• Sonuç bulunamadı

Aydın Aydemir, 'Nazım' ve 'Nazım Nazım' kitaplarında, canlarının anılarıyla büyük ozanı anlatıyor:Nazm'ın çevresinden dost manzaraları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aydın Aydemir, 'Nazım' ve 'Nazım Nazım' kitaplarında, canlarının anılarıyla büyük ozanı anlatıyor:Nazm'ın çevresinden dost manzaraları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TUREY KOSE

A

ydın Aydemir, büyük ozanın çevresinden “dost manzaraları” yansıtıyor. Bu kitaplarda, ya­ şamlarının bir döneminde Nâzım’la yollan kesişmiş ve bu kesişmenin anısı pusulaları olmuş insanlar var. “Nâ- zım’ın canlannın” aktardığı anılar ışı­ ğında, büyük ozanın “Ömrüm boyun- şadım. H a­ rası. Son zamanlarda bir de buna otel oda­ sı katıldı. Tuhaf bir ömür” diye özedediği yaşamöyküsü yeniden yazılıyor...

Aydın Aydemir, Nâzım Hik- met’in kızkardeşi Samiye Yaltı- nm ’la tamştıktan sonra, “Nâzım deryasının” içine dalmış. Büyük ozanın dosdan, akrabaları, avu- kadan, hapishane arkadaşlanyla görüşmeler yapmış. Nâzım Hİk- met’i sevmenin kolay olmadığı, bu sevginin ağır bedellerle ödem- diği günlerde “Nâzım” adlı kitabım ya-

ş. 1980’de gözalüna alınmış, kız- ı ve damadanyla birlikte işkence gör­ müş. Aydemir, o yıllan anlamken, zor sı­ navlardan başı dik çıkmış bir aydının ağırbaşlılığı içinde: “Darbelerin, sıkıyö­ netimlerin hışmına uğradım. Bu darbe­ ler, soldaki örgüder ve solcular içindi. Her gerçek yurtsevere, banşsevere, her solcuya yapılanlar bana da yapıldı. Uç eksik, üç fazla... Acısı, çağdışıhğı bir ya-

bundan büyük ödül olur m u?”... na

"Nâzmfla Yürüyüş"

Aydemir’in kitapları çok zengin bilgi, belge ve anılarla bezeli. Aydemir, “Nâ­ zım” adlı kitabında Samiye Yaltınm’ın kendisine aktardığı belgeler ve anılar eş­ liğinde Nâzım’m çocukluğundan gençli­ ğine, hapishane yıllarına ve “Sabahattin Ali gibi öldürülmemek” için ülkesini terk etmek zorunda kaldığı günlere dek ya- şamöyküsünü anlatıyor. Nâzım H ik­ met’in çocukluğunda yazdığı ve hiçbir yerde yayımlanmamış şiirleri, fotoğrafla­ rı, mektupları, sağlık raporları ve kendi­ sini açlık grevinden vazgeçirmek için ya­ zılan mektuplar bu kitapta yer alıyor. Ya­

kınlarda günebakanlarla Nâzım’m yanı­ na uğurladığımız bir başka büyük ozan Can Yücel, bu kitaba yazdığı önsözde “Kendi meşrebince şiir yazmayı Nâ- zım’dan öğrendiğini” söylüyor. Yücel, “Nâzım’la Yürüy

zısında, “(....)nel

gun adım yürünmüyor onunla. Zaten muradım ona ayak uydurmak değil, onun yolunca yordamınca da değil, onun yü­ rüyüşünde yürümek, düşe kalka da olsa” diyor. Ve ekliyor:

uyüş” başlığını taşıyan ya- ; kadar istesek de, öyle

uy-Aydın Aydemir, ‘Nâzım’ ve ‘Nâzım Nâzım’

kitaplarında, ‘canlarının

anılarıyla büyük ozanı anlatıyor...

“Nâzım, Türk şiirinin üstünden bir ya­ lım gibi geçti. ‘Ondan önce, ondan son­ rası’ diye bir ayrım, sadece bir tarih be­ lirteci değil, coğrafi bir karizmaya işaret­ tir aynı zamanda. Gözden ırak kalındığı için gönülden de ırak olduğu sanıldığı demlerde bile şürimizin can kulağı on- daydı, antenler hep Bursa’daki taş oda­ dan yükselen seslere dönüktü.”

Aydemir, titiz bir araştırmacı. İkinci ki­ tabı “Nâzım Nâzım”da, bu kez ozanın Sâre teyzesine, bazı dostlarına, avukatla­ rına, hapishane arkadaşlarına uzatmış teybini. Dr. Hikmet Yaltınm, 1986 yılın­ da “Nâzım Nâzımda yazdığı önsözde, Ay­ demir’in emeğini şu sözcüklerle ödüllen­ diriyor:

“ Aydın kardeşim, bu senin yaptığın var ya, mutlandınyor bizi... Yaptığın bir ma­ sa başı çalışması değil. Yıllardır süren bir koşu. Karşılığı bir sürü çile... Çağına ta­ nıklık etmiş, sadece tanıklık değil, çağdaş düşünceye, sanata katkıda bulunmuş, in­ sanlığa malolmuş bir şairin tarihi tanık­ lan bunlar.”

Bbfen msantaramz

‘Nâzım’ın canlan’,“Nâzım Nâzım”ın giriş yazısında “Nâzım’m Canlan” başlı­ ğı alanda, kitabını tanıayor. “Faşizmin, Nazizmin kol gezdiği, en masum insan- lan bile acımasızca ezdiği bir kıyıcı dö­ nemde, işleri, aşlan, aşkları pahasına Nâ- zım’la dostluk kuran bu yürekli insanlar; ‘bizim insanlarımız’ bu yapıtta Büyük Ozan’ı anlatıyorlar” diyor. Arkasından, Nâzım’m Sâre teyzesi, Seyfi Kipman, Na­ ci Sadullah, Seyfi Baba, Hüseyin Avni Duruğun, Neşati Üster, Balcı Nuri, Eyüp Gültekin, Yakup Yıldırım ve Rady Fisn

Nâzım/ Aydın Aydemir/ 5. bası/ 448

sayfa.

Nâzım Nâzım/ Aydın Aydemir/ 3. ba­

sı/ 332 sayfa.

konuşmaya başlıyor. Herkes, kendi Nâ- zım’ını anlatıyor...

Aydemir’in aktardığı konuşmaların ba- zılan öylesine dokunaklı, öylesine çarpı­ cı ki. Örneğin, Bursa H apishanesinde Nâzım’la yollan çakışan B a la Nuri’nin sözleri. Hani, “Müdür B eye bal ve baş­ gardiyana ucuz bulama veriyor/ve görüş­ me günleri hapishaneye kolayca giriyor­ du” dizeleriyle “Memleketimden insan Manzaralan” kitabının kahramanlan ara­ şma giren Balcı Nuri. Nâzım yurtdışına

kaçtığında yüreği ağzında tüm gazete­ leri izleyen B a la Nuri, “Nâ- zım’dan sonra­ sını” şu sözlerle anlatıyor: “Yıllarca onu izledim dış ba­ sında. Fakat bir türlü cesaret edip de ona iki satır mektup yazamadım. Ö da bana yazma­ dı. Dedim ya, başımın belaya girmesini kesin­ likle istemezdi. Kendimi bir boşlukta hisset­ tim uzun süre. Üstümden

ba-Î

ıımdan bir şey- er kaybetm i­ şim gibi. Ara sı­ ra ceplerimi yokladığım bile oluyordu. Oysa hiçbir şey dü­ şürdüğüm yoktu. Yaşadığım zaman ve çevre içinde bir türlü O ’nun yokluğuna alıştıramadım kendimi...”

Adam öldürüp cezaevine düşen çoban Yakup Yıldırım da, yazara kenen Nâ- zım’ını anlatmış. Nâzım’ın eline kitaplar tutuşturup, “Ama bak, verdiğim kitabı sen anlamayacaksın! Bir kere okuyacak­ sın o kitabı anlamayacaksın, anlayamadı­ ğın yerleri gelip bana soracaksın, ik i se­ fer okuyacaksın o kitabı. (...) Sana öyle bir gözlük takacağım ki, bu dört duvar ara­ sından baktığın zaman, kürei a ra n öteki ucunu göreceksin” sözleriyle uyararak, diyalektik materyalizm dersleri verdiği Yakup Yıldırım. Yıldırım, tarihe bir tek yanlış not düşmesin diye Nâzım H ik­ m etle yaşamının kesiştiği bölümleri olan­ ca içtenliğiyle yazara anlatmış...

Kitabın son bölümünde ise, “Nâzım Hikmet Anlatıyor”:

H astalıkları, gezileri, dostlan, sanat, dil, şiir hakkında düşünceleri, şiirleri. Bu bölümde, büyük ozan memleketinden uzakta yeni b ir sözcük öğrenmenin se­ vincini anlatırken, şunlan söylüyor:

“Bak burda bir kelime öğrendim. Köy­ lerde, kasabalarda kullanılıyor: Anmalık. Hatıra, hani şu hediye, yadigâr anlamına gelen hatıra. Sana bir mendil veriyorlar: ‘Benden sana anmalık olsun’ diyorlar.”

Aydın Aydemir, Nâzım Hikmet’e “can­ larının” sevgi dolu anılarıyla bezeli, ışıl ışıl bir “anmalık” gönderiyor... ■

Nâzım'ın çevresinden

'dost manzaraları'

TÖS’ün kurucularından ve

bir dönem de genel

sekreterliğini yapmış, emekli

öğretmen Ayam Aydemir;

1970 yılında yayımladığı

“Nâzım” ve 1986 yılında

yayımladığı “Nâzım Nâzım”

adlı kitaplarının yeni

baskılarıyla genç okurlarm

karşısına çıkıyor.

S A Y F A

7

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

tedavi gören hastalar do¤ayla ve do¤al ›fl›kla bulufltuklar› bu bahçelerde, olumlu ve güzel duygular edinip daha çabuk iyileflebiliyor...

For that reason two airborne particulate samples were analyzed gross D and E radioactivities immediately, 24 hours and 5–7 days later after collection. These two

Harmeni sâmanda ben tahsili harman itmişim Vakıfî esrarı dehr olmakla ahır ömrümü Fakre sıdtan, cevvi hîçiye Süleyman itmişim Yârı can uğrunda can

Ayrıca Cumhuriyetle birlikte atılan Batılılaşma adımları sekülerleşmeyle ilgilidir (Yıldırım, 2011: 15). Bu bakımdan aranan çözüm yolları sekülerizmin

birlerini pencereden, kapıdan göre göre birbirlerine gönül verdikten son ra mektuplaşmağa girişmiş, bundan bir müddet sonra daha ötelere gittik leri halde

[r]

Çalışmada başka bir görüş açısı getirmek amacıyla kullanılan doğrusal olmayan üyelik fonksiyonlu bulanık hedef programlama yöntemi ile çözüm de de

Daha önce çeşitli yazılarımda değin­ diğim gibi, O ktay Akbal T ürk öykücü­ lüğünün kurucularından sayılan Sait Fa­ ik ve Sabahattin Ali’den sonra