5 ARALIK 1999. SAYI 715
im A kçil’in daveti üzerine Hollan d a’ya gidiyor, bir yıl süreyle Deven- ter, Den Haag ve Rotterdam ’da sergi açıyor. Resimleri Resim ve Heykel Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Belediyesi, İstanbul Üniver sitesi, Yugoslavya’da Umjetnicka Ga leri ’de, Hollanda ve Almanya’da özel ve resmi koleksiyonlarda yer alıyor...
Resime ilk başladığı yıllarda top lumsal sorunlara eğildiğini anlatıyor Çokay. Tuvaline ayakkabı boyacıları nı, köylüleri, işçileri aktardığını söy lüyor. Sonra bir gün takip edildiğini öğreniyor. “Neden” diye soruyor “Neden beni takip ediyorlar ki, ben sadece resim yapıyorum.” Bu döne minin resimleri y an soyut... Çokay zamanla rengin peşine düşüyor...
Neden toplum sal konulardan vazgeçtiniz?
Vazgeçmedim aslında, vazgeçme yi de hiç düşünmedim. Şimdi de re simlerimde vardır, atlanm a bakın, coşkuludurlar ve sürekli ileriye doğru atılım yapm a isteğindedirler. Daima bir ezilen grup vardır, bir de onları kaldırıp ileriye doğru sürükleyecek önder. Natürmortlarımda da bunu gö rürsünüz, elm alar da bile, bir daha aşağıda olanlar vardır, bir de daha yu- kanda olanlar...
Ya resmin ressamla, ressamın dünyayla olan bağı?
Kültürünüzle, bilginizle, kişiliği nizden hiç taviz verm eden, bir yap rakla bile tüm dünyaya bir mesaj ve rebilirsiniz, bir bakışla, bir el hareke tiyle... Birzamanlarel kompozisyon- lan yapmıştım, onlar da hem köylüyü küllü yordum, hem entelektüel i...
Resimlerini izleyenlere, rengin ve simge nin o tuvalde neyi ifade ettiğini merak eden lere tek tek açıklıyor Çokay. işte bu yüzden de diğer ressam lar tarafından eleştiriliyor. “Açıklama” diyorlar “Baksın, ne kadar anlı yorsa, görüyorsa, on un la yetinsin...” O yine de anlatmaktan çekinmiyor, kendisini doğru bildiğini yapmakla yükümlü sayıyor, anlatı yor, anlatıyor...
Birkaç yıl öncesine kadar akademiye gitti ğini, eğitimdeki değişiklikleri gözlediğini söylüyor Çokay. Onu üzen öğle saatlerinde atölyelerin boşalması... Kendi öğrencilik dö neminde akşam geç saatlere kadar çalıştıkla rını anımsıyor, E yuboğlu’nun gelmediği günlerde kendilerinden daha yetkin olan öğ rencilerden aldıkları bilgiyi... Bir de orta okuldan sonra hemen resim eğitimi almanın sağladığı coşku ve heyecanı... isimlerini say
maya yanaşmasa da bugün çok iyi ressamlar olduğunu düşünüyor. Galerilerin çoğalması nı ise daha çok sayıda ressama ulaşmanın yo lu olarak görüyor...
Öğretmenlik, evlilik, annelik... Yaşamı nızın çok fazla parçaya ayrıldığını ve bü tün bu parçaların resimden bir şeyler çal dığını düşünüyor musunuz?
Hayır, öğretmenlik, ev kadınlığı, çocuk, çarşı pazar, sobanın yakılması, odun, kö mür... Bütün bu işler içinde bile ben resim yaptım. İnsan bir şeyi yapmak istiyorsa mu hakkak yapar, hiçbir şey engelleyemez. Be nim bir defterim var, resmi orada bitiririm önce, tuvalde renge geçerim . Boyamaya ara verip işimi yaparım, bulaşık, yemek, al ışve- riş. Her dönüp bakışım da hatalarımı görür düzeltirim. Böyle aralar verdikçe yaptığım hataları dahanetgörebiliyorum ...
Sizin için resim ne demek? Yaşam sevgisi.-^
_
%
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi