• Sonuç bulunamadı

Melih Cevdet Anday'ın 1986-88 yılları arasında denemeleri:İmge ormanları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Melih Cevdet Anday'ın 1986-88 yılları arasında denemeleri:İmge ormanları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MUZAFFER BUYRUKÇU

ürk edebiyatına yeni olanak­ lar, yeni kaynaklar kazandır­ mıştır ‘G arip’ akımı. Dev­ rimci bir akımdır. Bu akımın kurucularından olan Orhan Veli, M e­ lih Cevdet Anday ve Oktay Rifat, ken­ dilerinden önceki şiirin yozluğunu, içe­ rikteki sululuğu, hiçbir işe yaramayan burjuva duyarlığını hedefleyerek yeni bir atılım yapmışlardır. Ülkenin ve bi­ reyin temel sorunlarına eğilmişler, top­ lumsal baskıların altında kendi dünya­ sını kurmaya çalışan ya da daha önce başkaları tarafından kurulan dünyalar­ da yaşamaya zorlanan aydınları, yok­ sulları, sokaktaki adamları, aylakları şi­ irin içine çekmişlerdir. Onların çeşitli hallerini, sevinçlerini, üzüntülerini, acılarını, umut ve umutsuzluklarını ya­ lın bir konuşma diliyle ve çarpıcı imge­ lerle şiirleştirmişler ama ‘şairane’nin karşısına çıkmışlardır. Ağdalı ve Türk­ çe olmayan, dil tadı bulunmayan söz­ cüklerle yazılan ruhsuz şiirlerden bu­ nalanlar, bu, buram buram yaşam ko­ kan şiiri başlarda yadırgamakla birlikte alışkanlıkların zırhını delip anlamayı başardıklarında benimsemişler, günün her anında ekmek gibi, peynir gibi, bir çiçek ya da bir bardak su gibi kullanma­ ya başlamışlardır.

Artık edebiyatım ızdabir'Garip’çiler egemenliği, bir ‘G arip’çiler yönetimi başlamıştır. Ve bütün kentlerde, kah­ velerde, meyhanelerde, sinemalarda, bahçelerde, salonlarda, yatak odaların­ da o ‘üç büyük’ konuşulmakta, onlar­ dan okunan şiirler, ilişkilerin dayanak noktalarını beslemektedir. Orhan Veli, talihsiz bir kaza sonunda, henüz 36 ya­ şındayken yaşamını yitirince ‘G arip’ akımının yükü Melih Cevdet Anday’la Oktay Rifat’ın omuzlarına abanmıştır. Ama bu durum çok sürmemiş, ‘Ga- rip’çi iki şair akımın dışına taşmış, baş­ ka türlü bir şiir yaratma olanaklarını aramaya başlamışlardır.

Oktay Rifat, ‘G arip’ şiirine başkaldı- ran ve yeni bir şiir getiren ‘İkinci Ye- ni’cilere yaklaşmış, (Perçemli Sokak) kitabıyla ‘akım’dan iyice kopmuş, eli­ nin tersiyle ittiği ‘Şairane’liğe sığınmış­ tır. Ve gerçeküstü bir şiirin mekânında koşmaya başlamıştır. Melih Cevdet Anday, arkadaşı gibi aşırı bir sıçrama yapmayı tehlikeli bulmuş olacak ki ağır ağır ama kararlı ve verimi bol bir şiirin boy attığı bir alana yerleşmiştir. Çeşitli biçimleri, çeşitli teknikleri, çeşitli yapı­ ları, çeşitli içerikleri deneyerek şiirini değiştirmiş, kendi şair mizacına uygun bir kalıba oturtmuştur. Duygusal ve düşünsel katmanlarda gizlenen gerçek­ leri, derinliklerde yatan imgeleri bulup çıkararak geçmişle şimdi arasında hiç kesilmeden bir ırmak gibi akan zamanı, zamana ilişkin her şeyi şiirinin özüne koymayı başarmıştır. Şiirin dışında ay­ rıca öteki türlere (roman, oyun,

dene-Melih Cevdet Anday ın 1986-88 yıllan arasındaki denemeleri...

İmge Ormanları

me) yönelmiş, insanın içinde­ ki cevheri yakalama ve şiirsel bir kimliğe kavuşturma edi­ mini benimsemiştir. Melih Cevdet Anday’ın oyun yaz­ ması bence şiirine yeni alan­ lar, yeni olanaklar aramakla ilgilidir. Buna benzer bir du­ rumu Edip-Cansever’de gör­ düm. Önce bir oyun yazar, sonra da o oyunun içindeki şiiri ayıklar, söker alır, kalanı da atardı.

Denemeleri, yeryüzünün en büyük denemecisi Montaigne’in yanına ko­ nulacak güçte ve düzeydedir, tıpkı şiir­ leri gibi, oyunlarıgibi özgündür. Dene­ melerinde işlediği konular, insanı uya­ ran, karanlık ya da gölgeli bir yanını ay­ dınlatan, insana bir şeyler veren, onu daha ileriye götürmeyi amaçlayan so­ runlarla ilgilidir.

Çağdaş insanla çağdaş olmayan, bu­ günde yaşarken binlerce yıl gerilerdeki yaşamı özleyen insanın benzerliklerini ve ayrılıklarını eşeler durur. Çağdaş in­ san düşünmesini, görmesini, olumluy­ la olumsuzun arasındaki farkı seçmesi­ ni bilen insandır. O, toplumsal vebi- reysel değişmenin sonsuzluğuna inan­ malıdır. “ Çünkü yaşam ve süreklilik değişimin çocuğudur. Duran çürür.” Melih Cevdet Anday, kendisiyle bir

konuşma yapan Zeynep Oral’a şunları söyler: “ Ben bizim toplumumuzun bire­ yini daha ince düşünür, daha ince duyar bir duruma geti­ rirsem yeni dünyayı anla­ mak için bir ufuk açılmaz mı... Sanatı, şiiri gelişmemiş ülkelerde politikacı hiçbir şey yapamıyor... Ben şiirde, tiyatroda olsun, tüm yazıla­ rımda, hep Türk kafasını yükseltme­ ye, inceltmeye yöneldim.”

Melih Cevdet Anday’ın son dene­ meleri (yüzden fazla) İmge Ormanları adıyla yayımlandı. İmge Ormanla­ rın da değişik türleri irdelemekle bir­ likte üzerinde en çok durduğu, değişik açılardan bakarak kimsenin gözlemle­ mediği, kimsenin saptayamadığı bir ya da birkaç yanını, harikalar yaratacak bir boyutunu yakalayıp ilginç düşün­ celerle değerlendirdiği edebiyat, sanat ve felsefedir. İnsan zihninin gerçeği arama çalışmasının bir ürünü olan fel­ sefe ve ona ilişkin kaynaklara uzanır­ ken ilkçağ filozoflarına sokulur, onla­ rın, zihnin gizlerini çözmeye çalışırken insanlığa ve insana neyi getirdiklerini, neleri armamağan ettiklerini, hangi kötülüklerin bataklığını kuruttukları­ nı anlatır bir bilge tavrıyla. O filozofla­

ra yaklaşırken pek coşkuludur, pek iç- tenliklidir. Haklıdır böyle davran­ makta, çünkü onlar, insan denen varlı­ ğı yeniden yaratmışlardır ve tepeden tırnağa düşünceyle donatma yöntem­ lerini geliştirmişlerdir. Melih Cevdet Anday, şiire ilişkin görüşlerini belirtir­ ken, “ Çünkü şiir de felsefe gibi bir üst dildir. Bir ozanın bilimsel buluşların hikâyesinden duyduğu tat da bunu gösterir.” der. Gene Zeynep O ral’a verdiği yanıtta şiiri şöyle tanımlar. “Şi­ ir imge sanatıdır, ama imge yakala­ maktan ibaret değildir. Kısa kısa im­ gelerden nefret ediyorum. Ben uzun şiirde birtakım temalar yakaladım. Temayı geliştirerek uzun şiiri sürdür­ mek önemli.” Şiirin dünden başlama­ sından, bugüne bitişmesinden ve gele­ ceğe eklenmesinden yanadır ve böyle bir süreklilik içinde ele alınmalıdır. ‘Sanatta geçmiş ve gelecek” adlı dene­ mesinde, Paris’teyken okuduğu Okta- vio Paz’ın ‘Çağdaş Sanatın Sorunu’ ya­ zısından alıntılar yapar, kendi düşün­ celerini de şöyle sıralar. “Artık geç­ mişten kopmanın bir gelenek olmadı­ ğını ve olamayacağını özümseyelim. Sanatı zaman dilimlerine göre bölme ve hir bütünü parçalamaktan başka bir şey değildir. Ben Homeros’u okurken hiç de üç bin yıl öncesine git­ miyorum, sadece zenginliğini kullanı­ yorum. Geçmişin büyük sanatı günü­ müzün sanatıdır. Ondan hep öğrene­ ceğiz.” Nitekim bu dediklerini Kolları Bağlı Odyseus ile Gılgameş D esta­ nındaki bir öykünün çevresinde örü­ len kocaman şiirin yaşamına geçirir. Melih Cevdet Anday, bu destanlarda­ ki erimeyen, kaybolmayan, bir sözcük­ ten, bir görüntüden, bir davranıştan doğan ve doğuran insanın ölümsüz yanlarını, bugüne atlayarak gerçek kit­ lesine katılan ve orda yaşayan örnekle­ rini sergiler.

Melih Cevdet Anday, (imge O r­ manları )ndaki her denemesinde, dün­ ya gündeminden inmeyen ve inmeye­ cek olan evrensel değerleri, evrensel yücelikleri işlerken gücel sorunlara, güncel tedirginliklere, şeriatçılığa, yo­ bazlığa gericiliğe de parmak basar ve ülkemizi, toplumumuzu, insanımızı yakından ilgilendiren, insanımızın ya­ şamını karabasana çeviren, korkutan, yıldıran sorunların damarlarına sıza­ rak oradan seslenir.

Melih Cevdet Anday’ın (imge Or­ manları) dönüp dönüp okunması ge­ reken değerli bir yapıttır.

Yazımı, Sami Karaören’in bir tanı­ mıyla bitirmek istiyorum. “ Melih Cev­ det Anday tek başına bir okuldur.” ■

İmge Ormanları/ Deneriıeler/ Me­ lih Cevdet Anday/ Adam Yayınları/ 469 s.

C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y İ 2 2 1 Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği

Taha Toros Arşivi S A Y F A 6

Referanslar

Benzer Belgeler

Üç etap halinde ve toplamda 140.000 metrekare alanda uygulanan ve proje sonucunda Hacı Fettah Mahallesi olarak adlandırılan Çaybaşı Kentsel Dönüşüm

J*ai trouvé à'mon retour des Etats-Unis où je m'étais rendu pour des raisons de santé le livre que vous avez eu 1*amabilité de m'envoyer* Ayant moment nément égaré

aynı adımı kullandı, başka figürü yokmuş gibi geldi bana. O figür tango gibidir, bir öne bir ar­ kaya adımdır. Onun yanı sıra baston ve zil ilave etti, çok iyi bir

Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB BBC Derneği) bu konuda bir çalışma yaparak, olası/kesin COVID-19 olgularında, orofa- ringeal

These two micro-level perspectives differ from each other— the network perspective on migra- tion stresses migrants’ specific mechanisms to facilitate the development of

Merrieketin güzel sanatlar sa­ hasındaki boşluğuna doldurarak, ressamlar, heyketraşlar ve mi­ marlar yetiştirmek için yetmiş i- ki yıl evvel temeli atılarak,

Başbakan Bülend Ulusu'nun talimatıyla yakılması istenen "Yorgun Savaşçı"nm dönemin TRT Genel Müdürü Macit Akman.. tarafmdan kıyılamayarak bir

Sabahattin bey İlmî çalışm aları sırasında hem büro olarak hem ikametgah olarak uzun süre,Pa­ r is te Berlin sokağındaki 6 no- da oturdu...