• Sonuç bulunamadı

Mavi camlar ardındaki dev mutfak:Günde 1500 - 2000 kişiye kaliteli servis sunan Swissotel'in mutfağı Alman patentli

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mavi camlar ardındaki dev mutfak:Günde 1500 - 2000 kişiye kaliteli servis sunan Swissotel'in mutfağı Alman patentli"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4

Bir Kurum Mutfağı

M A V İ C A M L A R

A R D IN D A K İ D E V

M U T F A K

T T

-Günün 24 saati hizmet

veren Sıvissotel'in

mutfağında 3 vardiye

çalışılıyor. 11.30'a

kadar o gün için

çalışan personel

hemen ardından bir

gün sonrasının

hazırlığına geçiyor.

g ü n d e

1500-2000

K İŞ İY E

K A L İ T E L İ S E R V İS S U N A N

S V V İS S O T E L ’İN M U T F A Ğ I

A

lman

P

a t e n t l

İ

iirkiye’de iki yıldır sektöre seçkin hizmet veren dev

J

. _ bir otel, Swissotel'in mutfağındayız. İlk izlenim her

ta-1 ta-1 rafın akıl almaz temiz, aydınlık ve beyaz olması.

I Bizim dışımızda herkes beyaz giysiler içinde do-f laşıyor. Başlarında o sevimli aşçı şapkaları, hiç bit­

meyecekmiş gibi görünen tabakları dolduruyorlar. Önce mutfağın şefi Herve Merendet ile konuşmaya başlıyoruz. Me- rendet 14 yaşında bu işe başlamış, uzun yıllar dünyanın pek çok ye­ rinde çok yıldızlı otellerde çalışmış bir Fransız.

Yazlık ve kışlık olmak üzere değişmekle birlikte 12 tane res- taurantla günde 1600-2000 kişiye hizmet verdikleri açıklıyor Me­ rendet.

Klasik Tür mutfağı’nm yanı sıra Fransız, Amerikan, İsviçre, Al­ manya, Sirilanka, Tayvan, Çin, Japon mutfağından da örnekler su­ nuyor Swissotel.

Mutfağın işleyişine göre her ıestaurantın mutfağından sorumlu aşçı başı şef ve birinci yardımcısı var. Bu şefler mutfağın genelinden so­ rumlu başaşçıya bağımlı olarak çalışıyorlar. Bu şef ve yardımcı aş­ çılardan sonra da komiler geliyor. Komiler de birinci, ikinci ve üçün­ cü olmak üzere aralarında sınıflandırılıyorlar. Sonra da stajyerler geliyor. 6 ay süreyle burada staj yapıyorlar bundan sonra başarılı ol­ maları halinde kadroya geçerek yukarıya doğru ilerliyorlar. Yani tam bir okul gibi çalışıyor Swissotel’in mutfağı.

24 saat hizmet veriliyor burada. 3 vardiye ile çalışılan mutfakta, gece 23.00’a kadar yemek servisi yapılıyor. En yoğun olduğu saatler ise, öğlen saatlerinde 13.00-15.00 arası. En son siparişi mutfak 11.30’da alıyor. Bu saatten sonra o gün için değil bir sonraki gün için çalışılmaya başlanıyor. Partilerin, kokteyllerin, toplantıların ye­ mekleri bir gün önceden hazırlanmaya geçiliyor.

Yemekler için kullanılacak malzemelerin seçimini başaşçı bizzat kendisi yapıyor. Hatta zaman zaman dışarıya çıkıp üretici firmaları ziyaret ederek bağlantılar kuruyor. Diğer günlük siparişler ise otelin satın alma müdürlüğü tarafından karşılanıyor.

Ne kadar çok besin harcandığım beyninizde canlandırmak açı­ sından bir örnek vermek gerekirse, iki gün içinde 3 bin tane yu­ murta tüketiliyor Swissotel’in mutfağında. Bu rakamın zaman zaman iki üç katına bile çıkıldığını açıklıyor bize başaşçı.

9

^

(2)

“Mutfakta

kullanılan

malzemeler

önemli ama

sanmayın ki

işleri

malzemeler

yapıyor”

Yabancı ülkelerin çok popüler otellerinde de çalışmış bir kişi ola­ rak Swissotel’in mutfağını değerlendiren Herve Merendet, mut­ faklarının yapısının verimli çalışmaya uygun olduğunu belirtiyor. Büyük bir mutfak olduğunu, buna rağmen rahat bir çalışma or­ tamının yaratıldığını vurguluyor. Kullandıkları malzemelerin son de­ rece kaliteli ve son teknolojinin örnekleri olduğunu açıklayan Me­ rendet, bu konuda kendilerini şanslı adlediyor. Bunu söylerken de Türkiye’de son yıllarda sayıları hızla artan çok yıldızlı otellerle re­ kabet içinde olduklarını, dolayısıyla kendi çalışma ortamlarının bu rekabette ağırlık taşıdığını hatırlatıyor.

Yüklerinin ağırlığına karşın sıkıntı çekmediklerini belirten Me­ rendet, “buradaki işleri sanmayın ki aletler yapıyor onlar sadece bize yardımcı“ diyerek, kullandıkları malzemelerden çok kendilerini ön plana çıkartıyor, haklı olarak.

Merendet Türk mutfağı ile Türkiye’ye geldiğinde tanışmış. Türk mutfağını uluslararası platformda kabul edilebilir bir mutfak olarak değerlendiriyor. 10 ülkenin mutfağını tanıyan bir usta aşçı olarak Türk mutfağını ortam olarak çok sıcak bulduğunu açıklayan Me­ rendet, “Türk mutfağında herşey birlikte masaya geliyor. Sıcağı, so­ ğuğu, ara sıcağı, tatlısı, içkisi ve bir masanın etrafından toplanılıp, sohbet edilerek yemek yeniliyor. Örneğin bir Fransız mutfağında böyle bir şey yoktur. Ortam olabildiğince soğuktur” sözleriyle, Türk mukfağına yaklaşımını ortaya getiriyor.

Merendet’le bu sıcak sohbetimizi otelin mutfağını gezerek sür­ dürmeye karar veriyoruz. Swissotel‘in mutfağı sağlıklı bir mutfak planında olması gereken gibi birbirine koridorlarla bağlanmış bir çok bülümden oluşuyor. Etler ayrı bir bölümde işleniyor, sebzeler ayrı bir bölümde hazırlanıyor, pastane bölümü ayrı, bulaşık yıkama bölümleri ayrı, her restaurant’a hizmet veren birim ayrı, soğuk de­ polar bir kısımda, ocakların bulunduğu bölüm bir yerde. Banket mutfağı istenen sayıdaki servise hizmet verecek şekilde. Ama bu bi­ rimlerin hepsi son derece koordinasyon içinde çalıştıklarından ne bir karmaşa, ne bir sıkışıklık var ortada.

Sıvissotel

mutfağı

birbirine

koridorlarla

bağlanmış

özel

bölümlerden

oluşuyor.

37

(3)

Mutfağın tüm donanımı

Almanya dan gelmiş, ancak

bundan sonraki eklemelerde

Türk firmalarının da şansları

var.

Japon mutfağı en pahalı

bölüm. Burada kullanılan

malzemelerin hepsi

(sirke dahil) ithal ediliyor.

Mutfağın orta kısmında görülen, çok sayıda personelin sa­ yılamayacak kadar çok gibi duran tabakları hazırladıkları. Diğer ta­ rafta da hazırlanan tabaklar tek tek kapaklanarak soğuk depolara konuluyor.

Ardından pastane kısmına doğru ilerliyoruz. Vanilya ve kakao ko­ kuları sarıyor insanı. Servis tezgahları iştah açıcı birbirinden güzel pastalarla dolu. Diğer yandan da raflarda sıra sıra ekmekler fırından yeni çıkmış servise sunulmayı bekliyor. Hazırlık tezgahlarının ara­ sından geçerken pasta fırınları görünüyor. Arka tarafta ise hamur yo­ ğurma makinaları.

Yine küçük bir koridordan geçerek et hazırlama bölümüne doğru ilerliyoruz. Et hazırlama bölümünde hava biraz serince, yani arzu edilen ısı ayarlanmış.

Soğutma kısmından alınan etler tezgahlarda parçalanarak yemek hazırlama ve pişirme bölümlerine ulaştırılıyor. Geri kalanlar yeniden depolanıyor.

Bu kez özel restuarant bölümlerinden birinde, belki en il­ gincindeyiz. Etrafımızdaki herkes çekik gözlü ve gülümsüyor. Japon mutfağında kullanılan malzemelerin sirke dahil herşeyinin ithal ge­ tirildiğini öğreniyoruz. Burası aynı zamanda en pahalı mutfakmış.

Mutfaklarını görüntülediğimizi gören Japon aşçı bize onlar için önemli bir teknik olarak sallama tekniğini gösteriyor. Bu arada gö­ zümüz raflarda sıralı duran kaplara katılıyor. Bunlar da Japonya’dan özel olarak getirilmiş porselen kaplar. i

Swissotel mutfak gezimizin sonlarına doğru mutfağın yoğunluğunun arttığı gözleniyor. Biz de daha fazla rahatsız etmeden ayrılmak is­ tiyoruz. Ancak kafamızda tek bir soru kalıyor o da bu muazzam mutfağın yapımını gerçekleştiren kuruluş.

Bu sorunun yanıtını bizim gezimizi düzenleyen Swissotel’in Zi­ yafet Müdürü Charles Badendieck veriyor. Mutfak otel inşa edilirken Alman firma KEP-SERVOTEL tarafından düzenlenmiş. Ancak Tür­ kiye’den de ürünler kullanılmış.

Mutfak için paslanmaz çelik imalatı Türk Krompres firması ta­ rafından gerçekleştirilmiş. Buundan sonra da gereksinimlerini yurt dışından karşılamak yoluna gitmeden Türkiye’deki firmaların ürün­ lerini değerlendirecekleri belirten Badendieck, piyasaya bakarak fiyat/kullanım durumuna göre değerlendirme yapacaklarını ifade ediyor.

38

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yetiflkinler için yaflam boyu (ortalama 70 y›l) dozu ola- rak Do¤u Karadeniz k›rsal kesimi için geçerli olabilecek 6 mSv’lik de¤erin, da- ha düflük dozlar›n al›nd›¤›

İşte bu olasılıkların farkında olan devletler, sivil toplumun gücünü dış politika alanında kendi yanlarına alabilmek için Kamu Diplomasisi olarak adlandırılan yeni bir

[r]

â tatürk, değişik yerlerinde Söylevi gelecek kuşakların uyanıklık sağlamalarına yardım­ cı olmata İçin yazdığını söyler, Sait Molla Olayına değinirken

Sonra Hüseyin Rahminin bütün eski esem lerini tercüme etmek bir vazife­ dir.. Daha bunlara nazaran antoloji­ ye girmesi unutulmuş ne büyük kıymetlerimiz

Benim gibi günde en aşağı on büyük fincan kahve içenler bu değişikliğe henüz zevklerini a- lıştıramamışken ortaya bir de kahve pişi­ ren makine

İlk soruyu, Ruşen Eşref yerine, Sezai., bu, adeta ök­ sürüklü ihtiyar sorar: “Hiç Avrupa’da bulundunuz mu?”.. Ama Diyorlar ki yazarının eski

Bu çalışmada 3 Aralık 2015 tarihinde Bingöl ili Kığı ilçesinde meydana gelen depremin Tunceli ilinin kırsal kesimlerinde yer alan yığma yapılar üzerine etkisi