• Sonuç bulunamadı

Sergiler:çocuk resimleri ve B. Baykam ve ötekiler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sergiler:çocuk resimleri ve B. Baykam ve ötekiler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KİTAPLAR VE SANATLAR

SERGİLER

Çocuk resimleri ve

B. Bay kam ve ötekiler

Şimdiki halde Bedri Baykam etkisi altında kal­

dığı şeylerin kaynaklarmı ayırd edecek durum­

da değildir, bundan bir sorumluluk da taşımamak-

tadır. Anlattığı hikâyeler

«yabancı» ise bunun

sorumlusu çocuk yayınları, filmler ve kitaplarla

başkalarıdır.

Ç

OCUKLARIN yaptıkları resim­

lerde insanı en şaşırtan taraf, kü çüklerin gördüklerini olduğu gibi, bir tefsire tâbi tutmadan verişlerindeki çarpıcılık ve gerçekçiliktir. Bunun için bütün ilkel resimlerde olduğu gibi ço­ cuk resimleri büyüleyicidir. «Dâhi, sı­ fatını verdiğimiz çocukların çoğu, re­ sim yapmaya okuma, yazma öğrenme­ den başlamışlardır ve, karalama saf­ hasını çabucak aşanlardır. Bunlardan, aileleri uyanık olanlar kabiliyetleri teşvik eder, geliştirirler. Bedri Bay - kam böyle bir çevrede yetişmiş nâdir çocuklardandır.

Bedri Baykam’ın, Ankara'daki son sergisi şehrimize nakledilmiş bulunu­ yor. Evvelce de Beyoğlunda. Gen—Ar galerisinde resimlerinden bir sergi a- çılmıştı. Yine aynı yerde açılan sergi­ deki resimlerinde eskilerine nazaran büyük bir fark görülmüyor. Çünkü, ilk resimlerinde de grafik bir kişilik edinmişti, sürdürüp gidiyor. Yalnız, kompozisyon ve «miseenpage» lerinde, portrelerinde gelişmeler olduğu belir­ mektedir.

Bedri Baykam, resmi, konuşur gi­ bi, dikkatine çarpan, kendisini etkile­ yen şeyleri anlatmak için

yapmakta-BEDRİ BAYKAM «Çizgileri yabancıysa kabahat

dır. Onun için de bu kadar cömert, «dilli, dir. Öyle sanıyoruz ki zamanla bunlar arasından seçmeler yapacak, da ha özlü ve az resimle daha etraflı v* çok şey vermeğe çabalayacaktır. Ve konularını da seçeceğe benziyor. Çün­ kü şimdiki halde, Bedri Baykam, etki­ si altında kaldığı şeylerin kaynaklarmı ayırt edecek durumda değildir ve bun­ dan bir sorumluluk da taşımamakta­ dır. O, sadece resimle hikâyelerini an­ latıyor. Hikâyeler bize yabancı imiş, kendisini ilgilendirmez. Bu yönü dü­ şünmesi gereken başkalarıdır. Çocuk

onun değil.»

yayınları, filmler Bedri’yi ve o yaştaki küçüklerimizi — hattâ büyüklerimizi — kovboy masalları ile avutuyorlar ise sorumluluk dünyaya ve çevremize göz terini yeni açanlarda olamaz.

Bedri Baykam, kabiliyetli ve ve­ rimli bir yaratılış olarak ilhamlarını, başlarken söylediğimiz gibi, gördükle­ rinden alıp oldukları gibi vermekte­ dir, resimleri ile de bizleri şaşırtmak­ tadır.

Nasıl ki büyüyünce

HER ZAMAN

RAAT

BANKASI

M İL Y O N

T.C. ZİR A A T BANKASI

(Basın: 7609-A-26 - 110) x A A A A A A i V A A A A A A A A j V u V t i V w V w V w V M V M V » ^ 4 a,aaaaaa aa a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a a aA A A A J

Hoş bir tesadüf, Beyoğlunda, Şe­ hir Galerisinde Tarlıan Koleji orta kı­ sım öğrencilerinin bir resim sergisi a- çılmıştır. Burada, Bedri Baykam’m a- ğabeylerj tarafından yapılmış bir çok yağlı boya vardır, öğretmenlerinin ne­ zaretinde yapılmış olmakla beraber pen türlerde çocuk sâflığmın ve hâlisliği- ni örnekleri de az değildir.

Bedri Baykam’m bu yaşlara geldi­ ği ve renkleri kullandığı zaman neler yapacağını şimdiden merak ediyoruz. O da bir Haşan Kaptan gibi mi ola­ cak? Yoksa çocuk resimleri karşısın­ da «Bonnard» m «altmış yaşında da böyle resim yapmalarını dilerim, dedi­ ği vakit söylediklerini mi gerçekleşti­ recek?

Taşlar, amma

«

târiz•

taşları değil

Şehir Galerisinde Profesör Dok­ tor Bedrettin Pars taşlardan heykel­ cikler, kompozisyonlar teşhir ediyor. Sanata karşı büyük bir sevgisi oian Profesör, insanların ilk heykellerini, kayalarda, figüratif olsun, abstre olsun şekillerde aradıklarını ve verdiklerini hatalam ış olacak, sanat heyecanını, duygularım ifâdeye malzeme olarak onları almış bulunuyor.

Bir hafta evvel, aynı galeride, de­ nizin getirdikleri adı altında bir sergi açılmıştı. Bu sefer karanın verdiklerini görüyoruz.

Nesteren Tamer serğisi

Yine galeride Nesteren Tamer on dört tablosunu teşhir etmektedir. Port­ re ve peyzajları ile bir şair ruhuna sa­ hip olduğunu açıklayan N. Tamer’in sı­ cak renklerden bir paleti var. Ve üç resminde onun işleme ve dokuma ka­ biliyetini görüyoruz. Bunları süsleyici örnekler olarak vermiştir.

iki dost

A. Baysan ve L. Yazır, Türk Ti­ caret Bankasının Galatasaray galerisin­ de — buraya kırk iki basamakla çıkıl­ dığım hatırlatalım — bir ortak sergi açtılar. Adını «İki dost, olarak koy­ dukları bu sergide, iki gencin sanat e- ğilimlerinde de ortak oldukları anla­ şılıyor. L. Yazır’ın eserleri daha bir alımlı olmakla beraber, non figüratif tarzı seçmiş bulunan iki sanatçının tab lolarını birbirinden ayırt etmek o ka­ dar kolay değildir. Açılış günü, sergi­ de esen hava, iki dostun ayrıca müşte­ rek ve seçkin dostlara da sahip olduk­ larım gösteriyordu. Resim sevgilerin­ de ve heveslerinde dostluklarının yeni, daha olgun yemişlerini bekliyoruz.

Fikret ADİL

SAYFA: 23

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

amacı ortaya koymuştur” dedi. TBMM’de grubu olan siyasal partiler siyasal yasakların kaldı­ rılması için ne önce ne de sonra bir halkoylaması yapılmasının

“ Yunanlıların bizim hakkımızdaki temayülleri nelerdir diye, o zaman be­ ni görevlendirdi Mustafa Kemal Paşa.. Bu gizli

Türkçe oruç ayı deriz Ahmet Vefik Paşa’nın “ Lehçe-i Osmanî” adındaki lügat kitabında oruç kelimesinin aslının “ oruz” olduğu, belki de Farsça “ rûze”

Arsıulusal cihanda teknik politik, eko­ nomik ve sair bütün işler için çıkan fikir­ ler, vesikalar, yapılan fevkalâde fihris- lere, lügatlere rağmen böyle

Fakat ümitsiz aşkı tasvir e- den (Werther) i yazınca o ümit­ siz aşktan lıalâs olan Goethe gi­ bi, Mahmut Yesarî engin sefaleti tasvir eden romanla o

Bir gün konuşulurken Enver Pa­ şa için “ Germanofl!!” demişler, ya­ ni Alman yanlısı, Maliye Nazırı Ca- vit Bey için “ Francöfil” demişler,

Bir ara, Eyüboğlünu gördüm, koşa­ rak, Genel Kurul salonuna giriyordu, durumu anlat­ tım, yoklamaya yetişecekti, «ben sizi ararım» dedi ve hemen salona

Ömer çocukluk ar­ kadaşım, büyük bir mektep arka­ daşım, büyük bir yazı arkadaşım, büyük bir meslek arkadaşım ve büyük arkadaşımdır.. Onun ölümü