• Sonuç bulunamadı

Bir büyük Sultan daha

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir büyük Sultan daha"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ş Münevver AYAŞLI

£wh<

vıU.rti

Bir büyük Sultan daha

— ı —

Evet b ir büyük Sultan daha, 5.ci Sultan Murad Hanm to runu Şehşade Selahaddin Efendinin kızı, Şerif Abdülmecid Be yefendinin haremi Rukiye Sultan H akkın Rahmetine kavuştu.

Böylece, maziye bizi bağlayan son bağlardan, son halka lardan biri daha kopmuş oldu. Osmanlı Hanedanı artık, Vatan dışında doğan, veya Vatan dışında yetişen, terbiye gören genç lerin elinde... Ki, bunlar artık bize yabancı, biz de onlara ya bancı olduğumuz gibi. Dinlerini, milliyetlerini, tarih ve an’ane lerini biliyorlar mı? Hiç zannetmem...

Çok acı geçelim...

Rukiye Sultan Efendi, Hemşireleri ile beraber Çırağan Sa rayında en çok otunmuş, çocukluğu ve ilk gençliği bu sarayda geçmiş bir insan. Fakat, kendilerinin oturdukları Çırağan Sa rayı, bugünkü, alevlerin yaladığı korkunç yüzlü bir harabe, b ir heyûlâ değil. Son asrın en güzel, en muhteşem, ihtişamı Dolmabahçe Sarayını gölgede bırakacak güzellikte bir saray. Kendi has bahçesi ve cadde üzerinden geçen bir köprü ile Yıl diz Parkına bağlanan bu saray Boğazın en güzel bir ziyneti. Bu saray, eski Beşiktaş Mevlevîhanesi üzerine yapılmış. Bahçe sinde veya bizzat sarayın altında yatan evliyalar var. Rûkiye Sultan Efendi: — Biz çocukken, Pazartesi ve Perşembe geceleri, büyük Mevlevi yatırlarına kandil yakardık, demişlerdi. Lâ kin, çocuk ve sonradan genç kız Rukiye Sultan kardeşleriyle beraber, büyük pederleri Sultan 5.ci Murad ve pederleri Şeh zade Salahaddin Efendi ile, ne de olsa bir hapishane hayatı sü rüyorlardı bu sarayda. Ve dışardaki sanki güzel, sanki hürr hayatın hasretini ve iştiyakını çekiyorlardı. ,

Çocukken ve genç kızlıkta bu hüsran, kâfi değilmiş gibi, orta yaş ve yaşlılık hayatlarında da vatandan cüda kalmak, uzun süren bir gurbet hayatı varmış kaderlerinde... H atta son demlerinde bile, hayatta fakat gurbette olan son kalan erkek kardeşi Şehzade Osman Fuad Efendiye de hasret gitmişlerdi bu yalancı ve a n dünyadan.

Ne garip tecellidir ki, bütün ecdadının ve büyük babasının padişah olduğu öz vatanına, Rûkiye Sultan yabancı b ir bü vükelçi hanımı olarak geliyor. Ve nerenin elçisi? Osmanlı im paratorluğunda bir vilâyet bile olmayan, bir mutasarrıflık olan Ammamn, yani Ürdün Büyükelçisinin haremi olarak bu lunuyor Ankarada ve yabancı Kordiplomatiğe mensup, alabil diğine Türk ve Osmanlı olan Rukiye Sultan.

Rukiye Sultan nezaket ve kibarlığın sonuna varmış, zirye sine çıkmış bir insan. Kendisinden daha kibar ve daha nazik bir insan gösterilemezdi.

Kendilerini Pariste Ürdün sefaretinde bir kaç defa ziya ret etmiştim. Zira Ankaraya Büyükelçi olmazdan evvel, mer hum Şerif Mecid Bevfendi. Ürdünün Paris büyükelçisi idi.

(2)

Bir

Mi Münevver AYASLIl

h £ * $ < * * *

' Sultan daha

R

ukiye Sultam, Pariste Ürdün Sefaretinde de gördüm. Seli# Türkçesi o kibar hal ve tavrı ile bu yabancı kü­ çük Sefareti bir Osman'ı Sarayı, gurbey diyarı, Ruki ye Sultan sayesinde bir VATAN oluvermişti. O muhteşem te Tazuu içinde, Rukiye Sultan, frenkierin «Grıvnde Dame» yani «Büyük Hanımefendi» liğin ta kendisi idi.

Nihayet Sultanın hayatının son devresi, Vatanda fakat yapa yalnız, zira çok iyi anlaştığı vefakâr hayat arkadaşını Şerif Ahdülmecid Beyefendi kayıp etmişti ve çocukları hiç »lmapııştı.

Bu çocuk hasret ve iştiyakını, Sultan Efendi Maçkada •turduğu aynı apartm anda, Celâliüddin Çelebinin güzel ço­ rak la n , güzel kızlan ile gideriyordu. Bu Nur tanesi gibi, Hazreti Mevlâna tanıtılan Sultan Efendiyi hiç yalnız bırak ­ mıyorlar, beraber Boğaz gezmelerine iştirak ettikleri gibi, kardeşlerinin en küçüğü olan Gevher Çelebi Hanım, her gii" Sultanın dairesine çıdıyor ve beraberce «domino» oyunu oy­ nuyorlardı. Bir gün oyun esnasında, yere düşen bir domino taşını almak isteyen yaşlı Sultana: — Boş verin Sultan Efendi, demiş, «boş ver» tahririni ilk defa duyan ve mana­ sını anlamayan Sultan, durmadan sorarmış:

— Neyi boş vereyim Gevher?

Çocuk Çelebi Hanım, yine ısrarla; — Boş verin demiş Çok nazik ve dostlarına karşı çok ihtimam gösteren Rukiye Sultan, nihayet Çelebilerin katına telefon etmiş ve sormuş: — Gevher benden bir şey istiyor ve boş verin, diyor, lâkin şocuk neyi boş vermemi istediğini bir türlü anlatamıyor, lütfen söylemisiniz, neyi boş vereyim.

İşte Rukiye Sultan, bu günkü lisandan, terimlerden ve argodan bu kadar uzak kalabilmiş bir insandı.

Türkçesi çok kuvvetli ve derin idi. Mektep görmemiş fakat çok itinalı b ir hususi tahsil görmüştü. Müzik kültürü Te piyanosu ise harikulade idi. Piyanoda bir virtiozdu. Bize düşman memleketlerde bile, meselâ Beyrutta «müzik jüri» ferinde yer almıştı.

Türkçesinkı mükemmeliyeti ise pederi Şehzade Salahed-dhı Efendiden geliyordu. İkinci meşrutiyet ilânında, Sultan Murad evlatları ve bu mevanda Salaheddin Efendi de ser­ best kalınca, bir çok heyetler bu arada İstanbul kibarların­ dan, Beylerinden. Paşazadelerinden müteşekkil bir heyet de kendisine ziyarete ve serbest kalışlarından dolayı tebrike gitmişler, İstanbul daha kibarlariyle dopdolu ve güzel Türk çemiz henüz hiç bir darbe yememiş iken bile, Salaheddin Efendiye ziyarete giden heyet, gurbette bulunan Şehzade Os man Fuad Efendi de Trablus Garp harbinde, çok genç ya­ şma rağmen Vatana büyiik hizmetler etmiş kahraman bir

Türk zabiti ¡r” yov

T ah a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

胸大肌斷裂病例增 當心陷入健身危「肌」 健身風潮起 重量訓練正夯

jenli solunumla enerji üreten organel) say›s› daha yüksek, daha fazla besin tü- ketiliyor; ve bunu karfl›layabilmek için de çok daha s›k besleniliyor ve daha bü- yük

Çiftli¤in da- ha az stresli ortam›nda somon yumur- talar›, daha küçük olsalar bile yaflama flanslar› yüksek oluyor ve böylece en çok yumurta b›rakan difliler

Ancak, baflta karfl› ç›kt›¤› bu kurama iliflkin en önem- li katk›lardan birisini de yine Wheeler kendisi yapt›: Gravitasyonel çökme ku- ram› ve genel görelilik

Schaefer (Ed.), Oyun terapisinin temelleri içinde (ss. Özkaya, Çev.) Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. Grupla psikolojik danışma ilke ve teknikleri. Ankara: Nobel

Türk azarlara gelince, Pierre Loti hakkında ıe kadar yalnız bir Türk yazar Türk­ çe bir kitap yazdı: Abdülhak Şinasi

Bunları lıemen takip eden Mehmet Ziyaettin Efen­ di, yani Mehmet Reşadın büyük şehzadesi daha cazip, emniyetli ve kendisi için bir takım tehlikeleri göze

T-testi sonuçları incelendiğinde kaldıraç oranı medyanın altında ve medyanın üzerinde kalan firmalar için YKPAYI, CEOPAYI ve YABPAYI değişkenleri