• Sonuç bulunamadı

Olaylar-yansımalar:Ataç'ı anış

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Olaylar-yansımalar:Ataç'ı anış"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Olaylar-Yansımalar

A T A Ç ’ I ANIŞ

Ataç öleli yirmi yıl oldu. Bu yirmi yıl Ataç’tan bir şeyler alıp götürmedi, tam tersine, bütün büyük sanatçılarda olduğu gibi daha çok yönüyle anlaşıldı Ataç. Yazınımızdaki çağdaş gelişmeler ürünlerini verdikçe Ataç’ın önemi daha iyi anlaşılmaktadır.

Bu nereden geliyor?

En başta, Ataç’m, yazınımıza damgasını vurmasından. Ataç adı yazınımızla özdeşleş­ miştir. Bir yapıt yayımlandığında yazarlar da, okurlar da Ataç’m ne dediğine bakarlardı. Ataç’ın yargıları bir yaklaşımı aşmış, yazın a- lanında bir denektaşı olmuştu. Çünkü o, eleş­ tirinin gerektirdiği, bir yazın ortamını kavra­ ma ve yazınsal gelişmelerin yönelimini çizme açısından büyük yetkinlik göstermiştir. Onu yıldan yıla büyüten etkenlerden biri budur.

Ataç, kendi deyimiyle yalnızca “yirmi dört saat edebiyat düşünen” bir insan olarak da kalmamış, devrimci ve akılcı yanıyla top­ lumun değer yargısını oluşturmada öncülük etmiştir. Bu yönüyle tam bir düşünürdür Ataç. Montaigne gibi, toplumun kafasında kalıplaş­ mış düşünceleri çatlatmış, kişinin daha çağdaş düşünmesini sağlamıştır. Düşünce esnekliğiy­ le, insancı düşüncenin hoşgörüsüyle gerçekleş­ tirmiştir bunu da. Halkın dil değerlerini “dü­ şünce dili” ne dönüştürmede gösterdiği başarı da her zaman anılacaktır. Kültür dillerini oluş­ turma sürecini yaşayan toplumlar için Ataç gibi bir düşünürün varlığı önemli bir olaydır. Kültür ve bilim dilimiz bugün daha çağdaş bir aşamaya varmışsa, çağdaş düşünceyle daha bi­ linçli bir iletişim kurulabiliyorsa, bunda Ataç’m katkılarım hiç kimse görmezlikten geleme­ yecektir. Biçimlerini halkın dil değerleriyle o- luşturan düşünürler, sanatçılar, bilimi de, sa­ natı da halklaştırmış olurlar. Ataç bunlardan

biri olmakla birlikte, Türk yazımnda, Türk düşüncesinde bu atılımın öncüsüdür de. Onun asıl önemi buradan da gelmektedir.

Ataç ustanın bu yönleri üzerinde çok du­ ruldu. Bu sayımızda onu, yeni birtakım yo­ rumlar ve arkadaşlarının anılarıyla bir kez daha anıyoruz. Ataç’ı en saygın biçimde anmanın düşünce üretmekle gerçekleşeceğine inanıyo­ ruz. Ataç üzerine “özel bölüm” bu nedenle hazırlandı. Bu sayımızda Ataç’la ilgili ilginç yorumlar, ilginç anılar bulacağınızı umuyo­ ruz.

Yazı

Kurulu

ÇİZGİ

Sabahattin Kudret Aksal, 1940 kuşağt içinde ele alınıp değerlendirilmektedir. Böyle bir değerlendirme elbette yanlış olamaz ve ya- dırganamaz. 1940 kuşağı denilince akla neler gelebileceği ve bunlar için çok kez söylenen Birinci Yeni ya da başka birtakım adlar üze­ rinde duracak değiliz burada. Ama, AksaTın ilk kitabı Şarkılı Kahve'de yer alan ya da o yıl­ larda yazılıp kitapları dışında kalan şiirlerine bakacak olursak, o günlerin genel şiir anlayı­ şından izler görürüz. Daha sonraki şiirlerinde, bu çizgiden yavaş yavaş bir uzaklaşma görülür

Referanslar

Benzer Belgeler

Günefl, öteki y›ld›zlara göre bize çok yak›n oldu¤u için, Günefl gözlemleri bize öteki y›ld›zlarla ilgili bilgi..

«Suriye ve Kilikya’da Fransa Yüksek Komiseri» General Gtıro’- nun emri ile Antep, Maraş ve Urfa sancaklarındaki Fransız kuvvetleri­ nin kumandanlığına

Fakat Curiosity’nin sönmüş bir volkanın etrafında yaptığı ölçümlerde yüksek miktarda feldspata (granit türü kayaların içinde bulunan bir mineral türü)

fiimdiyse, bir grup araflt›rmac›n›n sürekli donmufl durumdaki tortul toprak tabakalar›ndan elde etti¤i bitki ve hayvan DNA’lar›, Sibirya’y› ye- niden verimli bir

"Acaba" diyorum, Barlas dostumuz "Ö zal ailesinin zayıf kişilikli üyeleri" ile "sağlam k işilikli üyeleri” ayrımını bu dü­. ğünde de yapacak

Gökalp, uluslararası banş balonundan çok önemli olan milletlerarası kuruluşlara gerekli­ liğine inanır.. Bunun için dünya kamuoyunun milli kamuoyundan jayıf

Nüfusu milyondan pek de u- zak olmayan Istanbulda, sade kış mevsiminde oynayan bir dram ve bir komedi tiyatrosu mevcuttur; Ankarada devlet tiyatrosunun çe­ kirdek

Halbuki Hakkı Celis, ona bir tanrıça gibi tapan Hakkı Celis, bireyci kişiliği yavaş yavaş de­ ğişirken bile ne yaptığının tam farkında değildir.... Ruhları