktaran Özdemir, 2006: 14-15).

(21)

Şekil 2: Örgütsel Yapı ve İklim Üzerindeki Temel Etkiler

Kaynak: Landy, Frank J. Psychology Of Work Behavior, California, 1989: 583-584.

Örgüt iklimini etkileyen değişkenlerin işletme içinden ve dışından birçok belirleyicileri bulunmaktadır. Bunlardan temel olarak görülen belirleyicilere aşağıda yer verilmiştir (Karcıoğlu, 2001:275- 276).

- Yönetsel Değerler: Yöneticilerin yönetsel anlamda aldığı kararların örgüt içinde birçok konuda önemli bir etkisi vardır. Bu kararların alım aşamasında izlenen yol o örgütün yapısı, işleyişi, örgütün değerleri hakkında bilgi verir. Bu durum iklimin oluşumunu ve yapısını etkilemektedir.

(22)

- Liderlik Türü: Örgüt içindeki liderliğin şekli, örgüt ikliminin oluşumunda etkilidir. Lider; üyelerinin örgüt kararlarına katılmasına olanak tanıyor, onlara güvenip fırsat veriyor ise bu liderin yaratacağı iklim ile tüm önemli kararları kendisinin aldığı, örgüt içinde sıkı bir kontrol sistemi kuran liderin yaratacağı iklim farklılık gösterir.

- Ekonomik Şartlar: Bir örgütün ekonomik yapısındaki başarı ve gelişme yöneticileri motive etmekte ve onları daha fazla risk almaya istekli hale getirmektedir. Bunun tam tersinin olduğu düşüş dönemlerinde ise yöneticilerin daha dikkatli kararlar aldığı görülmektedir. Böyle durumlar söz konusu olduğunda yeni programlara ya da yeniliklere çok önem verilemez. Bu dönem iklimin olumlu yönde gelişimine de fırsat vermez.

- Örgüt Yapısı: Örgüt yapısının birkaç özelliğinin iklim oluşunda ön planda olduğu görülmektedir. İş prosedürlerin yoğun olduğu, katı kuralların olduğu, dışa kapalı örgütler, bürokratik bir iklimin oluşmasına katkı sağlar. Bu sebeple iklimin oluşmasında örgüt yapısı önemli bir etkendir.

- Çalışanların Özellikleri: Her bireyin kendine ait bir kişilik özelliği vardır. Örgütün her bir üyesinin farklı kişilik özellikleri olacağından bu karma birleşim, iklimin oluşmasında ve şekillenmesinde önemli bir etkiye sahiptir - Sendikalaşma: Örgüt içinde herhangi bir işçi sendikasının olması ya da

yokluğu, örgüt içinde yaygın bir etkiye sahiptir. Bu etkiyi iklimin içinde de hissetmek mümkündür.

- Örgütün Hacmi: Büyük örgütler küçük örgütlere göre daha disiplinli ve şekilcidir. Küçük işletmelerde pozitif bir iklim oluşturmak büyük işletmelere göre hem kolay hem de sürekliliğini sağlamak daha kolaydır.

- İşin Yapısı: İşin farklı kollarının olması ya da çeşitli endüstri türlerini barındırıyor olması iklimin oluşmasında etkendir. İşin yapılacağı sahanın bölgesel olarak (kırsal, kentsel) değişiklik göstermesiyle şartların ya da risklerin değişmesi farklı iklimlerin oluşmasını sağlar. Yapılan işin yapı olarak benzemesi (kitap ve gazete basımı) fakat birinin diğerinden farklı bir sınırlamasının olması iklimin de farklı şekillenmesini sağlar.

(23)

1.1.4. Örgüt İklimine İlişkin Çeşitli Sınıflandırmalar

Örgüt ikliminin, her örgüte özgü olması sebebiyle çeşitlilik göstermesi doğaldır. Bu konudaki araştırmacıların birçok değişken ve boyut kullanarak ölçümleme yapması birçok sınıflandırmaya da sebep olmuştur. Bu konuda ön planda olan sınıflandırmalar şu şekilde ifade edilebilir.

1.1.4.1.Halpin ve Croft ’un Örgütsel İklim Sınıflandırması

Halpin ve Croft, örgütsel iklim türlerini açık iklim, bağımsız iklim, kontrollü iklim, samimi iklim, babacan iklim ve kapalı iklim olmak üzere altı gruba ayırmıştır. Bu grupların özellikleri şu şekilde belirtilmiştir (Halis ve Uğurlu, 2008: 106).

- Açık İklim: Bu iklim türünde, yöneticiler ve çalışanlar arasında bir ahenk ve birlikte olmanın mutluluğu vardır (Tutar, 2010:201). Açık iklimde yöneticiler ve çalışanlar arasında bir uyum söz konusudur. Burada çalışanların moral düzeyi yüksektir. Görevlerini yapma konusunda büyük bir arzu duyarlar ve severek yaparlar. Yöneticilerin eleştirilerini dikkate alırlar. Yöneticiler de çalışanların kararlara katılımlarını destekler (Özdemir, 2006:47). Açık iklime sahip bir örgüt yapısında bireysel çatışmalar mümkün olduğunca az görülür. Olası bir çatışma ortamı yaşandığında da açık iklime sahip olmanın avantajıyla çözüm süreci kolay ilerler. Çalışanlar; sorunların çözümü, yeni fikirlerin üretimi, paylaşımı konularında da takım ruhunu ön planda tutarlar (Gündüz, 2008: 13). Yöneticinin yönetim politikasında çalışanına güven duyuyor ve bunu hissettiriyor olması onların başarılı olmasında büyük etkendir. Açık iklimin var olduğu bir atmosferde bulunan çalışanlar arasında uyumun ve samimiyetin olması iş doyumunun da yükselmesini sağlar (Aytaç, 2003:1-6).

- Bağımsız iklim: Bağımsız iklimle açık iklim tabanda benzerdir. Onları birbirinden ayıran nokta yöneticilerin çalışanlarıyla aralarında iletişim açısından belli bir mesafe koyuyor olmasıdır. Bu iklim için en ayırt edici özellik ise; yönetimin çalışanlara iş ortamında büyük bir bağımsızlık tanıyor olmasıdır. En çok da sosyal gereksinimlerinin karşılanması esnasında bu bağımsızlığı tanır (Arslan, 2004: 223).

(24)

- Kontrollü iklim: Bu iklim türünde yakın ilişkiler ve anlayış gösterme durumu çok ön planda değildir. Asıl önemli olan kontroldür. Sosyal ilişkiler yerine görevlerin yerine getirilmesi önemlidir. Çalışanların ruhsal güçleri düşüktür. Sadece belirli kurallar içinde görevlerin yerine getirmek için programlanmışlardır. Örgüt içinde; her şeyi doğru yaptığına inanan yöneticiler egemendir.

- Samimi İklim: Bu iklim çok kişiseldir ve kontrol edilmesi zordur. Çalışanlar birbirleriyle sosyal ihtiyaçlarını karşılar. Fakat çalışma anında birliktelik ön planda değildir. İş tatmini yeterli değildir. Böylece birçok davranış doğallıktan uzak algılanabilir. Bu iklimdeki üyeler arasında ilişkilerde samimiyet ve yakınlık ön plandadır, ilişkilerde dostluk önceliklidir (Şener, 2017: 37).

- Babacan iklim: Bu iklim tipinin kapalı iklim tipine benzerliği söz konusudur.Çalışanların motivasyonları düşüktür, sıcak ilişkiler söz konusu değildir ve işe karşı bağlılıkları düşüktür. Yöneticiler; çalışanların üzerinde etkin olmak ve kontrol etmek adına denetleyici yakın ilişkileri mevcutken, çalışanların düşük motivasyonunun olduğu bir iklim türüdür (Çağlar, 2008: 46).

- Kapalı iklim:Kapalı iklim babacan iklime tezatlık gösterir. Bu iklimde; motivasyon, yakınlık işe olan bağlılık anlayış gösterme boyutları çok düşüktür. Personel arasında yakın ilşikilere yer yoktur.Yönetici emredicidir teşvik edici ya da yönlendirici değildir. Bu iklim türünün olduğu örgütlerde çalışanlara anlayış da bulunmamaktadır. Çalışanlar birlikte çalışmaya sıcak bakmazlar. Bu durum grup başarısında düşüşe sebep olur (Arslan, 2004: 223-228).

1.1.4.2.Quinn’in Sınıflandırması

Örgüt iklimi ile örgüt kuramının aralarındaki ilişki Quinn’in Yarışan Değerler Modelinde ifade edilmiştir Quinn’in modelinde örgüt iklimi, örgüt kuramındaki dört modelle ilişkilendirilmiştir. Bunlar; insan ilişkileri, açık sistem, rasyonel amaç, ve içsel süreç modelleridir.

(25)

İnsan ilişkilerinde; kişilerarası uyum, motivasyon ve insan kaynaklarının gelişimi vurgulanmaktadır. Açık sistem modelinde; esneklik, ilerleme ve dış kaynaklı desteklere dikkat çekilmiştir. Rasyonel amaç modelinde ön planda tutulan, planlama, amacın belirlenmesi, fayda ve yürütülen faaliyetlerdir. İçsel süreçler modelinde ise temel maddeler; bilgi işleme, iletişim, süreklilik ve kontroldür. Bu dört model örgüt ikliminin türünü belirlemede bir araç olarak aracı olarak geliştirilmiştir. (Çağlar, 2008:48-49).

1.1.4.3. Rensis Likert’in Sınıflandırması

Likert, yönetim sistemlerini inceleyen bir çalışmasında; yönetimin çalışanlarına olan tutumlarını, organizasyonların sergiledikleri bu davranışlar sonrasında hedeflerine ulaşıp, ulaşamama durumlarını inceleyerek, dört farklı yönetim şekli ve bu yönetimlerin oluşturduğu iklim özelliklerini aşağıdaki dört başlıkla ifade etmiştir (Wilson’dan aktaran Memiş, 2006:16-17).

- Sistem 1 İstismarcı - Otoriter İklim: Bu sınıfta yer alan bir örgütte, çalışanlara güven son derece azdır. Liderlerde otoriter bir yaklaşım güderek, tüm kontrolün kendilerinde bulunmasını isterler. Bu durum, yöneticiler ve astları arasında yetersiz bir iletişime sebep olur. Bu tarz bir iklim, çalışanların performansını negatif yönde etkiler.

- Sistem 2 Yardımsever - Otoriter İklim: Sistem iki ile sistem bir arasında bazı ortak noktalar bulunmaktadır. Bu sistemde; örgütsel iklime güven derecesi, ilk sisteme göre daha yüksektir. Çalışanların fikirleri desteklenir ve önemlidir. Güçlü bir iletişim söz konusudur. Yöneticiler ile çalışanlar bir araya gelebilir ve paylaşım söz konusudur. Yönetimin çalışanlarına karşı ilk sistemdeki kadar hissedilir olmasa da otoriter davranışları vardır. Bu durum çalışanların tatmin derecesini ve performansını orta seviyede tutmaktadır.

- Sistem 3 Danışmacı İklim: Diğer iki sistemle karşılaştırıldığında , bu sistemde güven ve söz hakkı tanınma daha fazladır. Hiyerarşik bir yapı etkindir. İletşimde de bu yapı kullanılır. Karar aşaması üst yönetimin elindedir fakat uygulamalar konusunda alt kademlerde karar alma yetkisi bulunur. Danışmacı iklimde yeni karar ve uygulamaların çalışanlar tarafından kabul edilmesi ya da edilmemesi konusundaki fikirleri net ve tutarlıdır. Performans seviyeleri iyi bir düzeydedir. - Sistem 4 Katılımcı Grup İklimi: Bu sistem ile ilk sistem karşılaştırıldığındailk

(26)

- Bu iklimde tam bir güven ortamı hakimdir. Yönetim yeni hedeflerini belirleme anından karar aşamasına kadar geçen her sürede çalışanlarının fikirlerini, katkılarını önemser. Bunun paylaşımınada fırsat verir.Bu durum rahat bir iletişim ortamını oluşturur. Bu ortamda çalışanların hedefleri benimsemesi ve uyumu kolaylaşır. Sağlıklı bir iletişim ortamının olması örgüt içinde karşılıklı güveni kuvvetlendirir. Bu iklimin hakim olduğu örgütlerde performans çok yüksek seviyede seyretmektedir.

1.1.4.4. Kent ve Otte’nin Sınıflandırması

Kent ve Otte, birbirinden farklı özellikleri olan örgüt iklimine sahip işletmeleri incelemiş, beş farklı iklim tipi belirlemişlerdir. Bu iklim tiplerinde esas olan özellikleri belirleyerek bunların kariyer geliştirmede yol gösterici olması konusunda çalışmalar yapmışlardır (Soysal ve Bakan, 2003: 855).

Tablo:1 Kent ve Otte’nin Örgüt İklim Tipleri

1.Tam Otoriter İklim-Düşman İlişkiler Tüm kararlar üst yönetim tarafından alınır. Maaşlar, ücretler ve karlar “kabul et-terk et” ile ilgilidir.

2.Yoğun Şekilde Otoriter İklim Kararlarda temsilcilerin etkisi azdır.

Çok az miktarda kararlar veya metotlar işçilerle tartışılır.

Maaşlar, ücretler ve karlar uzlaşmayla tespit

edilse de düşmanca tavırlar devam

etmektedir. 3.Tipik Olarak Örgütsel İklim

Kararlarda uygun olarak yöneticilere yetki verilir. Yöneticiler diğer yöneticilerle rekabet ederler. Yöneticiler arasında takım işinde samimi olmayan bir destek vardır. Ücretler, maaşlar ve karlar bazı girişimlerle uzlaşılır

4.Az Miktarda Katılımcı İklim

Kararlar yöneticilere bırakılır. Yöneticiler arasında takım işi teşvik edilir. Ücretler, maaşlar ve karlar birliğin başındakilerin talepleriyle belirlenir. Prosedürlerle ilgili işçi önerileri teşvik edilir

5.Yüksek Düzeyde Katılımcı İklim-İş birliği İlişkileri Büyük derecede sorumluluk işçi temsilcilerine verilmiştir. Mevcut toplam kaynaklar yönetim tarafından belirlenmiştir. İşçi takımları bu çerçeve içinde ücret ve karların üzerinde kararlar verebilirler ve iş yapma metotları muhtemel olarak en düşük düzeyde tespit edilmiştir.

(27)

1.1.4.5. Diğer Sınıflandırmalar

Meyers’e göre, bir örgütün iklimini etkileyen çok fazla değişken vardır. Bunlardan; yapılan işin özü, işi yürütenin özellikleri, bulunduğu yer, yönetimin kaygıları, örgütün amaçları, liderin özellikleri gibi sıralanabilecek daha birçok değişken vardır. Örgütsel iklimi etkileyen ve birkaçını sayabildiğimiz bu değişkenler, birçok araştırmacı için farklı isimlerle ifade edilmiş ve incelenmiştir (Ağacık, 2011: 53).

Litwin ve Stringer (1968), isteklendirme ve örgütsel iklim konulu çalışmalarında örgütsel iklimin alt boyutlarını sekiz başlık altında toplamıştır (Güner, 2015: 53):

- Sorumluluk: Bireysel sorumluluğun ön planda tutulduğu iklimlerde başarı önemlidir. Başarıyı arzulayan çalışan, sorumluluk almayı da ister.

- Dayanışma ve Arkadaşlık: Birbirleriyle olan yakınlık ve bağlılıkları başarılarını olumlu yönde etkiler.

- Ödüller ve Cezalar: Ödül çalışanların başarı ve bağlılık isteklerini artırır. Korku ise çalışanı uzaklaştırır ve örgüte duyduğu isteği azaltır. Bu konudaki denge önemlidir.

- Örgüt İçi Çatışmalar: Çatışma durumunun iletişimle aşılıyor olması örgüt ikliminin olumlu ilerlemesinde fayda sağlayıp paylaşıma da fırsat verir.

- Etkinlik Ölçütleri: Etkinlik düzeyinin fazlalığı başarıyı sağlar.

- Örgütü Benimseme: Örgütü benimseme duygusu yüksek kişiler grup çalışmalarında uyum gösterirler. Bu özellikleri paylaşımlarını ve yakınlıklarını artırır.

- Tehlike ve Tehlikeyi Göze Alma: Gerektiğinde risk alarak tehlike karşısında durabilen örgütlerin başarıya karşı istekli olduğu görülür.

- Örgüt Yapısı: Örgütün yapısını oluşturan biçimsel özellikler ve astlık, üstlük ilişkilerin olması bireysel ilişkilerde yakınlığı sınırlar.

Schneider örgütsel iklimi dört alt kategoriye ayırarak incelemiştir (Schneider’den aktaran: Çoban, 2016:20)

(28)

- Kişilerarası İlişkilerin Doğası: Örgüt içinde kurulmuş bireysel ilişkilerin olumlu veya olumsuz hangi değerler üzerine kurulu olduğunu, işlevsel birimler arasında yardımlaşma ya da rekabet durumu olup olmadığını, yeni üyelerin nasıl karşılandığını, desteklenip desteklenmediğini ve yönetimdekilerin üyelerinin iyiliği konusunda kaygılanıp kaygılanmadığı konuları sorgulanır.

- Hiyerarşinin Doğası: Örgüt içinde işi ve çalışanları etkileyecek kararlarda kimlerin söz sahibi olduğu, örgütün yapısında birlikteliğin önemli olup olmadığı ve yönetimin çalışanlara yaklaşımı, aralarındaki mesafeyi sorgulayan soruları kapsar.

- İşin Doğası: Yapılan işin özellikleri, yapılacak iş için gerekli kaynakların olup olmadığı, işi yapanın üzerinde bıraktığı etkiyi belirlemeye yönelik soruları barındırır.

- Destek ve Ödüller: Örgütün tüm üyelerinin hedefleri ve en iyisi için gerekli olanlar konusunda bilgi sahibi olup olmadıkları, yaptıkları iş için niteliğin mi niceliğin mi ön planda olduğu, başarıların ödüllendirilip ödüllendirilmediği ve amaçların yeni üyelere bildirilip bildirilmediği sorgulanmaktadır.

1.1.5. Bu Çalışmada Kullanılan Sınıflandırma

İlgili yazına bakıldığında; örgüt ikliminin ölçülmesinde birçok boyut kullanıldığı görülmektedir. Schneider (1990), çalışmanın içeriğine göre kullanılan boyutların değişebileceğini ifade etmiştir (Solmaz; 2016: 78). Bock vd. (2005) tarafından Kore’de faaliyet gösteren firmaların bilgi yönetim liderleri ile yaptığı çalışmada örgüt ikliminin alt boyutlarını; bağ kurma, adalet ve yenilikçilik olarak belirlenmiştir (Solmaz; 2016: 118).

1.1.5.1.Bağ Kurma

Örgütün var olabilmesi; bir amaç uğruna bir araya gelmiş üyelerin birlikteliğiyle mümkündür. Belirlenen amaçlarını gerçekleştirebilmeleri ve başarılı olabilmeleri için birlik ve beraberlik içinde olmaları çok önemlidir. Örgüt içinde bu beraberlik ruhunun oluşabilmesi için üyelerin bulundukları yere güvenmeleri, orayı benimseyip içselleştirmeleri gerekir.

(29)

Üyelerin örgüt için olumlu duygular hissetmesi, bağlılık duygusunun oluşmasında ve gelişmesinde önemlidir. Bağlılık duygusunun derecesi, örgüt üyelerinin birbirine karşı hissettikleri birlik ve beraberlik duygusunun derecesi ile doğru orantılıdır. Üyelerin birbiriyle paylaşım içinde olmaları ve bunun destekleniyor olması üyelerin işe adanmışlıklarını etkiler (Bock, 2005: 94).

1.1.5.2. Adalet

Örgüt içindeki adalet; kişiye göre değişkenlik göstermeyen, uygulama esnasında her durumda veya kişide sabit olan örgütsel uygulamaları yansıtır. Bunun çalışanlar tarafından da bu şekilde hissediliyor olması örgüte duyulan güvenin temelini oluşturur (Bock, 2015: 94).

Adalet; insan topluluğun temelini oluşturur. Rawls (1971) adaleti, sosyal örgütlerin varlığının oluşumu olarak görmüştür. Adaletin iki tane kuralı vardır. Birincisi; her bireyin özgürlük olarak eşit olması gerektiği diğeri ise, her bireye eşit fırsatların tanınması durumudur. Örgütler açısından düşünüldüğünde ise adalet, doğruluğun işyerindeki rolü ve haklılığın korunmasında otoritenin işlevi ile ilgili bir kavram olarak tanımlanabilir. Örgütsel adalet, yapılan iş konusunda adaletin çalışanlar tarafından nasıl algılandığı işle ilgili durumlarda adaletin çalışanlar tarafından nasıl algılandığı ve çalışanların nasıl tepkiler gösterdiği ile ilgilidir. Örgütsel adalet, kazanımların dağıtılması, dağıtım kararlarının alınmasında kullanılan işlemler ve kişiler arasındaki etkileşimin gerektirdikleri ile ilgili geliştirilen kurallar ve sosyal normlarla ifade edilmektedir (Özer ve Urtekin, 2007: 109).

1.1.5.3. Yenilikçilik

Latince ’de yenilenme, yeni oluşturma ve değiştirme anlamı taşıyan “innovore” kelimesinden türetilmiş bir ifade olan yenilik olgusu, örgütsel literatürde farklı bakış açıları ile anlatılmıştır (Naktiyok, 2007: 213). Peters ve Waterman’a göre yenilik; çevredeki herhangi bir değişim karşısında cevap verebilme yeteneği ve yeni bir ürün geliştirebilme faaliyetidir.

Drucker yeniliği; “refah yaratma potansiyelini güçlendiren olgu” şeklinde tanımlamıştır. Mogee ve Schact, yeniliği teknoloji üzerinden değerlendirerek “endüstri yaratma, ürün veya üretimi iyileştirme süreci” şeklinde anlatmıştır.

(30)

Yeniliğe, ürün ve süreç olarak değerlendiren Tushman ve Nadler; “bir iş birimi için yeni olan ürün, süreç ve hizmet yaratma” olarak ortaya koymuştur. Brown’a göre ise yenilik; fark oluşturmak, değer ifade etmek, başarıyı artırma yolunda ürün, süreç ve uygulama değişikliği getirmektir (McAdam vd. aktaran Naktiyok, 2007: 213).

1.1.6. Örgüt İkliminin Etkileri

Küreselleşme, beraberinde örgütler arasında sürekli artan bir rekabet ortamını getirmektedir. Bu ortamda, işletmelerin hem ekonomik hem de teknolojik alanlarında yaşanılan değişimi görmek mümkündür. Bu değişim içinde işletmelerin; esnek, atak etkin, yeniliklere açık ve girişimci olmaları gerekmektedir.

İşletmelerin bu gereklilikleri karşılayabilmeleri için öncelikle çalışanın tatmin düzeyinin yüksek tutmaları, çalışanın işten vazgeçme fikrini önleyecek bir atmosfer hazırlamaları gerekmektedir. Çalışanların fikirlerini rahatça beyan edebildikleri ortamların var olması, kendilerini gerçekleştirebilme fırsatının tanınması, gerekli kaynaklara ulaşabilmelerinin yanında yaptıkları işin ve sonucunun önemli olduğunu hissetmeleri örgüt iklimini ve iş tatminini pozitif yönde etkilemektedir (Çekmecelioğlu, 2007: 80).

İşletme atmosferi yani örgütsel iklim, bünyesindeki kişilerin işletmenin ruhsal durumuna dair algılamalarıyla var olur. Bu atmosferin olumlu algılanması; çalışanların başarıya kilitlenmelerinde, iş tatmininin sağlanmasında ve performanslarının artmasında önemlilik arz eder. Bu sebeple örgüt iklimi ile çalışanların iş tatmini arasında paralel bir ilişki söz konusudur. Bu ilişkiye ek olarak örgüt ve yönetimden kaynaklı unsurlar da etkendir. Tüm etkenlerin oluşturduğu algı yani örgütsel iklim, çalışanın iş tatmini üzerinde etkendir. Algı denildiğinde tam anlamıyla gerçeklik ön planda olmayabilir. Kişisel birçok etken algı durumunu etkilemektedir. Uyaran aynı olduğu halde algıların farklılık gösteriyor olması gerçek ile algı arasındaki farkın sonucudur. Örgüt iklimi, örgüt kültürünün işletme içinde oluşturduğu atmosferin yanı sıra çalışanların uygulama ve davranışlar karşısındaki algılarıyla oluşan çevreyi de ifade etmektedir. İşletme içindeki uygulamalar kişilere göre farklı algılanabilir burada önemli olan bu algılama sonucu oluşan davranışların genel iklim amacıyla ters düşmemesidir (Tutar ve Altınöz, 2010: 195).

(31)

Çalışma yaşamının verimli olması örgüt içinde olumlu bir havanın oluşmasını sağlar. Örgüt içindeki olumlu çevre, bireyler arasında güvenin gelişmesine de fırsat verir böylece ilişkiler kuvvetlenir. Verimliliğin yüksek olması; görevin yerine getirilmesi değil de yapılan işin en iyi şekilde sonuçlanmasıdır. Verimlilik üzerinde etkili olan pozitif davranışlar, örgüte duyulan bağlılık, yüksek performans ve örgütsel vatandaşlıktır (Güner, 2015: 76).

1.2. İş Tatmini Kavramı 1.2.1. İş Tatmininin Tanımı

Tatmin kavramı, arzu edilen şeye ulaşmanın bir sonucu, mutluluğa erme hali veya gereksinimler giderildikten sonraki dinginlik, mutluluk hali olarak ifade edilir (Halsey, 988: 884). İş tatmini; kişinin iş ortamından, çalışma çevresinden, iş arkadaşlarından ve işin kendisinden elde ettiği huzur ve rahatlama duygularıyla ortaya çıkan durumun ifadesidir (Karaduman, 2002: 70).

İş tatminin yapısında; yapılan işin şekline, şartlarına ve bulunulan ortama karşı çalışanın gösterdiği davranışlar vardır. Çalışanların memnuniyet ya da memnuniyetsizliği hakkında bilgi verir. Ayrıca iş tatmini; işin özellikleri ile çalışanın beklentilerinin birbiriyle bütünleşmesidir. Bu ahengin gücü bize aynı zamanda iş tatminin gücü hakkında bilgi verir (Özgen, Öztürk ve Yalçın, 2005: 329).

Locke, iş tatminini “kişinin işini ya da iş deneyimlerini değerlendirmesi sonucu

hissettiği zevkli ya da olumlu duygusal durum” olarak görür. Maslow tatmini, “birey davranışlarının en üst ürünüdür. Bu bakış açısına göre iş tatmini, işin durumuna göre davranışlar ve bu davranışların toplamı bundan elde edilen sonuçlar da beklentinin ne kadar karşılandığı veya karşılanacağının göstergesidir” diyerek tanımlamıştır

(Sencer,1982:9).

Örgüt içinde iş tatminin sağlanması öncelikli olarak yönetimin görevidir. İş tatmini duygusuyla bağlantılı birçok duygu söz konusudur. Tatmini sağlamak işe bağlılığı, özverili çalışmayı ve sonuç olarak da verimi yüksek bir çıktı elde edilmesini sağlar. Tatmini sağlamak özellikli bir çabanın sonucudur bu sebeple yöneticilerin iş tatmini konusunda fark yaratacak adımlara odaklanmalıdır (Tietjen ve Myers, 1998: 226).

(32)

İş tatmini statik bir oluşum değildir. Çalışanın bir defa tatminini sağlamış olmak bunun sürekliliğini sağlama konusunda teminat veremez. İş tatminini için gösterilen çabanın sonucunu hızlı görmek mümkündür. Fakat bu yukarı yönlü kazanılan ivme aynı hızla ters yönde de ilerleyebilir. Bu yüzden tatmini sağlayan koşullar için dinamik bir yapı kazandırmak, bu süreci kendi haline bırakmamak önemlidir.

Örgüt içinde iş tatmini hakkında bize yön veren çıktılar bulunmaktadır. Verimliliğin düşmesi, açık ya da kapalı şekilde işin yavaşlatılması ya da disiplinsizliğin ortaya çıkması gibi örgütün gidişatına yön veren bu göstergelerin iyi okunması gerekir. Örgüt içindeki iş tatminsizliğine işaret eden bu göstergeler örgüt gücünün zayıflamasına ve örgütü iç ve dış tehditler karşısında daha savunmasız bir hal almasına sebep olur (Miner, 1992: 119).

İş tatmini, genel olarak içsel ve dışsal tatmin olarak iki açıdan değerlendirilmektedir. İçsel tatmin; çalışanın iş yerinde ruhsal olarak ne hissettiği açıklamaya çalışır. Bu tatminde daha çok kişiye özgü niteliklerin ön planda olduğu görülmektedir. İçsel tatminin ortaya çıkmasında kişisel özellikler ön planda olduğu kadar örgütün nitelikleri de etkindir. Bu tatminin gerçekleşmesinde kişinin ihtiyaç ve beklentileri rol oynamaktadır. Dışsal tatmin; çalışanın karar verme sürecindeki tutumu, yönetim şekli, yönetim tarzı, işe ilişkin kararların uygulanması, çalışma arkadaşları ile diyalogu ve mükâfatlandırma durumlarında neler hissettiğinin ifadesidir (Köroğlu, 2012: 279).

Bu bilgiler doğrltusunda iş tatmini ile ilgili önemli noktalar şu şekilde belirtilmektedir (Cummings ve Scott, 1969: 283- 290; Mitchell ve Larson, 1987:85-108):

- İş tatmini, çalışanın yaptığı işin karşılığında elde ettiği maddi ve manevi kazancın beklentileri ile karşılaştırdığındaki sonucudur. Çalışan, görevlerini yerine getirdiğinde maaş, sosyal güvence gibi maddi; değer görme, yetkinlik gibi manevi sonuçlar elde eder. Bu sonuçların örgüt içinde eşit şekilde dağıtılmış olması iş tatmini konusunda önemli bir etkendir.

- İşini kaybetme korkusunun az olduğu, işçi sağlığı ve güvenliğinin önemli olduğu çalışma ortamlarında iş tatmini daha yüksek düzeyde olacaktır.

(33)

- Çalışanın yeteneklerini gösterebildiği, deneyimlerini paylaşma fırsatı bulduğu ya da ilgi alanı doğrultusunda gelişimine fırsat verilirse bu pozitif katkılar çalışanı doyuma ulaştırır. Ayrıca çalışanın yaptığı iş ile yetenekleri arasında bir uyumun olması tatmin açısından önemlidir.

- Çalışan gösterdiği performans neticesinde maddi ve manevi açıdan karşılığını alabiliyorsa bu durum tatmin açısından önem ifade eder.

- İş tatmini, çalışma alanındaki pozitif ilişiklerle de ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında çalışanın sorumluluğundaki görevleri yerine getirerek çalışma arkadaşları tarafından mutluluğun paylaşılıyor aralarında pozitif bağın olması da iş tatmini açısından ile ifade edilir.

- İş tatmini, örgütün iç uygulamalarındaki memnuniyetin bir yansımasıdır. Bu memnuniyetin oluşmasında örgütün amaçları, çalışanın işe bakış açısı yer almaktadır.

- İş tatmini, üst ast ilişkilerinde davranışları da belirleyicidir, hiyerarşik açıdan üst kısımda olanların çalışana yaklaşımı, ona gösterdiği değer, yetkin olduğu konularda söz sahibi etmesi, çalışanı karar sürecine dâhil etmesi gibi kişiyi mutlu eden etmenleri de yapısında barındırır.

1.2.2. İş Tatminin Önemi

İş tatminin önemi; 1930’lu yıllarda yapılan Hawthorne araştırmalarıyla anlaşılmaya başlarken, atfedilen önemde gün geçtikçe artmaktadır. Bu kavramda şu noktaların üzerinde durulmaktadır. İlki; çalışanların yaptıkları işe karşı neler hissettiğinin bilinmek istenmesi, diğeri ise yöneticilerin çalışanların işlerindeki tutumlarının yaratıcılıkları ve verimleri üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunun bilinmek istenmesidir (Türk, 2007: 69).

Bir örgütün en önemli değerlerinden biri de nitelikli çalışan gücüne sahip olmaktır. Örgüt içinde iş tatminin yüksek olması, nitelikli çalışanı bünyesinde tutmada önemli bir etkendir. Bu durum örgütün devamlılığında ve başarısında da önemli bir rol oynar. Çalışanına iyi davranan, onun mutluluğunun dikkate alan bir örgüt, çalışanından en iyi şekilde faydalandığını da gösterir. Çalışanın mutluluğu, örgütün de mutluluğunu sağlar. Tatmini sağlanmayan çalışanın bulunduğu örgütte, memnuniyetsizlik, şikâyet, işe devamsızlık ve işgücü devrinin artması şeklinde sorunlar görülmektedir. Tüm bunlar örgüt içinde maliyetin yükselmesine ve verimin düşmesine neden olabilmektedir (Keleş, 2006: 7).

(34)

İş tatmininin önemi şu şekilde sıralanabilir (Kutanis, 2009: 105).

- Tatmini olmayan kişi işten uzaktır, bu uzaklık ayrılıkla sonuçlanınca örgütün zarar verir.

- Bedenen ve ruhen sağlıksızdır bu durumu onu sağlık açısından da olumsuz etkiler bu konuda sürekli yardıma ihtiyacı vardır. Mutsuzluğu hem iş çevresini hem de aile yaşantısını etkiler.

- İş tatminini sağlamış kişi sağlıklı bir çalışanı oluşturur, işe bağlıdır, sorumluluğun bilincindedir.

- İş tatmini yüksek çalışan huzurludur ve bu huzuru, pozitifliği her alanına yansıtır.

1.2.3. İş Tatminini Etkileyen Faktörler

Çalışanların tatminini etkileyen faktörler birbirleriyle bağlantılıdır. Aynı zamanda hem tatmin hem de verim üzerinde etkili olan bu faktörlerin tek başına bir anlamı yoktur. Bu etkenler kişiye bağlı değişiklik gösteren bireysel etkenler ve örgütten kaynaklanan etkenler olmak üzere ikiye ayrılır (Akıncı, 2002:4).

1.2.3.1. Bireysel Faktörler

- Yaş: Kişinin yaşı iş tatmini etkileyen önemli bir etkendir. Geçen zaman ve bireyin içinde bulunduğu dönem, algılarını ve kararlarını etkilemektedir. Bu etkiyi, kişinin işe karşı düşüncelerinde, beklentilerinde ve tutumlarında da görmek mümkündür. Glenn ve arkadaşları, yaş ve iş tatmini arasındaki ilişkiye belirlemeye yönelik yaptıkları araştırmada; yaşı büyük olanların, küçük olanlara göre iş tatmin seviyelerinin daha fazla olduğunu belirlemişlerdir. Bunun en önemli nedeni olarak; eğitim düzeyindeki yükselmenin beklentiyi artırdığı, yüksek beklentinin iş tatmininde azalmaya sebep olduğu ifade edilmiştir (Aşık, 2010: 38).

(35)

- Cinsiyet: İş tatmin düzeyinin belirlenmesinde en önemli etkenlerden biri de cinsiyet faktörüdür. Kadın ve erkeğin sosyal hayattaki rollerinin, beklentilerinin, önceliklerindeki farklılık, iş yaşamındaki tatmin düzeylerinde de farklılığa yol açtığı görülmektedir. Yapılan çalışmalarda; kadınların erkeklere göre aile konusundaki tatmine, sosyal yaşama ve güven duygusuna daha fazla önem verdikleri, buna karşın iş konusundaki tatmini daha az önemsedikleri görülmektedir. Diğer bir araştırmada da, kadınların iş konusundaki tatmin duygusunun oluşmasında, daha çok başarıya götüren süreçlerle ilgilendikleri, erkeklerin ise iş tatmininin oluşmasında sonuca odaklandıkları görülmüştür (Çarıkçı ve Oksay, 2004: 159). Yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde; iş tatmini üzerinde cinsiyete göre tatmin eşiğinin farklılık gösterebileceği söylenebilir (Kırel, 1999: 117).

- Medeni Durum: Medeni halin iş tatminine etkisi konusunda yapılan çalışmalarda evli olanların olmayanlara göre daha çok tatmin oldukları görülmüştür. Evli çalışanlar, işlerinden daha memnundurlar. Burada beklenti düzeyinin evli olan kişilerde daha az olabileceği ya da evlilik yaşantılarının olumlu olmasının etken olduğu düşünülebilir. (Telman ve Ünsal, 2004).

- Eğitim Düzeyi: Yapılan birçok çalışmada görüldüğü üzere; iş tatmininin beklenti haliyle doğru yönde bir ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. Beklentiyi etkileyen en önemli etkenlerden biri de eğitim düzeyidir. Eğitim düzeyinin yüksek olması beklentiyi de yükselteceğinden çalışma ortamlarının bu beklentiye cevap veremiyor olması eğitim seviyesi yüksek kişilerin iş tatminsizliği yaşadığını göstermektedir. Eğitim düzeyinin derecesi kişilerin beklentilerini, kaygılarını, duruşlarını ve yaşam şekilleri belirlemektedir. Bu değişiklikler zaman içinde iş yaşamındaki beklentileri de şekillendirmektedir.

- İş Süresi (Kıdem): Çalışanların, çalışma sürelerinin uzun olması tatmin düzeyinin belirlenmesinde etken olduğunu, kıdem ve süre olarak daha uzun yılları olan kişilerin, daha kısa süre çalışan kişilere göre iş tatmin düzeylerinin daha fazla olduğu görülmüştür (Aktaş ve Aktaş, 1991: 78).

(36)

1.2.3.2. Örgütsel Faktörler

- İşin Niteliği: Bir örgütün çalışana sağladığı doyum, o örgütteki işin özelliğine ve kişinin işe dair algısına bağlıdır. İşin zevkli ve farklı gelmesi, kişinin yeteneklerine uygun olması, kişinin işini önemli bulması iş tatminini etkileyen başlıca faktörlerdendir. Ayrıca işin bireye özgürlük veriyor olması, beceri ve yeteneklerini geliştiriyor olması ve bunları kullanabilmesi iş tatminini artırmaktadır (İşcan ve Timuroğlu, 2007:127).

- Ücret: İş tatmin düzeyinin belirlenmesinde önemli bir değer olan ücret; çalışan içinde anlamlı bir etkendir. Çalışan, yaptığı işin karşılığında aldığı ücretin adil olup olmadığını bilmesi ve işin karşılığını tam aldığını görmesi, adalet ve adaletsizlik duygusunun oluşumunda etkendir. Kişi kendi aldığı ücreti, kendine eş başka biriyle karşılaştırdığında eşit olduğunu bilmesi tatmin düzeyini olumlu yönde etkiler (İşcan ve Timuroğlu, 2007: 126).

- Çalışma Koşulları: Değişen dünya şartları karşısında iş yaşamının da payını alması örgütlerin çalışanların sağlığını düşünen düzenlemeler yapması ve bu rahatlığı sağlaması önemlidir. Bu amaçla çalışma şartlarının yenilenmesi ve iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yapılmaya başlanmış, çalışanların sağlık ve güvenliğinin sağlanması için çalışmalar yapılmaya başlanmıştır (İşcan ve Timuroğlu 2007, 126).

- Terfi Fırsatları: Örgütün yükselme uygulamalarında adaletli olunması, terfi etmeye fırsat tanınması ve desteklenmesi çalışanın iş tatminin oluşmasında önemli bir etkendir. Tanınan bu terfi fırsatı, çalışan için desteklendiğini, başarılı olduğunun bir göstergesidir. Bu fırsat beraberinde iş tatminini etkileyen birçok imkan da sağlamaktadır (Telman ve Ünsal, 2004: 42).

- İş Yerinde Beşeri İlişkiler: Örgüt içinde, çalışanların birbiriyle pozitif ilişkiler içinde olması iş tatmin açısından önemlidir. Kişilerin birbiriyle olumlu ilişkilere sahip olduğu bir çalışma alanında bulunması, buraya ait olma duygusu, kişinin tatmin düzeyini etkilemede rol oynar (İşcan ve Timuroğlu, 2007: 127).

(37)

1.2.4. İş Tatmini İle İlgili Teoriler

İş tatmininin, güdüleme ve performansla ilişkili olan iki teorisi vardır. Güdüleme ile oluşan iş tatminine kapsam teorileri, performans ile oluşan iş tatminine beklenti teorileri denilmektedir. Bu sınıflandırmaya göre kapsam teorilerinde, iş doyumunun gerçekleşmesi için kazanımların yararları ve ihtiyaçların giderilip giderilmediği incelenmektedir. Beklenti teorisine göre iş tatminin gerçekleşmesi için ihtiyaç ve beklentiler ve aralarındaki ilişki değerlendirilir (Köroğlu, 2011: 23).

1.2.4.1. Kapsam Teorileri

Kapsam teorileri, kişilerin ihtiyaçlarından esinlenerek oluşturulmuş iş tatmin teorileridir. Bu teoride iş tatminini değerlendirilirken motivasyon teorilerinden faydalanılır. Söz konusu teoriler aşağıda belirtilmiştir (Köroğlu, 2011: 23).

- Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Yaklaşımı: Maslow, kişisel ihtiyaçların bir sıralama içinde olduğu ifade etmektedir. Maslow’a göre insanlar sürekli en iyisini ve sahip olamadıklarını talep etme durumu içindedirler. Bu sıralamada öncelik en alt da yer alan ihtiyacın görülmesidir. Burada önem sırasına göre değerlendirildiğinde; öncelik yaşamak için gerekli ihtiyaçların bulunduğu fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyacı, ait olma ve sevgi ihtiyacı bulunurken, son sıralamalarda ise sırasıyla saygınlık ve yaratıcılık yer almaktadır. Bu sıralamada birey alt seviyedeki gereksinimlerini karşılayıp doyuma ulaştıkça bir üst basamağın ihtiyacı ön plana çıkar.Yöneticiler, maliyetleri düşük tutmak yönünde kararlar aldıkları, ayıca bireylerin de zaman içinde maddi açıdan kaygıları değişeceğinden, daha fazla çalışma isteğiyle ihtiyaçlara yönelik var olan hiyerarşide önem sırası değişebilmektedir. (Kılıç, 2013: 28). Maslow’a göre; çalışanın ilk sırasında maddi olmayan fizyolojik ihtiyaçlar yer almıştır. Arkasından güvenlik ihtiyacını hissetmektedir. İhtiyaçlar, kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte giderilip giderilmemesine göre sıralaması değişmektedir. Gereksinimler aşağıdan yukarıya karşılanması gerektiğinden, temel gereksinimler karşılanmadıkça motivasyona ve tatmine ulaşmak mümkün değildir (Köroğlu, 2011: 116).

(38)

- Herzberg Çift Faktör Teorisi: Herzberg’in çift faktör teorisinde; çalışanın gözünde işin varlığı sadece ücret olarak değerlendirilmediği, ç işini yapması karşılığında aldığı ücret, çalışma şartları, astlık ve üstlük ilişkilerini kapsayan bu etkenlerin hepsinin hijyen faktörleri olarak değerlendirildiğini belirtmiştir. Bu etkenlerin kişiyi motive etmediğini fakat olmaması halinde motivasyonunda sağlanamayacağını söylemiştir (Özdemir, 2006: 74-75).

- David McClelland’ın Üç Güdü Kuramı: İnsan gereksinimlerini başarı, güç ve yakın ilişki olarak sınıflandıran McClelland’a göre; bu üç sınıfın ilişkisinin insan davranışını şekillendirdiğini, daha iyi ne yapabilirim kaygısının, başarılı olmak için kişiyi teşvik ettiğini belirtmiştir.

Birey eğer ailesini ve çevresindekileri çok fazla düşünür ise topluma bağlı bir yapısı vardır. Şayet çalışanın yönetim için kurgusal düşünceleri var ise ve sürekli sorguluyor ise bu kişi de güçlü olma isteği ön plandadır (Kılıç, 2013: 35-36). İlişki kurmak, gücü elinde bulundurmak ve başarma isteği kendiliğinden oluşan bir duygu değildir aksine sonradan kazanılan bir duygudur. McClelland’a göre; bu içsel güç, kişinin içinde bulunduğu çevre şartlarına göre ortaya çıkmaktadır. Bu teşvik edicilerin temelinde iş tatmini yoktur amaçlara ulaşılır ve bu durum tatmini getirir. Burada odaklanılan nokta, amaçlara ulaşılmasıdır, tatmin hedefe ulaşıldığında sağlanır (Köroğlu, 2011: 120).

- Alderfer’in ERG Teorisi: Alderfer, kuramında Maslow ve Herzberg’ in teorilerini başlangıç almıştır. Teorisinde; var oluşu, ilişki kurmayı ve gelişime olan ihtiyacı konu edinmiştir. Çalışma yaşamında var olabilmesi için; prim, ödül gibi maddi ve manevi mükâfatlara ihtiyaç vardır. İlişki kurma ise, sosyal bir varlık olan insan için diğer çalışanlarla iletişim halinde olma, paylaşımda bulunma ihtiyacından kaynaklanır. Gelişim ihtiyacı; çalışanların kendilerine olan güvenini sağlayabilmek adına iş hayatında kendisine verilen görevleri başarabilme durumlarını açıklar (Köroğlu, 2011: 121-122).

1.2.4.2. Süreç Teorileri

- Wroom’un Beklenti Kuramı: Bu kuramda, bireyin hedefine ulaşabilmek için gerekli gayreti idealleri sayesinde gösterdiği düşünülmektedir. Kişi için önemli olan başarısının sonucunda alacağı mükâfat değil, bu mükafatın kendisi için ne kadar önemli olup olmadığıdır. Çalışanların zaman içinde ödül konusundaki düşünceleri değişmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, [4]’de incelenen ve self-adjoint genişlemeleri yazılan singüler katsayılı Dirac operatörleri için çevirme operatörü tipinde gösterilimler

Ayrıca GSTM1 polimorfizmi ile beyin tümörlü hastaların sigara içme durumu [OR:0,61 %95 Cl = 0,19-1,91, P:0.39] ve histopatolojik beyin tümör tipleri (glioma ve

Bu bölümde ‘aileden, öğrenciden, okuldan, sınıftan, doğal koşullardan ve arkadaş çevresinden’ kaynaklanan ve öğrenci devamsızlığına yol açan ‘geç kalma,

Öğrencilere öğrenme etkinlikleri üzerinde belli bir dereceye kadar sahiplik ve kontrolün verildiği, öğrenme etkinliklerinin önceden belirlenmesinden ziyade açık uçlu olduğu ve

Kusur adı altında işgörenin kötüniyetli olmasını şart kabul eden görüşe göre, kişilik hakkını ihlâl dolayısıyla bir kazanç elde eden kim­ seden söz

社會間取得平衡發展習習相關,如何將研究成果因地制宜、融入國家或地方政

The ANN'&apo s;s ability to discriminate outcomes was assessed using receiver operating characteristic (ROC) analysis an d the results were compared with a

Modelde bitkisel üretimdeki en önemli maliyet unsurları olan mazot ve gübre fiyatlarının; arpa, mısır ve ayçiçeği fiyatlarına istatistiki olarak anlamlı ve pozitif