• Sonuç bulunamadı

'Beşinci tekerlek!..'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "'Beşinci tekerlek!..'"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ŞÖYLEŞI

___________________

ATTİLÂ İLHAN

‘Beşinci Tekerlek!..’

O

tuz yıl olmuş mu? Belleğimdeki İz, yeterince açık değil: Avcıoğlu’nun Yön dergisinde, Şevket

Süreyya imzalı bir yazı, eski bir ‘hatırayı’ anlatıyor:

G âzi’nin ölümüne tekaddüm eden aylarda, Nâzım ’la iki konuşması olmuş! “-Onu A nadolu’ya kazanmak

istiyorduk” diyordu. İşin mahiyeti galiba farklıdır, ‘O

Karanlıkta Biz’ adlı romanımda daha ayrıntılı an­ latmıştım. Abidin N esim i’ye göre olay şöyle geliş­ miştir.

CHP içindeki ‘sivilgrup ’ (Celal Bayar, Şükrü Ka­

ya, Dr. Tevfik Şükrü Araş) ‘Gâzi sonrası' için sos­

yalistlerle bir ‘dayanışma teması’ arıyor. O sırada Nâ­

zım Hikmet, başka bir vesileyle A nkara’dadır, Şev­

ket Süreyya ile buluşur, konuşur: Şevket Bey va­ sıtasıyla Şükrü Kaya ile temas sağlanır, iddiaya gö­ re, Şükrü Kaya, N âzım ’a ‘Türkiye’nin Mareşal

Fevzi Ç a k m a k ’/n inisiyatifiyle hızla faşizme doğru kaymakta olduğunu’ söyleyip, buna karşı destek is­

temiş!.. (Bkz. ‘Yılların İçinden’, s. 145 ve sonrası. Göz­ lem Yayınları, 1977)

Bir başka iddia şu: Nâzım’ın o ağır ve haksız ce­ zaya çarptınlmış olması, asıl bu sebeptendir; Gâzi’nin iktidardan uzaklaştırdığı, İsmet Paşa, Mareşal’ın ‘da­

yatmasıyla’ Cumhurbaşkanı seçilince, hem CHP’nin

Gâzi taraftarı'Sivil Grubu ’nu tasfiye etmiş, hem de Nâzım H ikm et’e ve arkadaşlarına unutamayacak­ ları bir ders vermiş! Davadaki ‘hükümeti devirmek’ suçlamalarının ardında, demek bu kuşku yatıyor!..

Yön’deki yazı bana ‘Sarı M ustafa’nın (Börklü-

ce) eski M ecidiyeköy’deki dut ağaçlarıyla zengin kır kahvelerinde, piposunu tüttürürken söyledikleri­ ni hatırlatmıştı: “...Ş evket’/ küçümseme, mühim

adamdır; Mustafa Suphi ’nin halef-i tabiisi KUTV’da askeri komitanın reisiydi. ” Oysa biz, ‘Kadrocu ’ Şev­

ket Süreyya’yı, N âzım ’ın aleyhinde hicviye yazdı­ ğı ‘o g olf pantolonlu kadrocuların’ elebaşısı diye hafife alırdık. Ne yalan söylemeli, emekliye ayrıldık­ tan sonra yazdıkları, Şevket Bey’in -asıl önemli hu- suslan es geçmekle beraber- gerçekte gençliğine iha­ net etmediğini belgelemiştir.

O birTürkocağı aydını idi, aynen M ustafa Suphi gibi, o ihtilâlci Galiyef Türkçülüğünün anti/emper- yalist vasıflanna, ‘Mazlum Milletlerim kurtuluşuna inan­ mıştı; aynen, Mustafa Suphi gibi; ‘Kadro’da yayı­ nı üzerine oturttuğu platform, bir bakıma Mustafa

Suphi’nin ‘Yeni Dünya’da, Molla Nur Vahidof’la Sul­

tan Galiyef’in ‘Krasnaya Znam iye’de (Kızıl Bayrak) savunduğu platformun, hemen hemen, eşiydi.

‘Krasnaya Znam iye’ mi? O da nesi?

Frekansları tutuyor...

M

üdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ‘siyasi’, Kuva-yı Milliye’nin ‘askeri’ kanadını oluşturduğu Ana­

dolu ihtilali, -bugün Dem irel’in bile açıklamak zo­ runda kaldığı gibi- bir ‘Mazlum Milletleri idealine sa­ hipti; yüzyılın başında, o ‘Mazlum Milletler’ çoğun­ luğunun, Türk ve Müslüman halklar olduğunu, bu­ gün kim biliyor? O günün atmosferini biraz olsun te­ neffüs etmek ister misiniz? ‘Krasnaya Znam iye’nin ilk sayfasındaki şu ‘Çağrı’ya bir göz atınız:

“...U zakdoğu’da, Hindistan’da, İran’da, A fga­

nistan’da, B elucistan’da, H ive’de, B uhara’da, A rabistan’da ve ‘m edeni’ AvrupalIların -Ingiliz, Fransız ve İtalyanların- A frika’daki kolonilerin­ de, M ısır’da, Fas’da, C ezayir’de, Tunus’da ve Tripoli’de yüz milyonlarca Müslüm an işçi, zalim Avrupa emperyalizm inin egem enliğinde acı ç e ­ kiyor. Onlara yardım için acele et!..” (Tarih Ensti­ tüsü Dergisi/Ayrı Basım/s. 152/lst. Ünv. Edb. Fakül­ tesi 1994)

Şimdi, ister misiniz Anadolu’daki ‘hareketin fre­ kansı ile Tataristan’daki ‘hareketin frekansı ne ka­ dar birbirine uymaktadır, onu görelim? Tatar/Başkır Cumhuriyeti Sovyetleri Genel Kongresi’nde, Müs­ lüman İlişkiler Merkez Komiserliği Başkanı Molla

Nur Vahidof, Rus bolşeviklerine, “...sadece ilkel sos­

yalistler Tatar/Başkır Cum huriyeti’nin manasını kavrayam az” diye çattıktan sonra şöyle devam et­ mişti:

“...uzak Hind’de, M ısır’da Nil kıyılarında, As­ ya’nın derinliklerindeki milyonlarca Müslüman kardeşimizin Avrupa burjuvasının egemenliği al­ tında acı çektiğini unutma! Acılı kalplerim iz, on- lan hürriyetlerine kavuşturma arzusu ile yanıyor!..”

(Aynı Eser, s. 154)

Peki o yıllann ateş, barut ve kan yüklü Anadolu’sun­ da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi M ustafa Ke­

mal Paşa ne diyordu:

“...insanlığa müteveccih fikir hareketi ergeç mu­ vaffak olacaktır. Bütün m azlum milletler, zalim ­ leri bir gün mahv ve nâbut edecektir. O zam an dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kal­ kacak, insanlık kendisine yakışan bir halet-i iç- timaiyeye kavuşacaktır. Bizim milletimiz o zaman bu gayeye vasıl olan milletler arasında tekad d ü- müyle cidden iftihar edecektir.” (Hâkimiyet-i Mil­ liye, 4 Kânunsâni 1922).

Sizce, bu da bir ‘tesadüf’ mü?

Sorulacak önemli soru...

1

950 sonrasında, cumhuriyet hükümetlerinin bü­ yük ayıbı, elbette eski ve yeni ‘Mazlum Milletle­

ri’ toplayan ünlü Bandung Konferansı’nda, Dışiş­

leri Bakanı’nın, ‘Türkiye’n/n tekaddümüyle iftihar

etmek’ ne laf; düpedüz Sistem ’den yana çıkmış ol­

masıdır.

Sorulacak bir de soru var: Aralarına, onları başın­ dan sonunâ destekleyen Falih Rıfkı Bey’i ve Hâki-

miyet-i Milliye gazetesini de katmak zorunda oldu­ ğumuz; ‘Kadro’ dergisi ve ‘Kadrocular’, gün geç­ tikçe aşırı sağcı ve bürokratik merkeziyetçi bir ‘to­

taliterliğe’ sürüklenen İnkılâba, başlangıcına ve ey­

lemine ‘yakışan’, solcu ve dünya çapında bir alter­ natif sunmak teşebbüsüne, kalkışmış sayılmazlar mıydı?

‘Dünya çapında’ sözü önemli, çünkü Türkiye o

yolu izleseydi, Üçüncü Dünya Hareketi’nin ‘lideri’ ola­ caktı; ‘Sistem’in dümen suyundaki anlamsız bir ‘be­

şinci tekerlek’ değil!

http:// w w w .prizma.net. tr/ A ILHAN

http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html

7 s*.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Türk Milleti ve onun Lideri Mustafa Kemal gerçekleştirdiği inkılâpla henüz kendini bulamamış, hayatına yön verememiş milletlere, özellikle Doğu dünyası ve Üçüncü

Ancak, İtilaf Devletlerine olan savaştan önceki borçların ödenmesi ve uygun bir savaş ödentisinin verilmesi için gereken denetimin Türk egemenliği ilkesiyle

Uluslararası ilişkiler teorisinin temelleri her ne kadar “modern devlet”in doğuşundan öncesine uzanıyorsa da bu mirasın “analitik” bir nitelik taşımadığı

1849 da AvusturyalIlara karşı isyan etmiş Macarlarla Kuşlara isyan eden Lehis­ tan milliyetçilerinin elbir- liğiyle kurdukları Leh — Macar ordusu tenkil edil-

Neonatal hipoglisemi klinik olarak hastalarda hiçbir kalıcı probleme yol açmayabileceği gibi otizm spektrum bozukluğu (OSB) belirtilerinin de içinde olduğu

Fatih Şehir Tiyatrosu kapatılarak kapı­ sına bir hafta “ Hastalık nedeniyle ka­ palıdır” yazısı yazıldı • Yüzlerce oyunu dilimize çevirdi. Bu oyunlar

(Râzî, tsz, X,70; Ukberî, 1418/1997, I,272.) İstisnanın muttasıl olma durumuna göre anlam: “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin sadece o

Bir ölütn-kalmı savaşı sonunda kurulan yeni Türkiye Dev- leti’nin ilk türküleri onların sazlarında dile gelmiş; okullarda Arapça - Farsça öğretilnıe-