Gene bir yerli film için
Öen« tefe3 muharrir olduğunu -p + ç$p| 2 < \
fannettiğim ve maalesef henüa bir yasasını okumak fırsatını elde etmemiş bulunduğum İhsan K o«
üa’mn bu isimdeki romanından
vücuda getirilen (senede bir gün),
f ilmini dün seyrettim. Ederken
de, kendi nefsime m tabii bir eda İle hitap edip (B u İş artık «id»
diyet kesbedîyor!) diye söyle»
dîm. Kuvvetli bir mevzuu hiç bir yerli filmde henüz göremediğimiz fedakârlıklarla muhtelif safha* la m d a n geçirerek islemişler, ve ' mevzuun seyriyle alâkab bir tek saz ve garkı, haricinde — halkın ‘¡yedisinden yetmişine karlar koşuş, tuğu M ısır filmlerinde de olduğu [gibi — Su akıp dal sallanırken du- jdaklan kımıldanan aktör v e ak*
¡tris
Damına
Münir Nurettine, Safiy e veya Müzeyyene garkı söylet
meğe de ihtiyaç duymamışlar:
Mevzu ve vak’ayı kâfi bir kuvvet y e ehemmiyette bulmuşlar. Haki* .fcaten de öyle olduğu için, alâî/a
nihayete kadar devam ediyor.
A sıl valta n . Abdiiıhamit zama nında geçmekte ve ûsmanh hâki
miyetinden o tarihte çıkmış bir Balkan memleketinden buraya mu I hacir gelen bir ailenin iki genci
arasındaki aşkı göstermektedir. Aralarındaki pek derin aşka rağ men bu gençler birbirleriyle ev lenemeyince, senede bir gün Çam- 1 iıca tepesindeki kır kahvesinin bir
j,
masasında birleşip birbirlerini¡ seyrettikleri, bunun da böylece
tam kırk yıl devam etmesi gibi
pek romantik bir olayı ka
bul etmeğe davet ediliyoruz.
En büyük iki rolü sevgili rol- lerini Cahide ile Suavl oynuyorlar
v® «tmfîarmö&ki kalabalık arasi dan İ Galiple filmin rejisörü d. bulunan Ferdi T ayfu r m rolleri :»in mühimliğinden Sanal v « Müm /ta* Ener göze çarpıyorlar.
Bu tamamiyl© lehte,
aynı *&
maada da tarafsız MÜtâmlerdeı sonra, mevzua dokunroaksısm m de oynanışı daha yakından tetkiî edince, tenkidi dâvet eden nokta lara elbette rast geliriz. Meselâ muhacir olmadan evvelki nıüteva si durumunu da gördüğümüz Mı adamın iatanbula, hem karaborsa zamanında değil, servetlerin bir ömür vererek kurulduğu, bir de virde geldikten bir İM yıl soma
Çamlıcada mükellef bir
köşk ala
rak ağır eşya ile döşeyip dayama sı ve aneak bayramlarda saraya gidiş kabilinden fevkalâde günler de giyilen resmî forma, İle maka mında da oturan hariciye nazın- mn bu köşkteki düğüne yine for ma ile gelişi gibi cihetler düzeltil meğe, dikkate alınmağa muhtaç tı; Y erli fümleıimizde en yakın
maziyi Amerikadan gelen şark
filmlerindeki hatalara düşmeme liyiz. Onlar gibi lüks ve ihtişam göstermeğe gücümüz de yetmiye.
ceğinden, teferrüatta sahih ve
dikkatli olmak cihetini hiç ihmal etmemeliyiz. Faraza, bu bakım dan, fevkalâde açık san saçlı ve uzunca yüzlü Cahide için bir kız kardeş aranırken yuvarlak yüzlü ve simsiyah saçlı bir bayan seçil- memesi elbette daha iyi olurdu...
Fakat teferruat üzerinde dur- maymca, (senede bir gün) filmini muvaffakiyete erişmiş ciddî bir emek mahsûlü saymak lâzımdır.
NahMHSım ö8Ü j[
\ ° ıiy
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi