20. Yüzyıl Sanat Müzesi, Atatürk Resim ve Heykel Müzesi'nin yeni binasında
ya da müzeciliğin her koşulunun sağlandığı bir başka yapıda
gerçekleştirilmesiyle mümkün olabilir
ÇAĞDAŞ MÜZECİLİK
TOMUR AKGÖK
1939 y ılın d a İs ta n b u l'd a doğdu. A m e rik a n K ız l- o le ji’n i b itird ik
ten sonra U S A ’da s a n a t e ğ itim i gördü , 7965'de U n iversity o f
C a lifo rn ia , B e rk e le y 'd e n re s im d a lın d a m a s te rs daha sonra,
o k u l ö n c e s i ve y e tiş k in e ğ itim i ile ilg ili ç a lış m ala rla C a lifo rn ia
E y a le ti E ğ itim B e lg e s i'n i aldı. M im a r S in an Ü n iv e rs ite s i'n d e k i
“Ç ağ d aş m ü ze c ilik k a p s a m ın d a Türk s a n a t m ü ze le rin in k ü ltü
re l ve e ğ its e l e tk in lik le rin s a p ta n m a s ı" ko n u lu re s im y e te rliğ i
te zi iç in A vrupa ve A m e rik a m ü ze le rin d e in c e le m e le rd e b u lu n
du. O k u l ö n c e s i e ğ itim le ilg ili k ita p la rı ve m ü ze c ilik k o n u s u n
d a k i y a zıla rın ın yarn sıra 12 k iş is e l s e rg i a ç m ış olan T o m u r A ta-
g ök h a le n İs ta n b u l R esim ve H e y k e l M ü z e s i M ü d ü r Y a rd ım c ılı
ğ ı g ö re v in i s ü rd ü rm ekted ir.
T
OPLU M LA R, kültürel ve sa natsa! etkinlik ve birikimleri ne deniyle bilinçlenmiş, çevre ile uyum sağlayarak güçlenmişlerdir. Bunun için yaratıcı insan gücünün var ettiği öz gün yapıtları koruyup, topluma aktara rak, kendi öz değerlerine, önceleri kişiler, sonraları kurumlar aracılığıyla sahip çık mışlardır.Müzeler, geçmişin ve bugünün, gele cek için korunduğu kuram lardır.Günü müz müzeleri, toplumun geçmişini yan sıtan ve geleceğini biçimleyen öğeleri araş tıran, toplayan, koruyan, sergileyen, bel geleyen, yaşatan ve yönlendiren yaygın eğitim kurumlan olarak, öncelikle toplu mun geçmiş değerlerinin korunmasını sağlarlar. Diğer taraftan, bu birikimleri sergiler, açıklar, insanlığın oluşmaktaki düşünsel gücüne ışık tutar, sanat için ve rimli bir ortamı var ederken, toplumun genel gelişimine katkıda bulunabilecek ileriye yönelik işlevleri üstlenirler. Sanat müzelerinin asıl amaç ve etkinlikleri, kül türel ve sanatsaldır. Ancak müzeler, top lumun, sanatı benimsemesine katkıda bu lunan toplumsal ve eğitsel etkinliklerde de bulunur ve kültür merkezleri niteliklerini kazanırlar. Diğer taraftan, araştırma mer kezleri olarak yeni sorumluluklar yükle nerek, özellikle müzelerin, sanat tarihçi lerinin, sanatçdann, öğrencilerin çabşabi- leceği bir laboratuvar oluştururlar. Böy lelikle kültür ve sanatın sürekliliğini sağ lar, onların nesnel olduğu kadar tinsel vatlığına sahip çıkarken, sağlıklı müze or tamları için gerekli koşulları araştırarak, müzecilik anlayışını yönlendirirler.
1950’de Londra’da kurulan Interna tional Institute for the Consarvaton of Historic and Artistic Works ile başlayan korum a ((Conservation) çalışm aları,
ICOM (The International Council of Mu- seums)’ın araştırma, denetleme, uyarı, öneri danışmanlığı ve parasal katkılarıy la, müzeciliğe yeni uygulamalar getirmiş lerdir.
Müze mimarisi, yeni uygulamaların bir devamı olarak önem kazanmaktadır. Koleksiyonların toplanmış olduğu bina ların halka açılmalarıyla, müze binası ola rak benimsenen görkemli ve çoğu kez neo-klasik tarza sahip binalarda bazı zo runlu değişiklikler 18. yüzyıldan bu yana yapılmıştır. Ancak, gelişen müzecilik bi limi, koruyucu ve eğitici müzecilik anla yışı doğrultusunda yeni bir müze mima risi oluşturmaktadır. Böylelikle son yarım yüzyılda müzeler, müzeciliğin koşulları na göre uyarlanmış (adapte) tarihi değeri olan görkemli binaların yanı sıra müze cilik koşullarını karşılayan yeni binalar da görevlerini sürdürmeye başlamışlardır.
Koleksiyondaki değerli yapıtlar için koruyucu bir kabuğu oluşturacak, aynı zamanda, halkla sanatın bütünleşmesini gerçekleştirecek tüm etkinliklere olanak sağlayacak ideal bir sanat müzesinin ya pısal nitelikleri giderek somutlaşmaktadır.
Bu bina,
★ Toplumun kolaylıkla ulaşabilece ği, merkezi ya da kırsal yörelerde,
★ Toplumun kültür, sanat, spor, alış veriş gibi boş zamanlarını değerlendirdi ği alanlarda,
★ Trafiğin içinde olmasına karşın, havanın doğal olarak arındığı ağaçlıklı, yeşil bölgelerde,
★ Kalabalık ve ürkütücü cephe dü zenlemelerden arınmış, yabn fakat ilgi çe kici ve görkemli bir görünüme,
★ Toplumun rahatlıkla girip çıkma sını ve kolay gezmesini sağlayacak bir planlamaya sahip olmalıdır.
Müze binalarının temel özelliği, önce likle barındırdığı yapıtları koruyabilme il kesine sahip olmasıdır. Bu ilke doğrultu sunda,
★ Yangına ve doğal afetlere dirençU olan,
★ Yapıtların çalınmaya karşı güven liğini sağlayan,
A Aydınlatmanın aza indirgendiği, gün ışığının kontrol edildiği yapay ışığı kullanan,
★ Isının 20 C°, bağıl nemin Vo55 ci varında dengelendiği, iklim koşullarım sa bitleştiren,
★ Elektrik, ısı, klima gibi teknik ko nulardaki başarılı uygulamalaria yapıtla rın yıpranmasını önleyen,
★ Gelişen müzecilik bilimi paralelin de uyarlanabilen ve yıpratıcı dış etkenle rin yalıtıldığı betonarme bir yapı söz ko nusudur.
Sanat yapıtlarının anlamb bir sergi dü zeniyle sunulabileceği ve diğer kültürel et kinliklerin gerçekleştirilebileceği bir mü ze binasında,
★ Açıklayıcı bir sergi düzeninin sağ landığı sürekli sergi salonları,
★ Sergilenmeyen yapıtların korundu ğu sağlıklı depolar,
★ Koleksiyonların gelişerek, ilerde ye ni bölümlerin oluşması için olanaklar,
★ Yapıtların, temizleme, korunma ve onaranları ile sergi hazırlıklarının yapıl dığı atölyeler,
★ Konferans, seminer, gösteri, kon ser salonları,
★ Genç ve yetişkinlerin yaygın eğiti me katılabileceği uygulama atölyeleri,
★ Müze koleksiyonian ve sanatçılar hakkında geniş bir belgeleme merkezi,
★ Araştırma için gerekli bir kitaplık ve okuma salonu,
★ Müze personelinin ve müze ziyaret çilerinin dinlenebileceği bir restoran- kafeterya,
★ Müze ziyaretçilerine kuiayûk sağ layacak danışma, vestiyer, İlk yardım, WC, bekleme ve dinlenme mahalli, hatı ra eşya, yayın satış birimi,
★ Müze idaresinin çalışacağı gerekli alanlar bulunmalıdır.
Ülkemiz müzeciliğinin geliştiği bu yıl larda, müze mimarisi birçok kuram için çözümlenmemiş bir sorundur. Eski yapı ların müze binası olarak değerlendirilme leri, topiumumuzda benimsenmiş devlet tutumu ise de eski yapıların müzecilik bi limi doğrultusunda uyarlanmaları, yeni müze binaları inşasından daha yüksek bir malî bütçeyi gerektirdiği unutulmamalı dır.
Müzelerimiz arasında çok önemli bir sanat müzemiz, İstanbul Resim ve Hey kel Müzesi, bina sorununa uzun yıllar çö zün getirememiş bir kurumdur. Türk re sim ve heykelinin son 150 yıldaki en önemli örneklerini içeren ve A tatürk’ün emriyle toplanan yapıtlarla, 1937’de Dol- mabahçe Sarayı’nın Veliaht Dairesi’nde kurulan re Güzel Sanatlar Akademisi’ne bağlanan İstanbul Resim ve Heykel Mü zesi, yapısının planlanan onanını nedeniy le, bir kez daha bir binaya taşınmak so runu ile karşı karşıyadır.
Aranılan yer, yukarıda belirtilen ko şullan içeren bir müze binası olmalıdır. Tüm olanaklar incelendiğinde, mevcut bi nanın, yapıtlar binada iken ı onarım gö rerek, müzenin şimdiki yerinde kalması nın en az masraflı ve yapıttan yıpratma yacak bir çözüm olduğu görülmektedir. Yelihat Dairesi’nin konumu ve görkemli yapısı ile belirtilen koşulların bir kısmını karşdadığı, ancak konusuna uygun uyar lama görmesi gerektiği bir gerçektir.
Diğer bir olanak, müze koleksiyonu nun geçici olarak başka binaya taşınarak, binanın onaran gördükten sonra, müze nin tekrar Yelihat Dairesi’ne taşınmasıdır, fakat müze koleksiyonlannın geçici ola rak bir başka binaya taşınması, yapıtla rın nakliyat esnasında ve özellikle yeni bir ortama uyum sağlama sürecinde yıp ranmalarına neden olacağından, bu de ğerli koleksiyonun yerinden oynatılması, yapıtlarda büyük ölçüde zarara yol aça caktır. Burada vurgulamak isteriz, mü zelerin bölüm bölüm kapatılarak onarım görmesi, bütün ülkeler de uygulanan geçerli ve sağlıklı bir yöntemdir.
SONUÇ
Ancak köklü ve uzun vadeli bir çö züm, bazı sanatçı ve müze idarecilerinin de belirttiği gibi 19. yy. yapıtlarını içeren bir koleksiyonun şimdiki binada halka açık işlevini sürdürürken, ülkemiz sana tının geleceği düşünülerek, çağcıl müze cilik doğrultusunda, hareketli ve yaşayan bir ortamı sağlayan, A tatürk'ün öncü düşünce ve devrimlerine layık bir 20.yy. sanat müzesinin —Atatürk Resim ve Heykel Müzesi’nin— yeni binasında ya da müzeciliğin her koşulunun sağlandığı bir başka yapıda gerçekleştirilmesiyle ge tirilebilir.
* Cemal Toliu, Resim Heykel Müzesi ve A tatürk, Akademi, Kasım 1967, sayı 7. s. 38.
★ Doçent Devrim Erbil, İstanbul Re sim Heykel Müzesi ve Sorunları, Sanat Çevresi Ekim 1979, Sayı 12, S. 16-17.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi