• Sonuç bulunamadı

Alaeddin'in sardalyası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Alaeddin'in sardalyası"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ALAEDDIN'IN SARDALYASI

1 9 2 8 yılında balık konserve imalatına başlayan

Alaeddin Bey şimdi 9 0 yaşında. B ir zamanlar K ızlı

Sardalya, K ız M arka konserve diye satılan kutular

şimdi balık yokluğundan boş duruyor, işin i 2 0 y ı l

önce oğluna devreden, şimdi ise torunlarınca

sürdürülen geleneğin başlatıcısı Alaeddin Kemerli ile

Yaprak özer

konuştu,

Garbls özatay

görüntüledi.

T Ü R K İY E ’ nin ilk balık kon­ serve imalathanesi, Alaeddin konserveleri denizlerimizden balık çıkmadığı için can çekişi­ yor.

Pembe yanaklı, kiraz dudak­ lı, yay kaşlı, sarı saçlı güzel ka­ dın fotoğraflarının süslediği Alaeddin’ in “ Kız M arka” sar- dalyası aslında çağımızın kur­ banı. Yanlış avlanma, denizle­ rin kirlenmesi, giderek artan balık tüketimi, Marmara Deni­ zi ve Saras K örfezi’ nin lezzetli balıklarından konserve yapan Alaeddin işletmesinin elini ko­ lunu bağlamış.

Alaeddin Konserve Sanayii’ - nin kurucusu Alaeddin Kemer­ li, “ İşi büyüttük, geliştirdik, ama şimdi de balık çıkmaz oldu ” diye yakınıyor.

Alaeddin Bey 90 yaşında.

2 8

1928 yılında kurmuş ilk konser­ ve imalathanesini. “ Zamanın­ da Rumlar konserve yapıyor­ larmış burada. Onlar buraları terkedince imalathaneyi ben al­ dım. O zamana kadar tuzculuk yapıyordum. Balıkçılık, konser­ vecilik hakkında bir şey bil­ mem.

Sordum soruşturdum, bilen var mı şu konserve işini diye. Bir Allah’ ın kulu çıkmadı. D ü­

şündüm taşındım, belki o za­ man imalathaneye mal getirip götüren hamallar bilir diye... Oradan buradan duyduklarım­ la, Balkan Harbi’ nden önce ça­ lışan imalathaneyi yeniden can­ landırdım” diye anlattı balıkçı­ lıktaki ilk günlerini.

Artık çalışmıyor. Alaeddin Bey ama her gün bilfiil dükkân­ da. Torunlarının ifadesine gö­ re, sabah erken saatlerde geli­

yor. Kışın kravatlı ve ceketli. Yazın sıcağında ise şartlara uyabilmek için kravatı atıyor­ muş Alaeddin Bey.

“ Kalp geldi, prostat da var. Ben 20 yıl önce bıraktım bu işi. Oğlum devraldı. O da torunla­ ra bıraktı.”

Geçenlerde Vehbi K oç uğra­ mış dükkâna. Biraz sohbet et­ mişler, imalathaneyi kaç yılın­ da kurduğunu sormuş Alaeddin Kem erli’ ye. 1928 tarihini du­ yunca, “ O ooo, sen benden de eskiymişsin Alaeddin Bey” de­ m iş...

Alaeddin Bey ise başladığın­ da hiçbir şey bilmiyormuş ama, ilk ürünü yapıp İstanbul’ a gö­ türdüğünde, herkes bayılmış konserve balıkların tadına.

“ Balıkların tadına bakınca,

(2)

" Alaeddln " marka konserveler, balıkların azalmasına rağmen yaşamını sürdürüyor. Bugün 90 yaşında olan Alaeddln Bey, İşi küçük torunu Selçuk Kemerli (solda) ve büyük torunu Sahlr'e devretmiş ama hélé anılarla dolu dükanından kopamıyor.

‘ Bize de yap’ dediler. ‘ O lm az’ dedim. Daha takım taklavat bi­ le yok. Sonra kutulan İstan­ bu l’ da yaptırmaya başladım. Ç o k tuttu b izim balıklar. Avustralya özellikle pek mem­ nun kaldı. Avrupa parmak ısır­ dı balıklanmızı yerken. Anlaya­ cağınız işi büyüttük ama, şim­ di konserve yapacak balık bu­ lam ıyoruz.”

Alaeddin Bey’ in Rumlardan kalma yazıhanesi hâlâ eskisi gi­ bi duruyor. Yaklaşık 120 yıllık bir işyeri. Çoktan antika olmuş. Eskimiş duvarları, Alaeddin Bey’ in Selânik’ te, Paris’ te, M i­ lano’ da düzenlenen uluslararası fuarlarda aldığı madalya ve dip­ lomalar ile dolu.

‘ ‘ Dükkân, gelip geçen herke­ sin ilgisini çekiyor. Bir sürü in­ san geliyor, şu gördüğün kırık dökük masa var ya... Onu sa­ tıp satmayacağımı soruyor. An- tikamıymış neym iş?..”

Alaeddin Bey daha sonra, 1960 yılında, sardalya konser­ velerine ilaveten bir de salça fabrikası kurmuş. “ Sene 1960, ben de 60 yaşındayım. Eş, dost bu yaştan sonra olur mu, yeni bir iş dedi. Oldu olmasına, tam 20 sene çalıştırdım. Ama bura­ nın çiftçisini bir türlü alıştıra- madım gitti. Bizim çiftçi biraz tembel, para verdim, fide ver­ dim oralı bile olmadılar. Bak­ tım istediğim gibi gitmiyor, sat­ tım Bandırma’ ya. Bak onlar ga­ yet güzel götürüyorlar.

Alaeddin Bey’ e göre, salçalar da balıklar gibi pek nefis olmuş, hani “ ağzınıza layık” dedikle­ ri türden. Yiyenler şaşırmış, inanmamışlar önce. Alaeddin Bey bir anısını şöyle anlatıyor:

“ Salçaları askeriyeye sattım. Bana, sen bunun içine boya ve şeker katmışsın, çok kırmızı ve şeker gibi dediler. Bizim salça­ lar tahlile gitti, tertemiz çıktı.”

Sırrını sorunca, Alaeddin Bey’ in ağzından ilk çıkan söz, “ temizlik” oluyor. “ İşini temiz yapacaksın, temiz mal alacak­ sın, sonra da hiçbir şeyden korkmayacaksın” diyor.

Dükkân son birkaç yıldır to­ runlara emanet. Ağabey Sahir Kemerli, dede mesleğini devra-

GÜNEŞ PAZAR 19 AĞUSTOS 1990

lalı henüz dört buçuk yıl olmuş. Kolej mezunu, üniversiteyi İn­ giltere’ de okumuş. Makine mü­ hendisi çıkmış. Okul bitince Libya’ ya gidip çalışmış. Şimdi G elibolu’ da. Kardeş Selçuk da benzer bir yol izlemiş. Galata­ saray’dan mezun olduktan son­ ra İsviçre’ ye gidip tahsil gör­ müş. İşletme okumuş, ilk iş de­ neyimini de Suudi Arabistan’ ­ da edinmiş. Şimdi o da ağabey gibi Gelibolu’ da. Ama şartlar her ikisini de mesleğinden so­ ğutmuş.

“ Döndük geldik ama, umdu­ ğumuzu bulamadık. Örneğin şu aralar balık mevsimi sözüm ona... Ama balık yok ortada. Bizim şartlarımız teknik olarak dededen de, babadan da daha iyi. Daha rahat sevkiyat yapı­ yoruz, Türkiye’ nin her yanına balık gönderebiliyoruz ama, ge­ lin görün ki bu olanaklardan yararlanacak balık bulamıyo­ ruz. Televizyon her gün söylü­ yor. Çevre kirliliği, yanlış av­ lanma diyor. Tabii bu kadarla kalmıyor, balık tüketimi de art­ tı, taze balık ihracatı da yüksel­ d i.”

Altmış yılın üzerinde bir ta­ rihe sahip Alaeddin Konserve­ leri de, sonun da yeniliklere b o­ yun eğmek zorunda kalmış. Şimdi onlar da ithal balıktan konserve yapıyorlar.

Sahir ve Selçuk kardeşler işin başına geçtiklerinden bu yana, yenilikler yapmaya çalıştıkları­ nı söylediler: “ Yeni atılımlar yapmayı hayal ediyoruz ama, balık bizi ürkütüyor. Güvenip de kimseyle anlaşma yapamıyo­ ruz, çünkü balık altın gibi oldu. Balık borsası bir gün iniyor, er­ tesi gün çıkıyor. Altından bile daha oynak. Aslında yaptığımız ihracat devede kulak. En eski­ yiz ama, eski olmakla bir şey yapabilmek farklı şeyler.”

Alaeddin firması, geçtiğimiz yıllarda yaklaşık 40 ton mal A B D ’ ye, 10 ton Avustralya’ ya 80 ton da Fransa’ ya ihraç et­ miş. Fakat daha sonra arkasını getirememiş. Sahir de, Selçuk da dededen kalma madalyaları gösterip, “ Biz torunlar, hiç ma­ dalya alamadık. Bu gidişle ma­ dalya değil, tasdikname alaca­ ğız” diyorlar.

Yine de havlu atmış değiller.

Denizler o« lara küsmüş ama, onlar üzerinde Avrupa artistle­ rinin olduğu orijinal Alaeddin konservesini imal etmekte ka­ rarlılar. Dede Alaeddin, yıllar önce bir dergide Avrupalı artisti görünce beğenmiş, dikkat çek­ sin diye konservesinin kapağı­ nı güzel bir kadın resmiyle süs­ lemiş. Adına da “ K ız Marka Sardalya” demiş. K ız Marka Alaeddin, ithal balıkla da olsa

hâlâ dükkânların raflarında. Gün olup yolunuz Gelibolu’ ­ ya düşerse eğer, Alaeddin’ e uğ­ ramadan geçmeyin. Tükenme­ ye yüz tutan bir geleneği, kah­ vehaneler ve dükkânlar arasın­ da sıkışmış kalmış olan Alaed- d in ’ de bulacaksınız. Alaeddin Bey’ le karşılaşmanız, bir kutu sardalyayı ya da ton balığını Alaeddin Bey’ in elinden alma­ nız büyük olasılık.

29

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The most frequent type of cerebellar infarcts involves the posterior inferior cerebellar artery (PICA) and superi- or cerebellar artery territories.. Bilateral symettrical

Makelede öncelikle Deli Birâder Gazâlî‟nin hayatı çeşitli kaynaklardan hareketle ortaya konulacak, sonra Miftâhu’l-Hidâye isimli eser hakkında bilgiler verilip eserin

若有下述症狀,請告知您的醫師:胃痛、噁心嘔吐、 胸部疼痛,呼吸短促,手或腳發紅、發熱及腫脹,手 腳麻或無力,頭暈、頭痛。

護理學院新任院長周桂如教授,凝聚學院師生再出發! 護理學院新任院長周桂如教授於 1997 年畢業於美國凡德堡大學護理研 究所。自

【左上圖:張秀如學務長(後排右 6)為高階人才專班學員,講授護理科學哲學與 知識建構課程】

Cinsiyet değişkenine göre; öğrencilerin oyun tutkusu, sosyal uyum, oyun isteği, risk alma boyutlarında ve genelde oyunsallık puanları arasında anlamlı

İkinci ve üçüncü sınıf öğrencilerine uygulanan ölçeğin faktör yapıları incelendiğinde, özellikle motivasyonun özerklik (içsel ve bütünleşmiş) nedenlere

Tarihçi Cemal Kutay, Nakşibendiliğin kurucusu Bediüzzaman Said Nursi'nin, OsmanlI'nın ilk istihbarat örgütü Teşkilatı Mahsusa'nın adamı olduğunu ileri sürdü.. İS T A N