• Sonuç bulunamadı

Yerel Yönetimlerde Kent Planlaması Anlayışının Dönüşüm Evrelerine Bir Örnek: Kütahya Kenti (1923-1960)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yerel Yönetimlerde Kent Planlaması Anlayışının Dönüşüm Evrelerine Bir Örnek: Kütahya Kenti (1923-1960)"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

* Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler, Doktora Öğrencisi, 0530 827 58 75, gkdl_42@hotmail.com ** Doç. Dr., Dumlupınar Üniversitesi, İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü, murat.yaman@dpü.edu.tr

Makale Geliş Tarihi: 23.08.2019 Makale Kabul Tarihi: 27.12.2019

Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 29, Sayı 1, Ocak 2020, s.35-65

Anlayışının Dönüşüm Evrelerine Bir Örnek:

Kütahya Kenti (1923-1960)

Ali GÖKDÜL* , Murat YAMAN**

Öz: İnsan ihtiyaçlarının çeşitlenmesi ile kentler sürekli olarak değişim ve dönüşüm geçirmiştir. Aşırı ve ani göç hareketleri sebebiyle kentlerde yeni sorunların ortaya çıkışı, bir an önce çözüm yolları üretilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Türkiye’de ise bu durum barınma sorununun çözümüne ve kentlerin yeniden imarının önem kazanmasına yol açmıştır. Çalışmada, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden, Kütahya kentinin Cumhuriyet Dönemi’ndeki imar faaliyetleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Bu kapsamda konu farklı dönemlere ayrılmış, her dönemde, Kütahya kentinin imarına yönelik yapılan çalışmalar derinlemesine ortaya konulmuştur. Çalışmada, 1923-1960 dönemi Kütahya Merkez’deki imar faaliyetlerinin 1935 yılında Celâl Esad Arseven tarafından çizilen yerleşim planına göre şekillendiği sonucuna varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kent, İmar, Kütahya, Cumhuriyet Dönemi, Kütahya Merkez.

An Example of Transformation Phases of Urban Planning in Local

Governments: The City of Kutahya (1923-1960)

Abstract: The cities have undergone continuous transformation and transformation with

the diversification of human needs. Emergence of new problems in cities with excessive and unpredicted migration movements, newer solutions has created the need to produce ways as soon as possible. In Turkey, this stuatioın has led the solution of the housing problem and the importance of reconstruction of cities. In this study, Kutahya city that one of the oldest settlements in Anatolia are discussed in detail zoning activities in Republican period. In this context, this issue is divided into different periods and the studies on the reconstruction of the city of Kütahya are explained in depth during these periods. In this study, it was concluded that it was shaped according to the settlement plan drawn by Celâl Esad Arseven 1935 the period of 1923-1960 the reconstruction activities in Kutahya Center.

Keywords: The City, Reconstruction, Kutahya City, Republican Period, Kutahya City Center.

(2)

Giriş

Kütahya kenti, konumu, coğrafi yapısı ve tarihsel geçmişi ile her zaman önemli bir yerleşim birimi olarak bilinmektedir. Kentin gelişiminde öne çıkan imar faaliyetleri, öncesi ve sonrası araştırılması gereken bir konu olmuştur Kütahya kentinin imarı konusunda aktif rol üstlenen kurumların başında Kütahya Belediyesi gelmiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında doğal afetlere karşı çözüm üretme çabasında olan kent, 1935 yılında, yeni bir Kütahya kurma planı çerçevesinde kentsel yapılanmada adından söz ettirmiştir. Mevcut ulaşım ağının ıslah edilmesi yanı sıra yeni yol ve köprülerin yapılması, meydan ve caddelerin açılması ile kentin vizyonu bu dönemde değişmeye başlamıştır. Mevcut tarihi doku ile ağaçlık sahaların korunmasına ek olarak yangın ve sel felaketlerinin önlenmesi adına önemli imar çalışmaları da yapılmıştır. Bu dönemde, Kütahya Belediyesinin çalışma sahası içerisinde eğitim kurumlarına yer tahsisi, yeni kurulan mahalleler için planlama yapılması önemli yer tutmuştur. Hızla sanayileşme ve fabrikalaşma çabasında olan Kütahya kentinde sanayi sahalarının oluşturulması imar alanında ön plana çıkan çalışmalar olarak görülmüştür (Ulus, 18.08.1935: 1; Ulus, 24.11.1936: 6; Ulus, 10.02.1938: 6).

Bu çalışmada, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Kütahya Merkez kazasının mevcut imar durumu ele alınmış ve yapılan çalışmalar kronolojik olarak irdelenmiştir. Zaman ve şartlara göre çeşitlenen ve farklılaşan kent ihtiyaçları ve imar sahasında ortaya çıkan talepler kent bürokrasisinde tartışma konusu olmuştur. Ortaya çıkan sorunlara çözüm önerileri sunulmuş ve taleplere maddi imkânlar çerçevesinde çözümler aranmıştır. Dönemleme yapılarak, konu ele alınmış ve Kütahya kentinin imar çalışmaları bilgi ve belgeleriyle yorumlanarak ortaya konulmuştur.

Araştırmada, arşiv belgeleri, dönemin ulusal ve yerel yazılı basını, harita, kroki ve literatür kaynaklarından yararlanılmıştır. Arşiv belgeleri için Ankara’da, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Arşivi, Kütahya Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Arşivi, Çevre ve Şehircilik Kütahya İl Müdürlüğü Arşivi, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Arşivi, Kütahya Mustafa Hakkı Yeşil Kütüphanesi Arşivi, Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü Arşivinde araştırma yapılmıştır. Kütahya Lisesi Müzesi, Kütahya İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Kütahya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü ve İller Bankası başvurulan, istifade edilen diğer kurumlar olmuşlardır. Kütahya Merkez’de yayımlanan Kütahya Mecmuası ve daha sonra Kütahya Vilayet Gazetesi adını almış olan yerel gazete ile birlikte ulusal gazetelerden de Kütahya’daki imar faaliyetleri takip edilmiştir. Son olarak, konuyla ilgili yazılmış literatür kaynaklar, yerel ve ulusal kütüphane ve yayınevlerinden temin edilerek kullanılmıştır.

(3)

İmar planları ya İmar ve İskân Bakanlığınca ya İller Bankası tarafından ya da Belediyelerce yaptırılmaktadır. Kamu yönetimleri, imar planlarını kendi çalışanlarına hazırlatmakta ya da ihale yöntemleriyle plan yapmaya yetkili teknik elemanlara vermektedirler. Bu kapsamda çok az sayıda belediye, yasaların kendilerine tanıdığı plan yapma ve yaptırma yetkilerini, özde, kendi görevlileri eliyle kullanmaktadır (Keleş, 1983: 142). Kütahya Belediyesinin plan yapma ve yaptırmadaki rolü, Kütahya’daki imar çalışmalarında açıkça ön plana çıkmıştır.

1935 yılında Celâl Esad Arseven tarafından hazırlanan Kütahya Kurma Planı’nın ayrıntılı olarak ele alındığı bu çalışmada, ilgili planın günümüzdeki Kütahya kent yapısına etki edip etmediği sorgulanmış ve 1960 yılında hazırlanan Kütahya Nazım Planı’na neden ihtiyaç duyulduğu sorunsalı üzerinde araştırma yoğunlaşmıştır.

Kütahya Kurma Planı Öncesinde Genel Durum (1923-1935)

İmar planları ile ilgili Cumhuriyet Dönemi’nde yaşanan ilk gelişme, başkent Ankara’nın imar hizmetlerini daha kısa sürede yapmak için hazırlanan 1925 tarih ve 583 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi olmuştur. Modern anlamda ilk imar planlaması, 1928 yılında yayımlanan 1351 sayılı Ankara İmar Müdürlüğü Kuruluş ve Görevini Tayin Eden Kanun ile hayata geçirilmiş; 1930 tarih ve 1580 sayılı Belediyeler Kanunu ile bütün belediyelerin imar planı yapmaları zorunlu hale getirilmiştir. Bu dönemdeki diğer önemli gelişme, 10 Haziran 1933’te çıkarılan 2290 sayılı Belediye Yapı ve Yollar Kanunu’nun yürürlüğe girmesi olmuştur. Zira bu kanunun 2. maddesi ile belediyelere şehir planı yapma mecburiyeti getirilmiştir (Güneş ve Uzunay, 2017: 162; Bayram, 2019: 97). 2290 Sayılı Kanun, 1956 yılına kadar olan dönemde, şehir planlama çalışmalarını düzenleyen ve yönlendiren bir araç olmuştur. Bu kanun, Belediyeye 5 yıl içinde ve gelecek 50 yıl için şehir planı hazırlatma zorunluluğu getirmiştir; 50 yıl gibi tahmini kolay olmayan uzun bir süreç için bir zorunluluk koşulması, hazırlanan planların çoğunun etkisiz olmasına ve uygulama olanağından yoksun kalmasına neden olmuştur (Bayındır Uluskan, 2007: 114).

Bu dönemde, Kütahya kentinin imar durumunu gösteren Kütahya Şehri Planı, 1930 tarihli olup, kuzeyde Mithat Paşa Caddesi, Kobak ve Tavşanlı Caddesi ile bir sınır oluşturan; doğuda da Ahırardı’nın doğal sınır olarak yer aldığı bir plandır. Elle çizili, ölçeği belirtilmemiş ve kim tarafından çizildiği bilgisi de yer almayan bu plan, Kütahya kenti için ulaşabildiğimiz en eski plan olma özelliği taşıması dolayısıyla önemlidir.

(4)

Plan 1. 1930 Kütahya Kent Planı.

Kütahya Mustafa Hakkı Yeşil Arşivi, Kütahya Şehri Planı, Albüm: 19, 1930,

Kütahya.

1923-1935 arası dönemde, Kütahya kenti, savaş şartlarından kaynaklanan iskân, ulaşım, sağlık gibi sahalarda acil ihtiyaçları olmayan; ancak kendini toparlama ve savaşın yıkıcı izlerini silme çabası içerisinde olan bir kent konumundadır. Yangınlar1, kent imar planlarının hazırlanmasında etki eden

önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır (Sağlam, 2016: 258). Bu dönemde kentte meydana gelen bir doğal afet, acil müdahale ve sonrasında bir imar çalışması zorunluluğu ortaya çıkarmıştır. Kütahya Merkez’de, 1928 yılında büyük bir yangın meydana gelmiştir. Bu yangında çok sayıda dükkan, ev ve kamu binası hasar görmüştür2. Harikzedeler3 için iskân komisyonunda faaliyet

başlamış (Kütahya, 15.08.1929: 13) ve 1929 senesinde Hilaliahmer (Kızılay), harikzedelere yardımda bulunmuştur (Kütahya, 01.04.1929: 13).

Kentte eğitim faaliyetlerinin sürdüğü okullarda, yeni mekteplerin inşası ve tamamlanması, eskilerin enkazının kaldırılması, bakımları, bu dönemde kentin imarı çerçevesinde ele alınmıştır. Kütahya’da, nahiye merkezlerinde köy yatı mektepleri kurulması ve yeni okul binalarının inşası çalışmalarına devam edilmiştir. Kent ve köy evlerinin de bakımlı hale getirilmesine uğraşılmıştır.

Kentin çeşitli yerlerindeki arsalar çocuk bahçelerine tahsis edilmiştir (BCA,

1 Yangınlar konusunda İzmir kent örneği için bkz: (Sağlam, 2016: 258-259).

2 Zarar gören bu yapılardan ayrı olarak, günümüzde Macar Evi olarak bilinen ve Macar Hükümet Reisi Lüi

Koşut’un mülteci sıfatıyla 1850-1851 tarihinde oturmuş olduğu ev hakkında, Macar hükümeti Kütahya Belediyesinden bu evin yanıp yanmadığını sormuş; eğer hasar görmüş ise kendiler tarafından yaptırılacağını bildirmiştir (Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Arşivi, 1943: 1-3).

(5)

1938: 57-59). Kent imkanlarından birisi olan hamamların işletilmesine çalışılmış, Küçük Çarşı’da, kullanılmaz halde bulunan Küçük hamamın tamiri ve işletmeye açılması; ayrıca, Ilıca ve Yoncalı hamamlarının sıhhi bir şekle sokulması için çalışmalar yapılmıştır. Kütahya kentinde, bu dönemin önemli bir sanayi kuruluşu sayılan Ziraat Aletleri Fabrikası’nın çeşitli birimlerinde inşa çalışmaları devam etmiştir. Ticari anlamda, sığır pazarının genişletilmesi ya da daha uygun bir yere nakli; mezbahaya fenni ve sıhhi bir şekil verilmesi konularında çalışmalar

yapılmıştır. Kent içi kara ulaşımı konusunda, Mithat Paşa şosesinin tamiri ile meşgul olunmuştur. Bu dönemde köprülerin tamiri ve inşası konusunda da imar çalışmaları sürmüş; Yıprak köprüsü ile Saka köyü arasındaki yolun yapılması; Yıldırım Kemal İstasyonu civarında bulunan Selkisaray köprüsü4 ile Altıntaş

Yalnızsaray köprüsünün kagir olarak inşası gündeme gelmiştir (BCA, 1938: 57-59; Günhan, 2009: 10).

Bu dönemde, Kütahya Belediyesi İtfaiye teşkilatı (1928) kurulmuştur (Kütahya 1937 İl Yıllığı, Yıl Yok: 284). Kütahya’nın modern anlamda bir su tesisatına kavuşması için Vali Fevzi Bey önderliğinde teşkil edilen bir heyet vasıtasıyla 1929 yılında ilk adım atılmıştır (Kütahya, 15.09.1929: 2-4)5. Bu

girişimi, 1931 yılında Kütahya Su İşleri Türk Anonim Şirketi’nin kurulması takip etmiştir (BCA, 1931: 1-33). Kentin sulama ihtiyacını karşılamak için Porsuk çayının Kütahya ovasından geçirilmesi ve bu ovanın sulanmasının kente önemli katkı yapacağı düşünülmüş ve bu konuda hükümet nezdinde girişimlerde bulunulmuştur. Belediyenin su işlerine önem vermesi ve dekovil su geçitleri konusunda ıslahata gidilmesi, yerel idari birimlerden talep edilmiştir. Ayrıca, Genceli çeşmesinin su yollarının tamiri ve su akmasının temini için demir boru kullanılması; bu çeşmenin önüne bir yangın su deposu ve bir yol açılması; su şirketinin kurulması ile maslakların kaldırılması; Gazikemal caddesinde bir

yangın su deposu inşası ve Ahırardı’nda önemli bir yere Belediyece yangın deposu kurulması istenmiştir. Bazı mahallelerde de su ihtiyacı zaruri bir hal almış durumdadır. Kent lağımlarının ıslahı ve umumileştirilmesi işi de Belediyenin bir başka çalışma alanı olmuştur. Kütahya-Bursa caddesinin canlanması için tamir ettirilmesi ve yeni caddelerin açılması adına bu dönemde girişimler başlamıştır. Şehrin kaldırımlarının korunması için Tahal pazarının Alipaşa civarına veya uygun bir yere nakli talepleri olmuştur (BCA, 1938: 57-59).

Kütahya Merkez’de önemli sayılabilecek bataklıklar yer almadığı; bilakis, Kütahya’nın 1930 yılında, kuraklık mıntıkalarına dahil edildiği görülmüştür

4 Bu dönemde Selkisaray köprüsü, Altıntaş ve Gireği nahiyelerinin yüzlerce köyünü Afyon ve Uşak’a

bağlayan ve her yıl Dumlupınar abidesini ziyaret eden askeri birlikler ve toplar ile otomobiller ve köylerden senelik 1.500’ü aşkın araba ve kağnının geçirilmesi için uygun değildir; Altıntaş Yalnızsaray köprüsü, Harekatı Milliye zamanında askeri gereksinimler dolayısıyla tahrip edilmiş durumdadır (BCA, 1938: 58).

5 Kütahya vilayetinde yapılacak olan asri su çalışmaları konusunda öneri ve tartışmalar için bkz: Kütahya,

15.09.1929: 5-7. Ayrıca, 150 bin liralık Su Şirketi müessesine kayıt olan kişiler için bkz: Kütahya: 01.11.1929: 18.

(6)

(Başbakanlık İstatistik Genel Direktörlüğü, 1937: 15; 5 Kânunsani 1931 Tarihinde…, 1930: 4; Hakimiyeti Milliye, 10.05.1930).

Kütahya kent merkezindeki mezarlıkların yenilenmesine ek olarak, kent dışında yeni mezarlıklara nakli uygulaması gerçekleştirilmiş ve bu mezarlık alanları, spor sahası ve başka ihtiyaçlar için değerlendirilmiştir. (Kütahya, 15.09.1929: 17; BCA, 1938: 59).

1930 yılında, Kütahya kentinin yüzölçümü büyüklüğü dolayısıyla, Kütahya Belediyesine ayrılan 10 bin liralık bir yardım ile imar faaliyetlerinin mümkün olmadığı, küçük çaplı imar çalışmalarının da kendini göstermediğinden dolayı, Kütahya Belediyesine mühim bir meblağın (50 bin) yardım olarak tahsisi gerekli olduğu bildirilmiştir (BCA, 1938: 58).

Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Kütahya Belediyesi tarafından kentte yapılmış olan imar faaliyetleri genel olarak bu şekildedir. Akabinde 1935 yılında çizilen Kütahya Kurma Planı, kentin imârı konusunda değerli bir belge niteliği taşımakta ve tarihsel işlevi açısından da diğer kentlere örnek olabilecek bir önem arz etmektedir.

Kütahya Kurma Planı (1935)

Bu dönem, Celâl Esad Arseven’in ifadesi ile “Kütahya Kurma Planı” dönemi olarak adlandırılmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde modernite projesinde Ankara kentinin planlaması6 ve öngörülen yaşantı kalıbı müstesna bir değer taşımaktadır.

I. Ulusal Mimarlık akımı doğrultusunda yapılan uygulamanın durdurulması ve 1928 yılında açılan uluslararası yarışmayı Alman Mimar Herman Jansen7’in

kazanması sonrasında girişilen planlama çalışmaları böyle bir arayışın bilinçli bir kanala dökülmesi olmuştur. Cumhuriyet’in modern kent imajında, düşük yoğunluklu ve bahçeli konut8 alanlarının ön plana çıkarıldığı bir kentsel doku

6 Önce Ankara’da denenen kent planlaması, 1930’lu yıllarda çıkarılan Belediye, Umumi Hıfzısıhha ve Yapı

ve Yollar kanunlarıyla tüm kentler için zorunlu hale getirilmiş ve kurumsallaştırılmıştır. 1930 yılında, 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun Belediyeler için tanımladığı işlevler arasında kentiçi trafiğin düzenlenmesi işlevi, kent içinde enerjinin dağıtımı, arsa üretimi ve konut için kamulaştırma yetkisi, bazı sınırlar içinde eğitim ve sağlık gibi işlevler vardır. Bu işlevler zaman içinde (1950 sonrasında) merkezi yönetime geçmiştir. 1973 sonrasında, Türkiye’de Belediyecilik hareketi güçlendikten sonra Belediyeler bazı işlevleri yeniden edinmişlerdir. Bunlar arasında, toplu konut, TV çanak antenlerinin konulması, imar planı kararları yetkilerinin alınması sayılabilir (Tekeli, 2001: 25, 107-112).

7 Herman Jansen (1869-1945), ağırlıklı olarak serbest şehir planlamacısı olarak çalışmış, Berlin, Köln ve

Nürnberg’in de aralarında bulunduğu çok sayıda Alman şehri için planlar hazırlamıştır. Birçok başarısına ilave olarak, yeni başkent Ankara’nın tasarımı konulu uluslar arası yarışmayı da kazanmıştır. Türkiye’de faaliyet gösteren ilk yabancı şehir planlamacısı olarak Ankara’nın yanı sıra diğer birçok şehrin vizyonunun planlanmasında rol almıştır. Planlamaları 1932 yılına kadar uygulanabildiği halde, kendisi 1938 yılına kadar Türkiye’de kalmıştır (http://.goethe.de.2019).

8 Bu, sanayi kentine bir tepki olarak gelişmiş Bahçe-Kent ütopyasının Türkiye’ye yansımasıdır. Oysa Türkiye,

böyle bir sanayi kenti deneyi yaşamamış bir ülkedir (Tekeli, 2001: 24-25). Ayrıca bu konuda detaylı bilgi için bkz: İlhan Tekeli-Selim İlkin, Bahçeli Evlerin Öyküsü – Bir Batı Kurumunun Yeniden Yorumlanması, Kent Koop., Ankara, 1984.

(7)

öngörmüştür (Tekeli, 2001: 24-25, 29). 1927-1940 yılları arasında, Türkiye’ye resmi olarak çağrıldığı bilinen 14 plancı ve mimar vardır (Bayındır Uluskan, 2007: 114). Kent planlamasına ilişkin ilk denemeler, bazı kentlerin haritalarının çizilmesinden öteye gidememiş; 1940’lı yıllara kadar da, kentlerin haritalarının yabancı uzmanlar tarafından çizilmesi bir gelenek halini almıştır (Görmez, 2001: 134-135). Kütahya imar planının 1935’te çizilmiş olması, bu geleneğin dışında bir durum olarak karşımıza çıkmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarından itibaren Türkiye’nin her şehrinde imar alanında, plan ve program çerçevesinde yeni gelişme faaliyetlerine başlanmıştır. Kütahya kentinde yapılan gayretli ve heyecanlı çalışmalardan biri ve en önemlisi yeni bir ‘Kütahya Kurma Planı’ olmuştur. Bu amaç çerçevesinde, 1935 yılında, Celâl Esad Arseven9 tarafından

Kütahya kentinin yerleşim planı çizilmiştir (Günhan, 2007: 6).

Plan 2. 1935 Kütahya Kurma Planı.

Kütahya Mustafa Hakkı Yeşil Arşivi, ‘Kütahya Kurma Planı Şeması’, Tasnif

No: 232, 1935, Kütahya.

Bu planda, kent çeşitli bölgelere ayrılmıştır. Bu bölgeler: Kuzeyde, Hanlar Ahırlar Bölgesi, ayrıca sebze ve meyve bahçeleri; kuzey, batı, güney ve doğuda

9 Celâl Esad Arseven, 1875 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası, Sadrazam Ahmed Esad Paşa; annesi,

Fatma Sûzidil Hanım’dır. 1891’de, amcasının ısrarı ve padişahın iradesiyle Mekteb-i Harbiyyenin “zâdegân” sınıfına yazılmış ve subay çıkmıştır. II. Meşrutiyet (1908)’in ilanından sonra, askerlikten istifa etmiş ve Paris’e gitmiştir. I. Dünya Savaşı (1914-1918) yıllarında belediyecilikle ilgili bazı kitaplar yayımlamıştır. 1920’de Sanâyi-i Nefîse Mektebine hoca olmuş; aralıklarla, 1941’e kadar süren bu görevinde önce “belediyecilik

ve şehircilik”, sonraları da “mimarlık tarihi” ve “şehircilik” derslerini okutmuştur. 1935 yılında, Kütahya

Şehir İmar Planı’nı hazırlamıştır. Ayrıca, Ankara’nın imâr planını hazırlamak üzere Türkiye’ye davet edilen Alman şehircilik uzmanı Prof. Hermann Jansen’in yanında Ankara şehri sınaî müşaviri olarak çalışmış ve iki yıl bu görevde kalmıştır. Daha sonra akademiye dönmüş, 1942’de VII. Dönem İstanbul ve 1946’da VIII. Dönem Giresun Milletvekili olarak Mecliste görev almıştır. 1951’de, Gayri Menkul Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Üyesi olmuştur. Bu kuruldan 1958 yılında ayrılmıştır. 1971 yılında vefat etmiş ve Sahrâ-yı Cedîd Mezarlığı’na defnedilmiştir (https://islamansiklopedisi.org.tr. 2019).

(8)

Bahçelievler bölgeleri; güneydoğuda Sıhhat Bölgesi ve Spor Bölgesi; kent merkezi, Merkez Çarşı Bölgesi ve yine kent merkezinde Resmi Daireler Bölgesi, Oturma Bölgesi, Küçük Sanatlar bölgeleri olarak sınıflandırılmıştır.

Doğu-batı yönünde uzanan ağaçlı şose kentin kuzey bölgesini düz bir şerit halinde sınırlamıştır. Bu şoseden başka, kuzeyde, yalnızca Bursa şosesi ve sebze ve meyve bahçelerine yer verilmiştir.

Ulu cami civarından İstasyon’a kadar uzayan, kenti batıdan kuzeydoğu istikametinde düz bir şerit halinde kesen alanda beş önemli merkez yer almaktadır. Bunlar: Cumhuriyet meydanı, Çarşı meydanı, Kışla meydanı, Spor meydanı ve İstasyon’dur.

Bursa karayolundan Yellice dağı istikametinde, kenti kuzey-güney yönünde kesen ve neredeyse düz bir hat oluşturan güzergâh ise; Yellice dağı, Hükümet meydanı, Kışla meydanı ve Bursa karayolu noktalarını takip etmektedir.

Tarihi Kütahya kalesi planda yer almakta, Kale ardı istikametinde bir bulvar ve Cumhuriyet meydanından kuzeybatı istikametinde de yine bir bulvarın varlığı söz konusudur.

Kentin güney şeridini oluşturan ve Yellice dağı eteklerine de uzanan alan Sıhhat bölgesi olarak ifade edilmiştir. Bu bölge ve civarında Gaz Deposu, Mezarlık ve Mezbaha yer almaktadır.

Kentte, kuzey-güney istikametinde uzanan iki dere ve Bursa karayolu-Spor parkı-Kışla meydanı alanları içinde kalan sulak bölge planda gösterilmiştir. Kent içinde yer alan bölge, meydan ve bulvarları birbirine bağlayan yollar gösterilmiş; Bahçelievler bölgeleri dışında, yalnızca iki mevkide Oturma bölgesi yer almıştır. Son olarak krokide, Kütahya’yı diğer kentlere bağlayan karayolu olarak Bursa ve Karahisar yolları ve istikametleri belirtilmiştir.

Bu planı önemli kılan en önemli noktayı, günümüzde mevcut yaşam sahalarının halen varlığını koruması, kent dokusunun bozulmamış olması, büyüyen ve gelişen kentin bu plana göre şekillenmiş olması olarak ifade etmek gerekmektedir. Bununla birlikte, plan, kentin işlev bölgeleri ve hâkim planlama yaklaşımı çerçevesinde değerlendirildiğinde, Kütahya’nın yalnız tarihi eserler bakımından değil, artistik ve pitoresk görüşlerden de değeri ön planda tutulmuştur. Celâl Esad Arseven, Kütahya kentinin planı ve gelecekteki durumu hakkında şunları ifade etmiştir:

“Bayındırlık işlerinin yoluna konması için her şeyden önce bir şehir planı gerektir. Bu ergeyle evvelce yaptırılmış olan harita üzerinde denemeler yapılıp münhanileri de geçirilip tamamlanırsa yapılacak plan için esas olabilir.

Bir şehrin ürbanizm planı yapılmazdan önce bir avan proje yapılıp şar kurulunun onayından geçirmek gerektir. Bu suretle şehir kurulundan gelerek

(9)

saptanacak ana direktifler çerçevesi içinde yapılacak ürbanizm planının yetirilmesi yönüne gelince bu konuda bir noktayı belirtmeyi önemli bulurumum: “Eski bir şehrin planının yapılması ve yeritilmesi demek, eldeki binaları yıkarak yeniden yapmak” demek değildir.. Böyle bir şey urayların takatları üstündedir.

Plan uraya uzun yıllar gidilecek yolları gösterir. Gerek urayca ve gerek diğer kurum ve şahıslarca yapılacak binaların gelecekteki duruma aykırı olmamasını sağlar. Bu suretle boş yere emek ve para harcanmasının önünü aldığı gibi cadde açmak, lağım ve su yolu yapmak gibi bayındırlaştırma ve eğitim işlerinde de önemliyi az önemlinin önüne geçirerek düzgün bir sıra kovalamayı da kolaylaştırır.” (Ulus, 18.08.1935: 1,5).

Celâl Esad’ın Kütahya kenti için tasarılarının ana çizgileri özetle şudur: A- Ana Yollar: Şehrin bugünkü yolları çoktur. Bu sebeplezamanla onarımı çok güçtür. Planda bunların azaltılması ve ikinci, üçüncü derecedeki yollardan vazgeçilmesi göz önünde tutulmalıdır. Şehrin belli başlı Giritlerine göre ana yollar şunlar olmalıdır:

İstasyon-Kışla meydanı bulvarı. Bursa-Yellice caddesi.

Karahisar-Tavşanlı caddesi.

Kışla meydanı-Ulucami-Yeni mahalle caddesi.

Bulvardan başka yollar için, bugünkü ve hatta yarınki nüfus kesafetine göre fazla genişliğe lüzum yoktur. Bunların en genişi 12-15 metreyi geçmemelidir. Bu hem güzellik ve sıhhilik bakımından hem de onarım yönünden göz önünde tutulmalıdır. Bulvarın kışla meydanına girdiği noktada, sağda, şehrin lüzumsuz sularını toplayan ve yeniden bahçelere veren, çevresi ağaçlıklı, suni bir havuz yapılarak bu suretle giridin de süslenmesi ve bunun yıllara bölünerek oluşturulması uygun düşünüştür.

B- Bölgeler: Oturma, çalışma ve ekonomi bakımlarından şehri 6 bölgeye ayırmak imkânı vardır:

1- Resmi daireler bölgesi. 2- Tecim bölgesi.

3- Çiftçi alışveriş bölgesi. 4- Oturma bölgesi.

5- Sosyal kurumlar bölgesi. 6- Fabrikalar bölgesi.

Bunlardan başka koşu, spor alanlar, mezarlıklar da ayrıca saptanır.

Adlarından anlaşılacağı üzere resmi dairlere bölgesinde hükümet daireleriyle işyar evleri; tecim bölgesinde belli başlı mağazalar, bürolar, oteller,

(10)

lokantalar; çiftçi alışveriş bölgesinde zahire pazarı, hal, yersel küçük zanaatlara ait dükkânlar ve çiftçinin alacağı malı satan mağazalar toplanır.

Oturma bölgesi, kuzey rüzgârına açık olmayan kuytularda ve iş ve alıveriş alanlarına yakın olmalıdır. Sosyal kurumlar bölgesinde, Cumhuriyet aslanı, Halkevi, halk bahçesi, sinemalar, tiyatrolar gibi genel kurumlar bulunacağına göre bunun şehrin merkezi bir noktasında yer alması gereklidir. Fabrikaların demiryoluna ve işçi gruplarının oturma alanlarına yakınlığı ile beraber duman ve kokularının şehre yayılmaması için rüzgâr istikametleri de göz önünde tutularak ayrı bir noktada toplanması uygun düşecektir.

Bu bakımlardan, uzmanın Kütahya kentini ayırdığı bölgeler şunlardır: 1- Hükümet ve kışla yakınları.

2- Küçük çarşı.

3- Yeni tahıl ve Sadettin önü.

4- Mithatpaşa caddesinin güneyinde kalan oymaklarla kale etekleri –burada birbirinin görüsüne engel olmayacak sekiler üzerinde bahçeli evler yapılabilir-.

5- Ulucami ile pekmez pazarı çarşısı arasındaki havzan ve civarıyla bugünkü elektrik10 fabrikası yanları (fabrika şehir dışında bir yere alınacaktır).

6- Koru altı.

7- Mezarlık, şimdiki kanara yanındaki yerinde.

8- Stat, biraz daha genişletilmek ve parktan bir medhal (giriş) yapılmak üzere bugün yapılması tasarlanan alanda.

Korunacak anıtlar: Şehrin belli başlı anıtlarıyla mimari bakımından korunması gerekli eserler saptanmış ve fotoğrafları alınmıştır. Bunlar 64 parça olup planda sokaklar geçilirken göz önünde tutulmalıdır. Aynı zamanda Belediyece bu anıtlara ve bunların türlü süsleme parçalarına ait fotoğraflar ve izahlarla yapılmış bir dosyası hazırlanıp saklanmalıdır.

Bina tipleri: Yapılacak ürbanizm planının saptanmasına geçilirken buraya yaraşacak Türk tarzında bina tipleri belirlenecektir. Şehrin Türk karakteri korunmalıdır.

Müze: Mevcut kütüphane aynı zamanda kentin veya Halkevinin bir müzesi haline getirilmelidir. Şehrin çeşitli bölgelerinde dağılmış değerli eserler burada toplanmalı ve bu suretle yapılacak bir müzenin temeli atılmalıdır (Ulus, 18.08.1935: 1,5).

(11)

Kentin Gelişimi ve Kütahya Nazım İmar Planı (1960)’na

Duyulan İhtiyaç

Nazım planlar, uygulama imar planlarının hazırlanmasına esastır. Bu planlar genellikle, 1: 5.000 ve 1. 10.000 ölçeklidir; Kütahya Nazım İmar Planı 1: 5.000’dir (Keleş, 2017: 185). 1935-1945 arası döneme bakıldığında, 1935 yılından itibaren, çizili plan çerçevesinde imar çalışmaları baz alınarak, şekillenmeye başlamıştır. İlk olarak, 1935 Kütahya Fırka Vilayet Kongresinde, ormanların muhafazasında fazla hassasiyet gösterilmesi; kent, kasaba ve köy evlerinin inşa ve harap vaziyetten kurtulması için kereste temini kabul edilmiştir. 1938 yılında, palamut ve buna benzer meyveli ağaçların kesilmemesi ve ihracat maddemizden olan bu ağaçların muhafazasının temini kararlaştırılmıştır. Devlet Demir Yolları İdaresince İstasyon’da yapılmakta olan düzenlemenin tamamlanması ve İstasyon meydanının bir plan dâhilinde ağaçlandırılıp11 parke döşenmesi ve Meydan

çayı merasının ıslahı Kütahya Belediyesinden talep edilmiştir. Bu dönem inşa çalışmalarında önemli bir diğer talep olarak çimento fiyatlarının ucuzlatılması isteği sık dile getirilen bir unsur olmuştur(BCA, 1938: 1, 4-7 12-24, 39; BCA, 1940: 110).

Merkez ve bağlı köylerde yeni okul inşa çalışmaları devam etmiştir. Rüstem Paşa Medresesi yıktırılarak yerine bir okul yapılması, İmam Hatip Mektebinin kaldırılması üzerine, 1937 yılında, yanan Kütahya Lisesinin yeni baştan yapılması bu dönemin önemli eğitim sahası çalışmaları olmuştur (BCA, 1938: 16-24, 31-36; BCA, 1940: 111; Ulus, 21.09.1935: 5). 1937 yılında Kütahya’da, bir ilkokul, bir lise, modern bir istasyon binası, yeni bulvarlar ve sebze halinin açılış töreni yapılmıştır (Ulus, 31.10.1937). 1938’de, Kütahya merkezi Cumhuriyet mahallesinde bir okul yaptırılması ve Merkez İsmetpaşa

mahallesine de 1941’de bir okul yaptırılması dilekleri büyümekte olan şehrin eğitim ihtiyaçlarından doğan gereksinimler olarak ortaya çıkmıştır (BCA, 1941a: 2, 12; BCA, 1938: 2-3).

Kütahya Merkez’de bu dönemde bir takım doğal afetler meydana gelmiştir. Bunlardan en önemlisi, 1939 yılında meydana gelen sel felaketidir. Bu felaketten dersler çıkarılmış ve rıhtımlar inşa edilerek sonraki felaketlerin zararları en aza indirilmiştir (Kütahya 1967 İl Yıllığı, Yıl Yok: 93; CHP Kongre Dilekleri, 1940: 485).

Kent planında önemli bir sahayı teşkil eden ve 5.266 dönümlük bir alan üzerinde kurulan 4’üncü Hava Alayı, 1938 yılında kurulmuştur (Kütahya 2002, 2002: 455-461).

Kütahya hastanesi binası askeriyeye ait olduğundan, Merkez’de bir hastane binası ihtiyacı söz konusudur (BCA, 1938: 14-24). 1935 Kütahya

11 Kütahya’nın ağaçlandırılması için Vali, kent topraklarının kavak ve söğüt ağaçları yetiştirmekteki kabiliyetini

(12)

Kurma Planı’nda gösterilen sahada, Manisa’daki Eskinazi hastanesinin planının aynen tatbiki suretiyle, 1938’de Memleket Hastanesi yapılmıştır (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 13; Kütahya 2002, 2002: 217-218; BCA, 1940: 108-109; Ulus, 24.11.1936: 6). Bu dönemde, Kütahya’da şehir dispanseri, çocuk bakımevi, doğumevi mevcut olmayıp, bunlar en ehemmiyetli ihtiyaçlar arasında yer almaktadır (BCA, 1940: 110). Kütahya Merkez için posta, telgraf ve telefon şubesinin kurulması dilekleri, memur bulmaktaki zorluklar nedeniyle olumsuzlukla neticelenmiştir (BCA, 1938: 1, 7; BCA, 1941a: 34; CHP Kongre Dilekleri, 1940: 485).

Cumhuriyet Dönemi’nin getirdiği bir yenilik olan yönetimde yerelleşme, yani yerel yönetimler halka daha yakındırlar. Halka hizmeti daha çabuk, kolay ve ucuza sunarlar. Plan uygulamalarının başarısı, çoğu kez belediyelerin istenci dışında, merkezi yönetimin elindedir. Devlet, köprü, yol, liman, kanal, konut, su, elektrik ve benzeri alt ve üst yapı kararlarıyla, vergi ve kredi gibi özendirici mekanizmalarla kentleri biçimlendirirken, kentin sahibi olan belediye ile nadir olarak işbirliği ve eşgüdüm içinde hareket etmektedir. Ayrıca, teknik eleman yetersizliği, planlama görevinin belediyelerce yerine getirilemeyeceğini düşündüren bir unsur olarak karşımıza çıkabilmektedir (Keleş, 1983: 140-144). Türkiye’de imarı belirlemek iddiasıyla yapılan planlama, imar planlamasıdır. 1930’lardaki imar planlamaları, elitist, merkeziyetçi, durağan, denetleyici ve yerel uygulama pratiği olmayan planlamalardır. Toplum için en iyi çözümün plan belgesi ile üretildiği varsayılmıştır. Bu planlamaların siyaset ve ekonominin dışında, tarafsız bir faaliyet sahası olduğu kabul edilmiştir (Demirci, 2008: 76).

Sultan Abdülhamid Dönemi’nde (1876-1909), halkın yardımlarıyla yaptırılan Hükümet Konağı, bazı tahribatlara maruz kalmıştır. Binanın tahribatlardan korunması için bu dönemde girişimde bulunulmuştur (BCA, 1940: 109). Bütçe yetersizliklerinden dolayı, yeni yapılarda yapım sürecinin uzun yıllar sürdüğü görülmektedir12 (Engin, 2019: 9). Buna örnek olarak, Ilıca ve Yoncalı

kaplıcaları ile Kütahya Merkez’de yer alan Küçük hamam ve Balıklı hamamının tamiri, halka açılması ve kiralanması gibi konular Kütahya’da gündemi uzun süre meşgul eden konular olmuşlardır. Bu konuda, Kütahya Belediyesi, İl Özel İdare ve Vakıflar Genel Müdürlüğü gibi kurumların ifade etmek gereklidir (Gösteriş Sinema Mecmuası, 1935: 3; BCA, 1941a: 2, 2; BCA, 1938: 29-33). Cumhuriyet Dönemi’nde yerel yönetim birimleri olarak belediyeler, köyler ve il özel idareleri

varlıklarını sürdürmüş; il özel idareleri 1913 tarihli İdare-i Umumiye-i Vilayet

Kanunu Muvakkat ile, belediyeler 1930 tarih ve 1580 sayılı Belediye Kanunu ile ve köyler de 1924 tarih ve 442 sayılı Köy Kanunu ile düzenlenmiştir. 1580 sayılı Belediye Kanunu, belediyelere çok fazla görevler yüklemiştir. Tek Parti Dönemi’nin sonuna doğru merkeziyetçilik giderek ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bu durum yerel yönetimlerin vesayet altında olması durumunu doğurmuştur.

(13)

Demokrat Parti (DP) Dönemi’nde, gelirler açısından yerel yönetimler merkezi idareye bağımlıdır; görevleri de giderek merkezi idareye kaymaktadır En önemli kent hizmeti olarak ifade edilebilecek imar faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla İskân Bakanlığı da bu dönemde kurulmuştur (Görmez, 2000: 83-84).

Kütahya’da bir porselen fabrikası kurulması, 1938 yılı, beş senelik ekonomik planımızın kararları arasında yer almıştır (BCA, 1940: 114). Yine bu yıl içerisinde, Evkafa varidat olmak üzere bir sinema binasının yaptırılması isteği dile getirilmiştir (BCA, 1938: 17). Kütahya kentindeki otellerin durumu ile ilgili olarak, 1938’de, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın CHP Genel Sekreterliğine sunduğu, seçim bölgesi Kütahya hakkındaki tetkiklerini içeren raporda, olumsuz olarak şunları söylemiştir: Otel adı verilen yerler hiç de bu kullanışa uygun olmayan viranca adi taşra evlerinden bozma binalardır. Kütahya’da yattığımız gecenin sabahında iğrenmeden yüzümüzü yıkayacak bir musluk bulamadık. Tabii ihtiyaçlara tahsis edilmiş 10 oda için tek bir mahal vardır. Oda, tiksinmeden kalemin tavsif edemeyeceği bir haldedir. Uşak’ta tahtakurusu hücumuna uğradık. Bu han bozuntularını otel olarak ne kadar düşük bir rakamla ifade etsek yine tasnife girmez. Buralarda geceleyen yabancıların memleketimizden kötü intibalarla döneceklerine şüphe yoktur (BCA, 1940: 104).

Gene bu dönemde, Belediye tarafından iki eski bedesten 1937 yılında tamir edilerek sebze ve et hali yapılmıştır. Yeni buğday pazarı ve onun karşısındaki toptancı hali yaptırılarak şehrin bir kısmını işgal eden eski yangın yeri sahası düzenlenmiştir (BCA, 1940: 109). Kütahya Merkez’de yer alan bazı camiler tamir edilmiş; askeri açıdan, sığınak inşası çalışmaları devam etmiştir (BCA,

1941a: 2, 12; BCA, 1938: 1-6; BCA, 1941a: 1-2,12; Ulus, 29.10.1936: 1; Erdem, 1947: 6; Ulus, 13.05.1948). 1936 yılında, Kütahya Merkez’de spor sahası yapılması adına başlayan girişimler, 1941 yılında Stadyum13’un yapılması ile

sonuçlanmıştır (BCA, 1940: 28-176; BCA, 1941b: 46-163; Ulus, 22.07.1939: 9; Ulus, 04.05.1937: 5; Ulus, 20.01.1938: 6; Ulus, 20.03.1937: 5; Ulus, 05.09.1937: 8; BCA, 1948: 9; BCA, 1941b: 20; BCA, 1942: 14-129).

1935 ve 1938 Cumhuriyet Halk Fırkası Kütahya Vilayet Kongrelerinde,

kentteki yolların tamir ve inşası ihtiyaç raporunda yer almıştır (BCA, 1938: 2-6, 12-13, 16-28, 34). Kütahya Hükümet Konağı önünden Afyon yoluna doğru giden 4 kilometrekare beton yol, Kütahya Valisi Hamit Oskay’ın büyük himmetiyle yapılmıştır. Kent planının uygulanmasında sokakların genişletilmesi dikkate alınması kararlaştırılmıştır (BCA, 1941a: 1-2). Yeniden yapılan üç senelik yol mesai programına Kütahya-Bursa, Kütahya-Afyon yolu da dâhil edilmiştir (BCA, 1941a: 2, 12). 1940 Cumhuriyet Halk Fırkası Kütahya Vilayet Kongresinde yollarla ilgili yer alan dilekler, Bursa şosesine mülhak olan ilçe adi yolunun

13 Kütahya stadyumunun planları, Ankara stadyum ve hipodromunun planını yapan mimar ve mühendis Vietti

(14)

Nafiaca şose haline getirilmesi; Altıntaş Dumlupınar şosesinin ve köprülerinin esaslı bir surette tamiridir (BCA, 1941a: 34).

Demiryolu14 ile ilgili olarak, 1935-1940 arası CHP Kongre dilekleri

arasında, Ankara-İzmir demiryolu postasının Kütahya istasyonuna uğrayarak geçmesi ve halen devam etmekte olan aktarma işleminin kaldırılması isteği olumlu karşılık bulmuş ve Münakalat Vekâleti tarafından bu istek yerine getirilmiştir (CHP Kongre Dilekleri, 1940: 485; BCA, 1938: 39; BCA, 1941a: 34).

1941 senesinde, Ziğra köyünün arazi ve binaları15 tayyare meydanı

yapılmak üzere istimlak edilmiştir (BCA, 1941c). Kütahya dâhilinde Alayunt tayyare meydanı için gerekli olan arazinin Milli Müdafaa ihtiyaçları için sahiplerinden istimlaki ve Hazineye ait olan toplam 775,920 metrekare yerinde bedelsiz olarak Milli Müdafaa Vekaleti emrine terk ve tahsisine 1943 tarihinde karar verilmiştir 16.

Eskişehir Su İşleri 9. Şube Müdürlüğü mıntıkasına dâhil bulunan Kapan ve Sarı derelerin ıslahı işi (Akşam, 01.05.1943: 6); Kapan çayının yıllarca süren tamiri ve ayrıca temizliği ihmal edildiğinden dolayı, Nafia İdaresinin Belediyeden devren inşasının tamamlanması işini üzerine alması; Behti ve Sarı Dere çaylarının kokusundan dolayı üzerlerinin kapatılması ve temizlenmesi yerel yönetimden istenmiştir (BCA, 1938: 58) 1938’de, Kütahya Belediyesinden, Sarı dere ve Meydan çayı duvarlarının kenarlarının tamirinin yapılması; Porsuk17

çayının da Nafiaca Kütahya ovasına akıtılması istekleri söz konusudur. Kütahya-Bursa caddesinin tamiri isteği sık sık dile getirilen diğer bir konu olmuştur(BCA, 1938: 6, 28-29, 37).

Kütahya Merkez kazası, 1937 yılında, modern anlamda su tesisatına kavuşmuştur. Su şirketinin çalışmaları, çeşme sayılarının arttırılması yönünde devam etmiştir (BCA, 1938: 32-33; Akşam, 1937: 8; Ulus, 20.09.1936: 2; Ulus, 24.11.1936: 6; Kurun, 25.09.1936: 2; BCA, 1940: 108; Ulus, 29.12.1937: 6; BCA, 1938: 6). 1935-1940 arası, kentteki yol ve köprülerin tamir ve inşası, kaldırımların yapılması, ve lağım tesisatı olmayan yerlerde lağım yaptırılması talepleri Belediyeye ulaşmış ve imkanlar çerçevesinde bu hizmetler verilmiştir (BCA, 1938: 2-6, 28; BCA, 1941a: 1-2, 34).

14 Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1938 sonlarında CHP Genel Sekreterliğine sunmuş olduğu Kütahya hakkındaki

tetkiklerini içeren raporunda belirttiğine göre; Kütahya halkı demiryolu inşaatına başlanacağı sırada, bu hizmetin gavur icadı olması sebebiyle şehre sokulması aleyhinde yer almıştır. Demiryolunun şehre olan faydalarını gördükten sonra bu zihniyetin değiştiğini belirtmektedir (BCA, 1940: 101-102).

15 Bu istimlak esnasında, Milli Müdafaa Vekâleti tarafından, istimlak sahiplerinin ve gayrimenkullerin yazılı

olduğu bir liste hazırlanmıştır. Ancak, ilgili belgede bu listeye ulaşılamamıştır (BCA, 1943b).

16 Ancak bu karar, 8 sene sonra, Milli Savunma Bakanlığının 21 Mart 1951 tarihli yazısı ve Bakanlar Kurulu

toplantısında kaldırılmıştır (BCA, 1943a; BCA, 1951).

17 1948 yılında, Porsuk barajı yapılması kapsamında, Kütahya’nın Sofça köyü ve Kalburcu çiftliği ile

Eskişehir’in İncesu köyüne ait bir takım sahipli arazinin kamulaştırılması yapılmıştır (Ulus, 28.04.1947: 3; Ulus, 15.08.1948: 2).

(15)

Kütahya-Altıntaş bataklığının kurutulması ve Kütahya kentinin Eskişehir kenti gibi Sıtma Mücadele Mıntıkasına tabi tutulmadığı için Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekaletinin dikkatinin çekilmesi talebine karşılık olarak; Kütahya Merkez kazasındaki Altıntaş bataklığının kurutulması, mücadele harici olması dolayısıyla daha ziyade Nafia Vekaletini alakadar eden bir iş olduğu, bu kazada Sıtma Mücadele Teşkilatının açılmasına tahsisatın yetersizliği dolayısıyla imkan görülemediği Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinden bildirilmiştir (CHP Kongre Dilekleri, 1940: 484).

İmar planlarında, şehircilik ilkeleri bağlamında yer seçim ve yoğunluk kararları, doğal-çevresel, iklimsel, sosyal, kültürel, ekonomik, demografik ve benzeri birden çok değişkene dayalı olarak belirlenmektedir (Gülhan, 2017: 59). Bu dönemde, imar faaliyetleri konusunda, II. Dünya Savaşı (1939-1945) şartlarının ülke genelinde vuku bulan yansımaları Kütahya kentinde de kendini şiddetle hissettirmiştir. Piyasada çimento, çivi gibi inşaat malzemelerinin bulunmayışı veya çok kısıtlı bulunması, vatandaşların ev, işyeri gibi yaşam alanlarında bile tadilat yapılmasını güçleştirir bir vaziyet almıştır. İnşaat ve tadilat için gerekli malzemelerin kişi veya kurumlara dağıtılması Belediye bünyesinde, listeler tutulmak suretiyle gerçekleşmiştir.

1945-1960 arası dönemde, Kütahya kentinde pek çok alanda değişimin yaşadığı bir dönem başlamıştır. Sağlık sahasında, 1951 yılında Verem Pavyonu ve 1956 yılında Verem Dispanseri yapılmıştır (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 13). Ancak yine de, gittikçe artan medeni ihtiyaçlar karşısında şehrin eski ve harabe görünümünü kurtarmaya sağlık sahasında yapılan çalışmaların da etki edemediği yolunda eleştiriler devam etmiştir (Kütahya Mustafa Hakkı Yeşil Arşivi, 1952). 1953 yılında, askeri kışlanın (Redif) yıkılmasını müteakip, yerine Belediye binasının yapımına dönemin Belediye Başkanı Mehmet Kesen tarafından temel atılarak başlanmıştır. Binanın yapımı 5 yıl sürmüş; açılış ise dönemin Belediye Başkanı Sezai Sarpaşar tarafından 1958 yılında yapılmıştır. İlk etapta 3 katlı olarak hizmete giren bina, daha sonra 1 kat daha ilave edilerek 4 katlı hale getirilmiştir (Günhan, 2019: 4). Bir diğer kurum olan Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası da 1954 yılında, vilayet merkezinde yeni bir bina inşa ettirme kararı almıştır (Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Arşivi, 1953).

Kütahya-Eskişehir asfaltına 4 kilometre yolla bağlı Ilıca kaplıcalarında Belediye tarafından turistik otel, gazino, motel ve havuz tesis edilmektedir. Bunun yanında, özel teşebbüs tarafından sağlıksız ve gelişigüzel binalar yapılmaktadır. Bunun için Ilıca kaplıcalarının imar planının yapılması gerekliliği üzerinde durulmaktadır (BCA, 1965: 31-32).

Lala Hüseyin Paşa Caddesi üzerinde, Hasırpazarı olarak bilinen bölgede bulunan, çarşı içinde fevkâni bir yapı olan Kaditler Camiinin minaresi 1953 yılında yapılmıştır. Ahi Evren Mahallesi Cennet Sokağında yer alan ve kareye yakın

(16)

planlı olan Ahi Evren (Hacı Evren) Mescidi 1956/57’de yeniden onarılmıştır. Bu onarımda, çeşmesinin bulunduğu kuzeybatı köşesine bir de kesme taş minare ve minber eklenmiş ve cami haline getirilmiştir. Saray mahallesinde, Hükümet Konağının arka kapısı karşısında yer alan Hisarbeyi Oğlu Mustafa (Saray) Camii, 1957 yılında da bir tadilat geçirmiştir (Atatürk’ün Doğumunun…, 1981-1982: 242-287).

Belediyeler, imar uygulamaları ile alakalı yetkili durumdadırlar. İmar planlarının uygulanması safhasında çatışmalar ve anlaşmazlıklar sıklıkla karşılaşılan bir durumdur (Baba,2016: 173,191). Kütahya kent merkezinde yer alan mera ve çayırlar konusunda Kütahya Belediyesi, bu dönemde bazı tasarruflarda bulunmuştur. Millet Partisi Kütahya İş Yürütme Kurulu Başkanlığı, Kütahya’daki mera ve çayırlar konusunda 10 Ekim 1952 tarihli beyannamesinde ise konuyu şu şekilde eleştirmiştir:

“Yıldırım Beyazit tarafından Kütahya halkı hayvanatının intifa’ı için vakfedilen asırlar boyunca muhafaza edilen çayırlar ve memleketin bir sağlık gıdası ve iktisat davası olan sütçülük istihsalinden büyük önemi olan Mer’aar üzerinde ehemmiyetle durmamız lazım gelen bu ecdat yadigârı çayırların muhafaza ve mürakabasına memur olan Kütahya belediyesi buralara göz atarak evvela Tank fabrikası yapacağız diye 10 mahallenin şahsiyeti maneviyesine izafeten 50 dönümlük bir çayırın tapulanmasından başlayarak yüzlerce dönüm Meydan çayırını tapuya bağlamak istediği gibi hemen satmaya yeltenmiş ise de; Millet Partisince Belediyenin bu hatalı işi doğru görülmemiştir.

Burada yapılacak şeker fabrikasının tesisi ile yeni bir şehir doğacağından evvel emirde çayır sahasının bir imar planına bağlanması lâzımdır. Fabrikanın inşaatı hitamında plânın icabına göre imara devam edilir yoksa bugünkü belediye gibi plansız, programsız tarla halinde, parça parça satmaya yeltenmesi memleketin müstakbel inkişafını tehlikeye götürmektedir. Bu acı yetmiyormuş gibi Belediye bu sefer de bütün çayırları tapuya bağlamak sevdasına düşmüş sabık valilerden Hamit Oskay’ın himmetile kavak diktirilen ikiyüz dönüme yakın (Kora) çayırını da tapulandırarak satmaya başlıyor.

Bursa caddesinin şehre girerken sol kısmında zümrüt gibi çayırların şehrin halk ihtiyacı namı altında bazı kiremit imalathanelerine gelen toprak ruhsat teskeresi veriliyor bu hal bu güzel yerleri sivrisinek yuvası çukurlar haline getirmektedir (Kütahya Mustafa Hakkı Yeşil Arşivi, 1952: 1,2).”

Bu beyannamede, Kütahya kara yolları ile ilgili şunlar ifade edilmiştir:

“Kütahyamız yol bakımından merkezi bir vaziyettedir. Bu yüzden istikbalde

iktisadi ehemmiyeti artacaktır. Hali hazırda talihsiz bir mevkide bulunuyoruz. Orta Anadolu’yu Eskişehir üzerinden Bursa’ya bağlayan yolumuzdur. Eğer eski Kütahya yolu Seydiömer-Kıranşih-Hisarköy üzerinden yeniden açılırsa

(17)

Konya-Antalya-İstanbul yolunun en kısa hareketli yolu olacağından Kütahya için hayati bir mahiyet taşıyacaktır. Bu yolun inşası için müteaddit defalar müracaatımız cevapsız kalmıştır. Yine, 20 köy muvasalasını temin edecek ve ilçelere irtibatı 25 kilometre gibi kısaltacak olan Hacıbekir ile Kütahya arasındaki eski Gediz yolunun ihyası ve Saycıktan Arslanapa üzerinden Kütahya’ya bağlanacak bir yol inşası hakkında defalarla müracaatımız semeresiz kalmıştır. Bugün de ilçelerimizin hiçbirinin köy yolları ana şebekeye bağlanmadığı gibi 4 kilometrelik Parmakören köyünün yol inşaatı da yarım bırakılması köy yolları davamızdaki dileklerimizin tahakkuku cihetine gidilmediği anlaşılmaktadır. Merkezden iki milyona yakın gelen yollar köprüler ve sular tahsisatından köy yollarına ne miktar ayrıldığı bilinmemektedir.

İl Genel Meclisinin daimi komisyonu üyelerinin Kütahya’yı yardımsız bırakması, plansız ve programsız köy yolları, köy suları yardım taksimatının tanzimine alaka göstermeyen Demokrat Parti İl İdare Kurulunun bilgisizliği il çevresinin imarını baltalamaktadır (Kütahya Mustafa Hakkı Yeşil Arşivi, 1952: 1,2).”

Kütahya Belediyesine tesis edilecek, su tesislerinin geçeceği ormanlık saha üzerinde irtifak hakkı için 15 Ekim 1955 tarihinde Kütahya Noterliğinde, 6 sayfa ve 12 maddeden oluşan taahhütname, Kütahya Belediye Reisi Mehmet Kesen tarafından imzalanmıştır (BCA, 1956). Sabuncu Bölgesi ‘9’ Kale serisi 105 numaralı havza ormanları dahilinde Kütahya Belediyesi tarafından yaptırılacak su tesisleri için ilişik krokide18 gösterilen ormanlık saha üzerinde ve bağlı taahhüt

senedinde tespit edilen esaslar dahilinde, Kütahya Belediyesi lehine, 99 yıl müddetle irtifak hakkı tesisi, Ziraat Vekaletinin 10.01.1956 ve 2876-M/27 yazısı üzerine 3116 sayılı kanunun 16’ncı maddesine göre, İcra Vekilleri Heyetince 03.02.1956 tarihinde kararlaştırılmıştır (BCA, 1956).

Kütahya istasyonuna Gar binasının yapılması işi 1959 senesinde ele alınmış, yeri hazırlanmış, hafriyatı başlamış, ancak sonradan inşaat geri bırakılmıştır. Gerekli bütün projeleri Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğünde hazır bulunan Gar binası işinin yeniden ele alınması gerekliliği dile getirilmiştir (BCA, 1965: 27).

Garaj ve Atölye Tesisleri için mevcut Bayındırlık Garajının Köy İşleri Bakanlığının iştigal konuları yönünden yetersizliği sebebiyle Belediyeden sağlanan 75 bin metrekarelik bir alana nakli ile garaj ve atölye tesislerinin bu alanda yapılması ele alınmıştır. Keşif ve projeleri yaptırılmaktadır. Yol, Su-Elektrik Genel Müdürlüğünün Bölge Müdürlüğü çevre içinde en uygun yer olan Kütahya’da kurulması gerekeceği düşünülmüş ve bu geniş tesise teşebbüs edilmiştir (BCA, 1965: 34).

(18)

Nüfusu 50 bine yaklaşan Kütahya’da Şeker, Azot, GLİ, Hava Eğitim Tugayı, Jandarma Eğitim Alayı ve diğer askeri ve sivil kuruluşlar, Lise, Öğretmen Okulu, Kız ve Erkek Sanat Enstitüleri, fiilen sportif faaliyet yapan 17 gençlik ve spor kulübü, 2 adet spor ihtisas kulübü bulunmakta ve bunların spor faaliyetleri canlı geçmektedir. Sert Anadolu ikliminin şehirde hâkim oluşu dolayısıyla, asgari bin kişilik bir kapalı spor salonuna ihtiyaç duyulmaktadır (BCA, 1965: 41). Ayrıca, Dumlupınar Stadının açık tribününün tamamlanmasının gerekliliği bildirilmiştir (BCA, 1965: 41).

1960 tarihli itibariyle, Kütahya kentinde toprak mülkiyeti konusunda,

Kütahya Belediye hudutları içindeki arsaların umumi müesseselere ait olanlarının miktarı ve durumlarına bakıldığında, Hazineye ait alanlar ilk sırada yer alırken, ikinci sırada Belediye, ardından Hususi Muhasebe ve Kızılay gelmektedir. Vakıflara ait olan yerler ile Maarif Vekaletine ait olup da Vakıflar İdaresine devredilen yerlerin miktarları henüz tespit edilmiş değildir; ancak bu miktarın da fazla olduğu bilinmektedir (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 27).

Bu ihtiyaçların değerlendirilmesi amacıyla, kentlerin imar planlarının düzenlenmesine ait yönetmeliğe göre teşekkül eden Komisyon, Kütahya Valisi Fahrettin Gömülünün başkanlığında 20.05.1959-18.08.1959 tarihleri arasında mesaisine devam ederek Kütahya Kentinin İmar Planı’nın düzenlenmesi için gerekli bilgileri raporda bir araya toplamış ve 20.08.1959 tarihinde Yüksek Vekalete sunmayı ittifakla kararlaştırmıştır19.

19 Bu raporda imzası bulunan Komisyon üyeleri şunlardır: İmar Komisyonu Reisi: Kütahya Valisi Fahrettin

Gömülü; Raportör: Belediye Fen İşleri Müdürü Yüksek Mühendis İlhan Ersoy; Belediye Reisi: Sezai Sarpaşar; Belediye Meclisi Azası: Remzi Koçak; Belediye Meclisi Azası: Milmi Özkök; V. Nafia Müdürü: Mühendis Kâmuran Ersoy; Sağlık Müdürü: Doktor Arif Kutluğ; Maarif Müdürü: Sadi Arcak; Vakıflar Mıntıka Müdürü: Sırrı Gönen; Tapu Sicil Muhafızı: Mehmet Arık; Teknik Ziraat Müdürü: Şaban Erguz; Devlet Hastanesi Başhekimi: Doktor Ahmet Sayın; Belediye Tabibi: Doktor Turgut Bozdikmen; Kütahya’dan Yetişenler Derneği Başkanı: Avukat Zeki Özker; Kütahya Kızılay Derneği Başkanı: Abdurrahman Karaa; Müze Memuru: Öğretmen Lütfiye Güçlü; Kütahya Lisesinden Tarih Öğretmeni Nevzat Aydınlı (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 27).

(19)

Plan 3. Kütahya Nazım İmar Planı 1960.

Kütahya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Arşivi, Kütahya Nazım

İmar Plânı m 1/5000, 1960, Kütahya.

Yerelleşme eğilimlerinin ve politikalarının oluşturulması ve uygulanmasında, küreselleşmenin kent yönetimine etkisi kendini göstermektedir. Tüm yapıları kendi değerler sistemi çerçevesinde değiştiren/dönüştüren, karşı konulamaza ve geriye döndürülemez bir süreç olarak karşımıza çıkan küreselleşme ile birlikte kentler, yaşanan değişim ve dönüşümden etkilenen alanlar olmuşlardır (Yaylı, 2012: 341, 350). Türkiye’de, İstanbul dışındaki kentlerin hemen hemen tamamı Cumhuriyet Dönemi’nde büyümüştür. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, mübadele ve benzeri sebeplerle dış göç yaşanmış;

1950 sonrasında, köyden kente ve küçük kasaba ve kentlerden büyük kentlere göç biçimine dönüşmüştür (Görmez, 2001: 133). Kütahya İmar Planı’nın hakiki ihtiyaca cevap verebilmesi, yakın gelecekte çeşitli ilave ve değişikliklerle karakterini tamamen kaybetmemesi için nüfus artışının göz önüne alınması, bu açıdan geniş mikyaslı tutulması ve ileride meydana gelebilecek değişikliklerin sık yapılmaması gibi unsurlar düşünülmelidir. Kütahya, kadim bir şehir olması

(20)

eserleri gibi pek çok yerin muhafazasının gerektiği bir şehir konumundadır. Dolayısıyla, şehrin tarihi karakterinin bozulmaması arzu edilmektedir20. Kütahya

kenti, birçok eski kent gibi, doğudan batıya uzanan bir dağ yamacına kurulmuş olduğundan, gerek demiryolu ve gerekse muhtelif dereler tarafından sınırları çizildiğinden inkişaf istikameti kısıtlıdır. Şehrin kuzey tarafında bulunan askeri tesislerle sağlıksız müesseseler inkişafa mâni olacak bir mahiyet arz etmektedir. Bu sebeple, inkişafın daha çok doğu ve batı tarafına doğru ve yamaçlar boyunca dikkate alınması mümkün görülmektedir. Kuzeye doğru inkişaf ise, Kütahya-Balıkesir demiryoluna doğru düşünülebilir. Mevcut Mezbaha şehrin doğusunda inkişaf bölgesi ve müstakbel meskenler sahasındadır. Kifayetsiz, sağlıksız ve kullanışsız bir binadır (Kütahya İmar Komisyon Raporu, 1960: 22). Şehrin eski mahalleleri tamamen ıslaha muhtaç bir durumdadır. Bununla beraber, tabii zeminin ve arızanın icabı olarak teşekkül etmiş bulunan eski yolların istenildiği şekilde ıslahına ve yeni icaplara göre yeniden tanzimine imkân bulunmamaktadır. Bu sebeple, eski şehrin ufak tefek rötuşlarla ıslahı ve olduğu gibi muhafazası, buna mukabil, yeni inkişaf sahalarının istenildiği şekilde tanzimi mümkün ve faydalı olacaktır. Eski bir şehir olan ve tarihi eserlerle dolu bulunan Kütahya şehrinin tarihi karakterinin bozulmaması ve yeni şehrin ayrıca mütalaa edilmesi yerindedir (Kütahya İmar Komisyon Raporu, 1960: 22).

1960 yılıitibariyle kentte, 1950-1960 arası dönemde 1.750 bina yapılmıştır. Bunların 1.645’i ev, 80’i dükkân ve ticarethane, 25 adedi de umumi binalardır. Kentte en çok kullanılan inşaat cinsi hımıştır. 1950 sonrası kagir inşaata rağbet artmıştır. Kenar mahallerde kerpiç inşaat yapılmaktadır. Betonarme inşaat fazla revaçta değildir. Resmi inşaat kagirdir. Kütahya civarında her türlü tuğla inşası mümkündür. Kent civarında taş ocakları bulunmakla birlikte, en çok inşaat taşı, şehre 7-8 kilometre mesafeden ve ekseriya İnköy mevkiinden gelmektedir. Bu taşların vasıfları çok iyi olmadığından taş işçiliği de gelişmiş değildir. Kentte arazi fiyatlar günden güne değişmekle beraber, metrekare fiyatları Küçük Çarşı bölgesinde 800 liraya kadar çıkmakta, mahallelerde 80-100 lira, kenar mahallerde ise 40-50 liradır; şehir dışındaki arazi ise 4-15 lira arasındadır. Kentte henüz kaldırım yapılmamış sokak sayısı çoktur. Dar sokaklarda adi kaldırım, belirli caddelerde ise parke kaldırım yapılmaktadır. Şehir içinde, Belediye tarafından makadam şose ve stabilize yol inşa edilmektedir. Şehrin en büyük caddeleri asfalt kaplanmaktadır. Kent dahilindeki sokak sathı 21 hektar sayılabilir. Kentin meskûn kısmı 250 hektar kadardır. Kent ve civarında ekilen bostan ve bahçe 180 hektar, halihazır kent dahilinde ve civarında işe yaramayan saha miktarı ise 50 hektardır. Kentin elektrik akımı, Etibank Kuzeybatı Anadolu Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesinden alınmaktadır. Kütahya’da mevcut ev sayısı 9.700 kadardır.

20 Rapor’da belirtilen, Kütahya’da korunması gerekli cami, medrese, tekke, türbe, muvakkithane, kütüphane,

çeşme, şadırvan, sebil,sakahane, han, hamam, bedesten, kale, mezarlık, bahçe ve ağaçlar, evler ve sokaklar, diğer binalar (Hükümet Binası, kiliseler)’dan oluşan eserlerin listesi için bkz: (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 28-44).

(21)

Bu evler çoğunlukla iki kattan oluşmaktadır (Kütahya İmar Komisyon Raporu, 1960: 20-21).

1960 yılı itibariyle Kütahya Merkez’de, Lise; Kız Enstitüsü; Akşam Kız Sanat Okulu; Erkek Sanat Enstitüsü21; 30 Ağustos, Fuatpaşa, Gazikemal,

Kurtuluş, Yıldırım Bayezid ve Lala Hüseyin Paşa İlkokulları mevcuttur (Kütahya İmar Komisyon Raporu, 1960: 12). Mevcut liseye her yıl alınan öğrenci sayısında artış olmaktadır. Kent batıdan doğuya bir şerit halinde 5 kilometre uzanmaktadır. Gerek mevcut lise binasının yetersizliği ve gerekse şehrin yayılmış durumu sebebiyle bir semt ortaokuluna şiddetle ihtiyaç vardır. Ayrıca, Akşam Ticaret Lisesine duyulan ihtiyaç ifade edilmektedir. Kız Enstitüsüne ihtiyaç duyulan iki atölyenin ilavesi, ilgili Teknik Öğretim Genel Müdürlüğünce esasen uygun görülmektedir. Okulun yanındaki arsanın alınması ve yahut mevcut okula bir kat ilavesi görüşlerinden birinin seçimi yapılmadığından, iş sürüncemededir. Erkek Sanat Enstitüsüne bir Kimya bölümü ile Motor ve Yapı bölümlerinin ilavesi ihtiyacı söz konusudur. İmam Hatip Okulu Yaptırma ve Yetiştirme Derneğinin elinde 13 bin metrekarelik arsa mevcuttur. Derneğin elinde projesi vardır. İnşaata başlanmamıştır. Bu konuda Bakanlıktan karar ve izin istenmektedir (BCA, 1965: 9-13). Kütahya’daki sanayi ve maden faaliyetlerindeki süratli hareket sebebiyle ilin nüfusu artmıştır. Bu anlamda Kütahya, teknik bilgi ve teknik adama çok ihtiyaç hissedilen bir sanayi bölgesi olmaktadır. Türkiye’deki mevcut yabancı dille öğrenim yapan liselere ilave olarak açılacak okullardan birinin Kütahya’da açılması, çevrenin ihtiyacını tatmin edecek ve rağbet bulacaktır (BCA, 1965: 114) 1960 nüfus sayımına göre Kütahya’da, nüfusu 250’den yukarı olan köyler içinde yalnızca 27 köy okulsuz bulunmaktadır; bu 27 köye okul yapıldığı takdirde Kütahya ili Birinci Beş Yıllık Plan’a göre hedefe ulaşmış olacaktır. Kütahya ili Halk Eğitimi Başkanlığına bir Halk Eğitimi Merkezi Müdürü tayin edilmiştir. İlçelerin hiçbirinde Halk Eğitimi Örgütü yoktur (BCA, 1965: 15-16, 40). Mevcut okulların da durumu düşünülerek bunların bir kültür sitesi halinde birleştirilmesi; ileride Kütahya’da açılacak Öğretmen Okulları, Kız Lisesi, müstakil ortaokullar ve çeşitli meslek okulları için yer düşünülmesi yerinde olacaktır. Çocuk parkı, küçük mikyasta bir lunapark, tiyatro, gazino ve şehir parkı ile okullara ait yerlerin de bu sitede düşünülmesi gerekmektedir. Halihazırdaki Belediye eski park yeri bu iş için en elverişli yerdir. Ayrıca, semtlere ilkokul yerlerinin yerleştirilmesi de gereklidir (Kütahya İmar Komisyon Raporu, 1960: 25).

Kent, arızalı bir arazi üzerine kurulmuş olduğuna ve yolların da buna göre teşekkül etmiş bulunduğuna göre, eski kısımda büyük düzeltme ve değişiklikler yapmaya esasen imkân da yoktur. Şu hale göre, meskûn kısımların ufak tefek rötuşlarla halledilmesi ve birkaç ana cadde ile bağlanması yeterli gelecektir. Halli gereken konulardan biri meydanlardır. Hükümet, Belediye, İstasyon meydanları

21 Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1948 yılında yaptıracağı Erkek Sanat Enstitüsü için arsa Valilikçe tahsis edilmiş

(22)

ile ibadet yerlerinin ve tarihi eserlerin etrafının, Belediyeye maddi sıkıntı yaratacak şekilde düzenlenmemesi yerinde olacaktır. Kent civarı baştanbaşa yeşil sahalar ve mesire alanları ile dolu olduğuna göre, şehir içinde fazla sayıda ve genişlikte yeşil sahalar tertiplenmemesi de yerinde olacak ve İmar Planı’nın tatbik kabiliyetini arttıracaktır. Şehrin inkişaf sahası oldukça azdır. Bu sebeple, mevcut sahadan mümkün mertebe fazlaca istifade edilmelidir. Şehrin güney tarafı arızalı; kuzey kısmı demiryolu ve fabrikalarla sınırları çevrilmiş; doğu ve batı tarafları da askeri tesisler ve cephaneliklerle sınırlıdır. Bütün bu dar çerçeve içerisinde şehir, imkân nispetinde fa çalışacaktır. Doğu tarafında cephaneliklerin ve Azot Sitesi kuzeyinin, batıda Çamlıca şosesi güneyindeki yerlerin, kuzeyde ise Yıldırım Beyazıt mahallesi ile Kütahya-Balıkesir demiryoluna kadar uzanan kısmın inkişaf sahasına dâhil edilmesi şarttır. Şehir dâhilinde karayolu ile demiryolu kavşaklarından 3 tanesi özellikle önemlidir. Bunlardan Bursa yolu ile Tavşanlı yolunun demiryolunu kestiği yerlerde birer üst geçit düşünülmesi, hava alanı ve civarına giden karayolunun İstasyon yakınındaki hemzemin geçidinin demiryolu makaslarını daha az kat edecek şekilde, daha uygun bir yere kaldırılması gerekmektedir. Kütahya’yı baştanbaşa kat eden Kapan deresinin tamamen doldurulması ve yol haline getirilmesi takarrür etmiş bulunduğundan, bu dere güzergâhının İmar Planında müsait bir yol olarak ele alınması, Sarı dere üzerinde de lüzumlu yerlere köprüler konması faydalıdır. Yeni iskân sahalarında bahçeli büyük blokların ve yüksek bina kitlelerinin düşünülmesi ve vakti ile yapılmış olan imar tadillerinin mümkün mertebe göz önüne alınması şehrin bünyesine daha uygun düşecektir. Bu arada, Yıldırım Beyazıt mahallesinin İmar Planında aynen kalması, Belediyenin bir gelir kaynağı temin etmesi dolayısıyla imar gücünü arttıracaktır. Kütahya eski geleneklerine uygun olarak, hemen her semtinde birer umumi çamaşırlık mevcuttur. Bu çamaşırlıkların da mümkün mertebe muhafazası gerekmektedir. İnkişaf sahalarının tertibinde, tatbiki mümkün olabilen uygulamalarda bulunulması, Belediyenin altından kalkamayacağı yüklerle baş başa bırakılmaması, yeni İmar Planı’nın istikbali açısından özellikle önemlidir. Değişmeyen bir tesis olması hasebiyle, mevcut demiryolunun Devlet Demir Yolları İdaresinden alınabilecek müstakbel Gar binası meydanının Devlet Su İşleri Sulama kanalının dikkate alınması gerekmektedir (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 24-25).

Kütahya kentinde kara, hava ve demiryolu22 ulaşımı bulunmakla birlikte,

demiryolu ile nakliyat önemli yer tutmaktadır. Karayolunda, İstanbul-Konya ve Ankara-İzmir karayollarının Kütahya’dan geçmesi dolayısıyla Kütahya’dan İstanbul, Ankara, İzmir, Denizli, Aydın, Manisa, Balıkesir, Antalya, Isparta, Burdur, Konya, Adana, Mersin ve Uşak’a daimi olarak transit vasıta geçmektedir.

22 Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1938 sonlarında CHP Genel Sekreterliğine sunmuş olduğu Kütahya hakkındaki

tetkiklerini içeren raporunda, Kütahya halkının demiryolu inşaatına başlanacağı sırada, bu hizmetin gavur icadı olması sebebiyle şehre sokulması aleyhinde yer almıştır. Demiryolunun şehre olan faydalarını gördükten sonra bu zihniyetin değiştiğini belirtmektedir. Bu konuda bkz: (BCA, 1940: 101-102).

(23)

Şehrin civar kaza ve köylerle komşu kentlere karayolu bağlantısı Afyon, Eskişehir ve Tavşanlı caddeleri üzerindendir. Şehir içinde, merkezi İstasyona ve kenar mahallere bağlanmak üzere Belediye otobüsleri işlemektedir. Bunun dışında, taksi otoları, faytonlar şehir içi yolcu naklini; kamyon ve kamyonetler de eşya naklini sağlamaktadır. Kentte çok miktarda yük arabası kullanılmaktadır. Motorsiklet ve bisiklet adedi fazla değildir (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 18-19)23.

Kentin civarı baştanbaşa mesirelik yerler olması ve kent merkezine çok

yakın bulunması dolayısıyla park yeri azdır ve buna ihtiyaç duyulmamaktadır. İstasyon caddesi başında ve sonunda birer park, Hisar arkasında bir park, gazino ve irili ufaklı bahçeler bulunmaktadır. Ayrıca, Ahırardı semti baştan başa park ve lunapark olarak ayrılmıştır ve imarına başlanacağı bildirilmiştir. İstasyon Bulvarı başındaki Belediye Parkı takriben 25 bin metrekare; İstasyon bahçesi 6 bin metrekare; Belediye bahçesi 5 bin metrekare; Ahırardı park yeri 60 bin metrekaredir. Kentte, Orduevi ve Şeker Fabrikasındakiler hariç, 2 adet kifayetsiz çocuk bahçesi bulunmaktadır. Balıklı semtinde bulunan bahçe bin metrekare; Belediye parkının yanındaki ise beş yüz metrekare civarındadır (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 19-20).

1960 yılında hazırlanan İmar Komisyonu Raporu’nda, Hükümetin, yeni Ticaret ve Sanayi Odasının, Memleket Hastanesi ve Doğumevi Pavyonu ile Verem Kliniğinin, Çocuk Yetiştirme ve Bakımevinin yerleri tespit edilmiş bulunan Bankaların, hububat silolarının, elektrik ana ve tali trafolarının mevcut olduğu yerlerde muhafazası; Jandarma Okulu, Hava Eğitim Tugayı ve hava alanı ile benzeri tesislerin de mümkün olabilenlerinin muhafazası; Adliye ve Defterdarlık binalarına Hükümet Meydanında yer ayrılması, Cezaevinin Belediye’den bu maksatla Hazineye verilmiş olan Çamlıca şosesi tarafındaki arsasına nakli, fabrikalar mıntıkasına ve Tavşanlı yolu yakınlarına uygun bir yere İşçi Sigortaları için gelecekte 500 yataklı bir hastane yeri ayrılması uygun görülmektedir (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 26). Zahire pazarı, hayvan pazarı, sebze ve meyve pazarı, semt pazar yerleri, bunların garajları, toptancı ve perakendeci halleri, mezbaha ve tesisleri, soğuk hava deposu, buzhane yerlerinin de düşünülmesi faydalı görülmüştür. Bunların daha çok imar tadillerinde belirtilen yerlerde tertibi, mahalli ihtiyaçlara daha uygun olacaktır. Bedesten, marangoz ve keresteciler, ateşli küçük sanatlar, küçük sanayi çarşısı ve her semtte bol miktarda dükkân yeri, oto tamirhaneleri, arabacılar, kalaycılar, demircilere ait yerleri yıkama yağlama ve akaryakıt istasyonları, tabakhaneler, kent otogarı, ayrıca kamyon ve arabalar için barınak olabilecek garajlar, otoparklar düşünülmeli; sanayi mıntıkası olarak da, kurulmuş olan fabrikaların bulunduğu mahalleri esas alınmalıdır. Kentte mevcut, bilhassa büyük yer

(24)

tutan çini imalathaneleri gibi çeşitli işletmelerin de dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 25).

1960 yılı itibariyle kentteki fabrika ve imalathanelerden Tuğla ve Kiremit Fabrikaları, Şeker Fabrikası ve Azot Fabrikası kent merkezinden biraz ayrılmış ve Kütahya-Balıkesir demiryolu kuzeyinde yer almışlardır. Diğerleri ise kent dâhilinde ve meskenler arasında yayılmış durumdadır. Mezarlık için Belediye tarafından satın alınmış olan Ok meydanındaki yerin İmar Planında da mezarlık yeri olarak ayrılması kararlaştırılmıştır. Kentin temizlik işleri çok ilkel vaziyettedir. Kent çöplerinin kentten uzak bir yere atılmasının temini Kütahya Belediyesinden

talep edilmiştir. İnkişaf sahalarına engel teşkil eden askeri cephaneliklerin mümkün olduğu kadar şehir dışına çıkartılması düşünülmüştür. Genelevin Belediye tarafından tespit olunan yerde düşünülmesi kararlaştırılmıştır. İstasyon binası, Gar meydanı ve demiryolu anbarı ile diğer tesislerinin fenni gerekliliklere göre projeye işlenmesi; İtfaiye için merkez ve şube garaj ve tesisleri düşünülmesi; Stadyum ve diğer oyun sahalarının planda dikkate alınması gerekmektedir. Bütün bu tesislerin, daha önce gerekli tetkikleri yapılarak, çeşitli tadillerle İmar Planına dâhil edilmiş olması dolayısıyla Yeni İmar Planının düzenlenmesi sırasında bu etüt ve tespitlerden azami derecede faydalanılması ve imkân nispetinde aynı esas üzerinde yürünmesi, kent için faydalı ve imar planımızın istikbali bakımından garantili bir netice doğuracaktır. Kent içinden geçmesi tasarlanan karayollarının mümkün mertebe şehri parçalamayacak şekilde yeniden tespit edilmesi kararlaştırılmıştır (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 15-25; BCA, 1938: 6).

Kent, iyi vasıflarda içme suyuna sahip değildir. Halihazırdaki şehir suyu Kundukviran mevkiinde bulunan 10 adet menbadan toplama havuzlarına toplanarak 7 kilometre mesafeden Hisar mevkiindeki iki depoya getirilmekte ve buradan şehre dağıtılmaktadır. İki deponun toplam hacmi 1.200 tondur. Ayrıca, Azat sanayi ve Şeker Fabrikası’nın kendi yer altı tesisleri ve sondaj kuyuları mevcuttur. Şehre 32 kilometre mesafede, İnci köyü civarında bulunan kıymetli bir içme suyu da Kütahya Belediyesine aittir. Bu su şehre getirilebildiği takdirde, içme suyu ihtiyacı tamamen ve kullanma suyu ihtiyacı da kısmen halledilmiş olacaktır (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 22-23; Ulus, 10.02.1938: 6). Şeker Fabrikası, Azot Sanayi ve Hava Eğitim Tugayı İtfaiyelerinden başka, Kütahya Belediyenin de İtfaiye teşkilatı ve elemanları mevcuttur. Sulama işi sadece İtfaiye arazözü ile yapılmaktadır. Şehrin eski kısmının daha çok ahşap yapılarda müteşekkil oluşu, evlerin sık, sokakların dar bir halde bulunuşu ve bu evlerde oturanların yangına müsait saman, ot ve benzeri malzemelerle iştigali, kentte yangın riskinin artmasına sebep olmaktadır (Kütahya İmar Komisyonu Raporu, 1960: 24).

Referanslar

Benzer Belgeler

1942 yılında Avni Dilligil’in girişimi ile kurulan Ses Tiyatrosu Operet Topluluğu İstanbul operet yaşamına büyük katkıda bulunmuştur.Bu dönem Şehir Tiyatrosu’ndan daha

The results of the error correction model (ECM) test, which is to test the short-term equilibrium relationship, show that all independent variables (interest

Kendiliğinden ortaya çıkan okuryazarlığın bileşenlerinden olan sesbilgisel farkındalık becerisi, yazı kavramları bilgisi, alfabe bilgisi ve isim yazma becerisinin okul

Bu araĢtırmanın amacı; Türk çizgi roman sanatının ilk tek kahramanlı çizgi romanlarından olan Tarkan ve Köroğlu çizgi romanlarında ortak ve değiĢen Milli ve

Asian Pacific Journal of Cancer Prevention, Vol 15, 2014 7317 DOI:http://dx.doi.org/10.7314/APJCP.2014.15.17.7317 Reliability of Colposcopy in Turkey: Correlation with Pap smear

Ancak bu durumun gerçekliği dijital teknolojilerin sunduğu sanallıkla oluşturulduğundan yine beden ve mekan arasındaki devingenliğin sorgusuna dönülmüş ve bedenin

IV. Aynı kalıtsal yapı ve özellikte iki Dna oluşur F.. TEOG DENEME-3 ÇAĞRI BULUT -SÜLEYMAN KARAKAYA-TAHSİN SARI-OKAN YENİGÜN 12. Şekilde eşeyli üreyen canlılara ait

Derya Köroğlu, varlığının Yeni Türkü'yü devam ettirmeye yeteceğini söylüyor.. İş inada