Yazarlığımın iç çamaşırları

K

nı nasıl bir daktiloda yazdığını me­ rak eder misiniz? Ya da kurşun ka­

lemini açarken nasıl bir kalemtıraş kullandığını, düğün fotoğrafını, ona imzalanan kitapları, el yazılarını, masasının üzerinden eksik etmediği eşyalarını, şiir eskizlerini, kitap ka­ paklarının orijinallerini, iki öyküsü­ ne esin kaynağı olan kurutulmuş bir kelebeği, lamba koleksiyonunu...

Eğer Adalet Ağaoğlu’nu seviyor­ sanız ve tüm bunları merak ediyor­ sanız yazarın kapısını çalmanız şart değil. Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Kütüphanesi’ni do­ laşmanız yeterli.

“Bir Usta Bir Dünya Arşiv Sergi- leri”nde; Behçet Necatigilve Oktay Ril'at’ın ardından, dünden itibaren Adalet Ağaoğlu’nun eserleri, el ya­ zıları, fotoğrafları ve kişisel eşyaları sergileniyor.

Bu yıl 13. İstanbul TÜYAP Ki­ tap Fuarı Onur Yazan seçilen Ada­ let Ağaoğlu, bu sergi için, “Sergile­ nen şeyler, benim yazarlığıma ilişkin ‘iç çamaşırlarım". Bu bakımdan za­ ten özel eşyadan sayılmaz. Yine de, tabii, böyle bir duyguyla incecik ter­ ler döktüğüm bile oldu. Ama, öl­ dükten sonra bu konuda olabilecek olanlan düşündüğüm zamanlardaki kadar güçlü değil bu duygu. İsteye­

6

Yazarhğımm iç

‘Bir usta bir dünya’ Adalet Ağaoğlu’nun sergisi Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)

rek soyunmak, kendi üstümüzde ye­ ni bir özgürlük, bir cesaret deneme­ sidir. Bu cesaret, biz pasif duruma geçtikten sonra, yarii öldüğümüzde.

istenildiği gibi ‘soyulmaktan’ bizi büyük oranda koruyabilir. Yazar, ‘tereke’sinin tamamını ya da bir kıs­ mım bu ve başka bir takım, kendin­

ce geçerli nedenlerle yaşarken de açabilir” diyor.

‘Yazar’ın da böyle bir sergisinin olabileceğini düşünen Ağaoğlu, bu

Sanatçıya, 12 mart darbesi sonu­ cu ‘d e v ro lan ’ ve o günden beri özenle saklanan Moskova’dan gel­ me bir Tolstoy resmi, Vera’nın Na­ zım Hikmet’in Moskova’daki evin­ de, ozanın çalışma odasından ‘gelin armağanı’ diye verdiği işlemeli bir tahta kaşık, intihar etmiş bir Fransız dostun anısı gibi yazarın kendisi için özel anlamı olan eşyalar da ser­ gileniyor. Okura, bir yazarın kapıla­ rını aralama, özel yaşamıyla yaz­ dıkları arasında paralellikler kurma, hatta defterine not ettiği bir cümle­ nin izini sürme fırsatı veren bu ser­ gi; 3 şubata dek açık kalacak ve ‘okur’la ‘yazar’ı buluşturmaya de­ vam edecek.

yolla hem kütüphanecilere, sergici­ lere, müzecilere de bir yazan elin­ deki malzemeyle ‘yazm a’, ortaya bu anlamda biyografik çalışma koy­ ma hakkı tanınması gerekliliğini sa­ vunuyor. Bazı objelerinin, defterle­ rinin, kitaplarının satırları üzerine ışık düşürebileceğine, onları daha görür kılacağına inanan Ağaoğlu,

“Bu arada itiraf edeyim, vanna ait sahipsizlik duygumu, bugün bana böyle sahip çıkılmasıyla avutmak is­ teği de var tabii. Belirsizliği aşma öz­ lemi, insani bir duygu”diyor.

Taha Toros Arşivi