• Sonuç bulunamadı

Bir peri masalı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir peri masalı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

i *

|

D ünya Siyaset Sahnesi O layları

{

ı

»0*e

BİR PERİ M ASALI

I

Dostumuz ve müttefiğimiz genç, güzel, ve çok zarif Kraliçesi, sevimli ve kıymetli eşi Prens Filip ile be­ raber Fransaya üç günlük bir resmî ziyaret yaptı. Paıiste kendisine gös­ terilen fevkalâde hüsnü kabul küçük teferrüatına kadar matbuatta intişar etti, hepimiz bu yazıları zevkle oku­ duk.

Paris, şirin görünmek istediği za­ man öyle harikalar bulur, öyle gü­ zellikler icad eder ki bunların şahi­ di olduğun^ misalleri şa’şaadan bez­ gin gözlerimi bile hayranlıklara gar- ketmişti. Fakat bu defa bütün bu emsal gölgede kalmış, Paris şehri ve Paris halkı hakikî hayattan u - zak, inanılmıyacak zevk, neş’e ve heyecan içinde üç gün üç gece şirin görünmeğe çalışmış ve muvaffak ol­ muşlardır.

İngiltere Hükümdarını ve zevcini yalnız tatmin etmekle kalmıyarak onlarda silinmez bir hâtıra bıraktı­ ğı şüphesiz olan bu ziyaret nasıl tertib edilmiştir? Fransanın ne ka­ dar sanat üstadı varsa her şubeden işini bilen mütehassıslarla birleşmiş ve bu binbir gece hikâyesini andıran sahneleri Parisin zengin imkânların­ dan istifade ederek ortaya koymuş - lardır. Halk, esasen yabancı -ıüküın- darlara tneftun, güzelliğe meftun, zarafete meftun olan o Paris halkı, bütün emsalinin fevkine çıkan bir heyecanla bu sahneleri süslemiştir.

Acaba bu peri masalının içyüzü bundan ibaret midir? Acaba ken­ dim de bir Déformation pr.ofessio - nellé’ye kapılarak her vâkıada bir siyasî taraf aramıyor muyum? Belki öyledir, fakat hâdiselerin cereyan tarzı bana bu illeti mazur gösterecek elemanları bol bol veriyor zannında- yım.

İngiltere ve Fransa bu asır başla­ rına kadar birbirinin can düşma­ nı olarak yaşamışlar ve ancak A l­ man unsurunun kuvvetli tesiratı al­ tında birbirine daha munis nazarlar­ la bakmak lüzumunu elli sene ev­ vel duymağa başlamışlardır. 1904 te Lord Lansdowne, bu yolda ilk muh­ teris adımları attıktan sonra Sir Edward Gray, Yedinci Edward’in kuvvetli şahsiyetine de dayanarak Entente cordiale esaslarım kurmuş ve ötedenberi İngiltere - Fransa münasebetleri taahhüdlü veya taah-

i

hüdsüz tam bir ittifak yolupa gir- ] mlştir. İki memleket bu zihniyetin

Y a z a n :

|

Numan Menemencioğttsj^

ve siyasetin tesiri altında Birinci Büyük Harbde yanyana savaşmışlar, İkinci Dünya Harbine de beraberce girmişlerdir. (1940) ta Fransa hezi­ metinden sonra hâsıl olan vaziyet herkesin malûmudur. Hâdiseler, In- giltereyi Merselkebir’de Fransız do­ nanmasını batırmağa ve Ortadoğu - da eski müttefiğini Suriye ve Lüb- nandaki müteveffik vaziyetten mah­ rum etmeğe sevketmiştir.

Bu buhranlı vak’alardan sonra İngiltere - Fransa münasebetleri muhtelif muahedelerin zamanı al­ tında dostluk sahasında inkişaf eder­ ken Ortadoğudaki rekabet, bütün acılığını muhafaza etmekten hâli kalmamıştır.

İşte Süveyş meselesi böyle bir in­ kişafın dönüm noktası olarak mey­ dana çıkmıştır. En esaslı menfaatle­ rinin ihlâl edildiğini gören İngiltere ve Fransa, Ortadoğudaki rekabetle - rini bir tarafa bırakarak Mısrfii kar­ şı beraberce harekete geçmeyi karar laştırıyor ve bu karardan ancak üç

ay sonra da, evvelâ İsrael’i öne sü­ rerek, zecrî harekete geçiyorlar. Bel­ ki bu hareketi üç ay veya iki ay ev­ vel yapabilmiş Olsalardı, vaziyetin aleyhlerine tecelli etmesine mâni o- labilir ve herhalde albay Nâsır'a hiç de lâyık olmadığı bir iklili zafer giy- dirmezlerdi. İngiltere ve Fıansayı Mısır harekâtında durduran şüphe yok ki Nâsır’ın İsrael orduları önün­ de dört günde malıv ve perişan olan ordusu değil, Birleşik Amerikadır. Esbabını bu sütunlarda az çok be - lirtmiş olduğum Amerikan siyaseti İngiltere ve Fransayı da bizzarure peşinden sürüklemiş, fakat İngiliz - Fransız işbirliğinin yeni bir sahada ilerleme istidadı göstermesine mâni olamamıştır.

İngiltere ve Fransa zahiren Ame­ rika ile ittifak siyasetine tamamen sadık görünmekte ve fakat hakikat­ te gitgide birbirine yaklaşarak, A - meıika siyasetine zebun olmamak umdesini güder hale gelmektedirler.

Şimdi bütün bu faktörleri gözö

-e

KONSERVATUAR

TALEBE DERNEĞİ

^

YEMEKLİ BALOSU

19 NİSAN CUMA 1957 saat 21 den SABAHA KADAR

'

,

KERVANSARAYA

Y E L K E N

Aylık San’at ve Edebiyat Dergisi

3 üncü sayısı^ıktı. 75 Kuruş. Alınız.

Taksitle Ucuz Arsalar

f '

^

S sahalarda 36 ay taksitle birer evlik müfrez ucuz arsalar. ■ Şirket satış bürosu: Bostancı Tramvay durağı No. 538

nünde tutarak Altıların Avrupa bir­ leşme hareketini yeni bir zaviyeden muhakeme etmekle beraber, İngiliz ordusunun esaslı bir tarzda küçül - meşini ve bu memlekette (1960) tan itibaren tatbik edilecek askerî hiz - metin ilgası kararını, Fransızların bütçelerini tevazün haline getirmek için (250) NnUyarlık tasarruftan ılOO' milyarını ordunun sırtından yapma­ ları vfikıalarmj topyckûn ele alırsak neticenin herhalde kuvvetlenmeğe doğru bir inkişaf teşkil etmedij' inanmamız lâzım gelir

Amerika, Avrupa birleşmesini! rareili taraftarı idi Falçat onun savvur ettiği birleşme, tesanüdıin biıınetice kuvvetin artmasını stihı ediyordu. Altılılar, Avrupa Konsey prensiplim ™ ^"»vir olduğuna kanaa ettiğim küç *vrupayı kuı<uker, içlerinden bî. ,rı bu yeni teşek - külde beymelnviel üçüncü kuvvet nazariyesinln yeni bir ifadesini buK muşa benziyorlar. İngiltere, yarın Cu harekete dahVı ziyade yaklaşır veya ona katılırsa - bu mâna daha bariz hale gelir. Heghalde son bir sene zar­ fında NATO zayıflamıştır. Her ne kisveye bürünürse bürünsün, aske­ rî kuvvetlerin indirilmesi, Fransanın esasen âdeta bütün mevcudile şiı lî Afrikada meşgul olmasına, Alı yanın ise henüz bir ordu tı edememiş bulunmasına inzimam yor. Bu faktörlere NATO dahilindi ihtilâfları, Yunanlıların Kıbrıs me selesine verdikleri mantıksız ve hak sız istikameti ve Ingilterenın de h ân değişen bir siyaset takib etmek te bulunmasını birer zaaf unsuru o- larak ilâve etmek yerinde olur mü- taleasındayım.. Bu, böyle giderse Ruslnra gene gün doğacaktır. Bey - nelmilel üçüncü kuvvet, ismi söy - lensin veya söylenmesin, Ruslara ya­ naşmak, onlarla siyasette daha mû- nis davranmak, yavaş yavaş Ame- rikadan uzaklaşmak demektir. Dt - mir perdenin berisindeki devlet a - damlarının bu hakikate Sporadi­ que bir tarzda İnanmayı kâfi gör - meleri Avrupa için ve dünya için bir felâkettir. Kendilerini artık te­ yakkuza davet edecek bu- Stalin kal­ madı, hareketlerinin ye siyasetleri­ nin rehberi kendi aklı selimleri ol­ mak lâzımdır.

Perl masalının bir de bu kâbus ta­ rafını düşünmekten ve endişelerimi dökmekten kendimi Rİamıyorum.

Taha Toros Arşivi

İllin III

Referanslar

Benzer Belgeler

Budak Mün~i olaylar~~ devrinin di~er kaynaklar~~ gibi sade bir üslüpla anlatmakta, zaman zaman duydu~u veya ~alddi oldu~u devrinin sosyal ve iktisadi meselelerine temas etmekte,

Koç’un ekonomistleri, uzmanları ABD’de olduğu gibi, Koç Üni­ versitesi’nin gelişmesini sağlamak ve işletme açıkları­ nı kapatabilmek için 45 milyon dolar

Atatürk, bir defasında, çok sev­ diği “ Câna, rakibi handan edersin” şarkısını Safiye Ayladan dinledikten sonra takdirlerini şu kelimelerle be­ lirtti:..

For those medical instruments (such as endoscope and ultrasound) that produce non-DICOM images, a special multimedia video card is used to digitize and capture the medical

— Birader paşa hazretleri ha- fayayı erbaa eshabındandır: Ma- sıyetleri gizlidir; kibri gizlidir; vücudu olmıyan bir şeye mahfi- yet ve samimiyet havası

B ern, Londra ve Madrit’de Büyükelçilik yapmış, arada Dışişleri Genel Sekreterliği görevinde bulunmuş olan Zeki Kuneralp, son zamanlarda dış politikamıza

Kuşçubaşı Eşref, sabahleyin Mehmet Akif’i uyandırmak için çadırına girdiği, zaman, titrek bir mumun ışığında şairin hâlâ birşeyler yazmakta olduğu­ nu

onlan şiirde düşünceyi reddetmeğe, onun bir oyun, bir fan tezi olduğunu söylemeye kadar gö­ türmüştür Elbette ki şiir bir takım sistemli veya sistemsiz